How to build your confidence -- and spark it in others | Brittany Packnett Cunningham | TED

1,966,988 views ・ 2019-06-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Didem Tari Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
So when I was a little girl,
0
12708
1851
Ben küçük bir kızken
00:14
a book sat on the coffee table in our living room,
1
14583
3310
giriş kapısından birkaç adım ötedeki oturma odamızda,
00:17
just steps from our front door.
2
17917
2017
sehpanın üzerinde bir kitap dururdu.
00:19
And the living room is a first impression.
3
19958
2518
Oturma odası, ilk izlenimdir.
00:22
Ours had white carpet
4
22500
1601
Bizimkinde beyaz bir halı
00:24
and a curio of my mother's most treasured collectibles.
5
24125
4042
ve annemin en kıymetli koleksiyonunun sergilendiği bir vitrin vardı.
00:28
That room represented the sacrifices of generations gone by
6
28875
4559
Bu oda, yoksulluk veya politika yüzünden, bir koleksiyon vitrini şöyle dursun,
00:33
who, by poverty or by policy,
7
33458
2976
onları içine koyacak orta sınıf bir evi dahi karşılayamadan
00:36
couldn't afford a curio of collectibles
8
36458
2518
giden nesillerin fedakârlıklarını
00:39
let alone a middle class house to put them in.
9
39000
3268
temsil ediyordu.
00:42
That room had to stay perfect.
10
42292
2684
O oda mükemmel olmalıydı.
00:45
But I would risk messing up that perfect room every day
11
45000
3768
Ama ben, her gün sadece bu kitabı görmek için
00:48
just to see that book.
12
48792
2892
o mükemmel odayı dağıtma riskini alırdım.
00:51
On the cover sat a woman named Septima Clark.
13
51708
3476
Kitabın kapağında Septima Clark isimli bir kadın oturuyordu.
00:55
She sat in perfect profile with her face raised to the sky.
14
55208
4893
Yüzünü gökyüzüne çevirmiş, mükemmel bir profille oturuyordu.
01:00
She had perfect salt-and-pepper cornrows
15
60125
2601
Başının her iki yanından sarkan
01:02
platted down the sides of her head,
16
62750
1809
siyah beyaz kırçıllı örgüleri vardı
01:04
and pride and wisdom just emanated from her dark skin.
17
64583
4893
ve koyu teninden gurur ve bilgelik yayılıyordu.
01:09
Septima Clark was an activist and an educator,
18
69500
2684
Septima Clark sonunda kariyerimin inşasında model aldığım
01:12
a woman after whom I'd eventually model my own career.
19
72208
4560
bir aktivist ve eğitimciydi.
01:16
But more than all the words she ever spoke,
20
76792
2476
Ama şimdiye kadar dile getirdiği tüm kelimelerden öte
01:19
that single portrait of Septima Clark,
21
79292
3017
Septima Clark'ın o portresi benim için,
01:22
it defined confidence for me
22
82333
2476
daha kelime anlamını dahi bilmezken
01:24
before I ever even knew the word.
23
84833
2726
öz güvenin ne olduğunu anlatmaktaydı.
01:27
It may sound simple,
24
87583
1310
Kulağa çok basit gelebilir
01:28
but confidence is something that we underestimate the importance of.
25
88917
4851
ama öz güven önemini azımsadığımız bir şey.
01:33
We treat it like a nice-to-have instead of a must-have.
26
93792
3476
Onu, olması gerekliden ziyade, olsa iyi olur şeklinde değerlendiriyoruz.
01:37
We place value on knowledge and resources
27
97292
3476
Bilgi ve kaynaklara, sosyal beceri addettiğimiz
01:40
above what we deem to be the soft skill of confidence.
28
100792
4351
öz güvenden daha fazla değer veriyoruz.
01:45
But by most measures, we have more knowledge
29
105167
2684
Fakat çoğu ölçeğe göre bugün tarihin herhangi bir noktasında
01:47
and more resources now than at any other point in history,
30
107875
3184
sahip olduğumuzdan daha fazla bilgi ve kaynağa sahibiz;
01:51
and still injustice abounds and challenges persist.
31
111083
5084
yine de haksızlıklar artıyor ve zorluklar devam ediyor.
01:56
If knowledge and resources were all that we needed,
32
116667
2934
Eğer bilgi ve kaynaklar bize gereken tek şey olsaydı;
01:59
we wouldn't still be here.
33
119625
2309
hâlâ burada olmazdık.
02:01
And I believe that confidence is one of the main things
34
121958
2643
Bu denklemde eksik kalan temel ögelerden birinin
02:04
missing from the equation.
35
124625
1667
öz güven olduğuna inanıyorum.
02:07
I'm completely obsessed with confidence.
36
127208
2768
Öz güven konusunda tamamen takıntılıyım.
02:10
It's been the most important journey of my life,
37
130000
2268
Bu, hayatımın en önemli seyahati oldu;
02:12
a journey that, to be honest, I'm still on.
38
132292
3142
öyle bir seyahat ki, hâlâ devam ediyorum.
02:15
Confidence is the necessary spark before everything that follows.
39
135458
5685
Öz güven, takip eden her şeyden önce olan gerekli kıvılcımdır.
02:21
Confidence is the difference between being inspired
40
141167
3476
Öz güven, ilham almak ile gerçekten başlamak
02:24
and actually getting started,
41
144667
2434
ya da yapılana kadar denemek ile
02:27
between trying and doing until it's done.
42
147125
4018
yapmak arasındaki farktır.
02:31
Confidence helps us keep going even when we failed.
43
151167
3708
Öz güven, kaybettiğimizde dahi devam etmemize yardımcı olur.
02:36
The name of the book on that coffee table was "I Dream A World,"
44
156125
4934
O sehpanın üstündeki kitabın adı "Bir Dünya Hayal Ediyorum" idi
02:41
and today I dream a world where revolutionary confidence
45
161083
4518
ve ben bugün devrimci öz güvenin en iddialı hayallerimizi
02:45
helps bring about our most ambitious dreams into reality.
46
165625
5309
gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olduğu bir dünyayı hayal ediyorum.
02:50
That's exactly the kind of world that I wanted to create in my classroom
47
170958
3435
Öğretmenlik yaparken bu, saf hayal gücüne dayanan
02:54
when I was a teacher,
48
174417
1309
Willy Wonka benzeri dünya
02:55
like a Willy Wonka world of pure imagination,
49
175750
2684
ama akademik versiyonu, tam da sınıfımda
02:58
but make it scholarly.
50
178458
1250
yaratmak istediğim tür dünyaydı.
03:01
All of my students were black or brown.
51
181083
3268
Tüm öğrencilerim siyahi veya beyaz ırktan olmayan çocuklardı.
03:04
All of them were growing up in a low-income circumstance.
52
184375
2708
Tamamı düşük gelir şartlarında yetişiyordu.
03:08
Some of them were immigrants, some of them were disabled,
53
188167
3017
Bir kısmı göçmendi, bir kısmı engelliydi
03:11
but all of them were the very last people
54
191208
2976
ancak hepsi, bu dünyanın
03:14
this world invites to be confident.
55
194208
2792
öz güvenli olmaya davet ettiği en son insanlardı.
03:17
That's why it was so important that my classroom be a place
56
197875
3434
İşte bu yüzden, sınıfımın, öğrencilerimin öz güven kası
03:21
where my students could build the muscle of confidence,
57
201333
3393
inşa edebilecekleri; her yeni günü kendi hayallerinin imgesi uyarınca
03:24
where they could learn to face each day with the confidence you need
58
204750
3434
dünyayı yeniden dizayn edebilmeleri için gereken öz güven ile karşılamayı
03:28
to redesign the world in the image of your own dreams.
59
208208
4143
öğrenebilecekleri bir yer olması, son derece önemliydi.
03:32
After all, what are academic skills without the confidence to use those skills
60
212375
4976
Nihayetinde dışarı çıkıp dünyayı değiştirmede kullanmak için
öz güveni yoksa akademik beceriler neye yarardı.
03:37
to go out and change the world.
61
217375
1958
03:40
Now is when I should tell you about two of my students, Jamal and Regina.
62
220208
3851
Şimdi size iki öğrencimden bahsetmeliyim, Jamal ve Regina.
03:44
Now, I've changed their names, but their stories remain the same.
63
224083
3768
Şimdi isimlerini değiştirdim ancak hikâyeleri aynı.
03:47
Jamal was brilliant, but unfocused.
64
227875
3476
Jamal zekiydi ama odaklanamazdı.
03:51
He would squirm in his chair during independent work,
65
231375
2768
Bağımsız çalışma sırasında sandalyesinde kıvranırdı
03:54
and he would never stay still for more than three or four minutes.
66
234167
4017
ve asla üç-dört dakikadan fazla sabit duramazdı.
03:58
Students like Jamal can perplex brand new teachers
67
238208
2643
Jamal gibi öğrenciler, yeni öğretmenleri şaşırtabilirler
04:00
because they're not quite sure how to support young people like him.
68
240875
3958
çünkü onun gibi gençleri nasıl destekleyeceklerini pek bilemezler.
04:06
I took a direct approach.
69
246000
1434
Ben direkt bir yaklaşım seçtim.
04:07
I negotiated with Jamal.
70
247458
2893
Jamal'la müzakere ettim.
04:10
If he could give me focused work,
71
250375
1601
Bana odaklanmış bir iş verirse,
04:12
then he could do it from anywhere in the classroom,
72
252000
2434
o zaman sınıfın herhangi bir yerinden,
04:14
from our classroom rug, from behind my desk,
73
254458
2601
sınıf halımızdan, masamın arkasından,
04:17
from inside his classroom locker, which turned out to be his favorite place.
74
257083
4042
en sevdiği yer olduğu ortaya çıkan sınıf dolabının içinden dahi yapabilirdi.
04:22
Jamal's least favorite subject was writing,
75
262458
2518
Jamal'in en az sevdiği ders yazma idi
04:25
and he never wanted to read what he had written out loud in class,
76
265000
3601
ve hiçbir zaman yazdıklarını sınıfta sesli okumak istemezdi
04:28
but we were still making progress.
77
268625
2392
ama yine de gelişme kaydediyorduk.
04:31
One day, I decided to host a mock 2008 presidential election
78
271041
4102
Bir gün, sınıfta kurgusal 2008 başkanlık seçimi
04:35
in my classroom.
79
275167
1309
düzenlemeye karar verdim.
04:36
My third graders had to research and write a stump speech
80
276500
3476
Üçüncü sınıflarım, kendi seçtikleri şu adaylar için araştırıp
04:40
for their chosen candidate:
81
280000
1393
seçim konuşması yazmalıydı:
04:41
Barack Obama, Hillary Clinton or John McCain.
82
281417
3851
Barack Obama, Hillary Clinton veya John McCain.
04:45
The heavy favorites were obvious,
83
285292
1976
Yoğun favoriler açıktı
04:47
but one student chose John McCain.
84
287292
3059
ancak bir öğrenci John McCain'i seçti.
04:50
It was Jamal.
85
290375
1250
O Jamal'dı.
04:52
Jamal finally decided to read something that he had written out loud in class,
86
292583
4768
Jamal nihayet yazdığı bir şeyi sınıfta yüksek sesle okumaya karar verdi
04:57
and sure enough, Jamal stunned all of us with his brilliance.
87
297375
3851
ve tabii ki Jamal hepimizi zekasıyla şaşırttı.
05:01
Just like Jamal's dad, John McCain was a veteran,
88
301250
4059
Jamal'ın babası gibi, John McCain de gaziydi
05:05
and just like Jamal's dad protected him,
89
305333
2268
ve Jamal tıpkı babasının kendisini koruduğu gibi
05:07
Jamal believed that John McCain would protect the entire country.
90
307625
4143
John McCain'in de tüm ülkeyi koruyacağına inanıyordu.
05:11
And he wasn't my candidate of choice, but it didn't matter,
91
311792
2809
O benim seçim adayım değildi ama bunun bir önemi yoktu
05:14
because the entire class erupted into applause,
92
314625
4143
çünkü, sonunda o yıl ilk kez en öz güvenli hâliyle ortaya çıkan
05:18
a standing ovation for our brave friend Jamal
93
318792
2851
cesur arkadaşımız Jamal için
05:21
who finally showed up as his most confident self
94
321667
3476
tüm sınıf alkışa boğuldu,
05:25
for the first time that year.
95
325167
1833
ayakta alkışlandı.
05:28
And then there was Regina.
96
328208
2351
Ve sonra Regina vardı.
05:30
Regina was equally as brilliant, but active.
97
330583
2851
Regina eşit derecede parlak ama aktifti.
05:33
She'd inevitably finish her work early,
98
333458
2560
Kaçınılmaz olarak işini erken bitirir
05:36
and then she'd get on about the business of distracting other students.
99
336042
3767
ve sonra diğer öğrencilerin dikkatini dağıtma işine başlardı.
05:39
(Laughter)
100
339833
1310
(Kahkaha)
05:41
Walking, talking,
101
341167
2267
Yürüme, konuşma,
öğretmenlerin nefret ettiği ama çocukların bayıldığı notları verme.
05:43
passing those notes that teachers hate but kids love.
102
343458
2518
Bunlardan bolca vermiş gibi görünüyorsun.
05:46
You look like you passed a lot of them.
103
346000
1893
05:47
(Laughter)
104
347917
1351
(Kahkaha)
05:49
Despite my high ideals for our classroom,
105
349292
3392
Sınıfımız için yüksek ideallerime rağmen
05:52
I would too often default to my baser instincts,
106
352708
3476
kötü içgüdülerime çok sık dönüyor
05:56
and I would choose compliance over confidence.
107
356208
3643
ve uyumu güvene tercih ediyordum.
05:59
Regina was a glitch in my intended system.
108
359875
3851
Regina planladığım sistemde bir aksaklıktı.
06:03
A good teacher can correct misbehavior
109
363750
2643
İyi bir öğretmen davranış bozukluklarını düzeltirken
06:06
but still remain a student's champion.
110
366417
1851
hâlâ öğrencinin şampiyonu olarak kalır.
06:08
But on one day in particular,
111
368292
2142
Ama özellikle bir gün,
06:10
I just plain old chose control.
112
370458
2685
sıradan eski kontrol yöntemini seçtim.
06:13
I snapped,
113
373167
1684
Patladım
06:14
and my approach didn't communicate to Regina
114
374875
2559
ve bu yaklaşımım Regina'ya
06:17
that she was being a distraction.
115
377458
2601
dikkat dağıttığı mesajını iletmedi.
06:20
My approach communicated to Regina that she herself was a distraction.
116
380083
4917
Yaklaşımım, Regina'ya kendisinin dikkat dağıtıcı olduğunu iletti.
06:26
I watched the light go out from her eyes,
117
386042
2226
Gözlerindeki ışığın silinişini izledim,
06:28
and that light sparked joy in our classroom.
118
388292
3559
ki o ışık sınıfımızda sevinç yaratırdı.
06:31
I had just extinguished it.
119
391875
2143
Onu tam anlamıyla söndürmüştüm.
06:34
The entire class became irritable,
120
394042
2642
Tüm sınıf hırçınlaştı
06:36
and we didn't recover for the rest of the day.
121
396708
2584
ve günün geri kalanında düzelemedik.
06:40
I think about the day often,
122
400250
2434
Sık sık o günü düşünürüm
06:42
and I have literally prayed that I did not do irreparable harm,
123
402708
4518
ve onulmaz bir şekilde zarar vermediğim için gerçekten dua ederim
çünkü eskiden Regina gibi küçük bir kız olan bir kadın olarak
06:47
because as a woman who used to be a little girl just like Regina,
124
407250
5559
06:52
I know that I could have started the process of killing her confidence
125
412833
4101
öz güvenini öldürme sürecini başlatabileceğimi biliyorum
06:56
forever.
126
416958
1250
hem de sonsuza kadar.
06:58
A lack of confidence pulls us down from the bottom
127
418833
3143
Öz güven eksikliği bizi dipten aşağıya doğru çeker
07:02
and weighs us down from the top,
128
422000
1976
ve yukarıdan alta doğru iter
07:04
crushing us between a flurry of can'ts, won'ts and impossibles.
129
424000
5184
ve yapamaz, yapmayacak ve imkansız telaşları arasında ezer.
07:09
Without confidence, we get stuck,
130
429208
2601
Öz güven olmadan sıkışıp kalırız
07:11
and when we get stuck, we can't even get started.
131
431833
3250
sıkışıp kaldığımızda ise başlayamayız bile.
07:16
Instead of getting mired in what can get in our way,
132
436083
2560
Önümüze çıkabilecekler karşısında çamura batmak yerine
07:18
confidence invites us to perform with certainty.
133
438667
4017
öz güven bizi emin bir şekilde yapmaya davet eder.
07:22
We all operate a little differently when we're sure we can win
134
442708
3060
Hepimiz, kazanabileceğimize emin olduğumuz durum ile
07:25
versus if we just hope we will.
135
445792
2726
kazanacağımızı umduğumuz durumda biraz farklı çalışırız.
07:28
Now, this can be a helpful check.
136
448542
1976
Şimdi, bu faydalı bir kontrol olabilir.
07:30
If you don't have enough confidence,
137
450542
1767
Yeterli öz güvenin yoksa
07:32
it could be because you need to readjust your goal.
138
452333
2726
bu, hedefini yeniden ayarlaman gerektiği için olabilir.
07:35
If you have too much confidence,
139
455083
1560
Eğer çok fazla öz güvenin varsa,
07:36
it could be because you're not rooted in something real.
140
456667
4142
gerçek olan bir şeye dayanmadığın için olabilir.
07:40
Not everyone lacks confidence.
141
460833
2601
Herkes öz güven eksikliği çekmemekte.
07:43
We make it easier in this society for some people to gain confidence
142
463458
4518
Tercih ettiğimiz liderlik arketipine uydukları için toplumdaki bazı insanların
07:48
because they fit our preferred archetype of leadership.
143
468000
3958
öz güven kazanmalarını kolaylaştırıyoruz.
07:52
We reward confidence in some people
144
472833
2518
Bazı insanların öz güvenini ödüllendirirken
07:55
and we punish confidence in others,
145
475375
2476
bazılarınınkini cezalandırıyoruz
07:57
and all the while far too many people
146
477875
2518
ve bu süre zarfında pek çok insan
08:00
are walking around every single day without it.
147
480417
3392
ortalıkta her gün öz güvensiz dolaşıyor.
08:03
For some of us,
148
483833
2393
Kimimiz için,
08:06
confidence is a revolutionary choice,
149
486250
2667
öz güven devrimci bir seçenektir
08:09
and it would be our greatest shame
150
489833
2310
ve sırf öz güven motorumuz olmadığı için
08:12
to see our best ideas go unrealized
151
492167
3101
en iyi fikirlerimizin gerçekleşmediğini
08:15
and our brightest dreams go unreached
152
495292
2476
en parlak hayallerimizin ulaşılamaz olduğunu görmek
08:17
all because we lacked the engine of confidence.
153
497792
3851
en büyük utancımız olabilir.
08:21
That's not a risk I'm willing to take.
154
501667
2166
Bu almak istediğim bir risk değil.
08:24
So how do we crack the code on confidence?
155
504792
2059
Peki öz güven kodunu nasıl çözeceğiz?
08:26
In my estimation, it takes at least three things:
156
506875
3518
Tahminime göre en az üç şey gerekli:
08:30
permission, community and curiosity.
157
510417
3416
izin, topluluk ve merak.
08:34
Permission births confidence,
158
514625
1893
İzin, öz güveni doğurur,
08:36
community nurtures it
159
516542
2517
topluluk onu besler
08:39
and curiosity affirms it.
160
519083
1834
ve merak bunu onaylar.
08:41
In education, we've got a saying,
161
521833
1768
Eğitimde bir deyişimiz var:
08:43
that you can't be what you can't see.
162
523625
2726
Göremediğiniz bir şey olamazsınız.
08:46
When I was a little girl, I couldn't show confidence
163
526375
2643
Küçük bir kızken, biri bana gösterinceye kadar
08:49
until someone showed me.
164
529042
2141
öz güven gösteremedim.
08:51
My family used to do everything together,
165
531207
1976
Ailem sıradan şeyler de dahil olmak üzere
08:53
including the mundane things, like buying a new car,
166
533207
2686
her şeyi birlikte yapardı, yeni bir araba almak gibi
08:55
and every time we did this,
167
535917
1517
ve bunu her yaptığımızda
08:57
I'd watch my parents put on the exact same performance.
168
537458
4268
ailemin tam anlamıyla aynı performansı sergilemesini izlerdim.
09:01
We'd enter the dealership,
169
541750
1434
Bayiye girerdik,
09:03
and my dad would sit
170
543208
2768
annem alışveriş yaparken
09:06
while my mom shopped.
171
546000
2143
babam otururdu.
09:08
When my mom found a car that she liked,
172
548167
2642
Annem sevdiği bir araba bulduğunda,
09:10
they'd go in and meet with the dealer,
173
550833
2185
içeriye girip satıcıya görüşürlerdi
09:13
and inevitably, every time the dealer would turn his attention
174
553042
3851
ve kaçınılmaz olarak, her seferinde satıcı,
09:16
and his body to my dad,
175
556917
3017
kesenin ağzını ve dolayısıyla bu müzakereyi
09:19
assuming that he controlled the purse strings
176
559958
2351
babamın kontrol ettiğini düşünerek
09:22
and therefore this negotiation.
177
562333
1976
dikkatini ve vücudunu babama çevirirdi.
09:24
"Rev. Packnett," they'd say, "how do we get you into this car today?"
178
564333
4500
"Muhterem Packnett," derdi, "bugün sizi bu arabaya nasıl sokarız?"
09:29
My dad would inevitably respond the same way.
179
569833
3893
Babam kaçınılmaz olarak aynı şekilde cevap verirdi.
09:33
He'd slowly and silently gesture toward my mother
180
573750
4851
Anneme doğru yavaşça ve sessizce bir jest yapıp
09:38
and then put his hands right back in his lap.
181
578625
2143
hemen ellerini kucağına geri koyardı.
09:40
It might have been the complete shock
182
580792
1934
80'lerde siyah bir kadınla,
09:42
of negotiating finances with a black woman in the '80s,
183
582750
2851
finansal müzakereye girmek tam anlamıyla bir şok olabilirdi
09:45
but whatever it was,
184
585625
1309
ama her ne idiyse,
09:46
I'd watch my mother work these car dealers over
185
586958
3476
annemin, bu araba satıcıları üzerinde
arabayı neredeyse bedavaya verene kadar çalışmasını izlerdim.
09:50
until they were basically giving the car away for free.
186
590458
2601
09:53
(Laughter)
187
593083
1310
(Kahkaha)
09:54
She would never crack a smile.
188
594417
1458
Asla gülümsemezdi.
09:56
She would never be afraid to walk away.
189
596958
2334
Asla çekip gitmekten korkmazdı.
10:00
I know my mom just thought she was getting a good deal on a minivan,
190
600333
3893
Annemin, tam da, o minibüste iyi bir anlaşma kaptığını düşündüğünü
10:04
but what she was actually doing
191
604250
2143
biliyorum ama aslında annem,
10:06
was giving me permission to defy expectations
192
606417
4642
benden kim şüphelenirse şüphelensin,
beklentilere karşı çıkmam ve yeteneklerimi öz güvenle göstermeme izin veriyordu.
10:11
and to show up confidently in my skill no matter who doubts me.
193
611083
3625
10:15
Confidence needs permission to exist
194
615750
3559
Öz güvenin var olması için izin olması gerekiyor
10:19
and community is the safest place to try confidence on.
195
619333
4268
ve topluluk, öz güveni denemek için en güvenli yer.
10:23
I traveled to Kenya this year to learn about women's empowerment
196
623625
3059
Bu yıl Masai kadınları arasında kadınların güçlendirilmesine dair
10:26
among Maasai women.
197
626708
1685
bilgi edinmek için Kenya'ya gittim.
10:28
There I met a group of young women
198
628417
2059
Orada, Kenya'nın ilk tamamı kadınlardan oluşan
10:30
called Team Lioness,
199
630500
1684
topluluk korucu gruplarından olan
10:32
among Kenya's first all-female community ranger groups.
200
632208
4393
Team Lioness adlı bir grup genç kadınla tanıştım.
10:36
These eight brave young women were making history
201
636625
3143
Bu sekiz cesur genç kadın henüz genç olmalarına rağmen
10:39
in just their teenage years,
202
639792
1517
tarih yazıyorlardı
10:41
and I asked Purity, the most verbose young ranger among them,
203
641333
4226
ve aralarındaki en lafebesi, genç korucu Purity'e şöyle sordum:
10:45
"Do you ever get scared?"
204
645583
1935
"Hiç korkar mısın?"
10:47
I swear to you, I want to tattoo her response all over my entire body.
205
647542
4267
Yemin ederim, cevabını tüm vücuduma dövme yaptırmak istiyorum.
10:51
She said, "Of course I do,
206
651833
2768
"Tabii ki korkuyorum
10:54
but I call on my sisters.
207
654625
2309
ama kızkardeşlerimi çağırıyorum.
10:56
They remind me that we will be better than these men
208
656958
3518
Onlar bana bu adamlardan daha iyi olacağımızı ve başarısız
11:00
and that we will not fail."
209
660500
1542
olmayacağımızı hatırlatıyorlar.”
11:03
Purity's confidence to chase down lions and catch poachers,
210
663125
3601
Purity'nin aslanları kovalayıp avcıları yakalama konusundaki öz güveni,
11:06
it didn't come from her athletic ability or even just her faith.
211
666750
4351
atletik yeteneğinden ya da sadece inancından kaynaklanmıyordu.
11:11
Her confidence was propped up by sisterhood,
212
671125
3684
Onun öz güveni kızkardeşlik tarafından,
11:14
by community.
213
674833
1768
topluluk tarafından destekleniyordu.
11:16
What she was basically saying was that if I am ever in doubt,
214
676625
3934
Temel olarak söylediği şey, şüphede olduğum zaman,
11:20
I need you to be there
215
680583
2310
umudumu geri kazanmak
11:22
to restore my hope
216
682917
1892
ve eminliğimi yeniden inşa etmek için
11:24
and to rebuild my certainty.
217
684833
2935
orada olmana ihtiyacım olduğuydu.
11:27
In community, I can find my confidence
218
687792
4559
Topluluk içinde öz güvenimi bulabilirim
11:32
and your curiosity can affirm it.
219
692375
3226
ve merakın bunu onaylayabilir.
11:35
Early in my career, I led a large-scale event
220
695625
2518
Kariyerimin başlarında, tam planlandığı gibi gitmeyen
11:38
that did not go exactly as planned.
221
698167
2226
büyük ölçekli bir etkinliğe öncülük ettim.
11:40
I'm lying to you. It was terrible.
222
700417
2726
Yalan söylüyorum. Berbattı.
11:43
And when I debriefed the event with my manager,
223
703167
2392
Etkinliği yöneticimle değerlendirdiğimde
11:45
I just knew that she was going to run down the list
224
705583
2810
muhtemelen doğumumdan itibaren, şimdiye dek yapmış olduğum
11:48
of every mistake I had ever made,
225
708417
2309
tüm hataların listesini
11:50
probably from birth.
226
710750
1476
sayacağını biliyordum.
11:52
But instead, she opened with a question:
227
712250
4184
Onun yerine, bir soru ile başladı:
11:56
What was your intention?
228
716458
1709
Niyetin neydi?
11:59
I was surprised but relieved.
229
719500
2893
Şaşırmıştım ama rahatlamıştım.
12:02
She knew that I was already beating myself up,
230
722417
2892
Benim zaten kendimi dövüyor olduğumu biliyordu
12:05
and that question invited me to learn from my own mistakes
231
725333
4476
ve bu soru, zaten kırılgan olan öz güvenime zarar vermek yerine
12:09
instead of damage my already fragile confidence.
232
729833
3893
beni kendi hatalarımdan öğrenmeye davet etti.
12:13
Curiosity invites people to be in charge of their own learning.
233
733750
5101
Merak, insanları kendi öğrenmelerinden sorumlu olmaya davet eder.
12:18
That exchange, it helped me approach my next project
234
738875
3809
Bu değişim, bir sonraki projeme
12:22
with the expectation of success.
235
742708
2584
başarı beklentisiyle yaklaşmama yardımcı oldu.
12:26
Permission, community, curiosity:
236
746750
3375
İzin, topluluk, merak:
12:31
all of these are the things that we will need to breed the confidence
237
751042
4476
tüm bunlar, öz güveni beslemek için ihtiyaç duyacağımız şeyler
12:35
that we'll absolutely need to solve our greatest challenges
238
755542
4059
en büyük sorunlarımızı çözmek
12:39
and to build the world we dream,
239
759625
2601
ve eşitsizliğin sona erdiği adaletin gerçek olduğu
12:42
a world where inequity is ended and where justice is real,
240
762250
5101
dışarıda ve içeride özgür olacağımız çünkü hepimiz özgür olana kadar
12:47
a world where we can be free on the outside and free on the inside
241
767375
3226
hiçbirimizin özgür olmadığını bildiğimiz bir dünya inşa etmek için
12:50
because we know that none of us are free until all of us are free.
242
770625
4559
kesinlikle ihtiyacımız olan şeylerdir.
12:55
A world that isn't intimidated by confidence
243
775208
2726
Bir kadında ya da siyahi birinde
12:57
when it shows up as a woman
244
777958
1935
ya da tercih ettiğimiz liderlik arketiplerinin dışında
12:59
or in black skin
245
779917
1267
herhangi bir kimsede
13:01
or in anything other than our preferred archetypes of leadership.
246
781208
4560
ortaya çıktığı zaman öz güvenden korkmayan bir dünya.
13:05
A world that knows that that kind of confidence
247
785792
2559
Bu tür bir öz güvenin, tam da istediğimiz geleceğin kilidini açmak için
13:08
is exactly the key we need to unlock the future that we want.
248
788375
4625
ihtiyacımız olan anahtar olduğunu bilen bir dünya.
13:14
I have enough confidence to believe that that world
249
794042
2892
O dünyanın bir gün gerçekleşeceğine
13:16
will indeed come to pass,
250
796958
2310
ve bunu başaracak olanların
13:19
and that we are the ones to make it so.
251
799292
3267
bizler olduğuna inanacak öz güvene sahibim.
13:22
Thank you so much.
252
802583
1310
Çok teşekkürler.
13:23
(Applause)
253
803917
3416
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7