Why do we blame individuals for economic crises? | Liene Ozolina

47,027 views ・ 2020-10-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Ufuk Elif Rodoplu
00:13
It was a cold, sunny March day.
0
13370
3209
Soğuk, güneşli bir Mart günüydü.
00:17
I was walking along the street in Riga.
1
17318
2557
Riga'da cadde boyunca yürüyordum.
00:20
I remember the winter was slowly coming to an end.
2
20796
3246
Kış mevsiminin yavaş yavaş bittiğini hatırlıyorum.
00:24
There was still some snow around here and there,
3
24066
2747
Hâlâ etrafta biraz kar vardı
00:26
but the pavement was already clear and dry.
4
26837
2990
ama kaldırım temiz ve kuruydu.
00:30
If you've lived in Riga,
5
30151
1245
Eğer Riga'da yaşadıysanız
00:31
you will know that feeling of relief that the first signs of spring bring,
6
31420
5375
baharın getirdiği ilk işaretlerin verdiği rahatlık hissini bilirsiniz
00:36
and you no longer have to trudge through that slushy mix
7
36819
2706
ve o, vıcık vıcık kar ve çamur karışımından
00:39
of snow and mud on the streets.
8
39549
1679
güçlükle yürümek zorunda değilsinizdir.
00:42
So there I am, enjoying my stroll,
9
42099
3163
Orada gezintimin tadını çıkarırken
00:45
as I suddenly notice a stencil on the pavement in front of me,
10
45286
5389
aniden önümdeki kaldırıma basılmış,
00:50
a graffiti:
11
50699
1185
koyu gri tuğlaların üstüne yazılmış
00:53
white letters painted on these dark grey bricks.
12
53177
3779
beyaz harflerden oluşan bir duvar yazısı fark ettim.
00:56
It says,
13
56980
1469
"Sorumluluğunuz nerede?" diyordu.
00:58
"Where is your responsibility?"
14
58473
4719
01:04
The question stopped me in my tracks.
15
64904
2234
Bu soru beni olduğum yerde durdurdu.
01:08
As I'm standing there considering its meaning,
16
68102
3687
Orada durup anlamını düşünürken
01:11
I notice I'm standing outside the Riga Municipality Social Welfare Department.
17
71813
5151
Riga Belediyesi Sosyal Yardım Bakanlığı'nın önünde durduğumu fark ettim.
01:17
So it appears that the author of this graffiti, whoever it is,
18
77660
3830
Demek ki bu duvar yazısının sahibi her kimse,
01:21
is asking this question to people coming to apply for social assistance.
19
81514
4601
bu soruyu sosyal yardıma başvurmaya gelen insanlara soruyordu.
01:27
That winter,
20
87845
1458
O kış,
01:29
I had been doing research on the aftermath of the financial crisis in Latvia.
21
89327
5392
Letonya'daki finansal krizin sonuçları hakkında araştırma yapıyordum.
01:34
When the Global Financial Crisis erupted in 2008, Latvia got hit hard
22
94743
5083
Küresel Mali Kriz 2008 yılında patlak verdiğinde
01:39
as a small, open economy.
23
99850
2121
Letonya'nın küçük ve açık ekonomisi çok zarar gördü.
01:42
To balance the books,
24
102439
1176
Bilanço defterlerini dengelemek için
01:43
the Latvian government chose a strategy of internal devaluation.
25
103639
3773
Letonya hükûmeti, bir iç devalüasyon stratejisi edindi.
01:47
Now, in essence, that meant drastically reducing public budget spending,
26
107436
4575
Esasında bu, sert bir biçimde kamu bütçesinin harcamalarını azaltmak demekti.
01:52
so, slashing public sector workers' wages,
27
112035
2855
Yani kamu çalışanlarının maaşlarını kesmek,
01:54
shrinking civil service,
28
114914
1481
sivil kamu hizmetlerini azaltmak,
01:56
cutting unemployment benefits and other social assistance,
29
116419
3044
işssizlik parasını ve diğer sosyal yardımları kesmek
01:59
raising taxes.
30
119487
1514
ve vergileri arttırmak demekti.
02:01
My mother had been working as a history teacher her whole life.
31
121720
3308
Annem, hayatı boyunca bir tarih öğretmeni olarak çalışmıştı.
02:05
The austerity for her meant seeing her salary cut by 30 percent
32
125575
5457
Tasarruf etmek, onun için aniden maaşının %30'unun
02:11
all of a sudden.
33
131056
1483
kesilmesini görmek demekti.
02:12
And there were many in a situation like hers or worse.
34
132563
3210
Annemin bulunduğu ya da daha kötü durumda olan birçok insan vardı.
02:15
The costs of the crisis were put on the shoulders of ordinary Latvians.
35
135797
4733
Bu krizin bedeli, sıradan Letonyalıların omuzlarına bindirilmişti.
02:22
As a result of the crisis and the austerity,
36
142056
3045
Krizin ve tasarruf etmenin sonucunda
02:25
the Latvian economy shrank by 25 percent in a two-year period.
37
145125
4507
Letonya ekonomisi iki yıllık bir dönemde %25 küçüldü.
02:29
Only Greece suffered an economic contraction
38
149656
2868
Sadece Yunanistan, karşılaştırılabilir bir ölçekte
02:32
of a comparable scale.
39
152548
1839
ekonomik daralmadan muzdarip olmuştu.
02:35
Yet, while Greeks were out in the streets for months
40
155772
3319
Ama Yunanlar, Atina'da sürekli ve sıklıkla şiddetli
02:39
staging continuous, often violent protests in Athens,
41
159115
4145
prostestolar yaparak aylarca sokaktaydılar.
02:43
all was quiet in Riga.
42
163284
3168
Riga'daki herkes ise sessizdi.
02:47
Prominent economists were fighting in the columns of "The New York Times"
43
167504
3714
Önde gelen ekonomistler "The New York Times" gazetesinin köşe yazılarında
02:51
about this curious extreme Latvian experiment
44
171242
3617
tasarruf etme rejiminin bu ilginç ve aşırı
02:54
of this austerity regime,
45
174883
2191
Letonyalı tecrübesi hakkında kavga ediyorlardı
02:57
and they were watching on in disbelief
46
177098
1873
ve Letonyalı toplumun buna
02:58
how the Latvian society was putting up with it.
47
178995
2398
nasıl katlandığına inanamayarak olanı izliyorlardı.
03:02
I was studying in London at the time,
48
182607
1853
O zamanlar Londra'da okuyordum
03:04
and I remember the Occupy movement there
49
184484
2734
ve oradaki işgal hareketini,
03:07
and how it was spreading from city to city,
50
187242
2498
şehirden şehire nasıl yayıldığını hatırlıyorum.
03:09
from Madrid to New York to London,
51
189764
2129
Madrid'den New York'a oradan Londra'ya.
03:11
the 99 percent against the one percent.
52
191917
2555
%99'a karşı %1.
03:14
You know the story.
53
194496
1312
Hikâyeyi biliyorsunuz.
03:16
Yet when I arrived in Riga,
54
196534
2357
Ama Riga'ya vardığımda
03:18
there were no echoes of the Occupy here.
55
198915
2368
işgalin yankıları yoktu.
03:21
Latvians were just putting up with it.
56
201897
2250
Letonyalılar sadece buna katlanıyorlardı.
03:24
They "swallowed the toad," as the local saying goes.
57
204889
4187
Yerel bir tabirle, istemeden yapılması gerekeni yapıyorlardı.
03:30
For my doctoral research,
58
210202
1762
Doktora araştırmam için
03:31
I wanted to study how the state-citizen relationship was changing in Latvia
59
211988
4509
Sovyet öncesi dönemde devlet-vatandaş ilişkisinin Letonya'da nasıl değiştiği
03:36
in the post-Soviet era,
60
216521
1667
üzerine çalışmak istedim.
03:38
and I had chosen the unemployment office
61
218212
2319
Araştırma yeri olarak da
03:40
as my research site.
62
220555
1448
işsizlik ofisini seçtim.
03:42
And as I arrived there in that autumn of 2011,
63
222554
3459
2011'in sonbaharında oraya gittiğimde
03:46
I realized, "I am actually witnessing firsthand
64
226037
3796
"Aslında krizlerin etkilerinin nasıl vuku bulduğuna
03:49
how the effects of crises are playing out,
65
229857
2547
ve krizden en kötü şekilde etkilenen, işlerini kaybeden insanların
03:52
and how those worst affected by it, people who have lost their jobs,
66
232428
4046
nasıl tepki verdiğine ilk elden şahit oluyorum." dedim.
03:56
are reacting to it."
67
236498
1553
03:59
So I started interviewing people I met at the unemployment office.
68
239668
4923
İşsizlik ofisinde tanıştığım insanlarla röportaj yapmaya başladım.
04:05
They were all registered as job seekers and hoping for some help from the state.
69
245954
4714
Hepsi iş arayan olarak kayıt olmuşlardı ve devletten biraz yardım bekliyorlardı.
04:10
Yet, as I was soon discovering, this help was of a particular kind.
70
250692
4489
Ama çok geçmeden bu yardımın belirli bir türde olduğunu keşfediyordum.
04:15
There was some cash benefit,
71
255205
1552
Biraz nakit para yardımı vardı
04:16
but mostly state assistance came in the form of various social programs,
72
256781
4508
ama çoğunlukla devlet yardımı çeşitli sosyal programlar biçiminde oluyordu
04:21
and one of the biggest of these programs was called
73
261313
2434
ve bu programların en büyüğü
04:23
"Competitiveness-Raising Activities."
74
263771
2449
"Rekabeti Arttıran Aktiviteler" olarak adlandırılıyordu.
04:27
It was, in essence, a series of seminars
75
267279
1944
Esasında işsizlerin katılmaya teşvik edildiği
04:29
that all of the unemployed were encouraged to attend.
76
269247
2683
bir dizi seminerden oluşan bir programdı.
04:31
So I started attending these seminars with them.
77
271954
2890
Ben de onlarla bu seminerlere katılmaya başladım
04:35
And a number of paradoxes struck me.
78
275975
2652
ve birkaç paradoks dikkatimi çekti.
04:39
So, imagine:
79
279048
1484
Hayal edin:
04:41
the crisis is still ongoing,
80
281435
2839
Kriz hâlâ sürüyor,
04:44
the Latvian economy is contracting,
81
284298
2114
Letonya'nın ekonomisi daralıyor,
04:46
hardly anyone is hiring,
82
286436
2080
neredeyse kimseyi işe almıyorlar
04:48
and there we are,
83
288540
1489
ve biz orada
04:50
in this small, brightly lit classroom,
84
290053
3023
küçük, iyi aydınlatılmış o sınıfta
04:53
a group of 15 people,
85
293100
2258
15 kişilik bir grup olarak, iş piyasasında
04:55
working on lists of our personal strengths and weaknesses, our inner demons,
86
295382
4606
başarılı olmamızı engellediği söylenen kişisel güçlü yanlarımızın,
05:00
that we are told are preventing us from being more successful
87
300012
3091
zayıflıklarımızın ve içimizdeki uğursuzlukların olduğu listeler
05:03
in the labor market.
88
303127
1564
üzerinde çalışıyoruz.
05:05
As the largest local bank is being bailed out
89
305727
2887
En büyük yerel banka kurtarılırken
05:08
and the costs of this bailout are shifted onto the shoulders of the population,
90
308638
4606
ve bu kurtarmanın bedeli nüfusun omuzlarına yüklenirken
05:13
we are sitting in a circle and learning how to breathe deeply
91
313268
5401
bir daire içinde oturuyor ve stresli hissettiğimizde
05:18
when feeling stressed.
92
318693
1864
derin bir nefes almayı öğreniyoruz.
05:20
(Breathes deeply)
93
320581
2876
(Derin bir nefes alır)
05:25
As home mortgages are being foreclosed
94
325265
2451
İpotekli evlere el konulurken
05:27
and thousands of people are emigrating,
95
327740
2552
ve binlerce insan göç ederken
05:30
we are told to dream big and to follow our dreams.
96
330316
3799
bize büyük hayaller kurmamız ve hayallerimizi takip etmemiz söylendi.
05:35
As a sociologist,
97
335524
1165
Bir sosyolog olarak
05:36
I know that social policies are an important form of communication
98
336713
4521
sosyal politikaların devlet ve vatandaş arasındaki iletişimin
05:41
between the state and the citizen.
99
341258
1922
önemli bir biçimi olduğunu biliyorum.
05:43
The message of this program was,
100
343753
1745
Bu programda verilen mesaj,
05:45
to put it in the words of one of the trainers,
101
345522
2190
eğitimcilerden birinin sözlerini dile getirmek gerekirse,
05:47
"Just do it."
102
347736
1166
05:48
She was, of course, citing Nike.
103
348926
1843
"Sadece yap."
Tabii ki de Nike'dan alıntı yapıyordu.
05:51
So symbolically, the state was sending a message to people out of work
104
351478
4144
Devlet sembolik olarak işsiz insanlara bir mesaj gönderiyordu;
05:55
that you need to be more active, you need to work harder,
105
355646
3697
daha aktif olmalısınız, daha çok çalışmalısınız,
05:59
you need to work on yourself, you need to overcome your inner demons,
106
359367
3275
kendinizi geliştirmelisiniz, içinizdeki uğursuzlukları yenmelisiniz,
06:02
you need to be more confident --
107
362666
1578
kendinize daha fazla güvenmelisiniz.
06:04
that somehow, being out of work was their own personal failure.
108
364268
4141
Sanki işsiz olmak onların kişisel başarısızlıklarıymış gibi.
06:09
The suffering of the crisis
109
369038
2578
Krizin ızdırapları,
06:11
was treated as this individual experience of stress
110
371640
3141
derin ve düşünceli nefes almakla
06:14
to be managed in one's own body
111
374805
1862
birisinin vücudunda üstesinden gelinen
06:16
through deep and mindful breathing.
112
376691
2248
bireysel bir stres tecrübesi olarak muamele gördü.
06:22
These types of social programs that emphasize individual responsibility
113
382019
4001
Bireylerin sorumluluğuna vurgu yapan bu tarz programlar
06:26
have become increasingly common across the world.
114
386044
3051
gitgide dünya genelinde yaygınlaştı.
06:29
They are part of the rise of what sociologist Loïc Wacquant calls
115
389119
3757
Sosyolog Loic Wacquant'ın "Neoliberal İnsan Başlı At Devleti"
06:32
the "neoliberal Centaur state."
116
392900
2793
olarak adlandırdığı bir yükselişin parçasılar.
06:35
Now, the centaur, as you might recall,
117
395717
1831
Sizin de anımsayacağınız üzere insan başlı at,
06:37
is this mythical creature in ancient Greek culture,
118
397572
2656
Antik Yunan kültüründeki mitolojik bir yaratık.
06:40
half human, half beast.
119
400252
1583
Yarı insan yarı canavar.
06:41
It has this upper part of a human and the lower part of a horse.
120
401859
4929
Üst bedeni bir insan bedeniyken alt bedeni bir atın gövdesinden oluşuyor.
06:46
So the Centaur state is a state
121
406812
2583
İnsan Başlı At Devleti,
06:49
that turns its human face to those at the top of the social ladder
122
409419
4832
alt tabakadakiler hor görülüp kaçışırken
06:54
while those at the bottom are being trampled over,
123
414275
3207
insan yüzünü üst tabakaya dönen
06:57
stampeded.
124
417506
1249
bir devlet demek.
06:58
So top income earners and large businesses
125
418779
2474
Yani zirvedeki yüksek gelirliler ve büyük işletmeler
07:01
can enjoy tax cuts and other supportive policies,
126
421277
3550
vergi indirimi ve diğer destekleyici politikalardan yararlanırken
07:04
while the unemployed, the poor
127
424851
2496
işsizlerden ve yoksullardan
07:07
are made to prove themselves worthy for the state's help,
128
427371
3306
devletin yardımı için değerli olduklarını kanıtlamaları,
07:10
are morally disciplined,
129
430701
1827
ahlaki anlamda disiplinli olmaları isteniyor,
07:12
are stigmatized as irresponsible or passive or lazy
130
432552
3380
sorumsuz, pasif ya da tembel olarak damgalanıyor
07:15
or often criminalized.
131
435956
1871
ya da sıklıkla suçlu muamelesi görüyorlar.
07:19
In Latvia, we've had such a Centaur state model
132
439065
3579
Letonya'da 90'lardan beri kesin olarak
07:22
firmly in place since the '90s.
133
442668
2279
mevcut olan bir İnsan Başlı At devletimiz var.
07:24
Take, for example, the flat income tax that we had in place up until this year
134
444971
4250
Örneğin, bu yıla kadar yürürlükte olan sabit gelir vergisini düşünelim.
07:29
that has been benefiting the highest earners,
135
449245
2351
Bu vergi, en çok kazanan insanların yararınayken
07:31
while one quarter of the population keeps living in poverty.
136
451620
3754
nüfusun dörtte biri yoksulluk içinde yaşamaya devam ediyor.
07:35
And the crisis and the austerity has made these kinds of social inequalities worse.
137
455820
5250
Kriz ve tasarruf etme bu tarz sosyal eşitsizlikleri daha da kötü hâle getirdi.
07:41
So while the capital of the banks and the wealthy has been protected,
138
461094
4459
Bankaların başkenti ve varlıklı insanlar korunurken
07:45
those who lost the most
139
465577
1762
en çok kaybeden insanlara
07:47
were taught lessons in individual responsibility.
140
467363
3248
bireysel sorumlulukla ilgili dersler öğretiliyordu.
07:52
Now, as I was talking to people who I met at these seminars,
141
472097
4345
O seminerlerde tanıştığım insanlarla konuşurken
07:56
I was expecting them to be angry.
142
476466
2258
sinirli olmalarını bekliyordum.
07:59
I was expecting them
143
479158
1310
Bireysel sorumlulukla ilgili
08:00
to be resisting these lessons in individual responsibility.
144
480492
2866
olan bu derslere karşı çıkmalarını bekliyordum.
08:03
After all, the crisis was not their fault, yet they were bearing the brunt of it.
145
483382
4334
Ne de olsa kriz onların suçu değildi yine de yüküne katlanıyorlardı.
08:08
But as people were sharing their stories with me,
146
488417
3251
Ama insanlar benimle hikâyelerini paylaştıkça
08:11
I was struck again and again
147
491692
2536
sorumluluk fikrinin gücü
08:14
by the power of the idea of responsibility.
148
494252
4231
tekrar tekrar dikkatimi çekti.
08:19
One of the people I met was Žanete.
149
499596
2489
Tanıştığım insanlardan bir tanesi Žanete'ydi.
08:23
She had been working for 23 years
150
503299
2990
23 yıl çalışmıştı,
08:26
teaching sewing and other crafts at the vocational school in Riga.
151
506313
4454
Riga'daki meslek okulunda dikiş ve diğer el işlerini öğretmişti.
08:30
And now the crisis hits,
152
510791
2319
Şimdi ise kriz ortaya çıktı
08:33
and the school is closed as part of the austerity measures.
153
513134
3119
ve okul, tasarruf etme tedbiri olarak kapatıldı.
08:36
The educational system restructuring was part of a way of saving public money.
154
516277
5934
Eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması kamu parasını korumanın bir yoluydu.
08:42
And 10,000 teachers across the country lose their jobs,
155
522235
3098
Ülke genelinde 10.000 öğretmen işini kaybetti
08:45
and Žanete is one of them.
156
525333
1630
ve Žanete de onlardan biri.
08:46
And I know from what she's been telling me
157
526963
2933
İşini kaybetmenin onu çaresiz bir duruma
08:49
that losing her job has put her in a desperate situation;
158
529920
2742
soktuğunu bana anlattıklarından biliyorum.
08:52
she's divorced, she has two teenage children that she's the sole provider for.
159
532686
4193
Boşanmış ve ihtiyaçlarını karşılaması gereken 2 genç çocuğu var.
08:56
And yet, as we are talking,
160
536903
2490
Yine de konuşurken
08:59
she says to me that the crisis is really an opportunity.
161
539417
4170
krizin gerçekten bir fırsat olduğunu söyledi.
09:04
She says, "I turn 50 this year.
162
544579
3501
"Bu sene 50 yaşına giriyorum,
09:08
I guess life has really given me this chance to look around, to stop,
163
548104
4926
sanırım hayat bana bu şansı etrafıma bakmam ve durmam için verdi.
09:13
because all these years I've been working nonstop,
164
553054
2375
Çünkü bunca yıl aralıksız çalıştım,
09:15
had no time to pause.
165
555453
1463
durmak için zamanım yoktu.
09:16
And now I have stopped,
166
556940
1823
Şimdi durdum
09:18
and I've been given an opportunity to look at everything and to decide
167
558787
4644
ve her şeye bakmam,
09:23
what it is that I want
168
563455
1564
neyi isteyip neyi istemediğime
09:25
and what it is that I don't want.
169
565043
1812
karar vermem için bir fırsat verildi.
09:26
All this time, sewing, sewing, some kind of exhaustion."
170
566879
3707
Bunca zaman dikiş dikmek bir tür yorgunluktu." dedi.
09:31
So Žanete is made redundant after 23 years.
171
571783
3744
Žanete 23 yıl sonra işten çıkarıldı.
09:35
But she's not thinking about protesting.
172
575551
2346
Ama protesto etmeyi düşünmüyor.
09:37
She's not talking about the 99 percent against the one percent.
173
577921
3874
%99'a karşı %1 hakkında konuşmuyor.
09:41
She is analyzing herself.
174
581819
1929
Kendini inceliyor
09:44
And she was thinking pragmatically of starting a small business
175
584309
3022
ve pragmatik olarak yatak odasının dışında
09:47
out of her bedroom
176
587355
1574
turistlere satmak için
09:48
making these little souvenir dolls to sell to tourists.
177
588953
3464
küçük hediyelik bebekler yaparak küçük bir işletme kurmayı düşünüyordu.
09:52
I also met Aivars at the unemployment office.
178
592441
2560
İşsizlik ofisinde Aivars'la da tanıştım.
09:55
Aivars was in his late 40s,
179
595025
2115
Aivars 40'lı yaşlarının sonlarındaydı,
09:57
he had lost a job at the government agency overseeing road construction.
180
597164
4510
devlet kurumundaki yol inşaatını yönettiği işini kaybetmişti.
10:02
To one of our meetings, Aivars brings a book he's been reading.
181
602333
4082
Aivars, toplantılarımızın birine okumakta olduğu bir kitap getirdi.
10:06
It's called "Vaccination against Stress, or Psycho-energetic Aikido."
182
606439
6857
Kitabın adı "Strese Karşı Aşılama ya da Psiko-Enerjik Aikido."
10:14
Now, some of you might know that aikido is a form of martial art,
183
614030
3236
Aikido'nun bir çeşit dövüş sanatını olduğunu bilirsiniz.
10:17
so, psycho-energetic aikido.
184
617290
2593
Yani psiko-enerjik aikido.
10:20
And Aivars tells me that after several months
185
620780
2776
Aivars, işten uzaktayken birkaç aylık
10:23
of reading and thinking and reflecting while being out of work,
186
623580
3551
okumadan, düşünmeden ve yansımadan sonra
10:27
he has understood that his current difficulties are really his own doing.
187
627155
5751
mevcut olan zorluklarının gerçekten kendi işi olduğunu anladığını söyledi.
10:33
He says to me,
188
633310
1550
"Bunu kendim yarattım.
10:34
"I created it myself.
189
634884
1928
Benim için iyi olmayan
10:36
I was in a psychological state that was not good for me.
190
636836
3040
psikolojik bir durumdaydım.
10:39
If a person is afraid to lose their money, to lose their job,
191
639900
3329
Eğer bir insan parasını, işini kaybetmekten korkuyorsa
10:43
they start getting more stressed, more unsettled, more fearful.
192
643253
3007
daha çok stresli, istikarsız ve korkak olmaya başlıyor.
10:46
That's what they get."
193
646284
1591
Karşılaştıkları sonuç da bu." dedi.
10:48
As I ask him to explain,
194
648504
1893
Dediklerini açıklamasını istediğimde
10:50
he compares his thoughts poetically to wild horses running in all directions,
195
650421
4312
düşüncelerini şairane bir şekilde her yöne koşturan vahşi atlarla kıyasladı
10:54
and he says, "You need to be a shepherd of your thoughts.
196
654757
3014
ve "Düşüncelerinin çobanı olmalısın,
10:58
To get things in order in the material world,
197
658757
2278
maddi dünyada bir şeyleri düzene koymak için
11:01
you need to be a shepherd of your thoughts,
198
661059
2022
düşüncelerinin çobanı olmalısın,
11:03
because it's through your thoughts that everything else gets orderly."
199
663105
3383
çünkü her şey senin düşüncelerinle düzene girer."
11:06
"Lately," he says, "I have clearly understood
200
666512
2244
"Son zamanlarda açıkça anladım ki
11:08
that the world around me, what happens to me,
201
668780
2509
etrafımdaki dünya, bana ne olduğu
11:11
people that enter in my life ... it all depends directly on myself."
202
671313
3576
ve hayatıma giren insanlar doğrudan bana bağlı." dedi.
11:14
So as Latvia is going through this extreme economic experiment,
203
674913
5122
Yani Letonya bu aşırı ekonomik tecrübeyi yaşarken
11:20
Aivars says it's his way of thinking that has to change.
204
680059
3142
Aivars, kendi düşünce tarzının değişmesi gerektiğini söyledi.
11:23
He's blaming himself for what he's going through at the moment.
205
683225
4711
Şu anda başına gelen şeyler için kendisini suçluyor.
11:28
So taking responsibility is, of course, a good thing, right?
206
688799
4871
Sorumluluk almak tabii ki iyi bir şey, değil mi?
11:33
It is especially meaningful
207
693694
2158
Özellikle Sovyet öncesi toplumda,
11:35
and morally charged in a post-Soviet society,
208
695876
2579
devlete güvenmenin Sovyet geçmişinin
11:38
where reliance on the state is seen as this unfortunate heritage
209
698479
3533
talihsiz bir mirası olarak görüldüğü zamanda
11:42
of the Soviet past.
210
702036
1305
anlamlı ve ahlaki bir şekilde sorumlu olmak iyi bir şey.
11:43
But when I listen to Žanete and Aivars and to others,
211
703888
3052
Ama Žanete, Aivars ve diğerlerini dinlediğimde
11:46
I also thought how cruel this question is --
212
706964
3527
bu sorunun ne kadar acımasız, ne kadar cezalandırıcı
11:50
"Where is your responsibility?" --
213
710515
1904
olduğunu düşündüm:
11:52
how punishing.
214
712443
1224
"Sorumluluğunuz nerede?"
11:53
Because, it was working as a way of blaming and pacifying people
215
713691
4057
Çünkü krizden en kötü şekilde etkilenen insanları
11:57
who were hit worst by the crisis.
216
717772
2272
suçlama ve yatıştırma yöntemi olarak çalışıyordu.
12:00
So while Greeks were out in the streets, Latvians swallowed the toad,
217
720068
3544
Yani Yunanlar sokaklara dökülmüşken Letonyalılar yapılması gerekeni yaptılar
12:03
and many tens of thousands emigrated,
218
723636
3303
ve başka bir sorumluluk alma yöntemi olarak
12:06
which is another way of taking responsibility.
219
726963
2792
on binlercesi göç etti.
12:12
So the language, the language of individual responsibility,
220
732009
3284
Bireysel sorumluluğun dili,
12:15
has become a form of collective denial.
221
735317
2382
toplu bir inkâr biçimine dönüştü.
12:18
As long as we have social policies that treat unemployment
222
738342
3106
İşsizlere bireysel başarısızlık olarak muamele eden
12:21
as individual failure
223
741472
1771
sosyal politikalarımız oldukça
12:23
but we don't have enough funding for programs that give people real skills
224
743267
3920
ama insanların yeteneğini geliştiren ya da iş yerleri yaratan
12:27
or create workplaces,
225
747211
1577
programlar için yeterince kaynağımız olmadıkça
12:28
we are blind of the policymakers' responsibility.
226
748812
3181
politika üreticilerinin sorumluluğunu göremeyeceğiz.
12:32
As long as we stigmatize the poor as somehow passive or lazy
227
752017
3847
Her nedense yoksulları pasif ya da tembel olarak damgaladıkça
12:35
but don't give people real means to get out of poverty
228
755888
2596
ama insanlara yoksulluktan çıkmaları için göç dışında
12:38
other than emigrating,
229
758508
1522
gerçek bir çare vermedikçe
12:40
we are in denial of the true causes of poverty.
230
760054
3894
yoksulluğun gerçek sebeplerini inkâr edeceğiz.
12:43
And in the meantime,
231
763972
1849
Bu süre içinde
12:45
we all suffer,
232
765845
1271
hepimiz muzdarip oluyoruz,
12:48
because social scientists have shown with detailed statistical data
233
768060
4215
çünkü sosyal bilimciler detaylı istatiksel veriyle
12:52
that there are more people with both mental and physical health problems
234
772299
4569
ekonomik eşitsizliği yüksek olan toplumlarda daha çok insanın
12:56
in societies with higher levels of economic inequality.
235
776892
4199
hem akli hem de fiziki sağlık sorunları olduğunu gösterdi.
13:01
So social inequality is apparently bad for not only those with least resources
236
781115
5419
Yani açıkça sosyal eşitsizlik sadece en az kaynaklara sahip olanlar için değil,
13:06
but for all of us,
237
786558
1188
hepimiz için kötü bir şey,
13:07
because living in a society with high inequality
238
787770
2486
çünkü eşitsizliğin fazla olduğu bir toplumda yaşamak
13:10
means living in a society with low social trust and high anxiety.
239
790280
4179
düşük sosyal güvenin ve yüksek endişenin olduğu bir toplumda yaşamak demek.
13:14
So there we are.
240
794928
1179
İşte buradayız,
13:16
We're all reading self-help books,
241
796131
1886
hepimiz kişisel gelişim kitapları okuyoruz,
13:18
we try to hack our habits,
242
798041
1708
alışkanlıklarımızı bırakmaya çalışıyoruz,
13:19
we try to rewire our brains,
243
799773
1838
beynimizi yeniden yapılandırmaya çalışıyoruz,
13:21
we meditate.
244
801635
1705
meditasyon yapıyoruz.
13:23
And it helps, of course, in a way.
245
803364
2368
Tabii ki bir şekilde bunlar yardımcı oluyor.
13:26
Self-help books help us feel more upbeat.
246
806414
2686
Kişisel gelişim kitapları daha neşeli hissetmemize yardım ediyor,
13:29
Meditation can help us feel more connected to others spiritually.
247
809124
4934
meditasyon diğerlerine ruhsal olarak daha bağlı olduğumuzu hissettiriyor.
13:34
What I think we need
248
814947
1641
Bence ihtiyacımız olan şey
13:36
is as much awareness of what connects us to one another socially,
249
816612
5029
bizi sosyal olarak diğerine bağlayan şey hakkında daha farkında olmamız,
13:41
because social inequality hurts us all.
250
821665
2911
çünkü sosyal eşitsizlik hepimize zarar veriyor.
13:44
So we need more compassionate social policies
251
824600
3841
Yani daha az ahlaki dersi
13:48
that are aimed less at moral education
252
828465
3219
ve daha çok sosyal adaleti ve eşitliği
13:51
and more at promotion of social justice and equality.
253
831708
4538
hedefleyen daha merhametli sosyal politikalara ihtiyacımız var.
13:56
Thank you.
254
836270
1199
Teşekkür ederim.
13:57
(Applause)
255
837493
2504
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7