Neil Turok: 2008 TED Prize wish: An African Einstein

Neil Turok TED Ödülü isteğini dile getiriyor

64,736 views ・ 2008-03-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: melik emirhan tunalioglu Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:13
It was an incredible surprise to me
0
13160
3000
Aslında hayatımın her iki tarafınıda umursayan
00:16
to find out that there was actually an organization that cared about both parts of my life.
1
16160
6000
bir örgüt olduğunu öğrenmek benim için inanılmaz bir sürpriz oldu.
00:22
Because, basically,
2
22160
1000
Çünkü, aslında,
00:23
I work as a theoretical physicist.
3
23160
2000
Ben bir teorik fizikçi olarak çalışıyorum.
00:25
I develop and test models of the Big Bang,
4
25160
3000
Elde edilen verileri kullanarak,
00:28
using observational data.
5
28160
3000
Büyük Patlama modelleri geliştiriyor ve test ediyorum.
00:31
And I've been moonlighting for the last five years
6
31160
3000
Ve ben son beş yıldır ikinci bir işte çalışıyorum,
00:34
helping with a project in Africa.
7
34160
3000
Afrika'da bir projeye yardımcı oluyorum.
00:37
And, I get a lot of flak for this at Cambridge.
8
37160
4000
Ve, Bu yüzden Cambridge de bir çok sert eleştiriye mağruz kaldım.
00:41
People wonder, you know, "How do you have time to do this?" And so on.
9
41160
4000
Bilirsiniz, insanlar hayretle "Bunu yapacak vakti nereden buluyorsun?" gibi şeyler söylüyorlar.
00:45
And so it was simply astonishing to me
10
45160
3000
Ve benim için çok şaşırtıcı oldu
00:48
to find an organization that actually appreciated both those sides.
11
48160
4000
iki tarafında takdirini alan bir örgüt olduğunu öğrenmek.
00:52
So I thought I'd start off by just telling you a little bit about myself
12
52160
3000
Kendimden ve neden bu şizofrenik hayatı sürdürdüğümden
00:55
and why I lead this schizophrenic life.
13
55160
4000
bahsederek başlamak istiyorum.
00:59
Well, I was born in South Africa and my parents were imprisoned
14
59160
5000
Ben Güney Afrika'da doğdum ve ailem
01:04
for resisting the racist regime.
15
64160
2000
ırkçı rejime direndikleri için hapsedildi.
01:06
When they were released, we left and we went as refugees to Kenya and Tanzania.
16
66160
7000
Ailem serbest bırakıldıktan sonra orayı terkettik, mülteci olarak Kenya ve Tanzanya'ya gittik.
01:13
Both were very young countries then,
17
73160
2000
O zamanlar her iki ülkede çok gençti ve
01:15
and full of hope for the future.
18
75160
3000
geleceğe umutla bakıyorlardı.
01:18
We had an amazing childhood. We didn't have any money,
19
78160
2000
İnanılmaz bir çocukluk geçirdim. Hiç paramız yoktu
01:20
but we were outdoors most of the time.
20
80160
3000
ama çoğunlukla dışarıda vakit geçirirdik.
01:23
We had fantastic friends and we saw the wonders of the world,
21
83160
5000
Harika arkadaşlarımız vardı ve dünyanın çeşitli harikalarını gördük,
01:28
like Kilimanjaro, Serengeti and the Olduvai Gorge.
22
88160
6000
Kilimanjaro, Serengeti ve Olduvai Gorge gibi.
01:34
Well, then we moved to London for high school.
23
94160
2000
Sonra, lise için Londra'ya taşındık.
01:36
And after that -- there's nothing much to say about that.
24
96160
5000
Ve bundan sonrası -- bu konuda söyleyecek çok bir şey yok.
01:41
It was rather dull. But I came back to Africa
25
101160
4000
Oldukça tatsızdı. Ama 17 yaşımda Afrika'ya
01:45
at the age of 17, as a volunteer teacher
26
105160
4000
gönüllü bir öğretmen olarak geri döndüm.
01:49
to Lesotho, which is a tiny country,
27
109160
3000
Küçük bir ülke olan, Lesothoya,
01:52
surrounded at that time by apartheid South Africa.
28
112160
5000
o zamanlar ırkçı Güney Afrikalılar tarafından çevriliydi.
01:57
Well, 80 percent of the men in Lesotho
29
117160
3000
Lesothoda erkeklerin yüzde 80'ni
02:00
worked in the mines over the border,
30
120160
4000
acımasız şartlar altında,
02:04
in brutal conditions.
31
124160
3000
sınır boyunca madenler içinde çalışıyordu.
02:07
Nevertheless, I -- as I'm sure -- as a rather irritating young, white man
32
127160
6000
Buna rağmen, ben eminim ki -- rahatsız edici genç bir beyaz adam
02:13
coming into their village, I was welcomed with incredible hospitality and warmth.
33
133160
6000
köylerine geldi, Beni inanılmaz bir misafirperverlik ve sıcaklık ile karşıladılar.
02:19
But the kids were the best part.
34
139160
2000
Ama çocuklar en iyi parçasıydı.
02:21
The kids were amazing: extremely eager and often very bright.
35
141160
5000
Çocuklar şaşırtıcıydı: son derece istekli ve genellikle çok zekilerdi.
02:26
And I'm just going to tell you one story,
36
146160
2000
Ve ben size, beni etkileyen
02:28
which got through to me.
37
148160
3000
bir hikaye anlatacağım.
02:31
I used to try to take the kids outside as often as possible,
38
151160
2000
Mümkün olduğunca sık çocukları akademik bilgiler ile gerçek hayat arasında bağlantı kurmaya çalışsınlar diye
02:33
to try to connect the academic stuff with the real world.
39
153160
5000
dışarı çıkarırdım,
02:38
And they weren't used to that.
40
158160
3000
Ve buna hiç alışık degillerdi.
02:41
But I took them outside one day and I said,
41
161160
2000
Ama bir gün onları dışarı çıkarıp dedim ki,
02:43
"I want you to estimate the height of the building."
42
163160
3000
"Binanın yüksekliğini tahmin etmenizi istiyorum."
02:46
And I expected them to put a ruler next to the wall,
43
166160
3000
Ve ben onları duvara cetvel dayayıp,
02:49
size it up with a finger, and make an estimate of the height.
44
169160
5000
parmaklarıyla ölçüp, yüksekliğini tahmi edeceklerini bekliyordum.
02:54
But there was one little boy, very small for his age.
45
174160
4000
Ama küçük bir çocuk vardı, yaşıtlarına göre çok küçük.
02:58
He was the son of one of the poorest families in the village.
46
178160
3000
Köyün en fakir ailelerinden birinin oğluydu.
03:01
And he wasn't doing that. He was scribbling with chalk on the pavement.
47
181160
5000
Ve o yapmıyordu. O tebeşir ile kaldırımda karalama yapıyordu.
03:06
And so, I said -- I was annoyed -- I said, "What are you doing?
48
186160
3000
Ve ben -- rahatsız olmuştum -- "Ne yapıyorsun?
03:09
I want you to estimate the height of the building."
49
189160
2000
Senden binanın yüksekliğini tahmin etmeni istiyorum." dedim.
03:11
He said, "OK. I measured the height of a brick.
50
191160
3000
"Tamam. Bir tuğlanın yüksekliğini ölçtüm.
03:14
I counted the number of bricks and now I'm multiplying."
51
194160
5000
Toplam tuğla sayısını saydım ve şimdi çarpma işlemi yapıyorum." dedi.
03:19
Well -- (Laughter) -- I hadn't thought of that one.
52
199160
5000
(Gülüşmeler) -- Bu aklıma hiç gelmemişti.
03:24
And many experiences like this happened to me.
53
204160
4000
Ve buna benzer bir çok olay yaşadım.
03:28
Another one is that I met a miner. He was home on his three-month leave from the mines.
54
208160
8000
Başka bir olayda, bir madenci ile tanışmıştım. Madeni bırakıp üç aylığına evine gelmişti.
03:36
Sitting next to him one day, he said, "There's only one thing that I really loved at school.
55
216160
6000
Bir gün onun yanında otururken bana dedi ki, "Okulda gerçekten sevdiğim bir tek şey vardı
03:42
And you know what it was? Shakespeare." And he recited some to me.
56
222160
7000
onun ne olduğunu biliyor musun? Shakespeare." Ve bana biraz ezberinden okundu.
03:49
And these and many similar experiences convinced me
57
229160
4000
Bu ve buna benzer daha birçok deneyimler
03:53
that there are just tons of bright kids in Africa
58
233160
4000
beni Afrika'da bir çok zeki çocuğun olduğuna ikna etti.
03:57
-- inventive kids, intellectual kids --
59
237160
4000
Yaratıcı çocuklar, entellektüel çocuklar
04:01
and starved of opportunity.
60
241160
1000
ve fırsata hasretler.
04:02
And if Africa is going to get fixed, it's by them, not by us.
61
242160
6000
Ve eğer Afrika iyi bir duruma gelecek ise, bizim ile değil, onlar tarafından olacak.
04:08
Well, after -- (Applause) -- that's the truth.
62
248160
6000
Sonra -- (Alkışlar) -- gerçek bu.
04:14
Well, after Lesotho, I traveled across Africa
63
254160
3000
Lesotho'dan sonra, İngiltere'ye dönmeden önce
04:17
before returning to England
64
257160
2000
Afrika'yı boydan boya geçtim.
04:20
-- so gray and depressing, in comparison.
65
260160
3000
Karşılaştırılınca, çok gri ve karamsar.
04:23
And I went to Cambridge. And there, I fell for theoretical physics.
66
263160
7000
Cambridge'e gittim ve orada, teorik fiziğe aşık oldum.
04:30
Well, I'm not going to explain this equation,
67
270160
2000
Bu denklemi açıklamayacağım,
04:32
but theoretical physics is really an amazing subject.
68
272160
4000
ama teorik fizik gerçekten inanılmaz bir konu.
04:36
We can write down all the laws of physics we know in one line.
69
276160
6000
Bir satırda bütün fizik yasalarını yazabiliriz.
04:42
And, admittedly, it's in a very shorthand notation.
70
282160
5000
Kuşkusuz, çok kestirme bir gösterimle.
04:47
And it contains 18 free parameters,
71
287160
4000
Bu denklem uygun verileri yerine koyarak,
04:51
OK, which we have to fit to the data.
72
291160
3000
18 bağımsız değişken içerir.
04:54
So it's not the final story,
73
294160
2000
Bu hikayenin sonu değil,
04:56
but it's an incredibly powerful summary of everything we know
74
296160
5000
en temel düzeyde doğa hakkında bildiğimiz her şeyin
05:01
about nature at the most basic level.
75
301160
4000
inanılmaz güçlü bir özeti.
05:05
And apart from a few very important loose ends, which you've heard about here --
76
305160
4000
Ve hakkında burada duyduğunuz, bir kaç çok önemli ip uçu, --
05:09
like dark energy and dark matter --
77
309160
3000
karanlık enerji ve karanlık madde gibi --
05:12
this equation describes,
78
312160
2000
bu denklem evren hakkında her şeyi
05:14
seems to describe everything about the universe and what's in it.
79
314160
5000
ve içinde ne olduğunu açıklar.
05:19
But there's one big puzzle remaining,
80
319160
2000
Ama geriye kalan büyük bir bulmaca var,
05:21
and this was most succinctly put to me by my primary school math teacher in
81
321160
5000
ve bu bana çok basitçe hala bağlantıda olduğum
05:26
Tanzania, who's a wonderful Scottish lady
82
326160
3000
harika bir İskoç hanımefendisi olan
05:29
who I still stay in touch with.
83
329160
3000
Tanzanya'daki ilkokul matematik öğretmenim tarafından anlatıldı.
05:32
And she's now in her 80s.
84
332160
2000
Ve o şimdi 80'li yaşlarında.
05:34
And when I try to explain my work to her, she waved away all the details, and she said,
85
334160
5000
Ve ben ona işimi anlatmaya çalıştığımda, o detayları umursamayarak bana,
05:39
"Neil, there's only one question that really matters.
86
339160
5000
"Neil gerçekten önemli olan tek soru var.
05:44
What banged?" (Laughter)
87
344160
4000
Ne patladı?" dedi. (Gülüşmeler)
05:48
"Everyone talks about the Big Bang. What banged?"
88
348160
5000
"Herkes Büyük Patlama hakkında konuşuyor. Ne patladı?"
05:53
And she's right. It's a question we've all been avoiding.
89
353160
5000
Ve o haklı. Hepimizin kaçtığı bir soru.
05:58
The standard explanation is that the universe somehow sprang into existence,
90
358160
5000
Standart açıklama, evrenin aniden
06:03
full of a strange kind of energy
91
363160
2000
tamamen garip bir türdeki enerjiyle meydana gelmesidir
06:05
-- inflationary energy -- which blew it up.
92
365160
5000
ve bu şişkinlik enerjisi, patlamasına sebep oldu.
06:10
But the puzzle of why the universe emerged in that peculiar state
93
370160
4000
Ama evrenin bu tuhaf şekilde niye ortaya çıktığı
06:14
is completely unsolved.
94
374160
4000
hala tamamen çözülmemiş bir bilmece.
06:18
Now, I worked on that theory for a while, with Stephen Hawking and others.
95
378160
4000
Stephen Hawking ve diğerleri ile birlikte bir süre bu teori üzerine çalıştım.
06:22
But then I began to explore another alternative.
96
382160
3000
Ama sonra başka bir durumun farkına vardım.
06:25
The alternative is that the Big Bang wasn't the beginning.
97
385160
3000
Durum, Büyük Patlama'nın başlangıç olmamasıydı.
06:28
Perhaps the universe existed before the bang,
98
388160
3000
Belki de evren patlamadan önce vardı,
06:31
and the bang was just a violent event in a pre-existing universe.
99
391160
5000
ve patlama sadece önceden var olan evrenin yıkıcı bir süreciydi.
06:36
Well, this possibility is actually suggested
100
396160
3000
Evet, bu olasılık aslında son çalışmalarla
06:39
by the latest theories, the unified theories,
101
399160
3000
öngörülmekte, birleşik teoriler,
06:42
which try to explain all those 18 free parameters
102
402160
3000
bu 18 bağımsız değişkeni tek bir çatı altında toparlamaya çalışıyor
06:45
in a single framework, which will hopefully predict all of them.
103
405160
7000
biz de hepsini tatmin edici bir şekilde bir araya getirebileceğimizi umuyoruz.
06:52
And I'll just share a cartoon of this idea here.
104
412160
3000
Ve burada bu düşüncenin bir resmini paylaşmak istiyorum.
06:55
It's all I can convey. According to these theories,
105
415160
3000
Bütün paylaşabileceklerim bunlar. Bu teorilere göre
06:58
there are extra dimensions of space, not just the three we're familiar with,
106
418160
3000
uzayda aşina olduğumuz üç boyut dışında, ekstra boyutlar var,
07:01
but at every point in the room there are more dimensions.
107
421160
4000
her noktasında daha fazla boyut.
07:05
And in particular, there's one rather strange one,
108
425160
2000
Ve en mükemmel olan birleşik teoriler arasında
07:07
in the most elegant unified theories we have.
109
427160
3000
oldukça garip bir tanesi var.
07:10
The strange one looks likes this:
110
430160
2000
Şuna benziyor:
07:12
that we live in a three-dimensional world.
111
432160
3000
üç boyutlu bir dünyada yaşıyoruz.
07:15
We live in one of these worlds, and I can only show it as a sheet,
112
435160
4000
Bu dünyaların birinde yaşıyoruz ve bunu sadece bir sayfa olarak gösterebilirim,
07:19
but it's really three-dimensional.
113
439160
3000
ama bu gerçekten üç boyutlu.
07:22
And a tiny distance away, there's another sheet,
114
442160
4000
Ve küçük bir mesafe uzaklıkta, başka bir sayfa var,
07:26
also three-dimensional, and they're separated by a gap.
115
446160
2000
o da üç boyutlu ve bir boşlukla ayrılmışlar.
07:28
The gap is very tiny, and I've blown it up so you can see it.
116
448160
3000
Boşluk çok küçük ve görün diye onu yok ediyorum.
07:31
But it's really a tiny fraction of the size of an atomic nucleus.
117
451160
5000
Ama gerçekten çok küçük kısım, bir atom çekirdeği boyutunda.
07:36
I won't go into the details of why we think the universe is like this,
118
456160
3000
Evreni neden bu şekilde düşündüğümüzün ayrıntısına girmeyeceğim
07:39
but it comes out of the math and trying to explain the physics that we know.
119
459160
4000
ama şu kadarını söyleyebilirim ki olayı anlatmaya çalıştığımız fiziğin içerdiği matematik yüzünden.
07:43
Well, I got interested in this because it seemed to me that it was an obvious question.
120
463160
4000
Bunun üzerinde durdum çünkü şu benim için çok açık bir soru:
07:47
Which is, what happens if these two, three-dimensional worlds
121
467160
3000
Eğer bu iki, üç boyutlu dünyalar
07:50
should actually collide?
122
470160
3000
çarpışırsa ne olur?
07:54
And if they collide, it would look a lot like the Big Bang.
123
474160
3000
Eğer çarpışırlarsa, bu Büyük Patlamaya çok benzer olacaktır.
07:57
But it's slightly different than in the conventional picture.
124
477160
3000
Ama aşina olduğumuz resim daha farklı.
08:00
The conventional picture of the Big Bang is a point.
125
480160
2000
Büyük Patlama'nın bu noktadaki bildiğimiz resmi.
08:02
Everything comes out of a point;
126
482160
2000
Her şey bir noktadan çıkıyor;
08:04
you have infinite density. And all the equations break down.
127
484160
4000
Sonsuz yoğunluğunuz var. Ve tüm denklemler işe yaramaz hale geliyor.
08:08
No hope of describing that.
128
488160
2000
Bunu açıklayabilecek hiç bir bilgimiz yok.
08:10
In this picture, you'll notice,
129
490160
2000
Bu resimde, fark edeceksiniz,
08:12
the bang is extended. It's not a point.
130
492160
2000
patlama genişliyor. Bu bir nokta değil.
08:14
The density of matter is finite, and we have a chance
131
494160
3000
Maddenin yoğunluğu sonsuz değil ve bütün süreci
08:17
of a consistent set of equations that can describe the whole process.
132
497160
5000
tutarlı bir şekilde denklemler ile tanımlamak için bir şansımız var.
08:22
So, to cut a long story short, we've explored this alternative.
133
502160
3000
Uzun lafın kısası, bu altenatifin farkına vardık.
08:25
We've shown that it can fit
134
505160
2000
Bunun, mikrodalga fon dalgalanmaları ile
08:27
all of the data that we have about the formation of galaxies,
135
507160
4000
galaksilerin oluşumu hakkındaki verilerin
08:31
the fluctuations in the microwave background.
136
511160
3000
hepsi ile uyuştuğunu gördük.
08:34
Furthermore, there's an experimental way
137
514160
2000
Ayrıca bu teoriyi anlatmanın bir yolu da
08:36
to tell this theory, apart from the inflationary explanation that I told you before.
138
516160
7000
sizlere daha önce bahsettiğim şişkinlik enerjisi ile ilgili bir deney.
08:43
It involves gravitational waves.
139
523160
3000
Bu gravitasyonel dalgalar ile alakalı.
08:46
And in this scenario, not only was the Big Bang not the beginning,
140
526160
3000
Ve bu senaryoda, Büyük Patlama sadece bir başlangıç değildi,
08:49
as you can see from the picture,
141
529160
3000
resimde görebildiğiniz gibi
08:52
it can happen over and over again.
142
532160
2000
bu olay tekrar tekrar gerçekleşiyor.
08:54
It may be that we live in an endless universe,
143
534160
3000
Belki de yer ve zaman açısından
08:57
both in space and in time.
144
537160
1000
sonsuz bir evrende yaşıyoruz.
09:01
And there've been bangs in the past, and there will be bangs in the future.
145
541160
3000
Geçmişte patlamalar olmuştur ve gelecekte de patlamalar olacaktır.
09:04
And maybe we live in an endless universe.
146
544160
4000
Ve belki de sonsuz bir evrende yaşıyoruz.
09:08
Well, making and testing models of the universe
147
548160
5000
Evren modelleri yapmak ve onları test etmek
09:13
is, for me, the best way I have of enjoying and appreciating the universe.
148
553160
7000
benim için zevk almanın ve evreni sevmenin en iyi yolu.
09:20
We need to make the best mathematical models we can,
149
560160
2000
Yapabildiğimiz en iyi, en tutarlı matematiksel
09:22
the most consistent ones.
150
562160
2000
modelleri yapmalıyız.
09:24
And then we scrutinize them, logically and with data.
151
564160
4000
Ve sonra dikkatle inceleyerek, mantıklı bir şekilde verilerle birleştiririz.
09:28
And we try to convince ourselves --
152
568160
3000
Ve kendimizi ikna etmeye çalışırız --
09:31
we really try to convince ourselves they're wrong.
153
571160
2000
gerçekten kendimizi doğru olmadıklarına inandırmaya çalışırız.
09:33
That's progress: when we prove things wrong.
154
573160
3000
İlerleme, bazı şeylerin yanlış olduğunu ispatladığımız zamandır.
09:36
And gradually, we hopefully move closer and closer to understanding the world.
155
576160
6000
Umuyorum, yavaş yavaş dünyayı anlamaya yaklaşıyoruz.
09:42
As I pursued my career, something was always gnawing away inside me.
156
582160
5000
Kariyerimi sürdürürken, birşey içimi her zaman kemirirdi.
09:47
What about Africa?
157
587160
3000
Peki ya Afrika?
09:50
What about those kids I'd left behind?
158
590160
5000
Geride bırakılmış bu çocuklar ne olacak?
09:55
Instead of developing, as we'd all hoped in the '60s,
159
595160
3000
60'larda beklediğimiz gelişme yerine,
09:58
things had gotten worse.
160
598160
2000
her şey daha kötüye gitti.
10:00
Africa was gripped by poverty, disease and war.
161
600160
4000
Afrika yoksulluk, hastalık ve savaşın esiri oldu.
10:04
This is very graphically shown by the Worldmapper website and project.
162
604160
6000
Bu Worldmapper projesinden ve web sitesinden grafiksel olarak görülebilir.
10:10
And so the idea is to represent each country
163
610160
3000
Düşünce şu, her ülkeyi harite üzerinde yerleştirmek,
10:13
on a map, but scale the area according to some quantity.
164
613160
6000
ama alanını belirli bir birime göre ölçeklendirmek.
10:19
So here's just the standard area map of the world.
165
619160
2000
Bu, dünyanın standart haritası.
10:21
By the way, Africa is very large.
166
621160
2000
Bu arada, Afrika çok büyük.
10:23
And the next map now shows Africa's GDP in 1960,
167
623160
5000
Ve sonraki harita, 1960 yılında, birçok Afrika devletinin bağımsızlığına kavuştuğu sıralarda
10:28
around the time of independence for many African states.
168
628160
5000
Afrika'nın GSMH'sini gösteriyor,
10:33
Now, this is 1990, and then 2002. And here's a projection for 2015.
169
633160
10000
Şimdi, bu 1990 ve sonra 2002. Ve burada 2015 için bir öngörü.
10:44
Big changes are happening in the world,
170
644160
1000
Dünyada büyük değişiklikler gerçekleşiyor,
10:45
but they're not helping Africa.
171
645160
3000
ama bunlar Afrikaya yardımcı olmuyor.
10:48
What about Africa's population? The population isn't out of proportion to its area,
172
648160
4000
Peki ya Afrikanın nüfusu ne durumda? Nüfus kendi alanıyla orantılı değil,
10:52
but Africa leads the world in deaths from often preventable causes:
173
652160
5000
ancak Afrika çoğu önlenebilir nedenlerden ölümlerde dünyada ilk siralarda:
10:57
malnutrition, simple infections and birth complications.
174
657160
7000
yetersiz beslenme, basit enfeksiyonlar ve doğum komplikasyonları.
11:04
Then there's HIV/AIDS. And then there are deaths from war.
175
664160
5000
HIV/AIDS de var. Ve daha sonra savaş ölümleri.
11:09
OK, currently there are 45,000 people a month dying in the Congo,
176
669160
5000
Evet, şu anda Kongo'daki
11:14
as a consequence of the war
177
674160
2000
elmas, koltan ve diğer şeyler yüzünden süren savaş
11:16
there over coltan and diamonds and other things.
178
676160
4000
sonucunda ayda 45 bin kişi ölüyor.
11:20
It's still going on.
179
680160
4000
Hala devam ediyor.
11:24
What about Africa's capacity to do something about these problems?
180
684160
3000
Peki bu sorunlar hakkında birşeyler yapmak için Afrika'nın kapasitesi nedir?
11:27
Well, here's the number of physicians in Africa.
181
687160
5000
İşte, Afrikadaki hekimlerin sayısı.
11:32
Here's the number of people in higher education.
182
692160
5000
Yüksek öğrenimdeki kişi sayısı.
11:37
And here -- most shocking to me --
183
697160
2000
Ve burada -- benim için en sarsıcı verici --
11:39
the number of scientific research papers coming out of Africa.
184
699160
4000
Afrika çıkan bilimsel araştırma makale sayısı.
11:43
It just doesn't exist scientifically.
185
703160
5000
Bilimsel olarak hiç bir varlık yok.
11:48
And this was very eloquently argued at TED Africa:
186
708160
3000
Ve bu, TED Afrika'da çok net bir şekilde tartışıldı:
11:51
that all of the aid that's been given
187
711160
2000
verilmiş olan yardımların tamamına yakını
11:53
has completely failed to put Africa onto its own two feet.
188
713160
8000
Afrika'yı kendi ayakları üzerine kaldırmakta kesinlikle başarısız oldu.
12:01
Well, the transition to democracy in South Africa in 1994
189
721160
3000
Evet, 1994 yılında Güney Afrikanın demokrasiye geçişi
12:04
was literally a dream come true for many of us.
190
724160
4000
bir çoğumuz için gerçek anlamıyla bir rüyanın gerçek olmasıydı.
12:08
My parents were both elected to the first parliament,
191
728160
3000
Ailem, Nelson ve Winnie Mandela ile birlikte, ilk meclise seçildi.
12:11
alongside Nelson and Winnie Mandela. They were the only other couple.
192
731160
5000
Mandelalar dışındaki tek çiftlerdi.
12:16
And in 2001, I took a research leave to visit them.
193
736160
4000
2001 yılında, bir araştırma yapmak ve onları ziyaret etmek için izin aldım.
12:20
And while I was busy working -- I was working on these colliding worlds, in the day.
194
740160
7000
Ben o sıralarda çalışmakla meşgulken -- bu çarpışan dünyalar üzerinde çalışıyordum.
12:27
But I learned that there was a desperate shortage of skills,
195
747160
3000
Üzücü bir yetenek sıkıntısı olduğunu öğrendim,
12:30
especially mathematical skills, in industry, in government, in education.
196
750160
8000
özellikle matematikte, sanayide, yönetimde ve eğitimde.
12:38
The ability to make and test models has become essential,
197
758160
4000
Yeni modeller yapmak ve test etme kabiliyeti
12:42
not only to every single area of science today,
198
762160
3000
sadece bilimin her dalında değil,
12:45
but also to modern society itself.
199
765160
4000
modern toplumda da gerekli hale geldi.
12:49
And if you don't have math, you're not going to enter the modern age.
200
769160
6000
Ve eğer matematik olmazsa modern çağa giremezsiniz.
12:55
So I had an idea. And the idea was very simple.
201
775160
3000
Bununla ilgili bir fikrim var. Ve düşünce çok basit.
12:58
The idea was to set up an African Institute for Mathematical Sciences, or AIMS.
202
778160
6000
Fikrim, Afrika Matematik Bilimleri Enstitüsü'nü ya da başka deyişle AMBE'yi kurmaktı.
13:04
And let's recruit students from the whole of Africa,
203
784160
4000
Ve Afrika'daki bütün genç öğrencileri,
13:08
bring them together with lecturers from all over the world,
204
788160
4000
dünyanın her yerinden gelen öğretim elemanları ile bir araya getirelim
13:12
and we'll try to give them a fantastic education.
205
792160
5000
ve onlara mükemmel bir eğitim vermeye çalışalım.
13:17
Well, as a Cambridge professor, I had many contacts.
206
797160
3000
Bir Cambridge profesörü olarak, birçok kişiyle bağlantıya geçtim.
13:20
And to my astonishment, they backed me 100 percent.
207
800160
3000
Ve şaşkınlıkla karşıladım ki, bana yüzde 100 destek verdiler.
13:23
They said, "Go and do it,
208
803160
2000
"Git ve bunu gerçekleştir,
13:25
and we'll come and lecture."
209
805160
4000
bizler de gelip ders vereceğiz." dediler.
13:29
And I knew it would be amazing fun to bring brilliant students
210
809160
4000
Ve herhangi bir fırsat olmayan bu ülkelerden zeki öğrencileri
13:33
from these countries -- where they don't have any opportunities -- together
211
813160
4000
dünyanın en iyi öğretim üyeleri ile bir araya getirmenin,
13:37
with the best lecturers in the world --
212
817160
2000
inanılmaz eğlenceli olacağını biliyordum.
13:39
who I knew would come, because of the interest in Africa --
213
819160
3000
Bu profesörlerin geleceklerini biliyordum çünkü Afrikayla ilgileniyorlar.
13:42
and put them together and just let the sparks fly.
214
822160
7000
Her şeyi bir araya getir ve sonra tutuşmasını bekle.
13:49
So we bought a derelict hotel near Cape Town.
215
829160
4000
Bu yüzden Cape Town yakınlarında terk edilmiş bir otel satın aldık.
13:53
It's an 80-room Art Deco hotel from the 1920s.
216
833160
3000
1920'lerden kalma 80 odalı bir Art Deco stilli oteldi.
13:56
The area was kind of seedy, so we got an 80-room hotel for 100,000 dollars.
217
836160
6000
Bulunduğu yer çok kötü durumdaydı, bu yüzden 80 odalı bir otel için sadece 100.000 dolar ödedik.
14:02
It's a beautiful building. We decided we would refurbish it
218
842160
4000
Çok güzel bir binaydı. Onu yenileme kararı aldık
14:06
and then put out the word:
219
846160
2000
ve daha sonra: Bu otelde
14:08
we're going to start the best math institute in Africa
220
848160
4000
Afrikadaki en iyi matematik enstitüsünü başlatmak için gidiyoruz
14:12
in this hotel.
221
852160
1000
diye haber saldık.
14:13
Well, the new South Africa is a very exciting country.
222
853160
3000
Yeni Güney Afrika çok heyecan verici bir ülke.
14:16
And those of you who haven't been there, you should go.
223
856160
3000
Ve oraya henüz gitmeyenleriniz varsa, gitmelisiniz.
14:19
It's very, very interesting what's happening.
224
859160
3000
Orada neler olduğunu görmek gerçekten çok ilgi çekici.
14:22
And we recruited wonderful staff,
225
862160
3000
Ve çok motive,
14:25
highly motivated staff.
226
865160
2000
harika bir ekip kurduk.
14:27
The other thing that's happened, which was good for us, is the Internet.
227
867160
4000
Bizim için iyi olan diğer birşey de, internetti.
14:31
Even though the Internet is very expensive all over Africa,
228
871160
3000
Afrikada internet çok pahalı olmasına rağmen
14:34
there are Internet cafes everywhere.
229
874160
2000
her yerde internet kafeler var.
14:36
And bright young Africans are desperate to join the global community,
230
876160
5000
Ve zeki, genç Afrikalılar, bu küresel topluluğa katılıp başarılı olmak için
14:41
to be successful -- and they're very ambitious.
231
881160
3000
cok hevesliler ve çok hırslılar.
14:44
They want to be the next Einstein.
232
884160
4000
Bir sonraki Einstein olmak istiyorlar.
14:50
And so when word came out that AIMS was opening,
233
890160
3000
AMBE'nin açılacağı haberi,
14:53
it spread very quickly via e-mail and our website.
234
893160
4000
e-posta ve web sitemiz aracılığıyla çok hızlı yayıldı.
14:57
And we got lots of applicants.
235
897160
2000
Ve bir çok başvuru aldık.
14:59
Well, we designed AIMS as a 24-hour learning environment,
236
899160
3000
AMBE'yi 24 saatlik bir öğrenme ortamı olarak tasarladık,
15:02
and it was fantastic to start a university from the beginning.
237
902160
4000
ve en başından bir üniversite kurmak müthişti.
15:06
You have to rethink, what is the university for?
238
906160
4000
Sizin için üniversite nedir? Bunu yeniden düşünmeniz gerekiyor.
15:10
And that's really exciting.
239
910160
2000
Ve bu gerçekten heyecan verici.
15:12
So we designed it to have interactive teaching.
240
912160
3000
Ve interaktif eğitim sağlayacak şekilde tasarladık.
15:15
No droning on at the chalkboard.
241
915160
4000
Kara tahtada tebeşir sesi yok.
15:19
We emphasize problem-solving, working in groups,
242
919160
4000
Her öğrencinin notlarını takip ederek değil, problem çözerek,
15:23
every student discovering and maximizing their own potential
243
923160
4000
gruplar halinde çalışarak, kendi keşfetmesini ve potansiyelini en üst düzeye
15:27
and not chasing grades.
244
927160
3000
çıkarmasını amaçladık, not peşinde koşmasını değil.
15:30
Everyone lives together in this hotel -- lecturers and students --
245
930160
2000
Herkes bu otelde birlikte yaşıyor, öğretim üyeleri ve öğrenciler
15:32
and it's not surprising at all to find an impromptu tutorial at 1 a.m.
246
932160
6000
ve burada, gece yarısı 1'de daha önce planlanmamış bir ders olduğunu görmek hiç de şaşırtıcı değil.
15:38
The students don't usually leave the computer lab till 2 or 3 a.m.
247
938160
4000
Öğrenciler genellikle sabah karşı 2 veya 3'den önce bilgisayar laboratuarından çıkmıyorlar.
15:42
And then they're up again at eight in the morning.
248
942160
2000
Ve sonra tekrar sabah 8 gibi kalkıyorlar.
15:44
Lectures, problem-solving and so on. It's an extraordinary place.
249
944160
7000
Dersler, problem çözme gibi buna benzer şekillerde devam ediyor. Olağanüstü bir yer.
15:51
We especially emphasize areas of great relevance to Africa's development,
250
951160
5000
Afrika'nın gelişmesiyle ilgili konuları özellikle vurguluyoruz,
15:56
because, in those areas, scientists working in Africa will have a competitive advantage.
251
956160
6000
çünkü bu alanlarda Afrika'da çalışan bilim adamlarının bir rekabet avantajı olacaktır.
16:02
They'll publish, be invited to conferences.
252
962160
2000
Yayın yapabilirler, konferanslara davet edilebilirler.
16:04
They'll do well. They'll have successful careers.
253
964160
6000
Iyi yapabilir, başarıl kariyerlere sahip olabilirler.
16:10
And AIMS has done extremely well.
254
970160
2000
Ve AMBE görevini son derece iyi yaptı.
16:12
Here is a list of last year's graduates, graduated in June,
255
972160
4000
Burada geçen haziran ayında mezun olanların 48 kişinin adları
16:16
and what they're currently doing -- 48 of them.
256
976160
3000
ve şu anda ne yaptıklarının listesi var.
16:19
And where they are is indicated over here.
257
979160
4000
Nerede oldukları ve nereye gittikleri burada belirtilmiş.
16:23
And where they've gone. So these are all postgraduate students.
258
983160
4000
Bunların hepsi lisansüstü öğrencileri.
16:27
And they've all gone on to master's and Ph.D. degrees in excellent places.
259
987160
7000
Hepsi yüksek lisans ve doktora dereceleri için mükemmel yerlerde.
16:34
Five students can be educated at AIMS
260
994160
2000
Bir öğrencinin Amerika'da ya da Avrupa'daki eğitim masrafıyla
16:36
for the cost of educating one in the U.S. or Europe.
261
996160
4000
AMBE'de beş öğrenci eğitim görebilir.
16:40
But more important, the pan-African student body
262
1000160
3000
Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği,
16:43
is a continual source of strength, pride and commitment to Africa.
263
1003160
6000
Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak.
16:49
We illustrate AIMS' progress by coloring in the countries of Africa.
264
1009160
5000
AMBE'nin ilerlemesini Afrika'daki ülkeleri renklendirerek gösterebiliriz.
16:54
So here you can see behind this list.
265
1014160
2000
Bu listenin arkasinda bunu görebilirsiniz.
16:56
When a county is colored yellow, we've received an application;
266
1016160
4000
Sarı renkli ülkeler başvuru aldığımız,
17:00
orange, we've accepted an application; and green,
267
1020160
5000
turuncu renkli ülkeler başvurusunu kabul ettiğimiz,
17:05
a student has graduated.
268
1025160
2000
yeşil de mezun verdiğimiz ülkeleri gösteriyor.
17:07
So here is where we were after the first graduation in 2004.
269
1027160
4000
Burada 2004 yılında, ilk mezuniyet sonrası gelinen yer gözüküyor.
17:11
And we set ourselves a goal of turning the continent green.
270
1031160
4000
Biz, kıtanın hepsini yeşile çevirmeyi hedefliyoruz.
17:15
So there's 2005, -6, -7, -8.
271
1035160
4000
Burada da 2005, -6, -7, -8.
17:19
(Applause)
272
1039160
10000
(Alkış)
17:29
We're well on the way to achieving our initial goal.
273
1049160
4000
İlk hedefimize ulaşma yolunda ilerliyoruz.
17:33
We had some of the students filmed at home before they came to AIMS.
274
1053160
4000
Elimizde bazı öğrencilerin AMBE'ne gelmeden önce evlerinde çekilen görüntüleri var.
17:37
And I'll just show you one.
275
1057160
3000
Ve sizlere sadece bir tanesini göstereceğim.
17:40
Tendai Mugwagwa: My name is Tendai Mugwagwa.
276
1060160
4000
Tendai Mugwagwa: Benim adım Tendai Mugwagwa.
17:44
I have a Bachelor of Science with an education degree.
277
1064160
3000
Benim Eğitim Bilimlerinde Lisans Diplomam var.
17:47
I will be attending AIMS.
278
1067160
2000
AMBE'ye katılacağım.
17:49
My understanding of the course is that it covers quite a lot.
279
1069160
4000
Anladığım kadarı ile bu eğitim oldukça kapsamlı.
17:53
You know, from physics to medicine,
280
1073160
4000
Fizikten tıpa kadar bircok konuyu kapsiyor,
17:57
in particular, epidemiology and also mathematical modeling.
281
1077160
6000
epidemiyoloji ve matematiksel modelleme de bunlardan.
18:03
Neil Turok: So Tendai came to AIMS and did very well.
282
1083160
5000
Neil Turok: Tendai AMBE'ye geldi ve çok başarılı oldu.
18:08
And I'll let her take it from there.
283
1088160
4000
Şimdi o anlatsın.
18:16
TM: My name is Tendai Mugwagwa
284
1096160
2000
TM: Benim adım Tendai Mugwagwa
18:18
and I was a student at AIMS in 2003 and 2004.
285
1098160
4000
2003 ve 2004 yıllarında AMBE'de öğrenciydim.
18:22
After leaving AIMS, I went on to do a master's in applied mathematics
286
1102160
5000
AMBE'yi bitirdikten sonra, uygulamalı matematikte yüksek lisans yapmak için
18:27
at the University of Cape Town in South Africa.
287
1107160
3000
Güney Afrika'daki Cape Town Üniversitesi'ne gittim.
18:30
After that, I came to the Netherlands
288
1110160
2000
Ondan sonra, teorik immünolojide
18:32
where I'm now doing a Ph.D. in theoretical immunology.
289
1112160
3000
doktoramı yapmak için Hollanda'ya geldim.
18:35
Professor: Tendai is working very independently.
290
1115160
3000
Profesör: Tendai çok bağımsız olarak çalışıyor.
18:38
She communicates well with the immunologists at the hospital.
291
1118160
4000
Hastanedeki diğer immünolojistler ile iyi iletişim kuruyor,
18:42
So all in all I have a very good Ph.D. student from South Africa.
292
1122160
4000
ve benim Güney Afrika'dan, tam anlamıyla çok iyi bir doktora öğrencim var.
18:46
So I'm happy she's here.
293
1126160
3000
Burada olduğu için mutluyum.
18:49
NT: Another student in the first year of AIMS was Shehu.
294
1129160
4000
NT: AMBE'nin ilk yıl öğrencilerinden bir başkası Shehu'ydu.
18:53
And he's shown here with his favorite high school teacher.
295
1133160
5000
Ve burada en sevdiği lise öğretmeni ile birlikte.
18:58
And then entering university in northern Nigeria.
296
1138160
6000
Ve daha sonra kuzey Nijerya'da üniversiteye girdi.
19:04
And after AIMS, Shehu wanted to do high-energy physics,
297
1144160
5000
AMBE'den sonra Shehu yüksek enerji fiziği üzerinde çalışmak istedi,
19:09
and he came to Cambridge.
298
1149160
2000
ve Cambridge geldi.
19:11
He's about to finish his Ph.D.,
299
1151160
3000
Şu sıralarda doktorasını bitirmek üzere
19:14
and he was filmed recently with someone you all know.
300
1154160
4000
ve yakın zamanda hepinizin bildiği birisi ile videoya çekildi.
19:18
Shehu: And from there we will be able to,
301
1158160
2000
Shehu: Ve umarım oradan daha iyi tahminler yapmak
19:20
hopefully, make better predictions and then we compare it
302
1160160
3000
mümkün olacak ve sonra grafik ile kıyaslayarak
19:23
to the graph and also make some predictions.
303
1163160
5000
bazı tahminler yapacağız.
19:28
Stephen Hawking: That is nice.
304
1168160
3000
Stephen Hawking: Çok güzel.
19:31
NT: Here are the current students at AIMS. There are 53 of them
305
1171160
3000
NT: Burada AMBE'nin şu anki öğrencilerini görüyorsunuz.
19:34
from 20 different countries, including 20 women.
306
1174160
4000
20 değişik ülkeden, 20si bayan, 53 öğrenci.
19:38
So now I'm going to get to my TED business.
307
1178160
3000
Şimdi işin TED ile ilgili kısmına geliyorum.
19:41
Well, we had a party. This is Africa --
308
1181160
3000
Bir parti yaptık. Burası Afrika --
19:44
we have good parties in Africa. And last month, they threw a surprise party for me.
309
1184160
4000
Afrika'da güzel partiler yapıyoruz. Ve geçen ay, benim için sürpriz bir parti yaptılar.
19:48
Here's somebody you've seen already.
310
1188160
2000
Burada daha önce gördüğünüz birisi.
19:50
(Applause)
311
1190160
24000
(Alkış)
20:14
I want to point out a few other exceptional people in this picture.
312
1214160
4000
Bu resimde başka birkaç önemli insana daha dikkat çekmek istiyorum.
20:18
So, we were having a party,
313
1218160
1000
Ve parti yapıyorduk,
20:19
as you can see they're completely eclipsing me at this point.
314
1219160
4000
görebileceğiniz gibi burada beni tamamen kapatıyorlar.
20:23
This is Ezra. She's from Darfur.
315
1223160
3000
Bu Ezra. Darfur'dan.
20:26
She's a physicist, and somehow stays smiling,
316
1226160
4000
Fizikçi ve ülkesinde olan
20:30
in spite of everything going on back home.
317
1230160
2000
her şeye rağmen gülümsüyor.
20:32
But she wants to continue in physics, and she's doing extremely well.
318
1232160
4000
Ama fizik alaninda çalışmaya devam etmek istiyor ve son derece başarılı.
20:36
This is Lydia. Lydia is the first ever woman
319
1236160
4000
Bu Lydia. Lydia, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde
20:40
to graduate in mathematics in the Central African Republic.
320
1240160
3000
matematik bölümünden mezun olan ilk kadın.
20:43
And she's now at AIMS. (Applause)
321
1243160
5000
Ve şimdi AMBE'de. (Alkış)
20:49
So now let me get to our TED wish.
322
1249160
4000
Şimdi TED isteğimi dile getireyim.
20:53
Well, it's not my TED wish; it's our wish, as you've already gathered.
323
1253160
5000
Gerçi bu benim TED isteğim değil; bizim isteğimiz, bunu çoktan anlamış olmalısınız.
20:58
And our wish has two parts:
324
1258160
3000
İsteğimiz iki bölümden oluşuyor:
21:01
one is a dream and the other's a plan. OK.
325
1261160
5000
birincisi bir rüya ve ikincisi bir plan.
21:06
Our TED dream is that the next Einstein will be African. (Applause)
326
1266160
16000
TED rüyamız, bir sonraki Einstein'ın Afrikalı olması. (Alkış)
21:25
In striving for the heights of creative genius,
327
1285160
1000
Yaratıcı dehanın en üst seviyelerine ulaşmak için çabalarken,
21:26
we want to give thousands of people the motivation,
328
1286160
5000
Afrikaya yardım edecek üst düzey becerileri
21:31
the encouragement and the courage
329
1291160
2000
elde etmek için binlerce insana motivasyon,
21:33
to obtain the high-level skills they need to help Africa.
330
1293160
5000
teşvik ve cesaret vermek istiyoruz.
21:38
Among them will be not only brilliant scientists --
331
1298160
3000
Onlar arasında sadece başarılı bilim insanlari olmayacak --
21:41
I'm sure of that from what we've seen at AIMS --
332
1301160
3000
AMBE'de bunu gördüklerimden dolayı bundan eminim ki--
21:44
they'll also be the African Gates, Brins and Pages of the future.
333
1304160
6000
onlar geleceğin Afrikalı Gates'leri, Brin'leri ve Page'leri olacaklar.
21:50
Well, I said we also have a plan. And our plan is quite simple.
334
1310160
4000
Söylemiştim bir de planımız var diye. Ve planımız oldukça basit.
21:54
AIMS is now a proven model.
335
1314160
2000
AMBE şimdi kendini ispatlamış bir model.
21:56
And what we need to do is to replicate it.
336
1316160
4000
Yapmamız gereken onu taklit etmek.
22:00
We want to roll out 15 AIMS centers in the next five years, all over Africa.
337
1320160
4000
Önümüzdeki beş yıl içinde Afrika'nın birçok yerinde 15 AMBE merkezi kurmak istiyoruz.
22:04
Each will have a pan-African student body,
338
1324160
5000
Her birinin Afrika kökenli öğrencileri olacak,
22:09
but specialize in a different area of science.
339
1329160
2000
ve bilimin değişik alanlarında uzmanlaşacaklar.
22:11
We want to use science to overcome the national and cultural barriers,
340
1331160
5000
AMBE'nin yaptığı gibi, ulusal ve kültürel engelleri aşmak için
22:16
as it does at AIMS.
341
1336160
1000
bilimi kullanmak istiyoruz.
22:17
And we want to add elements to the curriculum.
342
1337160
2000
Ve müfredata bazı unsurlar eklemek istiyoruz.
22:19
We want to add entrepreneurship and policy skills.
343
1339160
5000
Girişimcilik ve politika becerileri eklemek istiyoruz.
22:24
The expanded AIMS will be a coherent pan-African institution,
344
1344160
3000
Genişletilmiş AMBE, uyumlu bir Afrika kurumu olacaktır,
22:27
and its graduates will form a powerful network,
345
1347160
4000
mezunları kıtada barış ve ilerleme için birlikte çalışan,
22:31
working together for peace and progress across the continent.
346
1351160
6000
güçlü bir yapı oluşturacaktır.
22:37
Over the last year,
347
1357160
2000
Geçen yıl boyunca,
22:39
we've been visiting sites in Africa,
348
1359160
2000
yeni potansiyel AMBE merkezleri için
22:41
looking at potential sites for new AIMS centers.
349
1361160
3000
Afrika ülkelerini ziyaret ettik.
22:44
And here are the ones we've selected.
350
1364160
2000
Ve bunlar seçtiklerimiz.
22:46
And each of these centers has a strong local team,
351
1366160
4000
Ve bu merkezlerin her biri, güçlü bir yerel ekibe sahip,
22:50
each is in a beautiful place, an interesting place,
352
1370160
2000
hepsi de uluslararası öğretim elemanlarının
22:52
which international lecturers will be happy to visit.
353
1372160
3000
seve seve ziyaret edeceği güzel ve ilgi çekici yerler.
22:55
And our partners across Africa are extremely enthusiastic about this.
354
1375160
5000
Ve Afrika genelindeki ortaklarımız bu konuda son derece hevesli.
23:00
Everyone wants an AIMS center in their country.
355
1380160
4000
Herkes kendi ülkesinde bir AMBE merkezi istiyor.
23:04
And last November,
356
1384160
2000
Geçen kasım ayında,
23:06
the conference of all the African ministers of science and technology,
357
1386160
4000
Mombasa'da bütün Afrikalı bilim ve teknoloji bakanların katıldığı bir
23:10
held in Mombasa, called for a comprehensive plan to roll out AIMS.
358
1390160
5000
konferans düzenlendi ve AMBE için kapsamlı bir çağrı yapıldı.
23:15
So we have political support right across the continent.
359
1395160
3000
Ve bütün kıtanın politik desteğini arkamıza aldık.
23:18
It won't be easy.
360
1398160
3000
Tabii ki bu, kolay olmayacak.
23:21
At every site there will be huge challenges.
361
1401160
2000
Her bölgede büyük zorluklarla karşılaşacağız.
23:23
Local scientists must play leading roles
362
1403160
3000
Yörenin bilim adamları çok önemli roller üstlenmeliler
23:26
and governments must be persuaded to buy in.
363
1406160
4000
ve hükümetler de buna dahil olmaya ikna edilmeliler.
23:30
Conditions are very difficult,
364
1410160
2000
Koşullar çok zor,
23:32
but we cannot afford to compromise on those principles which made AIMS work.
365
1412160
7000
ama AMBE'nin ise yaramış prensiplerinden ödün vermemiz söz konusu olamaz.
23:39
And we summarize them this way:
366
1419160
2000
Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:
23:41
the institutes have got to be relevant, innovative,
367
1421160
3000
enstitüler, yenilikçi, amaca uygun,
23:44
cost-effective and high quality. Why?
368
1424160
2000
düşük maliyetli ve yüksek kaliteli olmali. Neden?
23:46
Because we want Africa to be rich.
369
1426160
3000
Çünkü Afrika'nın zengin olmasını istiyoruz.
23:49
Easy to remember the basic rules we need.
370
1429160
7000
İhtiyaç duyduğumuz, hatırlaması kolay temel kurallar.
23:56
So, just in ending, let me say the only people who can fix Africa
371
1436160
3000
Sözlerimi bitirirken şunu söylememe izin verin, Afrika'yı sadece genç Afrikalılar
23:59
are talented young Africans.
372
1439160
3000
iyi bir yere getirebilir.
24:02
By unlocking and nurturing their creative potential,
373
1442160
3000
Yaratıcı potansiyellerinin önündeki engeleri kaldırarak,
24:05
we can create a step change in Africa's future.
374
1445160
4000
Afrika'nın geleceğinde bir değişiklik yapabiliriz.
24:09
Over time, they will contribute to African development
375
1449160
4000
Zamanla onlar Afrika'nın gelişimine ve bilime
24:13
and to science in ways we can only imagine.
376
1453160
3000
bizim sadece hayal edebileceğimiz şekilde katkılar sağlayacaklar.
24:16
Thank you.
377
1456160
2000
Teşekkürler.
24:18
(Applause)
378
1458160
21000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7