In praise of conflict | Jonathan Marks

50,689 views ・ 2017-05-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Fatih Yürekli
00:12
Twenty years ago,
0
12460
1456
Yirmi yıl önce
00:13
when I was a barrister and human rights lawyer
1
13940
2936
Ben Londradaki tam günlü yasal uygulamalarda
00:16
in full-time legal practice in London,
2
16900
2975
insan hakları avukatı iken
00:19
and the highest court in the land
3
19900
2176
ve bölgedeki en yüksek mahkeme
00:22
still convened, some would say by an accident of history,
4
22100
4416
hâlâ toplanırken, bazıları bir tarih kazası ile açıklayabilir,
00:26
in this building here,
5
26540
1320
burada, bu binada
00:28
I met a young man who had just quit his job
6
28660
3056
henüz İngiliz Dış işleri ofisindeki işini bırakmış
00:31
in the British Foreign Office.
7
31740
1429
genç bir adamla tanıştım.
00:33
When I asked him, "Why did you leave,"
8
33740
2296
Ona neden bıraktığını sorduğumda
00:36
he told me this story.
9
36060
1200
bana hikayesini anlattı.
00:38
He had gone to his boss one morning and said,
10
38340
2696
Bir sabah patronuna gitmiş ve
00:41
"Let's do something about human rights abuses in China."
11
41060
4120
"Çin'deki insan hakları ihlalleri ile ilgili bir şeyler yapalım." demiş.
00:46
And his boss had replied,
12
46020
1976
Ve patronu cevaplamış:
"Çin'deki insan hakları ihlalleri ile ilgili bir şeyler yapamayız."
00:48
"We can't do anything about human rights abuses in China
13
48020
2696
00:50
because we have trade relations with China."
14
50740
2600
Çünkü Çin ile ticaret ilişkimiz var.
00:54
So my friend went away with his tail between his legs,
15
54500
2576
Arkadaşım da kuyruğunu kıstırarak oradan uzaklaşmış,
00:57
and six months later, he returned again to his boss,
16
57100
3160
ve altı ay sonra tekrar patronuna dönmüş
01:01
and he said this time,
17
61060
1616
ve bu sefer:
01:02
"Let's do something about human rights in Burma,"
18
62700
3496
daha önce söylendiği gibi
01:06
as it was then called.
19
66220
1200
"Burma'daki insan hakları hakkında birşeyler yapalım." demiş
01:08
His boss once again paused
20
68220
2136
Patronu bir defa daha duraksamış
01:10
and said, "Oh, but we can't do anything about human rights in Burma
21
70380
4016
ve "Fakat Burma'daki insan hakları ile ilgili bir şey yapamayız.
01:14
because we don't have any trade relations with Burma."
22
74420
3656
Çünkü Burma ile herhangi bir ticari ilişkimiz yok." demiş
01:18
(Laughter)
23
78100
1656
(Gülüşmeler)
01:19
This was the moment he knew he had to leave.
24
79780
2096
O anda ayrılmak zorunda olduğunu anlamış.
01:21
It wasn't just the hypocrisy that got to him.
25
81900
2360
Canını sıkan sadece iki yüzlülük değildi.
01:24
It was the unwillingness of his government
26
84980
3256
Bu, hükumetin diğer hükumetler ile çatışmaya,
01:28
to engage in conflict with other governments,
27
88260
2616
yoğun tartışmaya girmedeki
01:30
in tense discussions,
28
90900
1776
gönülsüzlüğüdür,
01:32
all the while, innocent people were being harmed.
29
92700
3800
tüm süreç boyunca, masum insanlar zarar gördü.
01:37
We are constantly told
30
97420
2536
Bize sürekli
01:39
that conflict is bad
31
99980
2080
çatışmanın kötü olduğu söylenir,
01:42
that compromise is good;
32
102740
2040
uzlaşmanınsa iyi olduğu.
01:45
that conflict is bad
33
105460
1656
Çatışma kötüdür
01:47
but consensus is good;
34
107140
2120
fakat mutabakat iyidir.
01:49
that conflict is bad
35
109940
2216
Çatışma kötüdür
01:52
and collaboration is good.
36
112180
2560
ve işbirliği iyidir.
01:55
But in my view,
37
115860
1296
Fakat bana göre,
01:57
that's far too simple a vision of the world.
38
117180
2376
bu çok fazla basit bir dünya vizyonudur.
01:59
We cannot know
39
119580
1896
Kimin savaştığını,
02:01
whether conflict is bad
40
121500
2056
niçin savaştığını
02:03
unless we know who is fighting,
41
123580
2816
ve nasıl savaştığını bilmedikçe
02:06
why they are fighting
42
126420
2136
çatışmanın kötü olup olmadığını
02:08
and how they are fighting.
43
128580
1856
bilemeyiz.
02:10
And compromises can be thoroughly rotten
44
130460
3456
Eğer masada olmayan, savunmasız,
02:13
if they harm people who are not at the table,
45
133940
2680
güçsüz kılınmış, korumakla yükümlü olduğumuz insanlara
02:17
people who are vulnerable, disempowered,
46
137420
2415
zarar verirlerse
02:19
people whom we have an obligation to protect.
47
139859
3281
uzlaşmalar tamamen çürümüş olabilir.
02:24
Now, you might be somewhat skeptical of a lawyer
48
144300
3056
Şimdi, çatışmanın faydaları hakkında tartışan
02:27
arguing about the benefits of conflict
49
147380
3176
ve uzlaşma için problem yaratan bir avukat hakkında
02:30
and creating problems for compromise,
50
150580
2616
şüpheleriniz olabilir, fakat aynı zamanda
02:33
but I did also qualify as a mediator,
51
153220
1816
nitelikli bir arabulucuyum ve bu günlerde
02:35
and these days, I spend my time giving talks about ethics for free.
52
155060
3280
zamanımı etik hakkında ücretsiz konuşmalar yaparak geçiriyorum.
02:38
So as my bank manager likes to remind me, I'm downwardly mobile.
53
158980
3080
Banka müdürünün hatırlatmaktan hoşlandığı gibi gittikçe fakirleşiyorum.
02:44
But if you accept my argument,
54
164100
3016
Fakat, benim argümanımı kabul ederseniz
02:47
it should change not just the way we lead our personal lives,
55
167140
3176
sadece kişisel hayatımızı yönlendirme şeklini değiştirmemeli
02:50
which I wish to put to one side for the moment,
56
170340
2320
-ki bunu şimdilik bir kenara bırakmak istiyorum-
02:53
but it will change the way we think about major problems
57
173420
3776
fakat bu bizim halk sağlığı ve çevrenin temel problemleri hakkında
02:57
of public health and the environment.
58
177220
2760
düşünme şeklimizi değiştirecektir.
03:01
Let me explain.
59
181260
1200
Açıklayayım.
03:04
Every middle schooler in the United States,
60
184180
2376
Birleşik Devletlerdeki tüm orta okul öğrencileri
03:06
my 12-year-old daughter included,
61
186580
2656
ki buna benim 12 yaşındaki kızım dahil
03:09
learns that there are three branches of government,
62
189260
3856
yönetimin 3 erki olduğunu öğrenir.
03:13
the legislative, the executive and the judicial branch.
63
193140
3840
Yasama, yürütme ve yargı.
03:17
James Madison wrote,
64
197660
1416
James Madison şöyle yazdı:
03:19
"If there is any principle more sacred in our Constitution,
65
199100
5016
"Anayasamızda ve aslında herhangi bir özgür anayasada
03:24
and indeed in any free constitution,
66
204140
2736
daha kutsal olan bir prensip varsa,
03:26
than any other,
67
206900
1496
o da yasama,
03:28
it is that which separates
68
208420
2496
yürütme ve yargı güçlerini
03:30
the legislative, the executive and the judicial powers."
69
210940
4120
birbirinden ayıran prensiptir."
03:35
Now, the framers were not just concerned
70
215900
3256
Şimdi, Kurucular sadece gücün toplanması ve
03:39
about the concentration and exercise of power.
71
219180
4096
uygulaması hakkında endişelenmemişlerdi.
03:43
They also understood the perils of influence.
72
223300
4000
Onlar nüfuzun tehlikelerini de anlamışlardı.
03:48
Judges cannot determine the constitutionality of laws
73
228260
5096
Eğer yargıçlar kanun yapımına katılırlar ise
03:53
if they participate in making those laws,
74
233380
3776
ne yasaların anayasaya uygunluğunu değerlendirebilirler,
03:57
nor can they hold the other branches of government accountable
75
237180
3936
ne de yönetimin diğer erklerdeki sorumluluğunu düzenleyebilirler.
04:01
if they collaborate with them
76
241140
1936
Eğer bunlarla işbirliği yaparlar ise
04:03
or enter into close relationships with them.
77
243100
3160
veya yakın bir ilişkiye girişirler ise
04:07
The Constitution is, as one famous scholar put it,
78
247300
3896
Anayasa, ünlü bir bilginin de ifade ettiği gibi,
04:11
"an invitation to struggle."
79
251220
2240
"mücadeleye bir davettir."
04:14
And we the people are served
80
254060
2776
ve bu erkler bunu yaptığında daha doğrusu birbirleri ile mücadele ettiklerinde
04:16
when those branches do, indeed, struggle with each other.
81
256860
4400
biz insanlara hizmet ederler.
04:23
Now, we recognize the importance of struggle
82
263100
3576
Şimdi, sadece kamu sektöründe değil
04:26
not just in the public sector
83
266700
2896
yönetim erkleri arasında da
04:29
between our branches of government.
84
269620
2376
yapılan mücadelenin önemini anlıyoruz.
04:32
We also know it too in the private sector,
85
272020
3336
Bu durumun özel sektörde,
04:35
in relationships among corporations.
86
275380
2600
şirketler arası ilişkilerde de geçerli olduğunu biliyoruz.
04:39
Let's imagine that two American airlines get together and agree
87
279180
5016
İki Amerikan hava yolu şirketinin bir araya geldiğini ve uzlaştığını
04:44
that they will not drop the price
88
284220
2176
düşünün, bu durumda Ekonomik sınıf fiyatlarını
04:46
of their economy class airfares below 250 dollars a ticket.
89
286420
4360
250 dolar altına düşürmeyeceklerdir.
04:51
That is collaboration, some would say collusion,
90
291420
3856
Bu işbirliğidir, bazıları bunu gizli anlaşma olarak tanımlar
04:55
not competition,
91
295300
1336
rekabet olarak değil,
04:56
and we the people are harmed
92
296660
2816
ve biz insanlar bundan zarar görürüz
04:59
because we pay more for our tickets.
93
299500
1840
çünkü bilet için daha fazla öderiz.
05:02
Imagine similarly two airlines were to say,
94
302660
2256
Benzer şekilde hayal edin iki hava yolu şirketi dese ki;
05:04
"Look, Airline A, we'll take the route from LA to Chicago,"
95
304940
5016
"hey, Havayolu şirketi A, biz LA'dan Şikago'ya olan rotayı alacağız,"
05:09
and Airline B says, "We'll take the route from Chicago to DC,
96
309980
3176
ve B şirketi " biz Şikago'dan DC'ye olan rotayı alacağız,
05:13
and we won't compete."
97
313180
1456
ve biz rekabet etmeyelim" diye söylese.
05:14
Once again, that's collaboration or collusion instead of competition,
98
314660
4616
Bir defa daha tekrar edersek bu rekabetin yerine
05:19
and we the people are harmed.
99
319300
2720
işbirliği veya anlaşmadır, ve bu insanlara zarar verir.
05:23
So we understand the importance of struggle
100
323700
5456
Bu nedenle yönetim birimleri arasındaki ilişkilere,
05:29
when it comes to relationships between branches of government,
101
329180
4240
kamu sektörüne gelince
05:34
the public sector.
102
334900
1696
mücadelenin önemini anlıyoruz.
05:36
We also understand the importance of conflict
103
336620
3416
Şirketler arasında ki ilişkilere,
05:40
when it comes to relationships among corporations,
104
340060
4336
özel sektöre gelince
05:44
the private sector.
105
344420
1656
çatışmanın da önemini anlıyoruz.
05:46
But where we have forgotten it
106
346100
2576
Fakat bizim unutmuş olduğumuz şey
05:48
is in the relationships between the public and the private.
107
348700
4416
kamu sektörü ile özel sektör arasındaki ilişkisinin içindedir.
05:53
And governments all over the world are collaborating with industry
108
353140
3696
Ve tüm dünyada ki yönetimler
05:56
to solve problems of public health and the environment,
109
356860
3776
halk sağlığı ve çevre sorunlarını çözmek için endüstri ile işbirliği yapıyorlar,
06:00
often collaborating with the very corporations
110
360660
2976
sıklıkla birçok şirket ile yapılan işbirlikleri
06:03
that are creating or exacerbating the problems they are trying to solve.
111
363660
5840
ki bu çözmeye çalıştıkları problemleri meydana getiriyor ve şiddetlendiriyor.
06:10
We are told that these relationships
112
370900
3576
Bize bu ilişkinin kazan-kazan
06:14
are a win-win.
113
374500
1680
olduğu söyleniyor.
06:17
But what if someone is losing out?
114
377180
3160
Ancak ya birileri kaybediyorsa?
06:22
Let me give you some examples.
115
382100
2320
Size bir takım örnekler vereyim.
06:25
A United Nations agency decided to address a serious problem:
116
385660
3496
Birleşmiş Milletler ajansı bazı problemleri ilgilenmeye karar verdi:
06:29
poor sanitation in schools in rural India.
117
389180
3600
Hindistan'ın kırsal alanındaki okulların kısıtlı hijyen işleri.
06:34
They did so not just in collaboration with national and local governments
118
394020
4056
Bu sadece Birleşmiş Milletler ve yerel yönetim işbirliği ile yapılmadı
06:38
but also with a television company
119
398100
2496
bir televizyon şirketi ile
06:40
and with a major multinational soda company.
120
400620
3840
ve bir uluslar arası soda şirketi ile yapıldı.
06:45
In exchange for less than one million dollars,
121
405460
3136
Bir milyon dolardan az bir bedelle
06:48
that corporation received the benefits of a months-long promotional campaign
122
408620
4376
bu firma bir ay süreyle firma logosu ve renklerini kullanan
06:53
including a 12-hour telethon
123
413020
2176
12 saatlik kamu spotunu içeren tanıtım kampanyasından
06:55
all using the company's logo and color scheme.
124
415220
3200
faydalandı.
06:59
This was an arrangement
125
419860
1520
Bu firmanın bakış açısından
07:01
which was totally understandable
126
421980
2856
tamamen anlaşılabilir
07:04
from the corporation's point of view.
127
424860
1936
bir anlaşmaydı.
07:06
It enhances the reputation of the company
128
426820
2536
Bu firmanın şöhretini artırdı
07:09
and it creates brand loyalty for its products.
129
429380
2520
ve kendi ürünleri için marka güvenilirliği yarattı.
07:13
But in my view,
130
433180
1616
Benim açımdan;
07:14
this is profoundly problematic for the intergovernmental agency,
131
434820
3696
Hükumetler arası ajanslar ve sürdürülebilir yaşamı
07:18
an agency that has a mission to promote sustainable living.
132
438540
4160
teşvik eden ajans için derin bir problem sahasıdır.
07:23
By increasing consumption of sugar-sweetened beverages
133
443700
3136
Kısıtlı yerel su kaynaklarından yapılan ve halen obezite ile
07:26
made from scarce local water supplies and drunk out of plastic bottles
134
446860
4296
uğraşan bir ülkede plastik şişeden içilen şekerle tatlandırılmış
07:31
in a country that is already grappling with obesity,
135
451180
3016
içeceklerin tüketimini artırarak,
07:34
this is neither sustainable from a public health
136
454220
3416
bu ne halk sağlığı ne de çevre açısından
07:37
nor an environmental point of view.
137
457660
2896
sürdürülebilir bir durum değildir.
07:40
And in order to solve one public health problem,
138
460580
3336
Ve halk sağlığının bir problemini çözmek için,
07:43
the agency is sowing the seeds
139
463940
2296
ajans bir başka şeyin tohumlarını
07:46
of another.
140
466260
1200
ekiyor.
07:49
This is just one example of dozens I discovered
141
469300
4296
Yönetimler ve Endüstriler arasındaki ilişki üzerine olan kitabı araştırırken
07:53
in researching a book on the relationships between government and industry.
142
473620
5096
bu benim keşfettiği düzineler içerisinden bir örnek.
07:58
I could also have told you about the initiatives in parks
143
478740
3776
Size egzersizi teşvik eden aynı firmayı içeren Londra'da ve tüm ülkedeki
08:02
in London and throughout Britain,
144
482540
1616
parklardaki girişimlerden veya aslında endüstriyi düzenlemek
08:04
involving the same company, promoting exercise,
145
484180
2400
08:07
or indeed of the British government creating voluntary pledges
146
487380
4856
yerine
endüstri ile ortaklık vaadinde
08:12
in partnership with industry
147
492260
2176
bulunan İngiliz yönetiminden
08:14
instead of regulating industry.
148
494460
2736
bahsedebilirdim.
08:17
These collaborations or partnerships have become the paradigm in public health,
149
497220
5656
Bu ortaklık ve işbirliği halk sağlığında paradigmik oluyor,
08:22
and once again, they make sense from the point of view of industry.
150
502900
4056
ve bir kez daha, endüstri açısından mantıklı oluyor.
08:26
It allows them to frame public health problems and their solutions
151
506980
3616
Bu durum onlara halk sağlığı problemlerini ve en az tehdit eden
08:30
in ways that are least threatening to,
152
510620
2136
yollarla kendi çözümlerini, en uyuşan ticari çıkarlarını
08:32
most consonant with their commercial interests.
153
512780
2856
ifade etmelerine izin veriyor.
08:35
So obesity becomes a problem
154
515660
2576
Bu nedenle obezite bireysel karar vermenin,
08:38
of individual decision-making,
155
518260
4256
kişisel davranışların, kişisel sorumlulukların
08:42
of personal behavior,
156
522540
2055
ve fiziksel aktivitelerinin eksikliğinin
08:44
personal responsibility and lack of physical activity.
157
524619
3177
problemi oluyor.
08:47
It is not a problem,
158
527820
2096
Bu şekilde ifade edildiğinde
08:49
when framed this way,
159
529940
1415
bu durum
08:51
of a multinational food system involving major corporations.
160
531379
3617
büyük şirketleri içeren uluslararası yemek sisteminin problemi olmuyor.
08:55
And again, I don't blame industry.
161
535020
1656
Ve bir kez daha, Endüstriyi suçlamıyorum.
08:56
Industry naturally engages in strategies of influence
162
536700
3416
Doğal olarak endüstri kendi ticari çıkarlarını desteklemek için
09:00
to promote its commercial interests.
163
540140
2480
etkileme stratejisine angaje olacaktır.
09:03
But governments have a responsibility
164
543380
3256
Fakat yönetimlerin, bizi ve ortak faydayı korumak için
09:06
to develop counterstrategies
165
546660
2056
yeni karşı stratejiler geliştirme
09:08
to protect us
166
548740
1816
sorumluluğu
09:10
and the common good.
167
550580
2680
vardır.
09:13
The mistake that governments are making
168
553980
3560
Yönetimlerin endüstri ile bu yolla
09:18
when they collaborate in this way
169
558300
2576
işbirliği yaparken
09:20
with industry
170
560900
1336
yaptığı hata şudur;
09:22
is that they conflate
171
562260
2576
ortak fayda ile
09:24
the common good
172
564860
1816
ortak paydayı
09:26
with common ground.
173
566700
1200
birleştrimek.
09:28
When you collaborate with industry,
174
568900
2776
Endüstri ile işbirliği yaparken
09:31
you necessarily put off the table
175
571700
2816
masa başı işleri ertelemelisiniz ki
09:34
things that might promote the common good to which industry will not agree.
176
574540
3576
bu endüstrinin aynı fikirde olmadığı ortak faydayı teşfik eder.
09:38
Industry will not agree to increased regulation
177
578140
2776
Endüstri daha fazla düzenlemeyi def edeceğine
09:40
unless it believes this will stave off even more regulation
178
580940
4176
veya belki bazı rakiplerini market dışına iteceğine inanmadıkça
09:45
or perhaps knock some competitors out of the market.
179
585140
3240
düzenlemenin artmasını onaylamayacaktır.
09:49
Nor can companies agree to do certain things,
180
589780
2296
Firmalarda, örneğin sağlıksız ürünlerin fiyatlarının artırılması gibi belirli
09:52
for example raise the prices of their unhealthy products,
181
592100
2976
şeylerin yapılmasını kabul etmeyebilirler,
09:55
because that would violate competition law,
182
595100
2136
çünkü bizim saptadığımız gibi
09:57
as we've established.
183
597260
1200
bu rekabet kanununu ihlal eder.
10:00
So our governments should not confound
184
600380
3216
Bu nedenle bizim hükumetimiz,
10:03
the common good and common ground,
185
603620
2456
özellikle ortak paydanın anlamı endüstri anlaşmaya varmak olduğunda
10:06
especially when common ground means reaching agreement with industry.
186
606100
5240
ortak fayda ile ortak paydayı karıştırmamalıdır.
10:12
I want to give you another example,
187
612340
1696
Size başka bir örnek vermek istiyorum,
10:14
moving from high-profile collaboration
188
614060
2136
Yüksek profilli işbirliğinden
10:16
to something that is below ground
189
616220
2496
alt seviye olana gidelim
10:18
both literally and figuratively:
190
618740
3256
Tam anlamıyla;
10:22
the hydraulic fracturing of natural gas.
191
622020
2600
doğal gazın hidrolik kırılması.
10:25
Imagine that you purchase a plot of land
192
625140
3696
Mineral haklarının satıldığından haberiniz olmadığı araziyi
10:28
not knowing the mineral rights have been sold.
193
628860
2216
satın aldığınızı düşünün.
10:31
This is before the fracking boom.
194
631100
1800
Bu petrol patlamasından önce.
10:34
You build your dream home on that plot,
195
634180
3016
Araziye hayalinizdeki evi yapıyorsunuz,
10:37
and shortly afterwards,
196
637220
1616
ve kısa bir süre sonra,
10:38
you discover that a gas company is building a well pad on your land.
197
638860
5400
petrol şirketinin sizin arazinize petrol musluğu inşa ettiğini fark ediyorsunuz
10:44
That was the plight of the Hallowich family.
198
644860
3400
Bu Hallowich ailesinin durumuydu.
10:49
Within a very short period of time,
199
649020
2816
Kısa bir süre içerisinde,
10:51
they began to complain of headaches,
200
651860
3216
gürültü , sallanma ve doğal gazın alevinden çıkan parlak ışıklara
10:55
of sore throats, of itchy eyes,
201
655100
3216
ilave olarak
baş ağrısı, boğaz ağrısı, kaşınan gözlerden
10:58
in addition to the interference of the noise, vibration
202
658340
2816
11:01
and the bright lights from the flaring of natural gas.
203
661180
3136
şikayetçi olamaya başladılar.
11:04
They were very vocal in their criticisms,
204
664340
2320
Eleştirilerinde gayet sesliydiler,
11:07
and then they fell silent.
205
667780
1360
ve ardından sessizleştiler.
11:10
And thanks to the Pittsburgh Post-Gazette, where this image appeared,
206
670220
3256
Ve bu fotoğrafın görüldüğü Pittsburg Post gazetesi ve bir başka gazete sayesinde
11:13
and one other newspaper, we discovered why they fell silent.
207
673500
2856
neden sessisleştiklerini fark ettik.
11:16
The newspapers went to the court and said, "What happened to the Hallowiches?"
208
676380
3696
Gazeteler mahkemeye gitti ve "Hallowich'lere ne oldu" dediler.
11:20
And it turned out the Hallowiches had made a secret settlement
209
680100
3376
Ve ortaya çıktı ki Hallowich'ler gaz şirketi ile gizli anlaşma yapmış
11:23
with the gas operators, and it was a take-it-or-leave-it settlement.
210
683500
3896
ve bu da AL veya TERK ET anlaşmasıydı.
11:27
The gas company said,
211
687420
1256
Gaz şirketi
11:28
you can have a six-figure sum
212
688700
2416
" Başka bir yere taşınmak ve tekrar hayatınıza başlamanız için
altı rakamlı bir meblağa sahip sahip olabilirsiniz" demiş
11:31
to move elsewhere and start your lives again,
213
691140
2136
11:33
but in return
214
693300
1216
fakat karşılığında
11:34
you must promise not to speak of your experience with our company,
215
694540
3856
bizim şirketimiz ile olan tecrübenizden konuşmayacağınıza söz vereceksiniz,
11:38
not to speak of your experience with fracking,
216
698420
2576
ve de medikal incelemeyle ortaya çıkabilecek
11:41
not to speak about the health consequences
217
701020
3720
sağlık sorunları hakkında
11:45
that might have been revealed by a medical examination.
218
705500
2920
konuşmayacaksınız" demiş.
11:49
Now, I do not blame the Hallowiches for accepting
219
709540
2816
Şimdi, AL veya TERK ET anlaşmasını kabul ettiği ve
11:52
a take-it-or-leave-it settlement
220
712380
2816
herhangi bir yerde hayatlarına başladıkları için
11:55
and starting their lives elsewhere.
221
715220
2216
Hallowich'leri suçlamıyorum.
11:57
And one can understand
222
717460
1216
Ve şirketin gıcırdayan tekerlekleri niçin susturmak istediğini
11:58
why the company would wish to silence a squeaky wheel.
223
718700
2976
herhangi biri anlayabilir.
12:01
What I want to point the finger at is the legal and regulatory system,
224
721700
3776
Burada parmak basmak istediğim nokta yasal ve düzenleyici sistem,
12:05
a system in which there are networks of agreements
225
725500
2456
sistem ki içinde bunun gibi insanları susturmaya ve
12:07
just like this one
226
727980
1896
halk sağlığı uzmanlarından ve epidemiologlardan gelen
12:09
which serve to silence people and seal off data points
227
729900
3560
veri noktalarını kapatmaya
12:14
from public health experts and epidemiologists,
228
734380
2656
hizmet eden,
12:17
a system in which regulators
229
737060
1616
hatta sistem ki, eğer mülk sahipleri
12:18
will even refrain from issuing a violation notice
230
738700
3136
ve gaz şirketi anlaşmayı kabul ederse
12:21
in the event of pollution
231
741860
1376
düzenleyiciler hava kirliliği durumunda
12:23
if the landowner and the gas company
232
743260
2136
ihlali bildirmekten
12:25
agree to settle.
233
745420
1576
sakınacaklardır.
12:27
This is a system which isn't just bad from a public health point of view;
234
747020
3936
Bu sadece kamu sağlığı açısından kötü olan bir sistem değil;
12:30
it exposes hazards to local families
235
750980
3296
karanlıkta kalan yerel aileler
12:34
who remain in the dark.
236
754300
2200
için tehlike ortaya çıkartmaktadır.
12:39
Now, I have given you two examples not because they are isolated examples.
237
759020
4496
İzole edilmiş oldukları için şimdi size iki örnek verdim.
12:43
They are examples of a systemic problem.
238
763540
2496
Verdim çünkü bunlar sistematik problem örnekleridir.
12:46
I could share some counterexamples,
239
766060
2376
Bazı karşı örnekleri de paylaşabilirim,
12:48
the case for example of the public official
240
768460
2976
kendi antidepresan ilaçlarının yetişkinlerde intihar düşüncesini
12:51
who sues the pharmaceutical company
241
771460
3096
artırdığı gerçeğini gizleyen
12:54
for concealing the fact
242
774580
1616
ilaç şirketini mahkemeye veren
12:56
that its antidepressant increases suicidal thoughts in adolescents.
243
776220
6576
kamu görevlisi örneği gibi.
13:02
I can tell you about the regulator who went after the food company
244
782820
3896
Size kendi yoğurtlarının sözde sağlığa faydalarını abartan
13:06
for exaggerating the purported health benefits of its yogurt.
245
786740
3736
yiyecek şirketlerini takip eden düzenleyiciden bahsedebilirim.
13:10
And I can tell you about the legislator
246
790500
3456
Ve size koridorun iki tarafından ağır lobicilik faaliyetine
13:13
who despite heavy lobbying directed at both sides of the aisle
247
793980
4296
maruz kalmasına rağmen çevre koruması için iten
13:18
pushes for environmental protections.
248
798300
3920
milletvekillini söyleyebilirim.
13:22
These are isolated examples,
249
802980
1736
Bunlar izole edilmiş örneklerdir,
13:24
but they are beacons of light in the darkness,
250
804740
4176
fakat bunlar karanlıktaki ışığın feneridir,
13:28
and they can show us the way.
251
808940
3680
ve bize yolu gösterebilirler.
13:33
I began by suggesting that sometimes we need to engage in conflict.
252
813820
4280
Bazen çatışmaya girmemiz gerektiğini ifade ederek başladım.
13:39
Governments should tussle with,
253
819300
3536
Hükumetler uğraşmalı,
13:42
struggle with, at times engage in direct conflict with corporations.
254
822860
5800
mücadele etmeli, bazen şirketlerle direkt çatışmaya girmeli.
13:49
This is not because governments are inherently good
255
829780
4256
Bu yönetimlerin doğası gereği iyi olması
13:54
and corporations are inherently evil.
256
834060
2256
ve şirketlerin doğası gereği kötü olmasından kaynaklanmıyor.
13:56
Each is capable of good or ill.
257
836340
4000
Her ikisi de iyi veya kötü olabilir.
14:01
But corporations understandably act to promote their commercial interests,
258
841260
4720
Fakat şirketler anlaşılır bir şekilde kendi ticari çıkarlarını artırmak için hareket eder,
14:06
and they do so either sometimes undermining or promoting the common good.
259
846900
6056
ve bunu bazen ortak faydanın altını oymak, bazen de desteklemek için yaparlar.
14:12
But it is the responsibility of governments
260
852980
3976
fakat ortak faydayı korumak ve desteklemek
14:16
to protect and promote the common good.
261
856980
3216
yönetimlerin sorumluluğudur.
14:20
And we should insist
262
860220
2696
Ve bunu yapmak için savaşmaları hususunda
14:22
that they fight to do so.
263
862940
2400
ısrarcı olmalıyız.
14:26
This is because governments
264
866620
2496
Çünkü, yönetimler
14:29
are the guardians
265
869140
1400
kamu sağlığının
14:31
of public health;
266
871420
1200
koruyucusudur;
14:33
governments are the guardians
267
873740
2736
yönetimler çevrenin
14:36
of the environment;
268
876500
1856
koruyucularıdır;
14:38
and it is governments
269
878380
1816
Ve bizim ortak faydamızın
14:40
that are guardians
270
880220
1296
önemli parçalarının koruyucusu
14:41
of these essential parts of our common good.
271
881540
5360
yönetimlerdir.
14:47
Thank you.
272
887500
1216
Teşekkür Ederim.
14:48
(Applause)
273
888740
6228
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7