How to deconstruct racism, one headline at a time | Baratunde Thurston

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

My parents gave me an extraordinary name:

Anne ve babam bana sıra dışı bir isim verdiler:

Baratunde Rafiq Thurston.

Baratunde Rafiq Thurston.

Now, Baratunde is based on a Yoruba name from Nigeria,

Baratunde, Nijerya'dan bir Yoruba ismi

but we're not Nigerian.

ama Nijeryalı değiliz.

(Laughter)

(Gülme sesleri)

That's just how black my mama was.

Annem işte bu kadar siyahiydi.

(Laughter)

(Kahkahalar)

"Get this boy the blackest name possible. What does the book say?"

'Verilebilecek en siyahi ismi verelim. Kitap ne tavsiye ediyor?''

(Laughter)

(Kahkahalar)

Rafiq is an Arabic name, but we are not Arabs.

Rafiq, Arapça bir isim ama Arap da değiliz.

My mom just wanted me to have difficulty boarding planes in the 21st century.

Annem 21. yüzyılda uçağa binerken zorluk çekmemi istemiş.

(Laughter)

(Kahkahalar)

She foresaw America's turn toward nativism.

Amerika'nın milliyetçiliğe eğilimini önceden görmüş.

She was a black futurist.

O aslında siyahi bir fütüristti.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Thurston is a British name, but we are not British.

Thurston bir İngiliz ismi ama İngiliz de değiliz.

Shoutout to the multigenerational, dehumanizing economic institution

Bu da o çok nesilli, insanlık dışı bir ekonomik yapı olan

of American chattel slavery, though.

Amerikan köleliğine benden çağrı olsun.

Also, Thurston makes for a great Starbucks name.

Ha bir de Thurston harika bir Sturbucks ismi oluyor.

Really expedites the process.

Süreci gerçekten hızlandırıyor.

(Laughter)

(Kahkahalar)

My mother was a renaissance woman.

Annem bir Rönesans kadınıydı.

Arnita Lorraine Thurston

Arnita Lorraine Thurston

was a computer programmer, former domestic worker,

bilgisayar programcısı, eski ev işleri yardımcısı,

survivor of sexual assault,

cinsel taciz mağduru,

an artist and an activist.

bir sanatçı ve de bir aktivist.

She prepared me for this world with lessons in black history,

Beni bu dünyaya, siyahi tarihinden derslerle hazırladı;

in martial arts, in urban farming,

dövüş sanatları, kırsal çiftçilik

and then she sent me in the seventh grade to the private Sidwell Friends School,

ve yedinci sınıfta beni özel Sidwell Friends Okulu'na gönderdi,

where US presidents send their daughters,

ABD başkanlarının kızlarını gönderdiği yere.

and where she sent me looking like this.

Ve beni bu şekilde gönderdi.

(Laughter)

(Kahkahalar)

I had two key tasks going to that school:

Okula giderken iki görevim vardı:

don't lose your blackness and don't lose your glasses.

Siyahiliğini kaybetme ve gözlüklerini kaybetme.

This accomplished both.

İkisini de başardım.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Sidwell was a great place to learn the arts and the sciences,

Sidwell, sanat ve bilim öğrenmek için harika bir yerdi

but also the art of living amongst whiteness.

ama beyazlar arasında yaşamayı öğrenmek için de.

That would prepare me for life later at Harvard,

Bu beni daha sonra Harvard için hazırlayacaktı

or doing corporate consulting,

veya kurumsal danışma için

or for my jobs at "The Daily Show" and "The Onion."

veya ''The Daily Show'' ve ''The Onion''daki işlerime.

I would write down many of these lessons in my memoir, "How to Be Black,"

Edindiğim bu dersleri kitabım ''How to Be Black''te topladım,

which if you haven't read yet, makes you a racist, because --

eğer okumadıysanız demek ki ırkçısınız, çünkü...

(Laughter)

(Kahkahalar)

you've had plenty of time to read the book.

kitabı okumak için yeterince zamanınız vardı.

But America insists on reminding me

Ancak Amerikalılar bana şunu da hatırlatıyor

and teaching me

ve öğretiyor;

what it means to be black in America.

Amerika'da siyahi olmak ne demek.

It's December 2018,

Aralık 2018'de

I'm with my fiancé in the suburbs of Wisconsin.

Wisconsin banliyölerinde nişanlımla birlikteyim.

We are visiting her parents, both of whom are white,

Anne babasını ziyaret ediyoruz, ikisi de beyaz,

which makes her white.

nişanlım da beyaz oluyor.

That's how it works. I don't make the rules.

İşler böyle. Kuralları ben yazmıyorum.

(Laughter)

(Kahkahalar)

She's had some drinks, so I drive us in her parents' car,

Biraz içmiş o yüzden ailesinin arabasını ben kullanıyorum

and we get pulled over by the police.

ve polis bizi durduruyor.

I'm scared.

Korkuyorum.

I turn on the flashing lights to indicate compliance.

Uyum göstermek adına dörtlüleri yakıyorum.

I pull over slowly

Yavaşça kenara çekiyorum,

under the brightest streetlight I can find

bulabildiğim en parlak sokak lambası altına,

in case I need witnesses or dashcam footage.

olur da tanığa veya kamera görüntüsüne ihtiyacım olur diye.

We get out my identification, the car registration,

Kimliğimi ve araba ruhsatını çıkarıyorum,

lay it out in the open, roll down the windows,

açığa çıkarıyorum, pencereleri açıyorum,

my hands are placed on the steering wheel,

ellerimi de direksiyon üstüne yerleştiriyorum,

all before the officer exits the vehicle.

bunların hepsini polis, aracından çıkmadan yapıyorum.

This is how to stay alive.

Bu şekilde hayatta kalınıyor.

As we wait, I think about these headlines --

Beklerken o manşetleri düşünüyorum.

"Police shoot another unarmed black person" --

''Polis silahsız bir siyahiye daha ateş etti.''

and I don't want to join them.

Onlardan biri olmak istemiyorum.

The good news is, our officer was friendly.

İyi haber şu ki polis arkadaş canlısı çıkıyor.

She told us our tags were expired.

Muayene etiketinin tarihi geçtiğini söylüyor.

So to all the white parents out there,

Tüm beyaz ebeveynlere sesleniyorum,

if your child is involved with a person

eğer çocuğunuz

whose skin tone is rated Dwayne "The Rock" Johnson or darker --

ten rengi Dwayne Johnson gibi veya daha koyu biriyle birlikte olursa

(Laughter)

(Kahkahalar)

you need to get that car inspected, update the paperwork every time we visit.

aracınızın muayenesini yaptırmanız lazım, her ziyarette belgeler güncellenmeli.

That's just common courtesy.

Kibarlık namına yani.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause)

(Alkışlar)

I got lucky.

Şanslıydım.

I got a law enforcement professional.

Bir polisle muhatap oldum.

I survived something that should not require survival.

Hayatta kalamayabilirdim.

And I think about this series of stories --

Ve tüm o haberleri düşününce...

"Police shoot another unarmed black person" --

''Polis silahsız bir siyahiye daha ateş etti.''

and that season when those stories popped up everywhere.

ve o zamanlar bu haberler her yerde karşınıza çıkıyordu.

I would scroll through my feed

Haber akışında aşağı kaydırdıkça

and I would see a baby announcement photo.

bir bebek güzel haberini görüyorum.

I'd see an ad for a product

Sonra bir ürünün reklamını,

I had just whispered to a friend about yesterday.

daha dün arkadaşıma bahsettiğim bir ürün.

I would see a video of a police officer gunning down someone

Sonra da bir polis memuru, silahını birine doğrultmuş,

who looked just like me.

benim gibi görünen birine.

And I'd see a think piece

Sonra da başka bir haber,

about how millennials have replaced sex with avocado toast.

milenyum kuşağı nasıl avokadoyu seks yerine tercih ediyor.

(Laughter)

(Kahkahalar)

It was a confusing time.

Kafa karıştırıcı zamanlar.

Those stories kept popping up,

Bu haberler sürekli çıkıyor

but in 2018, those stories got changed out for a different type of story,

ama 2018'de bu haberler farklı bir hâl almaya başladı:

stories like, "White Woman Calls Cops On Black Woman Waiting For An Uber."

''Beyaz kadın, Uber bekleyen Siyahi kadını polise ihbar etti.''

That was Brooklyn Becky.

Bahsettiğim Brooklyn Becky.

Then there was, "White Woman Calls Police

Bir diğeri, ''Beyaz kadın, su sattığı için

On Eight-Year-Old Black Girl Selling Water."

sekiz yaşındaki siyahi kızı polise ihbar etti.''

That was Permit Patty.

Bu da Permit Patty.

Then there was, "Woman Calls Police

Bir diğeri, ''Oakland'da gölde

On Black Family BBQing At Lake In Oakland."

mangal yaktıkları için siyahi aileyi polise ihbar etti.''

That was now infamous BBQ Becky.

Bu da meşhur mangal Becky.

And I contend that these stories of living while black

Bu haberler, siyahi olarak yaşamanın zorluğu

are actually progress.

ve bir ilerleme.

We used to find out after the extrajudicial police killings.

Polis silah kullanımı mahkemelerinden öğrenirdik.

Now, we're getting video of people calling 911.

Şimdi insanların 911'i arama videoları var.

We're moving upstream,

İlerliyoruz,

closer to the problem and closer to the solution.

hem soruna doğru, hem de çözüme.

So I started a collection

Ben de bir derleme yapmaya başladım,

of as many of these stories as I could find.

bu haberlerden bulduklarımı topladım.

I built an evolving, still-growing database

Sürekli gelişen ve büyüyen bir veri tabanı oluşturdum,

at baratunde.com/livingwhileblack.

web adresi baratunde.com/livingwhileblack.

Seeking understanding, I realized the process

Anlayış bekliyordum

was really diagramming sentences to understand these headlines.

ve kendimi bu manşetlerin bir diyagramını yaparken buldum.

And I want to thank my Sidwell English teacher Erica Berry

Sidwell'den İngilizce öğretmenim Erica Berry'ye teşekkürler

and all English teachers.

ve tüm İngilizce öğretmenlerine.

You have given us tools to fight for our own freedom.

Kendi bağımsızlığımız için bize araçlar kazandırdınız.

What I found was a process to break down the headline

Manşetleri irdeleme sürecine girdim

and understand the consistent layers

ve manşeti oluşturan şeyleri anlamaya,

in each one:

her seferinde aynıydı:

a subject takes an action against a target engaged in some activity,

bir faaliyet içindeki hedefe karşı eylem gerçekleştiren bir özne.

so that "White Woman Calls Police On Eight-Year-Old Black Girl"

''Beyaz kadın, sekiz yaşındaki siyahi kızı polise ihbar ediyor.''

is the same as "White Man Calls Police On Black Woman Using Neighborhood Pool"

''Beyaz adam, mahalle havuzunu kullanan siyahi kadını polise ihbar ediyor.''

is the same as "Woman Calls Cops On Black Oregon Lawmaker

''Kendi ilçesinde kampanya yapan siyahi Oregonlu avukatı,

Campaigning In Her District."

bir kadın, polise ihbar ediyor.''

They're the same.

Hepsi aynı.

Diagramming the sentences allowed me to diagram the white supremacy

Cümlelerin diyagramını çıkararak beyaz üstünlüğünü şemaladım,

which allowed such sentences to be true,

bu cümlelerin doğruluğunu gösterdi

and I will pause to define my terms.

ve kendimi savunmak için bir saniye duracağım.

When I say "white supremacy,"

''Beyaz üstünlüğü'' derken

I'm not just talking about Nazis

sadece Nazilerden bahsetmiyorum

or white power activists,

veya beyaz milliyetçisi aktivistlerden

and I'm definitely not saying that all white people are racist.

ve kesinlikle tüm beyaz insanlar ırkçıdır demiyorum.

What I'm referring to

Söylemek istediğim şey,

is a system of structural advantage that favors white people over others

beyaz insanları, diğerlerine karşı avantajlı hâle getiren bir sistem var;

in social, economic and political arenas.

sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda.

It's what Bryan Stevenson at the Equal Justice Initiative

Eşit Adalet Hareketi'nde Bryan Stevenson

calls the narrative of racial difference,

ırksal farklılığa dikkat çekmişti,

the story we told ourselves to justify slavery and Jim Crow

köleliği ve Jim Crow'u, toplu yıkımları ve daha da ötesini

and mass incarceration and beyond.

haklı çıkarmak için kendimize söylediğimiz bir hikâye.

So when I saw this pattern repeating,

Bu şablonun tekrar ettiğini fark ettiğimde

I got angry,

sinirlendim

but I also got inspired

ama ilham da aldım,

to create a game,

bir oyun geliştirmek için.

a game of words that would allow me to transform this traumatic exposure

Bu travmatik olayı daha iyileştirici bir deneyim hâline getirecek

into more of a healing experience.

bir kelime oyunu.

I'm going to talk you through the game.

Oyunun nasıl oynandığını anlatacağım.

The first level is a training level, and I need your participation.

Birinci seviye alışma seviyesi, katılımınız gerekli.

Our objective: to determine if this is real or fake.

Hedefimiz: Gerçek mi sahte mi karar vermek.

Did this happen or not?

Bu oldu mu olmadı mı?

Here is the example:

İşte bir örnek:

"Catholic University Law Librarian Calls Police On Student

''Katolik Üniversitesi Hukuk kütüphanecisi

sorgulayıcı olduğu için öğrenciyi polise ihbar etti.''

For 'Being Argumentative.'"

Clap your hands if you think this is real.

Gerçek olduğunu düşünüyorsanız alkışlayın.

(Applause)

(Alkışlar)

Clap your hands if you think this is fake.

Sahte olduğunu düşünüyorsanız alkışlayın.

(Applause)

(Alkışlar)

The reals have it, unfortunately,

Ne yazık ki gerçek.

and a point of information,

Bir de ek bilgi olarak

being argumentative in a law library

bir hukuk kütüphanesinde sorgulayıcı olmak

is the exact right place to do that.

bunun tam da yeri.

(Laughter)

(Kahkahalar)

This student should be promoted to professor.

Bu öğrenciyi öğretim görevlisi yapın.

Training level complete, so we move on to the real levels.

Alıştırma seviyesi tamamlandı, şimdi gerçek seviyelere geçiyoruz.

Level one, our objective is simple:

Seviye 1, hedefimiz basit:

reverse the roles.

rolleri değiştiriyoruz.

That means "Woman Calls Cops On Black Oregon Lawmaker"

''Beyaz kadın, siyahi avukatı polise ihbar etti.'' manşeti

becomes "Black Oregon Lawmaker Calls Cops On Woman."

şuna dönüşüyor: ''Siyahi avukat, kadını polise ihbar etti.''

That means "White Man Calls Police On Black Woman

''Beyaz adam, mahalle havuzunu kullandığı için

Using Neighborhood Pool"

siyahi kadını polise ihbar etti."

becomes "Black Woman Calls Police On White Man Using Neighborhood Pool."

''Siyahi kadın, mahalle havuzunu kullanan adamı polise ihbar etti.''

How do you like them reverse racist apples?

Irkçı elmalar değişince nasıl görünüyor?

That's it, level one complete,

İşte bu. Seviye 1 tamamlandı.

and so we level up to level two,

Seviye 2'ye geçiyoruz.

where our objective is to increase the believability of the reversal.

Bu değişimin inandırılabilirliğini artırmaya çalışacağız.

Let's face it, a black woman calling police on a white man using a pool

Gerçek şu ki siyahi bir kadının bir havuz yüzünden beyaz bir adamı

isn't absurd enough,

polise ihbar etmesi çok gülünç bir şey

but what if that white man was trying to touch her hair without asking,

ama diyelim ki beyaz adam onun saçlarına dokunmaya çalıştı

or maybe he was making oat milk while riding a unicycle,

veya tek teker sürerken yulaf sütü yapıyordu

or maybe he's just talking over everyone in a meeting.

ya da bir toplantıda herkesin sözünü kesiyordu.

(Laughter)

(Kahkahalar)

We've all been there, right?

Hepimiz yaşadık bunu.

Seriously, we've all been there.

Gerçekten, hepimiz yaşadık.

So that's it, level two complete.

Seviye 2 tamamlandı.

But it comes with a warning:

Ama burada bir uyarı var:

simply reversing the flow of injustice is not justice.

Haksızlık rollerini değiştirmek adaletli değil.

That is vengeance, that is not our mission,

Bu intikam, amacımız bu değil.

that's a different game so we level up to level three,

Bu başka bir oyun, o yüzden seviye 3'e geçiyoruz,

where the objective is to change the action,

amacımız eylemi değiştirmek,

also known as "calling the police is not your only option

diğer adıyla ''polisi aramak tek seçeneğiniz değil.

Aman Tanrım, siz insanların sorunu ne?"

OMG, what is wrong with you people!"

(Applause)

(Alkışlar)

And I need to pause the game to remind us of the structure.

Yapıyı hatırlatmak için oyunu durduruyorum.

A subject takes an action against a target engaged in some activity.

Bir faaliyet içindeki hedefe karşı eylem gerçekleştiren bir özne.

"White Woman Calls Police On Black Real Estate Investor

''Beyaz kadın siyahi emlakçıyı polise ihbar etti,

Inspecting His Own Property."

kendi mülkünü incelediği için.''

"California Safeway Calls Cops On Black Woman

''California Safeway siyahi kadını polise ihbar etti,

Donating Food To The Homeless."

evsizlere yemek bağışı yaptığı için.''

"Gold Club Twice Calls Cops On Black Women For Playing Too Slow."

''Golf Kulübü çok yavaş oynadığı için siyahi kadınları polise ihbar etti.''

In all these cases, the subject is usually white,

Tüm bu durumlarda, özne genellikle beyaz,

the target is usually black,

hedef genellikle siyahi

and the activities are anything,

ve aktiviteler her şey olabilir.

from sitting in a Starbucks

Starbucks'ta oturmak,

to using the wrong type of barbecue

yanlış bir mangal kullanmak,

to napping

uyuklamak,

to walking "agitated" on the way to work,

işe giderken ''sıkıntılı'' görünmek,

which I just call "walking to work."

ki buna ''işe gitmek'' denir.

(Laughter)

(Kahkahalar)

And, my personal favorite,

En sevdiğim de

not stopping his dog from humping her dog,

köpeğinin çiftleşme isteğine engel olmamak

which is clearly a case for dog police,

ki bu da köpek polisinin sorunu,

not people police.

gerçek polisin değil.

All of these activities add up to living.

Tüm bu faaliyetler yaşamak demek.

Our existence is being interpreted as crime.

Varlığımız suç gibi yorumlanıyor.

Now, this is the obligatory moment in the presentation where I have to say,

İşte bu noktada şunu söylemek zorundayım:

not everything is about race.

Her şey ırkla ilgili değil.

Crime is a thing, should be reported,

Suçun ihbar edilmesi gerek

but ask yourself, do we need armed men to show up and resolve this situation,

ama kendinize sorun, silahlı kuvvetlerin gelip bu sorunu çözmesi mi gerek?

because when they show up for me,

Çünkü benim için geldiklerinde

it's different.

durum farklı.

We know that police officers

Şunu biliyoruz ki

use force more with black people than with white people,

polis, siyahilere karşı beyazlara oranla daha fazla güç kullanıyor

and we are learning the role of 911 calls in this.

ve burada 911'in rolünü de öğreniyoruz.

Thanks to preliminary research from the Center for Policing Equity,

The Center for Policing Equity'nin ön araştırması sayesinde

we're learning that in some cities,

şunu öğreniyoruz ki bazı şehirlerde

most of the interactions between cops and citizens

polis ve vatandaş etkileşiminin sebebi

is due to 911 calls,

911 aramaları,

not officer-initiated stops,

polis memurunun kendi müdahalesi değil.

and most of the violence, the use of force by police on citizens,

Polisin vatandaşlar üzerindeki şiddetinin çoğu,

is in response to those calls.

o aramalara yanıt olarak ortaya çıkıyor.

Further, when those officers responding to calls use force,

Dahası, o aramalara yanıt için memurlar güç kullandığında

that increases in areas

beyaz nüfus yüzdesinin

where the percentage of the white population

artmış olduğu alanlarda

has also increased,

şiddette de artış oluyor,

aka gentrification,

yani soylulaştırma,

aka unicycles and oat milk,

yani tek teker ve yulaf sütü,

aka when BBQ Becky feels threatened,

yani mangal Becky'nin tehdit altında hissetmesi,

she becomes a threat to me in my own neighborhood,

benim mahallemde bana karşı bir tehdide dönüşüyor,

which forces me and people like me

bu da beni ve benim gibi insanları

to police ourselves.

polise yönlendiriyor.

We quiet ourselves, we walk on eggshells,

Sessizleşiyoruz, korkarak adım atıyoruz,

we maybe pull over to the side of the road

bulabildiğimiz en parlak ışık altında

under the brightest light we can find

arabamızı kenara çekiyoruz,

so that our murder

öldürülürsek

might be caught cleanly on camera,

kamera görüntüsü net olsun diye

and we do this because we live in a system

ve bunu yapıyoruz çünkü öyle bir sistemde yaşıyoruz ki

in which white people can too easily call on deadly force

beyazlar kolaylıkla rahatlarını sağlamak için

to ensure their comfort.

ölümcül güçleri arayabiliyor.

(Applause)

(Alkışlar)

The California Safeway

The California Safeway

didn't just call cops on black woman donating food to homeless.

evsizlere bağış yapan kadını sadece polise ihbar etmedi.

They ordered armed, unaccountable men upon her.

Silahlı, hesap vermeyecek olan insanları aradılar.

They essentially called in a drone strike.

Resmen bir dron saldırısı gibi.

This is weaponized discomfort,

Bu silahlı huzursuzluk

and it is not new.

ve yeni de değil.

From 1877 to 1950,

1877'den 1950'ye

there were at least 4,400 documented racial terror lynchings of black people

siyahiler üzerinde en az 4400 belgelenmiş linç girişimi oldu,

in the United States.

ABD içinde.

They had headlines as well.

Manşetler de oldu.

"Rev. T.A. Allen was lynched in Hernando, Mississippi

''Rev. T.A. Hernando, Missisipi'de linç edildi.

for organizing local sharecroppers."

ekinlerini kiraladığı için.''

"Oliver Moore was lynched in Edgecomb County, North Carolina,

''Oliver Moore Edgecomb, Kuzey Karolina'da linç edildi,

for frightening a white girl."

beyaz bir kızı korkuttuğu için."

"Nathan Bird was lynched near Luling, Texas,

"Nathan Bird, Luling, Teksas yakınında

for refusing to turn his son over to a mob."

oğlunu çeteye teslim etmediği için linç edildi.''

We need to change the action,

Bu eylemleri değiştirmemiz lazım,

whether that action is "lynches"

gerek ''linç edilmek,''

or "calls police."

gerekse ''polise ihbar etmek'' olsun.

And now that I have shortened the distance between those two,

Ben de bu ikisi arasındaki mesafeyi birbirine yaklaştırdım,

let's get back to our game, to our mission.

şimdi oyuna, amacımıza geri dönelim.

Our objective in level three is to change the action.

Seviye 3'te amacımız eylemi değiştirmek.

So what if, instead of

Şu manşetler yerine,

"Calls Cops On Black Woman Donating Food To Homeless,"

''Evsizlere yemek bağışı yapan kadını polise ihbar ettiler.''

that California Safeway simply thanks her.

California Safeway ona teşekkür etse.

Thanking is far cheaper than bringing law enforcement to the scene.

Teşekkür etmek, polisi olay yerine çağırmaktan çok daha ucuz.

(Applause)

(Alkışlar)

Or, instead,

Ya da şöyle...

they could give the food they would have wasted to her,

Onun için harcadıkları yemeği verseler,

upped their civic cred.

medeniliklerini yüceltseler.

Or, the white woman who called the police on the eight-year-old black girl,

Ya da sekiz yaşındaki siyahi kızı polise ihbar eden beyaz kadın,

she could have bought all the inventory from that little black girl,

onun sattığı her şeyi satın alabilirdi,

support a small business.

küçük bir işletmeyi desteklerdi.

And the white woman who called the police on the black real estate investor,

Siyahi emlakçıyı polise ihbar eden beyaz kadın,

we would all be better off, the cops agree,

polisler de daha iyi olacağına katılırdı,

if she had simply ignored him and minded her own damn business.

eğer onu görmezden gelip kendi işine baksaydın.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Minding one's own damn business is an excellent choice, excellent choice.

Kendi işine bakmak gerçekten harika bir seçim.

Choose it more often.

Bu seçimi daha sık yapın.

Level three is complete, but there is a final bonus level,

Seviye 3 de tamamlandı, şimdi bonus bir seviye var,

where the objective is inclusion.

burada amaç kapsayıcılık.

We have also seen headlines like this:

Şu tür manşetler de gördük:

"Powerful Man Masturbates In Front Of Young Women

''Güç sahibi adam, odasına gelen genç kadınların önünde

Visiting His Office."

mastürbasyon yapıyor.''

What an odd choice for powerful man to make.

Güç sahibi bir adam için tuhaf bir seçim.

So many other actions available to him.

Yapabileceği o kadar çok şey vardı ki.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Like, such as, "listens to,"

Mesela ''dinlemek,''

"mentors,"

''rehberlik yapmak,''

"inspired by, starts joint venture, everybody rich now."

''esinlenmek, girişimde bulunmak, şimdi herkes zengin.''

(Laughter)

(Kahkahalar)

I want to live in that world of everybody rich now,

Herkesin zengin olduğu dünyada yaşamak istiyorum

but because of his poor choice, we are all in a poorer world.

ama o adamın seçimi yüzünden daha yoksul bir dünyada yaşıyoruz.

Doesn't have to be this way.

Böyle olmak zorunda değil.

This word game reminded me that there is a structure to white supremacy,

Bu oyun bana beyaz üstünlüğünün bir yapısı olduğunu hatırlattı,

as there is to misogyny,

tıpkı kadın düşmanlığı gibi,

as there is to all systemic abuses of power.

tıpkı tüm gücü suistimallerde olduğu gibi.

Structure is what makes them systemic.

Bu yapı, onları sistematik hâle getiriyor.

I'm asking people here

Buradaki insanlardan

to see the structure,

o yapıyı görmelerini istiyorum,

where the power is in it,

gücün nerede olduğunu

and even more importantly to see the humanity

ve daha da önemlisi

of those of us made targets by this structure.

o yapının hedef hâline getirdiği insanların insanlığını.

I am here because I was loved and invested in and protected and lucky,

Buradayım çünkü sevildim, okutuldum, korundum ve şanslıydım

because I went to the right schools, I'm semifamous, mostly happy,

çünkü doğru okullara gittim, yarı ünlüyüm, genellikle mutluyum,

meditate twice a day,

günde iki kez meditasyon yapıyorum,

and yet,

ancak yine de

I walk around in fear,

korku içinde yürüyorum

because I know that someone seeing me as a threat

çünkü biliyorum ki beni tehdit olarak gören biri

can become a threat to my life,

hayatımda bir tehdide dönüşebilir

and I am tired.

ve ben bundan bıktım.

I am tired of carrying

İnsanların korkularının yükünü

this invisible burden of other people's fears,

sırtımda taşımaktan yoruldum,

and many of us are,

pek çoğumuz da öyle

and we shouldn't have to,

ve böyle olmaması gerek

because we can change this,

çünkü bunu değiştirebiliriz

because we can change the action, which changes the story,

çünkü eylemi değiştirebiliriz, haberler de değişir

which changes the system

bu haberlerin olmasını sağlayan

that allows those stories to happen.

o sistem de değişir.

Systems are just collective stories we all buy into.

Sistemler sadece bizim inandığımız kolektif hikâyeler bütünü.

When we change them,

Onları değiştirdiğimiz zaman

we write a better reality for us all to be a part of.

parçası olduğumuz çok daha iyi bir gerçeklik yazabiliriz.

I am asking us

Sizden şunu istiyorum,

to use our power to choose.

seçme gücümüzü kullanın.

I am asking us to level up.

Seviye atlayın.

Thank you.

Teşekkürler.

I am Baratunde Rafiq Thurston.

Ben Baratunde Rafiq Thurston.

(Applause)

(Alkışlar)