Lindsay Morcom: A history of Indigenous languages -- and how to revitalize them | TED

51,390 views ・ 2021-06-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Miraç Şendil
00:01
Dene Elder Paul Disain said,
0
1111
2048
Dene yaşlı Paul Disain,
00:03
"Our language and culture
1
3183
1395
"Dilimiz ve kültürümüz
00:04
is the window through which we see the world."
2
4602
2397
dünyayı gördüğümüz penceredir." derdi.
00:07
And on Turtle Island,
3
7023
1151
Şimdi Kuzey Amerika olarak bilinen
00:08
what is now known as North America,
4
8198
2235
Kaplumbağa Adası'nda,
00:10
there're so many unique and wonderful ways to see the world.
5
10457
3763
dünyayı görmenin birçok benzersiz ve harika yolu var.
00:14
As a person of Indigenous heritage,
6
14244
1928
Bir yerli miras insanı olarak,
00:16
I'm interested in learning Anishinaabemowin,
7
16196
2087
miras dilim olan Anishinaabemowin'i
00:18
which is my heritage language,
8
18307
1461
öğrenmekle ilgileniyorum,
00:19
because it lets me see the world through that window.
9
19792
2595
çünkü dünyayı bu pencereden görmeme izin veriyor.
00:22
It lets me connect with my family,
10
22411
1626
Ailemle, atalarımla, topluluğumla,
00:24
my ancestors, my community, my culture.
11
24061
1881
kültürümle bağlantı kurmamı sağlıyor.
00:25
And lets me think about how I can pass that on
12
25966
2992
Ayrıca gelecek nesillere nasıl aktarabileceğimi
00:28
to future generations.
13
28982
1467
düşünmemi de sağlıyor.
00:30
As a linguist,
14
30903
1151
Bir dilbilimci olarak
00:32
I'm interested in how language functions generally.
15
32078
3135
dilin genel olarak nasıl işlediğiyle ilgileniyorum.
00:35
I can look at phonetics and phonology --
16
35237
1905
Fonetik ve fonolojiye -
00:37
speech sounds.
17
37166
1189
konuşma seslerine bakarım.
00:38
I can look at morphology, or the structure of words.
18
38379
2762
Morfolojiye veya kelimelerin yapısına bakarım.
00:41
I can look at syntax,
19
41165
1168
İnsanların dili beyninde nasıl sakladığını
00:42
which is the structure of sentences and phrases,
20
42357
2459
ve birbirimizle iletişim kurmak için
00:44
to learn about how humans store language in our brains
21
44840
3468
nasıl kullandığımızı öğrenmek amacıyla,
cümlelerin ve ifadelerin yapısı olan söz dizimine bakabilirim.
00:48
and how we use it to communicate with one another.
22
48332
2715
00:52
For example,
23
52204
1889
Örneğin,
00:54
Anishinaabemowin, like most Indigenous languages,
24
54117
3015
Anishinaabemowin, çoğu yerli dil gibi,
polisentetik olarak adlandırılan şeydir,
00:57
is what's called polysynthetic,
25
57156
1849
00:59
which means that there are very, very long words,
26
59029
3177
bu da morfem adı verilen küçük parçalardan oluşan
01:02
composed of little tiny pieces called morphemes.
27
62230
3004
çok, çok uzun kelimeler olduğu anlamına gelir.
01:05
So I can say, in Anishinaabemowin, "niwiisin," "I eat,"
28
65258
4393
Anishinaabemowin'de, "niwiisin" diyebilirim bu "Yerim" demektir,
01:09
which is one word.
29
69675
1228
tek kelimedir.
01:10
I can say "nimino-wiisin," "I eat well,"
30
70927
3783
''İyi yerim'' demek için yine bir kelime olan
"nimino-wiisin" diyebilirim.
01:14
which is still one word.
31
74734
1184
01:15
I can say "nimino-naawakwe-wiisin," "I eat a good lunch,"
32
75942
5210
"Nimino-naawakwe-wiisin" diyebilirim, "Ben iyi bir öğle yemeği yerim" demektir,
01:21
which is how many words in English?
33
81176
2334
bu kaç İngilizce kelimedir?
01:24
Five words in English, a single word in Anishinaabemowin.
34
84109
3562
İngilizcede beş kelime, Anishinaabemowinde tek bir kelime.
01:28
Now, I've got a bit of a quiz for you.
35
88583
2079
Şimdi, sizin için küçük bir sınavım var.
01:30
In a one-word answer, what color is that slide?
36
90686
3031
Tek kelimelik bir cevapla bu slayt hangi renk?
01:34
Audience: Green.
37
94083
1238
İzleyici: Yeşil.
01:35
Lindsay Morcom: What color is that slide?
38
95345
1960
Lindsay Morcom: Bu slayt ne renk?
01:37
Audience: Green.
39
97329
1164
İzleyici: Yeşil.
01:38
LM: What color is that slide?
40
98517
1425
LM: Bu slayt ne renk?
01:39
Audience: Blue.
41
99966
1206
İzleyici: Mavi.
01:41
LM: And what color is that slide?
42
101196
1699
LM: Bu slayt ne renk peki?
01:42
(Audience murmurs)
43
102919
1198
(İzleyicinin uğultusu)
01:44
Not trick questions, I promise.
44
104141
2416
Hileli sorular değil, söz veriyorum.
01:47
For you as English speakers,
45
107209
1380
İngilizce konuşucuları olarak sizler
01:48
you saw two green slides and two blue slides.
46
108613
2199
iki yeşil slayt ve iki mavi slayt gördünüz.
01:50
But the way that we categorize colors varies across languages,
47
110836
3643
Ancak renkleri kategorilere ayırma şekli diller arasında farklılık gösterir,
01:54
so if you had been Russian speakers,
48
114503
1762
bu yüzden Rusça konuşsaydınız,
01:56
you would have seen two slides that were different shades of green,
49
116289
3215
yeşilin farklı tonları olan,
01:59
one that was "goluboy," which is light blue,
50
119528
2065
"goluboy", açık mavi,
02:01
one that is "siniy," dark blue.
51
121617
1752
"siniy " yani koyu mavi renklerini görürdünüz.
02:03
And those are seen as different colors.
52
123393
1889
Bunlar farklı renkler olarak görülüyor.
02:05
If you were speakers of Anishinaabemowin,
53
125306
2024
Anishinaabemowin konuşucuları olsaydınız,
02:07
you would have seen slides that were Ozhaawashkwaa
54
127354
2377
Ozhaawashkwaa veya Ozhaawashkozi olan slaytlar görürdünüz,
02:09
or Ozhaawashkozi, which means either green or blue.
55
129755
3881
bu da yeşil veya mavi anlamına gelir.
02:13
It's not that speakers don't see the colors,
56
133660
2595
Konuşmacılar renkleri görmüyor değil,
02:16
it's that the way they categorize them and the way that they understand shades
57
136279
3846
onları kategorize etme ve tonları anlama biçimleri
02:20
is different.
58
140149
1158
farklıdır.
02:21
At the same time,
59
141331
1166
Aynı zamanda,
02:22
there are universals in the ways that humans categorize color,
60
142521
3596
insanların rengi kategorilere ayırma biçiminde
ve bize insan beyinlerinin gördüklerini nasıl anladıklarını
02:26
and that tells us about how human brains
61
146141
1932
02:28
understand and express what they're seeing.
62
148097
2933
ve ifade ettiklerini anlatan evrenseller vardır.
02:32
Anishinaabemowin does another wonderful thing,
63
152351
2234
Anishinaabemowin başka harika bir şey yapar,
02:34
which is animate, inanimate marking on all words.
64
154609
3436
bu da tüm kelimeler üzerinde canlı, cansız bir işaret koymaktır.
Dolayısıyla, Fransızca ve İspanyolcanın
02:38
So it's not unlike how French and Spanish
65
158069
2238
tüm kelimeleri eril ya da dişil olarak işaretlemesinden farklı değil.
02:40
mark all words as either masculine or feminine.
66
160331
2675
02:43
Anishinaabemowin and other Algonquian languages
67
163030
2428
Anishinaabemowin ve diğer Algonquian dilleri
02:45
mark all words as either animate or inanimate.
68
165482
3182
tüm kelimeleri canlı veya cansız olarak işaretler.
02:48
The things that you would think to be animate are animate,
69
168688
2738
Canlandırmayı düşündüğünüz şeyler canlıdır,
02:51
things that have a pulse: people, animals, growing plants.
70
171450
3754
nabzı olan şeylerdir: insanlar, hayvanlar, büyüyen bitkiler.
02:55
But there are other things that are animate
71
175228
2016
Ama kaya gibi tahmin edemeyeceğiniz
02:57
that you might not guess, like rocks.
72
177268
2277
canlı başka şeyler de var.
02:59
Rocks are marked as animate,
73
179569
1365
Kayalar canlı olarak işaretlenir
03:00
and that tells us really interesting things about grammar,
74
180958
2747
ve bu bize dil bilgisi hakkında
03:03
and it also tells us really interesting things
75
183729
2174
ve ayrıca Anishinaabemowin konuşucularının
03:05
about how Anishinaabemowin speakers
76
185927
1753
çevrelerindeki dünyayla nasıl ilişki kurduklarını
03:07
relate to and understand the world around them.
77
187704
2713
ve anladıkları hakkında gerçekten ilginç şeyler anlatır.
03:10
Now, the sad part of that
78
190441
1988
Şimdi bunun üzücü yanı,
03:12
is that Indigenous languages are in danger.
79
192453
3148
yerli dillerin tehlikede olmasıdır.
03:16
Indigenous languages that posses so much knowledge of culture,
80
196188
3412
Kültür, tarih, birbirleriyle ilişki kurma yolları,
03:19
of history,
81
199624
1152
çevremizle
03:20
of ways to relate to one another,
82
200800
1984
ilişki kurma yolları hakkında
03:22
of ways to relate to our environment.
83
202808
2086
çok fazla bilgiye sahip olan yerli dillerdir.
03:24
Having been on this land since time immemorial,
84
204918
2198
Çok eski zamanlardan beri bu topraklarda bulunan
03:27
these languages have developed here
85
207140
1977
bu diller burada gelişmiştir
03:29
and they contain priceless environmental knowledge
86
209141
3674
ve üzerinde yaşadığımız topraklarla iyi ilişki kurmamıza
03:32
that helps us relate well to the land on which we live.
87
212839
3225
yardımcı olan paha biçilmez çevre bilgisi içerirler.
03:37
But they are, in fact, in danger.
88
217022
2729
Ama aslında tehlikedeler.
03:39
The vast majority of Indigenous languages in North America
89
219775
3056
Kuzey Amerika'daki yerli dillerin büyük çoğunluğunun
03:42
are considered endangered,
90
222855
1532
nesli tükenmektedir
03:44
and those that are not endangered are vulnerable.
91
224411
2928
ve tehlikeye girmeyen diller ise savunmasızdır.
03:48
That is by design.
92
228038
1364
Bu tasarım gereğidir.
03:50
In our laws, in our policies,
93
230506
2478
Yasalarımızda, politikalarımızda,
03:53
in our houses of governance,
94
233008
2283
yönetim evlerimizde,
03:55
there have been stated attempts
95
235315
2802
bu ülkedeki yerli dilleri
ve kültürleri ortadan kaldırma girişimleri bildirilmiştir.
03:58
to eliminate Indigenous languages and cultures in this country.
96
238141
3570
04:02
Duncan Campbell Scott
97
242046
1428
Duncan Campbell Scott,
04:03
was one of the architects of the residential school system.
98
243498
3332
yatılı okulu sisteminin mimarlarından biriydi.
04:06
On tabling a bill that required mandatory residential school attendance
99
246854
4413
1920'de yerli çocuklar için zorunlu yatılı okula devam gerektiren
04:11
for Indigenous children in 1920, he said,
100
251291
3104
bir tasarıyı masaya yatırırken,
04:14
"I want to get rid of the Indian problem.
101
254419
2063
"Amerika yerlisi sorunundan kurtulmak istiyorum.
04:16
Our objective is to continue
102
256506
1631
Amacımız, Kanada'da siyasi yapıya girmeyen
04:18
until there is not a single Indian in Canada
103
258161
2525
tek bir Amerika yerlisi bulunmayana,
04:20
that has not been absorbed into the body politic
104
260710
2781
tek bir Amerika yerlisi sorunu ve dairesi
04:23
and there is no Indian question, and no Indian Department;
105
263515
3325
kalmayana kadar devam etmektir;
04:26
that is the whole object of this Bill."
106
266864
2662
bu tasarının tüm konusu budur."
04:30
The atrocities that occurred in residential schools were documented.
107
270608
3440
Yatılı okullarda meydana gelen vahşetler belgelendi.
04:34
In 1907,
108
274072
1199
1907'de
04:35
P.H. Bryce, who was a doctor and an expert in tuberculosis,
109
275295
4222
doktor ve tüberküloz uzmanı olan P.H. Bryce,
04:39
published a report that found that in some schools,
110
279541
2539
bazı okullarda çocukların yüzde 25'inin
04:42
25 percent of children had died from tuberculosis epidemics
111
282104
4026
okullardaki koşulların yarattığı tüberküloz salgınlarından
04:46
created by the conditions in the schools.
112
286154
2763
öldüğünü belirten bir rapor yayımladı.
04:48
In other schools, up to 75 percent of children had died.
113
288941
4079
Diğer okullarda çocukların yüzde 75 kadarı ölmüştü.
04:54
He was defunded by federal government
114
294243
2420
Bulguları nedeniyle federal hükûmet tarafından
04:56
for his findings,
115
296687
1151
mali kaynakları kesildi,
04:57
forced into retirement in 1921,
116
297862
2031
1921'de emekliliğe zorlandı
04:59
and in 1922, published his findings widely.
117
299917
3041
ve 1922'de bulgularını geniş çapta yayımladı.
05:05
And through that time,
118
305127
1151
Bu süre zarfında,
05:06
Indigenous children were taken from their homes,
119
306302
2685
yerli çocuklar evlerinden alındı,
05:09
taken from their communities
120
309011
1489
topluluklarından alındı
05:10
and forced into church-run residential schools
121
310524
2183
ve birçok durumda ciddi duygusal, fiziksel
05:12
where they suffered, in many cases,
122
312731
2703
ve cinsel ve her durumda
05:15
serious emotional, physical and sexual abuse,
123
315458
3341
kültürel istismar gördükleri kilise tarafından işletilen
05:18
and in all cases, cultural abuse,
124
318823
1572
yatılı okullara zorlandı
05:20
as these schools were designed
125
320419
1437
ve bu okullar yerli dili
05:21
to eliminate Indigenous language and culture.
126
321880
2729
ve kültürü yok etmek için açılmıştı.
05:24
The last residential school closed in 1996.
127
324633
4110
Son okul 1996'da kapandı.
05:29
Until that time, 150,000 children or more attended residential schools
128
329759
5175
O zamana kadar, ülke genelinde 139 kurumda 150.000 çocuk
05:34
at 139 institutions across the country.
129
334958
2928
veya daha fazlası yatılı okullara devam etti.
05:38
In 2007,
130
338712
1548
2007 yılında,
05:40
the Indian Residential School Settlement Agreement came into effect.
131
340284
3541
Yerli Yatılı Okulu Yerleşim Anlaşması yürürlüğe girdi.
05:43
It's the largest class action lawsuit in Canadian history.
132
343849
3085
Kanada tarihindeki en büyük toplu davadır.
05:47
It set aside 60 million dollars
133
347323
2183
Kanada Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu'nun kurulması için
05:49
for the establishment of the Truth and Reconciliation Commission of Canada.
134
349530
3930
60 milyon dolar ayırdı.
05:54
The TRC gifted us with the ability to hear survivor stories,
135
354339
4659
HUK, hayatta kalanların hikayelerini duyabilme,
05:59
to hear impacts on communities and families
136
359022
2754
ve yatılı okulların yerli topluluklar
06:01
and to gain access to research
137
361800
2690
ve bir bütün olarak
06:04
that explored the full effect of residential schools
138
364514
3642
Kanada üzerindeki tam etkisini içeren
06:08
on Indigenous communities and on Canada as a whole.
139
368180
3953
araştırmalara erişebilmemizi sağladı.
06:12
The TRC found that residential schools
140
372475
2492
HUK, yatılı okulların
06:14
constituted what's called cultural genocide.
141
374991
2531
kültürel soykırım olarak adlandırılanları oluşturduğunu tespit etti.
06:17
They state that, "Physical genocide is the mass killing of the members
142
377546
3302
"Fiziksel soykırım, hedeflenen bir grubun üyelerinin
06:20
of a targeted group,
143
380872
1115
toplu öldürülmesi,
06:22
biological genocide is the destruction of that group's reproductive capacity.
144
382011
4447
biyolojik soykırım, o grubun üreme kapasitesinin yıkımıdır.
06:26
And cultural genocide is the destruction of those structures and practices
145
386482
4382
Kültürel soykırım, grubun bir grup olarak devam etmesini sağlayan
06:30
that allow the group to continue as a group."
146
390888
2761
bu yapıların ve uygulamaların yok edilmesidir. "
06:33
The stated goals of Duncan Campbell Scott.
147
393673
2801
Duncan Campbell Scott'ın belirttiği hedefleri.
06:36
So they find that it's cultural genocide,
148
396800
2126
Bu yüzden kültürel soykırım olduğunu öğrendiler,
06:38
although as children's author
149
398950
1859
ancak çocuk kitabı yazarı
06:40
and a great speaker David Bouchard points out,
150
400833
4458
ve büyük bir konuşmacı David Bouchard'ın belirttiği gibi,
06:45
when you build a building,
151
405315
1611
bir bina inşa ettiğinizde,
06:46
and you build a cemetery next to that building,
152
406950
3278
o binanın yanına bir de mezarlık inşa edersiniz,
06:50
because you know the people going into that building are going to die,
153
410252
4279
çünkü o binaya giren insanların öleceğini bilirsiniz,
06:54
what do you call that?
154
414555
1466
bunu nasıl adlandırırsınız?
06:58
The TRC also gifted us with 94 calls to action,
155
418371
4074
HUK ayrıca 94 uzlaşma çağrısı,
07:02
beacons that can lead the way forward as we work to reconciliation.
156
422469
3405
uzlaşma çabalarında bulunurken yol gösterebilecek işaretler verdi.
07:06
Several of those pertain directly to language and culture.
157
426295
4412
Bunların birçoğu doğrudan dil ve kültürle ilgilidir.
07:11
The TRC calls us to ensure adequate, funded education,
158
431387
3138
HUK bizi dil ve kültür de dahil olmak üzere yeterli ve finanse edilen
07:14
including language and culture.
159
434549
1877
bir eğitim sağlamaya davet ediyor.
07:16
To acknowledge Indigenous rights, including language rights.
160
436450
3111
Dil hakları da dahil olmak üzere Yerli haklarını bilmek için.
07:19
To create an Aboriginal Languages Act
161
439585
2016
Yerli dilleri kabul etmeyi
07:21
aimed at acknowledging and preserving Indigenous languages,
162
441625
3000
ve korumayı hedefleyen Aborijin Dilleri Yasası'nı
07:24
with attached funding.
163
444649
1928
ekli fonlarla oluşturmak için.
07:26
To create a position for an Aboriginal Languages Commissioner
164
446601
3182
Aborijin Dilleri Komisyonu için bir pozisyon oluşturmak
07:29
and to develop postsecondary language programs
165
449807
3072
ve ortaöğretim sonrası dil programları geliştirmek
07:32
as well as to reclaim place names that have been changed
166
452903
2649
ve kolonileşme süresi sırasında değiştirilen
07:35
through the course of colonization.
167
455576
2333
yer adlarını geri almak için.
07:39
At the same time as the Indian Residential School Settlement Agreement
168
459192
3294
Yatılı Okul Yerleşim Anlaşması
07:42
came into effect,
169
462510
1214
yürürlüğe girdi,
07:43
the United Nations adopted
170
463748
1524
Birleşmiş Milletler,
07:45
the United Nations Declaration on the Rights of Indigenous People
171
465296
3258
Birleşmiş Milletler Yerli Halkların Hakları Bildirgesi'ni
07:48
in 2007.
172
468578
1150
2007'de kabul etti.
07:50
It states that Indigenous people have the right to establish and control
173
470387
3520
Yerli halkın, kendi dillerinde eğitim veren kendi eğitim sistemlerini
07:53
their own education systems and institutions
174
473931
2868
ve kurumlarını, kendi kültürel eğitim
07:56
providing education in their own languages,
175
476823
2563
ve öğretim yöntemlerine uygun bir şekilde kurma
07:59
in a manner appropriate to their cultural methods
176
479410
2318
ve kontrol etme hakkına
08:01
of teaching and learning.
177
481752
1666
sahip olduğunu belirtmektedir.
08:04
In 2007,
178
484101
1151
2007 yılında,
08:05
when that was brought into effect,
179
485276
1650
bu bildirge yürürlüğe girdiğinde
08:06
four countries voted against it.
180
486950
1533
dört ülke karşıt oy kullandı.
08:08
They were the United States, New Zealand, Australia
181
488507
3094
Bunlar Birleşik Devletler, Yeni Zelanda, Avustralya
08:11
and Canada.
182
491625
1150
ve Kanada'ydı.
08:13
Canada adopted the United Nations
183
493908
1816
Kanada, 2010 yılında Birleşmiş Milletler
08:15
Declaration on the Rights of Indigenous People in 2010.
184
495748
3501
Yerli Halkların Hakları Bildirgesi'ni kabul etti.
08:19
And in 2015, the government promised to bring it into effect.
185
499273
3103
2015'te hükûmet bildirgeyi yürürlüğe sokma sözü verdi.
08:23
So how are we collectively going to respond?
186
503895
3881
Peki toplu olarak nasıl cevap vereceğiz?
08:29
Here's the situation that we're in.
187
509490
2008
İçinde bulunduğumuz durum şöyle:
08:31
Of the 60 currently spoken Indigenous languages in Canada,
188
511522
3730
Şu anda Kanada'da konuşulan 60 Yerli dilden altısı hariç tümü
08:35
all but six are considered endangered by the United Nations.
189
515276
4233
Birleşmiş Milletler tarafından tehlike altında sayılmaktadır.
08:40
So, the six that aren't are Cree, Anishinaabemowin,
190
520057
4777
Yani, olmayan altı Cree, Anishinaabemowin,
08:44
Stoney, Mi'kmaq,
191
524858
3111
Stoney, Mi'kmaq,
08:47
Dene and Inuktitut.
192
527993
1831
Dene ve Inuktitut.
08:50
And that sounds really dire.
193
530374
1824
Bu kulağa gerçekten korkunç geliyor.
08:52
But if you go on to the Atlas of the World's Languages in Danger
194
532222
3191
Ancak UNESCO web sitesi aracılığıyla
08:55
through the UNESCO website,
195
535437
2540
Tehlikedeki Dünya Dilleri Atlası'na giderseniz,
08:58
you'll see a little "r" right next to that language right there.
196
538001
3242
o dilin hemen yanında küçük bir "r" görürsünüz.
09:01
That language is Mi'kmaq.
197
541267
1691
O dil Mi'kmaq'dır.
09:02
Mi'kmaq has undergone significant revitalization
198
542982
2794
Mi'kmaq, kültüre ve dile dayalı eğitime yol açan
09:05
because of the adoption of a self-government agreement
199
545800
2563
bir özyönetim anlaşmasının kabul edilmesi nedeniyle
09:08
that led to culture and language-based education,
200
548387
2365
önemli bir canlanma geçirdi
09:10
and now there are Mi'kmaq children
201
550776
1904
ve şimdi ana dilleri
09:12
who have Mi'kmaq as their first language.
202
552704
2445
Mi'kmaq olan çocuklar var.
09:15
There's so much that we can do.
203
555173
1856
Yapabileceğimiz çok şey var.
09:17
These children are students
204
557053
1449
Bu çocuklar, Manitoulin adasında
09:18
in the Mnidoo Mnising Anishinabek Kinoomaage,
205
558526
2964
bir yoğun pratik okulu olan
09:21
an immersion school on Manitoulin island,
206
561514
2064
Mnidoo Mnising Anishinabek Kinoomaage'deki
09:23
where they learn in Anishinaabemowin.
207
563602
2394
Anishinaabemowin öğrenen öğrencilerdir.
09:26
They arrived at school in junior kindergarten
208
566020
2105
Okula, kreş zamanı, biraz,
09:28
speaking very little, if any, Anishinaabemowin.
209
568149
2722
hatta çok az Anishinaabemowin konuşurken gittiler.
09:30
And now, in grade three and grade four,
210
570895
2888
Şimdi, üçüncü sınıf ve dördüncü sınıfta,
09:33
they're testing at intermediate and fluent levels.
211
573807
3103
orta ve akıcı seviyedeler.
09:36
At the same time,
212
576934
1318
Aynı zamanda,
09:38
they have beautifully high self-esteem.
213
578276
3023
güzel bir yüksek öz saygıya sahipler.
09:41
They are proud to be Anishinaabe people,
214
581323
2135
Anishinaabe halkı olmaktan gurur duyuyorlar
09:43
and they have strong learning skills.
215
583482
2323
ve güçlü öğrenme becerilerine sahipler.
09:47
Not all education has to be formal education either.
216
587363
3135
Her eğitimin de örgün eğitim olması gerekmez.
09:50
In our local community,
217
590522
1150
Yerel topluluğumuzda
09:51
we have the Kingston Indigenous Language Nest.
218
591696
2517
Kingston Yerli Dil Yuvası var.
09:54
KILN is an organization now,
219
594712
1849
KYDY şu anda bir organizasyon,
09:56
but it started six years ago with passionate community members
220
596585
3999
ancak altı yıl önce tutkulu topluluk üyelerinin
10:00
gathered around an elder's kitchen table.
221
600608
2500
bir eski mutfak masasının etrafında toplanmasıyla başladı.
10:03
Since then, we have created weekend learning experiences
222
603132
4396
O zamandan beri, dil ve kültürü çocuklara aktarmaya odaklandığımız
10:07
aimed at multigenerational learning,
223
607552
1747
çok nesil öğrenmeye yönelik
10:09
where we focus on passing language and culture on to children.
224
609323
2937
hafta sonu öğrenme deneyimleri oluşturduk.
10:12
We use traditional games, songs, foods and activities to do that.
225
612284
3832
Bunun için geleneksel oyunlar, şarkı, yiyecek ve aktivite kullanıyoruz.
10:16
We have classes
226
616521
1270
Burada hem başlangıç
10:17
at both the beginner and intermediate levels
227
617815
2207
hem de orta seviyelerde
10:20
offered right here.
228
620046
1266
derslerimiz var.
10:21
We've partnered with school boards and libraries
229
621695
2239
Örgün eğitimde kaynakların ve dilin olması için
10:23
to have resources and language in place in formal education.
230
623958
3920
okul yönetim kurulları ve kütüphanelerle ortaklık kurduk.
10:28
The possibilities are just endless,
231
628807
1675
Olasılıklar sınırsız
10:30
and I'm so grateful for the work that has been done
232
630506
2857
ve oğluma ve toplumumuzdaki diğer çocuklara
10:33
to allow me to pass language and culture on to my son
233
633387
2974
dil ve kültür aktarmama izin veren çalışmalar için
10:36
and to other children within our community.
234
636385
2192
çok minnettarım.
10:39
We've developed a strong, beautiful, vibrant community as well,
235
639045
3274
Bu ortak çabanın bir sonucu olarak güçlü,
10:42
as a result of this shared effort.
236
642343
2131
güzel, canlı bir topluluk da geliştirdik.
10:46
So what do we need moving forward?
237
646022
2634
Peki, ilerlemek için neye ihtiyacımız var?
10:49
First of all, we need policy.
238
649173
2158
Öncelikle, politikaya ihtiyacımız var.
10:51
We need enacted policy with attached funding
239
651792
3579
Yerli dilin hem yedekte hem de yedek dışında
10:55
that will ensure that Indigenous language
240
655395
2360
eğitime anlamlı bir şekilde dahil edilmesini sağlayacak
10:57
is incorporated meaningfully into education,
241
657779
2864
ekli finansman ile yasalaştırılmış
11:00
both on and off reserve.
242
660667
2064
bir politikaya ihtiyacımız var.
11:02
On reserve, education is funded at significantly lower levels
243
662755
3016
Yedekteyken eğitim yede dışında olduğundan dan daha düşük bir miktarda
11:05
than it is off reserve.
244
665795
1539
finanse edilebilir.
11:07
And off reserve,
245
667358
1322
Yedek dışında,
11:08
Indigenous language education is often neglected,
246
668704
2464
Yerli dil eğitimi genellikle görmezden geliniyor
11:11
because people assume
247
671192
1512
çünkü insanlaraslında Kanada'daki Yerli halkın
11:12
that Indigenous people are not present in provincial schools,
248
672728
2897
yaklaşık yüzde 70'inin yedek dışında yaşarken
11:15
when actually, around 70 percent of Indigenous people in Canada today
249
675649
3284
il okullarında bulunmadıklarını
11:18
live off reserve.
250
678957
1172
varsayıyor.
11:20
Those children have equal right to access their language and culture.
251
680153
4176
Bu çocuklar dil ve kültürlerine eşit erişim hakkına sahiptir.
11:25
Beyond policy, we need support.
252
685544
2340
Politikanın ötesinde desteğe ihtiyacımız var.
11:27
And that doesn't just mean financial support.
253
687908
2961
Bu destek sadece mali destek değil.
11:30
We need space where we can carry out activities,
254
690893
3055
Yerli olmayan nüfuslarla da etkinlikler, sınıflar
11:33
classes and interaction with nonindigenous populations as well.
255
693972
5158
ve etkileşimler gerçekleştirebileceğimiz bir alana ihtiyacımız var.
11:39
We need support
256
699623
1493
Dili öğrenmek isteyen insanlar gibi
11:41
that looks like people wanting to learn the language.
257
701140
2713
bir desteğe ihtiyacımız var.
11:43
We need support where people talk about why these languages are important.
258
703877
3527
İnsanların bu dillerin neden önemli olduğu hakkında konuşmalarına ihtiyacımız var.
11:48
And to achieve that, we need education.
259
708004
2176
Bunu başarmak için eğitime ihtiyacımız var.
11:50
We need access to immersion education primarily,
260
710204
3214
Öncelikle dalma eğitimine ihtiyacımız var,
11:53
as that is most certainly the most effective way
261
713442
2968
çünkü bu kesinlikle yerli dillerin
11:56
to ensure the transmission of Indigenous languages.
262
716434
2422
aktarılmasını sağlamanın en etkili yoludur.
11:58
But we also need education in provincial schools,
263
718880
2718
Ancak il okullarında eğitime de ihtiyacımız var,
12:01
we need education for the nonindigenous populations
264
721622
2440
yerli olmayan nüfus için eğitime ihtiyacımız var,
böylece daha iyi bir karşılıklı anlayışa ulaşabilir
12:04
so that we can come to a better mutual understanding
265
724086
2468
12:06
and move forward in a better way together.
266
726578
2173
ve birlikte daha iyi bir şekilde ilerleyebiliriz.
12:10
I have this quote hanging in a framed picture on my office wall.
267
730625
3346
Bu alıntı ofis duvarımda çerçeveli bir asılı resimde.
12:13
It was a gift from a settler ally student that I taught a few years ago,
268
733995
3442
Birkaç yıl önceki göçmen, dost bir öğrencimin armağanıydı
12:17
and it reminds me every day
269
737461
1318
ve her gün birlikte çalışırsak
12:18
that we can achieve great things if we work together.
270
738803
3631
harika şeyler başarabileceğimizi hatırlatıyor.
12:23
But if we're going to talk about reconciliation,
271
743002
2278
Ancak uzlaşma hakkında konuşacaksak,
12:25
we need to acknowledge
272
745304
1206
Yerli dillerinin ve kültürünün
12:26
that a reconciliation that does not result
273
746534
3024
hayatta kalmasını
12:29
in the survivance and continuation of Indigenous languages and cultures
274
749582
3725
ve devam etmesini sağlamayan bir uzlaşmanın,
12:33
is no reconciliation at all.
275
753331
2079
bir uzlaşma olmadığını kabul etmeliyiz.
12:35
It is assimilation,
276
755434
1794
Bu asimilasyondur
12:37
and it shouldn't be acceptable to any of us.
277
757252
2611
ve hiçbirimiz için kabul edilebilir olmamalıdır.
12:40
But what we can do is look to the calls to action,
278
760204
3215
Ama yapabileceğimiz şey harekete geçme çağrılarına bakmak,
12:43
we can look to the United Nations Declaration
279
763443
2102
Birleşmiş Milletler Yerli Halkların
12:45
on the Rights of Indigenous People
280
765569
1636
Hakları Bildirgesi'ne bakabiliriz
12:47
and we can come to a mutual understanding
281
767229
1968
ve bu ülkede Yerli halkın dilsel
12:49
that what we have,
282
769221
1308
ve kültürel mirası açısından sahip olduğumuz
12:50
in terms of linguistic and cultural heritage
283
770553
2360
saklamaya değer ortak bir anlayışa
12:52
for Indigenous people in this country,
284
772937
1815
sahip olduğumuzda
12:54
is worth saving.
285
774776
1150
hemfikir olabiliriz.
12:56
Based on that, we can step forward,
286
776908
2841
Buna dayanarak,
Yerli dillerin 2050'nin ötesine,
12:59
together,
287
779773
1420
13:01
to ensure that Indigenous languages are passed on
288
781217
2659
bir sonraki neslin ötesinde bir sonraki yedi nesile
13:03
beyond 2050, beyond the next generation,
289
783900
2421
aktarılmasını sağlamak için
13:06
into the next seven generations.
290
786345
2133
birlikte adım atabiliriz.
13:09
Miigwech. Niawen’kó:wa. Thank you.
291
789508
2621
Miigwech. Niawen’kó:wa. Teşekkür ederim.
13:12
(Applause)
292
792153
4410
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7