James Forbes: Compassion at the dinner table

24,440 views ・ 2015-07-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Abdulmelik Alkan Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:13
Compassion:
0
13000
2000
Merhamet.
00:15
what does it look like?
1
15000
4000
Neye benziyor?
00:19
Come with me to 915 South Bloodworth Street
2
19000
5000
Benimle South Bloodworth Caddesi 915 numaraya gelin
00:24
in Raleigh, North Carolina, where I grew up.
3
24000
4000
Kuzey Karolayna, Raleigh bölgesine, benim yetiştiğim yere.
00:28
If you come in you will see us: evening time,
4
28000
3000
Akşam saatlerinde eve girerseniz şahit olacaksınız ki
00:31
at table -- set for ten but not always all seats filled --
5
31000
7000
on kişi için hazırlanan sofraya ama sandelyeler her zaman tam olarak dolmaz.
00:38
at the point when dinner is ready to be served.
6
38000
4000
Akşam yemeği servise hazir olduğunda,
00:42
Since mom had eight kids,
7
42000
2000
Annenin sekiz tane çocugu olduğunda,
00:44
sometimes she said she couldn't tell who was who and where they were.
8
44000
5000
bazen kimin kim olduğunu ve nerde olduklarını bilmediğini söylerdi.
00:49
Before we could eat, she would ask,
9
49000
3000
Yemeğe başlamadan önce hep sorardi
00:52
"Are all the children in?"
10
52000
3000
"Bütün çocuklar içerde mi?"
00:55
And if someone happened to be missing,
11
55000
3000
Ve eğer biri kayıpsa,
00:58
we would have to, we say, "Fix a plate" for that person, put it in the oven,
12
58000
7000
ona da bir tabak yemek hazırlar ve fırına koyardık.
01:05
then we could say grace, and we could eat.
13
65000
4000
ondan sonra yemek duası yapar ve yemeği yerdik,
01:09
Also, while we were at the table,
14
69000
3000
Ayrıca biz yemekteyken,
01:12
there was a ritual in our family:
15
72000
3000
ailemizin bir tören adeti bulunurdu,
01:15
when something significant had happened for any one of us --
16
75000
4000
herhangi birimize önemli bir şey olduğunda,
01:19
whether mom had just been elected as the president of the PTA,
17
79000
5000
Anne PTA nin başkani seçilmiş olsun,
01:24
or whether dad had gotten an assignment at the college of our denomination,
18
84000
6000
ya da Baba cemaat okulumuzda bir görev almiş olsun,
01:30
or whether someone had won the jabberwocky contest for talent --
19
90000
6000
ya da şiir yarışması için biri seçilmiş olsun,
01:36
the ritual at the family was, once the announcement is made,
20
96000
4000
ailede ki tören duyuru yapılır yapılmaz,
01:40
we must take five, ten minutes to do what we call "make over" that person --
21
100000
6000
beş on dakika yaptığımız o kişiyi övmekti.
01:46
that is, to make a fuss over the one who had been honored in some way.
22
106000
6000
işte böyle, bir şekilde o kişiyi hakkında konuşurak şereflendirirdik.
01:52
For when one is honored, all are honored.
23
112000
5000
çünkü biri onure edildiğinde, herkes onure edilmiş olurdu.
01:57
Also, we had to make a report on our extended "visited" members,
24
117000
7000
Ayrıca diğer akraba larımıza da duyuruduk,
02:04
that is, extended members of the family,
25
124000
4000
,
02:08
sick and elderly, shut in.
26
128000
2000
evde yatan hasta ve yaşlılara gelince,
02:10
My task was, at least once a week, to visit Mother Lassiter
27
130000
5000
benim vazifem, haftada bir kere,
02:15
who lived on East Street,
28
135000
2000
Doğu sokağında yaşayan Rahibe Lassiter,
02:17
Mother Williamson who lived on Bledsoe Avenue,
29
137000
3000
Bledsoe Avenue da yaşayan Rahibe Wıllıamson,
02:20
and Mother Lathers who lived on Oberlin Road.
30
140000
3000
ve Oberlin Yolu nda yaşayan Anne Lathers i ziyaret etmekti.
02:23
Why? Because they were old and infirm,
31
143000
4000
Neden? çünkü onlar hem yaşlı ve zayıftılar.
02:27
and we needed to go by to see if they needed anything.
32
147000
4000
Ve onlarin bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını öğrenmek için gitmemiz gerekiyordu.
02:31
For mom said, "To be family, is to care and share and to look out for one another.
33
151000
7000
Çünkü Annem " Aile olmak, bir diğerine ilgi alaka ve paylaşmayı göstermektir,
02:38
They are our family."
34
158000
2000
Onlar bizim Ailemizdir" derdi.
02:40
And, of course, sometimes there was a bonus for going.
35
160000
3000
Ve elbette onlari ziyaret etmek için hediyeler alırdık.
02:43
They would offer sweets or money.
36
163000
3000
bize şeker ve para ikram ederlerdi
02:46
Mom says, "If they ask you what it costs to either go shopping for them,
37
166000
4000
Annem derdi Alışveriş için ne kadar paraya ihtiyacınız var dediklerinde
02:50
you must always say, 'Nothing.'
38
170000
2000
hiçbirşey deyın dememizi tenbih ederdi.
02:52
And if they insist, say, 'Whatever you mind to give me.'"
39
172000
5000
ve şayet israr ederlerse gönlünuzde ne koparsa onu verın deyin.
02:57
This was the nature of being at that table.
40
177000
3000
bu akşam yemeğinde ki insanın doğasıydı.
03:00
In fact, she indicated that if we would do that,
41
180000
5000
Aslında, Anne söyle diyordu eğer bunu yaparsak.
03:05
not only would we have the joy of receiving the gratitude
42
185000
5000
sadece alacağamız teşekürun vereceği neşe değil,
03:10
from the members of the extended family,
43
190000
2000
ailenin yakın akrabalarının üyelerinden
03:12
but she said, "Even God will smile, and when God smiles,
44
192000
7000
fakat Anne dedi,"Tanrı bile gülümseyecektir, Tanrı gülümsediği zaman;
03:19
there is peace, and justice, and joy."
45
199000
3000
huzur, adalet ve neşe vardir"
03:22
So, at the table at 915, I learned something about compassion.
46
202000
7000
bundan dolayı, 915 numaralı evdeki masada merhamet hakkında birşey öğrendim.
03:29
Of course, it was a minister's family,
47
209000
3000
tabbiki,o bir papazın ailesiydi,
03:32
so we had to add God into it.
48
212000
3000
ve bundan dolayı Tanrı' yı işin içine katmamiz gerekiyordu
03:35
And so, I came to think that mama eternal, mama eternal,
49
215000
7000
ve bunun için ebedi anne, ebedi anne,
03:42
is always wondering: Are all the children in?
50
222000
5000
Çocukların hepsi evdemi diye daima merak ettiğini düşündüm.
03:47
And if we had been faithful in caring and sharing,
51
227000
5000
ve eğer biz sevgide ve paylaşmada inancimiz tam ise;
03:52
we had the sense that justice and peace would have a chance in the world.
52
232000
5000
o zaman Adalet ve Barışın dunyada bir şansı vardır hissine sahip oluruz.
03:57
Now, it was not always wonderful at that table.
53
237000
2000
Şimdi masa herzaman harika değildi.
03:59
Let me explain a point at which we did not rise to the occasion.
54
239000
5000
Bu noktadan, size bir firsattan yararlanmadığımızı açıklayayım,
04:04
It was Christmas, and at our family, oh, what a morning.
55
244000
5000
Noel zamanı idi, ailede, ah ne sabahti o sabah.
04:09
Christmas morning, where we open up our gifts,
56
249000
3000
Noel Sabahi,hediylerimizi açacağımız yerde,
04:12
where we have special prayers, and where we get to the old upright piano
57
252000
4000
Özel dualarımızı yaptığımız eski duvar piyanosunun olduğu yerde,
04:16
and we would sing carols. It was a very intimate moment.
58
256000
3000
Noel şarkıları soylerdik. çok samimi anlardi,
04:19
In fact, you could come down to the tree to get your gifts and get ready to sing,
59
259000
6000
aslında, hediylerinizi almak için ağaçın altına gelirsiniz ve şarkı söylemeye hazır olursunuz
04:25
and then get ready for breakfast without even taking a bath or getting dressed,
60
265000
5000
ve ondan sonra giyinmeden ve banyo yapmadan kahvaltı için hazirlanırsınız
04:30
except that daddy messed it up.
61
270000
2000
Baba nın herşeyi berbat ettiği hariç
04:32
There was a member of his staff who did not have any place
62
272000
5000
gideceği hiçbir yeri olmayan babamın yanında çalışan biri vardı
04:37
on that particular Christmas to celebrate.
63
277000
4000
özelikle Noel zamanında
04:41
And daddy brought Elder Revels to the Christmas family celebration.
64
281000
7000
Evet Babacığım Elder Revels i Noel kutlamasına getirdi
04:48
We thought he must be out of his mind.
65
288000
2000
Onun aklını kaçırmış olduğunu düşündük.
04:50
This is our time. This is intimate time.
66
290000
3000
Bu bizim zamanımızdır ve cok özel bir zamandır.
04:53
This is when we can just be who we are,
67
293000
2000
bu bizim biz olacağımız bir zaman
04:55
and now we have this stuffy brother
68
295000
3000
ve ne oluyor şimdi bu havalı kardeşte nerden çıktı
04:58
with his shirt and tie on, while we are still in our PJs.
69
298000
4000
hemde gömleği ve kravatı üzerinde ve bizi hala pjamalarimizın içindeyiz.
05:02
Why would daddy bring Elder Revels?
70
302000
6000
Babacığım neden Elder Revelsi getirsin?
05:08
Any other time, but not to the Christmas celebration.
71
308000
4000
Noel kutlamasina değilde başka herhangi bir zamana getirebilirdi.
05:12
And mom overheard us and said,
72
312000
2000
ve bunun üzerine Anne bizi duydu ve dedi ki,
05:14
"Well, you know what? If you really understand the nature of this celebration,
73
314000
6000
"Pekala, biliyormusunuz? bu kutlamanin gercek özünün ne olduğunu?
05:20
it is that this is a time where you extend the circle of love.
74
320000
6000
iste bu sevgi cemberini genişletme zamanidir,
05:26
That's what the celebration is all about.
75
326000
3000
kutlamanin asil amaci budur.
05:29
It's time to make space, to share the enjoyment of life in a beloved community."
76
329000
9000
saygin cemaatin içinde; hayatın neşesini paylaşmak ve yer açmak zamanıdır."
05:38
So, we sucked up.
77
338000
2000
ya,iste hapiyi yutuk.
05:40
(Laughter)
78
340000
2000
(Gülüşmeler)
05:42
But growing up at 915, compassion was not a word to be debated;
79
342000
7000
Fakat,915 numarali evde büyürken, Merhamet kelimesini tartişmaya açmak söz konusu olamazdı,
05:49
it was a sensibility to how we are together.
80
349000
6000
o nasil beraber olduğumuzun duyarlılığıydı.
05:55
We are sisters and brothers united together.
81
355000
4000
Biz birbirimize kenetlenmiş kardeşleriz.
05:59
And, like Chief Seattle said, "We did not spin the web of life.
82
359000
6000
Ve başkan Seattle in de dediği gibi hayatin ağını biz örmedik.
06:05
We're all strands in it.
83
365000
2000
hepimiz kendimizi o ağın içinde bulduk.
06:07
And whatever we do to the web, we do to ourselves."
84
367000
4000
Ve biz o ağa ne yaparsak yapalım, kendimize yapmiş oluruz.
06:11
Now that's compassion.
85
371000
2000
Şimdi bu merhamettir.
06:13
So, let me tell you, I kind of look at the world this way.
86
373000
3000
öyleyse izin verin size hayata ne şekilde baktığımı anlatayım.
06:16
I see pictures, and something says, "Now, that's compassion."
87
376000
5000
tabloları görüyorum ve birşeylerin "şimdi bu merhamettir" diyor.
06:21
A harvested field of grain, with some grain in the corners,
88
381000
9000
Köşelerinde biraz mahsul birakılan biçilmiş bir tarla;
06:30
reminding me of the Hebrew tradition
89
390000
3000
bana Yahudi geleneğini hatırlatan,
06:33
that you may indeed harvest,
90
393000
2000
böylece sen tarlayı biçebilirsin,
06:35
but you must always leave some on the edges,
91
395000
4000
ama daima tarlanın köşesinde biraz mahsul birakmalısın,
06:39
just in case there's someone who has not
92
399000
3000
birisinin sahip olmadığı durumunda
06:42
had the share necessary for good nurture.
93
402000
5000
iyi beslenmesi için gerekli olan paya.
06:47
Talk about a picture of compassion.
94
407000
3000
Merhamettin tablosu hakkinda konusmak.
06:50
I see -- always, it stirs my heart --
95
410000
4000
kalbimi daima rahatsız eden o tabloyu görüyorum
06:54
a picture of Dr. Martin Luther King, Jr.
96
414000
4000
Genç Dr.Martın Luther King in bir tablosunu
06:58
walking arm in arm with Andy Young and Rabbi Heschel
97
418000
5000
Andy Young ve Haham Heschel ile kol kola yürüyorlar
07:03
and maybe Thich Nhat Hanh and some of the other saints assembled,
98
423000
5000
veya Thich Nhat Hanh da olabilir ama diğer birkaç aziz adam toplanmiş,
07:08
walking across the bridge and going into Selma.
99
428000
4000
Selma kasabasina girmek için köprüden karşıya yürüyorlar.
07:12
Just a photograph.
100
432000
2000
sadece resmedin.
07:14
Arm in arm for struggle.
101
434000
3000
mücadaleye karşı kol kola.
07:17
Suffering together in a common hope that we can be brothers and sisters
102
437000
7000
ortak umutlar için beraberce acı cekmek bizleri kardeş yapar.
07:24
without the accidents of our birth or our ethnicity
103
444000
5000
Irkımızı ve kimliğimizi bir kenara bırakarak
07:29
robbing us of a sense of unity of being.
104
449000
4000
bu iki şeyin (irk ve kimlik) birlik olmak duygusunda bizi mahrum etmeye izin vermeden.
07:33
So, there's another picture. Here, this one. I really do like this picture.
105
453000
5000
işte size başka bir tablo, ben gerçekten bu tabloyu cok seviyorum.
07:38
When Dr. Martin Luther King, Jr. was assassinated,
106
458000
4000
Dr.Genç Martin Luther King suikastte uğradığı zaman,
07:42
that day, everybody in my community was upset.
107
462000
7000
o gün cemaate herkes kızgındı.
07:49
You heard about riots all across the land.
108
469000
5000
Ülkenin hertarafında ayaklanmaları duyardınız.
07:54
Bobby Kennedy was scheduled to bring an inner city message in Indianapolis.
109
474000
9000
Bobby Kennedy İndiyanapolise şehrin mesajı getirmeyi planlmaştı.
08:03
This is the picture. They said,
110
483000
3000
Bu bir tablodur.dediler,
08:06
"It's going to be too volatile for you to go."
111
486000
3000
"Bu senin için çok sıkıntı olacak"
08:09
He insisted, "I must go."
112
489000
3000
benim gitmem için israr etti,
08:12
So, sitting on a flatbed truck,
113
492000
4000
ve kamyonun düz kasasına oturarark,
08:16
the elders of the community are there,
114
496000
2000
cemaatin ileri gelenleriyle,
08:18
and Bobby stands up and says to the people,
115
498000
4000
ve Bobby ayağa kalkarak insanlara dedik'
08:22
"I have bad news for you.
116
502000
2000
"size kötü bir haberim var.
08:24
Some of you may not have heard that Dr. King has been assassinated.
117
504000
4000
Bazılarınız Dr.King in suikaste uğradığını duymamış olabilir
08:28
I know that you are angry,
118
508000
3000
ve kizgin olduğunuzu biliyorum,
08:31
and I know that you would almost wish to have the opportunity
119
511000
3000
ve biliyorum ki,sizin bir firsati kolamak istediğinizi,
08:34
to enter now into activities of revenge. But,"
120
514000
3000
intikam eylemelerine girmeyi istediğinizi de biliyorum ama,"
08:37
he said, "what I really want you to know is that I know how you feel.
121
517000
7000
sizin gerçekten ne yapmak istediğinizi ve neler hissetiğinizi biliyorum
08:44
Because I had someone dear to me snatched away.
122
524000
6000
Çünkü bana yakin olan birini alıp götürdüler
08:50
I know how you feel."
123
530000
3000
sizin neler hissettiğinizi biliyorum"
08:53
And he said, "I hope that you will have the strength to do what I did.
124
533000
6000
ve dedi ki benim yaptığım gibi sizin de öyle yapma dirayetine sahip olacağını umuyorum.
08:59
I allowed my anger, my bitterness, my grief to simmer a while,
125
539000
6000
kizgınlığımı, acımı ve üzüntümü bir müdet yatistirdim.
09:05
and then I made up my mind that I was going to make a different world,
126
545000
5000
sonra farklı bir dunya inşa edeceğime karar verdim
09:10
and we can do that together."
127
550000
2000
ve biz bunu beraber başarabiliriz."
09:12
That's a picture. Compassion? I think I see it.
128
552000
4000
bu bir tablodur. Merhamet? düşünyorum ve görüyorum.
09:16
I saw it when the Dalai Lama came to the Riverside Church while I was a pastor,
129
556000
7000
ben Papazken, Dalai Lama nın Nehirkenari Kiliseye geldiğini gördüm.
09:23
and he invited representatives of faith traditions from all around the world.
130
563000
7000
ve dünyanın her tarafında dinlerin temsilcilerini davet etmişti.
09:30
He asked them to give a message,
131
570000
3000
onlarin bir mesaj vermelerini söyledi,
09:33
and they each read in their own language a central affirmation,
132
573000
7000
ve herbiri kendi dillinde ana prensibi okudu,
09:40
and that was some version of the golden rule:
133
580000
5000
ve o bazi altın kuralanın versiyonuydu
09:45
"As you would that others would do unto you,
134
585000
4000
"Başkalarının sana yapmak istediklerini,
09:49
do also unto them."
135
589000
5000
sende onlara yap."
09:54
Twelve in their ecclesiastical or cultural or tribal attire
136
594000
6000
oniki kişi kendi dinsel yada kültürel veya kabile geleneklerinin elbiseleri içerisinde,
10:00
affirming one message.
137
600000
3000
bir mesaji teyid etterek,
10:03
We are so connected that we must treat each other
138
603000
4000
öyle birbirimize kenetlenmişiz ki birbirimize iyi davranmamız gerekir,
10:07
as if an action toward you is an action toward myself.
139
607000
6000
sana yapılan bir haraket bana da yapilmiş gibi.
10:13
One more picture while I'm stinking and thinking about the Riverside Church:
140
613000
5000
Bir tablo daha, Nehirkenarı Kiliseyi düşünüp taşınırken.
10:18
9/11. Last night at Chagrin Fall,
141
618000
6000
Dün gece ,Onbir Eylülde hüzün çöktüğünde,
10:24
a newspaperman and a television guy said,
142
624000
4000
bir gazete ve televizyon spikeri dedi,
10:28
"That evening, when a service was held at the Riverside Church,
143
628000
6000
o akşam Nehirkenari kiliside ayin yapildiğini,
10:34
we carried it on our station in this city.
144
634000
4000
bu şehirde görevimize devam ettik,
10:38
It was," he said, "one of the most powerful moments of life together.
145
638000
8000
öyleydi "hayata beraber olmak için en güçlü anlardan biriydi" dedi
10:46
We were all suffering.
146
646000
2000
hepimiz acı çekiyorduk,
10:48
But you invited representatives of all of the traditions to come,
147
648000
6000
ama bütün inançların temsilcilerini gelmeleri için davet etmişsiniz,
10:54
and you invited them.
148
654000
2000
evet onlari davet etmişiniz,
10:56
'Find out what it is in your tradition
149
656000
4000
sizin inancınızın ne olduğunu öğrenmek için,
11:00
that tells us what to do when we have been humiliated,
150
660000
4000
bu bize bizim hakarete uğradığimizda ne yapmamız gerektiğini anlatir,
11:04
when we have been despised and rejected.'
151
664000
4000
hör görülup ve dışlandığımız zamanlar da.
11:08
And they all spoke out of their own traditions,
152
668000
3000
herkes kendi inancını dile getirdi
11:11
a word about the healing power of solidarity, one with the other."
153
671000
7000
dayanışmanın iyileşmesi için bir söz, biri bir diğerine,
11:18
I developed a sense of compassion sort of as second nature,
154
678000
7000
İşte ikinci bir fitrat çeşidi olarak merhamet duygusunu geliştirdim,
11:25
but I became a preacher.
155
685000
2000
ama ben vaizci oldum.
11:27
Now, as a preacher, I got a job. I got to preach the stuff,
156
687000
4000
şimdi vaizciyim ve vaaz gibi şeyler vermem gerekiyor,
11:31
but I got to do it too.
157
691000
2000
ama yapmak zorundayım da,
11:33
Or, as Father Divine in Harlem used to say to folks,
158
693000
4000
veya Harlem deki kutsal peder halka hep şunu söylerdi
11:37
"Some people preach the Gospel.
159
697000
3000
"Bazi insanlar Tevrati vaaz eder,
11:40
I have to tangibilitate the Gospel."
160
700000
2000
benim Tevrati somutlaştirmam lazim"
11:42
So, the real issue is: How do you tangibilitate compassion?
161
702000
6000
öyle ya asıl mesele, merhametti nasıl somutlaştıracaksın?
11:48
How do you make it real?
162
708000
3000
onu nasıl gerçek yapacaksın?
11:51
My faith has constantly lifted up the ideal,
163
711000
4000
benim inancim daima gerçek olanı yükselti,
11:55
and challenged me when I fell beneath it.
164
715000
4000
altına düştüğüm zaman bana meydan okudu.
11:59
In my tradition, there is a gift that we have made to other traditions --
165
719000
6000
benim geleneğimde başka kültürlere yaptığımız bir hediye var,
12:05
to everybody around the world who knows the story of the "Good Samaritan."
166
725000
8000
dünyada ki hemen hemen herkes (İncil de geçen) iyi kalpli samarıtan nın hikayesini bilir.
12:13
Many people think of it primarily in terms of charity,
167
733000
7000
Çoğu insanlar öncelikle yardim kavramını düşünür,
12:20
random acts of kindness.
168
740000
3000
siradan yapılan bir kibarlık hareketleri,
12:23
But for those who really study that text a little more thoroughly,
169
743000
6000
ama İncildeki ayetinin üzerine iyice calişmiş olanlar,
12:29
you will discover that a question has been raised
170
749000
3000
ortaya bir sorunun cıktığını keşfedeceksınız,
12:32
that leads to this parable.
171
752000
2000
öyküye götüren,
12:34
The question was: "What is the greatest commandment?"
172
754000
4000
En büyük emir hangisidir.? sorusuydu
12:38
And, according to Jesus, the word comes forth,
173
758000
3000
Ve, Hz.Isa ya göre mana öne çıkıyor.
12:41
"You must love yourself,
174
761000
2000
"Sen kendini sevmelisin,
12:43
you must love the Lord your God with all your heart, mind and soul,
175
763000
4000
Rabbini bütün kalbin, ruhun ve aklınla sevmelisin,
12:47
and your neighbor as yourself."
176
767000
4000
ve komşunu da kendini sevdiğin kadar sevmelisin."
12:51
And then the person asked, "Well, what do you mean, 'neighbor?'"
177
771000
6000
Ve sonra adamin biri " Yani komşu derken ne demek istiyorsun"? diye sordu.
12:57
And he answered it by telling the story of the man who fell among thieves,
178
777000
6000
Ve O hırsızların arasına düşmüş adamın hikayesini anlatarak cevapladı,
13:03
and how religious authorities went the other way,
179
783000
6000
ve din yetkilileri nasil başka yöne gittiklerini,
13:09
and how their supporters in the congregation went the other way;
180
789000
4000
ve cemaat üyelerinin nasıl başka yöne gittiklerini de
13:13
but an unsuspecting, despised person came along,
181
793000
5000
ama beklenilmeyen ve hör görülen adamın yanaştığını
13:18
saw the man in need,
182
798000
3000
adamın ihtiyac içinde olduğunu gördü,
13:21
provided oil and wine for his wounds,
183
801000
4000
yaralları için yağ ve ilaç temin etti,
13:25
put him on his own transportation,
184
805000
5000
kendi bineğine bindirdi,
13:30
and took him to the inn
185
810000
3000
ve han'a götürdü,
13:33
and asked the innkeeper, "Take care of him."
186
813000
4000
hancıya ona iyi bakmasını söyledi,
13:37
And he said, "Here, this is the initial investment,
187
817000
7000
Ve dedi, "işte bu en önemli yatırımdır.
13:44
but if needs continue, make sure that you provide them.
188
824000
6000
ama eğer ihtiyaçları olursa temin ettiğine emin ol.
13:50
And whatever else is needed, I will provide it and pay for it when I return."
189
830000
7000
Ve neye ihtiyaçı olursa geri döndüğümde sana üçretini ödeyeceğim."
13:57
This always seemed to me to be a deepening
190
837000
3000
Bu daima benim için çok derin geliyor
14:00
of the sense of what it means to be a Good Samaritan.
191
840000
4000
İyi bir Smaratıan olmanın ne manaya geldiği hissi.
14:04
A Good Samaritan is not simply one whose heart is touched
192
844000
3000
İyi bir Samarıtan kalbi dokunulmuş basit biri değildir,
14:07
in an immediate act of care and charity,
193
847000
4000
aniden yapılan yardımın ve iyi bakimin hali,
14:11
but one who provides a system of sustained care -- I like that,
194
851000
4000
ama hizmetin sistemini ayakta tutan--sevdiğim şey--
14:15
'a system of sustained care ' -- in the inn, take care.
195
855000
4000
hizmeti ayakta tutan sistem ve han, ilgilenmek,
14:19
I think maybe it's one time when the Bible talks about a healthcare system
196
859000
5000
sanirim İncilin bahsettiği sağlık sistemi zamanı olabilir
14:24
and a commitment to do whatever is necessary --
197
864000
4000
ve yapilmasi gereken şeye bağlılık,
14:28
that all God's children would have their needs cared for,
198
868000
3000
Tanrinin bütün çocuklarının ihtiyaçları karşılanacaktır.
14:31
so that we could answer when mommy eternal asks, "In regards to health,
199
871000
6000
o zaman ebedi annenin sorduğunu cevapliyabilirdik," sağlıkla ilgili,
14:37
are all the children in?" And we could say yes.
200
877000
3000
bütün çocuklar içerdemi?" ve bizde evet diyebildik.
14:40
Oh, what a joy it has been to be a person seeking to tangibilitate compassion.
201
880000
9000
Ah, ne mutluki merhameti somutlaştırmayı arayan kişiye
14:49
I recall that my work as a pastor
202
889000
3000
Papaz olarak çalışmamı anımsadığımda
14:52
has always involved caring for their spiritual needs;
203
892000
5000
daima onların manevi ihtiyaçları temin etmekten ibaretmiş.
14:57
being concerned for housing, for healthcare,
204
897000
4000
yerleşımle,sağlıkla alakalı olmak,
15:01
for the prisoners, for the infirm, for children --
205
901000
4000
mahkumlar için, düşkünler için, çocuklar için,
15:05
even the foster care children for whom no one can even keep a record
206
905000
6000
hata kimsenin kayıt altına almadığı yetimhane deki çocuklar için
15:11
where they started off, where they are going.
207
911000
2000
nerden başlıyorlar,nereye gidiyorlar.
15:13
To be a pastor is to care for these individual needs.
208
913000
5000
Papaz olmak bu bireylerin ihtiyaçlarıyla ilgilenmektir.
15:18
But now, to be a Good Samaritan -- and I always say,
209
918000
4000
Ama şimdi, daima söylediğim, iyi samaritan olmak,
15:22
and to be a good American -- for me,
210
922000
3000
ve iyi bir Amerikali olmak, benim için
15:25
is not simply to congratulate myself for the individual acts of care.
211
925000
5000
bireysel ilgi ve alaklarım için kendimi tebrik etmek kolya değildir,
15:30
Compassion takes on a corporate dynamic.
212
930000
5000
merhamet ortak işbiriliğinde görev almaktır.
15:35
I believe that whatever we did around that table at Bloodworth Street
213
935000
7000
Öyle inanıyorum ki Bloodworth Caddesinde ki masanın etrafında ne yapmısak,
15:42
must be done around tables and rituals of faith
214
942000
5000
masalarin ve imani ayinlerin etrafinda da yapilmali.
15:47
until we become that family, that family together
215
947000
6000
aile olacağımız ve beraber aile olacağimiz ana kadar,
15:53
that understands the nature of our unity.
216
953000
3000
ki bizim birliğimızı doğasını anlatır.
15:56
We are one people together.
217
956000
4000
Biz beraber bir milletiz.
16:00
So, let me explain to you what I mean when I think about compassion,
218
960000
6000
Öyleyse, size merhameti düşündüğümde ne demek istediğimi anlatayım,
16:06
and why I think it is so important that right at this point in history.
219
966000
6000
ve neden tamda şuanki tarihte o kadar önemli olduğunu düşünyorum
16:12
We would decide to establish this charter of compassion.
220
972000
5000
Merhametin temelini kurmaya karar verdik.
16:17
The reason it's important is because this is a very special time in history.
221
977000
10000
sebep önemlidir.Çünkü bu tarihte çok özel bir zamandır.
16:27
It is the time that, biblically, we would speak of as
222
987000
4000
zamanidir ki, İncilli olarak ta, konuşursak ile ilgili
16:31
the day, or the year, of God's favor.
223
991000
4000
bugünü ve yıllı,Tanrinin iyliğini.
16:35
This is a season of grace.
224
995000
2000
Dua etmenin sezonudur.
16:37
Unusual things are beginning to happen.
225
997000
4000
olağandışı şeyler olmaya başlıyor.
16:41
Please pardon me, as a black man, for celebrating
226
1001000
2000
Lütfen beni affedin, siyah bir adam olarak, kutlama için,
16:43
that the election of Obama was an unusual sign
227
1003000
5000
Obamanin seçilmesi olağanüstü bir işaretti
16:48
of the fact that it is a year of favor.
228
1008000
4000
aslında iyilğin yıllıdır,
16:52
And yet, there is so much more that needs to be done.
229
1012000
7000
ve yinede,yapilmasi gereken o kadar cok şey varki,
16:59
We need to bring health and food and education
230
1019000
5000
Bizim sağlık, yiyecek ve eğitim getirmemiz gerekir
17:04
and respect for all God's citizens, all God's children,
231
1024000
6000
Tanrının tüm insanlarına, tüm çocuklarina saygi duymamiz,
17:10
remembering mama eternal.
232
1030000
3000
ebedi anneyi hatirlayarak.
17:13
Now, let me close my comments by telling you
233
1033000
4000
Şimdi, söyleyişimi size birşey analatarak kapatayım
17:17
that whenever I feel something very deeply,
234
1037000
4000
ne zaman derince birşeyler hissetsem,
17:21
it usually takes the form of verse.
235
1041000
4000
genelikle misranin şeklini alıyor,
17:25
And so I want to close with a little song.
236
1045000
4000
Ve öylede, bir ufak şarkıyla kapatmak istiyorum.
17:29
I close with this song -- it's a children's song --
237
1049000
4000
Bu şarkıyla kapatıyorum-- bu çocukların şarkısı--
17:33
because we are all children at the table of mama eternal.
238
1053000
6000
çünkü hepimiz ebedi Annenin masasında ki çocuklarız.
17:39
And if mama eternal has taught us correctly,
239
1059000
4000
Ve ebedi Anne bize doğru olani öğretti,
17:43
this song will make sense, not only to those of us who are a part of this gathering,
240
1063000
6000
bu şarkı sadece bu birlikteliğin bir parçası olan sizlere birşeyler ifade etmeyecek,
17:49
but to all who sign the charter for compassion.
241
1069000
3000
ayni zamanda merhametin temelinine imzasini atanlara da.
17:52
And this is why we do it.
242
1072000
2000
Ve bundan dolayi biz onu yapiyoruz.
17:54
The song says, ♫ "I made heaven so happy today, ♫
243
1074000
4000
Şarkı şöyle ♫ BügünTanrı' yı mutlu ettim ♫
17:58
♫ Receiving God's love and giving it away ♫
244
1078000
4000
♫Tanrının sevgisini alıp diğerlerine vererek♫
18:02
♫ When I looked up, heaven smiled at me ♫
245
1082000
4000
♫Yukariya baktiğimda, Tanrı bana gülümsedi♫
18:06
♫ Now, I'm so happy. Can't you see? ♫
246
1086000
3000
♫Şimdi Mutluyum.Görmuyormusun?♫
18:09
♫ I'm happy. Look at me. I'm happy. Can't you see? ♫
247
1089000
5000
♫Mutluyum. Bana bak. Mutluyum. Görmüyormusun?♫
18:14
♫ Sharing makes me happy, makes heaven happy too ♫
248
1094000
4000
♫Paylaşmak beni mutlu ediyor.Tanrı'yi da mutlu ediyor♫
18:18
♫ I'm happy. Look at me. I'm happy. Can't you see? ♫
249
1098000
4000
♫Mutluyum. Bana bak mutluyum. Görmuyormusun?♫
18:22
♫ Let me share my happy loving smile with you. ♫
250
1102000
4000
♫mutlu sevginin gülüşleri seninle paylaşayım♫
18:26
That's compassion. (Applause)
251
1106000
2000
İşte bu merhamettir.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7