How America's public schools keep kids in poverty | Kandice Sumner

618,817 views ・ 2016-11-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ramazan Şen Gözden geçirme: Mukaddes Özcan
00:12
I want to talk to you about my kids.
0
12826
2578
Size çocuklarımdan bahsetmek istiyorum.
00:15
Now, I know everyone thinks that their kid is the most fantastic,
1
15743
4648
Biliyorum, herkes çocuklarının dünyaya gelmiş en şahane,
00:20
the most beautiful kid that ever lived.
2
20415
2075
en güzel çocuklar olduğunu düşünür.
00:23
But mine really are.
3
23352
1249
Fakat benimkiler gerçekten öyle.
00:24
(Laughter)
4
24625
1307
(Gülüşmeler)
00:25
I have 696 kids,
5
25956
2374
696 çocuğum var
00:28
and they are the most intelligent, inventive, innovative,
6
28354
4452
ve onlar görebileceğiniz en akıllı,
hünerli, yenilikçi, zeki ve güçlü çocuklar.
00:32
brilliant and powerful kids that you'll ever meet.
7
32830
3846
00:37
Any student I've had the honor of teaching in my classroom is my kid.
8
37263
4823
Sınıfımda eğitim verme onuruna sahip olduğum her öğrenci benim çocuğumdur.
00:42
However, because their "real" parents aren't rich
9
42702
3819
Lakin, "gerçek" ebeveynleri zengin olmadığı için
00:46
and, I argue, because they are mostly of color,
10
46545
2876
ve bence çoğunlukla siyahi oldukları için
00:49
they will seldom get to see in themselves
11
49445
2506
benim onlarda gördüğüm mükemmelliği
00:51
the awesomeness that I see in them.
12
51975
2416
onlar kendilerinde belki de hiç göremeyecekler.
00:54
Because what I see in them is myself --
13
54839
2514
Çünkü onlarda kendimi görüyorum --
00:57
or what would have been myself.
14
57896
2440
veya nasıl olmuş olabileceğimi.
01:01
I am the daughter of two hardworking,
15
61645
2393
Ben, memur olmayı seçmiş, çok çalışan,
01:04
college-educated, African-American parents
16
64062
2618
üniversite eğitimi görmüş, Afro-Amerikan
01:06
who chose careers as public servants:
17
66704
2714
bir ailenin çocuğuyum:
01:09
my father, a minister; my mother, an educator.
18
69442
3612
Babam, bir papaz; annem, bir eğitici.
01:13
Wealth was never the primary ambition in our house.
19
73078
3536
Evimizde hiçbir zaman bir zenginlik hırsı olmadı.
01:16
Because of this lack of wealth,
20
76981
1756
Bu fakirlik yüzünden
01:18
we lived in a neighborhood that lacked wealth,
21
78761
2210
fakir bir mahallede yaşadık
01:20
and henceforth a school system that lacked wealth.
22
80995
2843
ve bundan dolayı da fakir bir okul sistemi vardı.
01:24
Luckily, however, we struck the educational jackpot
23
84307
3840
Neyse ki, şehir içinden siyah ve kahverengi çocukları
01:28
in a voluntary desegregation program
24
88171
2371
otobüsle banliyödeki zengin ve beyazların okullarına taşıyan
01:30
that buses inner-city kids -- black and brown --
25
90566
3368
ırk ayrımına son veren gönüllü bir
01:33
out to suburban schools -- rich and white.
26
93958
2654
eğitim progamı ikramiyesine denk geldik.
01:37
At five years old, I had to take an hour-long bus ride
27
97288
3761
Beş yaşında, daha iyi eğitim almak için
uzak bir yere
01:41
to a faraway place
28
101073
2061
otobüsle bir saat yol gitmek zorunda kaldım.
01:43
to get a better education.
29
103158
1797
01:45
At five years old, I thought everyone had a life just like mine.
30
105522
4614
Beş yaşında, herkesin benim gibi bir hayatı var zannederdim.
01:50
I thought everyone went to school
31
110621
2030
Sanıyordum ki herkes okula gidiyor
01:52
and were the only ones using the brown crayons
32
112675
2359
ve aile resimlerini renklendirmek için
01:55
to color in their family portraits,
33
115058
1668
kahverengi pastel boya kullanıyor.
01:56
while everyone else was using the peach-colored ones.
34
116750
3081
Lakin diğerleri şeftali rengi kullanıyordu.
02:00
At five years old, I thought everyone was just like me.
35
120559
3615
Beş yaşında, herkesi kendim gibi zannederdim.
02:04
But as I got older, I started noticing things, like:
36
124792
3319
Fakat büyüdükçe, bir şeylerin farkına varmaya başladım.
02:08
How come my neighborhood friend don't have to wake up
37
128948
2562
Mahalle arkadaşım nasıl oluyor da
02:11
at five o'clock in the morning,
38
131534
1538
sabahın beşinde uyanıp
02:13
and go to a school that's an hour away?
39
133096
2511
bir saat uzaktaki bir okula gitmek zorunda değil?
02:16
How come I'm learning to play the violin
40
136278
2250
Nasıl oluyor da ben keman öğrenirken
02:18
while my neighborhood friends don't even have a music class?
41
138552
3708
mahalle arkadaşlarım müzik dersi bile görmüyor?
02:23
Why were my neighborhood friends learning and reading material
42
143040
3544
Neden mahalle arkadaşlarım benim iki ya da
02:26
that I had done two to three years prior?
43
146608
2428
üç sene önce okuduğum ders kitaplarını okuyor?
02:29
See, as I got older,
44
149882
2098
Büyüdükçe,
02:32
I started to have this unlawful feeling in my belly,
45
152762
3929
karnımda haksız bir his duymaya başladım,
02:36
like I was doing something that I wasn't supposed to be doing;
46
156715
3908
sanki yapmamam gereken bir şey yapıyormuşum gibi;
02:40
taking something that wasn't mine;
47
160647
2711
benim olmayan bir şeyi alıyor;
02:43
receiving a gift,
48
163819
1290
bir hediye alıyor,
02:45
but with someone else's name on it.
49
165544
2027
ama üzerinde başkasının adı yazıyor.
02:47
All these amazing things that I was being exposed to
50
167929
3504
Maruz kaldığım bu harika şeylere
02:51
and experiencing,
51
171457
1698
ve tecrübelere
02:53
I felt I wasn't really supposed to have.
52
173179
3275
sahip olmamam gerektiğini hissettim.
02:57
I wasn't supposed to have a library, fully equipped athletic facilities,
53
177189
4027
Kütüphane, tam donanımlı spor tesisleri veya
03:01
or safe fields to play in.
54
181240
2472
güvenle oynayabileceğim yerlerde bulunmamalıydım.
03:04
I wasn't supposed to have theatre departments
55
184208
2247
Sezonluk oyunları ve konserleri,
03:06
with seasonal plays and concerts --
56
186479
2365
dijital, görsel sahne sanatları olan
03:08
digital, visual, performing arts.
57
188868
2237
tiyatro bölümü olmamalıydı.
03:11
I wasn't supposed to have fully resourced biology or chemistry labs,
58
191603
4656
Tam donanımlı biyoloji veya kimya laboratuvarları,
03:16
school buses that brought me door-to-door,
59
196283
2802
kapımdan alıp kapıma bırakan okul servisleri,
03:19
freshly prepared school lunches
60
199109
2428
taze okul yemekleri
03:21
or even air conditioning.
61
201561
1744
veya hatta klima olmamalıydı.
03:24
These are things my kids don't get.
62
204127
1930
Bunlar çocuklarımın sahip olmadığı şeyler.
03:26
You see, as I got older,
63
206661
1537
Gördüğünüz gibi, büyüdükçe,
03:28
while I was grateful for this amazing opportunity
64
208222
3017
bana verilen muhteşem fırsatlar için
03:31
that I was being given,
65
211263
1646
müteşekkirken
03:32
there was this ever-present pang of:
66
212933
2728
hiç geçmeyen bir sancım vardı.
03:36
But what about everyone else?
67
216210
2419
Peki ya diğerleri?
03:39
There are thousands of other kids just like me,
68
219137
3370
Benim gibi olan binlerce çocuk var,
03:42
who deserve this, too.
69
222531
1736
bunu onlar da hak ediyor.
03:44
Why doesn't everyone get this?
70
224291
2138
Neden herkes bu imkânlara sahip değil?
03:46
Why is a high-quality education only exclusive to the rich?
71
226453
4340
Neden yüksek kaliteli eğitim zenginlere özel?
03:51
It was like I had some sort of survivor's remorse.
72
231634
3564
Sanki bir tür kazazede pişmanlığı yaşıyordum.
03:55
All of my neighborhood friends were experiencing
73
235222
2732
Tüm mahalle arkadaşlarım
03:57
an educational train wreck
74
237978
1825
eğitim treni felaketi yaşarken,
03:59
that I was saved from through a bus ride.
75
239827
3689
ben otobüsle bundan kurtulmuştum.
04:04
I was like an educational Moses screaming,
76
244067
2494
Eğitim gören Musa gibi bağırıyordum,
04:06
"Let my people go ...
77
246585
1609
"Bırakın insanlarımı gitsinler
04:08
to high-quality schools!"
78
248218
1837
daha kaliteli okullara!"
04:10
(Laughter)
79
250079
1417
(Gülüşmeler)
04:11
I'd seen firsthand how the other half was being treated and educated.
80
251520
4560
Diğer yarının nasıl muamele ve eğitim gördüklerini ilk elden gördüm.
04:16
I'd seen the educational promised land,
81
256104
2939
Eğitimin vadedilmiş topraklarını gördüm
04:19
and I could not for the life of me justify the disparity.
82
259067
4239
ve bu eşitsizliği ömrüm boyunca haklı çıkaramam.
04:25
I now teach in the very same school system from which I sought refuge.
83
265550
4742
Şimdi, bir zamanlar kurtulduğum eğitim sisteminde öğretmenlik yapıyorum.
04:30
I know firsthand the tools that were given to me as a student,
84
270870
4537
Öğrenciyken bana verilen araçlara
04:35
and now as a teacher, I don't have access to those same tools
85
275431
3923
şimdi bir öğretmen olarak erişemiyorum
04:39
to give my students.
86
279378
1564
ki öğrencilerime verebileyim.
04:41
There have been countless nights when I've cried in frustration,
87
281451
4575
Sayısız geceler çaresizlik,
04:46
anger
88
286050
1276
öfke
04:47
and sorrow,
89
287350
1391
ve kederle ağladım,
04:48
because I can't teach my kids the way that I was taught,
90
288765
3291
çünkü çocuklarıma kendi aldığım eğitimi vermiyorum,
04:52
because I don't have access to the same resources or tools
91
292581
4191
çünkü bana eğitim verilen kaynak ve araçlara
04:56
that were used to teach me.
92
296796
1890
ulaşım sağlayamıyorum.
04:59
My kids deserve so much better.
93
299393
2171
Çocuklarım çok daha iyisini hak ediyor.
05:02
We sit and we keep banging our heads against this term:
94
302270
2863
Oturmuş sürekli şunu söyleyip duruyoruz:
05:05
"Achievement gap, achievement gap!"
95
305157
2565
"Başarı uçurumu, başarı uçurumu!"
05:08
Is it really that hard to understand
96
308462
2932
Bu çocukların neden iyi, diğer çocukların neden kötü performans gösterdiğini
05:11
why these kids perform well and these kids don't?
97
311418
3225
anlamak gerçekten bu kadar zor mu?
05:14
I mean, really.
98
314667
1425
Hadi ama.
05:16
I think we've got it all wrong.
99
316664
2267
Bence hepimiz meseleyi yanlış anladık.
05:18
I think we,
100
318955
1161
Bence biz,
05:20
as Gloria Ladson-Billings says,
101
320140
2082
Gloria Ladson Billings'in dediği gibi,
05:22
should flip our paradigm and our language and call it what it really is.
102
322246
4742
yaklaşımımızı ve dilimizi değiştirmeli ve olduğu şeyi söylemeliyiz.
05:27
It's not an achievement gap;
103
327516
1619
Bu bir başarı boşluğu değil;
05:29
it's an education debt,
104
329878
1928
bu bir eğitim borcu,
05:32
for all of the foregone schooling resources that were never invested
105
332417
5278
zaman içinde siyah ve kahverengi çocukların eğitimine
05:37
in the education of the black and brown child over time.
106
337719
3845
hiçbir zaman yatırım yapılmayan okul kaynakları için bir borç.
05:42
A little-known secret in American history
107
342820
3026
Amerikan tarihinde az bilinen bir sır var.
05:45
is that the only American institution created specifically for people of color
108
345870
5053
Siyahi insanlar için yapılan tek Amerikan müessesesi
05:51
is the American slave trade --
109
351714
1566
Amerikan köle ticaretidir --
05:53
and some would argue the prison system,
110
353866
1949
ve kimisi hapis sistemini tartışıyor,
05:55
but that's another topic for another TED Talk.
111
355839
2226
ama bu başka bir TED konuşması konusu.
05:58
(Laughter)
112
358089
1150
(Gülüşmeler)
05:59
The public school system of this country was built, bought and paid for
113
359654
4293
Bu ülkenin devlet okulu sistemi köle ticareti ve köle işçiliğinden gelen
06:03
using commerce generated from the slave trade and slave labor.
114
363971
4287
ticaret kullanılarak inşa edildi, satın alındı ve ödendi.
06:08
While African-Americans were enslaved and prohibited from schooling,
115
368651
3963
Afro-Amerikalılar köle yapılırken ve eğitim görmekten alıkoyulurken,
06:12
their labor established the very institution
116
372638
3159
onların emekleriyle mahrum bırakıldıkları
06:15
from which they were excluded.
117
375821
1688
kurumlar kuruldu.
06:18
Ever since then, every court case, educational policy, reform,
118
378042
5079
O zamandan beri, her dava, eğitim politikası, reform,
06:23
has been an attempt to retrofit the design,
119
383145
3254
tasarım tadilatı için bir girişim oldu.
06:26
rather than just stopping and acknowledging:
120
386423
2660
Hâlbuki oturup şunu kabul etmeliydik:
06:29
we've had it all wrong from the beginning.
121
389107
2608
Başından beri meseleyi yanlış anlamışız.
06:33
An oversimplification of American educational history.
122
393243
4043
Amerikan eğitim tarihinin basitleştirilmiş hâli şöyle.
06:37
All right, just bear with me.
123
397310
1512
Pekâlâ, biraz daha dayanın.
06:39
Blacks were kept out -- you know, the whole slavery thing.
124
399681
3077
Siyahiler hariç tutuldu -- şu köle meselesi.
06:43
With the help of philanthropic white people,
125
403256
2077
Hayırsever beyaz insanların yardımıyla,
06:45
they built their own schools.
126
405357
1554
kendi okullarını inşa ettiler.
06:46
Separate but equal was OK.
127
406935
2334
Ayrı fakat eşitse sorun yok.
06:49
But while we all know things were indeed separate,
128
409729
2730
Ama hepimiz ayrı olduğunu biliyorduk
06:52
they were in no ways equal.
129
412483
1656
ama asla eşit değillerdi.
06:54
Enter Brown v. the Board of Education of Topeka, Kansas in 1954;
130
414571
5165
1954'teki Topeka, Kansas'ta görülen, Brown'la Eğitim Heyeti davasıyla
06:59
legal separation of the races is now illegal.
131
419760
3231
ırkların yasal ayrımı artık yasa dışı.
07:03
But very few people pay attention to all of the court cases since then,
132
423900
6229
Ama o zamandan beri çok az insan
07:10
that have undone the educational promised land for every child
133
430153
5273
Brown ile Heyet'in planladığı her çocuk için vadedilmiş eğitimi
07:15
that Brown v. Board intended.
134
435450
2964
bitiren davalarla ilgileniyor.
07:18
Some argue that today our schools are now more segregated
135
438438
3718
Bazıları bugün okullarımızın, ırkçı ayrımına son vermeye çalıştığımız
07:22
than they ever were before we tried to desegregate them in the first place.
136
442180
4736
zamana göre daha çok ayrıştığını söylüyor.
07:27
Teaching my kids about desegregation, the Little Rock Nine,
137
447963
3593
Çocuklarıma ırkçı ayrım konusunu anlattığımda,
- Little Rock Nine, İnsan Hakları Hareketi -
07:31
the Civil Rights Movement,
138
451580
1303
07:32
is a real awkward moment in my classroom,
139
452907
3330
sınıfımda garip bir hâl oluşuyor.
07:36
when I have to hear the voice of a child ask,
140
456261
2701
Çocuklardan şu şekilde sorular alıyorum:
07:39
"If schools were desegregated in 1954,
141
459940
3303
"1954'te okullarda ırk ayrımı kalktıysa
07:43
how come there are no white kids here?"
142
463267
2297
burada neden hiç beyaz çocuk yok?"
07:45
(Laughter)
143
465588
1460
(Gülüşmeler)
07:47
These kids aren't dumb.
144
467072
1356
Bu çocuklar aptal değil.
07:49
They know exactly what's happening,
145
469292
1724
Neler olup bittiğini
07:51
and what's not.
146
471542
1347
çok iyi biliyorlar.
07:53
They know that when it comes to schooling,
147
473526
2234
Konu eğitim olduğunda,
07:56
black lives don't matter
148
476670
1590
siyahilerin önemli olmadığını
07:59
and they never have.
149
479081
1412
ve zaten hiç olmadığını biliyorlar.
08:02
For years, I tried desperately to cultivate in my kids a love of reading.
150
482316
6515
Yıllarca, çocuklarıma okuma aşkını işlemek için uğraştım.
08:09
I'd amassed a modest classroom library
151
489416
2864
İkinci el dükkânlarından, sosyal marketlerden,
08:12
of books I'd accumulated from secondhand shops,
152
492304
3297
tavan aralarından topladığım kitaplarla
08:15
thrift stores, attics -- you know.
153
495625
2463
sade bir sınıf kütüphanesi oluşturdum.
08:18
But whenever I said those dreadful words,
154
498112
2460
Ama ne zaman şu korkunç sözleri söylesem:
08:20
"Take out a book and read,"
155
500596
2196
"Kitapları çıkarıp okuyun."
08:22
you'd think I'd just declared war.
156
502816
2433
Sanki savaş ilan ettim sanırsınız.
08:25
It was torture.
157
505273
1693
Tam bir eziyetti.
08:27
One day,
158
507693
1164
Bir gün,
08:29
after I'd heard about this website called DonorsChoose,
159
509184
3130
DonorsChoose denilen bir web sitesi duydum.
08:32
where classroom teachers create wish lists
160
512338
2316
Burada sınıf öğretmenleri
08:34
of items they need for their classroom
161
514678
2104
sınıflarının ihtiyaç listesini oluşturuyor
08:36
and anonymous donors fulfill them,
162
516806
2527
ve anonim bağışçılar da bunu gerçekleştiriyor.
08:39
I figured I'd go out on a limb and just make a wish list
163
519357
4001
Bunu göze alarak bir çocuğun hayalindeki kütüphane olacak
08:43
of the teenager's dream library.
164
523382
3213
bir istek listesi oluşturmaya karar verdim.
08:47
Over 200 brand-new books were sent to my room piece by piece.
165
527698
4192
Odama parça parça 200'ün üzerinde yepyeni kitaplar geldi.
08:52
Every day there were new deliveries and my kids would exclaim with glee,
166
532672
4573
Her gün yeni teslimatlar geliyordu ve çocuklarım sevinç çığlıkları atıyordu.
08:57
"This feels like Christmas!"
167
537269
1957
"Noel'de gibiyiz!"
08:59
(Laughter)
168
539250
1080
(Gülüşmeler)
09:00
Then they'd say,
169
540354
1165
Daha sonra,
09:01
"Ms. Sumner, where did these books come from?"
170
541543
2872
"Bayan Sumnur, bu kitaplar nereden geldi?" diye sordular.
09:04
And then I'd reply,
171
544439
1216
Ben de şöyle cevapladım:
09:05
"Strangers from all over the country wanted you to have these."
172
545679
3976
"Ülkenin dört bir yanından yabancılar size bunları gönderdi." diye cevap verdim.
09:10
And then they'd say, almost suspiciously,
173
550274
2677
Sonra kuşkuyla şöyle dediler:
09:14
"But they're brand-new."
174
554474
1727
"Ama onlar yepyeni." dediler.
09:16
(Laughter)
175
556225
1002
(Gülüşmeler)
09:17
To which I'd reply,
176
557251
1579
Ben de şöyle cevapladım:
09:18
"You deserve brand-new books."
177
558854
1780
"Siz yepyeni kitapları hak ediyorsunuz."
09:22
The whole experience hit home for me when one of my girls,
178
562137
3423
Kızlarımdan birisi kitabın cildini soyarken
09:25
as she peeled open a crisp paperback said,
179
565584
3070
beni can evimden vuran sözler sarf etti:
09:29
"Ms. Sumner -- you know, I figured you bought these books,
180
569582
4378
"Bayan Sumner -- bu kitapları sizin aldığınızı düşündüm,
09:33
'cause you teachers are always buying us stuff.
181
573984
2738
çünkü siz öğretmenler bize daima bir şeyler alıyorsunuz.
09:37
But to know that a stranger, someone I don't even know,
182
577158
4029
Ama bir yabancının, tanımadığım birinin
09:41
cares this much about me
183
581211
1699
beni bu kadar önemsemesi
09:43
is pretty cool."
184
583480
1455
harika bir şeymiş."
09:45
Knowing that strangers will take care of you
185
585870
2625
Yabancıların sizinle ilgileneceğini bilmek
09:48
is a privilege my kids aren't afforded.
186
588519
2026
çocuklarımın karşılayamayacağı bir ayrıcalık.
09:52
Ever since the donation,
187
592342
1442
Bağıştan beri,
09:53
there has been a steady stream of kids signing out books to take home,
188
593808
3858
çocuklar sürekli şekilde kitapları eve götürmek için yazdırıyor
09:57
and then returning them with the exclamation,
189
597690
2660
ve kitapları getirdiklerinde şöyle diyorlar,
10:00
"This one was good!"
190
600374
1588
"Bu çok iyiydi!"
10:01
(Laughter)
191
601986
1048
(Gülüşmeler)
10:03
Now when I say, "Take out a book and read,"
192
603058
2302
Şimdi, "Bir kitap götürüp okuyun," dediğimde
10:05
kids rush to my library.
193
605384
2219
çocuklarım kütüphaneye koşuşuyor.
10:08
It wasn't that they didn't want to read,
194
608849
2047
Mesele kitap okumak istememeleri değildi,
10:10
but instead, they'd gladly read if the resources were there.
195
610920
4550
aksine, ellerinde imkân olsa seve seve okurlardı.
10:17
Institutionally speaking,
196
617579
1652
Kurumsal bazda konuşacak olursam,
10:19
our public school system has never done right by the black and brown child.
197
619255
4352
devlet okulu sistemimiz siyah ve kahverengi çocuklara hiç iyi davranmadı.
10:24
We keep focusing on the end results
198
624068
2548
Son ürüne, test sonuçlarına
10:26
or test results,
199
626640
1365
odaklanıp duruyoruz
10:28
and getting frustrated.
200
628029
1846
ve hüsrana uğruyoruz.
10:29
We get to a catastrophe and we wonder,
201
629899
2137
Elimizde bir facia var ve merak ediyoruz:
10:32
"How did it get so bad? How did we get here?"
202
632060
2837
"Nasıl bu kadar kötü oldu? Bu noktaya nasıl geldik?"
10:35
Really?
203
635890
1155
Gerçekten mi?
10:37
If you neglect a child long enough,
204
637439
2075
Bir çocuğu yeterince ihmal ederseniz,
10:39
you no longer have the right to be surprised
205
639538
3090
işler iyi sonuçlanmadığında artık şaşırma hakkına
10:42
when things don't turn out well.
206
642652
1831
sahip değilsinizdir.
10:45
Stop being perplexed
207
645319
1734
Şunlar sizin kafanızı bulandırmasın
10:47
or confused
208
647077
1626
veya şaşırtmasın
10:48
or befuddled
209
648727
1476
veya afallatmasın;
10:50
by the achievement gap,
210
650680
1926
başarı uçurumu,
10:52
the income gap,
211
652630
1223
gelir uçurumu,
10:53
the incarceration rates,
212
653877
1619
hapsetme oranları
10:55
or whatever socioeconomic disparity is the new "it" term for the moment.
213
655520
5047
veya sosyoekonomik açıdan o zamanki "o" terimi her ne ise o.
11:01
The problems we have as a country
214
661248
2442
Ülke olarak problemlerimiz
11:03
are the problems we created as a country.
215
663714
2083
ülke olarak yarattığımız problemlerdir.
11:06
The quality of your education is directly proportionate
216
666740
3538
Eğitiminizin kalitesi doğrudan
üniversiteye erişiminiz,
11:10
to your access to college,
217
670302
1858
11:12
your access to jobs,
218
672184
1728
işe erişiminiz,
11:13
your access to the future.
219
673936
1708
geleceğe erişiminizle orantılıdır.
11:17
Until we live in a world where every kid can get a high-quality education
220
677594
5270
Her çocuğun yüksek kalitede eğitim aldığı bir dünyada yaşayana kadar
11:22
no matter where they live,
221
682888
1536
- nerede yaşadıklarına veya
11:24
or the color of their skin,
222
684448
1880
derilerinin rengine bakılmadan -
11:26
there are things we can do on a macro level.
223
686352
4060
makro seviyede yapabileceğimiz şeyler var.
11:31
School funding should not be decided by property taxes
224
691389
3564
Okul fonlamasına, fakir çocukların
11:34
or some funky economic equation
225
694977
2231
ağızlarından lokmaları alınırken
11:37
where rich kids continue to benefit from state aid,
226
697232
3036
zengin çocukların devlet yardımından faydalanmaya devam ettiği
11:40
while poor kids are continuously having food and resources
227
700292
4085
emlak vergisi veya acayip ekonomik denklemlerle
11:44
taken from their mouths.
228
704401
1593
karar verilmemeli.
11:46
Governors, senators, mayors, city council members --
229
706750
3761
Valiler, senatörler, belediye başkanları, şehir meclis üyeleri --
11:50
if we're going to call public education public education,
230
710535
2864
toplumsal eğitime toplumsal eğitim diyeceksek
11:53
then it should be just that.
231
713423
1583
o zaman öyle olmalı.
11:55
Otherwise, we should call it what it really is:
232
715555
2983
Aksi taktirde, ona neyse onu demeliyiz:
11:58
poverty insurance.
233
718562
1565
Fakirlik sigortası.
12:01
"Public education:
234
721211
1442
"Toplumsal eğitim:
12:02
keeping poor kids poor since 1954."
235
722677
3088
1954'ten beri fakir çocukları fakirlikte bırakıyor."
12:05
(Laughter)
236
725789
1452
(Gülüşmeler)
12:08
If we really, as a country, believe that education is the "great equalizer,"
237
728733
5098
Eğer gerçekten, ülke olarak, eğitimin "büyük dengeleyici" olduğuna inanırsak
12:13
then it should be just that: equal and equitable.
238
733855
3831
o zaman sadece şudur: Eşit ve adil.
12:18
Until then, there's no democracy in our democratic education.
239
738158
4343
O zamana kadar, demokratik eğitimimizde demokrasi yoktur.
12:23
On a mezzo level:
240
743493
1507
Orta seviyede:
12:25
historically speaking, the education of the black and brown child
241
745640
3202
Tarihi konuşursak, siyah ve kahverengi çocuğun eğitimi
12:28
has always depended on the philanthropy of others.
242
748866
3471
daima birilerinin hayrına bağlı olmuştur.
12:32
And unfortunately, today it still does.
243
752361
2794
Ve ne yazık ki, bugün de öyle.
12:35
If your son or daughter or niece or nephew or neighbor
244
755770
4365
Eğer oğlunuz veya kızınız, kız veya erkek yeğeniniz veya komşunuz
12:40
or little Timmy down the street
245
760159
1563
veya alt sokaktaki küçük Tommy
12:42
goes to an affluent school,
246
762253
2303
donanımlı bir okula giderse
12:44
challenge your school committee to adopt an impoverished school
247
764580
3174
okul komitesini yoksul bir okula veya yoksul bir sınıfa
12:47
or an impoverished classroom.
248
767778
2039
sahip çıkmaları için zorlayın.
12:49
Close the divide by engaging in communication
249
769841
3397
Aradaki uçurumu ilişkilerinizi kullanarak
12:53
and relationships that matter.
250
773262
2197
ve iletişime geçerek kapayın.
12:56
When resources are shared,
251
776050
1954
Kaynaklar paylaşıldığında,
12:58
they're not divided;
252
778028
1692
bölünme olmaz;
12:59
they're multiplied.
253
779744
1457
katlanırlar.
13:01
And on a micro level:
254
781871
1839
Ve mikro seviyede:
13:03
if you're a human being,
255
783734
1820
Eğer bir insan evladı iseniz,
13:05
donate.
256
785985
1166
bağışlayın.
13:07
Time, money, resources, opportunities --
257
787524
4063
Zamanı, parayı, kaynakları, fırsatları --
13:11
whatever is in your heart.
258
791611
2363
kalbinizde ne varsa.
13:14
There are websites like DonorsChoose
259
794847
2204
Bu eşitsizliği tanıyan ve
13:17
that recognize the disparity
260
797075
2054
gerçekten bu konuda bir şeyler yapmak isteyen
13:19
and actually want to do something about it.
261
799153
2495
DonorsChoose gibi siteler var.
13:23
What is a carpenter with no tools?
262
803748
2204
Aleti olmayan marangoz ne yapar?
13:26
What is an actress with no stage?
263
806350
2322
Sahnesi olmayan aktris ne yapar?
13:28
What is a scientist with no laboratory?
264
808990
2457
Laboratuvarı olmayan bilim adamı ne yapar?
13:31
What is a doctor with no equipment?
265
811859
2727
Gereçleri olmayan bir doktor ne yapar?
13:35
I'll tell you:
266
815270
1245
Size söyleyeyim:
13:36
they're my kids.
267
816970
1464
Bunlar benim çocuklarım.
13:39
Shouldn't they be your kids, too?
268
819219
1816
Sizin çocuklarınız da olmamalılar mı?
13:41
Thank you.
269
821893
1151
Teşekkür ederim.
13:43
(Applause)
270
823068
6205
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7