Medical tech designed to meet Africa's needs | Soyapi Mumba

40,181 views ・ 2018-02-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: IBRAHIM TUFEKCI Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
Like every passionate software engineer out there,
0
12760
3456
Her tutkulu yazılım mühendisi gibi
00:16
I closely follow technology companies in Silicon Valley,
1
16240
3336
ben de Silikon Vadisi'ndeki şirketleri yakından takip ediyorum,
00:19
pretty much the same way soccer fans follow their teams in Europe.
2
19600
3120
tıpkı Avrupa'da fanatiklerin futbol takımlarını takip ettiği gibi.
00:23
I read articles on tech blogs
3
23640
2216
Teknoloji bloglarındaki yazıları okur,
00:25
and listen to podcasts on my phone.
4
25880
2120
telefonumdan dijital yayınlar dinlerim.
00:29
But after I finish the article,
5
29080
1816
Yayınları bitirdikten sonra ise
00:30
lock my phone and unplug the headphones,
6
30920
3336
telefonumu kapatır, kulaklıkları çıkarırım,
00:34
I'm back in sub-Saharan Africa,
7
34280
2216
manzaranın hiç de aynı olmadığı
00:36
where the landscape is not quite the same.
8
36520
2440
Sahara altı Afrika'ya geri dönmüş olurum.
00:40
We have long and frequent power outages,
9
40160
2640
Burada sık sık, uzun süreli elektrik kesintileri olur,
00:43
low penetration of computers,
10
43720
2056
bilgisayar alımları düşük,
00:45
slow internet connections
11
45800
1936
internet bağlantıları yavaştır
00:47
and a lot of patients visiting understaffed hospitals.
12
47760
4256
ve çok sayıda hasta yetersiz çalışanlı hastanelere gider.
00:52
Since the HIV epidemic,
13
52040
2136
HIV salgınından bu yana
00:54
hospitals have been struggling to manage regular HIV treatment records
14
54200
5656
hastaneler, sayıları giderek artan normal HIV tedavisi vakalarıyla
00:59
for increasing volumes of patients.
15
59880
1840
baş etmekte güçlük çekiyor.
01:02
For such environments,
16
62720
1736
Bu tür ortamlarda
01:04
importing technology systems developed elsewhere has not worked,
17
64480
3896
başka yerlerde geliştirilen teknoloji sistemleri ithali işe yaramıyor,
01:08
but in 2006, I joined Baobab Health,
18
68400
3216
fakat 2006'da Malawi'deki sağlık sorunları için
01:11
a team that uses locally based engineers
19
71640
3536
uygun önlemler geliştiren
01:15
to develop suitable interventions
20
75200
2616
bölgedeki mühendislerle çalışan bir ekip olan
01:17
that are addressing health care challenges in Malawi.
21
77840
3856
Baobab Health organizasyonuna katıldım.
01:21
We designed an electronic health record system
22
81720
3416
Sağlık çalışanları tarafından hasta muayenesi sırasında kullanılan
01:25
that is used by health care workers while seeing patients.
23
85160
3336
elektronik bir sağlık kayıt sistemi tasarladık.
01:28
And in the process we realized that we not only had to design the software,
24
88520
4576
Bu süreçte sadece yazılımı tasarlamamız değil,
01:33
we had to implement the infrastructure as well.
25
93120
2360
altyapıyı da uygulamaya sokmamız gerektiğini fark ettik.
01:36
We don't have enough medical staff
26
96640
2216
Her hastayı kapsamlı bir şekilde muayene etmek için
01:38
to comprehensively examine every patient,
27
98880
2856
yeterli tıbbi personelimiz yoktu,
01:41
so we embedded clinical guidelines within the software
28
101760
3056
biz de iş yükünde bize yardım eden hemşire ve çalışanlara
01:44
to guide nurses and clerks
29
104840
2176
rehberlik edecek
01:47
who assist with handling some of the workload.
30
107040
2160
yazılım için tıbbi prensipler geliştirdik.
01:50
Everyone has a birthday,
31
110000
1656
Herkesin bir doğum günü var
01:51
but not everyone knows their birthday,
32
111680
2496
ama herkes doğum gününü bilmez.
01:54
so we wrote algorithms to handle estimated birthdates
33
114200
3816
bu yüzden tahmini doğum tarihlerini derlemeleri için
01:58
as complete dates.
34
118040
1280
algoritmalar yazdık.
02:00
How do we follow up patients living in slums
35
120200
3936
Ev ve sokak numaraları olmayan gecekonduda yaşayan hastaları
02:04
with no street and house numbers?
36
124160
2200
nasıl takip edecektik?
02:07
We used landmarks to approximate their physical addresses.
37
127200
3880
Bunun için fiziksel adreslerine yakın yer işaretleri kullandık.
02:12
Malawi had no IDs to uniquely identify patients,
38
132040
3440
Malavi'de hastaları tanımlayacak için kimlik kartları yok,
02:16
so we had to implement unique patient IDs
39
136480
3136
bu yüzden hastaneler arası hasta kaydını tutmak için
02:19
to link patient records across clinics.
40
139640
2240
benzersiz hasta kimlikleri geliştirdik.
02:22
The IDs are printed as barcodes
41
142919
2441
Kimlikler kişisel sağlık dökümanları üzerine
02:26
on labels that are stuck on personal health booklets
42
146200
2856
hastalar tarafından saklanmak üzere
02:29
kept by each patient.
43
149080
1200
barkod olarak basıldı.
02:31
With this barcoded ID,
44
151000
1976
Bu barkodlu kimlikle
02:33
a simple scan with a barcode reader
45
153000
2416
basit bir barkod okuyucu
02:35
quickly pulls up the patient's records.
46
155440
2240
hastanın kayıtlarını ortaya çıkarabilir.
02:38
No need to rewrite their personal details
47
158440
2296
Böylece her gekdiklerinde
02:40
on paper registers at every visit.
48
160760
2416
kişisel bilgilerini kağıda dökmeye gerek kalmadı.
02:43
And suddenly, queues became shorter.
49
163200
2656
Kurukları birden kısaldı.
02:45
This meant patients, typically mothers with little children on their backs,
50
165880
4896
bu da sırtlarında çocuklarını taşıyan annelerin
02:50
had to spend less time waiting to be assisted.
51
170800
3136
yardım alabilmesi için daha az beklemeleri demekti.
02:53
And if they lose their booklets,
52
173960
1936
Dökümanlarını kaybetseler dahi
02:55
their records can still be pulled by searching with their names.
53
175920
3176
isimlerinden arama yapılarak kayıtlarına ulaşılabiliyor.
02:59
Now, the way we pronounce and spell names varies tremendously.
54
179120
4720
İsimleri telaffuz şeklimiz müthiş bir şekilde değişiyor.
03:04
We freely mix R's and L's,
55
184360
2280
Kolaylıkla R ve L'leri karıştırıyorduk,
03:07
English and vernacular versions of their names.
56
187080
2840
İsimlerinin İngilizce ve yerel ağızlardaki versiyonları.
03:10
Even soundex,
57
190680
1416
Soundex dediğimiz
03:12
a standard method for grouping words by how similar they sound,
58
192120
4416
telaffuz yakınlığına göre kelimelerin standart şekilde gruplanması bile
03:16
was not good enough.
59
196560
1576
yeterli değildi.
03:18
So we had to modify it
60
198160
1696
Mevcut kayıtlarla eşleşmesi için
03:19
to help us link and match existing records.
61
199880
3800
düzenlememiz gerekiyordu.
03:26
Before the iPhone,
62
206160
1200
iPhone öncesinde
03:28
software engineers developed for personal computers,
63
208040
3816
yazılım mühendisleri kişisel bilgisayarlar geliştirdi
03:31
but from our experience,
64
211880
1256
ama tecrübemize dayanarak
03:33
we knew our power system is not reliable enough
65
213160
3376
elektrik sistemimizin kişisel bilgisayarlar için yeterince güvenilir
03:36
for personal computers.
66
216560
1280
olmadığını biliyorduk.
03:38
So we repurposed touch screen point-of-sale terminals
67
218480
4656
Bu yüzden perakende mağazalarının
03:43
that are meant for retail shops
68
223160
1696
tıbbi istasyonlara dönüşmeleri için
03:44
to become clinical workstations.
69
224880
1760
dokunmatik ekranlı satış noktaları geliştirdik.
03:47
At the time, we imported internet appliances called i-Openers
70
227920
4160
O sıralar dot-com döneminde
03:52
that were manufactured during the dot-com era
71
232960
3016
başarısız bir ABD şirketi tarafından üretilmiş i-Openers adlı
03:56
by a failed US company.
72
236000
1840
internet araç gereçleri ithal ettik.
03:59
We modified their screens
73
239080
2296
Dokunmatik sensörler eklemek
04:01
to add touch sensors
74
241400
1376
ve elektrik sistemlerinin
04:02
and their power system to run from rechargeable batteries.
75
242800
3320
yenilenebilir bataryalar kullanabilmesi için ekranlarını düzelttik.
04:06
When we started, we didn't find a reliable network to transmit data,
76
246680
5136
İlk başladığımızda veri transferi için güvenilir bir ağ bulamadık,
04:11
especially from rural hospitals.
77
251840
1640
özellikle kırsal hastanelerden.
04:14
So we built our own towers,
78
254240
2720
Biz de kendi kulelerimizi inşa ettik,
04:17
created a wireless network
79
257720
1896
kablosuz bir ağ yarattık
04:19
and linked clinics in Lilongwe,
80
259640
2416
ve Malawi'nin başkenti Lilongwe'deki
04:22
Malawi's capital.
81
262080
1200
hastanelerle bağlantısını kurduk.
04:24
(Applause)
82
264600
2880
(Alkışlar)
04:29
With a team of engineers
83
269600
1600
Hastane kampüsünde çalışan
04:32
working within a hospital campus,
84
272200
2296
bir mühendis ekibi ile
04:34
we observed health care workers use the system
85
274520
2656
sağlık çalışanlarının sistemi kullandıklarını
04:37
and iteratively build an information system
86
277200
3216
ve sürekli bir bilgi sistemi oluşturduklarını
04:40
that is now managing HIV records
87
280440
3816
bununla da Malavi'deki tüm devlet hastanelerinde
04:44
in all major public hospitals in Malawi.
88
284280
3616
HIV kayıtlarını takip ettiklerini gözlemledik.
04:47
These are hospitals serving over 2,000 HIV patients, each clinic.
89
287920
5200
Her hastanede 2.000 üzerinde HIV hastasına bakan hastaneler bunlar.
04:54
Now, health care workers who used to spend days
90
294680
2856
Daha önce üç aylık rapor hazırmalamak için
04:57
to tally and prepare quarterly reports
91
297560
2136
günlerce vakit harcayan sağlık çalışanları
04:59
are producing the same reports within minutes,
92
299720
2240
şimdi aynı raporları birkaç dakika içinde hazırlıyor
05:02
and health care experts from all over the world
93
302960
3856
ve dünyanın dört bir yanından sağlık uzmanları
05:06
are now coming to Malawi to learn how we did it.
94
306840
3040
bunu nasıl yaptığımızı öğrenmek için Malavi'ye geliyor.
05:10
(Applause)
95
310880
3456
(Alkışlar)
05:14
It is inspiring and fun
96
314360
2576
Dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip etmek
05:16
to follow technology trends across the globe,
97
316960
2816
ilham verici ve eğlenceli olsa da
05:19
but to make them work
98
319800
2096
bunların ancak Sahra altı Afrika'daki
05:21
in low-resourced environments
99
321920
2176
kamu hastaneleri gibi
05:24
like public hospitals in sub-Saharan Africa,
100
324120
3176
düşük kaynaklı ortamlarda işe yaraması için
05:27
we have had to become jacks-of-all-trades
101
327320
3776
pek çok konuda uzman olup
05:31
and build whole systems, including the infrastructure,
102
331120
3536
altyapı dahil tüm sistemleri inşa etmemiz gerekti,
05:34
from the ground up.
103
334680
1240
hem de sıfırdan başlayarak.
05:36
Thank you.
104
336560
1216
Teşekkür ederim.
05:37
(Applause)
105
337800
5000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7