A Palestinian and an Israeli, Face to Face | Aziz Abu Sarah and Maoz Inon | TED

1,474,656 views ・ 2024-04-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Selim Öztürk Gözden geçirme: Başak Gökdaş
00:04
Maoz Inon: You know, Aziz,
0
4376
2335
Maoz Inon: Bilirsin Aziz,
00:06
only four days ago,
1
6753
1835
sadece dört gün önce,
00:08
last Thursday, we buried the remains of my parents.
2
8630
4004
geçen Perşembe, ailemin kalıntılarını gömdük.
00:14
My mom was burned so badly, she could not be identified.
3
14594
5214
Annem o kadar kötü yanmıştı ki kimliği belirlenemedi.
00:20
I lost them on October 7.
4
20976
1710
Onları 7 Ekim'de kaybettim.
00:24
I lost so many of my childhood friends,
5
24437
2795
Çocukluk arkadaşlarımın çoğunu kaybettim,
00:27
their parents, their children.
6
27274
3003
ebeveynlerini, çocuklarını.
00:30
Many were kidnapped to Gaza.
7
30902
1960
Birçoğu Gazze'ye kaçırıldı.
00:34
I was drowning in an ocean of sorrow and pain.
8
34155
4046
Acı ve üzüntü okyanusunda boğuluyordum.
00:39
I was broken into pieces.
9
39619
1877
Parçalara ayrılmıştım.
00:43
A few nights after losing them, I had a dream.
10
43123
3503
Onları kaybettikten birkaç gece sonra bir rüya gördüm.
00:48
I was sleeping at night, crying.
11
48044
3379
Geceleri uyuyordum, ağlıyordum.
00:52
My entire body was in pain.
12
52340
2086
Tüm vücudum acı çekiyordu.
00:55
And through my tears,
13
55844
2586
Gözyaşlarımın arasından
00:58
I could see everyone crying.
14
58471
1877
herkesin ağladığını görebiliyordum.
01:01
The entire humanity was crying with me.
15
61141
3211
Bütün insanlık benimle ağlıyordu.
01:05
Our tears went down on our faces
16
65228
4505
Gözyaşlarımız yüzümüzden bedenlerimize aktı.
01:09
to our bodies.
17
69774
1168
01:11
Our bodies were wounded, damaged from the war.
18
71610
4004
Vücudumuz yaralandı, savaştan zarar gördü.
01:17
And then our tears washed our bodies and healed it,
19
77198
4755
Sonra gözyaşlarımız vücudumuzu yıkadı ve onu iyileştirdi, bütünleştirdi.
01:21
making it whole.
20
81995
1835
01:25
Whole again.
21
85248
1168
Yeniden büsbütün.
01:26
And then our tears went down to the ground.
22
86875
2377
Sonra gözyaşlarımız yere indi.
01:30
And the ground was red from blood.
23
90211
2586
Ve toprak kandan kırmızıydı.
01:34
Our tears washed the blood from the ground,
24
94382
4129
Gözyaşlarımız yerdeki kanı yıkadı, toprağı temizledi.
01:38
purifying the ground.
25
98511
2086
01:41
And then the ground was beautiful and shining.
26
101431
3629
Ve sonra zemin güzel ve ışıltılıydı.
01:45
And on that ground, I could see the path.
27
105101
2336
Ve o yerde, yolu görebiliyordum.
01:48
The path to peace.
28
108104
1752
Barışa giden yol.
01:51
I woke up shaking.
29
111024
1418
Titreyerek uyandım.
01:53
And immediately I knew that this is the path I must choose.
30
113610
4379
Ve hemen anladım ki bu benim seçmem gereken yol.
01:58
The path of not taking revenge.
31
118740
2544
İntikamı almamanın yolu.
02:02
The path of reconciliation.
32
122160
1793
Uzlaşma yolu.
02:05
And you've been walking this path for decades.
33
125372
3295
Ve onlarca yıldır bu yolda yürüyorsun.
02:08
We met only once before October 7,
34
128708
2378
7 Ekim'den önce sadece bir kez tanıştık,
02:11
even that was for two minutes, maybe.
35
131127
2378
hatta bu bile iki dakikalığına oldu, belki de.
02:15
But you were among the first ones to reach out,
36
135048
3754
Ama siz ulaşan, taziyelerinizi ve desteğinizi ileten
02:18
send your condolence, support.
37
138843
2753
ilk kişiler arasındaydınız.
02:23
And I will always love you
38
143223
2544
Ve en zor zamanlarımda yanımda
02:25
for being there for me in my hardest time.
39
145767
3754
olduğun için seni her zaman seveceğim.
02:30
Aziz Abu Sarah: Now Maoz when I sent you that message to offer my condolences
40
150772
4880
Aziz Ebu Sarah: Şimdi Maoz, ailen öldürüldükten sonra
02:35
after your parents were killed,
41
155652
2753
taziyelerimi sunmak için sana bu mesajı gönderdiğimde,
02:38
I was surprised by your answer.
42
158405
1543
cevabına şaşırdım.
02:39
Not just to me, but your public answer.
43
159989
2545
Sadece bana değil, herkese açık cevabına.
02:43
Because you said you're not only crying for your parents,
44
163159
3087
Çünkü sadece anne baban için ağlamadığını,
02:46
you're also crying for the people in Gaza who are losing their lives,
45
166246
4754
Gazze ’de hayatını kaybeden insanlar için de ağladığını
02:51
and that you do not want what happened to you
46
171000
2837
ve başına gelenlerin kimsenin intikam almasını
02:53
to be justifying anyone taking revenge.
47
173837
3003
haklı çıkarmasını istemediğini söyledin.
02:56
You do not want to justify war.
48
176881
1710
Savaşı haklı çıkarmak istemiyorsun.
02:58
And it's so hard to do that.
49
178633
3170
Ve bunu yapmak çok zor.
03:01
So much easier to want revenge, to be angry.
50
181803
3879
Öfkeli olmak, intikamını almak istemek çok daha kolay.
03:05
But you are a brave man.
51
185682
1668
Ama sen cesur bir adamsın.
03:08
I needed much more time
52
188518
2211
19 yaşındaki kardeşim Tayseer
03:10
when my brother Tayseer, who was 19 years old,
53
190729
2794
İsrail askerleri tarafından öldürüldüğünde çok daha fazla
03:13
was killed by Israeli soldiers.
54
193565
2919
zamana ihtiyacım vardı.
03:16
I was angry, I was bitter, and I wanted vengeance.
55
196526
4254
Kızgındım, öfkeliydim ve intikam almak istedim.
03:20
I was 10 years old and I thought, there is no other choice.
56
200780
4838
10 yaşındaydım ve başka seçenek yok diye düşündüm.
03:26
And only eight years later,
57
206119
1835
Ve sadece sekiz yıl sonra,
03:27
when I went to study Hebrew with Jewish immigrants to Israel,
58
207954
4379
İsrail’e gelen Yahudi göçmenlerle İbranice okumaya
03:32
that's only when I realized that we can be allies.
59
212375
3337
gittiğimde müttefik olabileceğimizi ancak o zaman anladım.
03:35
We can be partners.
60
215754
1167
Ortak olabiliriz.
03:36
And I realized that I do have a choice, regardless of what other people do,
61
216921
5673
Ve diğer insanların ne yaptığına bakmaksızın bir seçeneğim olduğunu
03:42
the choice is always mine.
62
222594
1710
fark ettim, seçim her zaman benim.
03:44
And I do not want to take revenge.
63
224679
2044
Ve intikam almak istemiyorum.
03:46
That when I choose to be angry and hateful
64
226723
3879
Öfkeli ve nefret dolu olmayı seçtiğimde
03:50
I'm being a slave to the person who killed my brother.
65
230602
2794
kardeşimi öldüren kişinin kölesi oluyorum.
03:54
These last few months [have] been like a nightmare that never ends.
66
234314
4629
Son birkaç ay hiç bitmeyen bir kabus gibiydi.
03:59
Everyone I know in Gaza have lost family members.
67
239360
4004
Gazze 'de tanıdığım herkes ailesini kaybetti.
04:03
My friend Abdelrahim,
68
243948
3921
Arkadaşım Abdülrahim,
04:07
he lost 50 people in his family.
69
247911
2669
ailesinden 50 kişiyi kaybetti.
04:11
In this photo you can see, all these kids have been killed.
70
251122
2961
Bu fotoğrafta gördüğünüz tüm bu çocuklar öldürüldü.
04:14
And in the upper middle photo,
71
254125
3253
Ve ortadaki üstteki fotoğrafta,
04:17
the father of these kids was in Israel
72
257378
2128
bu çocukların babası öldürüldüklerinde
04:19
when they were killed.
73
259506
1584
İsrail’deydi.
04:21
And ...
74
261132
1126
Ve...
04:23
He wanted to come back to see his kids one last time.
75
263301
3629
Çocuklarını son bir kez görmek için geri dönmek istedi.
04:26
He couldn't.
76
266971
1377
Yapamadı.
04:28
He ended up back to Gaza,
77
268348
1251
Sonunda Gazze'ye geri döndü,
04:29
but never was able to make it to his house.
78
269599
2169
ama asla evine ulaşamadı.
04:32
What’s amazing, though, is Abdelrahim is just like you.
79
272310
3420
Yine de şaşırtıcı olan, Abdülrahim tıpkı senin gibi.
04:35
I talked to him yesterday, and he said,
80
275772
2002
Dün onunla konuştum ve dedi ki,
04:37
"I'm still as committed to peace as I was before.
81
277816
3336
“Hâlâ eskisi kadar barışa bağlıyım.
04:41
I do not want my story to lead to hate."
82
281194
3462
Hikayemin nefrete yol açmasını istemiyorum.”
04:44
And even now, as his parents are in northern Gaza,
83
284697
2837
Ve şimdi bile, ailesi kuzey Gazze’de olduğu halde
04:47
unable to get food, unable to leave,
84
287575
2753
yiyecek alamadığı, gidemediği halde
04:50
he's still committed to this message.
85
290370
1793
hâlâ bu mesaja bağlı.
04:52
And it makes me wonder,
86
292163
1627
Ve merak ediyorum bu kadar trajedinin ortasında
04:53
how do you make such a choice in the midst of so much tragedy?
87
293790
4129
nasıl böyle bir seçim yaparsınız?
04:58
MI: You know, I've been interviewed like 100 times in the recent months,
88
298670
4129
MI: Biliyorsun, son aylarda 100 kez röportaj yaptım
05:02
and this is the most easiest question.
89
302799
2127
ve bu en kolay soru.
05:06
It's for my parents.
90
306594
1794
Ailem için.
05:08
It's my parents' legacy.
91
308388
1543
Bu ailemin mirası.
05:10
And when we put their remains in the ground,
92
310348
3420
Ve kalıntılarını toprağa koyduğumuzda,
05:13
I realized that they prepared me for that moment.
93
313810
3962
beni o an için hazırladıklarını fark ettim.
05:18
They taught me what to say
94
318106
1835
Bana ne söyleyeceğimi
05:19
and how to act after they will be killed.
95
319983
2752
ve onlar öldürüldükten sonra nasıl davranacağımı öğrettiler.
05:23
I was born in a kibbutz,
96
323611
1293
Büyükannem ve büyükbabamın kurduğu,
05:24
just a kilometer and a half from the border with Gaza,
97
324946
4087
Gazze sınırından sadece bir buçuk kilometre uzakta
05:29
that was established by my grandparents.
98
329075
2002
bir kibbutzda doğdum.
05:31
They were both Zionist pioneers,
99
331077
2586
İkisi de Siyonist öncülerdi,
05:33
immigrated to Palestine
100
333663
1752
yaklaşık bir asır önce
05:35
under the British Mandate about a century ago.
101
335456
2878
İngiliz Mandası altında Filistin’e göç ettiler.
05:38
And my father was also born in this kibbutz,
102
338918
2628
Babamda da bu kibbutz’da doğdu,
05:41
and my father was a farmer.
103
341588
1793
babam da çiftçiydi.
05:44
It's very, very difficult to be a farmer,
104
344257
3253
Çiftçi olmak çok, çok zor,
05:47
even more difficult to be in the tourism industry.
105
347552
2919
turizm sektöründe olmak daha da zor.
05:51
And one year, I remember that one year there was a drought.
106
351556
4129
Ve bir yıl, bir yıl kuraklık olduğunu hatırlıyorum.
05:55
And then the second, there was a flood.
107
355685
2961
Ve sonra ikincisi, bir sel oldu.
05:58
And the third, there were insects.
108
358688
2377
Üçüncüsü, böcekler vardı.
06:01
And at the end of each of those devastating seasons,
109
361107
2669
Ve bu yıkıcı mevsimlerin her birinin sonunda,
06:03
my father will always tell me,
110
363818
2127
babam her zaman şöyle diyecek:
06:05
"Maoz, next year I'm going to sow again.
111
365945
3170
“Maoz, gelecek yıl tekrar ekeceğim.
06:09
Because next year is going to be a better year."
112
369699
2377
Çünkü gelecek yıl daha iyi bir yıl olacak.”
06:12
And my mom was a very talented mandalas painter.
113
372785
4588
Ve annem çok yetenekli bir mandala ressamıydı.
06:17
She painted thousands of mandala.
114
377373
2211
Binlerce mandala boyadı.
06:20
And from all the mandalas she painted, she gave me only one as a present.
115
380335
4129
Ve boyadığı tüm mandalalardan bana hediye olarak sadece bir tane verdi.
06:24
This is the one she gave me.
116
384505
1502
Bana verdiği bu.
06:27
And on this mandala, this is for you,
117
387467
2794
Ve bu mandala üzerinde, bu senin için,
06:30
I made it for you.
118
390303
1335
senin için yaptım.
06:31
And on the mandala she gave me, she wrote,
119
391679
2670
Ve bana verdiği mandala üzerine,
06:34
"We can achieve all our dreams if we'll be brave enough to chase them."
120
394390
5881
“Onları kovalayacak kadar cesur olursak
tüm hayallerimizi gerçekleştirebiliriz.” yazdı.
06:41
And in the last 20 years I've been chasing and fulfilling many dreams.
121
401189
5005
Ve son 20 yılda birçok hayalimi takip edip gerçekleştirdim.
06:46
I opened the first guest house ever in the old city of Nazareth,
122
406235
3713
Nasıra’nın eski kentindeki ilk konukevi,
06:49
the Fauzi Azar.
123
409948
1334
Fauzi Azar'ı açtım.
06:51
I was cofounding the Jesus Trail,
124
411324
2044
İsa Yolu, Abraham Otel ve Turları
06:53
Abraham Hostel and tours and many other dreams.
125
413368
2752
ve diğer birçok hayali kuruyordum.
06:56
And in all those dreams, I was following five steps.
126
416788
4629
Ve bütün o rüyalarda beş adım izliyordum.
07:01
Dreaming,
127
421918
1168
Hayal etmek,
07:03
many of us forgot or [aren't] brave enough to dream.
128
423127
3546
çoğumuz unuttuk ya da hayal kuracak kadar cesur değiliz.
07:07
Creating a partnership and a coalition with as many stakeholders as possible.
129
427674
5338
Mümkün olduğunca çok paydaşla bir ortaklık ve bir koalisyon oluşturmak.
07:14
Reaching shared value and common ground
130
434722
2920
Ortaklık arasında ortak değer
07:17
between the partnership.
131
437684
1668
ve ortak zemine ulaşmak.
07:19
Writing a very detailed road map
132
439894
3045
Çok detaylı bir yol haritası yazmak
07:22
and executing.
133
442939
1168
ve yürütmek.
07:25
And I believe this is exactly what we need to do now
134
445024
3629
Ve inanıyorum ki, hayalimizi gerçeğe dönüştürmek
07:28
in order to make our dream into a reality.
135
448653
4046
için şimdi yapmamız gereken şey bu.
07:33
And I was partnering with Palestinians, with Israeli,
136
453866
3963
Filistinlilerle, İsraillilerle, Ürdünlülerle, Mısırlılarla
07:37
with Jordanian, with Egyptian.
137
457870
2253
ortaklık yapıyordum.
07:40
And I learned that the first step in reaching a shared society
138
460456
4338
Ortak bir topluma ve ortak bir geleceğe ulaşmanın
07:44
and a shared future is knowing the other side's narrative.
139
464836
3545
ilk adımının diğer tarafın hikayesini bilmek olduğunu öğrendim.
07:49
And following your work for many years,
140
469549
1877
Ve uzun yıllar boyunca çalışmalarınızı takip ederek,
07:51
even though we met only once,
141
471467
2836
sadece bir kez tanışmamıza rağmen,
07:54
I think there is no one in the world that knows better
142
474303
3337
sanırım dünyada bölünmüş hikayelerimizi
07:57
how we can take our divided narratives
143
477682
3003
alıp nasıl ortak bir geleceğe ve ortak bir
08:00
and make them into a shared future and a shared society.
144
480685
4588
topluma nasıl dönüştürebileceğimizi daha iyi bilen kimse yok.
08:05
So thank you for all that you've done so far.
145
485273
2502
Şimdiye kadar yaptığınız her şey için teşekkür ederim.
08:07
Really, it's amazing.
146
487817
1501
Gerçekten, bu harika.
08:09
AAS: Now Maoz, I worked in 70 countries in peace and conflict.
147
489360
3879
AAS: Şimdi Maoz, 70 ülkede barış ve çatışma içinde çalıştım.
08:13
And everywhere I worked,
148
493281
1918
Ve çalıştığım her yerde,
08:15
I found that we share the same problems.
149
495241
2419
aynı sorunları paylaştığımızı gördüm.
08:17
The cause of conflicts are the same.
150
497660
1752
Çatışmaların nedeni aynıdır.
08:19
It's lack of recognition,
151
499412
1293
Tanınmamak,
08:20
not willing to understand each other’s historical narrative
152
500747
3003
birbirimizin tarihsel hikayesini anlamaya istekli olmamak
08:23
and not having a shared vision for our future.
153
503750
3670
ve geleceğimiz için ortak bir vizyona sahip olmamaktır.
08:27
And not doing those things is a fatal mistake.
154
507462
3461
Ve bunları yapmamak ölümcül bir hatadır.
08:30
We live next to each other, and yet we are so divided.
155
510923
3504
Birbirimizin yanında yaşıyoruz, ama yine de bölünmüş durumdayız.
08:34
We cannot talk, we cannot meet, we cannot have a conversation.
156
514427
3795
Konuşamayız, buluşamayız, sohbet edemeyiz.
08:38
There are roadblocks, checkpoints, there are walls that divide us
157
518264
3128
Barikatlar var, kontrol noktaları, bizi bölen duvarlar
08:41
or societal pressure that makes us not being able to talk to each other.
158
521434
5213
veya birbirimizle konuşamamamızı sağlayan toplumsal baskı var.
08:47
And I know this because my dad's first time ever going to a synagogue
159
527273
4546
Ve bunu biliyorum çünkü babamın sinagoga ilk kez gidişi beni
08:51
was in the United States when he came to visit me.
160
531861
2586
ziyarete geldiğinde Amerika Birleşik Devletleri’ndeydi.
08:54
He went to a Friday prayer,
161
534489
1876
Cuma namazına gitti,
08:56
but the mosque was too full
162
536365
1335
ancak cami çok doluydu
08:57
and the Muslim community rented a synagogue.
163
537700
2628
ve Müslüman cemaat bir sinagog kiraladı.
09:00
So he ended up praying in a synagogue.
164
540369
1877
Sonunda bir sinagogda dua etti.
09:02
(Laughter)
165
542288
1001
(Kahkahalar)
09:03
And he came back and told me, and he was so excited about it.
166
543331
3754
Geri döndü ve bana anlattı ve bu konuda çok heyecanlıydı.
09:07
And I thought, Jerusalem is full of synagogues.
167
547126
2753
Ve düşündüm ki, Kudüs sinagoglarla dolu.
09:10
And yet his first time ever being in a synagogue is in the States.
168
550254
3921
Ve yine de ilk kez bir sinagogda bulunduğuydu Amerika’da.
09:14
That's how divided we are,
169
554175
1960
Bu kadar bölünmüş durumdayız,
09:16
how little we know about each other.
170
556177
2169
birbirimiz hakkında ne kadar az şey biliyoruz.
09:18
But we also must learn to ask hard questions,
171
558387
3421
Ama aynı zamanda zor sorular sormayı, dürüst olmayı
09:21
be honest and willing to listen.
172
561808
2335
ve dinlemeye istekli olmayı öğrenmeliyiz.
09:24
My dad’s first time to a peace meeting was one that I organized.
173
564185
4463
Babamın ilk barış toplantısı benim düzenlediğim bir toplantıydı.
09:28
And when he came, he asked a question that I thought, oh my goodness,
174
568689
3254
Ve geldiğinde, düşündüğüm bir soru sordu, Aman Tanrım,
09:31
how could you do that?
175
571984
1585
bunu nasıl yapabildin?
09:33
He said, "Did the Holocaust happen?"
176
573569
2628
“Holokost oldu mu?” diye sordu.
09:37
And just like the gasps we hear here,
177
577240
2669
Ve tıpkı burada duyduğumuz nefes kesilmesi gibi,
09:39
everybody in the meeting was terrified.
178
579951
2127
toplantıdaki herkes dehşete kapıldı.
09:42
I thought, I'm going to lose my job for my dad asking the question
179
582120
3169
Babamın soruyu sorduğu için işimi kaybedeceğimi düşündüm
09:45
and regretted inviting him to the peace meeting.
180
585331
2669
ve onu barış toplantısına davet ettiğine pişman oldum.
09:48
(Laughter)
181
588042
1502
(Kahkahalar)
09:49
But you know what?
182
589544
2294
Ama biliyor musun?
09:51
Because of that question,
183
591838
2669
Bu soru yüzünden,
09:54
one of the Holocaust survivors in the meeting,
184
594549
2794
toplantıda Holokost’tan kurtulanlardan
09:57
he took my dad and 70 other Palestinians to the Holocaust memorial.
185
597385
4504
biri babamı ve diğer 70 Filistinliyi Holokost anıtına götürdü.
10:01
It was the first time such a big delegation going there,
186
601931
3962
Bu kadar büyük bir heyet oraya ilk kez gidiyordu
10:05
and they had this hard conversation.
187
605893
2294
ve bu zor konuşmayı yaptılar.
10:08
Later, the Israelis in the meeting
188
608229
1793
Daha sonra toplantıdaki
10:10
ended up coming and having a similar conversation
189
610064
3337
İsrailliler gelip Filistin tarihi ve hikayesi
10:13
about Palestinian history and narrative,
190
613401
1918
hakkında benzer bir konuşma yaptılar,
10:15
going to a town that was destroyed in 1948, in the Nakba.
191
615361
4755
1948′de yıkılan bir kasabaya, Nakba’da gittiler.
10:21
I've been working in the last 20-some years
192
621701
3211
Son 20 yıldır çalışıyorum
10:24
and finding ways to ask those questions.
193
624912
2294
ve bu soruları sormanın yollarını buluyorum.
10:27
In 2009, I co-founded Mejdi Tours and later Interact International
194
627248
4755
2009 yılında Yahudi arkadaşım Scott ile Mejdi Tours
ve daha sonra Interact International’ı kurdum.
10:32
with my Jewish friend, Scott.
195
632044
1877
10:34
To do that, to give a context,
196
634255
1710
Bunu yapmak için, bir bağlam vermek için,
10:35
a place where we can build a movement of citizen diplomats,
197
635965
4129
yurttaş diplomatlardan oluşan bir hareket oluşturabileceğimiz,
çift anlatılı turlar düzenleyebileceğiniz,
10:40
where you can have dual-narrative tours,
198
640136
1918
bir İsrailli ve Filistinli’nin bir tura ortak liderlik
10:42
an Israeli and a Palestinian co-leading a tour,
199
642054
2419
10:44
and then in many other, dozen of other countries.
200
644515
2920
edebileceği bir yer ve daha sonra bir düzine başka ülkede.
10:47
So we can find a framework,
201
647476
2002
Böylece bir çerçeve bulabiliriz,
10:49
we can say: How can I learn from you?
202
649478
3587
şunu söyleyebiliriz: Sizden nasıl öğrenebilirim?
10:53
What is it that we can push each other to do?
203
653107
3796
Birbirimizi yapmaya itebileceğimiz şey nedir?
10:56
And maybe that’s the question: What have we learned from each other?
204
656903
3253
Ve belki de soru bu: Birbirimizden ne öğrendik?
11:01
MI: Yeah, so regarding to your father's questions,
205
661240
3420
MI: Evet, babanın sorularına gelince,
11:04
I think it was November that a very, very good Palestinian friend asked me,
206
664702
4963
sanırım Kasım ayında çok, çok iyi bir Filistinli arkadaşım bana
11:09
“Maoz, can I ask you a difficult question?”
207
669707
2002
“Maoz, sana zor bir soru sorabilir miyim?” diye sordu.
11:11
I said, "You are my friend, You can ask whatever you like."
208
671709
2794
“Sen benim dostumsun, ne istersen sorabilirsin” dedim.
11:14
She asked me, "Maoz, maybe your parents' house
209
674503
2169
Bana sordu, “Maoz, belki ailenin evi
11:16
was burned from the crossfire,
210
676672
2211
Hamas’tan değil,
11:18
from the IDF, and not from the Hamas?”
211
678925
3086
IDF tarafından çapraz ateşten yakıldı?”
11:22
And she was literally denying October 7,
212
682053
3753
Ve kelimenin tam anlamıyla 7 Ekim’i inkar ediyordu ve şok oldum.
11:25
and I was shocked.
213
685848
1418
11:27
I didn't know what to say.
214
687308
1543
Ne diyeceğimi bilemedim.
11:28
And then I stopped for a second
215
688893
2294
Sonra bir saniyeliğine durdum
11:31
and I asked, I told her, "You know what?
216
691229
3420
ve sordum, ona dedim ki, “Biliyor musun?
11:34
What does it matter?
217
694690
1335
Ne önemi var?
11:36
What does it matter?
218
696317
1418
Ne önemi var?
11:37
My parents are dead.
219
697777
1835
Ailem öldü.
11:39
And they are dead because of the conflict and the war
220
699612
2794
Ve uzun süredir devam eden çatışma ve savaş yüzünden öldüler.
11:42
that has been going on for so long.
221
702448
1960
11:44
And it's our mission to stop it."
222
704408
2419
Ve bunu durdurmak bizim görevimiz.”
11:46
And I learned so much in the recent months from speaking,
223
706827
3921
Son aylarda Filistinlilerle konuşmaktan ve
11:50
dialoguing with Palestinians,
224
710790
2711
diyalog kurmaktan o kadar çok şey öğrendim ki,
11:53
I learned that we must forgive for the past.
225
713542
3754
geçmişi affetmemiz gerektiğini öğrendim.
11:57
We must forgive for the present.
226
717922
2419
Şimdiki zaman için affetmeliyiz.
12:00
But we cannot and should not forgive for the future.
227
720341
4338
Ama gelecek için affedemeyiz ve affetmemeliyiz.
12:04
Not to ourself and to no one else
228
724679
2377
Kendi kendimize ve hiç kimseye değil,
12:07
if you want to make the future a better future.
229
727098
2586
geleceği daha iyi bir hale getirmek istiyorsak.
12:09
I learned that our stories were split in the past,
230
729725
2461
Hikayelerimizin geçmişte, İbrahim’in seçilmiş
12:12
with a different chosen son of Abraham.
231
732186
2711
farklı bir oğluyla bölündüğünü öğrendim.
12:14
And for many centuries, our stories were parallel.
232
734897
2795
Ve yüzyıllar boyunca hikayelerimiz paraleldi.
12:18
And the gap between them is becoming wider and wider
233
738943
3545
Ve aralarındaki uçurum günümüze geldikçe giderek daha da genişliyor.
12:22
as we are getting to the present.
234
742530
1752
12:24
And it began to get wider with the beginning of the Zionist movement
235
744323
5464
Siyonist hareketin ve Filistin ulusal hareketinin
12:29
and the Palestinian national movement,
236
749829
2002
başlamasıyla genişlemeye başladı
12:31
and with all the war we've been waging on each other,
237
751872
2503
ve birbirimize karşı yürüttüğümüz
12:34
it's becoming wider and wider.
238
754375
1877
tüm savaşla birlikte gittikçe genişliyor.
12:36
And now in the present, it's as wide as ever.
239
756252
3545
Ve şimdiki zamanda, her zamanki gibi geniş.
12:39
Our stories were never [as] apart as they are now.
240
759797
3754
Hikayelerimiz hiçbir zaman şimdiki kadar ayrı değildi.
12:43
But there is a miracle.
241
763551
2502
Ama bir mucize var.
12:47
There is a miracle, our stories meet.
242
767221
2461
Bir mucize var, hikayelerimiz buluşuyor.
12:50
They meet in the future.
243
770266
1710
Gelecekte buluşuyorlar.
12:52
We meet in the future that is based on reconciliation and recognition.
244
772852
5630
Gelecekte uzlaşma ve tanınmaya dayalı bir araya geliyoruz.
12:59
That is based on security and safety.
245
779483
3003
Bu güvenlik ve emniyet üzerine kuruludur.
13:03
And of course, on equality.
246
783279
1710
Ve tabii ki, eşitlik üzerine.
13:06
And now we must use the same steps I used to fulfill,
247
786115
3670
Ve şimdi bu rüyayı gerçeğe dönüştürmek için eskiden gerçekleştirdiğim
13:09
or we used to fulfill our previous dreams,
248
789785
2920
ya da önceki hayallerimizi gerçekleştirmek için kullandığımız
13:12
in making this dream into a reality.
249
792705
2419
adımların aynısını kullanmalıyız.
13:15
We are all dreaming of peace.
250
795791
2002
Hepimiz barış hayalini kuruyoruz.
13:18
We are building a coalition.
251
798419
2127
Bir koalisyon kuruyoruz.
13:20
Palestinians, Israelis, supported from all over the world.
252
800588
3795
Filistinliler, İsrailliler, dünyanın her yerinden desteklendi.
13:25
We share the same values and common ground.
253
805051
3420
Aynı değerleri ve ortak zemini paylaşıyoruz.
13:28
We are writing now,
254
808512
1502
Şimdi yazıyoruz,
13:30
right now we are writing a very detailed, informative road map,
255
810056
3295
şu anda çok ayrıntılı, bilgilendirici bir yol haritası yazıyoruz
13:33
and we are already starting to execute.
256
813351
2711
ve zaten uygulamaya başladık.
13:36
And what we are doing now, tonight,
257
816103
2002
Ve şimdi yaptığımız şey, bu gece,
13:38
we are executing the first two chapters of our road map.
258
818147
3879
yol haritamızın ilk iki bölümünü uyguluyoruz.
13:42
We are amplifying our voices
259
822026
2085
Geleceğin liderleri olarak
13:44
and building our legitimacy
260
824153
3837
sesimizi yükseltiyor
13:47
as the leaders of the future.
261
827990
2127
ve meşruiyetimizi inşa ediyoruz.
13:51
And I could not ask for a better partner,
262
831077
3712
Ve senden daha iyi bir ortak,
13:56
for a better companion than you, Aziz.
263
836624
3420
daha iyi bir arkadaş isteyemezdim Aziz.
14:01
AAS: Now when people hear this,
264
841087
2294
AAS: Şimdi insanlar bunu duyduğunda
14:03
and I think we are much stronger together than ever alone,
265
843422
3045
ve bence birlikte her zamankinden daha güçlü olduğumuzu düşünüyorum,
14:06
we've been doing so much work
266
846509
1835
kampüslerde Yahudi karşıtı ve Müslüman
14:08
on campuses with anti-Jewish and anti-Muslim hate,
267
848344
2919
karşıtı nefretle, kendi topluluğumuzdaki
insanlara yardım ederek, örgütlenmenin yollarını bularak
14:11
with helping people in our own community,
268
851305
2336
14:13
finding ways to organize.
269
853682
1210
çok fazla çalışma yapıyoruz.
14:14
But I think people can hear this and think,
270
854892
2044
Ama bence insanlar bunu duyabilir ve “Yani ailenizdeki
14:16
"So you can lose people in your family and not be angry?"
271
856977
3796
insanları kaybedebilir ve sinirlenmeyebilirsiniz?” diye düşünebilir.
14:21
And I think that’s a mistake.
272
861232
1418
Ve bence bu bir hata.
14:22
We are angry.
273
862650
1168
Biz öfkeliyiz.
14:23
I am very angry.
274
863859
1168
Çok kızgınım.
14:25
Every time I read the newspaper, I'm angry.
275
865027
2378
Gazeteyi her okuduğumda kızgınım.
14:27
Every time I talk to one of my friends in Gaza, I am angry.
276
867446
3963
Gazze'deki arkadaşlarımdan biriyle her konuştuğumda kızgınım.
14:31
But the thing is, I do not let anger,
277
871450
2920
Ama mesele şu ki ben öfkeye izin vermiyorum
14:34
and we do not let anger, drown us in hate
278
874412
3503
ve öfkenin bizi nefrette boğmasına
14:37
and wanting vengeance.
279
877915
1710
ve intikamı istemesine izin vermiyoruz.
14:39
Instead, I think of anger like a nuclear power.
280
879625
3003
Bunun yerine öfkeyi bir nükleer güç gibi düşünüyorum.
14:42
It can lead to destruction, and it can make light.
281
882670
4045
Bu durumun sonucu iyi veya kötü olabilir.
14:47
And my hope is that we continue to use anger
282
887007
3254
Ve umudum, öfkeyi insanları bir araya getirmenin bir yolu
14:50
as a way to bring people together,
283
890261
2169
olarak kullanmaya devam etmemiz ve kendimize
14:52
to ask ourselves,
284
892471
1585
“İşleri daha iyi hale getirmek için ne yapabilirim?”
14:54
"What can I do to make things better?"
285
894098
3211
diye sormaya devam etmemizdir.
14:57
MI: And that brings me to the most important ...
286
897351
3337
MI: Ve bu beni en önemli...
15:00
(Applause)
287
900729
3963
(Alkış)
15:04
I love you.
288
904692
1251
Sizi seviyorum.
15:05
And it brings me to the most important lessons I learned.
289
905985
3003
Ve beni öğrendiğim en önemli derslere götürüyor.
15:09
That hope is an action.
290
909029
2670
Umut, değişim yaratmayı içeren bir güç.
15:11
It's not something you find, not something you can lose.
291
911699
3545
Bulduğun bir şey değil, kaybedebileceğin bir şey değil.
15:15
It's something you are making.
292
915244
1585
Bu senin yaptığın bir şey.
15:17
And I came up with a very basic formula, recipe, how to make hope.
293
917997
5046
Ve çok basit bir formül, tarif ile nasıl umut yaratılacağını buldum.
15:23
First, like love, you cannot do it by yourself.
294
923627
3170
İlk olarak, aşk gibi, bunu kendi başınıza yapamazsınız.
15:26
You are doing it with others.
295
926797
1794
Bunu başkalarıyla yapıyorsun.
15:28
(Laughter)
296
928632
3212
(Kahkahalar)
15:32
And you are starting, we are starting because now it's we,
297
932178
5005
Ve başlıyorsun, başlıyoruz çünkü şimdi biz varız,
15:37
we are starting by envisioning a better future.
298
937224
3337
daha iyi bir geleceği hayal ederek başlıyoruz.
15:41
And then we are acting to make this future into a reality.
299
941103
5172
Ve sonra bu geleceği gerçeğe dönüştürmek için harekete geçiyoruz.
15:46
It's act, we must act.
300
946650
2127
Bu hareket, harekete geçmeliyiz.
15:48
And through the process,
301
948819
2127
Ve süreç boyunca, her zaman
15:50
we always need to convince, first ourselves,
302
950988
3712
önce kendimizi, tüm koalisyonumuzu
15:54
and all our coalition
303
954700
2544
ve dinlemeye istekli herkesi eylemlerimizin etkili
15:57
and everyone that is willing to listen,
304
957286
3045
16:00
that our actions are effective.
305
960372
2628
olduğuna ikna etmemiz gerekiyor.
16:03
It's very simple.
306
963042
1168
Bu çok basit.
16:04
It's very simple.
307
964251
1377
Bu çok basit.
16:05
And this is what we must do.
308
965669
1377
Ve yapmamız gereken şey bu.
16:07
And I believe that if we will be brave enough and brilliant enough,
309
967046
5505
Ve eğer yeterince cesur ve zeki olursak,
16:12
we can make this future into a reality
310
972551
4213
bu geleceği yakın gelecekte gerçeğe
16:16
in the near future.
311
976805
1669
dönüştürebileceğimize inanıyorum.
16:18
That by 2030 or before,
312
978474
3503
2030 yılına kadar veya daha öncesinde,
16:22
there's going to be peace between the river and the sea.
313
982019
2961
nehir ve deniz arasında barış olacak.
16:25
AAS: You know ...
314
985940
1376
AAS: Bilirsin...
16:27
(Applause)
315
987358
4713
(Alkış)
16:32
We say today, ideas change everything.
316
992404
2837
Bugün diyoruz ki, fikirler her şeyi değiştirir.
16:36
And I have an idea.
317
996033
1502
Ve bir fikrim var.
16:38
People look at us and think we are divided
318
998494
2502
İnsanlar bize bakıyor ve bölünmüş olduğumuzu düşünüyor
16:40
because you’re Israeli and I’m Palestinian,
319
1000996
2002
çünkü sen İsrailli ve ben Filistinliyim,
16:42
Muslims and Jews.
320
1002998
1335
Müslümanlar ve Yahudiler.
16:44
But if you must divide us,
321
1004333
1960
Ama bizi bölmek zorundaysanız,
16:46
people should divide us as those of us who believe in justice,
322
1006293
2962
insanlar bizi adalete, barışa ve eşitliğe inananlar
16:49
peace and equality,
323
1009296
1460
ve henüz inanmayanlar olarak bölmelidir.
16:50
and those who don’t, yet.
324
1010798
2794
16:53
And our work here
325
1013634
1710
Ve buradaki işimiz
16:55
is to invite everyone, to invite you, to join us into our work,
326
1015386
4588
herkesi, sizi çalışmamıza katılmaya davet etmek,
16:59
into bringing everyone together
327
1019974
2419
herkesi bir araya getirmek ve “Biz düşman değiliz” diyen
17:02
to take a stand that says, “We are not enemies.”
328
1022393
3378
bir tavır almak için bir araya getirmektir.
17:05
Do not be mistaken.
329
1025771
1168
Yanılmayın.
17:06
We lost our family members,
330
1026981
1793
Aile üyelerimizi kaybettik,
17:08
we did not lose our sanity, we did not lose our minds.
331
1028816
3378
akıl sağlığımızı kaybetmedik, aklımızı kaybetmedik.
17:12
We are here together saying we will fight on the same side
332
1032236
3378
Birlikte adalet ve barış için
17:15
for justice and for peace.
333
1035614
2169
aynı tarafta savaşacağımızı söylüyoruz.
17:17
Thank you.
334
1037825
1168
Teşekkür ederim.
17:19
(Applause)
335
1039285
7007
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7