Silent P Words | Learn English Pronunciation Rules

Hi. This is Bill. And I'm here to help you with some pronunciation. 

MERHABA. Bu Bill. Ve sana biraz telaffuz konusunda yardım etmek için buradayım.

Okay. Sometimes in English, we have  

Tamam aşkım. Bazen İngilizcede

words that have letters we don't pronounce. We call them silent letters. 

telaffuz edemediğimiz harfleri olan kelimelerimiz olur. Biz bunlara sessiz mektuplar diyoruz.

And, well, right here, I'm going to tell you  about how the letter P can sometimes be silent. 

Ve işte burada size P harfinin bazen nasıl sessiz kalabildiğini anlatacağım.

Now, this happens when the word begins with  the letter P but then it is followed by another  

Bu, kelime P harfiyle başlayıp ardından başka bir ünsüz harf geldiğinde meydana gelir

consonant. Now, this is when we ignore the letter  P and we do not actually pronounce that letter. 

. İşte bu, P harfini görmezden geldiğimiz ve aslında o harfi telaffuz etmediğimiz zamandır.

It is only silent. So let's look right here. 

Sadece sessiz. O halde tam buraya bakalım.

What I have in this word ,PN begins the  word, but I'm not going to say ‘pu-neumonia’. 

Bu kelimede sahip olduğum şey, kelimeye PN başlıyor ama ben 'pu-nömoni' demeyeceğim.

Okay. The P is silent. 

Tamam aşkım. P sessiz.

So all I'm going to say is ‘pneumonia’. Okay. 

Yani tek söyleyeceğim 'zatürre'. Tamam aşkım.

And ‘pneumonia’ is a sickness  that you get in your lungs. 

Ve 'zatürre' ciğerlerinize bulaşan bir hastalıktır.

That you know … when you're  breathing, you can get sick. 

Bilirsin… nefes alırken hastalanabilirsin.

It's more common in the wintertime. And it's kind of serious. 

Kış aylarında daha sık görülür. Ve durum oldukça ciddi.

So if you do have pneumonia, I hope you're  seeing a doctor, getting help for that. 

Yani eğer zatürreye yakalanırsanız umarım bir doktora gidersiniz ve bunun için yardım alırsınız.

But please, the help I can give  you is don't say, “pu-neumonia.” 

Ama lütfen, sana verebileceğim yardım şu: "pu-nömoni" deme.

Just say, “pneumonia” And remember it's a lung sickness. 

Sadece "zatürre" deyin ve bunun bir akciğer hastalığı olduğunu unutmayın.

When you're breathing, it's  kind of like all right here. 

Nefes alırken her şey buradaymış gibi.

Okay. Now, the next one here. 

Tamam aşkım. Şimdi, bir sonraki burada.

It's not ‘P-salm’. All right. 

'P-salm' değil. Elbette.

Now, this, we just say ‘psalm’. Now, ‘psalm’ is, it's a part of the Bible. 

Şimdi buna sadece 'mezmur' diyoruz. Şimdi 'mezmur' İncil'in bir parçası.

If you read the Bible, if you go to church, 

İncil'i okursanız, kiliseye giderseniz,

there's a part of the Bible  that's known as the Psalms. 

İncil'in Mezmurlar olarak bilinen bir kısmı vardır.

Like Psalm 1 Psalm 2 and it's just  you know information from the Bible  

Mezmur 1 Mezmur 2 gibi ve İncil'deki bilgileri

and things like that. If you go to church,  

ve bunun gibi şeyleri yalnızca siz bilirsiniz. Eğer kiliseye gidersen

you probably talk about that sort of thing. But what we'll talk about right now is that  

muhtemelen bu tür şeyler hakkında konuşursun. Ama şu anda konuşacağımız şey

you should pronounce it ‘psalm’. Remember, we have a silent ‘p’,  

onu 'mezmur' olarak telaffuz etmeniz gerektiğidir. Unutmayın, sessiz bir "p" harfimiz var,

so just pronounce the ‘s’. Now, actually for the rest of these,  

o yüzden sadece "s" harfini telaffuz edin. Aslında bunların geri kalanında

you notice PS is getting very common. Because as you look at the next one here,  

PS'nin giderek yaygınlaştığını fark ediyorsunuz. Çünkü bir sonrakine baktığınızda,

‘psychology’. Okay. 

'psikoloji'. Tamam aşkım.

Now, ‘psychology’ is a subject that maybe  you or someone you know studies in school. 

Artık 'psikoloji' belki sizin ya da tanıdığınız birinin okulda okuduğu bir konudur.

‘psychology’ is all about how people think. It's like the way the mind works. 

'Psikoloji' tamamen insanların nasıl düşündüğüyle ilgilidir. Tıpkı zihnin çalışma şekli gibi.

Like why we think the way we do. That's the study of psychology. 

Neden böyle düşündüğümüz gibi. Psikolojinin çalışması budur.

Again, not ‘p-sychology’, just ‘psychology’. So then, down here on the next one, 

Yine 'p-sikoloji' değil, sadece 'psikoloji'. O halde, bir sonraki bölümde,

similar to ‘psychology’, we have ‘psychiatrist’. Now, ‘psychiatrist’ is a doctor who is an expert  

'psikoloji'ye benzer şekilde, 'psikiyatrist' var. Artık 'psikiyatrist', 'psikoloji' uzmanı olan doktordur

of ‘psychology’. Okay. 

. Tamam aşkım.

They've studied psychology all through university. They know psychology. 

Üniversite boyunca psikoloji okudular. Psikolojiyi biliyorlar.

They help people who want to talk to  someone about how they're thinking. 

Biriyle nasıl düşündükleri hakkında konuşmak isteyen insanlara yardım ederler.

You know, they want to see  a doctor about their mind, 

Biliyorsunuz, akılları için doktora gitmek istiyorlar,

they see the psychiatrist. And he helps them with  

psikiyatriste gidiyorlar. Ve onlara

emotional problems or things like that. But, yes, so a psychiatrist studied psychology. 

duygusal sorunlarda veya buna benzer konularda yardımcı oluyor . Ama evet, yani bir psikiyatrist psikoloji okuyordu.

Now, also similar, we have the ‘psychic’. Now, ‘psychic’ doesn't study psychology. 

Şimdi de buna benzer bir 'psişik' var. Şimdi, 'psişik' psikolojiyi incelemiyor.

The psychic is more of a fortune-teller. If you're curious, or you want to get  

Medyum daha çok bir falcıdır. Merak ediyorsanız veya

an idea about the future, you might visit a psychic. 

geleceğe dair fikir edinmek istiyorsanız medyumlara gidebilirsiniz.

And maybe they check your  hand or they look at cards, 

Belki elinizi kontrol ederler ya da kartlara bakarlar

but a psychic tries to tell you about your future, and that's what they do. 

ama bir medyum size geleceğiniz hakkında bilgi vermeye çalışır ve onların yaptığı da budur.

So, yeah, ‘psychic’ is more of  what we say a ‘fortune-teller’. 

Yani evet, 'psişik' daha çok 'falcı' dediğimiz şeydir.

That's a similar term right there. And then down here at the bottom, 

İşte buna benzer bir terim. Ve burada, aşağıda,

you've probably heard this before is ‘psycho’. Alright this is someone whose mind is a little  

muhtemelen bunun 'psiko' olduğunu daha önce duymuşsunuzdur. Tamam, bu aklı biraz

broken. Okay. 

kırık olan biri. Tamam aşkım.

Maybe they do bad things because of it. Many many scary movies have a psycho character  

Belki de bu yüzden kötü şeyler yapıyorlar. Pek çok korkutucu filmde,

in them who's causing problems for other people. So, yeah, we have that the psycho person. 

diğer insanlara sorun yaratan psikopat bir karakter bulunur. Yani evet, elimizde o psikopat kişi var.

It's kind of, maybe even a  little crazy here, but okay. 

Burası biraz çılgınca olabilir ama tamam.

So as you notice, PS very  common, but don't say the P. 

Fark ettiğiniz gibi, PS çok yaygın, ancak P demeyin.

Alright. So just one more time,  

Tamam. O yüzden bir kez daha

I'm going to pronounce these for you. So listen up. 

bunları sizin için telaffuz edeceğim. Öyleyse dinle.

We start with pneumonia, psalm, psychology,  psychiatrist, psychic, and psycho. 

Zatürre, mezmur, psikoloji, psikiyatrist, psişik ve psikopatla başlıyoruz.

So alright. If you ever see these words,  

Peki tamam. Okuduğunuz bir şeyde bu kelimeleri görürseniz

in something you're reading, just remember, there's a silent P, when the word begins with P,  

, şunu unutmayın: Kelime P ile başladığında

and is followed by a consonant. I hope that helps. 

ve ardından bir ünsüz geldiğinde sessiz bir P vardır. Umarım bu yardımcı olur.

And I hope you remember it. Have a good day.

Ve umarım bunu hatırlarsın. İyi günler.