Make or Do? Learn English for FREE with Lucy!

Make ya da Do? Lucy ile BEDAVA İngilizce Öğren!

I've just made myself a cup of tea

Kendime bir bardak çay yaptım

and I should do some housework soon

ve yakında bazı ev işlerini yapmalıyım.

but, it got me thinking about two words

ama, bu bana kullanımı birçok öğrencime zor

that many students find very difficult to use.

gelen iki kelimeyi düşündürüyor.

Today, I want to talk to you about 'make' and 'do'.

Bugün, 'do' ve 'make' hakkında konuşmak istiyorum.

So why are these words so difficult to use?

Peki neden bu kelimeleri kullanmak zor?

The answer is that both words have very similar meanings

Cevap iki kelime çok benzer anlamlara sahip olmasıdır.

and, in many languages

ve birçok dilde

they use just one word

sadece bir kelimedir.

like 'hacer' in Spanish

İspanyolca da 'hacer' gibi

So what is the main difference?

Yani temel fark nedir?

Well with 'make' you are creating something

Eh "make" ile daha önce olmayan

that didn't exist before

bir şeyi yaratıyorsun.

Whilst with 'do' you're completing a task

"Do" ile birlikte zaten var olan bir

that already exists

görevi tamamlarsınız.

Now please remember

Şimdi lütfen unutmayın,

as with all English concepts

tüm İngilizce kavramlar da

there are always exceptions

istisnalar her zaman vardır

and I will talk about those after I've explained the most important parts.

ve bunlar hakkında konuşacağım, sonrasında en önemli kısımları açıkladım.

So things that we can create from scratch:

Öyleyse çizgilerdeki şeyleri yaratabiliriz:

A coffee or tea: shall I make you one?

Kahve ya da çay: Sana bir tane yapayım mı?

An offer: I'd like to make you an offer.

Bir teklif: Sana bir teklif yapmak istiyorum.

Can I make a suggestion?

Bir öneride bulunabilir miyim?

Alright, but only if you make me a promise.

Pekala, ama sadece bana bir söz ver.

Also: I think I've made a mistake.

Ayrıca: Ben hata yaptığımı düşünüyorum.

I'd like to make a complaint!

Bir şikayette bulunmak istiyorum!

Who's making that noise?

Bu sesi kim yapıyor?

I've made a really important discovery.

Gerçekten çok önemli bir keşif yaptım.

Most things to do with business go with make

İşle ilgili çoğu şey de "make" kullan.

for example: profit and loss

Örneğin: kar ve zarar.

Last month I made a loss

Geçen ay zarar yaptım

but this month I want to make a profit.

ama bu ay kar elde etmek istiyorum.

You can also make an investment into somebody else's business.

Ayrıca başkasının işine yatırım yapabilirsin.

If you're sure that your football team is going to win

Eğer futbol takımının kazanacağına eminsen

It could be an idea to make a bet on them

onların üstüne bahis yapmak bir fikir olabilir,

to try and earn some extra cash

denemek ve biraz nakit kazanmak için.

And also, if things go really well for you

Ve ayrıca, eğer işler sizin için çok iyi giderse

and you earn a lot of money

ve çok para kazanırsan

you will have made a fortune.

bir servetin olacak.

Now let's talk about 'do'.

Şimdi '"do" hakkında konuşalım.

I've already told you that 'do' is when you complete a task that already exists

Zaten sana var olan görevleri tamamlarken "do" kullanıldığını söyledim.

For example: every night I do my homework.

Örneğin: Her gece ödevimi yaparım.

Next week I have to do a test.

Haftaya bir test yapmak zorundayım.

In science we did experiments.

Fende deneyler yaptık.

I hope I don't have to do any interviews soon!

Umarım yakın zamanda hiç görüşme yapmam.

Next summer, I think I'll do a language course.

Gelecek yaz, bir dil kursu yapmayı düşünüyorum.

Housework chores are tasks, and that's an important one to remember

Ev işi görevdir, ve bu hatırlanması gereken önemli bir şey.

I hate doing the shopping.

Alışverişe yapmaktan nefret ediyorum.

I don't mind doing the dishes

Ben yemek yapmayı umarsamıyorum

but I loathe (and that means really hate)

ama "I loathe" nefret ediyorum (ve bu gerçek nefret demektir)

doing the ironing.

ütü yapmak.

You can also do well or badly at something

Ayrıca iyi veya kötü bir şey yapabilirsin.

I did badly in an exam last summer, so now I have to do it again.

Geçen yaz sınavım kötü geçti(yaptım), şimdi de tekrar yapmak zorundayım.

You can do bad or good.

Kötü ya da iyi bir şey de yapabilirsin.

Doing good is doing something positive

Olumlu bir şey yapmak iyidir.

If you eat healthily, you do yourself good.

Eğer sağlıklı beslenirseniz, kendinizi iyi yaparsınız.

You also do your best, or do your worst.

Ayrıca en iyisini ya da en kötüsünü yap.

If you run a race, you should do your best

Eğer bir yarışta koşuyorsan en iyisini yapmayı

to try and achieve the best possible time.

Deneyin ve en kısa zamanda en iyisine ulaşın.

I've got my red pen out!

Kırmızı kalemimi çıkardım.

It's exception time and unfortunately

Maalesef , istisnaları gösterme zamanı ve

there are many exceptions to do with 'do' and 'make'.

"do" ve "make" ile birçok istisna var.

I told you that most things to do with money and business

İş ve para hakkındaki çoğu şeyin "make" ile

kullanıldığını söylemiştim.

go with make

However, have you ever heard the phrase

Ancak, hiç bu cümleyi duydun mu?

'Pleasure doing business with you'?

'Seninle iş yapmak zevk.

Business, just the word, goes with do.

İş, sadece bu kelime, do ile kullanılır.

We do business with someone.

Biz biriyle iş (do)yaparız.

I also said that housework and chores go with do.

Bu ev işlerinin do ile kullanıldığını söyledim.

But when I get up in the morning I should make my bed.

Ama sabah uyandığımda yatağımı (make)yaparım.

I also said that make was to do with creation

Ayrıca yaratmanın make ile yapıldığını söyledim.

So we create art, right?

Biz sanat yaratırız, öyle değil mi?

Wrong! We do a drawing.

Yanlış! Çizim (do) yaparız.

And finally, girls, hair and make-up.

Ve son olarak; kızlar, saç ve makyaj.

I do my hair, and I also do my make-up.

Saçlarımı (do)yaparım ve makyajımı (make)yaparım.

Ooh! Sorry! Just doing my lipstick.

Ooh! Affedersiniz! Sadece rujumu sürüyordum.

Um, that's it for 'make' or 'do'.

Um, "make" ya da "do" için bu kadar.

I really hope you learnt something

Gerçekten bir şeyler öğrendiğini umuyorum.

And I would really appreciate it if you subscribe

Ve abone olursan çok memnun olurum.

and also if you attempt the quiz that I'm showing next.

Alıştırma yapmak istersen sana videonun sonunda göstereceğim.

You can leave your answers in the comments

Yorumlara cevaplarınızı bırakabilirsiniz

And I will try and correct them all.

Ve ben hepsini düzeltmeye çalışacağım.

Bye bye!

Güle güle!

Some.....................

lpfdkgplfjdskgflkgpjgspljgdpddlp