How To Be Polite In English

İngilizcede Nasıl Kibar Olunur?

Hi everyone, Anna English here, if you are passionate about learning English, click subscribe

Herkese merhaba, Anna English burada, İngilizce öğrenmek konusunda tutkuluysanız, abone olun

and let’s do this together.

ve bunu birlikte yapalım.

To be ‘polite’ means to have or show behaviour that is respectful and considerate to other

'Kibar' olmak, diğer insanlara karşı saygılı ve düşünceli davranışlar sergilemek veya göstermek anlamına gelir

people. Saying ‘please’ and ‘thank you’ is a very basic way of being polite but as

. 'Lütfen' ve 'teşekkür ederim' demek, kibar olmanın çok temel bir yoludur, ancak

usual for the English language, it’s not always so simple.

İngiliz dili için her zamanki gibi, her zaman bu kadar basit değildir.

There are many situations, like at work or on the phone, when you might need to be polite

İş yerinde veya telefonda

in English. Today, we’re going to focus on one a tense which you can use in these

İngilizce

situations. Now if tenses make you tense. Don’t panic, I have something special for

kibar olmanız gereken pek çok durum vardır . Bugün, bu

you to relieve that tension. I have a FREE MINI COURSE: English Tenses 101, just provide

durumlarda kullanabileceğiniz bir zamana odaklanacağız . Şimdi eğer zamanlar sizi gerginleştiriyorsa. Panik yapmayın, bu gerilimi azaltmanız için size özel bir şeyim var . BEDAVA MİNİ KURS: İngilizce Zamanlar 101, sadece

your name and email address via the link below and I will send the course to you.

aşağıdaki bağlantı üzerinden adınızı ve e-posta adresinizi girin ve kursu size göndereceğim.

Right let’s look at how to be polite.

Doğru, nasıl kibar olunacağına bakalım.

Person 1: “Did you want sugar in your tea?” Person 2: “Did you need help with anything?”

Kişi 1: "Çayınızda şeker ister miydiniz?" 2. Kişi: "Herhangi bir konuda yardıma ihtiyacınız var mı?"

Person 3: “Did you want to order a drink?”

Kişi 3: "Bir içki ısmarlamak mı istediniz?"

The past simple tense is used to discuss things that have already happened; they happened

Geçmiş zaman, zaten olmuş olan şeyleri tartışmak için kullanılır;

in the past and are now finished. The past simple tense is formed using the past tense

geçmişte oldu ve şimdi bitti. Geçmiş zaman , fiillerin

version of verbs. Here are some regular examples: 
Walk becomes

geçmiş zaman versiyonları kullanılarak oluşturulur

walked. “We walked around the park.” 
Live becomes lived. “I lived in London for a

. İşte bazı normal örnekler: Yürüyüş, yürünür. Parkta dolaştık. Canlı yaşanır. "Bir

year.”
Wait becomes waited. “I waited for the postman but he did not arrive.”

yıl Londra'da yaşadım ." Bekleyin beklenir. Postacıyı bekledim ama gelmedi.

Here are some irregular examples: 
Go becomes went. “We went to the cinema.”
Give

İşte bazı düzensiz örnekler: Git gitti. "Sinemaya gittik." Vermek, verilmiş

becomes gave. “I gave her my phone to call her dad.”
Do becomes did. “He did his

olur. Babasını araması için ona telefonumu verdim. Do olur. “O

homework.”

ödevini yaptı.”

This verb is the one that we’re going to be focusing on today: Did. ‘Did’ can be

Bu fiil, bugün odaklanacağımız fiildir: Did. 'Did'

used in the interrogative form of the past simple tense. For example: “Did you see

geçmiş basit zamanın sorgulayıcı biçiminde kullanılabilir. Örneğin: "

anything suspicious?”. That would refer to whether or not you have seen anything suspicious

Şüpheli bir şey gördünüz mü ?". Bu , geçmişte şüpheli bir şey görüp görmediğinizi ifade

in the past. However, sometimes this same sentence structure is used to ask about things

eder. Bununla birlikte, bazen aynı cümle yapısı, şu andaki

in the present. Person 1: “Did you want sugar in your tea?”
Person

şeyleri sormak için kullanılır

2: “Yes, I do.” Do you see the problem? The question is in

. Kişi 1: "Çayınızda şeker ister miydiniz?" 2. Kişi : "Evet, var." Sorunu görüyor musunuz? Soru,

the past tense, as if it is referring to a decision which was made earlier, but it really

sanki daha önce verilmiş bir karara atıfta bulunuyormuş gibi geçmiş zamandadır, ama gerçekten

means ‘Do you want sugar in your tea?’. This happens a lot in English when somebody

'Çayınızda şeker ister misiniz?' Anlamına gelir. Bu, İngilizcede birileri

would like to be polite while asking someone if they ‘want’ or ‘need’ something.

kibar olmak isterken birine bir şeyi 'istiyor' ya da 'ihtiyaç duyuyorlar' diye sorduğunda çok sık yaşanır .

It can be used when talking about a desire or preference one has in the present.

Şimdiki zamanda sahip olunan bir arzu veya tercih hakkında konuşurken kullanılabilir.

Person 1: “Did you need help with anything?”
Person 2: “No thank you. I think I understand.”

Kişi 1: "Herhangi bir konuda yardıma ihtiyacınız oldu mu?" Kişi 2: "Hayır, teşekkürler. Anladığımı düşünüyorum."

Person 1: “Did you want to order a drink?”
Person 2: “Yes please. I’ll have a cup of coffee.”

Kişi 1: "Bir içki ısmarlamak mı istediniz?" Kişi 2: “Evet lütfen. Bir fincan kahve alacağım. "

So why do we do it? Unfortunately, this is one of those times in the English Language

Öyleyse neden bunu yapıyoruz? Ne yazık ki bu, İngilizcede

when ‘we just do’! There is no logical or concrete reason why so many people do this

'sadece yaptığımız' zamanlardan biridir! Bu kadar çok insanın bunu yapmasının mantıklı veya somut bir nedeni yok

but here is my guess and what many linguists believe to be true.

ama işte benim tahminim ve birçok dilbilimcinin doğru olduğuna inandığı şey.

Often, when trying to be polite in British culture, we try to be as indirect as possible.

Çoğu zaman, İngiliz kültüründe kibar olmaya çalışırken, olabildiğince dolaylı olmaya çalışırız.

Saying ‘What do you want?’ is very direct. It puts a lot of emphasis on making an immediate

'Ne istiyorsun?' çok doğrudandır. Acil bir

decision and on the listener being responsible or at fault. Instead you could say ‘Did

karar vermeye ve dinleyicinin sorumlu veya hatalı olmasına çok vurgu yapar . Bunun yerine 'Bir

you want anything?’ Or ‘Did you need anything?’. Placing the question in the past tense makes

şey mi istedin?' Veya 'Bir şeye ihtiyacın var mı?' Soruyu geçmiş zamana yerleştirmek,

it feel less immediate or pressing. By making the question less direct, you also make it

onu daha az anında veya zorlayıcı hissettirir. Soruyu daha az dolaysız hale getirerek, daha

feel less confrontational and more polite.

az çatışmacı ve daha kibar hissettiriyorsunuz.

There are other times when we use the past tense for present events in order to sound

Daha kibar görünmek için geçmiş zamanı şimdiki olaylar için kullandığımız zamanlar da vardır

more polite. Now we are talking about the past continuous tense.

. Şimdi geçmiş zaman kipinden bahsediyoruz.

Person 1: “I was wondering if you could give me some advice.”

Kişi 1: "Bana biraz tavsiye verebilir misin diye merak ediyordum."

Person 2: “We were hoping you would stay for dinner.”

2. Kişi: "Akşam yemeğine kalacağınızı umuyorduk."

Person 3: “I was thinking you could go to London.”

Kişi 3: "Londra'ya gidebileceğini düşünüyordum."

The past continuous tense is made up of the pronoun, the verb ‘to be’ in the past

Past Continuous zaman, zamirden, geçmiş

tense (was or were) and a verb in the gerund form with an -ing ending. This is used to

zamandaki (was veya were) 'to be' fiilinden ve -ing ile biten ulaç biçimindeki bir fiilden oluşur. Bu,

discuss something which is ongoing and temporary. Again, it is effective in ensuring politeness

devam eden ve geçici olan bir şeyi tartışmak için kullanılır . Yine, nezaketin sağlanmasında etkilidir,

because it makes the sentence feel far less direct or the demand to feel less confrontational.

çünkü cümlenin çok daha az doğrudan veya daha az karşı karşıya gelme talebini hissettirir.

For example: “Give me some advice” is a command, whereas “I was wondering if you

Örneğin: "Bana bir tavsiye ver" bir emirdir, " Bana biraz tavsiye verebilir misiniz diye

could give me some advice” is far more polite and indirect. Yes, it uses many more words

merak ediyordum " ise çok daha kibar ve dolaylıdır. Evet, çok daha fazla kelime kullanıyor

and is more difficult to say but if you can master this lesson and use it in your everyday

ve söylemesi daha zor ama bu dersi iyice öğrenip günlük

vocabulary, it will help you to sound more natural and polite.

kelime dağarcığınızda kullanırsanız, daha doğal ve kibar konuşmanıza yardımcı olacaktır.

Before you go, you’ve got some homework to do. I’d like you to write a short story,

Gitmeden önce yapman gereken bazı ödevlerin var. Sizden kısa bir hikaye yazmanızı istiyorum,

just one paragraph, which uses 3 examples of the past simple tense or the past continuous

sadece bir paragraf, geçmiş basit zamanın 3 örneğini veya bir şeyi daha kibar kılmak için kullanılan

tense being used to make something sound more polite. I can’t wait to read your answers.

geçmiş sürekli zamanın kullanıldığı bir paragraf . Cevaplarınızı okumak için sabırsızlanıyorum.

Don’t forget to enrol on my FREE MINI COURSE: English Tenses 101 you will find the link

ÜCRETSİZ MİNİ KURS: English Tenses 101'e kaydolmayı unutmayın, aşağıdaki bağlantıyı bulacaksınız

below. You have been awesome, now have a great day.

. Harikaydın, şimdi iyi günler.