British English Pronunciation Practice - "Inconsistent" Poem & Explanation

Hello everyone, Anna here  from English Like a Native.

Herkese merhaba, English Like a Native'den Anna.

Today we're doing something  a little bit different.

Bugün biraz farklı bir şey yapıyoruz.

We are delving into the world of poetry.

Şiir dünyasına giriyoruz.

Now I have a series of  pronunciation poems coming your way.

Şimdi yolunuza çıkan bir dizi telaffuz şiirim var.

And today I'm going to be breaking  down the poem “Inconsistent”.

Ve bugün "Tutarsız" şiirini parçalayacağım.

So, let's hear the poem. First of all

Öyleyse şiiri dinleyelim. Her şeyden önce

English pronunciation is quite tricky, it’s true,

, İngilizce telaffuz oldukça zordur, bu doğru,

As blue, and blew too, they rhyme with two.

Mavi gibi ve patladı, iki ile kafiye yapıyorlar.

There’s little consistency between fear and bear,

Korku ve ayı arasında çok az tutarlılık var,

The latter rhyming with there, their, and they’re.

İkincisi orada, onların ve onlar ile kafiyeli.

And that’s not the worst of it, consider the ‘o’,

Ve bu işin en kötüsü değil, 'o'yu düşünün,

Lacks consistency between dot, do and don’t.

Nokta, yap ve yapma arasında tutarlılık yok.

What has not got an ‘o’, nor has because.

Ne bir 'o'ya, ne de çünkü'ye sahiptir.

A cause of confusion is has and was.

Karışıklık nedeni has ve was'tır.

Though, thought and through boggle the mind.

Yine de, düşünce ve zihni boggle yoluyla.

Tough stuff our words, they are not well designed

Sözlerimiz zor şeyler

Fork rhymes with walk, and bird with word,

, iyi tasarlanmış değiller

Foot rhymes with put, not boot. I heard…

. Duydum ki...

…learning English is hard, so here’s what to do,

...İngilizce öğrenmek zor, öyleyse yapmanız gerekenler,

Prioritise pronunciation and you will fly through.

Telaffuza öncelik verin ve içinden uçup gideceksiniz.

Did you enjoy that?

Bundan zevk aldın mı?

If you did, and you'd like to print out your  own copy of this poem with my signature on it,  

Eğer yaptıysan ve bu şiirin kendi nüshasını benim imzamla bastırmak istersen,

then you can I'll leave a link down below.

o zaman yapabilirsin, aşağıya bir link bırakacağım.

Okay, so let's break this poem down.

Tamam, öyleyse bu şiiri parçalayalım.

Let's start!

Hadi başlayalım!

English pronunciation is quite tricky, it's true...

İngilizce telaffuz oldukça zor, doğru...

And this is the first of our /u:/, sounds.

Ve bu bizim /u:/ seslerimizin ilki.

It's true. As blue and blew  too. They rhyme with two.

Bu doğru. Mavi ve çok patladı. İki ile kafiyelidirler.

So here we have a repeat of this long /u:/ vowel  in ‘true’, ‘blue’, ‘blew’, ‘too’ and ‘two’.

Yani burada "doğru", "mavi", "patladı", "çok" ve "iki"de bu uzun /u:/ ünlüsünün tekrarı var.

Now the word ‘rhyme’, ‘rhyme’  that has an unusual spelling.

Şimdi kelime 'kafiye', 'kafiye' olan alışılmadık bir hecelemeye sahiptir.

But the pronunciation is /raım/, /raım/, /raım/.

Ancak okunuşu /raım/, /raım/, /raım/ şeklindedir.

Okay?

Tamam aşkım?

English pronunciation is quite tricky, it's true

İngilizce telaffuz oldukça zor, doğru

As blue and blew too, they rhyme with two.

Mavi ve üflemeli olarak, iki ile kafiye yapıyorlar.

There's little consistency (in  pronunciation) between fear and bear.

Korku ve ayı arasında (telaffuzda) çok az tutarlılık vardır.

Now, hear that difference.

Şimdi, bu farkı duyun.

Fear /fıə/.

Korku /fıə/.

Bear /beə/.

Ayı / beə/.

Fear, /ıə/, like your ear. 

Korku, /ıə/, kulağın gibi.

Bear /beə/, like chair /ʧeə/,  hair /heə/, where /weə/.

Ayı /beə/, sandalye gibi /ʧeə/, saç /heə/, burada /weə/.

Like the air we breathe.

Soluduğumuz hava gibi.

So, we have ‘ear’ and ‘air’,

Yani, 'kulak' ve 'hava',

‘ear’ and ‘air’.

'kulak' ve 'hava' var .

Fear /fıə/. Bear /beə/.

Korku /fıə/. Ayı / beə/.

Okay, so they are different even  though that spelling is the same.

Tamam, yani yazımları aynı olmasına rağmen farklılar.

The latter, rhyming with there, their and they’re.

İkincisi, orada kafiyeli, onların ve onlar.

Okay, so the word ‘latter’ means  the last in the previous list.

Tamam, yani 'son' kelimesi bir önceki listenin sonuncusu anlamına geliyor.

So, the last in the previous list was a list of  two ‘fear’ and ‘bear’ and the latter was ‘bear’.

Yani, bir önceki listenin sonuncusu iki "korku" ve "ayı" listesiydi ve ikincisi "ayı" idi.

And it's saying the last one ‘bear’ rhymes  with ‘there’, ‘their’ and ‘they’re’.

Ve sondaki "ayı"nın "orada", "onların" ve "onlar" ile kafiyeli olduğunu söylüyor.

Three different words.

Üç farklı kelime.

And they all have the same sound.

Ve hepsinde aynı ses var.

Exactly the same sound.

Tamamen aynı ses.

The last one as well.

Sonuncusu da.

Pay close attention to contraction pronunciations  because many students don't like to pronounce  

Büzülme telaffuzlarına çok dikkat edin, çünkü birçok öğrenci kısaltmaları tek sözcüklerden farklı bir şekilde telaffuz

contractions in a different way to the  single words, many students would see  

etmeyi sevmez , birçok öğrenci

that word and say ‘they’re’ but try to pronounce  the contraction ‘they’re /ðeə/’, ‘they’re /ðeə/’.

bu kelimeyi görür ve 'onlar' der, ancak 'onlar /ðeə' daralmasını telaffuz etmeye çalışır. /', 'onlar /ðeə/'.

Let's move on.

Hadi devam edelim.

And that's not the worst of it. Consider the ‘o’,

Ve bu en kötüsü değil.

Lacks consistency between dot, do and don't.

Nokta, yap ve yapma arasında tutarlılıktan yoksun olan 'o'yu düşünün .

So, look at these three words ‘dot’, ‘do’,‘don't’.

Öyleyse, şu üç kelimeye bakın 'nokta', 'yap', 'yapma'.

How are we pronouncing that ‘o’? In the first we have /ɒ/, in the second we  

Bu 'o'yu nasıl telaffuz ediyoruz? İlkinde /ɒ/, ikincisinde

have /uː/, in the third we have /əʊ/. /ɒ/, /uː/, /əʊ/

/uː/, üçüncüsünde /əʊ/ var. /ɒ/, /uː/, /əʊ/

/dɒ/, /duː/, /dəʊ/ dot /dɒt/, do /duː/, don't /dəʊnt/.

/dɒ/, /duː/, /dəʊ/ nokta /dɒt/, /duː/ yapın, /dəʊnt/ yapmayın.

So, there is a lack in pronunciation  consistency then we go on to say

Yani, telaffuz tutarlılığında bir eksiklik var, o zaman 'o' /ɒ/...'ye sahip olmayan Şey'i

What has not got an ‘o’ /ɒ/...

söylemeye devam ediyoruz ama yine de 'o' /ɒ/,

but we still pronounce it like it has ‘o’ /ɒ/,

/wɒ/, /wɒt'ye sahipmiş gibi telaffuz ediyoruz.

/wɒ/, /wɒt/.

/.

But it has not got an ‘o’ in the way it's written.

Ama yazıldığı şekilde 'o' yok.

... nor has because.

... ne de nedeni var.

Because /bɪˊkɒz/.

Çünkü /bɪˊkɒz/.

Now here that -ause /ɒz/, /ɒ/, /ɒ/

Şimdi burada -ause /ɒz/, /ɒ/, /ɒ/

-cause /kɒz/, because /bɪˊkɒz/

-cause /kɒz/, çünkü /bɪˊkɒz/

So, ‘what’ and ‘because’  both have this ‘o’ /ɒ/ sound.

Yani, 'ne' ve 'çünkü' her ikisinde de bu 'o' /ɒ/ sesi var.

What has not got an o, nor has because. A cause of confusion is has an was.

O'su olmayanın, çünkü'si de olmayan şey. Karışıklık nedeni has ve was'tır. 'cause' /kɔːz/

Did you hear the difference between  how I pronounce ‘cause’ /kɔːz/ when  

kelimesini tek başına telaffuz etmemle, 'because' /bɪˊkɒz/ kelimesinde telaffuz etmem

it's on its own as opposed to when  it's in the word ‘because’ /bɪˊkɒz/.

arasındaki farkı duydunuz mu?

Cause /kɔːz/, because /bɪˊkɒz/.

Neden /kɔːz/, çünkü /bɪˊkɒz/.

Cause /kɔːz/, because /bɪˊkɒz/.

Neden /kɔːz/, çünkü /bɪˊkɒz/.

In ‘because’ /bɪˊkɒz/ it’s short /ɒ/, but  in cause /kɔːz/ we have this long /ɔː/. 

'çünkü' /bɪˊkɒz/'de kısa /ɒ/'dir, ancak neden /kɔːz/'de bu kadar uzun /ɔː/'ye sahibiz.

/ɒ/ - /ɔː/

/ɒ/ - /ɔː/

/ɒ/ - /ɔː/ because /bɪˊkɒz/ – cause /kɔːz/

/ɒ/ - /ɔː/ çünkü /bɪˊkɒz/ – neden /kɔːz/

A cause of confusion is has and was.

Bir karışıklık nedeni has ve was idi.

They both have an ‘-as’, but ‘has’  is /..əz/ and ‘was’ is /..ɒz/

Her ikisinin de bir '-as'ı var, ancak 'has' /..əz/ ve 'was' /..ɒz/

/..əz/ - /..ɒz/

/..əz/ - /..ɒz/

So confusing.

Çok kafa karıştırıcı.

Next.

Sonraki.

Though, thought and through...

Rağmen, düşünülmüş ve içinden...

Though /ðəʊ/, thought /θɔ:t / and through /θru:/

Gerçi /ðəʊ/, düşünülmüş /θɔ:t / ve /θru:/ aracılığıyla

they boggle the mind.

akıllara durgunluk veriyorlar.

They look so similar but they're so different.

Çok benziyorlar ama çok farklılar.

Tough stuff...

Zor şeyler...

They both rhyme, tough – stuff.

İkisi de kafiyeli, zor şeyler.

Tough stuff our words, they are not well designed.

Sözlerimiz zor şeyler, iyi tasarlanmış değiller.

Fork rhymes with walk, bird with word Foot /fʊt/ rhymes with put /pʊt/, not boot /bu:t/.

walk ile çatal kafiyeli, Foot /fʊt/ kelimeli kuş put /pʊt/ ile kafiyeli, boot /bu:t/ değil.

I heard…

…learning English is hard, so here’s what to do, Prioritise pronunciation and you will fly through.

Duydum ki... ...İngilizce öğrenmek zor, öyleyse yapmanız gerekenler, Telaffuza öncelik verin ve içinden uçup gideceksiniz.

So, ‘foot’ /fʊt/, boot /bu:t/,

Yani, 'ayak' /fʊt/, boot /bu:t/,

‘foot’ /fʊt/, boot /bu:t/

'foot' /fʊt/, boot /bu:t/

/ʊ/ – /u:/, /ʊ/ – /u:/

They are different.

/ʊ/ – /u:/, /ʊ/ – /u:/ Farklıdırlar.

Foot /fʊt/ rhymes with put /pʊt/, not boot /bu:t/.

Ayak /fʊt/, boot /bu:t/ değil, put /pʊt/ ile kafiyelidir.

I heard... 'Cause ‘heard’ /hɜ:d/  rhymes with ‘word’ /wɜ:d/.

Duydum... 'Çünkü 'heard' /hɜ:d/, 'word' /wɜ:d/ ile kafiyelidir.

I heard learning English is hard, so here's what  

İngilizce öğrenmenin zor olduğunu duydum, işte yapmanız gerekenler

to do. Prioritize pronunciation  and you will fly through /θru:/.

. Telaffuza öncelik verin ve /θru:/ üzerinden uçarsınız.

I hope you have enjoyed learning a  little bit more about pronunciation.

Umarım telaffuz hakkında biraz daha bilgi edinmekten keyif almışsındır.

If pronunciation is important to you, then why  not join my free Pronunciation Masterclass?

Telaffuz sizin için önemliyse neden ücretsiz Telaffuz Masterclass'ıma katılmıyorsunuz?

To learn how to truly  transform your pronunciation.

Telaffuzunuzu gerçekten nasıl değiştireceğinizi öğrenmek için.

I'll put the registration  link in the description below.

Kayıt bağlantısını aşağıdaki açıklamaya koyacağım.

Until next time, take care and goodbye!

Bir dahaki sefere kadar kendinize iyi bakın ve hoşçakalın!