Indigenous knowledge meets science to take on climate change | Hindou Oumarou Ibrahim

119,533 views ・ 2020-04-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Fatih Erdem Gözden geçirme: Ezgisu Karakaya
00:13
I guess all of you have a smartphone or an iPhone,
0
13208
5435
Muhtemelen hepinizde akıllı telefon veya iPhone var
00:18
and this morning, probably you checked on the weather,
1
18667
3976
ve hepiniz bu sabah hava durumuna baktınız.
00:22
if its going to be rainy to carry your umbrella,
2
22667
3809
Yağmur yağacaksa şemsiyemi;
00:26
if it is going to be sunny to use your sunglasses,
3
26500
3143
güneşli olacaksa güneş gözlüklerimi;
00:29
or if it is going to be cold to have an extra coat.
4
29667
3208
soğuk olacaksa fazladan bir ceket alayım dediniz.
00:34
It's going to give you, sometime, good information and sometime not.
5
34167
5726
Bazen doğru, bazen yanlış bilgi verecek.
00:39
Let me tell you,
6
39917
2226
Bakın size ne diyeceğim:
00:42
my best app is my grandmother.
7
42167
3767
Benim en iyi uygulamam büyükannem.
00:45
(Laughter)
8
45958
1917
(Gülüşmeler)
00:49
She's called Mamadda.
9
49417
1767
Kendisine Mamadda diyoruz.
00:51
She can tell you not only today's weather
10
51208
4101
Size sadece bugünkü hava durumunu değil
00:55
but she can predict the next 12 months,
11
55333
2976
gelecek 12 ayınkini tahmin edebiliyor.
00:58
if it's going to be a good rain season or not.
12
58333
4851
Verimli bir yağmur sezonu olup olmayacağını söyleyebiliyor.
01:03
She can tell you just by observing her environment,
13
63208
3851
Bu tahminleri sadece çevresini gözlemleyerek
01:07
by observing the wind direction,
14
67083
2768
rüzgar yönünü,
01:09
the cloud position,
15
69875
1684
bulut pozisyonunu,
01:11
the bird migration,
16
71583
1893
kuş göçlerini,
01:13
the size of fruits,
17
73500
1934
meyve büyüklüklerini
01:15
the plant flowers.
18
75458
1810
ve çiçekleri gözlemleyerek yapıyor.
01:17
She can tell you by observing the behavior of her own cattle.
19
77292
5708
Büyükbaş hayvanlarının davranışlarını gözlemleyerek tahminde bulunabilir.
01:23
That's how she knows better the weather and the ecosystem
20
83833
4560
Havayı ve yaşadığı ekosistemi
01:28
that she's living in.
21
88417
1625
bu nedenle daha iyi biliyor.
01:31
I'm coming from a pastoralist community
22
91208
4310
Sığır çobanlarıyla ilgilenen,
01:35
who are cattle herders.
23
95542
1809
göçebe bir topluluktan geliyorum.
01:37
We are nomadic.
24
97375
2059
Bizler konargöçeriz.
01:39
We move from one place to another one
25
99458
2810
Su ve otlak alan bulmak için
01:42
to find water and pasture.
26
102292
2142
bir yerden başka bir yere gideriz.
01:44
We can move up to a thousand kilometers, the size of California, within one year.
27
104458
6042
Bir yıl içinde, bin kilometre yani Kaliforniya kadar yol gidebiliyoruz.
01:51
And this life helps us to live in harmony with our ecosystem.
28
111792
5750
Bu hayat bize, ekosistemimizle uyum içinde yaşamamızda yardım ediyor.
01:58
We understand each other.
29
118583
1667
Birbirimizi anlıyoruz.
02:01
For us, the nature is our supermarket,
30
121208
3435
Doğa, bizim süpermarketimiz;
02:04
where we can collect our food,
31
124667
1892
yemeğimizi ve suyumuzu
02:06
our water.
32
126583
1268
oradan alırız.
02:07
It's our pharmacy where we can collect our medicinal plants.
33
127875
4268
Doğra, şifalı bitkileri topladığımız eczanemiz.
02:12
But it's our school,
34
132167
1476
Onu korumayı ve ihtiyacımız olan şeyleri
02:13
where we can learn better how to protect it
35
133667
3809
bize nasıl verebileceğini
02:17
and how it can give us back what we need.
36
137500
4042
daha iyi öğrendiğimiz okulumuz.
02:22
But with the climate change impact,
37
142333
2042
Fakat iklim değişikliği sebebiyle
02:25
we are experiencing a different impact.
38
145542
4416
farklı bir etki deneyimliyoruz.
02:32
In my community,
39
152250
1250
Benim topluluğumda,
02:35
we have one of the top five fresh waters in Africa.
40
155208
5226
Afrika'nın en taze beş su kaynağından birine sahibiz:
02:40
It's Lake Chad.
41
160458
1875
Çad Gölü.
02:43
When my mother was born,
42
163458
2310
Annem doğduğunda
02:45
Lake Chad used to be about 25,000 kilometers square of water.
43
165792
6976
Çad Gölü 25 bin kilometrekarelik su alanıydı.
02:52
When I was born, 30 years ago, it was 10,000 kilometers square.
44
172792
6226
30 yıl önce ben doğduğumda 10 bin kilometrekareydi.
02:59
And actually now,
45
179042
2559
Şimdi ise
03:01
it's about 1,200 kilometers square of water.
46
181625
4893
yaklaşık 1200 kilometrekare su.
03:06
Ninety percent of this water just evaporated, disappeared.
47
186542
5083
Yüzde 90'ı buharlaşıp yok oldu.
03:12
And you have more than 40 million people
48
192833
3268
40 milyondan fazla insan bu gölün etrafında yaşıyor
03:16
living around this lake and depending on it.
49
196125
4059
ve bu göle güveniyor.
03:20
They are pastoralists.
50
200208
1393
Onlar göçebe çobanlar.
03:21
They are fishermen.
51
201625
1684
Onlar balıkçılar.
03:23
And they are farmers.
52
203333
2310
Onlar çiftçiler.
03:25
They do not depend on the end of the month's salary.
53
205667
3517
Onlar ay sonu maaşına bağlı değiller.
03:29
They depend on the rainfall.
54
209208
2226
Yağış miktarına bağlılar.
03:31
They depend on the crops that are growing
55
211458
2726
Onlar yetişen mahsullere
03:34
or the pasture for their cattle.
56
214208
2792
ya da büyükbaş hayvanlarının otlaklarına bağlılar.
03:38
The shrinking resources,
57
218583
2351
Bunlar, birçok topluluğun
03:40
you have many communities that are fighting to get access.
58
220958
5393
ulaşmak için savaştığı azalan kaynaklar.
03:46
The first come is the first served.
59
226375
2309
İlk gelen bu kaynaklardan rahatça yararlanır.
03:48
The second have to fight unto death.
60
228708
4042
İkinci gelen bu kaynaklar için ölüm pahasına savaşmak zorunda.
03:54
So climate change is impacting our environment
61
234708
5060
İklim değişimi, sosyal hayatımızı değiştirerek
03:59
by changing our social life,
62
239792
2833
çevremizi etkiliyor.
04:04
because the role of man and woman in this region, it's different.
63
244167
6017
Bu bölgede erkek ve kadının rolleri farklıdır.
04:10
Man is supposed to feed his family,
64
250208
3393
Erkek ailesini besler,
04:13
take care of his community,
65
253625
2518
topluluğuna göz kulak olur.
04:16
and if he cannot do that,
66
256167
1958
Bunu yapmazsa
04:19
his dignity is under threat.
67
259750
2542
itibarı tehlikeye girer.
04:24
He cannot do anything else to pay it back.
68
264708
3709
Başka bir şey yaparak durumu düzeltemez.
04:29
So climate change takes our men far away from us.
69
269958
5643
İklim değişimi erkeklerimizi bizden alıp götürüyor.
04:35
That is the migration.
70
275625
1792
Göç budur.
04:38
They can migrate to a big city where they can stay for six or 12 months,
71
278500
5518
Büyük bir şehre taşınıp 6-12 ay kalıyorlar.
04:44
where they get a job, they can send back money.
72
284042
4083
Bir iş bulup eve para yolluyorlar.
04:49
If they didn't get it,
73
289042
1309
Eğer iş bulamazlarsa
04:50
they have to jump into the Mediterranean
74
290375
2559
Akdeniz'i kullanarak
04:52
and migrate to Europe.
75
292958
2643
Avrupa'ya göçüyorlar.
04:55
Some of them die there, but none of them stop going.
76
295625
4583
Bazıları orada ölüyor fakat kimse gitmekten vazgeçmiyor.
05:02
Of course, it's sad for the hosting country,
77
302625
2809
Tabii ki durum, göç alan
05:05
who are developed countries,
78
305458
1334
gelişmiş ülkeler için üzücü.
05:08
who have to adapt to host the migrants coming.
79
308167
2791
Göçmenleri ağırlamaya alışmaları lazım.
05:12
But how about those who are left behind,
80
312708
3435
Peki ya geride kalanlar ne olacak?
05:16
the women and the children who have to play the role of men,
81
316167
4559
Erkeğin rolünü oynamaları gereken
05:20
the role of women,
82
320750
1268
kadın ve çocuklar;
05:22
who have to take care of the security,
83
322042
1892
yemek, sağlık, aile,
05:23
of the food, of the health of the entire family,
84
323958
3768
çocuklar ve yaşlıların güvenliğini
05:27
children and old people?
85
327750
1875
sağlamak zorundalar.
05:31
So those women for me, they are my heroes,
86
331000
4583
O kadınlar, benim kahramanlarım.
05:37
because they are innovators, they are solution makers,
87
337667
4083
Onlar yenilikçi, çözüm üretici.
05:42
they are changing the little of the resources
88
342958
2726
Çok küçük bir kaynağı topluluk için
05:45
into the big for the community.
89
345708
3143
büyük bir şeye dönüştürüyorlar.
05:48
So those are my people.
90
348875
1958
Bunlar benim insanlarım.
05:52
So we use our indigenous people's traditional knowledge
91
352458
5393
Yerel insanlarımızın geleneksel bilgilerini,
05:57
to get better resilience to what we need to survive.
92
357875
5542
hayatta kalmak için dayanıklı hale gelelim diye kullanıyoruz.
06:05
Our knowledge is not only for our communities.
93
365208
3476
Bilgilerimiz; sadece kendi topluluğumuz için değil
06:08
It's to share with each and others who are living with us.
94
368708
5476
bizimle yaşayan herkesle paylaşmak için var.
06:14
And indigenous peoples around the world
95
374208
2685
Dünya çapında yerli insanlar,
06:16
are saving 80 percent of the world's biodiversity.
96
376917
3875
dünyadaki biyolojik çeşitliliğin yüzde 80'ini kurtarıyor.
06:22
That's the scientists who say that.
97
382292
1815
Bunu bilim insanları söylüyor.
06:25
Indigenous peoples in the Amazon,
98
385917
2041
Amazon'daki yerli insanlar,
06:29
you can find the most diverse ecosystem, better than the national park.
99
389292
5583
ulusal parktan bile daha iyi, en çeşitli ekosistemi bulabilirsiniz.
06:36
The indigenous peoples from the Pacific,
100
396125
3059
Pasifikteki yerli halk,
06:39
the grandma and the grandpa,
101
399208
3101
büyükanne ve büyükbaba,
06:42
they know where to get food after the hurricane hits them.
102
402333
5209
kasırgadan sonra nereden yemek bulacaklarını biliyordu.
06:49
So the knowledge that our peoples know
103
409417
3476
Bizim insanlarımızın bilgileri,
06:52
is helping us to survive and helping other peoples also to survive
104
412917
4017
bize ve diğer insanlara
06:56
the climate change impact.
105
416958
1893
iklim değişiminde hayatta kalma konusunda yardım ediyor.
06:58
The world is losing.
106
418875
1768
Dünya kaybediyor.
07:00
We lost already 60 percent of the species,
107
420667
5017
Türlerin yüzde 60'ını çoktan kaybettik
07:05
and it's increasing every day.
108
425708
2417
ve bu sayı her geçen gün artıyor.
07:09
So one day, I took a scientist to my community.
109
429208
4893
Bir gün, bir bilim insanını topluluğuma götürdüm.
07:14
I said, you are giving the good weather information through the TV and radio,
110
434125
5375
"TV ve radyoda havanın iyi olacağını söylüyorsunuz
07:20
but how about coming to my people?
111
440875
2518
peki benim insanlarımın yanına gelmeye ne dersiniz?" dedim.
07:23
And then they come,
112
443417
1250
Geldiler.
07:26
they sit around,
113
446042
1517
Birlikte oturdular.
07:27
and suddenly, as we are nomadic, we just start packing our stuff,
114
447583
4768
Birden biz göçebeler eşyalarımızı toplamaya başladık.
07:32
and then they say, like, "Are we moving?"
115
452375
2226
"Bir yere mi gidiyoruz?" dediler.
07:34
I'm like, "No, we are not moving. It's going to rain."
116
454625
3309
"Hayır, gitmiyoruz. Yağmur yağacak," dedim.
07:37
And they're like, "Oh, there's no cloud. How do you know it's going to rain?"
117
457958
3685
"Hiç bulut yok. Yağmur yağacağını nereden biliyorsunuz?" dediler.
07:41
We're like, "Yeah, it's going to rain." We pack our stuff.
118
461667
3392
"Evet, yağmur yağacak." deyip eşyalarımızı topladık.
07:45
Suddenly, heavy rain starts coming,
119
465083
4351
Birden sağanak yağış başladı.
07:49
and we are seeing the scientist running around, hiding under trees
120
469458
3726
Bilim insanları koşturdu,
ağaçların altında saklanıp eşyalarını korumaya çalıştılar.
07:53
and protecting their stuff.
121
473208
1518
07:54
We already packed ours.
122
474750
1518
Biz eşyalarımızı çoktan toplamıştık.
07:56
(Laughter)
123
476292
1500
(Gülüşmeler)
07:58
After the end of the rain, the serious discussion starts.
124
478625
4476
Yağmur dinince ciddi bir tartışma başladı.
08:03
They say, "How do you know that it's going to rain?"
125
483125
2917
"Yağmur yağacağını nasıl bildiniz?" dediler.
08:06
We say, "Well, the old woman observed the insects
126
486792
4601
Dedik ki: "Yaşlı kadınlar, böceklerin
08:11
taking the eggs inside their homes,
127
491417
2559
yumurtalarını evlerine götürdüğünü gözlemlediler.
08:14
and while the insect cannot talk or watch TV,
128
494000
4351
Böcekler konuşur veya televizyon izleyemezler.
08:18
they know how to predict to protect their generations,
129
498375
4184
Fakat nesillerini ve yemeklerini
08:22
how to protect their food.
130
502583
2018
nasıl koruyacaklarını öngörebiliyorlar.
08:24
So for us it's the sign that it's going to rain
131
504625
3434
Bizim için bu, en fazla birkaç saat içinde
08:28
in at maximum a couple of hours."
132
508083
2643
yağmur yağacağına işarettir."
08:30
And then they say,
133
510750
1476
Bunun üzerine onlar
08:32
well, we do have knowledge,
134
512250
3143
biz bilgiye sahibiz fakat ekolojik bilgiyi
08:35
but we do not combine ecological knowledge and weather knowledge all together.
135
515417
5291
ve hava durumu bilgisini birleştiremiyoruz, dediler.
08:41
So that's how I started working
136
521833
2935
Meteoroloji uzmanları ve kendi topluluğumla
08:44
with meteorological scientists and my communities
137
524792
4934
insanları iklim değişimine adapte edebilmek,
08:49
to give better information to get peoples adapted to climate change.
138
529750
4708
onlara daha iyi bilgi vermek üzere çalışmaya başladım.
08:57
I think, if we put together all the knowledge systems that we have --
139
537042
6226
Bana sorarsanız, elimizde olan bütün bilgi sistemlerini birleştirirsek
09:03
science, technology,
140
543292
2809
bilim, teknoloji,
09:06
traditional knowledge --
141
546125
1893
geleneksel bilgi --
09:08
we can give the best of us to protect our peoples,
142
548042
5142
gezegenimizi ve insanımızı koruyup
kaybettiğimiz ekosistemi restore etmek için
09:13
to protect our planet,
143
553208
1893
09:15
to restore the ecosystem that we are losing.
144
555125
3000
elimizden gelenin en iyisini yapmış oluruz.
09:19
I did that in another way, also.
145
559042
1916
Bunu başka bir yoldan da yaptım.
09:21
I used a tool that I really love a lot.
146
561750
3851
Çok sevdiğim bir aleti kullandım.
09:25
It's called a 3D participatory mapping:
147
565625
4184
Üç boyutlu katılımcı harita sistemi deniliyor.
09:29
participatory, because it can bring women, men,
148
569833
5435
Kadın, erkek, genç, yaşlı,
09:35
youth, elders,
149
575292
2184
kuşaklararası her insanı
09:37
all the intergenerational peoples.
150
577500
3184
bir araya getirebildiği için katılımcı diyoruz.
09:40
Then they use science-based knowledge,
151
580708
3351
Bilimsel bilgileri kullanıyorlar.
09:44
and the community comes together, they build this map,
152
584083
3226
Topluluk bir araya gelip bu haritayı yapıyor.
09:47
they figure out all the knowledge that we have
153
587333
2810
Kutsal ormanlarımızın, su dağıtma yerimizin,
09:50
about where is our sacred forest, where is our water point,
154
590167
3809
geçitlerimizin,
her mevsimde gittiğimiz yerlerin
09:54
where is our corridor,
155
594000
1518
09:55
where is the place that we move during each season.
156
595542
4333
nerelerde olduğunu çözüyorlar.
10:01
And these tools are amazing, because it's building capacity of women,
157
601667
4767
Bu aletler kadınların kapasitesini inşa ettiği için harikalar.
10:06
because in our communities
158
606458
2518
Bizim topluluğumuzda
10:09
women and men cannot sit together.
159
609000
2143
kadınlar ve erkekler birlikte oturamaz.
10:11
Men talk always, women just sitting there,
160
611167
3726
Erkekler sürekli konuşur;
10:14
but in the back.
161
614917
1267
kadınlarsa arkada oturur.
10:16
They are not there to take any decision.
162
616208
1935
Karar vermek için orada değiller.
10:18
So after the men figure out all the knowledge,
163
618167
3726
Erkekler olayı çözdükten sonra
10:21
we say, well, you call the women, "Come and have a look."
164
621917
3309
onlara, kadınları bakmaları için çağırmalarını söylüyoruz.
10:25
They say, "Yes, sure,"
165
625250
1309
Erkekler "Tamam" diyorlar
10:26
because they've already done the first work.
166
626583
2098
çünkü ilk işi çoktan yaptılar.
10:28
(Laughter)
167
628685
1291
(Gülüşmeler)
10:30
When the women come,
168
630000
1768
Kadınlar gelip haritaya bakınca
10:31
and they look at the map, they're like, "Mm, no."
169
631792
2726
"Aa, hayır," diyor.
10:34
(Laughter)
170
634542
1476
(Gülüşmeler)
10:36
"This is wrong.
171
636042
1267
"Bu yanlış.
10:37
Here's where I collect the medicine. Here's where I collect the food.
172
637333
3268
İlacı buradan, yemeği şuradan alıyoruz.
10:40
Here's where I collect --"
173
640625
1601
Şuradansa --"
10:42
So we changed the knowledge in the map,
174
642250
2434
Harita üzerindeki bilgileri değiştirip
10:44
and we called the men.
175
644708
1667
erkekleri çağırdık.
10:47
Well, they think about what women say.
176
647208
2185
Kadınların dedikleri hakkında düşündüler.
10:49
All of them shaking their heads.
177
649417
1601
Hepsi kafalarını salladı.
10:51
"They are right. They are right.
178
651042
2351
"Evet haklılar, gerçekten haklılar.
10:53
They are right."
179
653417
1392
İnanılmaz haklılar."
10:54
So that's how we build the capacity of the women
180
654833
3601
Bu şekilde kadınların kapasitesini inşa ettik.
10:58
in giving them a voice
181
658458
1435
Üç boyutlu katılımcı harita sisteminde
10:59
in this 3D participatory mapping,
182
659917
2142
onlara söz hakkı vererek.
11:02
so women get the detailed knowledge
183
662083
2185
Kadınlar adapte olma konusunda
11:04
that can help the community to adapt.
184
664292
2767
topluluğa yardım etmek için gerekli ayrıntıları alır.
11:07
And man have the bigger picture knowledge.
185
667083
3018
Erkeklerse büyük resmin bilgisine sahip.
11:10
So when we put it together,
186
670125
2559
Bunları bir araya getirince bu harita
11:12
this map helps them to discuss
187
672708
4310
onlara tartışmalarında yardım ediyor.
11:17
but to mitigate the conflict between the communities
188
677042
3184
Kaynaklara ulaşmak,
11:20
to access the resources,
189
680250
1768
kaynakları daha iyi paylaşmak,
11:22
to share better these resources,
190
682042
1934
onları yenilemek
11:24
to restore it
191
684000
1417
ve uzun dönem sürdürmek için
11:26
and to manage it for the long term.
192
686833
2500
topluluklar arasındaki kavgayı azaltıyor.
11:31
Our knowledge is very useful.
193
691833
2893
Bizim bilgimiz gerçekten yararlı.
11:34
Indigenous peoples' knowledge
194
694750
2184
Yerli insanların bilgisi
11:36
are very crucial for our planet.
195
696958
4018
gezegenimiz için çok önemli.
11:41
It's crucial for all the peoples.
196
701000
3917
Tüm insanlar için hayati önemde.
11:46
Science knowledge was discovered 200 years ago,
197
706042
5809
Bilimsel bilgi 200 yıl önce keşfedildi;
11:51
technology 100 years ago,
198
711875
2434
teknoloji 100 yıl önce,
11:54
but indigenous peoples' knowledge, it's thousands of years ago.
199
714333
4417
yerli insanların bilgisi ise 1000 yıl önce.
11:59
So why we cannot put all of these together,
200
719750
3393
Peki neden bu üçünü bir araya getirip
12:03
combine those three knowledges
201
723167
2976
bu üç bilgiyi birleştirip
12:06
and give the better resilience
202
726167
1601
iklim değişiminden etkilenenlere
12:07
to the peoples who are getting the impact of climate change?
203
727792
5851
daha iyi dayanma gücü vermiyoruz ki?
12:13
And now it's not only the developing countries.
204
733667
2726
Artık yalnızca gelişmekte olan ülkeler değil
12:16
It's the developed countries also.
205
736417
1684
gelişmiş ülkeler de etkileniyor.
12:18
We saw the hurricane. We saw the flood around all the places.
206
738125
3809
Kasırga gördük. Her yeri sel bastı.
12:21
We saw the fire, even here in California.
207
741958
3393
Burada, Kaliforniya'da bile yangın gördük.
12:25
So we need all this knowledge to come together.
208
745375
2518
Tüm bu bilgilerin bir araya gelmesi lazım.
12:27
We need the people in the center.
209
747917
2309
İnsanları da merkeze koymalıyız.
12:30
And we need the decision makers to change,
210
750250
2518
Karar merciilerinin de değişmesi lazım.
12:32
scientists tell them,
211
752792
1416
Bilim insanları söylüyor,
12:35
and we tell them,
212
755417
1851
biz söylüyoruz;
12:37
and we do have this knowledge.
213
757292
2517
biz bu bilgiye sahibiz.
12:39
We have 10 years to change it.
214
759833
3250
Bunu değiştirmemiz için 10 yılımız var.
12:43
Ten years is nothing,
215
763750
1851
10 yıl hiçbir şey.
12:45
so we need to act all together
216
765625
2518
Bunun için birlikte çalışmamız gerekiyor
12:48
and we need to act right now.
217
768167
2642
ve hemen şimdi harekete geçmeliyiz.
12:50
Thank you.
218
770833
1518
Teşekkürler.
12:52
(Applause)
219
772375
3792
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7