Jeffrey Brown: How we cut youth violence in Boston by 79 percent | TED

100,063 views ・ 2015-05-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Melda Yildiz Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
I've learned some of my most important life lessons
0
12599
4781
Hayat derslerimden en önemlilerini
00:17
from drug dealers
1
17380
2499
uyuşturucu tacirlerinden
00:19
and gang members
2
19879
2371
ve çete üyelerinden
00:22
and prostitutes,
3
22250
2253
ve fahişelerden öğrendim
00:24
and I've had some of my most profound theological conversations
4
24503
5627
ve en etkili teolojik sohbetlerimden bazılarını
00:30
not in the hallowed halls of a seminary
5
30130
3574
kutsal papaz okulu koridorlarında değil
00:33
but on a street corner
6
33704
2416
sokak köşelerinde
00:36
on a Friday night, at 1 a.m.
7
36120
2931
Cuma gecesi, saat 1'de yaptım.
00:39
That's a little unusual, since I am a Baptist minister, seminary-trained,
8
39701
6171
Okulda yetişmiş ve 20 yıldan fazla bir süredir kilisede vaizlik yapan
00:45
and pastored a church for over 20 years,
9
45872
4354
bir papaz olduğum için bu biraz sıradışı
00:50
but it's true.
10
50226
1248
ama bu doğru.
00:52
It came as a part of my participation
11
52594
2670
Büyük bir şehirde sekiz yıllık süreçte
00:55
in a public safety crime reduction strategy
12
55264
4226
şiddet suçlarında yüzde 79 azalma sağlayan
00:59
that saw a 79 percent reduction in violent crime
13
59490
3757
bir halk güvenliği suçu azaltma stratejisinin
01:03
over an eight-year period in a major city.
14
63247
3278
bir parçası olmamla başladı.
01:07
But I didn't start out wanting to be
15
67385
1857
Fakat ben bu işe birilerinin suçu azaltma stratejisinin
01:09
a part of somebody's crime reduction strategy.
16
69242
3343
bir parçası olmayı isteyerek girmedim.
01:13
I was 25, had my first church.
17
73335
2885
25 yaşındaydım, ilk kilisemdi.
01:16
If you would have asked me what my ambition was,
18
76220
2380
Tutkumun ne olduğunu soracak olsaydınız,
01:18
I would have told you I wanted to be a megachurch pastor.
19
78600
4317
size büyük kilise vaizi olmak istediğimi söylerdim.
01:22
I wanted a 15-, 20,000-member church.
20
82918
3947
15-20.000 üyesi olan bir kilise istedim.
01:26
I wanted my own television ministry.
21
86865
2810
Kendi televizyonumda vaizlik istedim.
01:29
I wanted my own clothing line.
22
89675
2716
Kendi giyisi markamı istedim.
01:32
(Laughter)
23
92391
1356
(Gülüşmeler)
01:33
I wanted to be your long distance carrier.
24
93747
2141
Sizin uzun mesafe kuryeniz olmak istedim.
01:35
You know, the whole nine yards.
25
95888
1844
Ne var ne yok hepsi.
01:37
(Laughter)
26
97732
2693
(Gülüşmeler)
01:40
After about a year of pastoring,
27
100425
3053
Yaklaşık bir yıllık vaizlikten sonra,
01:43
my membership went up about 20 members.
28
103478
3622
üyelerim 20 kadar oldu.
01:47
So megachurchdom was way down the road.
29
107100
3630
Yani büyük kilise hayali daha çok uzaktaydı.
01:50
But seriously, if you'd have said, "What is your ambition?"
30
110730
2824
Ama gerçekten, bana sorsaydınız "Tutkun nedir?" diye,
01:53
I would have said just to be a good pastor,
31
113554
2021
iyi bir vaiz olmak istediğimi söylerdim.
01:55
to be able to be with people through all the passages of life,
32
115575
4365
Her türlü insanla birlikte olabilmeyi,
01:59
to preach messages that would have an everyday meaning for folks,
33
119940
4273
insanların hayatlarına etki edecek mesajlar vaaz etmeyi
02:04
and in the African-American tradition,
34
124213
2902
ve Afro-Amerikan geleneğindeki gibi
02:07
to be able to represent the community that I serve.
35
127115
4150
hizmet ettiğim topluluğu temsil etmeyi isterdim.
02:11
But there was something else that was happening in my city
36
131265
5068
Fakat şehrimde başka bir şeyler oluyordu
02:16
and in the entire metro area,
37
136333
2031
ve tüm metropol çevresinde
02:18
and in most metro areas in the United States,
38
138364
3761
ve Birleşik Devletlerin çoğu metropol alanında
02:22
and that was the homicide rate started to rise precipitously.
39
142125
5409
cinayet oranı hızla yükselmeye başladı.
02:27
And there were young people who were killing each other
40
147534
2567
Ve gençler birbirlerini öldürüyorlardı.
02:30
for reasons that I thought were very trivial,
41
150101
2647
Lise koridorunda birine çarpmak gibi
02:32
like bumping into someone in a high school hallway,
42
152748
4894
bana göre önemsiz nedenlerle
02:37
and then after school, shooting the person.
43
157652
3269
okul sonrası birini vuruyorlardı.
02:40
Someone with the wrong color shirt on,
44
160921
3506
Yanlış renkte bir tişört giyen,
02:44
on the wrong street corner at the wrong time.
45
164427
4203
yanlış zamanda yanlış sokaktan geçen biri.
02:48
And something needed to be done about that.
46
168630
2948
Ve bununla ilgili bir şey yapılması gerekiyordu.
02:52
It got to the point where it started to change the character of the city.
47
172548
4324
İş şehrin karakterinin değiştirmeye başladığı bir noktaya geldi.
02:56
You could go to any housing project,
48
176872
2228
Herhangi bir sosyal konut projesine gidin,
02:59
for example, like the one that was down the street from my church,
49
179100
3159
mesela, kilisemin aşağı sokağındakine
03:02
and you would walk in, and it would be like a ghost town,
50
182259
2902
ve içeri girdiğinizde bir hayalet kasabası gibidir
03:05
because the parents wouldn't allow their kids to come out and play,
51
185161
3622
çünkü aileler çocuklarının dışarı çıkıp oynamasına izin vermez.
03:08
even in the summertime, because of the violence.
52
188783
3064
Yazın bile, sebebi ise şiddet.
03:11
You would listen in the neighborhoods on any given night,
53
191847
2752
Herhangi bir gece alışmamış bir kulağa
03:14
and to the untrained ear, it sounded like fireworks,
54
194599
3228
havai fişek gibi gelen sesler
03:17
but it was gunfire.
55
197827
1380
aslında tabanca sesidir.
03:19
You'd hear it almost every night, when you were cooking dinner,
56
199207
3833
Neredeyse her gece duyarsınız; yemek pişirirken,
03:23
telling your child a bedtime story, or just watching TV.
57
203040
4022
çocuğunuza uyku masalı anlatırken veya televizyon izlerken.
03:28
And you can go to any emergency room at any hospital,
58
208200
4794
Ve herhangi bir hastanenin aciline gidebilirseniz
03:32
and you would see lying on gurneys
59
212994
3129
sedye üzerinde yatan genç siyahi ve Latin adamların
03:36
young black and Latino men shot and dying.
60
216123
3964
vurulmuş ve ölmek üzere olduklarını görürsünüz.
03:40
And I was doing funerals,
61
220697
1835
Cenazelere gidiyordum,
03:42
but not of the venerated matriarchs and patriarchs who'd lived a long life
62
222532
4458
fakat hakkında çok şey söylenebilecek, uzun yıllar yaşamış
03:46
and there's a lot to say.
63
226990
2902
saygı değer bayanlar ve adamlar değildi.
03:49
I was doing funerals of 18-year-olds,
64
229892
2856
18 yaşındakilerin cenazelerine gidiyordum,
03:52
17-year-olds,
65
232748
1962
17 yaşında
03:54
and 16-year-olds,
66
234710
1904
ve 16 yaşında
03:56
and I was standing in a church or at a funeral home
67
236614
4667
ve kilisede veya cenaze evinde dikilmiş
04:01
struggling to say something
68
241281
2124
anlamlı bir etki oluşturabilecek
04:03
that would make some meaningful impact.
69
243405
3047
bir şeyler söylemeye çalışıyordum.
04:07
And so while my colleagues were building these cathedrals great and tall
70
247300
5990
Yani meslektaşlarım büyük ve uzun katedraller inşa ederken
04:13
and buying property outside of the city
71
253290
3338
ve şehrin dışından taşınmazlar alırken
04:16
and moving their congregations out
72
256628
2570
ve cemaatlerini dışarı taşırken
04:19
so that they could create or recreate their cities of God,
73
259198
5139
ve böylece Tanrının şehirlerini oluştururken,
04:24
the social structures in the inner cities
74
264337
3157
iç şehirlerdeki sosyal yapılar
04:27
were sagging under the weight of all of this violence.
75
267494
3337
tüm bu şiddetin ağırlığı altında eziliyordu.
04:31
And so I stayed, because somebody needed to do something,
76
271411
2887
Ben kaldım çünkü birileri bir şeyler yapmalıydı
04:34
and so I had looked at what I had and moved on that.
77
274298
3552
ve elimde olanlara bakarak harekete geçtim.
04:37
I started to preach decrying the violence in the community.
78
277850
4342
Toplumdaki şiddeti kınayan vaazlar vermeye başladım.
04:42
And I started to look at the programming in my church,
79
282192
2554
Ve kilisemin programını düzenledim.
04:44
and I started to build programs that would catch the at-risk youth,
80
284746
3901
Tehlikede olan gençliği çekecek programlar yapmaya başladım.
04:48
those who were on the fence to the violence.
81
288647
2929
Bu gençler şiddetin eşiğindeydiler.
04:52
I even tried to be innovative in my preaching.
82
292106
2160
Vaazlarımda yenilikçi olmayı da denedim.
04:54
You all have heard of rap music, right?
83
294266
2229
Hepiniz rap müziği duydunuz, değil mi?
04:56
Rap music?
84
296495
1230
Rap müziği?
04:57
I even tried to rap sermon one time.
85
297725
2578
Bir kere rap vaazı bile denedim.
05:00
It didn't work, but at least I tried it.
86
300303
3735
İşe yaramadı, ama en azından denedim.
05:04
I'll never forget the young person who came to me after that sermon.
87
304038
4206
O vaazdan sonra yanıma gelen genç adamı hiç unutmuyorum.
05:08
He waited until everybody was gone,
88
308244
1880
Herkes gidene kadar bekledi
05:10
and he said, "Rev, rap sermon, huh?" And I was like, "Yeah, what do you think?"
89
310124
3832
ve bana: "Rahip, rap vaaz, he?" dedi. Ben de: "Evet, nasıldı?" dedim.
05:13
And he said, "Don't do that again, Rev."
90
313956
3041
O da bana: "Bir daha yapma, rahip." dedi.
05:16
(Laughter)
91
316997
2335
(Gülüşmeler)
05:20
But I preached and I built these programs,
92
320132
2333
Fakat vaazlara ve bu programlara devam ettim
05:22
and I thought maybe if my colleagues did the same
93
322465
2438
ve belki eğer meslektaşlarım aynısını yapsaydı
05:24
that it would make a difference.
94
324903
2206
bir fark yaratabilirdik diye düşündüm.
05:27
But the violence just careened out of control,
95
327109
3991
Fakat şiddet kontrolden çıkmıştı
05:31
and people who were not involved in the violence were getting shot and killed:
96
331100
4733
ve şiddete bulaşmayan insanlar vurulup öldürülüyordu.
05:35
somebody going to buy a pack of cigarettes at a convenience store,
97
335833
5829
Birisi bakkaldan bir paket sigara alacaktır
05:41
or someone who was sitting at a bus stop just waiting for a bus,
98
341662
3999
veya birisi durakta otobüs bekliyordur
05:45
or kids who were playing in the park,
99
345661
2159
veya çocuklar parkta oynuyordur
05:47
oblivious to the violence on the other side of the park,
100
347820
3297
ve parkın diğer tarafındaki şiddetten bihaberdir
05:51
but it coming and visiting them.
101
351117
2694
fakat onları gelip ziyaret eder.
05:53
Things were out of control,
102
353811
2554
İşler kontrolden çıktı
05:56
and I didn't know what to do,
103
356365
2438
ve ne yapacağımı bilemedim
05:58
and then something happened that changed everything for me.
104
358803
3987
ve sonra benim için her şeyi değiştiren bir şey oldu.
06:03
It was a kid by the name of Jesse McKie,
105
363795
2925
Jesse McKie adında bir çocuktu.
06:06
walking home with his friend Rigoberto Carrion
106
366720
2926
Arkadaşı Rigoberto Carrion ile kilisemin aşağısındaki
06:09
to the housing project down the street from my church.
107
369646
3704
sosyal konuttaki evine yürüyordu.
06:13
They met up with a group of youth who were from a gang in Dorchester,
108
373350
4399
Dorchester'daki bir çeteden olan bir grup gençle karşılaştılar
06:17
and they were killed.
109
377749
2371
ve öldürüldüler.
06:20
But as Jesse was running from the scene mortally wounded,
110
380120
2760
Fakat Jesse ölümcül yarasıyla olay yerinden kaçarken
06:22
he was running in the direction of my church,
111
382880
2369
kiliseme doğru koşuyordu
06:25
and he died some 100, 150 yards away.
112
385249
2788
ve 100 metre kadar sonra öldü.
06:28
If he would have gotten to the church, it wouldn't have made a difference,
113
388657
3539
Eğer kiliseye varsaydı, değişen bir şey olmayacaktı,
06:32
because the lights were out; nobody was home.
114
392196
2421
çünkü elektrikler yoktu; evde kimse yoktu.
06:35
And I took that as a sign.
115
395077
2424
Ve bunu bir işaret olarak algıladım.
06:38
When they caught some of the youth that had done this deed,
116
398230
3005
Bu işi yapan gençlerden birkaçını yakaladılar ve
06:41
to my surprise, they were around my age,
117
401235
3668
meğerse benim yaşlarımdalarmış
06:44
but the gulf that was between us was vast.
118
404903
3622
fakat aramızdaki uçurum çok büyüktü.
06:48
It was like we were in two completely different worlds.
119
408525
4203
Sanki tamamen farklı iki dünyadan gibiydik.
06:52
And so as I contemplated all of this
120
412728
3002
Tüm bunları etraflıca düşündüm
06:55
and looked at what was happening,
121
415730
2408
ve neler olduğuna baktım,
06:58
I suddenly realized that there was a paradox that was emerging inside of me,
122
418138
6282
birden içimde ortaya çıkan bir paradoks olduğunu fark ettim
07:04
and the paradox was this: in all of those sermons
123
424420
2416
ve paradoks da şuydu: tüm bu vaazlarda,
07:06
that I preached decrying the violence,
124
426836
1983
şiddeti kınayan vaazlarımda,
07:08
I was also talking about building community,
125
428819
4342
toplumu inşa etmekten de bahsediyordum
07:13
but I suddenly realized
126
433161
2182
fakat birden fark ettim ki
07:15
that there was a certain segment of the population
127
435343
3089
belli bir kesim vardı
07:18
that I was not including in my definition of community.
128
438432
3509
ve ben onları toplum tanımım içine dahil etmiyordum.
07:22
And so the paradox was this:
129
442621
1399
Yani paradoks şuydu:
07:24
If I really wanted the community that I was preaching for,
130
444020
3699
Eğer vaaz ettiğim toplumu gerçekten isteseydim
07:27
I needed to reach out
131
447719
2020
tanımımdan çıkardığım bu gruba da
07:29
and embrace this group that I had cut out of my definition.
132
449739
4313
ulaşmalı ve sahiplenmeliydim.
07:34
Which meant not about building programs
133
454912
2617
Yani şiddetin eşiğinde olanları
07:37
to catch those who were on the fences of violence,
134
457529
3599
yakalamak için programlar yapmak değil,
07:41
but to reach out and to embrace those who were committing the acts of violence,
135
461128
5032
şiddet eylemlerini yapanlara ulaşmak ve onları kucaklamak;
07:46
the gang bangers, the drug dealers.
136
466160
2746
çete üyelerini, uyuşturucu tacirlerini.
07:48
As soon as I came to that realization, a quick question came to my mind.
137
468906
4588
Bunu fark eder etmez, hemen aklıma bir soru geldi.
07:53
Why me?
138
473494
1524
Neden ben?
07:55
I mean, isn't this a law enforcement issue?
139
475358
2045
Yani, bu emniyet teşkilatının işi değil mi?
07:57
This is why we have the police, right?
140
477403
1890
Polis bu yüzden var, değil mi?
08:00
As soon as the question, "Why me?" came, the answer came just as quickly:
141
480233
4736
"Neden ben?" sorusu gelir gelmez cevabı da bir o kadar hızlı geldi:
08:04
Why me? Because I'm the one who can't sleep at night thinking about it.
142
484969
4947
Neden ben? Çünkü gece bunu düşünmekten uyuyamayan benim.
08:10
Because I'm the one looking around saying somebody needs to do something about this,
143
490666
4187
Çünkü bununla ilgili birilerinin bir şeyler yapması gerektiğini söyleyen benim
08:14
and I'm starting to realize that that someone is me.
144
494853
3514
ve o birisinin ben olduğumu fark etmeye başlıyorum.
08:18
I mean, isn't that how movements start anyway?
145
498367
2325
Zaten hareketler de böyle başlamıyor mu?
08:20
They don't start with a grand convention and people coming together
146
500692
4234
Bu şeyler büyük kongrelerle ve bir araya gelen insanların
08:24
and then walking in lockstep with a statement.
147
504926
3214
kortej eşliğinde yürüyüp bildirge okumalarıyla başlamıyor.
08:28
But it starts with just a few, or maybe just one.
148
508749
4800
Birkaç belki de sadece bir kişiyle başlıyor.
08:33
It started with me that way,
149
513924
2151
Bu da benimle başladı.
08:36
and so I decided to figure out the culture of violence
150
516075
4355
Böylece gençlerin işlediği şiddetin kültürünü
08:40
in which these young people who were committing them existed,
151
520430
2871
çözmeye karar verdim
08:43
and I started to volunteer at the high school.
152
523301
2174
ve lisede gönüllü oldum.
08:45
After about two weeks of volunteering at the high school,
153
525475
2695
Lisede gönüllülüğümün yaklaşık iki hafta sonrasında
08:48
I realized that the youth that I was trying to reach,
154
528170
2485
ulaşmaya çalıştığım gençliğin
08:50
they weren't going to high school.
155
530655
2447
liseye gitmediğini fark ettim.
08:53
I started to walk in the community,
156
533102
2699
Toplumun içinde yürümeye başladım
08:55
and it didn't take a rocket scientist to realize that they weren't out
157
535801
3388
ve gün boyunca dışarı çıkmadıklarını fark etmek için bilim adamı olmaya
08:59
during the day.
158
539189
2647
gerek yoktu.
09:01
So I started to walk the streets at night, late at night,
159
541836
4635
Böylece gece geç vakitlerde sokaklarda yürümeye başladım,
09:06
going into the parks where they were,
160
546471
2639
bulundukları parklara gittim,
09:09
building the relationship that was necessary.
161
549110
3128
gerekli olan ilişkiyi kurmak için.
09:12
A tragedy happened in Boston that brought a number of clergy together,
162
552238
4972
Boston'da bir trajedi meydana geldi, bir grup rahip bir araya geldi
09:17
and there was a small cadre of us who came to the realization
163
557210
3994
ve küçük bir grubumuz
ibadethanelerimizden dışarı çıkmamız gerektiğini fark etti.
09:21
that we had to come out of the four walls of our sanctuary
164
561204
2985
09:24
and meet the youth where they were,
165
564189
1679
Ve onları içeri getirmenin yollarını aramak yerine
09:25
and not try to figure out how to bring them in.
166
565868
3457
onların bulunduğu yere gitmek gerekiyordu.
09:29
And so we decided to walk together,
167
569735
2704
Ve böylece beraber yürüme kararı aldık
09:32
and we would get together
168
572439
1981
ve şehrin
09:34
in one of the most dangerous neighborhoods in the city
169
574420
2732
en tehlikeli mahallelerinden birinde
09:37
on a Friday night and on a Saturday night
170
577152
2415
Cuma ve Cumartesi geceleri saat 10'da
09:39
at 10 p.m.,
171
579567
1962
bir araya gelir
09:41
and we would walk until 2 or 3 in the morning.
172
581529
2861
ve sabah 2 veya 3'e kadar yürürdük.
09:44
I imagine we were quite the anomaly when we first started walking.
173
584390
3222
Düşünüyorum da ilk yürümeye başladığımızda oldukça anormaldik.
09:47
I mean, we weren't drug dealers.
174
587612
2322
Yani, biz uyuşturucu taciri değildik.
09:49
We weren't drug customers.
175
589934
1875
Uyuşturucu müşterisi değildik.
09:51
We weren't the police. Some of us would have collars on.
176
591809
2757
Polis değildik. Kimisinin yakalığı üzerindeydi.
09:54
It was probably a really odd thing.
177
594566
2577
Muhtemelen gerçekten garip bir şeydi.
09:57
But they started speaking to us after a while,
178
597143
3204
Fakat bir süre sonra bizimle konuşmaya başladılar
10:00
and what we found out is that
179
600347
1927
ve gördük ki
10:02
while we were walking, they were watching us,
180
602274
3689
biz yürürken bizi izliyorlardı
10:05
and they wanted to make sure of a couple of things:
181
605963
2537
birkaç şeyden emin olmak istiyorlardı:
10:08
that number one, we were going to be consistent in our behavior,
182
608500
5171
birincisi, davranışlarımızda tutarlı olacaktık,
10:13
that we would keep coming out there;
183
613671
1713
yani oraya gitmeye devam edecektik
10:15
and then secondly, they had wanted to make sure
184
615384
2191
ve ikincisi, oraya onları
10:17
that we weren't out there to exploit them.
185
617575
2555
istismar etmek için gitmediğimizden emin olmak istiyorlardı.
10:20
Because there was always somebody who would say,
186
620130
2280
Çünkü sürekli birileri gelip
10:22
"We're going to take back the streets,"
187
622410
1864
"Sokakları geri kazanacağız" diyorlardı
10:24
but they would always seem to have a television camera with them,
188
624274
3124
fakat beraberlerinde daima bir kamera
10:27
or a reporter,
189
627398
1833
veya bir muhabir vardı
10:29
and they would enhance their own reputation
190
629231
2508
ve kendi itibarlarını artırıyorlardı
10:31
to the detriment of those on the streets.
191
631739
2507
sokaktakilere zarar vermek pahasına.
10:34
So when they saw that we had none of that,
192
634246
2555
Ve bizim bunlardan hiçbiri olmadığımızı görünce
10:36
they decided to talk to us.
193
636801
2309
bizimle konuşmaya karar verdiler.
10:39
And then we did an amazing thing for preachers.
194
639400
3855
Daha sonra vaizler için şaşırtıcı bir şey yaptık.
10:43
We decided to listen and not preach.
195
643255
4097
Vaaz etmeye değil de dinlemeye karar verdik.
10:47
Come on, give it up for me.
196
647352
1871
Hadi, alkış istiyorum.
10:49
(Laughter) (Applause)
197
649223
3459
(Gülüşmeler) (Alkışlar)
10:52
All right, come on, you're cutting into my time now, okay? (Laughter)
198
652682
4110
Pekala, tamam, zamanım azalıyor. (Gülüşmeler)
10:56
But it was amazing.
199
656792
1820
Ama bu hayret vericiydi.
10:58
We said to them, "We don't know our own communities after 9 p.m. at night,
200
658612
6307
Onlara dedik ki: "Akşam saat 9'dan sonra, akşam 9 ve sabah 5 arasında
11:04
between 9 p.m. and 5 a.m.,
201
664919
2840
toplumumuz ne yapıyor bilmiyoruz
11:07
but you do.
202
667759
1050
ama siz biliyorsunuz.
11:09
You are the subject matter experts, if you will, of that period of time.
203
669389
5162
Bu zaman diliminde, eğer isterseniz, konunun uzmanı sizlersiniz.
11:14
So talk to us. Teach us.
204
674551
2836
Bizimle konuşun. Bize öğretin.
11:17
Help us to see what we're not seeing.
205
677387
2090
Görmediğimiz şeyleri görmemizde bize yardımcı olun.
11:19
Help us to understand what we're not understanding."
206
679477
3785
Anlamadığımız şeyleri anlamada bize yardımcı olun."
11:23
And they were all too happy to do that,
207
683262
2415
Ve hepsi bunu memnuniyetle yaptılar
11:25
and we got an idea of what life on the streets was all about,
208
685677
4759
ve sokaklardaki hayatla ilgili bir fikrimiz oluştu,
11:30
very different than what you see on the 11 o'clock news,
209
690436
3808
11 haberlerinde gördüğünüzden çok daha farklı,
11:34
very different than what is portrayed in popular media and even social media.
210
694244
6236
popüler ve hatta sosyal medyada gösterildiğinden çok daha farklı idi.
11:40
And as we were talking with them,
211
700480
2216
Ve onlarla konuşurken,
11:42
a number of myths were dispelled about them with us.
212
702696
4203
bizimle onlar hakkındaki birkaç efsane de çürüdü.
11:46
And one of the biggest myths was that these kids were cold and heartless
213
706899
6677
En büyük efsanelerden biri bu çocukların soğuk ve kalpsiz
11:53
and uncharacteristically bold in their violence.
214
713576
3864
ve şiddetlerinde görülmedik şekilde cesur olduklarıydı.
11:57
What we found out was the exact opposite.
215
717440
3297
Gördüğümüz şey ise tam tersiydi.
12:00
Most of the young people who were out there on the streets
216
720737
2740
Sokaklarda olan genç insanların çoğu
12:03
are just trying to make it on the streets.
217
723477
3065
sokaklarda hayatta kalmaya çalışıyor.
12:06
And we also found out
218
726542
1950
Ve ayrıca gördük ki
12:08
that some of the most intelligent and creative
219
728492
3560
karşılaştığımız en akıllı ve yaratıcı
12:12
and magnificent and wise
220
732052
6927
ve fevkalade ve mahir
12:18
people that we've ever met
221
738979
2493
insanların bazıları
12:21
were on the street, engaged in a struggle.
222
741472
4185
sokaklardaydı, bir mücadelenin içindeydi.
12:26
And I know some of them call it survival, but I call them overcomers,
223
746247
4143
Onlardan bazıları buna hayatta kalma diyor fakat ben onlara mücadeleci diyorum
12:30
because when you're in the conditions that they're in,
224
750390
3040
çünkü onların bulunduğu durumda olunca,
12:33
to be able to live every day is an accomplishment of overcoming.
225
753430
5179
yaşadığınız her gün bir mücadele başarısıdır.
12:39
And as a result of that, we said to them,
226
759669
2154
Ve sonuç olarak, onlara şöyle dedik:
12:41
"How do you see this church, how do you see this institution
227
761823
3448
"Bu duruma yardım eden bu kiliseyi nasıl görüyorsunuz,
12:45
helping this situation?"
228
765271
3041
bu kurumu nasıl görüyorsunuz?"
12:48
And we developed a plan in conversation with these youths.
229
768312
3808
Bu gençlerle yaptığımız konuşmalardan hareketle bir plan geliştirdik.
12:52
We stopped looking at them as the problem to be solved,
230
772610
4154
Onlara çözülmesi gereken bir problem olarak bakmayı bıraktık
12:56
and we started looking at them as partners, as assets,
231
776764
5178
ve onlara bir ortak, bir servet,
13:01
as co-laborers in the struggle to reduce violence in the community.
232
781942
5712
toplumdaki şiddeti azaltmak için mücadele içinde olan emekçiler olarak bakmaya başladık.
13:07
Imagine developing a plan,
233
787654
2182
Bir plan geliştirdiğinizi düşünün,
13:09
you have one minister at one table and a heroin dealer at the other table,
234
789836
5109
masanın bir ucunda bir rahip ve diğer ucunda da uyuşturucu taciri,
13:14
coming up with a way in which the church can help the entire community.
235
794945
5472
kilisenin toplumun tamamına yardım edebileceği bir yol arıyor.
13:21
The Boston Miracle was about bringing people together.
236
801510
4278
Boston Mucizesi insanları bir araya getirmekti.
13:25
We had other partners.
237
805788
1857
Başka ortaklarımız vardı.
13:27
We had law enforcement partners.
238
807645
1603
Emniyet gücü ortağımızdı.
13:29
We had police officers.
239
809248
2912
Polis memurlar vardı.
13:32
It wasn't the entire force,
240
812160
2150
Tamamı değildi
13:34
because there were still some who still had that lock-'em-up mentality,
241
814310
4690
çünkü bazılarında hâlâ içeri tıkma zihniyeti vardı.
13:39
but there were other cops
242
819000
2136
Fakat başka polisler de vardı.
13:41
who saw the honor in partnering with the community,
243
821136
5085
Toplumla ortak olmayı onur addeden,
13:46
who saw the responsibility from themselves
244
826221
3186
toplumdaki şiddeti azaltma adına
13:49
to be able to work as partners with community leaders and faith leaders
245
829407
6553
inanç ve toplum liderleriyle ortak çalışabilme sorumluluğunu
13:55
in order to reduce violence in the community.
246
835960
2530
kendilerinde gören polisler.
13:58
Same with probation officers,
247
838490
2451
Aynı şekilde gözetim memurları,
14:00
same with judges,
248
840941
1881
hakimler,
14:02
same with folks who were up that law enforcement chain,
249
842822
3738
emniyet teşkilatı zincirinde elini taşın altına koyanlar.
14:06
because they realized, like we did,
250
846560
2183
Çünkü onlar da bizim gibi
14:08
that we'll never arrest ourselves out of this situation,
251
848743
3692
kendimizi bu olayın dışında tutamayacağımızı,
14:12
that there will not be enough prosecutions made,
252
852435
5879
ceza davaları açılarak,
14:18
and you cannot fill these jails up enough
253
858314
5448
hapishaneleri ağzına kadar doldurarak
14:23
in order to alleviate the problem.
254
863762
3185
bu problemin çözülemeyeceğini fark ettiler.
14:27
I helped to start an organization
255
867897
3740
Bir organizasyonun başlamasına yardım ettim,
14:31
20 years ago, a faith-based organization, to deal with this issue.
256
871637
4806
bu sorunla başa çıkma adına, 20 yıl önce, inanç tabanlı bir organizasyon.
14:36
I left it about four years ago
257
876443
3297
Dört yıl kadar önce ayrıldım
14:39
and started working in cities across the United States,
258
879740
3100
ve Birleşik Devletler çapında şehirlerde çalışmaya başladım.
14:42
19 in total,
259
882840
1939
Toplamda 19
14:44
and what I found out was that in those cities,
260
884779
2820
ve bu şehirlerde gördüğüm şey,
14:47
there was always this component of community leaders
261
887599
4830
toplum liderlerinin etkisiydi.
14:52
who put their heads down and their nose to the grindstone,
262
892429
4295
Başını eğip harıl harıl çalışan,
14:56
who checked their egos at the door
263
896724
2966
egolarını kapıda bırakan
14:59
and saw the whole as greater than the sum of its parts,
264
899690
3257
ve bir bütünü, parçalarının toplamından daha büyük gören
15:02
and came together and found ways to work with youth out on the streets,
265
902947
5619
ve bir araya gelerek sokaklardaki gençlerle çalışmanın yollarını arayan,
15:08
that the solution is not more cops,
266
908566
4783
çözümün daha fazla polis değil
15:13
but the solution is mining the assets that are there in the community,
267
913349
5294
toplumda yer alan değerleri ortaya çıkarmak,
15:18
to have a strong community component
268
918643
3738
şiddeti azaltma etrafında işbirliği için
15:22
in the collaboration around violence reduction.
269
922381
4992
sağlam bir toplum bileşenine sahip olmak olduğunu düşünen liderler.
15:27
Now, there is a movement in the United States
270
927373
4332
Şu an, Birleşik Devletlerde daha iyi bir toplum olmamız için
15:31
of young people who I am very proud of who are dealing with the structural issues
271
931705
6594
değişmesi gereken yapısal meselelerle uğraşan
15:38
that need to change if we're going to be a better society.
272
938299
4457
gurur duyduğum gençlerin oluşturduğu bir hareket var.
15:42
But there is this political ploy to try to pit police brutality
273
942756
4899
Fakat siyasi bir hile ile polis barbarlığını
15:47
and police misconduct against black-on-black violence.
274
947655
5038
ve polis suistimalini siyahın siyaha şiddeti ile örtmeye çalışıyorlar.
15:52
But it's a fiction.
275
952693
1904
Fakat bu bir kurgu.
15:54
It's all connected.
276
954597
2020
Hepsi bağlantılı.
15:56
When you think about decades of failed housing policies
277
956617
4714
Onlarca yıl süren başarısız konut politikalarını
16:01
and poor educational structures,
278
961331
3877
ve zayıf eğitim yapılarını düşünürseniz,
16:05
when you think about persistent unemployment
279
965208
3274
toplumdaki sürekli işsizliği
16:08
and underemployment in a community,
280
968482
2878
ve eksik istihdamı düşünürseniz,
16:11
when you think about poor healthcare,
281
971360
2764
zayıf sağlık hizmetini düşünürseniz,
16:14
and then you throw drugs into the mix
282
974124
3176
ve sonra ortaya uyuşturucuyu
16:17
and duffel bags full of guns,
283
977300
2048
ve silahlarla dolu spor çantalarını atarsanız
16:19
little wonder that you would see this culture of violence emerge.
284
979348
5434
şiddet kültürünün ortaya çıktığını görmeniz sürpriz olmaz.
16:24
And then the response that comes from the state is more cops
285
984782
4358
Ve sonra devletten gelen tepki de daha fazla polis
16:29
and more suppression of hot spots.
286
989140
3156
ve sıcak noktalara daha fazla baskı olur.
16:32
It's all connected,
287
992296
2266
Hepsi bağlantılı
16:34
and one of the wonderful things that we've been able to do
288
994562
3778
ve yapabildiğimiz en harika şeylerden biri de
16:38
is to be able to show the value of partnering together --
289
998340
5133
şiddeti azaltmak için toplum, emniyet teşkilatı,
16:43
community, law enforcement, private sector, the city --
290
1003473
5566
özel sektör ve şehir olarak ortak çalışmanın değerini
16:49
in order to reduce violence.
291
1009039
1388
göstermek oldu.
16:50
You have to value that community component.
292
1010427
3637
Toplum bileşenine değer vermelisiniz.
16:54
I believe that we can end the era of violence in our cities.
293
1014534
6106
İnanıyorum ki şehirlerimizdeki şiddet çağını sona erdirebiliriz.
17:01
I believe that it is possible and that people are doing it even now.
294
1021154
5334
İnanıyorum ki bu mümkün ve bu insanlar şimdi bunu yapıyor.
Fakat yardımınıza ihtiyacım var.
17:07
But I need your help.
295
1027144
1353
17:09
It can't just come from folks who are burning themselves out
296
1029537
4649
Sadece toplum için kendini feda eden insanlar
17:14
in the community.
297
1034186
1558
yeterli değil.
17:15
They need support. They need help.
298
1035744
2998
Desteğe ihtiyaçları var. Yardıma ihtiyaçları var.
17:18
Go back to your city.
299
1038742
1938
Şehrinize geri dönün.
17:20
Find those people.
300
1040680
1579
O insanları bulun.
17:22
"You need some help? I'll help you out."
301
1042259
2717
"Yardım lazım mı? Sana yardım edeceğim."
17:24
Find those people. They're there.
302
1044976
3204
O insanları bulun. Onlar orada.
17:28
Bring them together with law enforcement, the private sector, and the city,
303
1048180
5357
Onları şehirdeki şiddeti azaltma amacı ile emniyet teşkilatı, özel sektör
17:33
with the one aim of reducing violence,
304
1053537
2863
ve şehir ile bir araya getirin
17:36
but make sure that that community component is strong.
305
1056400
3946
ama toplum bileşeninin sağlam olduğundan emin olun.
17:40
Because the old adage that comes from Burundi is right:
306
1060346
3321
Çünkü eski bir Burundi atasözü çok doğru:
17:43
that you do for me, without me, you do to me.
307
1063667
7743
Bana sormadan benim için yaptığın şeyi, bana karşı yaparsın.
17:51
God bless you. Thank you.
308
1071410
2125
Tanrı sizi kutsasın. Teşekkür ederim.
17:53
(Applause)
309
1073535
4000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7