Every day you live, you impact the planet | Jane Goodall

91,076 views ・ 2020-08-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
Chris Anderson: Dr. Jane Goodall, welcome.
0
13750
2042
Chris Anderson: Dr. Jane Goodall, hoş geldiniz.
00:16
Jane Goodall: Thank you,
1
16875
1268
Jane Goodall: Teşekkürler
00:18
and I think, you know, we couldn't have a complete interview
2
18167
3934
ve öyle sanıyorum ki bunun tam bir röportaj olabilmesi için
00:22
unless people know Mr. H is with me,
3
22125
2143
insanlar, Mr. H'nin de burada olduğunu bilmeli
00:24
because everybody knows Mr. H.
4
24292
2125
çünkü herkes Mr. H'yi tanıyor.
00:28
CA: Hello, Mr. H.
5
28083
1542
CA: Selam, Mr. H.
00:30
In your TED Talk 17 years ago,
6
30667
2267
Bundan 17 yıl önceki TED konuşmanızda
00:32
you warned us about the dangers of humans crowding out the natural world.
7
32958
5726
doğal dünyayı kalabalık hale getirmemizin tehlikelerini anlattın.
00:38
Is there any sense in which you feel
8
38708
1851
Sence şu anki pandemi süreci
00:40
that the current pandemic is kind of, nature striking back?
9
40583
3893
doğanın karşı savaşı olabilir mi?
00:44
JG: It's very, very clear that these zoonotic diseases,
10
44500
5059
JG: Şurası oldukça net, tüm bu zoonotik hastalıklar,
00:49
like the corona and HIV/AIDS
11
49583
4935
koronavirüs ve HIV/AIDS
00:54
and all sorts of other diseases that we catch from animals,
12
54542
4351
ve hayvanlardan bulaşan tüm diğer tür hastalıklar,
00:58
that's partly to do with destruction of the environment,
13
58917
3142
kısmen doğanın yok edilmesiyle ilgili.
01:02
which, as animals lose habitat, they get crowded together
14
62083
3976
Hayvanlar yaşam alanlarını kaybediyor, kalabalıklaşıyorlar
01:06
and sometimes that means that a virus from a reservoir species,
15
66083
4268
ve bazen bunun sonucunda reservuarda olan bir türe ait bir virüs,
01:10
where it's lived harmoniously for maybe hundreds of years,
16
70375
3059
ki bu tür belki de yüzlerce yıl uyum içinde yaşadı,
01:13
jumps into a new species,
17
73458
2018
başka bir türe geçiş yapıyor.
01:15
then you also get animals being pushed into closer contact with humans.
18
75500
5143
Sonra da hayvanlar insanlarla daha da yakın temasa itiliyor.
01:20
And sometimes one of these animals that has caught a virus can --
19
80667
5976
Virüs kapmış olan bu hayvanlardan biri
01:26
you know, provides the opportunity for that virus to jump into people
20
86667
4226
bu virüsü insanlara aktarma fırsatı yakalıyor,
01:30
and create a new disease, like COVID-19.
21
90917
4059
bunun da sonucu COVID-19 gibi yeni bir hastalık.
01:35
And in addition to that,
22
95000
2018
Buna ek olarak
01:37
we are so disrespecting animals.
23
97042
2809
Son derece saygısız bir türüz.
01:39
We hunt them,
24
99875
1643
Hayvanları avlıyoruz,
01:41
we kill them, we eat them,
25
101542
2309
öldürüyoruz, yiyoruz,
01:43
we traffic them,
26
103875
1518
satışını yapıyoruz,
01:45
we send them off to the wild-animal markets
27
105417
6392
onları vahşi hayvan pazarlarına gönderiyoruz,
01:51
in Asia,
28
111833
1268
Asya'ya,
01:53
where they're in terrible, cramped conditions, in tiny cages,
29
113125
3309
küçücük kafeslerde sıkışık ve korkunç koşullarda yaşıyorlar.
01:56
with people being contaminated with blood and urine and feces,
30
116458
4310
Bu hayvanların kanı, idrarı ve dışkısı insanlara bulaşıyor,
02:00
ideal conditions for a virus to spill from an animal to an animal,
31
120792
4642
bunlar da bir virüsün hayvandan hayvana ya da insana geçişi için ideal şartlar.
02:05
or an animal to a person.
32
125458
1726
02:07
CA: I'd love to just dip backwards in time for a bit,
33
127208
4268
CA: Bunun öncesinde biraz geçmişe gitmek istiyorum.
02:11
because your story is so extraordinary.
34
131500
1893
Çünkü geçmişin harikulade.
02:13
I mean, despite the arguably even more sexist attitudes of the 1960s,
35
133417
4101
1960'ların cinsiyetçi tavırlarına rağmen
02:17
somehow you were able to break through
36
137542
2726
bir şekilde zorlukları aşabildin
02:20
and become one of the world's leading scientists,
37
140292
3351
ve dünyanın önce gelen bilim insanlarından birine dönüştün,
02:23
discovering this astonishing series of facts about chimpanzees,
38
143667
3517
şempanzelerle ilgili inanılmaz şeyler keşfettin;
02:27
such as their tool use and so much more.
39
147208
3060
onların alet kullanımı ve daha da fazlası.
02:30
What was it about you, do you think,
40
150292
2601
Böylesi bir çığır açabilmen nasıl gerçekleşti?
02:32
that allowed you to make such a breakthrough?
41
152917
3059
02:36
JG: Well, the thing is, I was born loving animals,
42
156000
3226
JG: Hayvanları severek doğdum.
02:39
and the most important thing was, I had a very supportive mother.
43
159250
3143
En önemlisi de çok destekçi bir annem vardı.
02:42
She didn't get mad when she found earthworms in my bed,
44
162417
2642
Yatağımda solucanlar bulduğunda bana kızmazdı,
02:45
she just said they better be in the garden.
45
165083
2476
sadece onları bahçeye çıkarmamı söylerdi.
02:47
And she didn't get mad when I disappeared for four hours
46
167583
2726
Dört saat boyunca ortadan kaybolduğumda
02:50
and she called the police, and I was sitting in a hen house,
47
170333
2935
polisi aradıktan sonra beni tavuk kümesinde bulunca kızmazdı
02:53
because nobody would tell me where the hole was where the egg came out.
48
173292
3476
çünkü kimse bana yumurtanın nereden çıktığını söylemiyordu.
02:56
I had no dream of being a scientist,
49
176792
2267
Bilim insanı olmak gibi bir hayalim yoktu
02:59
because women didn't do that sort of thing.
50
179083
2393
çünkü zamanımda bu, kadınlara göre bir şey değildi.
03:01
In fact, there weren't any man doing it back then, either.
51
181500
3226
Aslında o zamanlar pek erkeklere göre de değildi.
03:04
And everybody laughed at me except Mom,
52
184750
1934
Annem dışında herkes bana gülüyordu,
03:06
who said, "If you really want this, you're going to have to work awfully hard,
53
186708
3685
''Bunu gerçekten istiyorsan çok çok çalışman gerek'' diyordu annem,
03:10
take advantage of every opportunity,
54
190417
1726
''Her fırsatı kullan,
03:12
if you don't give up, maybe you'll find a way."
55
192167
2226
eğer vazgeçmezsen, bir yolunu bulursun.''
03:14
CA: And somehow, you were able to kind of, earn the trust of chimpanzees
56
194417
4101
CA: Belki de kimsenin yapamadığı şekilde şempanzelerin güvenini kazandın.
03:18
in the way that no one else had.
57
198542
3750
03:23
Looking back, what were the most exciting moments that you discovered
58
203167
4642
Geriye baktığında keşfettiğin en önemli anlar nelerdi?
03:27
or what is it that people still don't get about chimpanzees?
59
207833
3584
İnsanların hâlâ şempanzelerle ilgili anlamadıkları şeyler neler?
03:32
JG: Well, the thing is, you say, "See things nobody else had,
60
212333
3976
JG: Az önce dedin ki ''Kimsenin yapamadığı şekilde
03:36
get their trust."
61
216333
1268
güvenlerini kazanmak.''
03:37
Nobody else had tried.
62
217625
1601
Hiç kimse denemedi ki.
03:39
Quite honestly.
63
219250
1768
Hakikaten öyle.
03:41
So, basically, I used the same techniques
64
221042
4976
Benim de yaptığım, temel olarak
03:46
that I had to study the animals around my home when I was a child.
65
226042
4559
küçükken evimin çevresindeki hayvanlarla kullandığım aynı teknikleri kullanmaktı.
03:50
Just sitting, patiently,
66
230625
1559
Sabırla bekleyerek,
03:52
not trying to get too close too quickly,
67
232208
2435
fevri bir şekilde yakınlaşmamaya çalışarak
03:54
but it was awful, because the money was only for six months.
68
234667
4559
ama çok kötüydü çünkü yalnızca altı aylık fon almıştım.
03:59
I mean, you can imagine how difficult to get money
69
239250
2351
Bunun ne kadar zor olduğunu tahmin ediyorsunuzdur;
04:01
for a young girl with no degree,
70
241625
2018
lisans derecesi olmayan bir genç kız
04:03
to go and do something as bizarre as sitting in a forest.
71
243667
3767
ormanda oturmuş tuhaf bir şeyler yapıyor.
04:07
And you know, finally,
72
247458
1476
Sonunda Amerikalı bir hayırsever altı aylık para yardımı yaptı.
04:08
we got money for six months from an American philanthropist,
73
248958
4018
04:13
and I knew with time I'd get the chimps' trust,
74
253000
3934
Zamanla şempanzelerin güvenini kazanacağımı biliyordum,
04:16
but did I have time?
75
256958
1518
peki zamanım var mıydı?
04:18
And weeks became months and then finally, after about four months,
76
258500
4518
Haftalar aylara dönüştü ve sonunda, dört ay kadar sonra
04:23
one chimpanzee began to lose his fear,
77
263042
2767
bir şempanze korkusunu yenmeye başladı.
04:25
and it was he that on one occasion I saw --
78
265833
3101
Daha önce de fark ettiğim bir şempanzeydi.
04:28
I still wasn't really close, but I had my binoculars --
79
268958
3185
Çok yakınında değildm ama dürbünümle gözlem yapıyordum --
04:32
and I saw him using and making tools to fish for termites.
80
272167
5142
Termitleri yakalamak için alet yaparken ve kullanırken görmüştüm.
04:37
And although I wasn't terribly surprised,
81
277333
2810
Aslında öyle çok şaşırmamıştım
04:40
because I've read about things captive chimps could do --
82
280167
3976
çünkü yakalanan şempanzelerin neler yapabildiğini okumuştum --
04:44
but I knew that science believed
83
284167
2017
ancak biliyordum ki bilime göre
04:46
that humans, and only humans, used and made tools.
84
286208
3351
yalnızca ve yalnızca insanlar alet yapıp kullanabiliyordu.
04:49
And I knew how excited [Dr. Louis] Leakey would be.
85
289583
3226
Dr. Leakey'nin bunu öğrenince nasıl heyecanlanacağını düşündüm.
04:52
And it was that observation
86
292833
1726
İşte bu gözlem
04:54
that enabled him to go to the National Geographic,
87
294583
3060
onun National Geographic'e gitmesine olanak sağladı
04:57
and they said, "OK, we'll continue to support the research,"
88
297667
4059
ve onlar da bu araştırmayı desteklemeye devam edeceklerini söylediler.
05:01
and they sent Hugo van Lawick, the photographer-filmmaker,
89
301750
4143
Fotoğrafçı ve film yapımcısı Hugo van Lawick'i gönderdiler,
05:05
to record what I was seeing.
90
305917
2642
gördüklerimi çekecekti.
05:08
So a lot of scientists didn't want to believe the tool-using.
91
308583
4435
Yani pek çok bilim insanı bu alet kullanma işine inanmak istemedi.
05:13
In fact, one of them said I must have taught the chimps.
92
313042
3059
Hatta bir tanesi dedi ki onlara bunu ben öğretmişim.
05:16
(Laughter)
93
316125
1893
(Kahkahalar)
05:18
Since I couldn't get near them, it would have been a miracle.
94
318042
2892
Yakınlarına gidemediğim için bu ancak bir mucize olurdu.
05:20
But anyway, once they saw Hugo's film
95
320958
2601
Neyse, Hugo'nun filmini görünce
05:23
and that with all my descriptions of their behavior,
96
323583
4435
ve anlattığım davranışlarını görünce
05:28
the scientists had to start changing their minds.
97
328042
3309
bilim insanları fikirlerini değiştirmeye başladılar.
05:31
CA: And since then, numerous other discoveries
98
331375
2643
CA: O zamandan beri insanların inanamayacağı ölçüde
05:34
that placed chimpanzees much closer to humans than people cared to believe.
99
334042
4559
onları bize çok daha yakınlaştıran keşifler oldu.
05:38
I think I saw you say at one point that they have a sense of humor.
100
338625
3351
Sanırım bir keresinde mizah anlayışları olduğunu söylemiştin.
05:42
How have you seen that expressed?
101
342000
2684
Böyle bir şeye nasıl tanık oldun?
05:44
JG: Well, you see it when they're playing games,
102
344708
4226
JG: Oyun oynarlarken,
05:48
and there's a bigger one playing with a little one,
103
348958
2435
daha büyük bir tanesi küçük bir tanesiyle oynuyorsa,
05:51
and he's trailing a vine around a tree.
104
351417
2392
büyük olan ağaçtan bir dal sarkıtıyor.
05:53
And every time the little one is about to catch it,
105
353833
2851
Küçük olan bunu her yakalamaya çalıştığında
05:56
the bigger one pulls it away,
106
356708
1976
büyük olan geri çekiyor
05:58
and the little one starts crying
107
358708
1768
ve küçük olan ağlamaya başlıyor,
06:00
and the big one starts laughing.
108
360500
1768
büyük olan da gülmeye.
06:02
So, you know.
109
362292
1458
Öyle işte.
06:06
CA: And then, Jane, you observed something much more troubling,
110
366417
5392
CA: Daha da rahatsız edici bir şey gözlemledin,
06:11
which was these instances of chimpanzee gangs,
111
371833
4726
şempanze çeteleri,
06:16
tribes, groups, being brutally violent to each other.
112
376583
6101
kabileleri, grupları birbirlerine aşırı vahşi davranıyorlar.
06:22
I'm curious how you process that.
113
382708
3643
Bunu nasıl yorumladığını merak ediyorum.
06:26
And whether it made you, kind of,
114
386375
3226
Bu durum, biz insanlar için üzülmene yol açmış olabilir,
06:29
I don't know, depressed about us, we're close to them,
115
389625
2524
onlara yakınız,
06:32
did it make you feel that violence is irredeemably
116
392173
3803
sence bu şiddet eğilimi tüm büyük apeler için kaçınılmaz mı?
06:36
part of all the great apes, somehow?
117
396000
3375
06:40
JG: Well, it obviously is.
118
400375
2601
JG: Görünen o ki evet.
06:43
And my first encounter with human, what I call evil,
119
403000
4643
Benim insan türüyle ilk karşılaşmam, ki ben buna şeytani diyorum,
06:47
was the end of the war
120
407667
1642
savaşın sonuydu
06:49
and the pictures from the Holocaust.
121
409333
2768
ve Soykırım'a dair fotoğraflar vardı.
06:52
And you know, that really shocked me.
122
412125
2601
Bu beni gerçekten şok etmişti.
06:54
That changed who I was.
123
414750
1268
Benliğim değişmişti.
06:56
I was 10, I think, at the time.
124
416042
2309
Sanırım o zaman 10 yaşındaydım.
06:58
And when the chimpanzees,
125
418375
2476
Şempanzelerde de bu karanlık, acımasız yan olsa da
07:00
when I realized they have this dark, brutal side,
126
420875
3143
07:04
I thought they were like us but nicer.
127
424042
2517
Bizim gibi ama bizden daha nazik olduklarını düşünürdüm.
07:06
And then I realized they're even more like us
128
426583
2560
Sonra fark ettim ki
sandığımdan daha çok benziyorlar bize.
07:09
than I had thought.
129
429167
1517
07:10
And at that time, in the early '70s,
130
430708
3976
O zamanlar, 70'li yılların başıydı
07:14
it was very strange,
131
434708
1268
ve tuhaf bir durum vardı,
07:16
aggression, there was a big thing
132
436000
1601
agresifliğin doğuştan mı yoksa öğrenilmiş mi olduğuna dair konuşmalar.
07:17
about, is aggression innate or learned.
133
437625
4101
07:21
And it became political.
134
441750
2684
Sonra konu siyasi bir hâl aldı.
07:24
And it was, I don't know, it was a very strange time,
135
444458
3435
Çok tuhaf zamanlardı
07:27
and I was coming out, saying,
136
447917
1642
ve ben de şunu söylemiştim:
07:29
"No, I think aggression is definitely
137
449583
2560
''Hayır, agresiflik kesinlikle kalıtımlı davranışlarımızın bir parçası.''
07:32
part of our inherited repertoire of behaviors."
138
452167
4101
07:36
And I asked a very respected scientist what he really thought,
139
456292
5642
Çok saygıdeğer bir bilim insanına gerçekten ne düşündüğünü sordum
07:41
because he was coming out on the clean slate,
140
461958
2393
çünkü hiç kuşkusuz agresifliğin öğrenilmiş olduğunu savunuyordu
07:44
aggression is learned,
141
464375
1476
07:45
and he said, "Jane, I'd rather not talk about what I really think."
142
465875
4143
ve bana dedi ki ''Jane, gerçekten ne düşündüğümü konuşmak istemiyorum.''
07:50
That was a big shock as far as science was concerned for me.
143
470042
3875
Bilim açısından bu benim için büyük bir şoktu.
07:54
CA: I was brought up to believe a world of all things bright and beautiful.
144
474792
4559
CA: Bana büyürken dünyadaki her güzel şeye inanmam öğretildi.
07:59
You know, numerous beautiful films of butterflies and bees and flowers,
145
479375
5518
Sınırsız sayıda çiçekler böcekler,
08:04
and you know, nature as this gorgeous landscape.
146
484917
2934
bu muhteşem görünümlü doğa.
08:07
And many environmentalists often seem to take the stance,
147
487875
6018
Çoğu çevreci de genellikle aynı tutumu sergiliyor,
08:13
"Yes, nature is pure, nature is beautiful, humans are bad,"
148
493917
4142
''Evet, doğa saf ve çok güzel. İnsanlar kötü ama.''
08:18
but then you have the kind of observations that you see,
149
498083
2643
Sonra senin yaptığın türden bir gözlem yapınca,
08:20
when you actually look at any part of nature in more detail,
150
500750
2851
doğanın herhangi bir parçasına detaylı bir inceleme yapınca
08:23
you see things to be terrified by, honestly.
151
503625
2351
korkunç şeyler olduğunu da görüyorsun.
08:26
What do you make of nature, how do you think of it,
152
506000
2393
Senin doğaya bakış açın nasıl?
08:28
how should we think of it?
153
508417
2434
Bizim bakış açımız nasıl olmalı?
08:30
JG: Nature is, you know,
154
510875
1976
JG: Evrimin tüm spektrumunu düşününce
08:32
I mean, you think of the whole spectrum of evolution,
155
512875
3934
08:36
and there's something about going to a pristine place,
156
516833
3685
ve el değmemiş topraklara gidince,
08:40
and Africa was very pristine when I was young.
157
520542
4601
Afrika da ben küçükken hiç bozulmamıştı.
08:45
And there were animals everywhere.
158
525167
2934
Hayvanlar her yerdeydi.
08:48
And I never liked the fact that lions killed,
159
528125
3893
Aslanların öldürücü olması hiç hoşuma gitmemişti,
08:52
they have to, I mean, that's what they do,
160
532042
2517
ama öldürmek zorundalar.
08:54
if they didn't kill animals, they would die.
161
534583
3810
Öldürmezlerse kendiler ölecek.
08:58
And the big difference between them and us, I think,
162
538417
3684
Bence onlarla bizim aramızdaki büyük fark,
09:02
is that they do what they do because that's what they have to do.
163
542125
5893
onlar mecbur oldukları için bunu yapıyorlar.
09:08
And we can plan to do things.
164
548042
3351
Ama biz planlıyoruz.
09:11
Our plans are very different.
165
551417
1767
Bizim planlarımız bir hayli farklı.
09:13
We can plan to cut down a whole forest,
166
553208
4018
Koca bir ormanı yok etmeyi planlayabiliriz
09:17
because we want to sell the timber,
167
557250
2476
çünkü odun satmak istiyoruz
09:19
or because we want to build another shopping mall,
168
559750
2351
veya başka bir AVM inşa etmek istiyoruz,
09:22
something like that.
169
562125
1268
bunun gibi şeyler.
09:23
So our destruction of nature and our warfare,
170
563417
4726
Yani bizim doğayı yıkışımız ve savaşlarımızı düşününce
09:28
we're capable of evil because we can sit comfortably
171
568167
3809
biz kötülük yapabiliyoruz çünkü oturduğumuz yerden
09:32
and plan the torture of somebody far away.
172
572000
2934
çok uzaktaki birine eziyet etmeyi planlayabiliyoruz.
09:34
That's evil.
173
574958
1268
İşte bu kötülük.
09:36
Chimpanzees have a sort of primitive war,
174
576250
3643
Şempanzelerin ilkel bir savaşı var
09:39
and they can be very aggressive,
175
579917
1559
ve çok saldırgan olabilirler
09:41
but it's of the moment.
176
581500
1393
ama bunlar anlık.
09:42
It's how they feel.
177
582917
1476
Hissettikleriyle ilgili.
09:44
It's response to an emotion.
178
584417
2392
Bir duyguya tepki veriyorlar.
09:46
CA: So your observation of the sophistication of chimpanzees
179
586833
3643
CA: Yani şempanzelerin sofistike hayatına dair gözlemlerin
09:50
doesn't go as far as what some people would want to say
180
590500
3393
kimi insanların bunun bir tür insani süper güç olduğunu savunmasından
09:53
is the sort of the human superpower,
181
593917
1726
daha öteye gitmiyor,
09:55
of being able to really simulate the future in our minds in great detail
182
595667
5934
yani geleceği ayrıntıyla akıllarında tasvir edebilmek
10:01
and make long-term plans.
183
601625
2768
ve uzun vadeli planlar yapmak.
10:04
And act to encourage each other to achieve those long-term plans.
184
604417
5351
Ve birbirlerini bu uzun vadeli planları gerçekleştirmek için teşvik etmek.
10:09
That that feels, even to someone who spent so much time with chimpanzees,
185
609792
3434
Şempanzelerle bu kadar zaman geçiren biri için bile
10:13
that feels like a fundamentally different skill set
186
613250
3184
bu tamamen farklı bir yetenek seti,
10:16
that we just have to take responsibility for
187
616458
2143
bunun için sorumluluk almalı
10:18
and use much more wisely than we do.
188
618625
2809
ve şu ankinden çok daha akıllıca kullanmamız lazım.
10:21
JG: Yes, and I personally think,
189
621458
1893
JG: Ben şöyle düşünüyorum,
10:23
I mean, there's a lot of discussion about this,
190
623375
2309
buna dair çok tartışma var
10:25
but I think it's a fact that we developed the way of communication
191
625708
3893
ama şu bir gerçek ki kullandığımız iletişim aracını biz kendimiz geliştirdik.
10:29
that you and I are using.
192
629625
1768
10:31
And because we have words,
193
631417
2101
Sözcüklerle iletişim kurduğumuz için...
10:33
I mean, animal communication is way more sophisticated
194
633542
3392
Demek istediğim, hayvan iletişimi sandığımızdan çok daha sofistike.
10:36
than we used to think.
195
636958
1268
10:38
And chimpanzees, gorillas, orangutans
196
638250
1976
Şempanze, goril ve orangutanlar işaret dilini öğrenebiliyorlar.
10:40
can learn human sign language of the Deaf.
197
640250
3458
10:44
But we sort of grow up speaking whatever language it is.
198
644792
5434
Ama biz ana dilimizi konuşarak büyüyoruz.
10:50
So I can tell you about things that you've never heard of.
199
650250
3643
Yani ben sana hiç duymadığın şeyler söyleyebilirim.
10:53
And a chimpanzee couldn't do that.
200
653917
2559
Ama bir şempanze bunu yapamaz.
10:56
And we can teach our children about abstract things.
201
656500
5226
Çocuklarımıza soyut kavramlar öğretebiliyoruz.
11:01
And chimpanzees couldn't do that.
202
661750
1809
Ama şempanzeler bunu yapamaz.
11:03
So yes, chimpanzees can do all sorts of clever things,
203
663583
3685
Evet, şempanzeler bir dizi zekice şey yapabiliyor,
11:07
and so can elephants and so can crows and so can octopuses,
204
667292
4601
filler, kargalar ve ahtapotlar da öyle
11:11
but we design rockets that go off to another planet
205
671917
3601
ama biz başka bir gezegene giden roketler tasarlıyoruz,
11:15
and little robots taking photographs,
206
675542
2559
fotoğraf çeken minik robotlar.
11:18
and we've designed this extraordinary way of you and me talking
207
678125
4768
Dünyanın farklı bölgelerinden konuşmamızı sağlayan
11:22
in our different parts of the world.
208
682917
2142
bu olağanüstü teknolojiyi tasarladık.
11:25
When I was young, when I grew up,
209
685083
1643
Ben gençken, büyürken
11:26
there was no TV, there were no cell phones,
210
686750
2809
TV yoktu, cep telefonları yoktu,
11:29
there was no computers.
211
689583
1851
bilgisayar yoktu.
11:31
It was such a different world,
212
691458
1435
Çok farklı bir dünyaydı.
11:32
I had a pencil, pen and notebook, that was it.
213
692917
3601
Bir kalemim ve defterim vardı, hepsi bu.
11:36
CA: So just going back to this question about nature,
214
696542
2851
CA: Doğayla ilgili bu soruya geri dönersem
11:39
because I think about this a lot,
215
699417
1572
çünkü bunu çok düşünüyorum
11:41
and I struggle with this, honestly.
216
701013
3250
ve kendim de mücadelesini veriyorum.
11:45
So much of your work, so much of so many people who I respect,
217
705208
4185
İşinin büyük kısmı, saygı duyduğum pek çok kişinin büyük kısmı
11:49
is about this passion for trying not to screw up the natural world.
218
709417
6809
doğal dünyayı mahvetmemek için hırsla çabalıyor.
11:56
So is it possible, is it healthy, is it essential, perhaps,
219
716250
2851
Aynı anda doğanın birçok yönünün korkunç olduğunu kabul etmek
11:59
to simultaneously accept that many aspects of nature
220
719125
4851
mümkün mü, sağlıklı mı veya gerekli mi?
12:04
are terrifying,
221
724000
1934
12:05
but also, I don't know, that it's awesome,
222
725958
2893
Ayrıca doğa muhteşem
12:08
and that some of the awesomeness comes from its potential to be terrifying
223
728875
5143
ve bu muhteşemliğin bir kısmı korkutucu potansiyelinden geliyor
12:14
and that it is also just breathtakingly beautiful,
224
734042
4892
ve bu da onu çok daha güzel yapıyor.
12:18
and that we cannot be ourselves, because we are part of nature,
225
738958
3726
Bu biz olamayız çünkü biz de doğanın parçasıyız,
12:22
we cannot be whole
226
742708
2435
peki sence doğayı kucaklayıp onun parçası olmadan bütün olabilir miyiz?
12:25
unless we somehow embrace it and are part of it?
227
745167
4267
12:29
Help me with the language, Jane, on how that relationship should be.
228
749458
4768
İnsan-doğa ilişkisi nasıl olmalı, Jane?
12:34
JG: Well, I think one of the problems is, you know, as we developed our intellect,
229
754250
4101
JG: Sanırım problemlerden biri şu ki biz zekamızı geliştirdikçe
12:38
and we became better and better
230
758375
2643
çevreyi lehimize değiştirme konusunda git gide daha iyi olduk.
12:41
at modifying the environment for our own use,
231
761042
3392
12:44
and creating fields and growing crops
232
764458
2810
Ormanlık olması gereken yerlerde
12:47
where it used to be forest or woodland,
233
767292
3184
Tarlalar oluşturup ürün yetiştirdik,
12:50
and you know, we won't go into that now,
234
770500
2809
şimdi bunu detaylandırmayacağım
12:53
but we have this ability to change nature.
235
773333
3560
ama doğayı değiştirme yeteneğimiz var.
12:56
And as we've moved more into towns and cities,
236
776917
4434
Şehirlere doğru ilerledikçe
13:01
and relied more on technology,
237
781375
3976
teknolojiye daha çok bağlandık,
13:05
many people feel so divorced from the natural world.
238
785375
3601
çok sayıda insan doğal dünyadan koptu.
13:09
And there's hundreds, thousands of children
239
789000
2559
Şehirlerin içinde binlerce çocuk hiç doğanın olmadığı yerlerde büyüyor,
13:11
growing up in inner cities,
240
791583
1726
13:13
where there basically isn't any nature,
241
793333
2726
13:16
which is why this movement now to green our cities is so important.
242
796083
5060
işte bu yüzden şehirlerimizi yeşillendirme hareketi çok önemli.
13:21
And you know, they've done experiments,
243
801167
2351
Bazı denemeler de yapıldı,
13:23
I think it was in Chicago, I'm not quite sure,
244
803542
3267
sanırım Chicago'du, emin değilim,
13:26
and there were various empty lots
245
806833
3060
şehrin çok yabani bir kısmında çeşitli boş araziler vardı.
13:29
in a very violent part of town.
246
809917
3767
13:33
So in some of those areas they made it green,
247
813708
3060
Bu alanların bazılarını yeşillendirdiler,
13:36
they put trees and flowers and things, shrubs in these vacant lots.
248
816792
5017
o boş araziler ağaçlar, çiçekler ve çimlerle dolduruldu.
13:41
And the crime rate went right down.
249
821833
3351
Akabinde suç oranı düştü.
13:45
So then of course, they put trees in the other half.
250
825208
2500
Sonra da diğer yarıyı ağaçlandırdılar.
13:48
So it just shows, and also,
251
828917
1934
Yani görünen ortada,
13:50
there have been studies done showing that children
252
830875
2768
ayrıca bazı çalışmalar gösteriyor ki
13:53
really need green nature for good psychological development.
253
833667
4250
çocukların sağlıklı psikolojik gelişimi için yeşil doğa bir gereklilik.
13:58
But we are, as you say, part of nature
254
838875
3226
Ama dediğin gibi biz de doğanın parçasıyız
14:02
and we disrespect it, as we are,
255
842125
4226
ve şu an ona saygısızlık yapıyoruz.
14:06
and that is so terrible for our children
256
846375
2934
Bu, çocuklarımız için korkunç bir durum,
14:09
and our children's children,
257
849333
1476
onların çocukları için de
14:10
because we rely on nature for clean air, clean water,
258
850833
4018
çünkü temiz hava, temiz su, iklim ve yağmurun düzenlenmesi için
14:14
for regulating climate and rainfall.
259
854875
3559
doğaya ihtiyacımız var.
14:18
Look what we've done, look at the climate crisis.
260
858458
2768
Ne yaptığımıza bir bak, ilkim krizine.
14:21
That's us. We did that.
261
861250
2226
İşte biz buyuz. Bunu biz yaptık.
14:23
CA: So a little over 30 years ago,
262
863500
1684
CA: 30 yıldan biraz uzun bir süre önce
14:25
you made this shift from scientist mainly to activist mainly, I guess.
263
865208
5810
bilim insanından aktivistliğe doğru bir geçiş yaşadın sanırım.
14:31
Why?
264
871042
1250
Niçin?
14:33
JG: Conference in 1986, scientific one, I'd got my PhD by then
265
873333
5476
JG: 1986'da bilimsel bir konferanstaydım, doktoramı da tamamlamıştım
14:38
and it was to find out how chimp behavior differed, if it did,
266
878833
3726
ve konu, şempanze davranışlarının çevrelere göre nasıl değiştiğiydi.
14:42
from one environment to another.
267
882583
1560
14:44
There were six study sites across Africa.
268
884167
2392
Afrika'dan altı araştırma sahası vardı.
14:46
So we thought, let’s bring these scientists together
269
886583
3685
Bu bilim insanları bir araya getirip
14:50
and explore this,
270
890292
1392
bu konuyu araştıralım dendi,
14:51
which was fascinating.
271
891708
1518
bu da harika bir haberdi.
14:53
But we also had a session on conservation
272
893250
2643
Korunmalarına dair bir oturum yaptık
14:55
and a session on conditions in some captive situations
273
895917
3851
ve yakalandıkları takdirde yapılacaklara dair bir oturum yaptık,
14:59
like medical research.
274
899792
2101
tıbbi araştırma gibi.
15:01
And those two sessions were so shocking to me.
275
901917
4267
Bu iki oturum da bende şok etkisi yarattı.
15:06
I went to the conference a a scientist,
276
906208
2560
Konferansa bilim insanı olarak gittim
15:08
and I left as an activist.
277
908792
1559
ve aktivist olarak döndüm.
15:10
I didn't make the decision, something happened inside me.
278
910375
3809
Bir karar vermedim, içimde bir şeyler oldu.
15:14
CA: So you spent the last 34 years
279
914208
3518
CA: Yani son 34 yılı
15:17
sort of tirelessly campaigning for a better relationship
280
917750
2684
doğa ve insan arasındaki ilişkiyi daha iyi kılmak için
15:20
between people and nature.
281
920458
3292
yorulmadan çalışarak geçirdin.
15:24
What should that relationship look like?
282
924667
5083
Bu ilişki sence nasıl olmalı?
15:31
JG: Well, you know, again you come up with all these problems.
283
931000
4809
JG: Yine tüm bu sorunlar baş gösteriyor.
15:35
People have to have space to live.
284
935833
2750
İnsanların yaşamak için alanları olmalı.
15:39
But I think the problem is
285
939625
2101
Ama problem şu ki biz çok varlıklı toplumlara dönüştük,
15:41
that we've become, in the affluent societies,
286
941750
3559
15:45
too greedy.
287
945333
1393
çok açgözlüyüz.
15:46
I mean, honestly, who needs four houses with huge grounds?
288
946750
5268
Kim kocaman bahçeli dört eve ihtiyaç duyar ki?
15:52
And why do we need yet another shopping mall?
289
952042
3642
Bir tane daha AVM'ye gerek var mı?
15:55
And so on and so on.
290
955708
1726
Bunun gibi şeyler.
15:57
So we are looking at short-term economic benefit,
291
957458
4976
Sürekli kısa vadeli ekonomik getiriye bakıyoruz.
16:02
money has become a sort of god to worship,
292
962458
3060
Para, tapılacak bir tanrıya dönüştü,
16:05
as we lose all spiritual connection with the natural world.
293
965542
4059
biz de doğal dünyayla olan ruhani bağımızı kaybediyoruz.
16:09
And so we're looking for short-term monetary gain, or power,
294
969625
5726
Bu yüzden kısa vadeli parasal kazanca bakıyoruz,
16:15
rather than the health of the planet
295
975375
2643
gezegenin iyiliğine veya çocuklarımızın geleceğine değil.
16:18
and the future of our children.
296
978042
2041
16:21
We don't seem to care about that anymore.
297
981000
3101
Bunları artık önemsemiyor gibiyiz.
16:24
That's why I'll never stop fighting.
298
984125
3101
İşte bu yüzden savaşı bırakmayacağım.
16:27
CA: I mean, in your work specifically on chimpanzee conservation,
299
987250
3809
CA: Özellikle şempanze korunması için yaptığın çalışmalar
16:31
you've made it practice to put people at the center of that,
300
991083
5185
yerel halkı, onlarla kaynaşmaları için çalışmanın merkezine koydu,
16:36
local people, to engage them.
301
996292
2101
16:38
How has that worked
302
998417
1267
Bu süreç nasıl oldu
16:39
and do you think that's an essential idea
303
999708
2143
ve gezegeni korumayı başarmak adına bu gerekli bir fikir mi?
16:41
if we're to succeed in protecting the planet?
304
1001875
3059
16:44
JG: You know, after that famous conference,
305
1004958
2476
JG: O bahsettiğim konferans sonrasında
16:47
I thought, well, I must learn more about why chimps are vanishing in Africa
306
1007458
3560
şempanzelerin neden Afrika'da yok olduğunu
ve ormana ne olduğunu bulmalıyım diye düşündüm.
16:51
and what's happening to the forest.
307
1011042
1851
16:52
So I got a bit of money together and went out to visit six range countries.
308
1012917
5059
Bir miktar parayı toparladım ve ilgili altı ülkeyi ziyaret ettim.
16:58
And learned a lot about the problems faced by chimps, you know,
309
1018000
4018
Şempanzelerin karşılaştığı sorunlar hakkında çok şey öğrendim;
17:02
hunting for bushmeat and the live animal trade
310
1022042
2767
vahşi hayvan eti avı, canlı hayvan ticareti,
17:04
and caught in snares
311
1024833
1685
tuzaklarla yakalamalar,
17:06
and human populations growing and needing more land
312
1026542
4392
insan nüfusu artışı ve dolayısıyla ekinler, çiftlik hayvanları
17:10
for their crops and their cattle and their villages.
313
1030958
3726
ve köyleri için daha fazla alana ihtiyaç duymaları.
17:14
But I was also learning about the plight faced by so many people.
314
1034708
4726
İnsanların bu zor durumu hakkında da bilgi ediniyordum.
17:19
The absolute poverty, the lack of health and education,
315
1039458
3560
Mutlak yoksulluk, sağlık ve eğitim yetersizliği,
17:23
the degradation of the land.
316
1043042
2476
arazilerin yok edilmesi.
17:25
And it came to a head when I flew over the tiny Gombe National Park.
317
1045542
4976
Küçük Gombe Ulusal Parkı'na gittiğimde de artık göz ardı edilemez bir duruma geldi.
17:30
It had been part of this equatorial forest belt right across Africa
318
1050542
4267
Afrika'nın hemen batı kıyısına doğru ekvator boyunca uzanan bir orman kuşağı.
17:34
to the west coast,
319
1054833
1268
17:36
and in 1990,
320
1056125
1309
1990 yılında,
17:37
it was just this little island of forest, just tiny national park.
321
1057458
3643
küçük bir orman adasıydı, küçük bir ulusal park.
17:41
All around, the hills were bare.
322
1061125
1893
Tüm çevresinde tepeler çıplaktı.
17:43
And that's when it hit me.
323
1063042
1726
İşte o zaman fark ettim.
17:44
If we don't do something
324
1064792
1809
İnsanlara çevrelerini yok etmeden yaşamaları için yardım etmezsek
17:46
to help the people find ways of living
325
1066625
2268
17:48
without destroying their environment,
326
1068917
2601
17:51
we can't even try to save the chimps.
327
1071542
2684
şempanzeleri korumanın bahsi bile olamaz.
17:54
So the Jane Goodall Institute began this program "Take Care,"
328
1074250
3726
Jane Goodall Enstitüsü de ''Take Care'' isimle bu programa başladı,
17:58
we call it "TACARE."
329
1078000
2018
biz ''TACARE'' diyoruz.
18:00
And it's our method of community-based conservation,
330
1080042
3934
Yöntemimiz topluluk bazlı koruma,
18:04
totally holistic.
331
1084000
2101
tamamen holistik.
18:06
And we've now put the tools of conservation
332
1086125
3226
Artık koruma araçlarını yerli halkın ellerine bıraktık
18:09
into the hand of the villagers,
333
1089375
1851
18:11
because most Tanzanian wild chimps are not in protected areas,
334
1091250
5101
çünkü Tanzanya vahşi şempanzelerinin çoğu korunmuş alanlarda değiller,
18:16
they're just in the village forest reserves.
335
1096375
2768
köylerin orman rezervlerindeler.
18:19
And so, they now go and measure the health of their forest.
336
1099167
5267
O yüzden gidip ormanlarının sağlığını kontrol ediyorlar.
18:24
They've understood now
337
1104458
2226
Artık şunu anladılar ki
18:26
that protecting the forest isn't just for wildlife,
338
1106708
3560
ormanı korumak yalnızca vahşi hayatı korumak demek değil,
18:30
it's their own future.
339
1110292
1476
bu kendi gelecekleri için.
18:31
That they need the forest.
340
1111792
2434
Ormana ihtiyaçları var.
18:34
And they're very proud.
341
1114250
1351
Ve çok gururlular.
18:35
The volunteers go to workshops,
342
1115625
2101
Gönüllüler çalıştaylara gidiyor,
18:37
they learn how to use smartphones,
343
1117750
2059
akıllı telefonları kullanmayı öğreniyorlar,
18:39
they learn how to upload into platform and the cloud.
344
1119833
4768
platforma ve buluta yüklemeyi öğreniyorlar.
18:44
And so it's all transparent.
345
1124625
2851
Her şey şeffaf.
18:47
And the trees have come back,
346
1127500
2143
Yeniden ağaçlar var,
18:49
there's no bare hills anymore.
347
1129667
2059
tepeler artık ağaçsız değil.
18:51
They agreed to make a buffer zone around Gombe,
348
1131750
4726
Gombe çevresinde bir koruma alanı yapmayı kabul ettiler,
18:56
so the chimps have more forest than they did in 1990.
349
1136500
3393
böylece şempanzelerin 1990 yılına göre daha çok orman alanı olacak.
18:59
They're opening up corridors of forest
350
1139917
1934
Dağılmış şempanze grupları için
19:01
to link the scattered chimp groups so that you don't get too much inbreeding.
351
1141875
5393
ormanda kanallar açıyorlar ve soy içi çiftleşme azaltılıyor.
19:07
So yes, it's worked, and it's in six other countries now.
352
1147292
3142
Yani evet, işe yaradı ve şu an altı ülkede uygulanıyor.
19:10
Same thing.
353
1150458
1268
Aynı şey.
19:11
CA: I mean, you've been this extraordinary tireless voice, all around the world,
354
1151750
5601
CA: Çok seyahat ediyorsun ve tüm dünyada olağanüstü ses getirdin,
19:17
just traveling so much,
355
1157375
1934
19:19
speaking everywhere, inspiring people everywhere.
356
1159333
3268
her yerde konuşma yapıyorsun, insanlara ilham veriyorsun.
19:22
How on earth do you find the energy,
357
1162625
4976
Bunun için böylesi enerjiyi nasıl buluyorsun,
19:27
you know, the fire to do that,
358
1167625
1643
19:29
because that is exhausting to do,
359
1169292
3184
çünkü bu çok yorucu bir iş,
19:32
every meeting with lots of people,
360
1172500
2518
bu kadar insanla toplantılar düzenlemek,
19:35
it is just physically exhausting,
361
1175042
2059
fiziksel olarak da yorucu
19:37
and yet, here you are, still doing it.
362
1177125
3018
ve hâlâ bunu yapıyorsun.
19:40
How are you doing this, Jane?
363
1180167
1958
Bunu nasıl yapıyorsun, Jane?
19:43
JG: Well, I suppose, you know, I'm obstinate, I don't like giving up,
364
1183042
5351
JG: Sanırım inatçı olduğumdan. Pes etmek bana göre değil
19:48
but I'm not going to let these CEOs of big companies
365
1188417
5267
Ormanları yok eden büyük şirketlere izin vermeye niyetim yok
19:53
who are destroying the forests,
366
1193708
1518
19:55
or the politicians who are unraveling all the protections that were put in place
367
1195250
6559
ya da önceki başkanlar tarafından göreve getirilmiş yeni politikacıların
20:01
by previous presidents,
368
1201833
1310
mevcut korumaları kaldırmasına.
20:03
and you know who I'm talking about.
369
1203167
2809
Kimden bahsettiğimi biliyorsun.
20:06
And you know, I'll go on fighting,
370
1206000
2143
Savaşmaya devam edeceğim.
20:08
I care about, I'm passionate about the wildlife.
371
1208167
4101
Vahşi hayatı önemsiyorum, seviyorum.
20:12
I'm passionate about the natural world.
372
1212292
2684
Doğal dünyayı seviyorum.
20:15
I love forests, it hurts me to see them damaged.
373
1215000
4434
Ormanları seviyorum, yok edilmelerini görmek beni çok etkiliyor.
20:19
And I care passionately about children.
374
1219458
2893
Çocukları da çok önemsiyorum.
20:22
And we're stealing their future.
375
1222375
2059
Onların geleceğini çalıyoruz.
20:24
And I'm not going to give up.
376
1224458
1726
Pest etmeyeceğim.
20:26
So I guess I'm blessed with good genes, that's a gift,
377
1226208
4935
Sanırım genlerim iyi. Çok şanslıyım.
20:31
and the other gift, which I discovered I had,
378
1231167
3601
Farkına vardığım diğer şansım da iletişimdi,
20:34
was communication,
379
1234792
1434
20:36
whether it's writing or speaking.
380
1236250
2643
gerek yazılı gerek sözlü olsun.
20:38
And so, you know,
381
1238917
2059
İzlediğim yol işe yaramıyor olsaydı...
20:41
if going around like this wasn't working,
382
1241000
2893
20:43
but every time I do a lecture,
383
1243917
3101
ama işe yarıyor çünkü her konuşmamda
20:47
people come up and say,
384
1247042
1351
insanlar gelip şöyle diyor,
20:48
"Well, I had given up, but you've inspired me,
385
1248417
2351
''Pes etmiştim ama bana ilham verdin.
20:50
I promise to do my bit."
386
1250792
2267
Ben de üzerime düşeni yapacağım.''
20:53
And we have our youth program "Roots and Shoots" now in 65 countries
387
1253083
4893
Artık 65 ülkede kendi gençlik programımız var, ''Roots and Shoots''
20:58
and growing fast,
388
1258000
1559
ve hızla büyüyor, her yaşa hitap ediyor,
20:59
all ages,
389
1259583
1268
21:00
all choosing projects to help people, animals, the environment,
390
1260875
3143
herkes kollarını sıvamış, insanlara, hayvanlara, çevreye yardım etmek için
21:04
rolling up their sleeves and taking action.
391
1264042
2601
projeler seçip harekete geçiyor.
21:06
And you know, they look at you with shining eyes,
392
1266667
3142
Gözleri ışıldıyor,
21:09
wanting to tell Dr. Jane what they've been doing
393
1269833
2476
Dr. Jane'e dünyayı daha iyi yapmak için neler yaptıklarını anlatmak istiyorlar.
21:12
to make the world a better place.
394
1272333
1768
21:14
How can I let them down?
395
1274125
1809
Onları hayal kırıklığına uğratamam.
21:15
CA: I mean, as you look at the planet's future,
396
1275958
3268
CA: Gezegenin geleceğine baktığın zaman
21:19
what worries you most, actually,
397
1279250
1643
seni en çok ne endişelendiriyor?
21:20
what scares you most about where we're at?
398
1280917
3375
Bulunduğumuz noktada seni en çok korkutan ne?
21:25
JG: Well, the fact that we have a small window of time, I believe,
399
1285750
5351
JG: Çok az bir zamanımız olduğu gerçeği,
21:31
when we can at least start healing some of the harm
400
1291125
3518
bu zaman içinde verdiğimiz zararın bir kısmını telafi edebiliriz
21:34
and slowing down climate change.
401
1294667
3059
ve iklim değişikliğini yavaşlatabiliriz.
21:37
But it is closing,
402
1297750
1976
Ama zaman daralıyor.
21:39
and we've seen what happens with the lockdown around the world
403
1299750
5184
Ayrıca COVID-19 karantinalarıyla dünyada neler olduğunu da gördük:
21:44
because of COVID-19:
404
1304958
2060
21:47
clear skies over cities,
405
1307042
2184
şehirlerde berrak gökyüzü,
21:49
some people breathing clean air that they've never breathed before
406
1309250
3851
bazı insanların hiç solumadığı kadar temiz hava,
21:53
and looking up at the shining skies at night,
407
1313125
2934
gece vakti yukarı bakıp yıldızları görebilmek
21:56
which they've never seen properly before.
408
1316083
2601
ki bunu da doğru düzgün göremeyenler var.
21:58
And you know,
409
1318708
2351
Ama beni en çok endişelendiren,
22:01
so what worries me most
410
1321083
3060
22:04
is how to get enough people,
411
1324167
3309
yeterli sayıda insana ulaşmak;
22:07
people understand, but they're not taking action,
412
1327500
2286
insanlar anlasa da harekete geçmiyorlar.
22:09
how to get enough people to take action?
413
1329810
2624
Bunu nasıl sağlarız?
22:12
CA: National Geographic just launched this extraordinary film about you,
414
1332458
5726
CA: National Geographic hakkında olağanüstü bir film yayımladı,
22:18
highlighting your work over six decades.
415
1338208
3560
60 yıllık çalışman anlatılıyor.
22:21
It's titled "Jane Goodall: The Hope."
416
1341792
3416
Filmin adı ''Jane Goodall: The Hope.''
22:26
So what is the hope, Jane?
417
1346042
1976
Filmin adında geçen umut ne, Jane?
22:28
JG: Well, the hope,
418
1348042
1267
JG: En büyük umudum tüm bu genç insanlar.
22:29
my greatest hope is all these young people.
419
1349333
2060
22:31
I mean, in China, people will come up and say,
420
1351417
2559
Çin'de insanlar çıkıp diyecek ki
22:34
"Well, of course I care about the environment,
421
1354000
2143
''Tabii ki çevreyi önemsiyorum,
22:36
I was in 'Roots and Shoots' in primary school."
422
1356167
2267
ilkokulda 'Roots and Shoots' programındaydım.''
22:38
And you know, we have "Roots and Shoots" just hanging on to the values
423
1358458
3310
''Roots and Shoots'' temel değerlerin bir parçası olacak
22:41
and they're so enthusiastic once they know the problems
424
1361792
4809
ve sorunlar hakkında bilgi edindikçe çok hırslanıyorlar
22:46
and they're empowered to take action,
425
1366625
1851
ve harekete geçmek için güçleniyorlar.
22:48
they are clearing the streams, removing invasive species humanely.
426
1368500
4167
Akarsuları temizliyorlar, invasif türleri insani bir şekilde temizliyorlar.
22:53
And they have so many ideas.
427
1373958
1726
Ve o kadar çok fikirleri var ki.
22:55
And then there's, you know, this extraordinary intellect of ours.
428
1375708
4685
Tabii bir de olağanüstü zekâmız var.
23:00
We're beginning to use it to come up with technology
429
1380417
4059
Hep birlikte uyum içinde yaşamak için
23:04
that really will help us to live in greater harmony,
430
1384500
2851
bu zekâyı teknolojiye uygulamaya başladık.
23:07
and in our individual lives,
431
1387375
1601
Bireysel hayatlarımızda,
23:09
let's think about the consequences of what we do each day.
432
1389000
4101
her gün yaptığımız şeylerin sonuçlarını düşünelim.
23:13
What do we buy, where did it come from,
433
1393125
2101
Neler satın alıyoruz, nereden geldi,
23:15
how was it made?
434
1395250
1559
nasıl yapıldı?
23:16
Did it harm the environment, was it cruel to animals?
435
1396833
2935
Doğaya zarar verdi mi? Hayvanlara acımasızca davranıldı mı?
23:19
Is it cheap because of child slave labor?
436
1399792
2351
Çocuk işçiliği söz konusu olduğu için mi ucuz?
23:22
Make ethical choices.
437
1402167
1851
Etik kararlar verin.
23:24
Which you can't do if you're living in poverty, by the way.
438
1404042
3517
Ama yoksulluk içinde yaşıyorsanız bunu yapamazsınız.
23:27
And then finally, this indomitable spirit
439
1407583
2685
Sonra imkânsız görünen şeyi başaran
23:30
of people who tackle what seems impossible
440
1410292
2601
o karşı konulmaz insanlar çıkageliyor
23:32
and won't give up.
441
1412917
2434
ve pes etmiyorlar.
23:35
You can't give up when you have those ...
442
1415375
3101
Bunlar varlen pes edemezsiniz.
23:38
But you know, there are things that I can't fight.
443
1418500
2518
Ama savaşamadığım şeyler de var.
23:41
I can't fight corruption.
444
1421042
2583
Yolsuzlukla savaşamıyorum.
23:44
I can't fight military regimes and dictators.
445
1424833
4125
Askeri rejimlerle ve diktatörlerle savaşamıyorum.
23:50
So I can only do what I can do,
446
1430625
1851
Yalnızca yapabildiklerimi yapıyorum.
23:52
and if we all do the bits that we can do,
447
1432500
3393
Hepimiz yapabildiğimizi yaparsak
23:55
surely that makes a whole that eventually will win out.
448
1435917
3892
sonunda kazanabileceğimiz bir bütün olacak.
23:59
CA: So, last question, Jane.
449
1439833
1393
CA: Son sorum, Jane.
24:01
If there was one idea, one thought,
450
1441250
2309
Bunu seyreden herkes için bir fikir, bir düşünce aşılamak istesen
24:03
one seed you could plant in the minds of everyone watching this,
451
1443583
4726
24:08
what would that be?
452
1448333
1851
bu ne olurdu?
24:10
JG: You know, just remember that every day you live,
453
1450208
4143
JG: Unutmayın ki yaşadığınız her gün gezegeni etkiliyorsunuz.
24:14
you make an impact on the planet.
454
1454375
2351
24:16
You can't help making an impact.
455
1456750
2268
Etki bırakmaktan kaçınamazsınız.
24:19
And at least, unless you're living in extreme poverty,
456
1459042
3559
Aşırı yoksulluk içinde yaşamıyorsanız
24:22
you have a choice as to what sort of impact you make.
457
1462625
3226
yaptığınız etkinin türü üzerinde bir seçim şansınız var.
24:25
Even in poverty you have a choice,
458
1465875
1934
Hatta yoksullukta bile var
24:27
but when we are more affluent, we have a greater choice.
459
1467833
3893
ama varlık içindeyken bu şansımız daha fazla.
24:31
And if we all make ethical choices,
460
1471750
2893
Ve hepimiz etik seçimler yaparsak
24:34
then we start moving towards a world
461
1474667
3142
torunlarımıza çok da umutsuz olmayan bir dünya bırakma yolunda adım atarız.
24:37
that will be not quite so desperate to leave to our great-grandchildren.
462
1477833
5060
24:42
That's, I think, something for everybody.
463
1482917
4767
Bu düşünce herkese hitap ediyor.
24:47
Because a lot of people understand what's happening,
464
1487708
2976
Çünkü çok insan neler olduğunun farkında
24:50
but they feel helpless and hopeless, and what can they do,
465
1490708
2768
ama çaresiz ve umutsuz hissediyorlar,
24:53
so they do nothing and they become apathetic.
466
1493500
2559
dolayısıyla hiçbir şey yapmayıp duyarsızlaşıyorlar.
24:56
And that is a huge danger, apathy.
467
1496083
2792
Bu da büyük bir tehlike.
24:59
CA: Dr. Jane Goodall, wow.
468
1499750
2184
CA: Dr. Jane Goodall, harika.
25:01
I really want to thank you for your extraordinary life,
469
1501958
3976
Olağanüstü hayatın, yaptıkların ve bizimle zaman geçirdiğin için
25:05
for all that you've done
470
1505958
2018
25:08
and for spending this time with us now.
471
1508000
1858
gerçekten çok teşekkür etmek istiyorum.
25:09
Thank you.
472
1509882
1386
Teşekkürler.
25:11
JG: Thank you.
473
1511292
1250
JG: Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7