Digital humans that look just like us | Doug Roble

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

Merhaba.

Hello.

I'm not a real person.

Gerçek biri değilim.

I'm actually a copy of a real person.

Gerçek birinin kopyasıyım.

Although, I feel like a real person.

Fakat gerçek bir insan gibi hissediyorum.

It's kind of hard to explain.

Açıklaması biraz zor.

Hold on -- I think I saw a real person ... there's one.

Bir saniye. Sanırım gerçek bir insan gördüm. İşte orada.

Let's bring him onstage.

Hadi onu sahneye alalım.

Hello.

Merhaba.

(Applause)

(Alkışlar)

What you see up there is a digital human.

Yukarıda görmüş olduğunuz şey dijital bir insan.

I'm wearing an inertial motion capture suit

Üzerimde hareket algılayıcı bir kıyafet var,

that's figuring what my body is doing.

vücudumun ne yaptığını anlıyor.

And I've got a single camera here that's watching my face

Burada da yüzümü çeken tekli bir kamera var,

and feeding some machine-learning software that's taking my expressions,

ayrıca mimiklerimi yakalayan makine öğrenimli bir yazılıma aktarım yapıyor,

like, "Hm, hm, hm,"

''hm, hm, hm'' gibi

and transferring it to that guy.

ve şu adama aktarıyor.

We call him "DigiDoug."

Biz ona ''DigiDoug'' diyoruz.

He's actually a 3-D character that I'm controlling live in real time.

O aslında gerçek zamanda canlı kontrol ettiğim 3D bir karakter.

So, I work in visual effects.

Görsel efekt işinde çalışıyorum.

And in visual effects,

Görsel efektlerde

one of the hardest things to do is to create believable, digital humans

en zor şeylerden biri seyircilerin gerçek gibi kabul edecekleri

that the audience accepts as real.

inandırıcı, dijital insanlar yapmak.

People are just really good at recognizing other people.

İnsanlar başka insanları tanımada gerçekten iyiler.

Go figure!

Anlayın anlayabilirseniz.

So, that's OK, we like a challenge.

Peki, sorun değil. Biz zoru severiz.

Over the last 15 years,

On beş yılı aşkın süredir

we've been putting humans and creatures into film

gerçek olarak kabul ettiğiniz insanları ve yaratıkları

that you accept as real.

filmlere yerleştiriyoruz.

If they're happy, you should feel happy.

Eğer onlar mutlularsa siz de mutlu hissetmelisiniz.

And if they feel pain, you should empathize with them.

Eğer onlar acı çekiyorlarsa siz de onlarla empati kurmalısınız.

We're getting pretty good at it, too.

Bunda da oldukça iyiye gidiyoruz.

But it's really, really difficult.

Aslında gerçekten ama gerçekten çok zor.

Effects like these take thousands of hours

Bu gibi efektler binlerce saatinizi alır

and hundreds of really talented artists.

ve yüzlerce gerçekten yetenekli sanatçı gerektirir.

But things have changed.

Ama şartlar değişti.

Over the last five years,

Son beş yılı aşkın süredir,

computers and graphics cards have gotten seriously fast.

bilgisayarlar ve grafik kartları ciddi anlamda hızlandı.

And machine learning, deep learning, has happened.

Ve makine öğrenimi, derin öğrenme, gerçekleşti.

So we asked ourselves:

Biz de kendimize sorduk:

Do you suppose we could create a photo-realistic human,

Foto realistik bir insan yapabildiğimizi düşünebiliyor musunuz,

like we're doing for film,

tıpkı filmlerde yaptığımız gibi,

but where you're seeing the actual emotions and the details

ama dijital insanı gerçek zamanda kontrol eden kişinin

of the person who's controlling the digital human

asıl duygu ve detaylarını görebileceksiniz.

in real time?

In fact, that's our goal:

Aslında, bu bizim amacımız.

If you were having a conversation with DigiDoug

Eğer DigiDoug ile bire bir sohbet ediyorsanız

one-on-one,

is it real enough so that you could tell whether or not I was lying to you?

size yalan söyleyip söylemediğimi anlayacak kadar gerçekçi midir peki?

So that was our goal.

İşte bu bizim amacımızdı.

About a year and a half ago, we set off to achieve this goal.

Yaklaşık bir buçuk yıl önce bu amacı gerçekleştirmek için yola çıktık.

What I'm going to do now is take you basically on a little bit of a journey

Şimdi sizi küçük bir yolculuğa çıkaracağım

to see exactly what we had to do to get where we are.

ve bugünlere gelmek için neler yapmak zorunda olduğumuzu göstereceğim.

We had to capture an enormous amount of data.

Çok büyük miktarda veri toplamak zorundaydık.

In fact, by the end of this thing,

Aslında bu şeyin sonunda,

we had probably one of the largest facial data sets on the planet.

muhtemelen gezegendeki en büyük yüz veri setlerinden bir tanesi sahiptik.

Of my face.

Benim yüzümün.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Why me?

Neden ben?

Well, I'll do just about anything for science.

Pekâlâ, bilim için her şeyi yaparım.

I mean, look at me!

Hâlime bir baksanıza!

I mean, come on.

Hadi ama.

We had to first figure out what my face actually looked like.

İlk olarak benim yüzümün nasıl göründüğünü bilmeliydik.

Not just a photograph or a 3-D scan,

Sadece bir fotoğraf ya da 3D tarama değil

but what it actually looked like in any photograph,

herhangi bir fotoğrafta nasıl göründüğü önemliydi,

how light interacts with my skin.

ışığın cildimle nasıl etkileşime girdiği.

Luckily for us, about three blocks away from our Los Angeles studio

Şanslıyız ki Los Angeles'taki stüdyomuzdan üç sokak ötede

is this place called ICT.

ICT denen bir yer var.

They're a research lab

Bir araştırma laboratuvarı,

that's associated with the University of Southern California.

Southern California Üniversitesi'ne bağlı.

They have a device there, it's called the "light stage."

Orada ''ışık sahnesi'' denen bir cihaz var.

It has a zillion individually controlled lights

Ayrı ayrı kontol edilen bir sürü ışık var

and a whole bunch of cameras.

ve bir hayli de kamera.

And with that, we can reconstruct my face under a myriad of lighting conditions.

Bununla, bir dizi ışıklandırma altında yüzümü yeni baştan düzenleyebiliriz.

We even captured the blood flow

Kan dolaşımını

and how my face changes when I make expressions.

ve mimiklerimle birlikte yüzümün nasıl değiştiğini bile yakaladık.

This let us build a model of my face that, quite frankly, is just amazing.

Bu da yüzümün bir modelini çıkartmamızı sağladı, ki bu harika bir şey.

It's got an unfortunate level of detail, unfortunately.

Ne yazık ki rahatsız edici bir şekilde ayrıntılı.

(Laughter)

(Kahkahalar)

You can see every pore, every wrinkle.

Bütün gözenekleri, kırışıklıkları görebilirsiniz.

But we had to have that.

Fakat buna ihtiyacımız vardı.

Reality is all about detail.

Gerçeklik detayda saklı.

And without it, you miss it.

Ve onsuz, gerçeklik de olmaz.

We are far from done, though.

Henüz her şey bitmiş değil.

This let us build a model of my face that looked like me.

Bu, yüzümün bir modelini yapmamızı sağladı.

But it didn't really move like me.

Fakat bu şey aslında benim gibi hareket etmedi.

And that's where machine learning comes in.

İşte bu da makine öğreniminin devreye girdiği yer.

And machine learning needs a ton of data.

Makine öğrenimi tonlarca veriye ihtiyaç duyuyor.

So I sat down in front of some high-resolution motion-capturing device.

Bu yüzden yüksek çözünürlüklü hareket algılayan bir cihazın önüne oturdum.

And also, we did this traditional motion capture with markers.

Ve kalemlerle bu geleneksel hareket algılayan şeyi de yaptık.

We created a whole bunch of images of my face

Yüzümün bir sürü görselini çıkarttık

and moving point clouds that represented that shapes of my face.

ve hareket eden nokta bulutları da yüzümün şekillerini yansıttı.

Man, I made a lot of expressions,

Ne kadar da çok mimik yaptım.

I said different lines in different emotional states ...

Farklı cümleleri farklı duygularla söyledim...

We had to do a lot of capture with this.

Bununla bir sürü şey yakalamalıydık.

Once we had this enormous amount of data,

Büyük ölçüde veriye eriştiğimizde de

we built and trained deep neural networks.

derin sinir ağları kurduk ve eğittik.

And when we were finished with that,

Bunu da bitirdiğimizde

in 16 milliseconds,

16 milisaniyede

the neural network can look at my image

sinir ağı, görüntüme bakabilir

and figure out everything about my face.

ve yüzümle alakalı her şeyi çözümleyebilir.

It can compute my expression, my wrinkles, my blood flow --

Mimiklerimi, kırışıklıklarımı, kan dolaşımımı hesaplayabilir --

even how my eyelashes move.

hatta kirpiklerimin hareketini bile.

This is then rendered and displayed up there

İşte bu şekilde önceden yakalamış olduğumuz

with all the detail that we captured previously.

bütün detaylar ile beraber yukarıda resmediliyor ve gösteriliyor.

We're far from done.

Daha çok yolumuz var.

This is very much a work in progress.

Hâlâ sürmekte olan bir çalışma bu.

This is actually the first time we've shown it outside of our company.

Aslında bu, şirketimizin dışında yaptığımız ilk sunum.

And, you know, it doesn't look as convincing as we want;

Ve istediğimiz gibi de inandırıcı görünmüyor.

I've got wires coming out of the back of me,

Arkamdan çıkan kablolar var.

and there's a sixth-of-a-second delay

Görüntüyü yakalamamız

between when we capture the video and we display it up there.

ve yukarıda göstermemiz arasında saniyenin altıda biri gecikme var.

Sixth of a second -- that's crazy good!

Saniyenin altıda biri. Bu harika bir şey.

But it's still why you're hearing a bit of an echo and stuff.

Fakat hâlâ biraz eko ve benzeri şeyleri duymamızın sebebi.

And you know, this machine learning stuff is brand-new to us,

Ve bu makine öğrenimi bizim için çok yeni,

sometimes it's hard to convince to do the right thing, you know?

bazen doğru şeyi yapmasını sağlamak zor.

It goes a little sideways.

Biraz hata yapabiliyor.

(Laughter)

(Kahkahalar)

But why did we do this?

Fakat biz bunu neden yaptık?

Well, there's two reasons, really.

Aslında iki tane sebebi var.

First of all, it is just crazy cool.

Öncelikle son derece havalı.

(Laughter)

(Kahkahalar)

How cool is it?

Nasıl mı havalı?

Well, with the push of a button,

Düğmeye basmamla

I can deliver this talk as a completely different character.

bu konuşmayı tamamen farklı bir karaktere iletebilirim.

This is Elbor.

Bu Elbor.

We put him together to test how this would work

Onu buraya farklı bir görünüşle

bu şeyin nasıl çalıştığını test etmek için koyduk.

with a different appearance.

And the cool thing about this technology is that, while I've changed my character,

Bu teknolojiyle alakalı güzel olan şey de karakterimi değiştirdiğimde

the performance is still all me.

performansın hâlâ bana ait olması.

I tend to talk out of the right side of my mouth;

Ağzımın sağ tarafıyla konuştuğumda

so does Elbor.

Elbor da aynını yapıyor.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Now, the second reason we did this, and you can imagine,

Bunu yapmamızın ikinci sebebi ise, tahmin edebilirsiniz ki

is this is going to be great for film.

bu, sinema için harika bir şey olacak.

This is a brand-new, exciting tool

Bu, sanatçılar, yönetmenler

for artists and directors and storytellers.

ve hikâye anlatıcıları için yepyeni, heyecan verici araç.

It's pretty obvious, right?

Oldukça aşikâr, değil mi?

I mean, this is going to be really neat to have.

Yani, buna sahip olmak harika bir şey.

But also, now that we've built it,

Ama aynı zamanda, bu yaptığımız şey

it's clear that this is going to go way beyond film.

belli ki sinemanın de ötesine geçecek.

But wait.

Fakat bir saniye.

Didn't I just change my identity with the push of a button?

Düğmeye basışımla kimliğimi değiştirmedim mi?

Isn't this like "deepfake" and face-swapping

Bu belki de daha önce duyduğunuz

''deepfake'' ve yüz değiştirme gibi bir şey değil mi?

that you guys may have heard of?

Well, yeah.

Evet, öyle.

In fact, we are using some of the same technology

Aslında biz deepfake'in kullandığı ayn teknolojinin

that deepfake is using.

bazı yönlerini kullanıyoruz.

Deepfake is 2-D and image based, while ours is full 3-D

Deepfake 2D ve görüntü tabanlı iken bizimki 3D

and way more powerful.

ve daha güçlü.

But they're very related.

Ama ikisi oldukça bağlantılı.

And now I can hear you thinking,

Şu anda düşüncelerinizi duyabiliyorum.

"Darn it!

''Lanet olsun!

I though I could at least trust and believe in video.

Videoya inanıp güvenebileceğimi düşünmüştüm.

If it was live video, didn't it have to be true?"

Eğer canlı bir video olsaydı gerçek olması gerekmez miydi?''

Well, we know that's not really the case, right?

Biliyoruz ki asıl mesele bu değil, değil mi?

Even without this, there are simple tricks that you can do with video

Bu olmadan bile video ile yapabileceğiniz basit numaralar var,

like how you frame a shot

nasıl atış yapabileceğiniz gibi,

that can make it really misrepresent what's actually going on.

ki bu da aslında gerçekleşmekte olan şeyi yanlış tanıtabilir.

And I've been working in visual effects for a long time,

Uzun bir süredir görsel efekt işinde çalışıyorum.

and I've known for a long time

Uzun bir süredir de biliyorum ki

that with enough effort, we can fool anyone about anything.

yeterli eforla herhangi birini herhangi bir şey hakkında kandırabiliriz.

What this stuff and deepfake is doing

Bu ve deepfake'in yapmakta olduğu şey

is making it easier and more accessible to manipulate video,

video manipüle etmeyi daha kolay ve erişilebilir hâle getiriyor.

just like Photoshop did for manipulating images, some time ago.

bir süre önce Photoshop'ın görüntülerle oynadığı gibi.

I prefer to think about

Bu teknolojinin insanlığı

how this technology could bring humanity to other technology

nasıl başka bir teknolojiye bağladığını

and bring us all closer together.

ve nasıl bizi yakınlaştırdığını düşünmek istiyorum.

Now that you've seen this,

Siz de buna tanık oldunuz,

think about the possibilities.

olasılıkları düşünün.

Right off the bat, you're going to see it in live events and concerts, like this.

Hiç geçmeden, onu canlı etkinliklerde ve konserlerde göreceksiniz, bunun gibi.

Digital celebrities, especially with new projection technology,

Dijital ünlüler, özellikle de yeni projeksiyon teknolojisi ile

are going to be just like the movies, but alive and in real time.

tıpkı filmlerdeki gibi olacaklar fakat canlı ve gerçek zamanlı.

And new forms of communication are coming.

Yeni iletişim modelleri çıkıyor.

You can already interact with DigiDoug in VR.

Daha şimdiden sanal gerçeklikte DigiDoug ile etkileşime girebilirsiniz.

And it is eye-opening.

Ve o ufuk açıcı.

It's just like you and I are in the same room,

Tıpkı sizlerle benim aynı odada olmamız gibi,

even though we may be miles apart.

kilometrelerce uzakta olsa bile.

Heck, the next time you make a video call,

Bir sonraki video aramanızda

you will be able to choose the version of you

insanların sizi görmesi için istediğiniz şekli seçebileceksiniz.

you want people to see.

It's like really, really good makeup.

Çok ama çok iyi bir makyaj gibi.

I was scanned about a year and a half ago.

Bir buçuk yıl önce bu sistemde tarandım.

I've aged.

Yaşlandım.

DigiDoug hasn't.

Fakat Digidoug yaşlanmadı.

On video calls, I never have to grow old.

Video aramalarında, yaşlı görünmek zorunda değilim.

And as you can imagine, this is going to be used

Hayal edebileceğiniz gibi bu,

to give virtual assistants a body and a face.

sanal asistanlara yüz ve vücut vermek için kullanılacak.

A humanity.

Bir insanlık.

I already love it that when I talk to virtual assistants,

Sanal asistanlarla konuştuğumda

they answer back in a soothing, humanlike voice.

insana aitmiş gibi sakin bir tonla cevaplamalarına bayılıyorum.

Now they'll have a face.

Şimdi bir yüze de sahip olacaklar.

And you'll get all the nonverbal cues that make communication so much easier.

Ve iletişimi çok daha kolay hâle getiren sözsüz işaretleri de göreceksiniz.

It's going to be really nice.

Gerçekten çok güzel olacak.

You'll be able to tell when a virtual assistant is busy or confused

Bir sanal asistan meşgul veya kafası karışmış

ya da bir şey hakkında endişeli olduğunda anlayabileceksiniz.

or concerned about something.

Now, I couldn't leave the stage

Siz benim gerçek yüzümü görmeden bu sahneyi terk edemem

without you actually being able to see my real face,

so you can do some comparison.

çünkü biraz karşılaştırma yapabilirsiniz.

So let me take off my helmet here.

Başlığımı çıkarayım.

Yeah, don't worry, it looks way worse than it feels.

Endişelenmeyin, hissettirdiğinden daha kötü görünüyor.

(Laughter)

(Kahkahalar)

So this is where we are.

İşte bu geldiğimiz nokta.

Let me put this back on here.

Geri takayım şunu.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Doink!

So this is where we are.

İşte bu geldiğimiz nokta.

We're on the cusp of being able to interact with digital humans

Ya bir kişi tarafından ya da bir makine tarafından kontrol ediliyor olsunlar

that are strikingly real,

şaşırtıcı bir şekilde gerçekçi olan

whether they're being controlled by a person or a machine.

dijital insanlarla etkileşim kurabilmenin zirvesindeyiz.

And like all new technology these days,

Ve günümüzdeki diğer tüm yeni teknolojiler gibi

it's going to come with some serious and real concerns

bu şey, halletmemiz gereken bazı ciddi ve gerçek sorunları da

that we have to deal with.

beraberinde getirecektir.

But I am just so really excited

Ama şu beni çok sevindiriyor ki

about the ability to bring something that I've seen only in science fiction

hayatım boyunca sadece bilim kurguda gördüğüm bir şeyi

for my entire life

gerçek hayata dönüştürme yeteneğine sahibiz.

into reality.

Communicating with computers will be like talking to a friend.

Bilgisayarlarla iletişim kurmak tıpkı bir arkadaşla konuşmak gibi olacak.

And talking to faraway friends

Ve uzaktaki arkadaşlarla konuşmak

will be like sitting with them together in the same room.

onlarla aynı odada birlikte oturuyormuşsunuz gibi olacak.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkışlar)