Floating cities, the LEGO House and other architectural forms of the future | Bjarke Ingels

705,407 views ・ 2019-07-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Gözden geçirme: Ramazan Şen
Annem bana her zaman
LEGO adam ile aynı oranlara sahip olduğumu söylerdi.
(Gülüşmeler)
Aslında haklı bir noktaya parmak basıyordu.
00:12
My mom has always reminded me
0
12635
2972
LEGO öyle bir şirket ki
00:15
that I have the same proportions as a LEGO man.
1
15631
3297
herkesi LEGO’nun kendi anavatanından olduğuna inandıramayı başarmıştır.
00:18
(Laughter)
2
18952
1413
00:20
And she does actually have a point.
3
20389
2174
Fakat değil, o benim kendi ülkemden.
00:23
LEGO is a company that has succeeded
4
23333
2577
00:25
in making everybody believe that LEGO is from their home country.
5
25934
4889
LEGO ailesi beni arayıp ″Home of the Brick″ tasarımında
çalışmamı istediklerinde ne kadar heyecanlandığımı hayal edebilirsiniz.
00:31
But it's not, it's from my home country.
6
31411
2184
Bu, LEGO için hazırladığımız mimari model.
00:33
So you can imagine my excitement when the LEGO family called me
7
33990
3279
Bu da son hali.
00:37
and asked us to work with them to design the Home of the Brick.
8
37293
2969
Tasarlamayı denediğimiz şey
LEGO'nun kendisi gibi
00:40
This is the architectural model -- we built it out of LEGO, obviously.
9
40988
3482
bu tür çatı katından birbirine bağlı oyun alanları ile birlikte
00:44
This is the final result.
10
44494
1485
00:46
And what we tried to do was to design
11
46003
2208
interaktif, çekici ve eğlenceli bir binaydı.
00:48
a building that would be as interactive and as engaging and as playful
12
48235
4587
Zeminden Billund'un vatandaşlarının
özgürce ve biletsiz dolaşabildikleri bir meydana giriş yapabiliyorsunuz.
00:52
as LEGO is itself,
13
52846
1500
00:54
with these kind of interconnected playgrounds on the roofscape.
14
54370
3036
Muhtemelen burası dünyada eserlere dokunmaya izin verilen
00:57
You can enter a square on the ground
15
57430
1845
00:59
where the citizens of Billund can roam around freely without a ticket.
16
59299
4021
nadir müzelerden.
Danca tasarım anlamına gelen ″formgivning″ kelimesi
01:04
And it's probably one of the only museums in the world
17
64027
2691
01:06
where you're allowed to touch all the artifacts.
18
66742
3023
henüz bir form verilmemiş bir şeye şekil vermek anlamına gelir.
01:10
But the Danish word for design is "formgivning," which literally means
19
70948
5901
Başka bir deyişle geleceğe şekil vermek anlamında.
01:16
to give form to that which has not yet been given form.
20
76873
4160
LEGO’da sevdiğim şey, LEGO’nun bir oyuncak olmaması.
Bu, çocuğa kendi dünyasını kurması için güç veren ve
01:21
In other words, to give form to the future.
21
81057
3324
01:24
And what I love about LEGO is that LEGO is not a toy.
22
84933
3791
oynatarak o dünyayı yaşatan,
çocuğun arkadaşlarını birlikte yaşamaya ve yaratmaya davet eden bir malzeme.
01:28
It's a tool that empowers the child to build his or her own world,
23
88748
5444
İşte formgivning tam olarak bu.
01:34
and then to inhabit that world through play
24
94216
2111
İnsanoğlu olarak geleceğe şekil verme gücüne sahibiz.
01:36
and to invite her friends to join her in cohabiting and cocreating that world.
25
96351
4482
01:41
And that is exactly what formgivning is.
26
101151
2841
LEGO'dan esinlenerek,
Copenhagen’de tahta blokları yan yana yığarak
01:44
As human beings, we have the power to give form to our future.
27
104016
5706
bir sosyal konutlandırma projesini tamamladık.
01:50
Inspired by LEGO,
28
110722
1215
Aralarında tavan yükseklikleri ve balkonlar için ekstra alan bırakıyorlar.
01:51
we've built a social housing project in Copenhagen,
29
111961
3824
01:55
where we stacked blocks of wood next to each other.
30
115809
3579
Usulca kıpırdanan bloklar ile
herhangi bir kent ortamına uyum sağlayabilen kıvrımlar ve
01:59
Between them, they leave spaces with extra ceiling heights and balconies.
31
119412
4629
herhangi bir organik form yaratabiliyoruz.
02:04
And by gently wiggling the blocks,
32
124065
2571
Çünkü uyum yeteneği mimarlığın en güçlü etmenlerinden biri.
02:06
we can actually create curves or any organic form,
33
126660
2611
02:09
adapting to any urban context.
34
129295
3060
Diğer bir örneğimiz ise Vancouver'dan.
Granville köprüsünün şehir merkezine değip çatallandığı
02:12
Because adaptability is probably one of the strongest drivers of architecture.
35
132918
4849
bölgeye bakmamız istendi.
02:18
Another example is here in Vancouver.
36
138165
1980
Biz de farklı kısıtlamaları haritalamaya başladık.
02:20
We were asked to look at the site where Granville bridge triforks
37
140460
4117
Köprüden 30 metre kadar bir gerileme vardı
çünkü şehir kimsenin köprüdeyken
02:24
as it touches downtown.
38
144601
1533
trafiğe bakmadığından emin olmak istiyordu.
02:26
And we started, like, mapping the different constraints.
39
146561
2667
Hiçbir şekilde gölge düşüremediğimiz bir park var.
02:29
There's like a 100-foot setback from the bridge
40
149252
2603
02:31
because the city want to make sure
41
151879
1696
Sonuç olarak küçücük üçgen bir iz düşüm ile kaldık,
02:33
that no one looks into the traffic on the bridge.
42
153599
3041
inşa için çok küçüktü.
02:37
There's a park where we can't cast any shadows.
43
157085
3111
Fakat sonra düşündük ki
eğer 30 metre asgari uzaklık gerçekten de asgari uzaklıksa
02:40
So finally, we're left with a tiny triangular footprint,
44
160220
3325
ilk olarak 30 metre kadar yukarı çıkıp sonrasında inşa etmeye devam edebiliriz.
02:43
almost too small to build.
45
163569
1734
02:45
But then we thought, like,
46
165743
1239
02:47
what if the 100-foot minimum distance is really about minimum distance --
47
167006
4235
Sonra başardık.
Köprünün karşısından geçerken
sanki birisi perdeyi açarak
02:51
once we get 100 feet up in the air, we can grow the building back out.
48
171265
4048
sizi Vancouver karşılıyormuş gibi.
02:55
And so we did.
49
175820
1166
Ya da bir tohum döşemelerin arasındaki çatlaklardan büyüyormuş
02:57
When you drive over the bridge,
50
177010
1484
02:58
it's as if someone is pulling a curtain aback,
51
178518
2667
ve ışık ve hava ile çiçekleniyormuş gibi.
03:01
welcoming you to Vancouver.
52
181209
2003
Körpünün altında Rodney Graham
03:03
Or a like a weed growing through the cracks in the pavement
53
183990
2953
ve bir avuç dolusu Vancouver sanatçısıyla birlikte çalışarak
03:06
and blossoming as it gets light and air.
54
186967
2562
Sistina Şapeli sokak sanatı adını verdiğimiz,
03:09
Underneath the bridge, we've worked with Rodney Graham
55
189553
3302
köprünün eksilerini artıya döndüren
03:12
and a handful of Vancouver artists,
56
192879
2436
ters döndürülmüş bir sanat galerisi yarattık.
03:15
to create what we called the Sistine Chapel of street art,
57
195339
4167
Gerçeküstü bir mimari gibi görünüyorsa da
03:19
an art gallery turned upside down,
58
199530
1944
çevresine büyük oranda uyum sağlamış durumda.
03:21
that tries to turn the negative impact of the bridge into a positive.
59
201498
4278
Eğer köprü bir müzeye olabiliyorsa müze de bir köprü olarak iş görebilir.
03:25
So even if it looks like this kind of surreal architecture,
60
205800
2999
03:28
it's highly adapted to its surroundings.
61
208823
2905
Norveç’te, bir nehir boyunca uzanan ve insanların
03:32
So if a bridge can become a museum, a museum can also serve as a bridge.
62
212966
4356
bir heykel parkının bir tarafından diğerine geçerken sergiler arasında
yolculuk yapmalarına olanak tanıyan bir müze inşa ediyoruz.
03:37
In Norway, we are building a museum that spans across a river
63
217346
4406
Bir nevi manzaraya uyarlanmış mimari.
03:41
and allows people to sort of journey through the exhibitions
64
221776
3269
Çin’de bir enerji şirketi için genel merkez inşa ettik
03:45
as they cross from one side of a sculpture park to the other.
65
225069
3209
03:48
An architecture sort of adapted to its landscape.
66
228981
3400
ve cephesini bir Issey Miyake kumaşı gibi tasarladık.
Dalgalı bir yapısı var, bu yüzden güneşin hakim olduğu bölge
03:53
In China, we built a headquarters for an energy company
67
233290
3739
tamamen opak;
03:57
and we designed the facade like an Issey Miyake fabric.
68
237053
3564
güneşten uzak kısmı ise tamamen cam.
04:00
It's rippled, so that facing the predominant direction of the sun,
69
240641
3738
Genelde geçişleri koyudan açık tonlara doğru.
04:04
it's all opaque;
70
244403
1460
Bu, sırf cephenin geometrisinden kaynaklı
04:05
facing away from the sun, it's all glass.
71
245887
2690
04:08
On average, it sort of transitions from solid to clear.
72
248601
3691
hareketli parçası olmayan basit fikir
soğutma amaçlı enerji tüketimini %30 oranında düşürüyor.
04:12
And this very simple idea without any moving parts
73
252704
2739
04:15
or any sort of technology,
74
255467
1547
Yani, binayı zarif gösteren şeyin aynı zamanda
04:17
purely because of the geometry of the facade,
75
257038
2705
binanın zarif bir şekilde işlemesini sağladığını söyleyebiliriz.
04:19
reduces the energy consumption on cooling by 30 percent.
76
259767
3634
İklime adapte olmuş bir çeşit mimari.
04:24
So you can say what makes the building look elegant
77
264672
2761
Aynı zamanda bir kültürü diğerine de uyarlayabilirsiniz.
04:27
is also what makes it perform elegantly.
78
267457
2485
Manhattan’da olduğu gibi Kopenhag’ın avlu mimarisi ile
04:29
It's an architecture that is adapted to its climate.
79
269966
3024
insanların zaman geçirdiği sosyal alanını alarak
04:33
You can also adapt one culture to another,
80
273014
3468
şehrin ortasındaki bu tür bir vahada,
04:36
like in Manhattan, we took the Copenhagen courtyard building
81
276506
4171
bir Amerikan gökdeleninin yoğunluk ve dikeyliği ile birleştirerek
04:40
with a social space where people can hang out
82
280701
2249
″avlu delen″ adını verdiğimiz bir şey yarattık.
04:42
in this kind of oasis in the middle of a city,
83
282974
2143
New York’tan Kopenhag’a kadar,
04:45
and we combined it with the density and the verticality
84
285141
2594
Kopenhag’ın liman bölgesinde,
04:47
of an American skyscraper,
85
287759
1413
şu anda atıktan-enerjiye enerji santralini bitiriyoruz.
04:49
creating what we've called a "courtscraper."
86
289196
2991
04:52
From New York to Copenhagen.
87
292752
2564
Dünyadaki en temiz atıktan-enerjiye santrali olacak.
04:55
On the waterfront of Copenhagen,
88
295340
1697
Bacadan çıkan toksinler olmayacak.
04:57
we are right now finishing this waste-to-energy power plant.
89
297061
4552
Tamamen görünmez olan bir mühendislik mucizesi.
05:02
It's going to be the cleanest waste-to-energy power plant in the world,
90
302093
3335
Bunu nasıl gösterebileceğimizi düşündük.
05:05
there are no toxins coming out of the chimney.
91
305452
2174
Gördüğünüz üzere, Kopenhag'da karlar var
05:07
An amazing marvel of engineering that is completely invisible.
92
307650
3035
ama hiçbir şekilde dağ yok.
05:10
So we thought, how can we express this?
93
310709
2600
İsveç’e Alpler’de kayak yapmak için
otobüs ile altı saat kadar gitmemiz gerekir.
05:14
And in Copenhagen we have snow, as you can see,
94
314082
2881
Bu nedenle, Alpler’in kayak eğimini
05:16
but we have absolutely no mountains.
95
316987
2563
enerji santralinin çatısına koyalım diye düşündük.
05:20
We have to go six hours by bus to get to Sweden,
96
320217
2794
Bu, birkaç ay önce yaptığımız ilk test uygulaması.
05:23
to get alpine skiing.
97
323035
1341
05:24
So we thought, let's put an alpine ski slope
98
324400
2730
Buna dair beğendiğim şey,
biçimlendirmenin dünyayı değiştirebilme gücünü gösterebilmesi.
05:27
on the roof of the power plant.
99
327154
1953
05:29
So this is the first test run we did a few months ago.
100
329131
3469
Beş aylık bir oğlum var
05:33
And what I like about this
101
333260
1277
ve o eskiden enerji santralinin üstünde
05:34
is that it also show you the sort of world-changing power of formgivning.
102
334561
5190
kayak yapılamadığını bilmeyen
bir dünyada büyüyecek.
05:40
I have a five-month-old son,
103
340149
1888
(Gülüşmeler)
(Alkışlar)
05:42
and he's going to grow up in a world
104
342061
2357
05:44
not knowing that there was ever a time
105
344442
1978
05:46
when you couldn't ski on the roof of the power plant.
106
346444
2927
Düşünseneze, o ve onun nesli için
05:49
(Laughter)
107
349395
2079
bu bir referans olacak.
Onların ne kadar ileriye atılabileceğini,
05:51
(Applause)
108
351498
3865
kendi gelecekleri için üretebilecekleri vahşi fikirleri hayal edin.
05:55
So imagine for him and his generation, that's their baseline.
109
355387
3595
Şimdiyse onun hemen önünde en küçük projemizi inşa ediyoruz.
05:59
Imagine how far they can leap,
110
359006
1904
06:00
what kind of wild ideas they can put forward for their future.
111
360934
3638
Polonya’da bir tersaneye istiflediğimiz
dokuz konteyneri
06:05
So right in front of it, we're building our smallest project.
112
365453
3785
Baltık Denizi’nin karşısına sürükleyip
06:09
It's basically nine containers
113
369598
2958
onları 12 öğrenciye ev yaptık.
06:12
that we have stacked in a shipyard in Poland,
114
372580
2777
Her öğrencinin deniz manzarası var,
06:15
then we've schlepped it across the Baltic sea
115
375381
2357
ne zaman isterlerse Kopenhag’ın temiz limanına atlayıp
06:17
and docked it in the port of Copenhagen,
116
377762
2182
06:19
where it is now the home of 12 students.
117
379968
3103
geri dönebilirler.
Tüm ısı, denizin termal kütlesinden geliyor.
06:23
Each student has a view to the water,
118
383095
2299
06:25
they can jump out the window into the clean port of Copenhagen,
119
385418
3413
Tüm enerji ise güneşten.
Bu, Kopenhag'ın ilk on iki ünitesi
06:28
and they can get back in.
120
388855
1301
ve diğer altmış tanesi yolda,
06:30
All of the heat comes from the thermal mass of the sea,
121
390768
3158
diğer iki yüzü ise Göteborg'e gidiyor.
06:33
all the power comes from the sun.
122
393950
2016
Bizler Paris Olimpiyatları ile
06:35
This is the first 12 units in Copenhagen,
123
395990
2000
Sen Nehri’ne ufak, yüzen bir köy koymak için görüşüyoruz.
06:38
another 60 on their way,
124
398014
1914
06:39
another 200 are going to Gothenburg,
125
399952
2395
Gördüğünüzün benzeri bir konargöçer, kalıcı olmayan mimari.
06:42
and we're speaking with the Paris Olympics
126
402371
2075
Şehrimizdeki kıyı bölgeler de birçok değişiklik geçiriyor.
06:44
to put a small floating village on the Seine.
127
404470
2597
06:47
So very much this kind of, almost like nomadic, impermanent architecture.
128
407633
4404
Ekonomik değişim, endüstriyel değişim ve iklim değişikliği.
Burası, Sandy Kasırgası öncesi Manhattan.
06:52
And the waterfronts of our cities are experiencing a lot of change.
129
412061
3849
Burası ise Sandy Kasırgası sonrası Manhattan.
06:56
Economic change, industrial change and climate change.
130
416289
3439
Deniz kenarına set çekmeden şehirdeki hayatı ve çevresindeki suyu ayıran
06:59
This is Manhattan before Hurricane Sandy,
131
419752
3643
gerekli bir sel koruması yapabilir miyiz diye bakmak üzere
07:03
and this is Manhattan after Sandy.
132
423419
2266
New York tarafından davet aldık.
07:06
We got invited by the city of New York
133
426101
1953
07:08
to look if we could make the necessary flood protection for Manhattan
134
428078
4261
High Line'dan ilham aldık.
High Line’ı biliyorsunuzdur; New York’ta yeni, muhteşem bir park.
07:12
without building a seawall
135
432363
1849
07:14
that would segregate the life of the city from the water around it.
136
434236
3267
Bunlar, şu anda şehrin en önemli gezinti yerlerinden biri haline gelmiş
07:17
And we got inspired by the High Line.
137
437527
2008
07:19
You probably know the High Line -- it's this amazing new park in New York.
138
439559
3912
hizmet dışı tren rayları.
Biz de, acaba Manhattan için gerekli sel korumasını
07:23
It's basically decommissioned train tracks
139
443495
3233
güzel gözükünceye kadar kapatmamızı
07:26
that now have become one of the most popular promenades in the city.
140
446752
3547
beklemeye gerek kalmadan tasarlayabilir miyiz diye düşündük.
07:30
So we thought,
141
450323
1151
07:31
could we design the necessary flood protection for Manhattan
142
451498
3381
Kıyı şeridinde yaşayan New York vatandaşları ile oturduk ve
07:34
so we don't have to wait until we shut it down before it gets nice?
143
454903
4320
kıyı şeritlerini daha ulaşılabilir ve tadı çıkarılabilir hale getiren
07:39
So we sat down with the citizens living along the waterfront of New York,
144
459919
6473
sel korumasını tasarlamak üzere beraber çalıştık.
07:46
and we worked with them to try to design the necessary flood protection
145
466416
3944
Sınırdaki yolun altına, dışarı kayıp sudan koruyabilen
07:50
in such a way that it only makes their waterfront
146
470384
3078
tümsek gibi cep duvarları koyuyoruz.
07:53
more accessible and more enjoyable.
147
473486
2228
Alt tarafı daha eğlenceli hâle getirirken
07:55
Underneath the FDR, we are putting, like, pavilions
148
475738
3045
aynı zamanda seli önleyecek basamaklı teraslar oluşturuyoruz.
07:58
with pocket walls that can slide out and protect from the water.
149
478807
3002
East River Park'ın en kuzeyinde
08:01
We are creating little stepped terraces
150
481833
1919
08:03
that are going to make the underside more enjoyable,
151
483776
2430
parkı otoyolun gürültüsünden arındıracak,
08:06
but also protect from flooding.
152
486230
2019
08:09
Further north in the East River Park,
153
489498
3174
taşmalarda dev dalgaları önleyebilecek ve aynı zamanda sel koruması olabilecek
08:12
we are creating rolling hills
154
492696
2857
08:15
that protect the park from the noise of the highway,
155
495577
4048
inişili çıkışlı tepeler oluşturuyoruz.
08:19
but in turn also become the necessary flood protection
156
499649
3415
Dryline adını verdiğimiz bu proje,
08:23
that can stop the waves during an incoming storm surge.
157
503088
3807
esasında Yüksek Tümsek...
(Gülüşmeler)
Manhattan'ı kuru tutacak High Line.
08:28
So in a way, this project that we have called the Dryline,
158
508001
4497
(Alkışlar)
Bu yılın sonunda ilk East River kısmının temelinin atılması planlandı.
08:32
it's essentially the High Line --
159
512522
1575
08:34
(Laughter)
160
514121
1551
08:35
The High Line that's going to keep Manhattan dry.
161
515696
2365
Ancak bu, mukavemet için gerekli tüm altyapıyı yapmak
08:38
(Applause)
162
518085
2255
08:40
It's scheduled to break ground on the first East River portion
163
520364
3629
ve olumlu sosyal ve çevresel yan faydalar sağlamak amacıyla
08:44
at the end of this year.
164
524017
1258
aşağı Manhattan’da yaşayan vatandaşlarla beraber tasarlandı.
08:45
But it has essentially been codesigned
165
525299
2524
08:47
with the citizens of Lower Manhattan
166
527847
2590
08:50
to take all of the necessary infrastructure for resilience
167
530461
3530
Yani, New York bu durum ile yüzleşen tek şehir değil.
08:54
and give it positive social and environmental side effects.
168
534015
3961
Doğrusu, 2050 yılına kadar
08:58
So, New York is not alone in facing this situation.
169
538762
5523
dünyadaki büyük şehirlerin %90'ı
yükselen deniz seviyeleri ile uğraşıyor olacak.
09:04
In fact, by 2050,
170
544309
2976
Hamburg’da,
alt katları malum sellere karşı dirençli olan bütün bir mahalle tasarladılar.
09:07
90 percent of the major cities in the world
171
547848
2959
09:10
are going to be dealing with rising seas.
172
550831
2595
İsveç’de, bütün şehir parklarını
09:13
In Hamburg,
173
553450
1540
09:15
they've created a whole neighborhood
174
555014
1738
09:16
where the bottom floors are designed to withstand the inevitable flood.
175
556776
3670
yağmur suyu ve atık su ile başa çıkabilen ıslak bahçeler olarak tasarladılar.
09:20
In Sweden, they've designed a city where all of the parks are wet gardens,
176
560756
6468
Biz de düşündük ki, belki...
Aslında, bugün,
09:27
designed to deal with storm water and waste water.
177
567248
3531
üç milyon insan hâlihazırda kalıcı olarak denizin üstünde yaşıyor.
09:31
So we thought, could we perhaps --
178
571927
2095
Biz de, Birleşmiş Milletler’in
09:34
Actually, today,
179
574046
1504
09:36
three million people are already permanently living on the sea.
180
576292
5016
tüm Sürdürülebilir Gelişme Hedeflerini
tamamen yeni bir insan yapımı ekosisteme dahil etmek için tasarlanmış
09:41
So we thought, could we actually imagine a floating city
181
581800
3450
yüzen bir şehir hayal edebilir miyiz diye düşündük.
09:45
designed to incorporate all of the Sustainable Development Goals
182
585274
3978
Tabii ki bunu kendi enerjisini üretecek,
09:49
of the United Nations
183
589276
1539
09:50
into a whole new human-made ecosystem.
184
590839
4524
okyanusların termal kütlesini, gelgitlerin,
akıntıların ve dalgaların kuvvetini, rüzgâr gücünü, güneş ısısını ve enerjisini
09:55
And of course, we have to design it so it can produce its own power,
185
595387
4373
idareli kullanacak bir biçimde tasarlamamız gerekiyordu.
09:59
harvesting the thermal mass of the oceans,
186
599784
2579
Ayrıca, bu insan yapımı takımadalara düşen
10:02
the force of the tides, of the currents, of the waves,
187
602387
3174
10:05
the power of the wind,
188
605585
1738
tüm yağmur sularını toplayacağız ve
10:07
the heat and the energy of the sun.
189
607347
2115
bununla organik ve mekanik olarak ilgilenip
10:10
Also, we are going to collect all of the rain water that drops
190
610091
3377
temizleyecek ve depolayacağız.
Bütün besinimizi yerel olarak üretmeliyiz.
10:13
on this man-made archipelago
191
613492
2115
10:15
and deal with it organically and mechanically
192
615631
3048
Besinler balığa ve bitkiye dayalı olmalı çünkü süt ürünlerine dayalı
10:18
and store it and clean it.
193
618703
1733
bir beslenme şekli için yeterli yerimiz ve kaynaklarımız olmayacak.
10:20
We have to grow all of our food locally,
194
620911
3023
10:23
it has to be fish- and plant-based,
195
623958
2524
Son olarak,
gübreler, geri dönüşüm ve atıkların enerjiye dönüştürülmesiyle
10:26
because you won't have the space or the resources for a dairy diet.
196
626506
4414
bütün atıklarla yerel olarak ilgileneceğiz.
10:31
And finally,
197
631661
2603
Genel olarak araç yollarını ve
10:34
we are going to deal with all the waste locally,
198
634288
2817
imar parsellerini çizdiğiniz
10:37
with compost, recycling, and turning the waste into energy.
199
637129
4542
geleneksel bir kent imar planını hayal edin.
10:41
So imagine where a traditional urban master plan,
200
641695
3826
Bu imar planı sürecinde birkaç bilim insanı ile oturduk
10:45
you typically draw the street grid where the cars can drive
201
645545
3301
ve bütün mevcut yenilenebilir enerji kaynakları ile başladık ve
10:48
and the building plots where you can put some buildings.
202
648870
2651
10:51
This master plan, we sat down with a handful of scientists
203
651545
3714
sonrasında ise bu tür bir insan yapımı ekosisteme
veya bu tür bir kent metabolizmasına kaynak akışı sağlamaya başladık.
10:55
and basically started with all of the renewable,
204
655283
2361
10:57
available natural resources,
205
657668
1932
10:59
and then we started channeling the flow of resources
206
659624
2779
Sonuç olarak bu ada modüler olacak,
11:02
through this kind of human-made ecosystem or this kind of urban metabolism.
207
662427
5047
yüzecek ve tropikal fırtınaya dayanacak bir şekilde tasarlanacak.
Bunu ölçekli bir şekilde prefabrik yapabilir ve
11:08
So it's going to be modular,
208
668466
2571
küçük topluluklar oluşturmak için çekip birbirleriyle kenetleyebilirsiniz.
11:11
it's going to be buoyant,
209
671511
1394
11:12
it's going to be designed to resist a tropical storm.
210
672929
3489
Bir çeşit kıyı eklentileri tasarlıyoruz.
11:16
You can prefabricate it at scale,
211
676442
2270
Böylece modüler ve oranlı olsa bile
11:18
and tow it to dock with others, to form a small community.
212
678736
4659
her bir ada kendi kıyı peyzajıyla eşsiz olabilecek.
11:23
We're designing these kind of coastal additions,
213
683419
2644
Mimari, merkezi yerçekimini
11:26
so that even if it's modular and rational,
214
686087
2403
yüzer tutabilmek için nispeten düşük olmalı.
11:28
each island can be unique with its own coastal landscape.
215
688514
3248
Bütün tarım alanlarını aynı zamanda
11:32
The architecture has to remain relatively low
216
692376
2849
sosyal alan yaratmak için kullanacağız,
11:35
to keep the center of gravity buoyant.
217
695249
2898
böylece insanlar permakültür bahçelerinin de keyfi çıkarabilecek.
11:38
We're going to take all of the agriculture
218
698171
3182
Bunu sıcak kuşaklar için tasarlıyoruz, bu yüzden bütün çatılar güneş enerjisini
11:41
and use it to also create social space
219
701726
2066
azami derecede elde edecek ve güneş ışınlarını gölgeleyecek şekilde yapıldı.
11:43
so you can actually enjoy the permaculture gardens.
220
703816
3033
Bütün malzemeler bambu ve tahta gibi hafif ve geri dönüştürülebilir olacak.
11:46
We're designing it for the tropics, so all of the roofs are maximized
221
706873
3450
Bu, albenili ve sıcak ortam yaratacak.
11:50
to harvest solar power and to shade from the sun.
222
710347
3145
Ve herhangi bir mimari yapının bu platforma uyması gerekiyor.
11:54
All the materials are going to be light and renewable,
223
714212
2564
11:56
like bamboo and wood,
224
716800
1603
11:58
which is also going to create this charming, warm environment.
225
718427
3960
Tüm depo pontonun içerisinde,
12:02
And any architecture is supposed to be able to fit on this platform.
226
722411
4970
Daha önce çalıştığımız
öğrenci konutlarının devasa bir versiyonu.
12:07
Underneath we have all the storage inside the pontoon,
227
727990
3691
Üretilen bütün enerji için depoya,
su deposuna ve iyileştirmelere sahibiz.
12:11
almost like a mega version of the student housings
228
731705
2983
Bir bakıma bütün atıklarla ve kompostlamayla uğraşıyoruz.
12:14
that we've already worked with.
229
734712
1714
12:16
We have all the storage for the energy that's produced,
230
736450
2842
Aynı zamanda aeroponik ve hidroponiklerle
12:19
all of the water storage and remediation.
231
739316
2667
12:22
We are sort of dealing with all of the waste and the composting.
232
742392
4428
yedek tarımımız var.
Bu peyzajın, yukarısında dikey çiftliklerin olduğu
12:27
And we also have some backup farming
233
747376
2365
12:29
with aeroponics and hydroponics.
234
749765
3624
aşağıda ise areponik ve akuaponiklerin olduğu dikey bir kesitini hayal edin.
12:33
So imagine almost like a vertical section through this landscape
235
753413
3881
Daha aşağısındaysa adayı yere bağladığımız
12:37
that goes from the air above, where we have vertical farms;
236
757318
3698
okyanus çiftiklerimiz var.
12:41
below, we have the aeroponics and the aquaponics.
237
761040
3731
Yeni resifler oluşturmak için
habitatı canlandıran biyotaşlar kullanıyoruz.
12:45
Even further below, we have the ocean farms
238
765260
2976
12:48
and where we tie the island to the ground,
239
768260
2643
300 kişilik küçük bir ada düşünün.
12:50
we're using biorock to create new reefs to regenerate habitat.
240
770927
4929
Sonrasında küme veya mahalle oluşturmak için bir araya getirilebilir.
Daha sonrasında ise 10.000 kişilik bir şehrin
12:56
So think of this small island for 300 people.
241
776348
3619
tamamını oluşturmak için kümelenebilir.
12:59
It can then group together to form a cluster or a neighborhood
242
779991
3134
Bu yüzen şehir gelişirse
13:03
that then can sort of group together to form an entire city for 10,000 people.
243
783692
4210
petri kabındaki bir kültür gibi büyüyebilir.
13:08
And you can imagine if this floating city flourishes,
244
788318
2762
Bu şehri yerleştirmek
veya demirlemek üzere baktığımız yerlerden birisi
13:11
it can sort of grow like a culture in a petri dish.
245
791532
3868
Pearl River deltası.
Bu tür gölgelik fotovoltaiklerin
13:16
So one of the first places we are looking at placing this,
246
796659
3460
denizde yüzen takımadaların üstünde olduğunu düşünün.
13:20
or anchoring this floating city,
247
800143
1617
13:21
is in the Pearl River delta.
248
801784
1857
Adaya doğru yelken açtığınızda,
13:23
So imagine this kind of canopy of photovoltaics
249
803665
3183
alternatif su ulaşımlarını kullanan deniz sakinlerini göreceksiniz.
13:26
on this archipelago floating in the sea.
250
806872
2729
13:29
As you sail towards the island, you will see the maritime residents
251
809625
3817
Bir çeşit halk limanına geldiniz.
Üretken ve sosyal peyzaj olan
13:33
moving around on alternative forms of aquatic transportation.
252
813466
4317
permakültür bahçeleri arasında dolaşabilirsiniz.
13:37
You come into this kind of community port.
253
817807
2958
Seralar şehrin kültürel hayatı için limonluklar hâline de gelmiş durumda.
13:40
You can roam around in the permaculture gardens
254
820789
2915
13:43
that are productive landscapes, but also social landscapes.
255
823728
3061
Denizin altında ise
tarımın ve bilimin hayatı ve
13:47
The greenhouses also become orangeries for the cultural life of the city,
256
827363
4688
sosyal alanlar ile dolu.
13:52
and below, under the sea,
257
832490
2190
Bir anlamda bu halk limanı
13:54
it's teeming with life of farming and science
258
834704
4270
insanların gece gündüz bir araya geldiği bir alan.
13:58
and social spaces.
259
838998
1730
İlki sıcak iklimler için tasarlanmış olsa da,
14:00
So in a way, you can imagine this community port
260
840752
3071
mimarinin herhangi bir kültüre uyarlanabileceğini düşünüyoruz.
14:03
is where people gather, both by day and by night.
261
843847
3087
Yani yüzen bir Orta Doğu şehri
14:07
And even if the first one is designed for the tropics,
262
847284
3007
veya Güneydoğu Asya şehri hayal edin.
14:10
we also imagine that the architecture can adapt to any culture,
263
850315
3220
Ya da bir gün yüzen bir İskandinav şehri.
14:13
so imagine, like, a Middle Eastern floating city
264
853559
2905
Sonuç olarak,
14:16
or Southeast Asian floating city
265
856488
2819
14:19
or maybe a Scandinavian floating city one day.
266
859331
4077
insan vücudunun %70'i su.
Gezegenimizin yüzeyinin ise %70′i su ve artıyor.
14:24
So maybe just to conclude.
267
864412
2428
14:28
The human body is 70 percent water.
268
868142
3428
Bütün dünya yarın uyansa ve karbon nötral hale gelse bile
14:32
And the surface of our planet is 70 percent water.
269
872134
3476
eğer yüzen alternatif insan ortamları geliştirmezsek
14:36
And it's rising.
270
876623
1150
14:38
And even if the whole world woke up tomorrow
271
878148
2579
günümüzde kaderinde batmak olan ada milletleri var.
14:40
and became carbon-neutral over night,
272
880751
2285
14:43
there are still island nations that are destined to sink in the seas,
273
883060
4162
Evrendeki tek sabit, değişim.
14:47
unless we also develop alternate forms of floating human habitats.
274
887246
4786
Dünyamız her gün değişiyor ve şu an, iklimimiz değişiyor.
14:53
And the only constant in the universe is change.
275
893977
3132
Kriz ne kadar kritik olursa olsun, ki öyle,
bu aynı zamanda bizim ortak insan süper gücümüz.
14:57
Our world is always changing, and right now, our climate is changing.
276
897133
4126
Değişime uyma gücümüz var
15:02
No matter how critical the crisis is, and it is,
277
902014
3323
15:05
this is also our collective human superpower.
278
905361
4507
ve geleceğimize şekil verme gücümüz var.
(Alkışlar)
15:10
That we have the power to adapt to change
279
910345
3139
15:13
and we have the power to give form to our future.
280
913508
3333
15:18
(Applause)
281
918040
5602
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7