How humanity can reach the stars | Philip Lubin

45,513 views ・ 2020-10-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
We're here at the University of California, Santa Barbara
0
12595
3151
İnsanlığın hayalinden söz etmek için
00:15
to discuss a dream of humanity:
1
15770
2587
burada, Santa Barbara'da California Üniversitesi'ndeyiz.
00:18
the ability to exit our solar system
2
18381
2982
Kendi Güneş sistemimizden çıkabilmek
00:21
and enter another solar system.
3
21387
2182
ve başka bir güneş sistemine girebilmek.
00:23
And the solution is literally before your eyes.
4
23593
3584
Çözüm tam da gözünüzün önünde.
00:27
So I have two things on me that you have -- I have a watch,
5
27621
2762
Üzerimde sizin de sahip olduğunuz iki şey var:
00:30
and I have a flashlight,
6
30407
1406
bir saatim ve bir el fenerim var.
00:31
which, if it's not on you, it's on your phone.
7
31837
2182
Eğer üzerinizde el feneri yoksa telefonunuzda vardır.
00:34
So the watch keeps time,
8
34043
1883
Saat zamanı gösteriyor
00:35
and my flashlight just illuminates my environment.
9
35950
3245
ve el fenerim de çevremi aydınlatıyor.
00:39
So like art, to me, science is illuminating.
10
39219
3237
Bana göre bilim, tıpkı sanat gibi, aydınlatan bir şey.
00:42
I want to see reality in a different way.
11
42480
2397
Gerçeği farklı bir yoldan görmek istiyorum.
00:44
When I turn on the flashlight,
12
44901
1509
El fenerini açtığımda
00:46
suddenly the dark becomes bright, and I suddenly see.
13
46434
2870
karanlık aniden aydınlanıyor ve görmeye başlıyorum.
00:49
The flashlight and its light,
14
49328
1635
El feneri ve onun ışığı,
00:50
which you can see coming out --
15
50987
1477
şu anda çıktığını görebiliyorsunuz,
00:52
the light on my hand is not only illuminating my hand,
16
52488
2554
sadece elimi aydınlatmıyor
00:55
it's actually pushing on my hand.
17
55066
1702
aslında elimi öne çıkarıyor.
00:56
Light carries energy and momentum.
18
56792
2309
Işık, enerji ve hız sağlar.
00:59
So the answer is not to make a spacecraft out of a flashlight,
19
59125
3076
Bu yüzden cevap el fenerinden,
01:02
by having the exhaust come out this way
20
62225
1929
egzozun bu taraftan çıktığı
01:04
and the spacecraft goes that way --
21
64178
1667
ve uzay aracının bu tarafa gittiği bir araç yapmak değil.
01:05
that's what we do today with chemistry.
22
65869
1872
01:07
The answer is this:
23
67765
1182
Bugün kimyayla yaptığımız şey bu.
01:08
Take the flashlight and put it somewhere on the Earth,
24
68971
2544
Cevap şu:
El fenerini alıp dünyada bir yere,
01:11
in orbit or on the Moon,
25
71539
1235
yörüngeye ya da Ay'a yerleştirip
01:12
and then shine it on a reflector,
26
72798
1773
sonra bir projektörü onunla aydınlatmak.
01:14
which propels the reflector to speeds which can approach the speed of light.
27
74595
4308
Ki bu da ışık hızına yetişebilen bir hıza projektörü ulaştırmak demek.
01:18
Well, how do you make a flashlight that's big enough?
28
78927
2484
Peki bu kadar büyük bir el fenerini nasıl yaparız?
01:21
This isn't going to do it,
29
81435
1317
Bu, işe yaramayacak,
01:22
my hand doesn't seem to be going anywhere.
30
82776
2079
elim bir şeye yarayacak gibi görünmüyor
01:24
And that's because the force is very, very low.
31
84879
2222
ve bu kuvvet oldukça düşük olduğu için böyle.
01:27
So the way that you can solve this problem
32
87125
2000
Bu problemi çözmenizin bir yolu,
01:29
is taking many, many flashlights, which are actually lasers,
33
89149
2815
aslında lazer olan birçok el feneri alıp
01:31
and synchronizing them in time,
34
91988
1484
zamanında onları senkronize etmek.
01:33
and when you gang them all together into a gigantic array,
35
93496
3604
Hepsini bizim fazlı dizi olarak adlandırdığımız
01:37
which we call a phased array,
36
97124
2220
devasa bir dizide bir araya getirdiğinizde,
01:39
you then have a sufficiently powerful system,
37
99368
2873
yaklaşık olarak bir şehir boyutunda yaparsanız,
01:42
which, if you make it roughly the size of a city,
38
102265
2495
kabaca elinizin boyutunda olan,
01:44
it can push a spacecraft, which is roughly the size of your hand,
39
104784
4126
ışık hızının aşağı yukarı %25 hızıyla giden
01:48
to speeds which are roughly 25 percent the speed of light.
40
108934
4227
bir uzay mekiğini itebilen yeterli ve güçlü bir sisteminiz olur.
01:53
That would enable us to get to the nearest star, Proxima Centauri,
41
113185
3794
Bu da 20 yıl içinde dört ışık yılından biraz daha uzak olan
01:57
which is a little over four light years away,
42
117003
2447
bize en yakın yıldız Proxima Centauri'ye ulaşmamıza olanak sağlar.
01:59
in less than 20 years.
43
119474
2000
02:02
Initial probes would be roughly the size of your hand,
44
122019
2928
Ön sondalar yaklaşık olarak elinizin boyutunda olacak
02:04
and the size of the reflector that you're going to use
45
124971
2606
ve kullanacağınız projektörün boyutu da
02:07
is going to be roughly human size,
46
127601
1889
yaklaşık olarak bir insan boyutunda olacak,
02:09
so not a whole lot larger than myself,
47
129514
2015
yani benden daha büyük bir şey olmayacak
02:11
but a few meters in size.
48
131553
1913
ama birkaç metre boyunda olacak.
02:13
It only uses the reflection of light from this very large laser array
49
133490
6071
Bu büyük lazer dizisinden uzay mekiğini itmek için
02:19
to propel the spacecraft.
50
139585
1794
sadece ışığın yansımasını kullanıyor olacak.
02:21
So let's talk about this.
51
141403
1975
Hadi bunun hakkında konuşalım.
02:23
This is a lot like sailing on the ocean.
52
143402
3181
Bu daha çok okyanusta yelkenliyle açılmak gibi.
02:26
When you sail on the ocean, you're pushed by the wind.
53
146607
3215
Yelkenliyle açıldığınızda rüzgar tarafından itilirsiniz.
02:29
And the wind then drives the sail forward through the water.
54
149846
2833
Rüzgar daha sonra yelkenliyi okyanus boyunca sürer.
02:32
In our case, we're creating an artificial wind in space
55
152703
3695
Bizim durumumuzda bu lazer dizisinden
02:36
from this laser array,
56
156422
1277
yapay bir rüzgar yaratıyoruz.
02:37
except the wind is actually the photons from the laser itself,
57
157723
3326
Aslında rüzgar lazerin kendisinden gelen fotonlar,
02:41
the light from the laser becomes the wind
58
161073
3123
lazerden gelen ışıklar da üzerine yelken açtığımız
02:44
upon which we sail.
59
164220
1325
rüzgar haline geliyor.
02:45
It is a very directed light --
60
165569
1531
Bu, oldukça doğrudan gelen bir ışık,
02:47
it's often called directed energy.
61
167124
2124
sıklıkla yönlendirilmiş enerji olarak adlandırılır.
02:49
So why is this possible today,
62
169272
1430
Peki bu neden bugün mümkün?
02:50
why can we talk about going to the stars today,
63
170726
2542
Neden 60 yıl önce,
02:53
when 60 years ago,
64
173292
1679
uzay programının ciddiyetle başladığı zamanda,
02:54
when the space program began in earnest,
65
174995
2519
insanlar "Bu mümkün değil" derken
02:57
people would have said, "That's not possible"?
66
177538
2190
bugün yıldızlara gidebilmek hakkında konuşuyoruz?
02:59
Well, the reason it's possible today has a lot to do with the consumer,
67
179752
4460
Bugün mümkün olmasının sebebinin tüketiciyle
03:04
and the very fact that you're watching me.
68
184236
2000
ve beni izliyor olduğunuz gerçeğiyle çok alakası var.
03:06
You're watching me over a high-speed internet,
69
186569
2286
Fiber optikler üzerinden veri gönderen
03:08
which is dominated by the photonics of sending data over fiber optics.
70
188879
5428
fotoniklerin hakim olduğu çok hızlı bir internet aracılığıyla beni izliyorsunuz.
03:14
Photonics essentially allow the internet to exist
71
194776
3725
Fotonikler, internetin günümüzde olduğu şekilde
03:18
in the way it does today.
72
198525
1274
var olmasına temelde olanak sağlar.
03:19
The ability to send vast amounts of data very quickly
73
199823
3155
Büyük miktarda veriyi çok hızlı bir şekilde gönderebilme kabiliyeti,
03:23
is the same technology that we're going to use
74
203002
2818
uzay mekiğini çok hızlı bir şekilde yıldızlara göndermek için
03:25
to send spacecraft very quickly to the stars.
75
205844
3114
kullanacağımız teknolojiyle aynı şey.
03:28
You effectively have an infinite supply of propellent,
76
208982
2548
Gerektiğinde açıp kapatabileceğiniz etkin bir şekilde
03:31
you can turn it on and off as needed.
77
211554
1849
tükenmeyen itici bir tedariğiniz olacak.
03:33
You do not leave the laser array that produces the light on
78
213427
5345
Bütün bir yolculuk boyunca ışığı sağlayan
03:38
for the entire journey.
79
218796
1405
lazer dizisinden ayrılmayacaksınız.
03:40
For small spacecraft, it's only on for a few minutes,
80
220225
2532
Küçük bir uzay mekiği için yalnızca birkaç dakika alacak,
03:42
and then it's like shooting a gun.
81
222781
3518
daha sonrası bir silahı ateşlemek gibi.
03:46
You have a projectile which just moves ballistically.
82
226323
4040
Balistik olarak hareket eden bir roketiniz olacak.
03:50
Even if we, as humans, are not on the spacecraft,
83
230387
3460
Biz insanlar uzay mekiğinin içinde olmasak bile
03:53
at least we have the ability to send out such spacecraft.
84
233871
2796
en azından böyle bir uzay mekiğini gönderme kabiliyetine sahibiz.
03:57
You want to remotely view,
85
237133
2187
Bir nesneyi uzaktan incelemek
03:59
or have remote imaging and remote sensing,
86
239344
3500
ya da uzaktan hayal etmek ve uzaktan algılamak istersiniz.
04:02
of an object.
87
242868
1396
04:04
So when we go to Jupiter, for example,
88
244288
2599
Örneğin Jüpiter'e bir yakın geçiş aracı gönderdiğimizde
04:06
with a flyby mission,
89
246911
2039
04:08
we are taking pictures of Jupiter,
90
248974
1635
Jüpiter'in fotoğraflarını çekeriz,
04:10
we're measuring the magnetic field,
91
250633
1683
manyetik alanını, parçacık yoğunluğunu ölçeriz
04:12
the particle density,
92
252340
1174
04:13
and we're basically exploring remotely.
93
253538
1991
ve aslında uzaktan keşfederiz.
04:15
The same way that you are looking at me.
94
255553
1929
Tıpkı bana baktığınız şekilde.
04:17
And all of the current missions that are beyond the Moon
95
257506
3317
Ay haricindeki şu anki görevler
04:20
are remote-sensing missions.
96
260847
2040
uzaktan algılama görevleri.
04:22
What would we hope to find if we visited an exoplanet?
97
262911
2833
Eğer bir öte gezegeni ziyaret etseydik ne bulmayı beklerdik?
04:25
Perhaps there's life on an exoplanet,
98
265768
2373
Muhtemelen bir öte gezegende yaşam vardır
04:28
and we would be able to see evidence of life,
99
268165
2579
ve yaşam kanıtlarını ya atmosferik biyolojik imzalar
04:30
either through atmospheric biosignatures
100
270768
2261
ya da dramatik bir resim aracılığıyla görebilirdik,
04:33
or through, you know, a dramatic picture,
101
273053
2115
04:35
we would be able to see something actually on the surface.
102
275192
2766
aslında yüzeyde bir şey görebilirdik.
04:37
We don't know if there's life elsewhere in the universe.
103
277982
2699
Evrende bir yerde yaşam var mı bilmiyoruz.
04:40
Perhaps on the missions that we send out, we will find evidence for life,
104
280705
3674
Belki gönderdiğimiz görevlerde yaşam kanıtını bulacağız,
04:44
perhaps we will not.
105
284403
1452
belki de bulamayacağız.
04:46
And while economics may seem like an inappropriate thing
106
286196
2880
Ekonomi, yıldızlararası imkanı konuşmak için
04:49
to bring into a talk on interstellar capability,
107
289100
3768
uygunsuz bir şey gibi görünürken
04:52
it is in fact one of the driving issues in achieving interstellar capability.
108
292892
4920
aslında yıldızlararası imkana ulaşmada etkili olan konulardan bir tanesi.
04:58
You have to get things to the point where they're economically affordable
109
298479
4141
Yapmak istediğimiz şeyi yapabilmemiz için
işleri ekonomik olarak uygun bir noktaya getirmelisiniz.
05:02
to do what we want to do.
110
302644
1270
05:03
So currently,
111
303938
1421
Şu anda laboratuvarda büyük ölçekleri
05:05
we have systems in the lab
112
305383
1526
05:06
which have achieved the ability to synchronize over very large scales,
113
306933
4931
yaklaşık olarak 10 kilometreye ya da altı mil uzaklığa
05:11
out to about 10 kilometers or roughly six miles.
114
311888
3730
senkronize edebilme kabiliyeti olan sistemlerimiz var.
05:16
We've been able to achieve synchronization of laser systems,
115
316367
2867
Lazer sistemlerini eş zamanlı yapmayı başardık
05:19
and it's worked beautifully.
116
319258
1611
ve güzel bir şekilde çalıştı.
05:20
We've known how to build lasers for many decades,
117
320893
4373
Onlarca yıldır lazerler inşa etmeyi biliyoruz
05:25
but it's only now that the technology has gotten inexpensive enough,
118
325290
3870
ama sadece şimdi teknoloji,
05:29
and become mature enough
119
329184
1571
büyük diziler, güneş tarlasına benzeyen
05:30
that we can imagine having huge arrays, literally,
120
330779
4870
kilometre ölçeği diziler sahibi olmayı hayal edebileceğimiz kadar
05:35
kilometer-scale arrays, much like solar farms,
121
335673
3626
ucuz ve olgun hale geldi.
05:39
but instead of receiving light, they transmit light.
122
339323
4362
Ama ışığı almak yerine onu iletiyorlar.
05:43
The beauty of this type of technology is it enables many applications,
123
343709
5813
Bu tür bir teknolojinin güzelliği birçok uygulamaya olanak sağlaması.
05:49
not just relativistic flight for small spacecraft,
124
349546
2944
Sadece küçük bir uzay mekiği için göreceli bir uçuş sağlamıyor
05:52
but enables high-speed spacecraft,
125
352514
2658
ama çok hızlı bir uzay mekiğine,
05:55
high-speed flight in our solar system,
126
355196
2405
Güneş sistemimizde çok hızlı bir uçuşa olanak sağlıyor.
05:57
it enables planetary defense,
127
357625
1833
Gezegenleri savunmaya,
05:59
it enables space debris removal,
128
359482
2468
uzay çöplerinin temizlenmesine, Ay'da ya da diğer yerlerdeki
06:01
it enables powering of distant assets that we may want to send power to,
129
361974
5643
uzay mekiği veya üsler gibi güç göndermek istediğimiz
06:07
such as spacecraft or bases on the Moon or other places.
130
367641
3785
uzak olan araçların güçlendirilmesine olanak sağlıyor.
06:11
It's an extremely versatile technology,
131
371450
2183
Bu, aşırı derecede çok yönlü bir teknoloji.
06:13
it's something that humanity would want to develop
132
373657
2658
Yıldızlara uzay mekiği göndermek istemeseler bile
06:16
even if they didn't want to send spacecraft to the stars,
133
376339
3127
insanlığın geliştirmek isteyeceği bir şey.
06:19
because that technology allows so many applications
134
379490
2586
Çünkü bu teknoloji şu anda makul olmayan
06:22
that are currently not feasible.
135
382100
2501
birçok uygulamaya olanak veriyor.
06:24
And therefore, I feel it's an inevitable technology,
136
384625
2642
Bu nedenle bunun kaçınılmaz bir teknoloji olduğunu düşünüyorum
06:27
because we have the ability,
137
387291
2064
çünkü kabiliyetimiz var.
06:29
we just need to fine-tune the technology
138
389379
2816
Sadece teknolojiye ince bir ayar yapmalı
06:32
and in a sense, wait for economics to catch up with us
139
392219
3207
ve bir anlamda ekonominin bize yetişmesini beklemeliyiz.
06:35
so that it becomes cheap enough to build the large systems.
140
395450
3199
Böylece büyük sistemler kurmamız için yeteri kadar ucuz hale gelebilir.
06:38
The smaller systems are affordable now.
141
398673
2571
Şu anda daha küçük sistemler bütçeye uygun durumda.
06:41
And we've already started building prototype systems in our lab.
142
401268
3436
Laboratuvarımızda prototip sistemler kurmaya çoktan başladık.
06:45
So while it's not going to happen tomorrow,
143
405284
2007
Bu, yarın gerçekleşmeyecek
06:47
we've already begun the process,
144
407315
1556
ama süreci çoktan başlattık.
06:48
and so far, it's looking good.
145
408895
2095
Şimdiye kadar iyi görünüyor.
06:51
This is both a revolutionary program,
146
411014
3854
Bu, dönüşebilir bir teknoloji olması açısından
06:54
in terms of being a transformative technology,
147
414892
3285
devrim niteliğinde bir program.
06:58
but it's also an evolutionary program.
148
418201
2936
Ama aynı zamanda evrimsel bir program.
07:01
So personally, I do not expect to be around
149
421161
3647
Kendi adıma konuşursam ilk göreceli uçuş gerçekleştiğinde
07:04
when the first relativistic flight happens.
150
424832
3866
buralarda olmayı beklemiyorum.
07:08
I think that's probably 30-plus years off before we get to that point,
151
428722
3395
Bence bu noktaya ulaşmadan önce 30 yıldan daha fazla bir süre gerekecek,
07:12
and perhaps more.
152
432141
1571
belki de daha fazla.
07:13
But what inspires me
153
433736
1174
Ama bana ilham veren şey
07:14
is to look at the ability to achieve the final goal.
154
434934
3183
son hedefimize ulaşma kabiliyetimizi görmek.
07:18
Even if it does not happen in my lifetime,
155
438141
2508
Benim yaşadığım sürede bu gerçekleşmese bile
07:20
it can happen in the lifetime of the next generation
156
440673
2864
yeni neslin ya da ondan sonraki neslin
07:23
or the generation beyond that.
157
443561
1437
yaşam süresinde gerçekleşebilir.
07:25
The consequences are so transformative
158
445022
3077
Sonuçlar o kadar dönüştücü olablir ki
07:28
that we literally, in my opinion, must go down this path,
159
448123
3445
bence bu yoldan geçmeli,
07:31
and must explore what the limitations are,
160
451592
2308
sınırların ne olduğunu ve bu sınırların üstesinden
07:33
and then how do we overcome the limitations.
161
453924
2193
nasıl geleceğimizi keşfetmeliyiz.
07:36
The search for life on other planets
162
456141
1754
Diğer gezegenlerdeki yaşam arayışı
07:37
would be one of humanity's foremost explorations,
163
457919
4181
insanlığın önde gelen keşiflerinden biri olabilir.
07:42
and if we're able to do so,
164
462124
2101
Eğer bunu yapabiliyorsak
07:44
and actually find life on another planet,
165
464249
2396
ve gerçekten başka bir gezegende yaşam bulursak
07:46
it would change humanity forever.
166
466669
2087
bu, insanlığı sonsuza kadar değiştirebilir.
07:48
Everything is profound in life.
167
468780
1524
Hayattaki her şey çok anlamlı.
07:50
If you look deep enough,
168
470328
1194
Eğer yeterince derine bakarsanız
07:51
you'll find something incredibly complex and interesting and beautiful in life.
169
471546
4881
hayatta inanılmaz derecede karmaşık, ilgi çekici ve güzel bir şey bulacaksınız.
07:57
And the same is true with the lowly photon
170
477019
2547
Aynı şey her gün görmeye alışık olduğumuz
07:59
that we use to see every day.
171
479590
3380
boynu bükük foton için de geçerli.
08:03
But when we look outside and we imagine something vastly greater,
172
483352
4719
Ama dışarıya baktığımızda ve çok büyük bir şey hayal ettiğimizde,
08:08
an array of lasers that are synchronized,
173
488095
3214
eş zamanlı lazer dizisi gibi,
08:11
we could imagine things which are just extraordinary in life.
174
491333
4139
hayatta olağanüstü olan şeyleri hayal edebiliriz.
08:15
And the ability to go to another star
175
495496
1960
Başka bir yıldıza gidebilme kabiliyeti de
08:17
is one of those extraordinary capabilities.
176
497480
2627
bu olağanüstü kabiliyetlerden bir tanesi.
08:21
(Birds chirping)
177
501317
4981
(Kuş cıvıltısı)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7