An illustrated kingdom of real, fantastical plants | Nirupa Rao

45,005 views ・ 2020-10-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:13
I have a challenge for you.
0
13707
1883
Sizden yapmanızı istediğim bir şey var.
00:15
The next time you're stuck in traffic,
1
15614
1826
Trafikte sıkışıp kaldığınız bir zamanda
00:17
take a minute to take a look at the sea of cars around you.
2
17464
2804
etrafınızdaki araba denizine bakmak için bir dakikanızı ayırın.
00:20
How many car companies do you think you could recognize?
3
20292
2661
Kaç tane otomobil firmasını hatırlayabileceksiniz sizce?
00:23
I'm not even really into cars,
4
23706
1920
Arabalara çok fazla ilgim yok
00:25
but I think I'd do fairly well.
5
25650
1717
ama ben oldukça iyi bir iş çıkartırdım diye düşünüyorum.
00:28
But then look beyond the cars
6
28028
1440
Sonra arabaların ötesine, yolun kenarındaki ağaç sıralarına bakın.
00:29
to the trees that line the side of the road.
7
29492
2199
00:32
How many of those could you identify?
8
32092
2010
Kaç tanesinin hangi ağaç türü olduğunu söyleyebilirsiniz?
00:34
Probably not as many, right?
9
34788
2202
Muhtemelen pek fazla söyleyemezsiniz, değil mi?
00:37
Year upon year,
10
37892
1870
Yıllar geçtikçe
00:39
we grow further and further away from nature
11
39786
2668
"Yeni nesilin doğayla nasıl bir tecrübesi olacak?"
00:42
to the point where we have to question:
12
42478
2159
sorusunu sorma noktasına gelene kadar doğadan daha da uzaklaşıyoruz.
00:44
What experience of nature will the next generation have?
13
44661
3650
00:48
And if that generation lacks a sort of emotional connection
14
48335
3159
Eğer bu neslin çevreleriyle bir tür duygusal bağı yoksa
00:51
with their surroundings,
15
51518
1390
00:52
then will they bother to fight and save it
16
52932
2412
o zaman en çok ihtiyacımız olduğunda
00:55
when we need it most?
17
55368
1470
doğayı korumak ve savaşmak için zahmet edecekler mi?
00:58
My name is Nirupa Rao, and I'm a botanical artist.
18
58140
3420
Adım Nirupa Rao ve ben bir botanik sanatçısıyım.
01:01
In short, that means I paint plants,
19
61584
2332
Kısacası genellikle sulu boya kullanarak
01:03
usually with watercolor,
20
63940
1610
sadece estetik olarak güzel olmasını amaçlayarak değil,
01:05
in a way that aims to be not only aesthetically appealing
21
65574
3942
aynı zamanda bilimsel olarak
01:09
but also scientifically accurate.
22
69540
1949
doğru olmasını da amaçlayarak bitkilerin resmini çiziyorum.
01:11
And I'm well aware that this is quite an odd profession
23
71947
3081
21. yüzyılda yaşayan şehirli bir Hint için
01:15
for a 21st-century urban Indian --
24
75052
2495
bunun oldukça tuhaf bir meslek olduğunun farkındayım.
01:17
some might say outdated in the age of the camera --
25
77571
3014
Bazılarınız kamera çağında bunun demode olduğunu söyleyebilir
01:20
but here's how my journey began.
26
80609
2064
ama benim yolculuğum işte böyle başladı.
01:23
A few years ago,
27
83276
1412
Birkaç yıl önce,
01:24
I met two naturalists who work with the Nature Conservation Foundation:
28
84712
4066
Doğayı Koruma Vakfı'yla çalışan iki doğa bilimci ile tanıştım:
01:28
Divya Mudappa and T.R. Shankar Raman.
29
88802
2679
Divya Mudappa ve T.R. Shankar Raman.
01:31
And now interestingly,
30
91922
1163
Aslında ilginç olan şu ki
01:33
they actually began their careers working with animals,
31
93109
2598
kariyerlerine hayvanlar üzerinde çalışarak başlamışlar
01:35
but they soon came to realize
32
95731
1423
ama kısa süre içinde eğer hayvanları koruyacaklarsa
01:37
that if they were to protect those animals,
33
97178
2072
01:39
they'd also have to protect their habitats --
34
99274
2230
onların yaşam alanlarını da korumaları gerektiğini fark etmişler
01:41
that is, the trees they live off.
35
101528
1768
ve bu yaşam alanları da ağaçlar.
01:43
And so they started a rainforest restoration program
36
103640
2829
Yerli kuşların ve hayvanların yaşadığı yerli ağaçlar yetiştirme amacıyla
01:46
aimed at growing local trees that local birds and animals rely on.
37
106493
3807
bir yağmur ormanı restorasyon programı başlattılar.
01:50
And they were looking to visually document them in some way,
38
110698
3001
Ağaçları görsel olarak belgeleyebilecekleri bir yol arıyorlardı
01:53
but the photographers they approached came up empty-handed.
39
113723
3964
ama irtibata geçtikleri fotoğrafçılar elleri boş gelmişti.
01:57
These trees were up to 140 feet tall.
40
117711
3845
Bu ağaçların boyu 42 metre uzunluğunda
02:01
That's 26 times my height.
41
121580
2754
yani benim boyumdan 26 kat daha fazla.
02:04
Try capturing giants like that in a single camera frame.
42
124768
3268
Bu devasa şeyleri tek bir kamera çerçevesinde yakalamaya çalışın.
02:08
Besides, the surrounding greenery was just too dense
43
128386
2836
Ayrıca etraftaki yeşillik alan tek bir ağacı ayırmak için oldukça yoğundu.
02:11
to clearly isolate a single tree.
44
131246
2179
02:14
And so together, we decided to give good old painting a shot.
45
134095
3649
Bu yüzden birlikte eskiden yaptığımız resim çizmeyi bir denemeye karar verdik.
02:18
And to tell you the truth,
46
138370
1254
Doğrusunu söylemek gerekirse
02:19
even when I was standing there right in front of them,
47
139648
2546
onların hemen önünde dururken bile ağacın tamamını görmek çok zordu.
02:22
it was difficult to see the entire tree.
48
142218
2510
02:24
So instead I'd study the buttress up close
49
144752
3246
Bunun yerine payandalar üzerinde daha yakından çalıştım
02:28
and then climb up the hill to see its crown rising above the canopy.
50
148022
4278
ve sonra gölgesinin üstünden yükselen tacını görebilmek için tepeye tırmandım.
02:32
And then with Divya, and she there as aide,
51
152681
2038
Divya'yla, orada yardımcım olarak bulunuyordu,
02:34
we could piece these pieces of the puzzle together
52
154743
2360
bulmacanın bu parçalarını en son resimde birleştirebildik.
02:37
into the final painting.
53
157127
1444
02:39
For a lot of people who don't know the jungles
54
159572
2252
Ormanlar hakkında buvdoğa bilimciler kadar
02:41
as well as these naturalists,
55
161848
2225
fazla bilgisi olmayan insanlar için
02:44
these paintings are the only way that they'll get to see these trees
56
164097
3352
ağaçları bütünüyle görebilecekleri tek yol bu resimler.
02:47
in their entirety.
57
167473
1553
02:49
We were able to document 30 of the region's most iconic species
58
169050
4600
Bölgenin ikonik 30 türünü meyveleri, çiçekleri,
02:53
along with their fruit, flowers, seeds and leaves.
59
173674
2907
tohumları ve yapraklarıyla belgelemeyi başardık.
02:56
(Applause)
60
176963
2988
(Alkış)
03:01
Through this process,
61
181026
1151
Bu süreç boyunca ormanlar gözüme gerçekten canlı göründü.
03:02
the jungles really came alive to me.
62
182201
2676
03:04
They morphed from this undifferentiated sea of green
63
184901
3447
Bu ayırt edilemeyen yeşillik denizinden
03:08
into individual species with individual characters.
64
188372
3382
bireysel karakterleri olan bireysel türlere dönüştüler.
03:12
And I think a lot of people just tend to see plants as background scenery,
65
192289
4057
Bence birçok insan hareketsizliklerinin ilginç olmadığını farz ederek
03:16
assuming that their immobility makes them uninteresting.
66
196370
3292
bitkileri sadece arka plan manzarası olarak görmeye meyilli.
03:19
But I began to see that it is that very rootedness that makes them fascinating,
67
199686
4797
Ama onları büyüleyici yapan şeyin kökleşmiş olmaları olduğunu,
03:24
the ingenious ways in which they adapt and respond
68
204507
3544
hayal etmemizin zor olduğu zaman ölçeklerinde
03:28
to threats and opportunities
69
208075
1367
tehditlere ve fırsatlara yanıt verme ve uyum sağlamalarındaki
03:29
on timescales that make our heads hurt to imagine.
70
209466
3562
zekice yolların olduğunu fark etmeye başladım.
03:33
And I couldn't help but wonder:
71
213052
1777
Şunu merak etmeden duramadım:
03:34
What if I could tell their stories,
72
214853
1879
Ya hikayelerini anlatıp karmaşıklıklarını sergileyebilseydim?
03:36
showcase their complexity?
73
216756
1735
03:38
Perhaps we'd all start to think of plants a little differently.
74
218515
3033
Belki de bitkiler hakkında daha farklı düşünmeye başlardık.
03:42
And in fact, in my family, plants have always been a source of fascination.
75
222369
3638
Aslında bitkiler ailemde hep bir hayranlık kaynağı olmuştu.
03:46
My grand-uncle, Father Cecil Saldanha,
76
226031
2038
Büyük amcam, papaz Cecil Saldanha, 60'lı yıllarda
03:48
was the first to document the flora of our home state of Karnataka
77
228093
3556
Karnataka'daki ana eyaletimizde bitki örtüsünü belgeleyen ilk kişiydi.
03:51
back in the '60s.
78
231673
1508
03:53
And my mother has all of these memories
79
233205
1909
Annemin küçük bir çocukken
03:55
of being a little girl watching this entire enterprise unfold.
80
235138
3497
bütün gözler önüne serilen bu girişimi izlemekle ilgili bir sürü anısı var.
03:59
And consequently,
81
239248
1299
Bu nedenle bitkilerle hep macera, keşif ve heyecanla bağlantı kurdum.
04:00
I've come to associate plants with adventure and discovery
82
240571
3429
04:04
and excitement.
83
244024
1240
04:05
And so I knew I didn't just want to paint roses and sunflowers.
84
245288
3696
Sadece güller ve çiçeklerle ilgilenmek istemediğimi biliyordum.
04:09
I wanted to paint the kinds of plants that botanists like my uncle work with.
85
249008
4385
Amcam gibi bitki bilimcilerin üzerinde çalıştığı bitkileri çizmek istedim
04:14
And so I set out to create a book,
86
254021
2028
ve National Geographic Topluluğu tarafından desteklenen,
04:16
supported by the National Geographic Society,
87
256073
2537
dünyanın en çok biyolojik çeşitliliğine sahip olan bölgesinde,
04:18
on the weirdest, wackiest plants we could find
88
258634
4123
Hindistan'ın Batı Dağ Geçidinde bulabileceğimiz
04:22
in one of the most biodiverse regions in the world:
89
262781
4067
en tuhaf ve saçma bitkiler üzerine bir kitap oluşturmaya başladım.
04:26
India's very own Western Ghats.
90
266872
2410
(Alkış)
04:30
(Applause)
91
270134
3034
04:33
Take a look at these fantastic jewel-like sundews.
92
273526
3600
Bu şahane, mücevhere benzeyen güneş güllerine bakın.
04:37
They grow in regions where nutrient content in the soil is poor,
93
277150
4017
Topraktaki besin maddesi kapasitesinin az olduğu bölgelerde yetişiyor
04:41
and so they have a little way of supplementing their diets.
94
281191
3531
ve beslenmelerini tamamlamak için bir yolları var.
04:44
They lure, trap and ingest insects using mucilaginous glands on their leaves.
95
284746
5400
Yapraklarındaki zamklı torbaları kullanarak
böcekleri cezbediyor, tuzağa düşürüyor ve yiyorlar.
04:50
The little insects are attracted to the sweet secretions,
96
290170
2870
Bu tatlı salgı, küçük böceklerin dikkatini çekiyor
04:53
but once they come in contact,
97
293064
1699
04:54
they are ensnared and the game is up.
98
294787
1976
ama bir kez yaklaştıklarında tuzağa düşüyorlar ve oyun bitiyor.
04:57
And you might notice
99
297101
1150
Güneş güllerinin çiçeklerini
04:58
that the sundews very cleverly hold their flowers on tall, thin stems
100
298275
4560
olası polen taşıyıcıları tuzağa düşürmekten kaçınmak için
05:02
high above their murderous leaves
101
302859
2023
tehlikeli yapraklarının üstündeki
05:04
to avoid trapping potential pollinators.
102
304906
2507
uzun ve ince gövdesinde tuttuğunu fark etmişsinizdir.
05:08
Further inside the jungle,
103
308444
2119
Ormanın daha da ilerisinde
05:10
you might meet the strangler fig.
104
310587
3274
boğucu incir ağaçlarıyla karşılaşabilirsiniz.
05:14
It grows in areas where sunlight is scant
105
314234
3337
Güneş ışığının az ve rekabetin çok olduğu bölgelerde yetişir.
05:17
and competition is intense.
106
317595
2182
05:19
And so it has a strategy to sort of cut in line and get ahead.
107
319801
3504
Bu yüzden diğerlerinden önde olmak için bir tür stratejisi var.
05:23
You see, its seeds are dispersed by birds
108
323329
2313
Gördüğünüz gibi incir ağacının tohumu,
05:25
that drop them atop the branches of existing trees.
109
325666
3458
oradaki ağaçların dalının üstünden onları atan kuşlar tarafından dağıtılıyor.
05:29
And that little seed will start to germinate from there,
110
329148
2767
O küçük tohum, dallarını gökyüzüne ve köklerini yerin dibine göndererek
05:31
sending its shoots upward to the sky
111
331939
2480
05:34
and its roots all the way down to the ground,
112
334443
2646
sıklıkla ana ağacı ölümüne boğarak oradan filizlenmeye başlayacak.
05:37
all the while strangling the host tree, often to death.
113
337113
3984
05:41
And even if that host tree dies and rots away,
114
341574
2909
Ana ağaç ölse ve çürüse bile
05:44
the strangler will persist
115
344507
1489
boğucu ağaç, köklerin ve dalların oyuk bir sütunu olarak kalacak.
05:46
as a hollowed-out column of roots and branches.
116
346020
3170
05:49
And if that didn't impress you,
117
349929
1536
Eğer bu sizi etkilemediyse
05:51
let me show you one of my personal favorites:
118
351489
2338
size kişisel olarak en sevdiğimi göstereyim:
05:53
the Neelakurinji.
119
353851
1464
Neelakurinji.
05:55
When it blossoms,
120
355845
1359
Çiçek açtığında
05:57
it does so in unison,
121
357228
1719
ki bunu bütün çiçeklerle beraber yapıyorlar,
05:58
covering entire hillsides in carpets of blue.
122
358971
3596
bütün yamacı mavi bir halı gibi kaplıyorlar.
06:03
This is its pollination strategy known as "gregarious flowering,"
123
363281
4257
Bu onun "girgin çiçeklenme" olarak bilinen polen yayma stratejisi.
06:07
in which it invests all of its resources into a single, spectacular event
124
367562
4872
Bütün gücünü, polen taşıyıcılarını şölene katılması için cezbetmeyi amaçlayan
06:12
aimed at attracting pollinators to the feast --
125
372458
2504
tek ve olağanüstü bir aksiyonda topluyor.
06:14
which is easily done,
126
374986
1189
Neelakurinji'nin kilometrelerde öteden görülebildiği düşünüldüğünde
06:16
considering the Neelakurinji is all that can be seen for miles around.
127
376199
3555
bu aksiyonu kolaylıkla başarıyor.
06:19
But here's the catch:
128
379778
1615
Ama sorun şu ki
06:21
it happens only once every 12 years.
129
381417
2970
bu olay sadece 12 yılda bir gerçekleşiyor.
06:24
(Applause)
130
384411
1023
(Alkış)
06:25
And soon after seeding,
131
385458
1515
Tohumlamasından hemen sonra bu çiçekler ölecek
06:26
these flowers will die,
132
386997
1862
06:28
not to be seen again for the next 12 years.
133
388883
3145
ve gelecek 12 yıl içinde tekrar görülemeyecekler.
06:32
This is our way of telling a story of the Western Ghats:
134
392537
4667
Bu bizim Batı Dağ Geçidi hikayelerini anlatma şeklimiz:
06:37
through plants and through their ecosystems
135
397228
2054
Bitkiler ve onların ekosistemleriyle,
yaşam alanlarındaki oyuncularla etkileşim içinde oldukları
06:39
and the various ways in which they interact
136
399306
2032
06:41
with players in their habitats.
137
401362
1945
birçok çeşitli yollarla anlatıyoruz.
06:43
It's glorious, isn't it?
138
403331
2116
Çok muhteşem bir şey, değil mi?
06:45
But the way things are going,
139
405471
1865
Ama bu gidişle
06:47
we can't be sure that the Neelakurinji will come out to play again
140
407360
3097
Neelakurinji'nin önümüzdeki 12 yıl içinde tekrar ortaya çıkacağından emin değiliz.
06:50
in the next 12 years.
141
410481
1606
06:53
The further and further we grow from nature,
142
413293
2682
Doğadan ne kadar çok uzaklaşırsak
06:55
the more we are almost literally blind to it
143
415999
3285
doğada olan biteni ve faaliyetlerimizin doğaya olan etkisini
06:59
and the effects that our activities have on it.
144
419308
2684
o kadar çok göremeyeceğiz.
07:02
And that's what it's called -- "plant blindness":
145
422016
3182
Buna "bitki körlüğü" deniyor:
07:05
the increasing inability to really register the plants around us
146
425222
4354
Etrafımızdaki bitkileri yaşayan canlılar olarak görmedeki
07:09
as living beings.
147
429600
1464
giderek artan yetersizlik.
07:11
The two scientists that coined this term,
148
431462
2881
Bu terim iki bilim insanı tarafından bulundu.
07:14
Elisabeth Schussler and James Wandersee,
149
434367
2059
Elisabeth Schussler ve James Wandersee,
07:16
contend that plants lack certain visual cues.
150
436450
3811
bitkilerin bazı görsel işaretlerden yoksun olduğunu iddia ettiler.
07:20
They don't have faces,
151
440285
1428
Bir yüzleri yok,
07:21
they don't move,
152
441737
1154
hareket edemiyorlar
07:22
and we don't perceive them as threats.
153
442915
2422
ve onları tehdit olarak algılamıyoruz.
07:25
And so with the increasing onslaught of information that our eyes receive,
154
445361
5311
Gözlerimizin algıladığı giderek artan bilgi hücumlarıyla
07:30
we just deprioritize registering plants,
155
450696
3075
basitçe konu dışı olarak bulduğumuz bilgileri süzerek
07:33
simply filtering out information that we view as extraneous.
156
453795
3940
bitkileri görmemizin önemini azaltıyoruz.
07:39
But stop to think about that.
157
459256
1815
Ama bunun hakkında düşünmeyi bırakın.
07:41
Are plants really extra?
158
461532
2418
Bitkiler gerçekten fazlalık mı ediyor?
07:44
Are they just nature's backdrop?
159
464713
2587
Bitkiler sadece doğanın perde arkası mı?
07:47
Or are they the fundamental building blocks
160
467992
3940
Yoksa bitkiler, ekosistemimizin başlangıç noktası
07:51
upon which all life is based,
161
471956
2477
ve dünyanın bugüne kadar sürdürülebilmiş olmasındaki neden gibi
07:54
the starting points of our ecosystems
162
474457
2744
hayatın dayandığı ilke üzerine kurulan temel yapı taşları mı?
07:57
and the reason why earth is sustainable for life to this day?
163
477225
4052
08:02
I leave you with these images from a program called "Wild Shaale,"
164
482444
3120
"Wild Shaale" yani Kannada'da "vahşi okul" anlamına gelen
08:05
which in Kannada means "wild school."
165
485588
2599
programdaki görüntülerle sizi baş başa bırakıyorum.
08:08
It's run by a conservationist, Krithi Karanth.
166
488211
2716
Bir doğacı olan Krithi Karanth tarafından yönetiliyor
08:11
And her team turned some of my illustrations
167
491795
2186
ve ekibi, köylerdeki çocuklar oynayabilsin ve öğrenebilsin diye
08:14
into games that village children could play with and learn from.
168
494005
3000
benim çizimlerimden bazılarını oyunlara dönüştürdü.
08:17
And I can tell you they were so excited to see plants that they recognized --
169
497514
5841
Maymunların üzerinde oynadıkları ağaçlar,
08:23
the trees that the monkeys play on,
170
503379
1959
hasat festivalinde kullandıkları çiçekler
08:25
the flowers they use at their harvest festival,
171
505362
2449
ve saçlarını yıkamak için kullandıkları meyveler gibi
08:27
the fruit they use to wash their hair.
172
507835
2441
tanıyabildikleri bitkileri gördükleri için çok heyecanlılardı.
08:30
And it's that sort of familiarity which, when celebrated,
173
510300
3856
Bu, kutlandığında sevgiye
08:34
turns to love,
174
514180
1311
sonra da bir koruma dürtüsüne dönüşen türde bir aşinalık.
08:35
which then turns into an urge to protect.
175
515515
2755
08:39
It's really time we open our eyes to the world around us,
176
519303
3480
Etrafımızdaki dünyaya, gözümüzün önünde olup
08:42
to this entire kingdom that's hidden in plain sight.
177
522807
3507
fark edilmeyen bütün bu cennete gözlerimizi açmamızın zamanı geldi.
08:47
And so the next time you're stuck in traffic,
178
527242
2505
Trafikte sıkışıp kaldığınız bir zamanda ne yapacağınızı biliyorsunuz.
08:49
you know what to do.
179
529771
1582
08:51
(Applause)
180
531377
1575
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7