Racism has a cost for everyone | Heather C. McGhee

227,497 views ・ 2020-05-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Adel Kuzulu Gözden geçirme: Merve Kılıç
00:12
I am a public policy wonk.
0
12865
2015
Ben bir kamu politikası uzmanıyım.
00:15
I investigate data that points to problems in the American economy --
1
15317
4794
Amerikan ekonomisindeki sorunlara işaret eden verileri araştırıyorum;
00:20
problems like rising household debt,
2
20135
3101
hane halkı borcunun artması,
00:23
declining wages and benefits,
3
23260
1952
ücretlerin ve yardımların düşmesi,
00:25
shortfalls in public revenue.
4
25236
2095
kamu gelirindeki eksiklikler gibi sorunlar.
00:28
And I try to pinpoint solutions
5
28196
1968
Ekonomimizi daha fazla insan için
00:30
to make our economy more prosperous for more people.
6
30188
3268
daha refah hale getirmek adına çözümler bulmaya çalışıyorum.
00:34
I geek out about tax policy
7
34617
3301
Vergi politikası
00:37
and infrastructure investments,
8
37942
2048
ve altyapı yatırımlarını deliler gibi araştırıyorum
00:40
and I get really excited
9
40014
1667
ve zarifçe tasarlanmış
00:41
by a gracefully designed regulatory regime.
10
41705
2959
bir düzenleyici rejimden gerçekten heyecan duyuyorum.
00:44
(Laughter)
11
44688
2009
(Kahkahalar)
00:46
These are the kinds of topics that I was talking about
12
46721
3436
Bunlar, 2016 yılının Ağustos ayında
00:50
on a public television live call-in show in August of 2016.
13
50181
5357
halka açık canlı bir televizyon çağrı programında bahsettiğim konular.
00:56
I was about halfway through the program
14
56053
1969
Kuzey Carolina'dan Gary isminde bir adam aradığında
00:58
when a man called in,
15
58046
1555
00:59
identified as Gary from North Carolina
16
59625
3230
programı neredeyse yarılamıştım
01:02
and he said ...
17
62879
1150
ve “Ben beyaz bir erkeğim ve önyargılıyım” dedi.
01:05
"I'm a white male, and I'm prejudiced."
18
65260
3237
01:11
He then went on to detail his prejudice,
19
71022
3587
Daha sonra önyargılarını detaylandırdı;
01:14
talking about black men and gangs
20
74633
3231
siyah erkekler ve çeteler,
01:17
and drugs and crime.
21
77888
2221
uyuşturucu ve suç hakkında konuştu.
01:20
But then he said something that I'll never forget.
22
80989
3400
Ama sonra asla unutamayacağım bir şey söyledi.
01:24
He said, "But I want to change.
23
84990
2396
"Ama değişmek istiyorum
01:27
And I want to know what I can do to become a better American."
24
87871
4680
ve daha iyi bir Amerikalı olmak için ne yapabileceğimi bilmek istiyorum" dedi
01:34
Now remember, my career is about economic policy,
25
94686
3547
Şimdi unutmayın, kariyerim kişisel düşünce ve duygulara değil,
01:38
as translated into dollars and cents
26
98257
2534
dolarlara ve sentlere çevrilen
01:40
not personal thoughts and feelings.
27
100815
2675
ekonomi politikası ile ilgilidir.
01:43
But when I opened my mouth to respond to this man on live television,
28
103514
4881
Ama canlı yayında adama cevap vermek için ağzımı açtığımda
01:48
the most surprising words came out.
29
108419
2603
en şaşırtıcı kelimeler çıktı.
01:51
I said ...
30
111046
1150
Dedim ki...
01:52
"Thank you."
31
112688
1150
"Teşekkür ederim"
01:54
I thanked him for admitting his prejudice,
32
114919
2765
Önyargılarını kabul ettiği, değişmek istediği
01:57
for wanting to change and for knowing, somehow,
33
117708
2620
ve bir şekilde, onu daha iyi bir Amerikalı yapacağını bildiği için
02:00
that that would make him a better American.
34
120352
2816
ona teşekkür ettim.
02:04
The exchange between Gary and me went viral.
35
124764
3635
Gary ile benim aramdaki söyleşi viral oldu.
02:08
It's been viewed over eight million times
36
128962
2325
Sekiz milyondan fazla izlendi
02:11
and inspired waves of social media commentary
37
131311
3373
ve sosyal medya yorumlarına ve haber kaynaklarına ilham oldu.
02:14
and news coverage.
38
134708
1500
02:17
And I think people were surprised
39
137407
2317
Sanırım insanlar siyah bir kadının
02:19
that a black woman would show such compassion
40
139748
2738
önyargılı beyaz bir adam için böyle şefkat gösterdiğine
02:22
for a prejudiced white man,
41
142510
1460
ve beyaz bir adamın
02:23
and they were surprised that a white man would admit his bias
42
143994
3437
ulusal televizyonda önyargılarını kabul ettiğine şaşırdılar.
02:27
on national television.
43
147455
1533
02:30
Not long after Gary and my viral moment,
44
150053
4096
Gary ile viral anımızdan çok kısa bir süre sonra
02:34
we met in person.
45
154173
1388
bizzat tanıştık.
02:36
He said that he had taken my advice.
46
156299
2621
Tavsiyeme uyduğunu söyledi.
02:38
He said that my words had been like someone wiped the dust from a window
47
158944
4881
Sözlerimin birisinin tozu pencereden silip içeri ışığı almış gibi
02:43
and let the light in.
48
163849
1282
olduğunu söyledi.
02:46
Over the years, Gary and I have become friends.
49
166690
3074
Yıllar geçtikçe Gary ve ben arkadaş olduk.
02:50
And Gary would tell you that I've taught him a lot
50
170066
2445
Gary, ona Amerika'daki sistematik ırkçılık
02:52
about systemic racism in America and public policy.
51
172535
3620
ve kamu politikası hakkında çok şey öğrettiğimi söylerdi.
02:56
But I've learned a lot from Gary, too.
52
176717
2467
Ama ben de Gary'den çok şey öğrendim.
02:59
And the biggest lesson for me
53
179863
1525
Benim için en büyük ders,
03:01
has been that Gary's prejudice has caused him to suffer.
54
181412
5204
Gary'nin önyargısının acı çekmesine neden olmasıydı.
03:07
Fear, anxiety, isolation.
55
187553
2714
Korku, kaygı, izolasyon.
03:11
And it's made me rethink
56
191593
1881
Tüm kariyerimde odaklandığım
03:13
many of the economic problems I've been focusing on
57
193498
2484
ekonomik sorunların çoğunu
03:16
my entire career.
58
196006
1610
yeniden düşünmemi sağladı.
03:18
I wondered,
59
198728
1150
Merak ettim,
03:20
is it possible that our society's racism
60
200752
4952
toplumumuzun ırkçılığının da aynı şekilde
03:25
has likewise been backfiring on the very same people
61
205728
5627
ayrıcalıktan faydalanmak için kurulmuş olan insanlar üzerinde de
03:31
set up to benefit from privilege?
62
211379
2555
geri tepmesi mümkün mü?
03:36
Driven by this question,
63
216267
1183
Bu sorudan yola çıkarak,
03:37
I've spent the past few years traveling the country,
64
217474
2445
son birkaç yılı ülkeyi gezerek, araştırma yaparak
03:39
researching and writing a book.
65
219943
2067
ve bir kitap yazarak geçirdim.
03:43
My conclusion?
66
223219
1365
Vardığım sonuç mu?
03:45
Racism leads to bad policymaking.
67
225950
3317
Irkçılık kötü politika yapımına yol açar.
03:50
It's making our economy worse.
68
230085
2325
Ekonomimizi daha da kötüleştiriyor.
03:53
And not just in ways that disadvantage people of color.
69
233387
3637
Sadece beyaz olmayanlara dezavantaj oluşturacak şekillerde değil.
03:57
It turns out it's not a zero sum.
70
237850
2881
Görünüşe göre sıfır toplamlı değil.
04:01
Racism is bad for white people, too.
71
241477
3452
Irkçılık, beyaz insanlar için de kötü.
04:07
Take, for example,
72
247951
1706
Örneğin, Amerika'nın kamu mallarımıza yetersiz yatırım yapması,
04:09
America's underinvestment in our public goods,
73
249681
4045
04:13
the things that we all need, that we share in common --
74
253750
2796
hepimizin ihtiyaç duyduğu, ortak paylaştığımız şeyler,
04:16
our schools and roads and bridges.
75
256570
3161
okullarımız, yollarımız ve köprülerimiz.
04:19
Our infrastructure gets a D plus
76
259755
2341
Altyapımız, Amerikan İnşaat Mühendisleri Derneği'nden D+ alıyor
04:22
from the American Society of Civil Engineers,
77
262120
2888
04:25
and we invest less per capita than almost every other advanced nation.
78
265032
3690
ve neredeyse her gelişmiş ülkeden daha az kişi başı yatırım yapıyoruz.
04:29
But it wasn't always this way.
79
269196
2000
Ama her zaman böyle değildi.
04:32
I traveled to Montgomery, Alabama,
80
272030
1793
Montgomery, Alabama'ya gittim
04:33
and there, I saw how racism can destroy a public good
81
273847
4723
ve orada, ırkçılığın bir kamu malını ve kamunun bunu destekleme isteğini
04:38
and the public will to support it.
82
278594
2266
nasıl yok edebileceğini gördüm.
04:42
In the 1930s and '40s,
83
282427
1798
1930'lar ve 40'larda
04:44
the United States went on a nationwide building boom of public amenities
84
284249
4200
Amerika Birleşik Devletleri, Montgomery, Alabama'da, kilometrelerce en büyüğü olan
04:48
funded by tax dollars,
85
288473
2174
Oak Park havuzunu içeren
04:50
which in Montgomery, Alabama, included the Oak Park pool,
86
290671
4667
vergi dolarları tarafından finanse edilen
04:55
which was the grandest one for miles.
87
295362
2898
ülke çapında bir kamu malları patlaması yaşadı.
04:58
You know, back then, people didn't have air conditioners,
88
298284
3132
O zamanlar, insanların klimaları yoktu
05:01
and so they spent their hot summer days
89
301440
3470
ve bu yüzden sıcak yaz günlerini
05:04
in a steady rotation of sunning and splashing
90
304934
3805
düzenli bir güneşlenme ve sıçrama rotasyonu içinde geçirdiler
05:08
and then cooling off under a ring of nearby trees.
91
308763
3592
ve sonra yakındaki ağaçların bir halkası altında serinlediler.
05:12
It was the meeting place for the town.
92
312736
2533
Kasabanın buluşma yeriydi.
05:16
Except the Oak Park pool,
93
316161
2389
Oak Park havuzu dışında,
05:18
though it was funded by all of Montgomery citizens,
94
318574
3349
tüm Montgomery vatandaşları tarafından finanse edilmiş olsa da
05:21
was for whites only.
95
321947
1722
sadece beyazlar içindi.
05:24
When a federal court finally deemed this unconstitutional,
96
324860
3690
Bir federal mahkeme tarafından nihayet anayasaya aykırı bulunduğunda
05:28
the reaction of the town council was swift.
97
328574
3238
belediye meclisinin tepkisi hızlı oldu.
05:32
Effective January 1, 1959,
98
332368
4499
1 Ocak 1959'dan itibaren,
05:36
they decided they would drain the public pool
99
336891
4598
siyah ailelerin de yüzmesine izin vermek yerine
05:41
rather than let black families swim, too.
100
341513
2634
halka açık havuzu boşaltmaya karar verdiler.
05:48
This destruction of public goods
101
348535
3801
Kamusal malların bu şekilde yok edilmesi
05:52
was replicated across the country
102
352360
2159
ülke genelinde sadece güneyde değil
05:54
in towns not just in the South.
103
354543
2161
kasabalarda da tekrarlandı.
05:57
Towns closed their public parks, pools and schools,
104
357649
3706
Kasabalar, 1960'lı yılların tamamındaki
06:01
all in response to desegregation orders,
105
361379
2635
ayrışma emirlerine yanıt olarak kamu parklarını,
06:04
all throughout the 1960s.
106
364038
1975
havuzlarını ve okullarını kapattı.
06:06
In Montgomery, they shut down the entire Parks Department
107
366490
3326
Montgomery'de on yıl boyunca tüm Parklar Departmanı kapalıydı.
06:09
for a decade.
108
369840
1507
06:11
They closed the recreation centers,
109
371371
1909
Eğlence merkezlerini kapattılar,
06:13
they even sold off the animals in the zoo.
110
373304
3178
hayvanat bahçesindeki hayvanları bile sattılar.
06:18
Today, you can walk the grounds of Oak Park, as I did,
111
378874
4317
Bugün, Oak Park'ın arazisinde benim gibi yürüyebilirsiniz
06:23
but very few people do.
112
383215
1833
ancak çok az insan var.
06:25
They never rebuilt the pool.
113
385810
1968
Havuzu asla yeniden inşa etmediler.
06:29
Racism has a cost for everyone.
114
389304
3047
Irkçılığın herkes için bir maliyeti var.
06:34
I remember having that same thought on September 15, 2008,
115
394907
4202
Aynı düşünceyi, Lehman Brothers'ın batmakta olduğu haberini öğrendiğim
06:39
when I learned the breaking news that Lehman Brothers was collapsing.
116
399133
3307
15 Eylül 2008'de hatırlıyorum.
06:42
Now Lehman was,
117
402792
1785
Şimdi Lehman,
06:44
like the other financial firms that would go under in the coming days,
118
404601
3969
önümüzdeki günlerde gidecek olan diğer finansal firmalar gibi,
06:48
done in by overexposure to a toxic financial instrument
119
408594
3943
30 yıllık sabit oranlı bir ev kredisi olan
06:52
based on something that used to be simple and safe --
120
412561
3207
basit ve güvenli bir şeye dayanan zehirli bir finansal araca
06:55
a 30-year fixed-rate home loan.
121
415792
2230
aşırı maruz kalmakla yapıldı.
06:59
But the mortgages at the center and the root of the financial crisis
122
419197
4103
Ancak merkezdeki ipotek ve finansal krizin kökeni
07:03
had strange new terms.
123
423324
2206
garip yeni terimler içeriyordu.
07:06
And they were developed and aggressively marketed for years
124
426390
3865
Glenn adında bir ev sahibiyle tanıştığımda ziyaret ettiğim gibi
07:10
in black and brown middle-class communities,
125
430279
3349
siyahi ve Latin asıllı orta sınıf topluluklarda
07:13
like the one that I visited when I met a homeowner named Glenn.
126
433652
3603
yıllarca geliştirildi ve agresif bir şekilde pazarlandı.
07:18
Glenn had owned a home
127
438982
1865
Glenn, on yıldan fazla bir süredir
07:20
on a leafy street in the Mount Pleasant neighborhood of Cleveland
128
440871
3571
Cleveland'ın Mount Pleasant semtinde yapraklı sokakta bir eve sahipti.
07:24
for over a decade.
129
444466
1491
07:26
But when I met him, he was near foreclosure.
130
446299
2794
Ama onunla tanıştığımda ipoteği paraya çevrilmek üzereydi.
07:29
Like nearly all of his neighbors,
131
449927
1602
Hemen hemen tüm komşuları gibi,
07:31
he'd received a knock on the door
132
451553
1578
ipoteğini yeniden finanse etmeyi vaat eden bir komisyoncu kapıyı çaldı.
07:33
from a broker promising to refinance his mortgage.
133
453155
2793
07:36
But what the broker didn't tell him was that this was a new kind of mortgage.
134
456411
4447
Ancak komisyoncunun ona söylemediği şey, bunun yeni bir ipotek olduğuydu.
07:41
A mortgage with an inflated interest rate,
135
461450
2976
Şişirilmiş bir faiz oranına sahip bir ipotek
07:44
and a balloon payment
136
464450
1381
ve bir balon ödemesi
07:45
and a prepayment penalty if he tried to get out of it.
137
465855
3341
ve bundan çıkmaya çalışırsa bir ön ödeme cezası.
07:50
Now, the common misperception,
138
470617
3049
Şimdi, yaygın yanlış algılama,
07:53
then and still today,
139
473690
2595
o zaman ve hala bugün, Glenn gibi insanların
07:56
is that people like Glenn were buying properties they couldn't afford.
140
476309
4865
karşılamayacakları mülkler satın aldıklarıdır.
08:01
That they themselves were risky borrowers.
141
481690
3687
Kendilerinin riskli borçlular olduklarıydı.
08:06
I saw how this stereotype made it harder for policymakers
142
486417
4627
Bu kalıpyargının, politika yapıcıların,
08:11
to see the crisis for what it was
143
491068
3031
hala durduracak zamanımız olduğunda
08:14
back when we still had time to stop it.
144
494123
2600
krizini görmesini nasıl zorlaştırdığını gördüm.
08:17
But that's all it was.
145
497819
1611
Ama hepsi buydu.
08:19
A stereotype.
146
499454
1150
Bir klişe.
08:21
The majority of subprime mortgages went to people who had good credit,
147
501255
5333
Yüksek risk faizli ipoteklerin çoğu Glenn gibi iyi kredileri olan insanlara gitti.
08:26
like Glenn.
148
506612
1328
08:27
And African Americans and Latinos were three times as likely --
149
507964
4452
Afrikalı Amerikalılar ve Latinlerin kredileri, beyaz insanlardan
08:32
even if they had good credit --
150
512440
1944
daha iyi olsa bile onlara
08:34
than white people, to get sold these toxic loans.
151
514408
2841
bu toksik kredileri satmaları üç kat daha muhtemeldi.
08:37
The problem wasn't the borrower --
152
517273
1812
Sorun borçlu olan değildi,
08:39
the problem was the loan.
153
519109
1667
sorun krediydi.
08:43
After the crash,
154
523665
2214
Kazadan sonra,
08:45
most of the nation's big lenders, from Wells Fargo to Countrywide,
155
525903
5142
Wells Fargo'dan Countrywide'a kadar ülkenin yüksek kredi verenlerinin çoğu
08:51
would go on to be fined for racial discrimination.
156
531069
3111
ırk ayrımcılığı nedeniyle para cezasına çarptırılacaktı.
08:54
But that realization came too late.
157
534586
2334
Fakat bu farkındalık çok geç geldi.
08:57
These loans, superprofitable for the lenders
158
537586
2961
Borç verenler için süper kârlı olan
09:00
but designed to fail for the borrowers,
159
540571
2357
ancak borçlular için başarısız olmak üzere tasarlanan bu krediler,
09:02
spread out past the confines
160
542952
1887
09:04
of black and brown neighborhoods like Glenn's
161
544863
2428
Glenn'inki gibi siyahi ve Latin mahallelerin sınırlarını aşarak
09:07
and into the wider, whiter mortgage market.
162
547315
3635
daha geniş, daha beyaz ipotek piyasasına yayıldı.
09:12
All of the nation's big Wall Street firms bet on these loans.
163
552784
3334
Ülkenin tüm büyük Wall Street firmaları bu kredilere bahse giriyor.
09:16
At its peak,
164
556142
1174
Zirvede, ülkedeki her beş ipotekten biri bu kalıptaydı
09:17
one out of every five mortgages in the country was in this mold,
165
557340
3706
09:21
and the crisis,
166
561070
2079
ve kriz, meslektaşlarımın
09:23
the crisis that my colleagues and I saw coming ...
167
563173
3518
ve benim geldiğini gördüğümüz kriz,
09:28
would go on to cost us all.
168
568133
1800
hepimize mal olacaktı.
09:31
Nineteen trillion in lost wealth.
169
571077
4000
On dokuz trilyon kayıp servet.
09:36
Pensions, home equity, savings.
170
576633
3007
Emeklilik, konut eşitliği, tasarruflar.
09:40
Eight million jobs vanished.
171
580426
3459
Sekiz milyon iş kayboldu.
09:45
A home-ownership rate that has never recovered.
172
585601
2965
Daha önce hiç toparlanmayan bir ev mülkiyeti oranı.
09:51
My years of advocating in vain for homeowners like Glenn
173
591199
4468
Glenn gibi ev sahiplerini yıllarca boş yere desteklemem beni ikna etti:
09:55
left me convinced:
174
595691
1881
09:57
we would not have had a financial crisis if it weren't for racism.
175
597596
5219
ırkçılık olmasaydı finansal bir kriz yaşamazdık.
10:05
In 2017, I traveled to Mississippi,
176
605871
2611
2017 yılında, bir grup otomobil fabrikası işçisinin
10:08
where a group of auto-factory workers was trying to organize into a union.
177
608506
5158
sendika için örgütlenmeye çalıştığı Mississippi'ye gittim.
10:13
Now the benefits they were fighting for --
178
613688
2127
Şimdi mücadele ettikleri faydalar,
10:15
higher pay, better health care coverage,
179
615839
2508
daha yüksek ücret, daha iyi sağlık sigortası,
10:18
a real pension --
180
618371
1333
gerçek bir emeklilik,
10:19
they would have helped everybody at the plant.
181
619728
2287
fabrikadaki herkese yardım ederdi.
10:22
But in person after person that I talked to --
182
622039
3182
Ama beyaz, siyah, sendika için, sendikaya karşı
10:25
white, black, for the union, against the union --
183
625245
3738
konuştuğum kişilerden sonra
10:29
race kept coming up.
184
629007
2182
ırkçılık ortaya çıkmaya devam etti.
10:32
A white man named Joey put it this way.
185
632141
2682
Joey adında beyaz bir adam böyle açıkladı.
10:34
He said,
186
634847
1166
Dedi ki,
10:36
"White workers think I ain't voting yes if the blacks are voting yes.
187
636037
4587
"Beyazlar, siyahlar evet oyu veriyorsa benim evet oyu kullanmadığımı düşünüyor.
10:41
If the blacks are for it, I'm against it."
188
641179
2800
Siyahlar böyle düşünüyorsa, buna karşıyım."
10:44
A white man named Chip told me,
189
644775
3015
Chip adında beyaz bir adam bana,
10:47
"The idea is that if you uplift black people,
190
647814
3033
"Fikir şu ki, siyah insanları yükseltirsen,
10:50
you're downing white people."
191
650871
1698
beyaz insanları indirirsin."
10:52
It's like the world's got this crab-in-a-barrel mentality.
192
652593
3208
Sanki dünyanın varil-yengeç-zihniyeti var.
10:57
Now, the union vote failed.
193
657022
3271
Sendika oyu başarısız oldu.
11:00
Wages at the plant are still lower than their unionized peers',
194
660657
4888
Tesisteki ücretler hala sendikalı akranlarından daha düşük
11:05
and people there still worry about their health care.
195
665569
3135
ve oradaki insanlar sağlık bakımları için hala endişeleniyorlar.
11:09
You know, it's tempting, perhaps,
196
669655
3008
Belki Mississippi'de duyduğum işçilerin ve erkeklerin önyargılı tutumlarına
11:12
to focus on the prejudiced attitudes
197
672687
3746
11:16
of the men and the workers that I heard in Mississippi.
198
676457
3437
odaklanmak cazip gelebilir.
11:19
But I'm more interested in holding accountable
199
679918
2669
Ama karları için ırkçı fikirler satan insanları,
11:22
the people who are selling racist ideas for their profit
200
682611
3886
onu satın almaya yetecek kadar umutsuz olanlardan
11:26
than those who are desperate enough to buy it.
201
686521
2876
daha fazla sorumlu tutmakla ilgileniyorum.
11:31
My travels also took me to places
202
691351
1849
Seyahatlerim de beni böyle yerle götürdü,
11:33
where I saw, however, that it doesn't have to be this way.
203
693224
3690
ancak böyle olmak zorunda değil.
11:36
I went to Maine, the whitest state in the nation,
204
696938
2896
Ülkenin en beyaz ve en eski milleti olan Maine'e gittim;
11:39
the oldest,
205
699858
1484
11:41
where there are more deaths every year than births,
206
701366
2575
her yıl doğumlardan daha fazla ölümün olduğu
11:43
and I went to this dying mill town called Lewiston
207
703965
4770
Lewiston adlı bu ölmekte olan değirmen kasabasına gittim,
11:48
that is being revitalized by new people --
208
708759
3142
çoğunlukla Afrikalı ve Müslüman göçmen ve mülteciler tarafından
11:51
mostly African, mostly Muslim,
209
711925
2612
hayata döndürülmüştü.
11:54
immigrants and refugees.
210
714561
2088
11:56
There, I met a woman named Cecile,
211
716673
2047
Orada, ailesi Lewiston'a gelen
11:58
whose parents had been part of the last wave of new people
212
718744
3810
son yeni insan dalgasının bir parçası olan Cecile adında
12:02
to come to Lewiston.
213
722578
1182
bir kadınla tanıştım.
12:03
These are French-Canadian millworkers at the turn of the century.
214
723784
3586
Bunlar yüzyılın başında gelen Fransız-Kanadalı işçiler.
12:08
Cecile is retired, but she had found a new purpose in life,
215
728433
3429
Cecile emekli oldu ancak Kongo mültecilerini
12:11
by organizing Congolese refugees
216
731886
3611
Franco Miras Merkezi'ndeki beyaz emeklilere katılmaları için
12:15
to join with the white retirees at the Franco Heritage Center.
217
735521
4382
organize ederek hayatta yeni bir amaç bulmuştu.
12:19
(Laughter)
218
739927
1150
(Kahkahalar)
12:21
These men and women from the Congo
219
741101
3286
Kongo'dan gelen bu erkekler ve kadınlar,
12:24
were helping these retirees remember the French
220
744411
3066
bu emeklilerin çocukluklarından beri konuşmadıkları
12:27
that they hadn't spoken since their childhoods.
221
747501
2777
Fransızcayı hatırlamalarına yardım ediyorlardı.
12:31
And together, these two communities helped each other feel at home.
222
751743
4464
Birlikte, bu iki topluluk birbirlerine kendilerini evde hissetmede yardımcı oldu.
12:37
You know, for all the political talk
223
757501
1747
Yeni gelenlerin
12:39
about the newcomers being a drain on the town,
224
759272
3435
kasabada bir tahliye olmasıyla ilgili tüm siyasi konuşmalar için,
12:42
a bipartisan think tank found that the local refugee community there
225
762731
5314
iki partili bir düşünce kuruluşu oradaki yerel mülteci topluluğunun
12:48
created 40 million dollars in tax revenue,
226
768069
2651
40 milyon dolar vergi geliri
12:50
and 130 million in income.
227
770744
2095
ve 130 milyon gelir yarattığını buldu.
12:53
And I talked to the town administrator,
228
773149
1905
Maine'deki onlar gibi
12:55
who was boasting about the fact that Lewiston was building a new school,
229
775078
3394
diğer kasabalar da onları kapatırken Lewiston'un yeni bir okul
12:58
when all the rest of towns like theirs in Maine
230
778496
2890
inşa ettiği gerçeğiyle övünen şehir yöneticisiyle konuştum.
13:01
was closing them.
231
781410
1200
13:03
You know, it costs us so much to remain divided.
232
783442
4587
Bölünmüş kalmak bize çok pahalıya mal oluyor.
13:08
This zero-sum thinking,
233
788410
1620
Bir grup için iyi olanın bir diğeri için pahalıya patlaması gerektiğine ilişkin
13:10
that's what's good for one group has to come at the expense of another,
234
790054
3387
bu sıfır toplamlı düşünce,
13:13
it's what's gotten us into this mess.
235
793465
2342
bizi bu karmaşaya sokan şey budur.
13:15
I believe it's time to reject that old paradigm
236
795831
3151
Eski paradigmayı reddetme ve kaderimizin bağlantılı olduğunu
13:19
and realize that our fates are linked.
237
799006
2833
anlamanın zamanı geldiğine inanıyorum.
13:23
An injury to one is an injury to all.
238
803133
3817
Birinin yaralanması herkesin yaralanmasıdır.
13:30
You know, we have a choice.
239
810323
1800
Bir seçeneğimiz var.
13:32
Our nation was founded on a belief in a hierarchy of human value.
240
812964
5512
Milletimiz, insani değer hiyerarşisine olan inanç üzerine kurulmuştur.
13:39
But we are about to be a country with no racial majority.
241
819432
4063
Fakat ırk çoğunluğu olmayan bir ülke olmak üzereyiz.
13:44
So we can keep pretending like we're not all on the same team.
242
824290
4151
Hepimiz aynı takımda değilmiş gibi davranmaya devam edebiliriz.
13:49
We can keep sabotaging our success
243
829100
2291
Başarımızı sabote etmeye
13:51
and hamstringing our own players.
244
831415
2251
ve kendi oyuncularımızı bozmaya devam edebiliriz.
13:54
Or we can let the proximity of so much difference
245
834338
5375
Ya da bu kadar farklılığın yakınlığının
ortak insanlığımızı açığa çıkarmasına izin verebiliriz.
13:59
reveal our common humanity.
246
839737
2579
14:02
And we can finally invest in our greatest asset.
247
842928
4223
Sonunda en büyük varlığımıza yatırım yapabiliriz.
14:07
Our people.
248
847573
1150
İnsanlarımıza.
14:09
All of our people.
249
849502
1634
Tüm insanlarımıza.
14:13
Thank you.
250
853002
1173
Teşekkür ederim.
14:14
(Applause)
251
854199
5586
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7