How quinoa can help combat hunger and malnutrition | Cedric Habiyaremye

44,645 views ・ 2020-12-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:13
Like so many of you,
0
13222
1159
Birçoğunuz gibi,
00:14
when I'm hungry, I open the fridge
1
14405
2293
aç olduğumda buzdolabını açıp
00:16
and get myself something to eat any time I want.
2
16722
2928
istediğim zaman yiyecek bir şey çıkarırım.
00:20
This is something most of us who live in a developed country
3
20309
3236
Bu, bizim gibi gelişmiş ülkelerde yaşayan çoğu kişinin
00:23
don't think much about.
4
23569
1680
üzerine fazla düşünmediği bir şey.
00:25
However, it is a luxury that I didn't think I would ever have in my life
5
25625
4698
Ancak 23 yıl önce Tanzanya'daki bir mülteci kampında yaşarken
00:30
when I lived in a refugee camp in Tanzania 23 years ago,
6
30347
3238
hatta yedi yıl önce, ABD'ye taşınmadan önce
kendi ülkem Ruanda'da yaşarken
00:33
or even seven years ago,
7
33609
1405
00:35
when I was living in my home country of Rwanda
8
35038
2349
hayatımda asla sahip olacağımı düşünmediğim bir lüks.
00:37
before I moved to the USA.
9
37411
1928
00:39
I was only seven years old
10
39784
1912
Ülkem Ruanda çok can alan soykırım trajedisini yaşadığında
00:41
when my home country of Rwanda went through the tragedy of the genocide
11
41720
3984
sadece yedi yaşındaydım,
00:45
that took so many lives,
12
45728
1333
00:47
and they made us flee the country, and we became refugees.
13
47085
3222
ülkeden kaçmamıza sebep oldular ve mülteci olduk.
00:50
Life in a refugee camp -- it wasn't life.
14
50736
2864
Mülteci kampındaki hayat, hayat değildi.
00:55
It was survival.
15
55452
1440
Hayatta kalmaydı.
00:57
I saw a lot of people dying from disease, poor sanitation,
16
57572
4706
Birçok insanın hastalıktan, hijyen eksikliğinden,
01:02
hunger.
17
62302
1404
açlıktan öldüğünü gördüm.
01:03
Food became a rare commodity.
18
63730
1859
Gıda ender bir eşya haline geldi.
01:06
There were bad days.
19
66353
1161
Kötü günler yaşadık.
01:07
My family and I would survive on the leaves and grasses from the forest.
20
67538
4317
Ben ve ailem ormandaki yaprakları ve yeşillikleri yiyerek hayatta kaldık.
01:12
There were also worse times,
21
72287
2473
Hiçbir şey yemeden üç veya dört gün geçirdiğimiz,
01:14
when we would go two or three days without anything to eat at all,
22
74784
5404
bataklıktan sadece su içebildiğimiz
01:20
only drinking water from the swamp.
23
80212
2444
daha kötü günler geçirdik.
01:22
After three years in a refugee camp,
24
82680
2048
Mülteci kampında üç yıl geçirdikten sonra,
01:24
we decided to return back to Rwanda.
25
84752
2531
Rwanda'ya geri dönmeye karar verdik.
01:27
And our struggle with food continued.
26
87307
2897
Yemekle mücadelemiz devam etti.
01:30
However, farming proved to be the only reliable source of food.
27
90228
4849
Fakat çiftçilik tek güvenilir besin kaynağı olduğunu kanıtladı.
01:35
But our food lacked the nutritional diversity,
28
95101
3437
Ancak yiyeceklerimiz beslenme çeşitliliğinden yoksundu
01:38
and we continued to depend on food assistance
29
98562
2356
ve beslenmemizi dengelemek için
01:40
from the United Nations World Food Program
30
100942
3215
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programından gelen
gıda yardımına güvenmeye devam ettik.
01:44
to balance our diet.
31
104181
1582
01:45
Still today, more than 70 percent of Rwandans,
32
105787
4409
Bugün hala Ruandalıların yüzde 70'inden fazlası
01:50
they work in the agriculture sector.
33
110220
2111
tarım sektöründe çalışıyor.
01:52
But malnutrition and stunting remain rampant.
34
112355
3558
Ancak yetersiz beslenme ve büyümenin engellenmesi devam ediyor.
01:56
I came to realize that food insecurity and malnutrition
35
116244
2984
Gıda güvensizliği ve yetersiz beslenmenin
01:59
were not happening because people were not farming enough;
36
119252
2982
insanların yeterince tarım yapmadıkları için olmadığını fark ettim;
02:03
it was because people were not farming the right crops.
37
123544
2864
insanlar doğru mahsulü yetiştirmediği için oluyordu.
02:07
I eventually left Rwanda
38
127315
1960
Sonunda Ruanda'dan ayrıldım
02:09
and moved to the USA for graduate school
39
129299
3357
ve lisansüstü eğitim için ABD'ye taşındım
02:12
and discovered the possible solution to that problem.
40
132680
3619
ve bu soruna olası çözümü keşfettim.
02:16
And that solution is quinoa.
41
136323
2198
Bu çözüm kinoa.
02:20
Quinoa is indigenous to the Indian regions of South America,
42
140379
3944
Kinoa; Bolivya, Peru gibi ülkelere,
Güney Amerika'nın Yerli bölgelerine özgü.
02:24
in countries like Bolivia, Peru ...
43
144347
2690
02:27
And it's very well-known for its powerhouse nutrient,
44
147546
3531
Güçlü besin maddesi ile çok iyi bilinir
02:31
and the crop has all the nine essential amino acids,
45
151101
2945
ve bu mahsul, dokuz temel amino asidin tamamına sahip,
02:34
making it a complete protein.
46
154070
2182
bu da onu tam bir protein haline getirir.
02:36
But unfortunately, quinoa is not cultivated as much
47
156276
3661
Ancak maalesef kinoa dünyanın farklı yerlerinde
02:39
in different parts of the world.
48
159961
1854
o kadar fazla yetiştirilmiyor.
02:42
In Rwanda, for example,
49
162339
1421
Örneğin Ruanda'da,
02:43
beans are the only thing that kept so many of us alive
50
163784
3222
o açlık ve beslenme yetersizliği dönemlerinde
02:47
during those times of hunger and starvation.
51
167030
3420
çoğumuzu hayatta tutan tek şey fasulye.
02:51
As a matter of fact,
52
171117
1341
Nitekim Ruanda kişi başına hesaplandığında dünyada en çok fasulye tüketen ülke.
02:52
Rwanda is the number one beans-consuming country
53
172482
2492
02:54
in the world per capita.
54
174998
1680
02:57
In this part of Africa,
55
177077
1770
Afrika'nın bu bölgesinde fasulye,
02:58
beans are one of the only crops that provide immediate food source,
56
178871
5345
hazır besin kaynağı sağlayan mahsullerden biri
03:04
because you can eat beans at every stage of growth.
57
184240
3326
çünkü büyümenin her aşamasında fasulye yiyebilirsiniz.
03:07
We eat beans, leaves and green beans before harvest.
58
187590
3595
Hasattan önce yeşil fasulye, sonra yaprak ve fasulye yeriz.
03:11
Unfortunately, you cannot cultivate beans
59
191561
2548
Maalesef her mevsim aynı tarlada fasulye yetiştiremezsiniz.
03:14
in the same field season after season.
60
194133
2452
03:16
You need to ensure there is regular rotation
61
196609
2635
Hastalık ve böceklerden kaçınmak için
03:19
to avoid disease and pests.
62
199268
2541
düzenli devir olmasını sağlamalısınız.
03:22
Like beans, farmers can enjoy the nutritious quinoa leaves.
63
202333
5246
Fasulye gibi, çiftçiler de besleyici kinoa yapraklarının tadını çıkarabilir.
03:27
While beans are considered nutritious,
64
207603
3039
Fasulyeler besleyici kabul edilirken
03:30
quinoa has far more micronutrients,
65
210666
1997
kinoa çok daha fazla mikro besin içerir
03:32
and with quinoa, you can make many [more] different food products and drinks
66
212687
3910
ve kinoa ile fasulyeden [daha fazla]
farklı gıda ürünü ve içecek yapabilirsiniz.
03:36
than beans.
67
216621
1408
03:38
In 2015,
68
218053
1310
2015 yılında,
03:39
alongside my research team at Washington State University,
69
219387
4190
Washington Eyalet Üniversitesindeki araştırma ekibimle birlikte
03:43
we introduced quinoa in Rwanda for the first time.
70
223601
2674
Ruanda'da ilk kez kinoayı tanıttık.
03:46
We tested 20 varieties of quinoa
71
226657
2692
Ruanda'nın üç ekolojik bölgesinde
03:49
to see the adaptability in three ecological zones of Rwanda.
72
229373
4019
adaptasyonu görmek için 20 çeşit kinoa test ettik.
03:54
And the results were astonishing.
73
234252
2261
Sonuçlar şaşırtıcıydı.
03:56
Among the 20 varieties we tested,
74
236537
2072
Test ettiğimiz 20 çeşitten 15'i
03:58
15 of them showed the potential to grow well in Rwanda's climate.
75
238633
4380
Ruanda'nın ikliminde iyi büyüme potansiyeli olduğunu gösterdi.
04:03
And later, we started Quinoa Model Farmers Program.
76
243538
3887
Daha sonra Quinoa Model Çiftçi Programını başlattık.
04:07
We gave those potential varieties to farmers
77
247449
2403
Bu potansiyel çeşitleri çiftçilere
04:09
to grow in their farm and community.
78
249876
2534
çiftliklerinde ve topluluklarında büyütmeleri için verdik.
04:12
We started with 12 farmers,
79
252434
1429
12 çiftçiyle başladık
04:13
and three years later,
80
253887
1547
ve üç yıl sonra şu anda,
04:15
we are now working with around 500 farmers,
81
255458
2944
diğer çiftçilerin bu mahsulü benimsemelerine
04:18
including my mother,
82
258426
1334
yardım etme konusundaki
04:19
who is locally known as "the queen of quinoa"
83
259784
3049
çalışmaları nedeniyle yerel olarak "kinoanın kraliçesi" olarak bilinen
04:22
because of her work in helping other farmers adopt this crop.
84
262857
4525
annem de dahil olmak üzere yaklaşık 500 çiftçiyle çalışıyoruz.
04:27
We give them seeds,
85
267793
1738
Onlara tohumları veriyoruz,
04:29
train them how to grow it and how to cook it.
86
269555
2538
nasıl yetiştireceklerini ve pişireceklerini öğretiyoruz.
04:32
And farmers are pretty creative,
87
272117
1738
Çiftçiler oldukça yaratıcı,
04:33
coming up with recipes of their own.
88
273879
2400
kendilerine ait tarifler üretiyorlar.
04:36
And we've started seeing remarkable changes in their lives,
89
276593
3286
Birçoğunun artık günde üç kez besleyici yiyeceklere erişebildiği
04:39
including success stories
90
279903
1326
başarı öyküleri de dahil olmak üzere
04:41
that many of them can now have access to nutritious food three times a day.
91
281253
5412
yaşamlarında dikkate değer değişiklikler görmeye başladık.
04:46
I'd like to note that quinoa
92
286689
1965
Kinoanın diğer mahsulleri
04:48
is not meant to entirely [push out] other crops.
93
288678
3749
tamamen [oyun dışı etmediğini] belirtmek isterim.
04:52
We introduced quinoa as a supplement
94
292451
2959
Kinoayı, kronik yetersiz beslenmeyle mücadele etmek için
04:55
to create overall health and nutrition,
95
295434
2547
beslenmeyi tamamlayarak,
04:58
rounding out diet to combat chronic malnutrition.
96
298005
3898
genel sağlık ve beslenmeyi oluşturmak için ek olarak tanıttık.
05:01
We have started this model with quinoa in Rwanda,
97
301927
2844
Bu modeli Ruanda'da kinoa ile başlattık
05:04
but it can be replicated in different countries
98
304795
3573
ancak açlık ve yetersiz beslenme yaşayan
05:08
experiencing hunger and malnutrition.
99
308392
2093
farklı ülkelerde çoğaltılabilir.
05:11
About one in nine people in the world suffer from chronic malnutrition.
100
311161
5695
Dünyada yaklaşık dokuz kişiden biri kronik yetersiz beslenmeden muzdarip.
05:17
We have started research collaboration
101
317187
1940
Kenya, Malawi, Uganda gibi ülkelerdeki
05:19
with institutions in countries like Kenya, Malawi, Uganda
102
319151
4318
ve açlık ve yetersiz beslenme yaşayan diğer ülkelerdeki kurumlarla
05:23
and other countries experiencing hunger and malnutrition.
103
323493
3542
araştırma iş birliği başlattık.
05:27
And quinoa isn't the only magic crop.
104
327450
2738
Kinoa sihirli tek ürün değil.
05:30
There are several crops with high adaptability
105
330212
3284
Uyarlanabilirliği ve besin değeri yüksek
05:33
and nutritional value,
106
333520
1783
05:36
crops like millet, sorghum, fonio, barley, oat, to name a few.
107
336631
5754
darı, sorgum, fonio, arpa, yulaf gibi mahsuller var.
05:42
These crops have high adaptability and respond well to climate change.
108
342409
4232
Bu mahsullerin adaptasyonu yüksek ve iklim değişikliğine iyi tepki verir.
05:46
You can grow these magic crops in different parts of the world,
109
346665
4158
Bu sihirli mahsulleri dünyanın farklı yerlerinde yetiştirebilir,
05:50
bridging the gap, so that there is accessible nutritious food for everyone.
110
350847
5214
boşluğu doldurup herkes için erişilebilir besleyici yiyecekler elde edebilirsiniz.
Aç olmanın nasıl bir his olduğunu bilirim.
05:57
I know how it feels to be hungry.
111
357283
1889
05:59
I've been there.
112
359196
1280
O duyguyu ben de yaşadım.
06:01
And I know how it feels to be malnourished,
113
361037
2571
Yetersiz beslenmenin nasıl bir his olduğunu bilirim
06:03
because I've been there, too.
114
363632
2104
çünkü ben de yaşadım.
06:05
Introducing crops with high biodiversity, adaptability and nutritional value
115
365760
5826
Biyoçeşitliliği, uyarlanabilirliği ve besin değeri yüksek
06:11
will play an important role in creating food security,
116
371610
3917
mahsullerin piyasaya sürülmesi,
açlık ve yetersiz beslenme yaşayan topluluklarda ve ülkelerde gıda güvenliği,
06:15
seed sovereignty and sustainable production
117
375551
3562
06:19
in communities and countries that are experiencing hunger and malnutrition.
118
379137
5181
tohum egemenliği ve sürdürülebilir üretim yaratmada önemli bir rol oynayacak.
06:24
Having nutritious food should not be a luxury.
119
384924
3466
Besleyici yiyeceklere sahip olmak bir lüks olmamalı.
06:28
There is a need to ensure that there is accessible and affordable nutritious food
120
388916
4739
Herkes için erişilebilir
ve uygun fiyatlı besleyici gıda bulunmasını sağlamaya ihtiyaç var.
06:33
for everyone.
121
393679
1384
06:35
And this is a step towards making it a reality.
122
395087
3336
Bu, onu gerçeğe dönüştürmek için atılan bir adım.
06:39
Thank you.
123
399873
1150
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7