Niels Diffrient: Rethinking the way we sit down

Niels Diffrient oturma şeklimizi yeniden düşünüyor

61,855 views

2009-04-21 ・ TED


New videos

Niels Diffrient: Rethinking the way we sit down

Niels Diffrient oturma şeklimizi yeniden düşünüyor

61,855 views ・ 2009-04-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Banu Karakaş Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
When I was five years old
0
12160
4000
Beş yaşındayken
00:16
I fell in love with airplanes.
1
16160
3000
Uçaklara aşık olmuştum.
00:19
Now I'm talking about the '30s.
2
19160
3000
30'lu yıllardan bahsediyorum.
00:22
In the '30s an airplane had two wings
3
22160
4000
30larda bir uçağın iki kanadı
00:26
and a round motor,
4
26160
3000
ve yuvarlak bir motoru vardı
00:29
and was always flown
5
29160
2000
ve her zaman
00:31
by a guy who looked like Cary Grant.
6
31160
4000
Cary Grant'e benzeyen bir adam tarafından uçurulurdu.
00:35
He had high leather boots,
7
35160
3000
Yüksek deri çizmeleri,
00:38
jodhpurs, an old leather jacket,
8
38160
3000
poturları, eski deri bir ceketi,
00:41
a wonderful helmet
9
41160
3000
muhteşem bir kaskı,
00:44
and those marvelous goggles --
10
44160
2000
ve o fevkalade gözlükleri,
00:46
and, inevitably, a white scarf,
11
46160
4000
ve illa ki beyaz bir şalı olurdu
00:50
to flow in the wind.
12
50160
4000
rüzgarda uçuşan.
00:54
He'd always walk up to his airplane
13
54160
3000
Her zaman uçağına
00:57
in a kind of saunter,
14
57160
3000
bir başıboşluk havası içinde yürürdü,
01:00
devil-may-care saunter,
15
60160
3000
pervasız bir başıboşlukla
01:03
flick the cigarette away,
16
63160
3000
sigarasını atıverir,
01:06
grab the girl waiting here, give her a kiss.
17
66160
3000
orda bekleyen kızı kavrar, öpüverirdi.
01:09
(Laughter)
18
69160
1000
(Gülüşmeler)
01:10
And then mount his airplane,
19
70160
2000
Sonra uçağına binerdi
01:12
maybe for the last time.
20
72160
2000
belki de son kez olmak üzere.
01:14
Of course I always wondered what would happen
21
74160
2000
Tabii ben her zaman merak etmişimdir,
01:16
if he'd kissed the airplane first.
22
76160
3000
önce uçağı öpse n'olurdu diye.
01:19
(Laughter)
23
79160
8000
(Kahkahalar)
01:27
But this was real romance to me.
24
87160
3000
Fakat bu benim için gerçek romantizm demekti.
01:30
Everything about flying in those years,
25
90160
4000
O yıllarda uçmakla ilgili her şey,
01:34
which was -- you have to stop and think for a moment --
26
94160
3000
ki bu muhtemelen -bir durup düşünürseniz-
01:37
was probably the most advanced
27
97160
3000
o zamanlarda
01:40
technological thing going on at the time.
28
100160
3000
en yüksek teknolojiye sahip şeydi.
01:43
So as a youngster,
29
103160
3000
Ben de bir genç olarak
01:46
I tried to get close to this
30
106160
2000
buna yaklaşmaya çalışırdım
01:48
by drawing airplanes,
31
108160
2000
uçaklar çizerek,
01:50
constantly drawing airplanes.
32
110160
3000
sürekli uçaklar çizerek.
01:53
It's the way I got
33
113160
2000
Bu şekilde
01:55
a part of this romance.
34
115160
2000
bu romantizmin bir parçasına ortak oluyordum.
01:57
And of course, in a way, when I say romance,
35
117160
3000
Ve tabii ki bir anlamda romantizm dediğim zaman
02:00
I mean in part
36
120160
2000
yani kısmen
02:02
the aesthetics of that whole situation.
37
122160
4000
bütün durumun estetiğinden bahsediyorum.
02:06
I think the word is the holistic experience
38
126160
4000
Sanırım doğru kelime bir ürünün etrafinda dönen
02:10
revolving around a product.
39
130160
3000
bütünsel bir deneyim.
02:13
The product was that airplane.
40
133160
3000
Ürün bu uçağın kendisiydi fakat
02:16
But it built a romance.
41
136160
3000
o bir romantizm kurgulardı.
02:19
Even the parts of the airplane
42
139160
3000
Uçağın parçalarının isimleri bile
02:22
had French names.
43
142160
2000
Fransızca'ydı.
02:24
Ze fuselage, ze empanage, ze nessal.
44
144160
5000
Le fuselage (uçak gövdesi), l'empennage (kuyruk), la nacelle (motor kabini).
02:29
You know, from a romance language.
45
149160
4000
Öyle bir romantizm dilinden geliyordu ki
02:33
So that it was something that just got into your spirit.
46
153160
3000
ruhunuza işleyen bir şeydi.
02:36
It did mine.
47
156160
2000
Benimkine işledi.
02:38
And I decided I had to get closer than
48
158160
2000
Ben de yalnızca hayali uçaklar çizmekten
02:40
just drawing fantasy airplanes.
49
160160
3000
daha fazla yaklaşmaya karar verdim.
02:43
I wanted to build airplanes.
50
163160
3000
Uçak yapmak istiyordum.
02:46
So I built model airplanes.
51
166160
3000
Bu yüzden uçak modelleri yapmaya başladım.
02:49
And I found that in doing the model airplanes
52
169160
6000
Model uçakları yaparken şunu fark ettim
02:55
the appearance drawings were not enough.
53
175160
3000
Görünüş çizimleri yeterli değildi.
02:58
You couldn't transfer those
54
178160
2000
Bunları modelin kendisine
03:00
to the model itself.
55
180160
3000
transfer edemezdiniz.
03:03
If you wanted it to fly
56
183160
2000
Uçmasını istiyorsanız
03:05
you had to learn the discipline
57
185160
3000
uçuş disiplininin kendisini öğrenmeniz
03:08
of flying.
58
188160
2000
gerekiyordu.
03:10
You had to learn about aeronautics.
59
190160
2000
Havacılığı öğrenmek zorundaydınız.
03:12
You had to learn what made an airplane
60
192160
3000
Uçağı havada tutan şeyin ne olduğunu
03:15
stay in the air.
61
195160
2000
öğrenmeniz gerekliydi.
03:17
And of course, as a model in those years, you couldn't control it.
62
197160
3000
Ve tabii ki o yıllarda bir model olduğu için kontrol edemezdiniz.
03:20
So it had to be self-righting,
63
200160
3000
Kendi kendini düzenler durumda olup
03:23
and stay up without crashing.
64
203160
5000
çarpmadan yukarda durabilmesi gerekirdi.
03:28
So I had to give up
65
208160
2000
Böylece ben de
03:30
the approach of drawing
66
210160
2000
hayal şekiller çizme
03:32
the fantasy shapes
67
212160
3000
yaklaşımını bırakmaktan vazgeçip
03:35
and convert it to technical drawings --
68
215160
3000
bunu teknik çizimlere çevirmek --
03:38
the shape of the wing, the shape of the fuselage and so on --
69
218160
3000
kanadın şekli, fuselage'ın şekli vesaire --
03:41
and build an airplane over these drawings
70
221160
4000
bazı prensipleri takip ettiğini bildiğim
03:45
that I knew followed some of the principles
71
225160
2000
bu çizimler üzerinden bir uçak yapmak
03:47
of flying.
72
227160
2000
zorunda kaldım.
03:49
And in so doing, I could produce
73
229160
3000
Bunu yaparak uçabilen ve havada durabilen
03:52
a model that would fly, stay in the air.
74
232160
3000
bir uçak üretebilecektim.
03:55
And it had, once it was in the air,
75
235160
3000
Bir kere havada olduğu zaman
03:58
some of this romance that I was in love with.
76
238160
4000
o aşık olduğum romantizmin bir kısmına sahipti.
04:02
Well the act of drawing airplanes
77
242160
3000
Uçak çizme eylemi
04:05
led me to,
78
245160
2000
beni,
04:07
when I had the opportunity to choose
79
247160
2000
okulda da bir ders seçme
04:09
a course in school,
80
249160
2000
imkanım olduğu zaman,
04:11
led me to sign up for aeronautical engineering.
81
251160
4000
hava mühendisliğine yazılmaya itti.
04:15
And when I was sitting in classes --
82
255160
4000
Ve derste otururken --
04:19
in which no one asked me to draw an airplane --
83
259160
3000
kimsenin benden uçak çizmem istemediği derslerdi
04:22
to my surprise.
84
262160
3000
meğerse --
04:25
I had to learn mathematics and mechanics
85
265160
2000
matematik, mekanik ve bir sürü şey öğrenmek
04:27
and all this sort of thing.
86
267160
2000
zorundaydım.
04:29
I'd wile away my time drawing airplanes
87
269160
2000
Dersteki zamanımı
04:31
in the class.
88
271160
2000
uçak çizerek geçirirdim.
04:33
One day a young man looked over my shoulder,
89
273160
3000
Bir gün genç bir adam omuzumun üstünden bakarak
04:36
he said, "You draw very well.
90
276160
2000
dedi ki "Çok güzel çiziyorsun.
04:38
You should be in the art department."
91
278160
3000
Senin sanat bölümünde olman gerekir."
04:41
And I said, "Why?"
92
281160
2000
Dedim "Neden?"
04:43
And he said, "Well for one thing, there are more girls there."
93
283160
3000
O da "Bir kere orda daha çok kız var."
04:46
(Laughter)
94
286160
4000
(Kahkahalar)
04:50
So my romance was temporarily shifted.
95
290160
3000
Böylece romantizmim geçici olarak yön değiştirmiş oldu.
04:53
(Laughter)
96
293160
1000
(Kahkahalar)
04:54
And I went into art
97
294160
2000
Ben de çizime değer veriyorlar diye
04:56
because they appreciated drawing.
98
296160
2000
sanata geçtim.
04:58
Studied painting; didn't do very well at that.
99
298160
3000
Resim okudum, onda pek başarılı olmadım.
05:01
Went through design,
100
301160
3000
Biraz tasarımdan
05:04
some architecture.
101
304160
2000
biraz mimarlıktan geçtim.
05:06
Eventually hired myself out as a designer.
102
306160
3000
Sonunda kendimi bir tasarımcı olarak işe aldım.
05:09
And for the following 25 years,
103
309160
3000
Ve bunu takip eden 25 yıl boyunca
05:12
living in Italy,
104
312160
2000
Italya'da yaşayarak,
05:14
living in America,
105
314160
2000
Amerika'da yaşayarak
05:16
I doled out a piece of this romance
106
316160
4000
para ödeyecek herkese
05:20
to anybody who'd pay for it --
107
320160
3000
bu romantizmin bir parçasından verdim --
05:23
this sense, this aesthetic feeling,
108
323160
4000
bir tasarım ürünü etrafında dolanan
05:27
for the experience revolving around
109
327160
3000
bir deneyimin yarattığı
05:30
a designed object.
110
330160
3000
bu histen, bu estetik duygudan biraz vermiş oldum.
05:33
And it exists.
111
333160
2000
Ve bu olan bir şey.
05:35
Any of you who rode the automobiles --
112
335160
3000
Eğer pistteki otomobilleri sürdüyseniz --
05:38
was it yesterday? --
113
338160
2000
dün müydü? --
05:40
at the track, you know the romance
114
340160
3000
o yüksek performans arabaların etrafında dönen
05:43
revolving around those high performance cars.
115
343160
6000
romantizmi bilirsiniz.
05:49
Well in 25 years
116
349160
3000
Ve 25 yıl boyunca
05:52
I was mostly putting out
117
352160
2000
çoğunlukla bu romantizmin
05:54
pieces of this romance
118
354160
2000
parçalarını dağıttım
05:56
and not getting a lot back in
119
356160
2000
ve pek fazla da geri almadım
05:58
because design on call
120
358160
2000
çünkü sipariş üzerine tasarım
06:00
doesn't always connect you with a circumstance
121
360160
4000
sizi her zaman böyle şeyler üreteceğiniz
06:04
in which you can produce things of this nature.
122
364160
3000
bir durumla karşılaştırmıyor.
06:07
So after 25 years I began to feel
123
367160
2000
Bu yüzden 25 yılın sonunda
06:09
as though I was running dry.
124
369160
3000
kuruduğumu hissetmeye başladım.
06:12
And I quit.
125
372160
2000
Ve bıraktım.
06:14
And I started up a very small operation --
126
374160
3000
Ve küçük bir operasyon başlattım --
06:17
went from 40 people
127
377160
2000
40 kişiden bire giden
06:19
to one,
128
379160
2000
--
06:21
in an effort to rediscover my innocence.
129
381160
4000
masumluğumu yeniden keşfetmek için.
06:25
I wanted to get back
130
385160
2000
Romantizmin olduğu yere
06:27
where the romance was.
131
387160
3000
dönmek istiyordum.
06:30
And I couldn't choose airplanes
132
390160
2000
Uçakları seçemezdim
06:32
because they had gotten sort of unromantic
133
392160
3000
çünkü o noktada biraz
06:35
at that point,
134
395160
2000
romantik olmayan bir hale gelmişlerdi,
06:37
even though I'd done a lot of airplane work,
135
397160
2000
iç mekanda bir çok
06:39
on the interiors.
136
399160
2000
uçak işi yapmış olmama rağmen.
06:41
So I chose furniture.
137
401160
3000
Böylece mobilyayı seçtim.
06:44
And I chose chairs specifically
138
404160
3000
Ve özellikle sandalyeyi seçtim
06:47
because I knew something about them.
139
407160
2000
çünkü onlarla ilgili bildiğim bir şey vardı.
06:49
I'd designed a lot of chairs, over the years
140
409160
3000
Yıllar boyunca bir sürü sandalye tasarlamıştım,
06:52
for tractors and trucks
141
412160
3000
traktörler, kamyonlar olsun,
06:55
and submarines --
142
415160
3000
denizaltları olsun --
06:58
all kinds of things.
143
418160
2000
her çeşit şey.
07:00
But not office chairs.
144
420160
2000
Yalnız ofis sandalyeleri değil.
07:02
So I started doing that.
145
422160
2000
Ben de onları yapmaya başladım.
07:04
And I found that there were ways
146
424160
3000
Ve fark ettim ki
07:07
to duplicate the same approach
147
427160
3000
uçaklarda izlediğim aynı yolu
07:10
that I used to use on the airplane.
148
430160
3000
uygulamanın yolları vardı.
07:13
Only this time,
149
433160
2000
Yalnız bu sefer
07:15
instead of the product being shaped by the wind,
150
435160
3000
ürün rüzgar tarafından değil,
07:18
it was shaped by the human body.
151
438160
4000
insan vücudu tarafından şekil alıyordu.
07:22
So the discipline was --
152
442160
2000
Kural şuydu --
07:24
as in the airplane you learn a lot about
153
444160
2000
uçakta havayla nasıl mücadele edeceğin üzerine
07:26
how to deal with the air,
154
446160
3000
bir sürü şey öğrenmen gerekiyordu,
07:29
for a chair
155
449160
2000
sandalyede de
07:31
you have to learn a lot about how to deal
156
451160
2000
vücudu nasıl idare edeceğinle ilgili,
07:33
with the body,
157
453160
2000
ve neye ihtiyaç duyduğuyla,
07:35
and what the body needs, wants,
158
455160
2000
ne istediğiyle,
07:37
indicates it needs.
159
457160
3000
ne istediğini gösterdiğiyle.
07:40
And that's the way, ultimately
160
460160
2000
Ve en nihayetinde bu
07:42
after some ups and downs,
161
462160
4000
biraz iniş çıkışlardan sonra
07:46
I ended up designing the chair I'm going to show you.
162
466160
3000
size göstereceğim sandalyeyi tasarlama şeklim oldu.
07:49
I should say one more thing. When I was doing those
163
469160
4000
Bir şey daha söylemem lazım.
07:53
model airplanes,
164
473160
2000
O model uçakları yaparken
07:55
I did everything.
165
475160
2000
her şeyi yapardım.
07:57
I conceived the kind of airplane.
166
477160
3000
Uçağı kavrardım.
08:00
I basically engineered it.
167
480160
3000
Esasında mühendisliğini yapardım.
08:03
I built it.
168
483160
2000
İnşa ettim.
08:05
And I flew it.
169
485160
2000
Uçurdum.
08:07
And that's the way I work now.
170
487160
3000
Şimdi de bu şekilde çalışıyorum.
08:14
When I started this chair
171
494160
2000
Ben bu sandalyeye başladığımda
08:16
it was not a preconceived notion.
172
496160
3000
daha yerleşmiş bir kavram değildi.
08:19
Design nowadays, if you mean it,
173
499160
3000
Bugün tasarımda, gerçekten tasarımdan bahsediyorsanız,
08:22
you don't start with styling sketches.
174
502160
4000
taslaklar tasarlamakla başlamazsınız.
08:26
I started with a lot of loose ideas,
175
506160
3000
Ben bir sürü dağınık fikirle başladım,
08:29
roughly eight or nine years ago.
176
509160
3000
yaklaşık sekiz veya dokuz yıl önce.
08:32
And the loose ideas had something
177
512160
3000
Ve bu dağınık fikirler
08:35
to do with what I knew happened with
178
515160
2000
ofisteki insanlara olan,
08:37
people in the office,
179
517160
2000
bildiklerimle alakalıydı.
08:39
at the work place -- people who worked,
180
519160
2000
çalışma yerinde olanlarla -- iş yapan,
08:41
and used task seating,
181
521160
3000
bunu da iş oturmasıyla yapan,
08:44
a great many of them sitting in front of a computer
182
524160
3000
bir çoğunun bütün gün boyunca
08:47
all day long.
183
527160
2000
bilgisayar başında oturduğu insanlar.
08:49
And I felt,
184
529160
2000
Ben de
08:51
the one thing they don't need,
185
531160
2000
ihtiyaçları olmadıkları bir şey varsa
08:53
is a chair that interferes
186
533160
2000
o da orda oturma sebepleriyle aralarına giren
08:55
with their main reason for sitting there.
187
535160
3000
bir sandalyedir diye düşündüm.
08:58
So I took the approach
188
538160
3000
Böylece sandalyenin onlara olabildiğince en insancıl ve mekanik şekilde
09:01
that the chair should do as much for them
189
541160
3000
yardımcı olması gerektiği
09:04
as humanly possible
190
544160
2000
yaklaşımını benimsedim
09:06
or as mechanistically possible
191
546160
4000
ki böylece
09:10
so that they didn't have to fuss with it.
192
550160
2000
onunla uğraşmak zorunda kalmayacaklardı.
09:12
So my idea was that,
193
552160
2000
Kafamdaki fikir
09:14
instead of sitting down and reaching
194
554160
2000
oturup bir sürü kontrol düğmesine uzanmak yerine
09:16
for a lot of controls,
195
556160
2000
oturduğunuzda ağırlığınızı
09:18
that you would sit on the chair,
196
558160
2000
yaslanmak için gereken kuvvetle
09:20
and it would automatically balance your weight
197
560160
3000
dengeleyecek
09:23
against the force required
198
563160
3000
bir sandalye
09:26
to recline.
199
566160
2000
idi.
09:28
Now that may not mean a lot to some of you.
200
568160
3000
Şimdi bu pek çoğunuza bir şey ifade etmiyor olabilir.
09:31
But you know most good chairs do recline
201
571160
3000
Ama biliyorsunuz iyi sandalyelerin çoğu arkaya yaslanır
09:34
because it's beneficial to open up this joint
202
574160
3000
çünkü bacaklarınızla üst gövdenizin arasındaki bu eklemi açmak
09:37
between your legs and your upper body
203
577160
2000
daha iyi nefes almak
09:39
for better breathing
204
579160
2000
ve akış sağlamak için
09:41
and better flow.
205
581160
2000
yararlıdır.
09:43
So that if you sit down
206
583160
3000
Benim sandalyeme oturursanız,
09:46
on my chair,
207
586160
2000
ister 1.50 olun,
09:48
whether you're five feet tall
208
588160
2000
ister 2 metre,
09:50
or six foot six,
209
590160
2000
ağırlığınızla öyle bir idare ediyor
09:52
it always deals with your weight
210
592160
4000
ve yaslanmak için gereken kuvveti
09:56
and transfers the amount of force required
211
596160
4000
transfer ediyor ki
10:00
to recline
212
600160
2000
sizin ayarlamak için
10:02
in a way that you don't have to look
213
602160
3000
bir şeyler aranmanıza
10:05
for something to adjust.
214
605160
2000
gerek kalmıyor.
10:07
I'll tell you right up front,
215
607160
2000
Size baştan söyliyim,
10:09
this is a trade off.
216
609160
2000
bu bir değiş-tokuş.
10:11
There are drawbacks to this.
217
611160
3000
Bunun da dezavantajları var.
10:14
One is: you can't
218
614160
2000
Birincisi:
10:16
accommodate everybody.
219
616160
2000
Herkese uyduramazsınız.
10:18
There are some very light people,
220
618160
3000
Bazı insanlar var çok hafif,
10:21
some extremely heavy people,
221
621160
2000
bazısı aşırı ağır,
10:23
maybe people with a lot of bulk up top.
222
623160
3000
bazılarında üstte çok fazla ağırlık var.
10:26
They begin to fall off the end of your chart.
223
626160
3000
Çizelgenizden dışarı çıkmaya başlıyorlar.
10:29
But the compromise, I felt,
224
629160
2000
Ama verilen ödün
10:31
was in my favor
225
631160
2000
benden yanaydı diye düşündüm
10:33
because most people don't adjust their chairs.
226
633160
3000
çünkü insanların çoğu sandalyelerini ayarlamıyorlar.
10:36
They will sit in them forever.
227
636160
2000
Sonsuza kadar öyle otururlar.
10:38
I had somebody on the bus out to the racetrack
228
638160
3000
Yarış pistine giderken otobüste birisi
10:41
tell me about his sister calling him.
229
641160
2000
kız kardeşinin aradığını anlatıyordu.
10:43
He said she had one of the new, better chairs.
230
643160
3000
O yeni, daha iyi sandalyelerden varmış kardeşinde.
10:46
She said, "Oh I love it."
231
646160
2000
"Ah bayılıyorum" demiş.
10:48
She said, "But it's too high."
232
648160
2000
"Ama çok yüksek."
10:50
(Laughter)
233
650160
3000
(Gülüşmeler)
10:53
So he said, "Well I'll come over and look at it."
234
653160
3000
O da "Tamam, gelir bir bakarım" demiş.
10:56
He came over and looked at it.
235
656160
2000
Gidiyor ve bakıyor.
10:58
He reached down. He pulled a lever. And the chair sank down.
236
658160
4000
Aşağı uzanıyor, bir kolu kaldırıyor ve sandalye aşağı iniyor.
11:02
She said, "Oh it's wonderful. How did you do that?"
237
662160
2000
Kardeşi "Harika, nasıl yaptın?" diyor.
11:04
And he showed her the lever.
238
664160
2000
Ve o da kolu gösteriyor.
11:06
Well, that's typical
239
666160
2000
Sandalyede çalışan pek çoklarımız için
11:08
of a lot of us working in chairs.
240
668160
2000
tipik bu.
11:10
And why should you
241
670160
2000
Neden bir sandalyeyi kullanmak için
11:12
get a 20-page manual
242
672160
2000
20 sayfalık bir kullanma kılavuzu
11:14
about how to run a chair?
243
674160
2000
alasınız ki?
11:16
(Laughter)
244
676160
2000
(Gülüşmeler)
11:18
I had one for a wristwatch once. 20 pages.
245
678160
4000
Bir keresinde bir kol saati için vardı bende. 20 sayfa.
11:22
Anyway, I felt that it was important
246
682160
2000
Neyse,
11:24
that you didn't have to make an adjustment
247
684160
3000
böyle bir eylem elde etmek için
11:27
in order to get this kind of action.
248
687160
3000
ayar yapmak zorunda olmamak bana önemli gelmişti.
11:30
The other thing I felt was that armrests
249
690160
2000
Fark ettiğim bir diğer şey de
11:32
had never really been properly approached
250
692160
5000
kolçaklara daha önce hiçbir zaman
11:37
from the standpoint of how much
251
697160
3000
iş yaşamınıza
11:40
of an aid they could be
252
700160
2000
ne kadar yardımcı olabilecekleri
11:42
to your work life.
253
702160
2000
açısından yaklaşılmadıklarıydı.
11:44
But I felt it was too much to ask
254
704160
3000
Ama her bir kolçağı nereye getirmek istediğinize göre
11:47
to have to adjust each individual armrest
255
707160
2000
tek tek ayarlamak
11:49
in order to get it where you wanted.
256
709160
3000
çok fazla şey istemek olur diye düşündüm.
11:52
So I spent a long time.
257
712160
2000
Çok vakit harcadım.
11:54
I said I worked eight or nine years on it.
258
714160
3000
Sekiz veya dokuz yıl bunun üzerine çalıştığımı söylemiştim.
11:57
And each of these things went along
259
717160
2000
Bunların hepsi bir şekilde
11:59
sort of in parallel
260
719160
2000
birbirine paralel gidiyordu fakat
12:01
but incrementally were a problem of their own.
261
721160
3000
her biri kendi başına katlanan bir sorundu.
12:04
I worked a long time on figuring out
262
724160
2000
Uzun süre kolları çok daha büyük bir kavis üzerinden
12:06
how to move the arms over a much greater arc --
263
726160
5000
nasıl hareket ettirileceği --
12:11
that is up and down --
264
731160
2000
yani yukarı ve aşağı --
12:13
and make them a lot easier,
265
733160
3000
ve bir düğme kullanmadan nasıl çok daha kolay hale
12:16
so that you didn't have to use a button.
266
736160
3000
getirilebileceği üzerine çalıştım.
12:19
And so after many trials, many failures,
267
739160
2000
Birçok deneme yanılmadan sonra
12:21
we came up with a very simple arrangement
268
741160
3000
çok basit bir ayarlama bulduk
12:24
in which we could just move
269
744160
2000
kollardan yalnızca biri veya
12:26
one arm or the other.
270
746160
2000
diğerini hareket ettirebilecektik.
12:28
And they go up easily.
271
748160
2000
Yukarı çok kolay çıkıyorlar.
12:30
And stop where you want.
272
750160
3000
Ve nerde isterseniz duruyorlar.
12:33
You can put them down, essentially out of the way.
273
753160
3000
Aslında tamamen bertaraf edecek şekilde aşağı kadar indirebilirsiniz,
12:36
No arms at all.
274
756160
2000
Hiç kol olmayacak biçimde.
12:38
Or you can pull them up where you want them.
275
758160
3000
Veya yukarı, istediğiniz yere çıkarabilirsiniz.
12:41
And this was another thing that I felt,
276
761160
2000
Ve bu fark ettiğim bir başka şeydi
12:43
while not nearly as romantic
277
763160
3000
hiç Cary Grant kadar
12:46
as Cary Grant,
278
766160
2000
romantik olmasa da,
12:48
nevertheless begins to
279
768160
3000
yine de bir ürüne
12:51
grab a little bit of aesthetic
280
771160
3000
biraz estetik operasyon,
12:54
operation, aesthetic performance
281
774160
3000
estetik performans katmaya
12:57
into a product.
282
777160
2000
başlamıştı.
12:59
The next area that was of interest to me
283
779160
3000
İlgilendiğim bir diğer alan ise
13:02
was the fact that reclining
284
782160
3000
yaslanmanın çok önemli bir
13:05
was a very important factor.
285
785160
2000
faktör olduğu gerçeğiydi.
13:07
And the more you can recline,
286
787160
2000
Ne kadar çok yaslayabilirseniz
13:09
in a way, the better it is.
287
789160
3000
bşr bakıma o kadar iyi.
13:12
The more the angle between here and here opens up --
288
792160
3000
Burayla buranın arasındaki açı ne kadar açılırsa --
13:15
and nowadays, with a screen in front of you,
289
795160
3000
ve şimdi önünüzde bir ekranla,
13:18
you don't want to have your eye drop too far in the recline,
290
798160
3000
yaslanma esnasında gözlerinizi çok da aşağıya kaydırmak zorunda olmadan,
13:21
so we keep it at more or less the same level --
291
801160
4000
aşağı yukarı aynı seviyede tutuyoruz --
13:25
but you transfer weight
292
805160
3000
ama ağırlığınızı
13:28
off your tailbones.
293
808160
2000
kuyruk kemiğinizden almış oluyorsunuz.
13:30
Would everybody put their hand under their bottom
294
810160
3000
Herkes elini altına koyup
13:33
and feel their tailbone?
295
813160
2000
kuyruk kemiğini hissedebilir mi?
13:35
(Laughter)
296
815160
1000
(Gülüşmeler)
13:37
You feel that bone under there?
297
817160
2000
Aşağıdaki o kemiği hissediyor musunuz?
13:39
(Laughter)
298
819160
1000
(Gülüşmeler)
13:40
Just your own.
299
820160
2000
Yalnızca kendinizinkini.
13:42
(Laughter)
300
822160
6000
(Gülüşmeler)
13:48
There's two of them, one on either side.
301
828160
5000
İki tane var, her yanda bir tane.
13:53
All the weight of your upper torso --
302
833160
2000
Üst gövdenizin bütün ağırlığı --
13:55
your arms, your head --
303
835160
2000
kollarınız, başınız --
13:57
goes right down through your back,
304
837160
3000
oturduğunuzda direk sırtınızdan aşağı,
14:00
your spine, into those bones when you sit.
305
840160
4000
omurganıza, ordaki kemiklere gidiyor.
14:04
And that's a lot of load.
306
844160
2000
Bu da epey bir yük.
14:06
Just relieving your arms with armrests
307
846160
2000
Yalnızca kolçaklarla kollarınızı rahatlatmak
14:08
takes 20 percent of that load off.
308
848160
3000
bu yükün yüzde 20'sini alıyor.
14:11
Now that, if your spine is not held in a good position,
309
851160
5000
Şimdi, eğer omurganız iyi bir konumda durmuyorsa
14:16
will help bend your spine the wrong way, and so on.
310
856160
5000
bu omurganızı yanlış yönde eğecektir vesaire.
14:21
So to unload
311
861160
2000
Bu yüzden de
14:23
that great weight --
312
863160
4000
bu büyük ağırlığı kaldırmak için --
14:27
if that indeed exists --
313
867160
2000
eğer gerçekten varsa --
14:29
you can recline.
314
869160
3000
yaslanabilirsiniz.
14:32
When you recline you take away a lot of that load
315
872160
3000
Yaslandığınızda o yükün büyük bir kısmını
14:35
off your bottom end, and transfer it to your back.
316
875160
3000
alt kısmınızdan atmış ve sırtınıza transfer etmiş oluyorsunuz.
14:38
At the same time, as I say, you open up this joint.
317
878160
3000
Ben söylerken aynı zamanda bu eklemi açmış oluyorsunuz.
14:41
And breathability is good.
318
881160
3000
Ve nefes alabilirlik iyi.
14:44
But to do that, if you have any
319
884160
4000
Fakat bunu yapabilmek için,
14:48
amount of recline,
320
888160
4000
eğer herhangi bir miktar yaslanmışsanız
14:52
it gets to the point where you need a headrest
321
892160
3000
başlık gerektiren bir noktaya geliyorsunuz
14:55
because nearly always,
322
895160
4000
çünkü nerdeyse her zaman,
14:59
automatically hold your head
323
899160
2000
başınızı otomatik olarak
15:01
in a vertical position, see?
324
901160
2000
dik bir pozisyonda tutuyorsunuz, gördünüz mü?
15:03
As I recline, my head says more or less vertical.
325
903160
5000
Yaslandıkça başım aşağı yukarı dik kalıyor.
15:08
Well if you're reclined a great deal,
326
908160
2000
Bayağı yaslanırsanız,
15:10
you have to use muscle force
327
910160
2000
kafanızı orda tutmak için
15:12
to hold your head there.
328
912160
2000
kas gücü kullanmak zorunda kalıyorsunuz.
15:14
So that's where a headrest comes in.
329
914160
2000
Burası başlığın devreye girdiği yer.
15:16
Now headrest is a challenge
330
916160
2000
Şimdi başlık zorlu bir iş
15:18
because you want it to adjust
331
918160
3000
çünkü öyle bir ayarlamak istiyorsunuz ki
15:21
enough so that it'll fit,
332
921160
4000
uysun,
15:25
you know, a tall guy and a short girl.
333
925160
3000
işte uzun bir çocukla kısa bir kıza.
15:28
So here we are.
334
928160
2000
İşte.
15:30
I've got five inches of adjustment here
335
930160
4000
On iki buçuk santimlik bir ayarlamam var
15:34
in order to get the headrest in the right place.
336
934160
3000
başlığı doğru yere koyabilmek için.
15:37
But then I knew from experience
337
937160
2000
Fakat deneyimimden ve
15:39
and looking around in offices
338
939160
3000
başlıklı sandalyelerin olduğu ofislerde etrafa bakınmaktan biliyordum ki
15:42
where there were chairs with headrests
339
942160
3000
kimse hiçbir zaman
15:45
that nobody would ever bother
340
945160
2000
başlığı doğru pozisyona göre ayarlamak için
15:47
to reach back and turn a knob
341
947160
3000
arkaya uzanıp
15:50
and adjust the headrest to put it in position.
342
950160
2000
bir kolu çevirmeye uğraşmazdı.
15:52
And you need it in a different position
343
952160
2000
Ve dik durduğunuzda
15:54
when you're upright, then when you're reclined.
344
954160
2000
yaslandığınızdan daha faklı bir pozisyonda olmasına ihtiyacınız var.
15:56
So I knew that had to be solved, and had to be automatic.
345
956160
4000
Yani bunun çözülmesi ve otomatik olması gerektiğini biliyordum.
16:00
So if you watch this chair
346
960160
2000
Ben yasladıkça bu sandalyeye bakarsanız
16:02
as I recline, the headrest comes up
347
962160
3000
başlık yukarı
16:05
to meet my neck.
348
965160
2000
boynumla birleşmeye geliyor.
16:07
Ideally you want to put the head support
349
967160
4000
İdeal olarak baş desteğini
16:11
in the cranial area, right there.
350
971160
4000
kafatası bölgesine, tam şuraya koymak istersiniz.
16:15
So that part of it took a long time
351
975160
5000
Bu yüzden o kısmı çözmek
16:20
to work out.
352
980160
2000
epey vakit aldı.
16:22
And there is a variety of other things: the shape of the cushions,
353
982160
3000
Ve daha bir sürü farklı şey de var: yastıkların şekli,
16:25
the gel we put.
354
985160
3000
koyduğumuz jel.
16:28
We stole the idea from bicycle seats,
355
988160
3000
Fikri bisiklet selelerinden çaldık,
16:31
and put gel in the cushions
356
991160
2000
yastıklara ve kolçaklara
16:33
and in the armrests
357
993160
2000
nokta yükünü çekmek için
16:35
to absorb point load --
358
995160
4000
jel koyduk --
16:39
distributes the loading so you don't get hard spots.
359
999160
3000
yüklenmeyi dağıtıyor böylece sert kısımlar oluşmuyor.
16:42
You cant hit your elbow
360
1002160
2000
Dırseklerinizi aşağıya
16:44
on bottom.
361
1004160
2000
çarpamazsınız.
16:46
And I did want to demonstrate
362
1006160
3000
Benim göstermek istediğim
16:49
the fact that the chair can accommodate people.
363
1009160
5000
sandalyenin insanları ikame edebildiği gerçeğiydi.
16:54
While you're sitting in it you can adjust it
364
1014160
2000
Üzerinde otururken
16:56
down for the five-footer,
365
1016160
3000
1.50'lik için aşağıya ayarlayabilir
16:59
or you can adjust it
366
1019160
3000
veya 2 metrelik için
17:02
for the six-foot-six guy --
367
1022160
5000
ayarlayabilirsiniz
17:07
all within the scope of a few simple adjustments.
368
1027160
6000
ve hepsi birkaç basit ayarlama kapsamı içersinde.
17:13
(Applause)
369
1033160
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7