Jehane Noujaim: TEDPrize wish: Unite the world on Pangea Day

Jehane Noujaim küresel bir film günü üzerine

14,441 views

2008-04-15 ・ TED


New videos

Jehane Noujaim: TEDPrize wish: Unite the world on Pangea Day

Jehane Noujaim küresel bir film günü üzerine

14,441 views ・ 2008-04-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yasemin Ak Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:25
I can't help but this wish:
0
25230
1329
Bunun hakkında düşünmekten kendimi alamıyorum,hani çocukken
00:26
to think about when you're a little kid, and all your friends ask you,
1
26583
4433
bütün arkadaşlarınız sorarlar --sanki bir cin dile benden ne dilersen
00:31
"If a genie could give you one wish in the world,
2
31040
2588
demiş gibi-- bir dilek hakkın olsa bu ne olurdu?
00:33
what would it be?"
3
33652
1154
00:35
And I always answered,
4
35183
1389
ve ben hep, "hmm, tam anlamıyla ne dilemem gerektiğini
00:36
"Well, I'd want the wish
5
36596
1310
00:37
to have the wisdom to know exactly what to wish for."
6
37930
3488
bilmek isterdim." diye cevaplardım. Böylelikle
00:41
Well, then you'd be screwed,
7
41772
1351
çuvallamış olurdunuz çünkü ne dileyeceğinizi bilirdiniz ama
00:43
because you'd know what to wish for, and you'd use up your wish,
8
43147
3015
dilek hakkınızı tüketmiş olurdunuz.
00:46
and now, since we only have one wish -- unlike last year they had three wishes --
9
46186
3823
Şimdi, madem tek dilek hakkımız var -- geçen yıl üç hakları olmalarına rağmen --
ben bu dilekte bulunmayacağım.
00:50
I'm not going to wish for that.
10
50033
1486
00:51
So let's get to what I would like, which is world peace.
11
51543
5003
O halde ne istediğime gelelim, "dünya barışı".
00:56
And I know what you're thinking:
12
56570
2032
Ne düşündüğünüzü biliyorum. Diyorsunuz ki,
00:58
You're thinking, "The poor girl up there,
13
58626
1964
zavallı kız, çıkmış oraya kendini
01:00
she thinks she's at a beauty pageant.
14
60614
1777
güzellik yarışmasında sanıyor.
01:02
She's not. She's at the TED Prize."
15
62415
2251
Ama değil, aslında TED Prize da.
01:04
(Laughter)
16
64690
2586
Ama ben --yani-- ben gerçekten bunun mantıklı olduğunu
01:07
But I really do think it makes sense.
17
67824
2039
01:10
And I think that the first step to world peace
18
70244
2595
düşünüyorum ve bence dünya barışı için ilk adım, insanların birbirleriyle tanışması.
01:12
is for people to meet each other.
19
72863
1820
01:14
I've met a lot of different people over the years,
20
74707
2488
Yıllar boyunca çok farklı insanlarla tanıştım
01:17
and I've filmed some of them,
21
77219
1402
ve bazılarının filmini yaptım --
01:18
from a dotcom executive in New York who wanted to take over the world,
22
78645
4896
New York'ta dünyaya egemen olmak isteyen bir internet şirketi yöneticisinden
01:23
to a military press officer in Qatar,
23
83565
2411
Katar'da dünyayı devralmayı tercih etmeyen
01:26
who would rather not take over the world.
24
86000
2505
askeri basın sözcüsüne kadar.
01:28
If you've seen the film "Control Room" that was sent out,
25
88529
2685
Eğer yayınlanan "Control Room" filmini gördüyseniz,
01:31
you'd understand a little bit why.
26
91238
1625
neden olduğunu biraz anlarsınız. Teşekkürler.
01:32
(Applause)
27
92887
1151
(Alkışlar)
01:34
Thank you.
28
94062
1158
Vav! Bazılarınız izlemiş.
01:35
Wow! Some of you watched it. That's great. That's great.
29
95244
3272
Çok iyi. Harika.
01:38
So basically what I'd like to talk about today
30
98540
4570
Yani esasen bugün bir seyahat etme yolu
01:43
is a way for people to travel,
31
103134
2842
üzerine konuşmak istiyorum,
01:46
to meet people in a different way than --
32
106000
3976
insanlarla farklı bir şekilde buluşma yolu,
01:50
because you can't travel all over the world at the same time.
33
110000
2976
çünkü aynı zamanda bütün dünyayı dolaşamazsın.
01:53
And a long time ago -- well, about 40 years ago --
34
113000
5236
Uzun zaman önce --aslında, yaklaşık 40 yıl önce,
01:58
my mom had an exchange student.
35
118260
2526
annemin bir değişim öğrencisi vardı.
02:01
And I'm going to show you slides of the exchange student.
36
121897
2818
Ve ben size bu değişim öğrencisinin slaytını göstereceğim.
02:04
This is Donna.
37
124739
1151
Bu Donna.
02:05
This is Donna at the Statue of Liberty.
38
125914
2031
Burda Donna Özgürlük Anıtı'nda.
02:09
This is my mother and aunt teaching Donna how to ride a bike.
39
129446
3020
Burda, annem ve teyzem Donna'ya bisiklete binmeyi öğretiyorlar.
02:13
This is Donna eating ice cream.
40
133538
1913
Burda Donna dondurma yiyor.
02:16
And this is Donna teaching my aunt how to do a Filipino dance.
41
136284
4313
Ve burda Donna, teyzeme nasıl Filipin dansı yapacağını öğretiyor.
02:22
I really think as the world is getting smaller,
42
142882
2217
Şimdi ben gerçekten, dünya küçüldükçe birbirimizin
02:25
it becomes more and more important
43
145123
1643
danslarını öğrenmemizin, birbirimizle tanışmamızın, birbirimizi tanımamızın
02:26
that we learn each other's dance moves,
44
146790
1862
02:28
that we meet each other, we get to know each other,
45
148676
2406
gittikçe önemli olduğunu, böylelikle sınırları aşmanın
bir yolunu bulacağımızı, birbirimizi anlayacağımızı,
02:31
we are able to figure out a way to cross borders,
46
151106
3639
02:34
to understand each other, to understand people's hopes and dreams,
47
154769
3124
insanların umutlarını hayallerini, onları neyin güldürdüğünü neyin
02:37
what makes them laugh and cry.
48
157917
1456
ağlattığını anlayacağımızı düşünüyorum.
02:39
And I know that we can't all do exchange programs,
49
159397
3021
Ve biliyorum ki hepimiz değişim programına katılamayız,
02:42
and I can't force everybody to travel;
50
162442
1825
ve ben herkesi seyahate zorlayamam.
02:44
I've already talked about that to Chris and Amy,
51
164291
2319
Zaten, Chris ve Amy ile bununla ilgili konuştum
02:46
and they said that there's a problem with this:
52
166634
2202
ve onlar burda bir problem var, özgür iradeli
02:48
You can't force people, free will.
53
168860
1735
insanları zorlayamazsın, ve ben buna tamamen katılıyorum.
02:50
And I totally support that, so we're not forcing people to travel.
54
170619
3107
Dolayısıyla, biz insanları seyahate zorlamıyoruz.
02:53
But I'd like to talk about another way to travel
55
173750
2254
Ben seyahatın farklı bir yolu hakkında konuşmak istiyorum
öyle ki, bu gemi veya uçak gerektirmiyor
02:56
that doesn't require a ship or an airplane,
56
176028
2948
02:59
and just requires a movie camera, a projector and a screen.
57
179000
4976
sadece bir kamera, projetör ve ekran gerektiriyor.
03:04
And that's what I'm going to talk to you about today.
58
184000
4833
İşte bugün size hakkında konuşacağım şey bu.
03:08
I was asked that I speak a little bit about where I personally come from,
59
188857
4731
Öncelikle benden, nereden geldiğim
hakkında biraz konuşmam istendi,
03:13
and Cameron, I don't know how you managed to get out of that one,
60
193612
3103
Cameron, bundan nasıl kurtulmayı becereceksin bilmiyorum,
03:16
but I think that building bridges is important to me
61
196739
4237
ama bence bu köprüler kurma meselesi, kökenlerimden
03:21
because of where I come from.
62
201000
2147
dolayı benim için önemli.
03:23
I'm the daughter of an American mother
63
203171
3379
Ben bir Amerikan annenin ve
03:26
and an Egyptian-Lebanese-Syrian father.
64
206574
3111
Mısırlı, Lübnanlı, Suriyeli babanın kızıyım.
03:29
So I'm the living product of two cultures coming together.
65
209709
4072
Böylece, iki kültürün buluşmasının canlı bir ürünüyüm.
03:33
No pun intended.
66
213805
1152
03:34
(Laughter)
67
214981
1007
Kelime oyunu tasarlamadım.
Ayrıca şöyle de adlandırıldım --
03:36
And I've also been called,
68
216012
1257
Farçsa isimli, Mısırlı Lübnanlı Suriyeli Amerikalı olarak --
03:37
as an Egyptian-Lebanese-Syrian American with a Persian name,
69
217293
2849
03:40
the "Middle East Peace Crisis."
70
220166
1890
"Orta Doğu Barış Krizi".
03:42
So maybe me starting to take pictures was some kind of way
71
222080
4476
Belki fotoğraf çekmeye başlamam, ailemin iki
03:46
to bring both sides of my family together --
72
226580
3452
tarafını bir araya getirmenin bir çeşit yolu,
03:50
a way to take the worlds with me, a way to tell stories visually.
73
230056
4825
dünyaları kendime getirmenin, hikayeleri görülebilir kılmanın bir yoluydu.
03:55
It all kind of started that way,
74
235453
1596
Tamamen buna benzer şekilde başladı,
03:57
but I think that I really realized the power of the image
75
237073
3596
ama bence, görüntünün gücünü asıl farketmem
04:00
when I first went to the garbage-collecting village
76
240693
3212
Mısır'da çöp toplama köyüne ilk gittiğimde oldu.
04:03
in Egypt, when I was about 16.
77
243929
2000
16 yaşlarındayken, annem beni oraya götürdü.
04:06
My mother took me there.
78
246326
2174
04:08
She's somebody who believes strongly in community service,
79
248905
2759
Kamu yararına hizmete kuvvetle inanan biridir,
04:11
and decided that this was something that I needed to do.
80
251688
2643
bunun benim ihtiyacım olan bir şey olduğuna karar verdi
böylece oraya gittim ve orada inanılmaz kadınlarla tanıştım.
04:14
And so I went there and I met some amazing women there.
81
254355
3621
04:18
There was a center there,
82
258000
2930
Orada bir merkez vardı, insanlara
04:20
where they were teaching people how to read and write,
83
260954
3038
nasıl okuyacakları, yazacakları öğretiliyordu
04:24
and get vaccinations against the many diseases
84
264016
2214
ve birçok hastalığa karşı aşılanıyorlardı
04:26
you can get from sorting through garbage.
85
266254
2095
çöpleri ayrıştırırken kapabileceklerinize karşı.
04:28
And I began teaching there.
86
268373
1565
Ve ben orda öğretmeye başladım.
04:29
I taught English, and I met some incredible women there.
87
269962
3014
İngilizce öğrettim ve olağanüstü bazı kadınla tanıştım.
04:33
I met people that live seven people to a room,
88
273000
4788
Yedi kişinin bir odada yaşadığı insanlarla tanıştım,
04:37
barely can afford their evening meal,
89
277812
2332
akşam yemeklerine zorlukla güç yetiriyor,
04:40
yet lived with this strength of spirit and sense of humor
90
280168
3523
yine de bu ruhsal güçleri ve mizah yetenekleriyle yaşıyorlardı.
04:43
and just incredible qualities.
91
283715
2682
ve sadece inanılmaz nitelikleriyle.
04:46
I got drawn into this community and I began to take pictures there.
92
286421
3754
Bu topluluğun içine çekildim ve resim çekmeye başladım.
04:50
I took pictures of weddings and older family members --
93
290199
6777
Düğünlerin ve yaşlı aile üyelerinin resimlerini çektim,
04:57
things that they wanted memories of.
94
297000
2109
hatıra kalmasını istedikleri şeyleri çektim.
05:00
About two years after I started taking these pictures,
95
300141
3405
Bu resimleri çekmeye başladıktan yaklaşık iki yıl sonra,
05:03
the UN Conference on Population and Development
96
303570
4406
Kahire Konferansı -- BM Nüfus ve Kalkınma Konferansı
05:08
asked me to show them at the conference.
97
308000
2896
benden resimleri konferansta göstermemi istedi.
05:10
So I was 18; I was very excited.
98
310920
2948
18 yaşındaydım, çok heyecanlıydım.
05:13
It was my first exhibit of photographs and they were all put up there,
99
313892
5357
Benim ilk fotoğraf sergimdi ve hepsi oraya çıkarılmıştı,
05:19
and after about two days, they all came down except for three.
100
319273
5965
yaklaşık iki gün sonra, üçü dışında hepsi indirildi.
05:25
People were very upset,
101
325789
1850
İnsanlar çok üzgün, çok sinirliydi
05:27
very angry that I was showing these dirty sides of Cairo,
102
327663
3610
Kahire'nin bu kirli taraflarını gösterdiğim için,
05:31
and why didn't I cut the dead donkey out of the frame?
103
331297
3457
ve neden ölü eşeği çerçeveden çıkarmamıştım ?
05:34
And as I sat there, I got very depressed.
104
334778
2237
Ve orada oturduğum gibi, moralim çok bozuldu.
05:37
I looked at this big empty wall with three lonely photographs
105
337039
5598
Bu büyük boşalmış duvara baktım, bilirsiniz,
üç tane yalnız fotoğraf ordaydı, bilirsiniz,
05:42
that were, you know, very pretty photographs
106
342661
4254
çok hoş fotoğraflar ve ben sanki başarısız olmuş gibiydim.
05:46
and I was like, "I failed at this."
107
346939
2891
05:49
But I was looking at this intense emotion and intense feeling
108
349854
5123
Ama ben buna yoğun duygularla ve yoğun hislerle bakıyordum
05:55
that had come out of people just seeing these photographs.
109
355001
3453
sadece bu fotoğraflara bakarak meydana çıkan hislerle.
05:58
Here I was, this 18-year-old pipsqueak that nobody listened to,
110
358478
2981
Demek istediğim, orda, bu 18 yaşındaki kimsenin dinlemediği bacaksız
06:01
and all of a sudden, I put these photographs on the wall,
111
361483
2778
birdenbire bu fotoğrafları duvara asmış ve
06:04
and there were arguments, and they had to be taken down.
112
364285
2632
tartışmalar çıkmış, ve duvardan indirilmişlerdi.
06:06
And I saw the power of the image, and it was incredible.
113
366941
3348
Böylece ben imgenin gücünü gördüm.
Ve bu inanılmazdı.
06:10
And I think the most important reaction that I saw there was actually from people
114
370313
3834
Sanırım orda gördüğüm en önemli tepki
açıkçası kendileri bu çöplük köyüne gitmemiş insanlardı,
06:14
that would never have gone to the garbage village themselves,
115
374171
2875
bunun gibi zor şartlarda insan ruhunun inkişaf
06:17
that would never have seen that the human spirit could thrive
116
377070
2865
06:19
in such difficult circumstances.
117
379959
2084
edebildiğini hiç görmemişlerdi.
06:22
And I think it was at that point
118
382067
1532
Ve sanırım tam bu noktadaydı ki
06:23
that I decided I wanted to use photography and film
119
383623
4262
fotoğrafı ve filmi kullanmaya karar verdim, birşekilde
06:27
to somehow bridge gaps, to bridge cultures,
120
387909
2442
boşluklar, kültürler arasında köprü kurmak, insanları biraraya getirmek, sınırları aşmak için.
06:30
bring people together, cross borders.
121
390375
2939
Yani tam anlamıyla bu beni harekete geçirdi.
06:35
And so that's what really kind of started me off.
122
395713
3636
06:39
Did a stint at MTV, made a film called "Startup.com,"
123
399373
3305
MTV de bir iş yaptım, Startup.com adında bir film çektim,
06:42
and I've done a couple of music films.
124
402702
4274
sonra yaklaşık 2000 de --birkaç muzik filmi çektim--
06:47
But in 2003, when the war in Iraq was about to start,
125
407000
3976
ama 2003 de, Irakta savaş başlamak üzereydi,
Hissettim ki -- benim için garip bir histi
06:54
it was a very surreal feeling for me,
126
414465
2212
06:56
because before the war started,
127
416701
1876
çünkü savaş başlamadan önce, birçeşit medya savaşı süre gidiyordu.
06:58
there was kind of this media war that was going on.
128
418601
2412
07:01
And I was watching television in New York,
129
421037
2016
Ve New York'ta televizyon izliyordum
07:03
and there seemed to be just one point of view that was coming across,
130
423077
3637
ve sadece bir bakış açısı var gibiydi
karşılaşılan tek bir bakış açısı, o da --
07:06
and the coverage went from the US State Department
131
426738
4827
yani içerik ABD Dışişleri Bakanlığından yerleştirilmiş birliklere
07:11
to embedded troops.
132
431589
2037
ve insanların karşılaştıkları -- haberlerde karşılaştıkları
07:14
And what was coming across on the news
133
434087
2620
07:16
was that there was going to be this clean war and precision bombings,
134
436731
4245
temiz bir savaş ve duyarlı bombalamalar olacak,
07:21
and the Iraqis would be greeting the Americans as liberators,
135
441000
3774
Iraklılar Amerikalıları kurtarıcılar olarak karşılayacaklardı
07:24
and throwing flowers at their feet in the streets of Baghdad.
136
444798
3276
Bağdat sokaklarında ayaklarına çiçekler sereceklerdi.
07:28
And I knew that there was a completely other story
137
448098
2873
Ve ben biliyordum ki tamamen farklı bir hikaye
07:30
that was taking place in the Middle East, where my parents were.
138
450995
3018
vuku buluyordu ailemin yaşadığı Orta Doğu'da.
07:34
I knew that there was a completely other story being told,
139
454037
3065
Biliyordum ki tamamen farklı bir hikaye anlatılıyordu,
07:37
and I was thinking, "How are people supposed to communicate with each other
140
457126
3532
düşünüyordum, insanların nasıl birbirleriyle iletişim kurması
07:40
when they're getting completely different messages,
141
460682
2393
beklenebilirdi tamamen farklı mesajlar aldıkları ve kimsenin
diğerine ne anlatıldığını bilmediği düşünüldüğünde?
07:43
and nobody knows what the other's being told?
142
463099
2107
07:45
How are people supposed to have any kind of common understanding
143
465230
3017
İnsanlar nasıl ortak bir anlayışa sahip olabilirlerdi ya da
07:48
or know how to move together into the future?
144
468271
2635
nasıl birlikte geleceğe gideceklerini bileceklerdi?
07:50
So I knew that I had to go there.
145
470930
2248
Dolayısıyla oraya gitmem gerektiğini biliyordum.
07:53
I just wanted to be in the center.
146
473202
2040
Sadece merkezde olmak istiyordum.
07:55
I had no plan. I had no funding.
147
475266
2501
Hiçbir planım yoktu. Hiçbir kaynağım yoktu.
07:57
I didn't even have a camera at the time -- I had somebody bring it there,
148
477791
4185
Hatta kameram bile yoktu o zaman.
Birisi getirmişti oraya
08:02
because I wanted to get access to Al Jazeera,
149
482000
2976
çünkü El Cezire'ye -- George Bush' un favori
08:05
George Bush's favorite channel,
150
485000
1976
kanalına-- ulaşmak istiyordum
08:07
and a place which I was very curious about because it's disliked
151
487000
5241
ve benim çok merak ettiğim bir yerdi çünkü
Arap dünyasındaki birçok hükümet tarafından sevilmiyordu
08:12
by many governments across the Arab world,
152
492265
2491
08:14
and also called the mouthpiece of Osama Bin Laden
153
494780
3602
ayrıca Usama Bin Ladin'in sözcüsü olarak adlandırılıyordu
08:18
by some people in the US government.
154
498406
2181
ABD hükümetindeki bazı kişiler tarafından.
08:20
So I was thinking, this station that's hated by so many people
155
500611
4274
Düşünüyordum ki, bilirsiniz, bu çok kişi tarafından
08:24
has to be doing something right.
156
504909
1533
nefret edilen kanal birşeyleri doğru yapıyor olmalıydı.
08:26
I've got to go see what this is all about.
157
506466
3509
Gitip ne olup bittiğini görmem gerekiyordu.
08:29
And I also wanted to go see Central Command,
158
509999
2097
Ayrıca Merkez Komutanlığını gidip görmek istiyordum,
08:32
which was 10 minutes away.
159
512120
1544
10 dakika uzaklıktaydı, ve böylece
08:33
And that way, I could get access to how this news was being created --
160
513688
5288
bu haberlerin nasıl yaratıldığına ulaşabilecektim
08:39
on the Arab side, reaching the Arab world,
161
519000
2208
Arap tarafında Arap dünyasına erişen,
08:41
and on the US and Western side, reaching the US.
162
521232
2759
ve ABD ve Batı tarafında ABD'ye erişenlere.
08:44
And when I went there and sat there,
163
524015
1741
Oraya gittiğimde ve oturduğumda
08:45
and met these people that were in the center of it,
164
525780
3057
merkezdeki kişilerle tanıştım
08:48
and sat with these characters,
165
528861
3606
bu kişilerle oturdum,
08:52
I met some surprising, very complex people.
166
532491
4277
şaşırtıcı, çok karmaşık insanlarla tanıştım.
08:56
And I'd like to share with you a little bit of that experience
167
536792
4184
Bu deneyimden biraz paylaşmak isterim sizinle
09:01
of when you sit with somebody
168
541000
1474
biriyle oturduğunuzda ve filme çektiğinizde, onları dinlediğinizde,
09:02
and you film them, and you listen to them,
169
542498
2024
09:04
and you allow them more than a five-second sound bite.
170
544546
2970
ve beş saniyeden fazla konuşma süresi verdiğinizde,
09:08
The amazing complexity of people emerges.
171
548314
4686
insanda ki hayret verici karmaşıklık ortaya çıkıyor.
09:16
Samir Khader: Business as usual.
172
556701
2275
Sameer Khader: İşler her zamanki gibi
09:19
Iraq, and then Iraq, and then Iraq.
173
559000
4350
Irak, ve yine Irak, ve yine Irak.
Aramızda kalsın, Fox bir iş teklif ederse, kabul edeceğim.
09:25
But between us, if I'm offered a job with Fox, I'll take it.
174
565897
4777
09:35
To change the Arab nightmare into the American dream.
175
575977
4293
Arap kabusunu Amerikan rüyasına çevirmek için.
Hala o rüyayıyı düşlüyorum.
09:45
I still have that dream.
176
585979
2226
Belki hiç yapma imkanım olmayacak.
09:48
Maybe I will never be able to do it,
177
588229
2747
09:51
but I have plans for my children.
178
591000
3720
Ama çocuklarım için planlarım var.
09:55
When they finish high school,
179
595524
1390
Liselerini bitirdiklerinde onları Amerika'ya okumaya yollayacağım.
09:56
I will send them to America to study there.
180
596938
2016
09:58
I will pay for their study.
181
598978
1745
Eğitimlerini karşılayacağım.
10:01
And they will stay there.
182
601641
1949
Ve orada kalacaklar.
10:10
Josh Rushing: The night they showed the POWs and the dead soldiers --
183
610175
3853
Josh Rushing: Savaş esirlerini ve ölü askerleri gösterdikleri gece --
10:14
Al Jazeera showed them --
184
614052
1216
El Cezire onları gösterdi --
10:15
it was powerful, because America doesn't show those kinds of images.
185
615292
3204
Çok etkileyiciydi çünkü America bu tarz görüntüleri göstermez.
10:18
Most of the news in America won't show really gory images
186
618520
2685
Amerika'daki çoğu haberde gerçekten ürpertici görüntüler gösterilmez
ve Amerikan askerlerini üniformalarında yere serilmiş olarak gösterdi,
10:21
and this showed American soldiers in uniform, strewn about a floor,
187
621229
3175
10:24
a cold tile floor.
188
624428
1175
soğuk taş zemine serili.
10:25
And it was revolting.
189
625627
2736
Ve bu tiksindiriciydi.
10:28
It was absolutely revolting.
190
628387
1486
Kesinlikle tiksindiriciydi.
10:29
It made me sick at my stomach.
191
629897
1452
Bu midemi bulandırdı.
10:31
And then what hit me was, the night before,
192
631373
3326
beni sarsan, bir gece önce,
10:34
there had been some kind of bombing in Basra,
193
634723
3595
Basra'da bir çeşit bomba patlamıştı,
ve El Cezire insanların görüntülerini göstermişti.
10:38
and Al Jazeera had shown images of the people.
194
638342
4816
10:43
And they were equally, if not more, horrifying -- the images were.
195
643182
4194
Daha ürkütücü değilse bile en az öncekiler kadar ürkütücüydü.
10:47
And I remember having seen it in the Al Jazeera office,
196
647400
2615
Ve El Cezire ofisinde seyrederken hatırlıyorum
10:50
and thought to myself, "Wow, that's gross.
197
650039
3189
kendime dedim ki, "vav, bu iğrenç.
10:53
That's bad."
198
653252
1791
Bu çok kötü."
10:55
And then going away, and probably eating dinner or something.
199
655067
2910
Ve sonra çıktım, muhtemelen akşam yemeği falan yedim.
10:58
And it didn't affect me as much.
200
658001
1603
10:59
So, the impact that had on me --
201
659628
2823
Beni çok fazla etkilemedi.
11:02
me realizing that I just saw people on the other side,
202
662475
3658
Yani --bendeki etkisi, farkettim ki
diğer taraftaki insanları gördüm,
11:06
and those people in the Al Jazeera office
203
666157
2812
ve El Cezire ofisindeki insanlar
11:08
must have felt the way I was feeling that night,
204
668993
2287
benim o gece hissettiğim gibi hissetmiş olmalılar.
11:11
and it upset me on a profound level
205
671304
3119
Ve bu beni derin bir şekilde üzdü
11:14
that I wasn't as bothered as much the night before.
206
674447
3584
önceki gece beni bu kadar etkilememişti.
11:18
It makes me hate war.
207
678650
1572
Bu beni savaştan nefret ettirdi.
11:20
But it doesn't make me believe that we're in a world
208
680650
2578
Ama savaşsız yaşayabileceğimiz bir dünyada olduğumuza beni inandırmadı.
11:23
that can live without war yet.
209
683252
1511
11:24
Jehane Noujaim: I was overwhelmed by the response of the film.
210
684787
3093
Jehane Noujaim: Filmin yansımalarından çok etkilenmiştim,
11:27
We didn't know whether it would be able to get out there.
211
687904
2683
ordan çıkabilip çıkamayacağını bile bilmiyorduk.
11:30
We had no funding for it.
212
690611
1216
Hiçbir kaynağımız yoktu.
11:31
We were incredibly lucky that it got picked up.
213
691851
3290
Farkedildiği için inanılmaz derece şanslıydık,
11:36
And when we showed the film
214
696053
2481
ve filmi ABD ve Arap dünyasında gösterdiğimiz zaman
11:38
in both the United States and the Arab world,
215
698558
2676
11:41
we had such incredible reactions.
216
701258
2117
son derece harika tepkiler aldık.
11:43
It was amazing to see how people were moved by this film.
217
703399
3008
İnsanların bu filmden dolayı hareketlendiğini görmek inanılmazdı.
11:46
In the Arab world --
218
706431
2163
Arap dünyasında -- ve bu gerçekten filmden dolayı değil,
11:48
and it's not really by the film, it's by the characters --
219
708618
2837
karakterlerden dolayı.
11:51
I mean, Josh Rushing was this incredibly complex person
220
711479
4031
Demek istiyorum ki, Josh Rushing müthiş karmaşık bir insandı
11:55
who was thinking about things.
221
715534
1527
herşey hakkında düşünüyordu.
11:57
And when I showed the film in the Middle East,
222
717085
2269
Ve Orta Doğu'da filmi gösterdiğimde
11:59
people wanted to meet Josh.
223
719378
2598
insanlar dedi ki -- onlar Josh'la tanışmak istedi.
12:02
He kind of redefined us as an American population.
224
722000
2976
O sanki bizi Amerikan halkı olarak yeniden tanımlamıştı.
12:05
People started to ask me, "Where is this guy now?"
225
725894
4082
O -- insanlar, bilirsiniz, bu adam nerde? diye sormaya başladı.
12:10
Al Jazeera offered him a job.
226
730000
1999
El Cezire ona iş teklif etti.
12:12
(Laughter)
227
732023
1953
12:14
And Samir, on the other hand,
228
734000
2250
Ve diğer taraftan Sameer, biliyorsunuz,
12:16
was also quite an interesting character for the Arab world to see,
229
736274
3334
Arap dünyasının görmesi için oldukça ilginç bir karakterdi,
12:19
because it brought out the complexities of this love-hate relationship
230
739632
3657
çünkü bu sevgi/nefret ilişkisinde ki karmaşıklıkları meydana çıkardı,
12:23
that the Arab world has with the West.
231
743313
2118
Arap dünyasının Batı ile arasında olan.
12:26
In the United States, I was blown away by the motivations,
232
746257
5191
ABD deyken, bazı motivasyonlar tarafından sürüklendim,
12:31
the positive motivations of the American people
233
751472
2824
bunlar Amerikan halkının filmi izlediklerinde ki
12:34
when they'd see this film.
234
754320
2070
olumlu teşvikleriydi.
12:36
You know, we're criticized abroad
235
756414
1595
Bilirsiniz, biz dışarıda şöyle hissettiğimiz için eleştiriliyoruz --
12:38
for believing we're the saviors of the world in some way,
236
758033
3491
bir şekilde dünyanın kurtarıcısı olduğumuza inanıyoruz ya,
12:41
but the flip side of it is that, actually,
237
761548
3319
ama işin öbür yüzünde aslında,
12:44
when people do see what is happening abroad
238
764891
2334
insanlar dışarıda neler olup bittiğini gördüğünde
12:47
and people's reactions to some of our policy abroad,
239
767249
2727
ve bazı dış politikalarımıza karşı insanların tepkisiyle,
12:50
we feel this power, that we need to --
240
770000
2270
ihtiyacımız olan gücü hissettik --
12:52
we feel like we have to get the power to change things.
241
772294
2595
yani hissettik ki değişim için bu güce ihtiyacımız var.
12:54
And I saw this with audiences.
242
774913
1555
Ve bunu izleyiciyle gördüm.
12:56
This woman came up to me after the screening and said,
243
776492
3756
Gösterimden sonra bu kadın geldi ve dedi ki, "Anlarsınız ya,
13:00
"You know, I know this is crazy.
244
780272
1593
13:01
I saw the bombs being loaded on the planes,
245
781889
2023
biliyorum bu delilik, ben bombaların uçağa konulduğunu gördüm,
13:03
I saw the military going out to war,
246
783936
1739
askerlerin savaşa gittiğini gördüm.
13:05
but you don't understand people's anger towards us
247
785699
2362
Ama insanların bize karşı öfkelerini anlamıyorsunuz
13:08
until you see the people in the hospitals and the victims of the war,
248
788085
4163
ta ki hastanelerdeki insanları ve savaş mağdurlarını görene kadar,
13:12
and how do we get out of this bubble?
249
792272
1945
nasıl bu balonun içinden çıkacağız?
13:14
How do we understand what the other person is thinking?"
250
794241
3931
Nasıl diğer birinin ne düşündüğünü anlayacağız?"
13:19
Now, I don't know whether a film can change the world.
251
799000
4071
Şimdi, bir film dünyayı değiştirebilir mi bilmiyorum,
13:23
But I know the power of it,
252
803095
2477
ama biliyorum ki başlatır -- o gücü biliyorum --
13:25
I know that it starts people thinking about how to change the world.
253
805596
3380
insanlara dünya nasıl değişir diye düşündürtmeye başlayacağını biliyorum.
13:29
Now, I'm not a philosopher,
254
809613
1690
Şimdi, ben felsefeci değilim,
13:31
so I feel like I shouldn't go into great depth on this,
255
811327
2858
yani çok derine girmemem gerektiğini hissediyorum ama size göstereceğim --
13:34
but let film speak for itself and take you to this other world.
256
814209
3767
hadi film kendisi konuşsun ve sizi öteki dünyaya götürsün.
13:38
Because I believe that film has the ability to take you across borders,
257
818000
4100
Çünkü filmin sizi sınırların ötesine götürebilecek vasfı olduğuna inanıyorum.
13:42
I'd like you to just sit back and experience for a couple of minutes
258
822124
4018
Sizden sadece yaslanmanızı ve birkaç dakikalığına farklı bir dünyaya
13:46
being taken into another world.
259
826166
1810
götürülmeyi deneyimlemenizi istiyorum.
13:48
And these couple clips take you inside of two of the most difficult conflicts
260
828000
5707
Bu birkaç klip sizi bugünlerde yüzyüze
olduğumuz en zor iki çatışmanın içine götürecek.
13:53
that we're faced with today.
261
833731
1675
13:56
[The last 48 hours of two Palestinian suicide bombers.]
262
836578
2984
14:01
[Paradise Now]
263
841520
1960
14:04
[Man: As long as there is injustice, someone must make a sacrifice!]
264
844927
3199
Erkek 1: Adaletsizlik olduğu müddetçe, birinin fedakarlıkta bulunması lazım!
14:08
[Woman: That's no sacrifice, that's revenge!]
265
848150
2325
Kadın 1: Bu fedakarlık değil, bu intikam!
Ölürsen, mağdurla işgalci arasında ne fark kalır.
14:11
[If you kill, there's no difference between victim and occupier.]
266
851657
5082
14:16
[Man: If we had airplanes, we wouldn't need martyrs, that's the difference.]
267
856763
5767
Erkek 1: Uçaklarımız olsaydı, şehitlere ihtiyacımız olmazdı, fark bu işte.
14:22
[Woman: The difference is that the Israeli military is still stronger.]
268
862554
5210
Kadın: Fark şu ki İsrail ordusu hala daha güçlü.
14:27
[Man: Then let us be equal in death.]
269
867788
2188
Erkek: O zaman bırak ölümde eşit olalım.
14:30
[We still have Paradise.]
270
870000
2081
Biz hala Cennete sahibiz.
14:32
[Woman: There is no Paradise! It only exists in your head!]
271
872105
2922
Kadın: Cennet diye birşey yok! O sadece senin kafanda var!
14:35
[Man: God forbid!]
272
875051
2224
Erkek: Allah korusun, Allah korusun!
14:37
[May God forgive you.]
273
877798
2178
Allah seni affetsin.
14:40
[If you were not Abu Azzam's daughter ...]
274
880000
3000
Eğer Ebu Azzam'in kızı olmasaydın ...
14:44
[Anyway, I'd rather have Paradise in my head than live in this hell!]
275
884932
3259
Neyse, bu cehennemde yaşayacağıma kafamdaki Cenneti tercih ederim!
14:48
[In this life, we're dead anyway.]
276
888215
1697
Bu hayatta, nasıl olsa ölüyüz.
14:51
[One only chooses bitterness when the alternative is even bitterer.]
277
891650
5408
Erkek: Birisi kötüyü sadece diğer seçeneği daha kötüyse seçer.
14:57
[Woman: And what about us? The ones who remain?]
278
897999
2495
Kadın: Peki ya biz? Kalanlar ne olacak?
15:00
[Will we win that way?]
279
900518
3136
Bu şekilde kazanacak mıyız?
15:04
[Don't you see what you're doing is destroying us?]
280
904280
4485
Görmüyor musun yaptığın şey bizi mahvediyor?
15:08
[And that you give Israel an alibi to carry on?]
281
908789
4133
İsrail'e devam etmesi için gerekçe veriyorsun?
15:12
[Man: So with no alibi, Israel will stop?]
282
912946
2391
Erkek: Yani hiçbir mazeret olmazsa İsrail duracak mı?
15:15
[Woman: Perhaps. We have to turn it into a moral war.]
283
915361
4208
Kadın: Belki. Bunu ahlaki bir savaşa dönüştürmeliyiz.
15:19
[Man: How, if Israel has no morals?]
284
919593
3273
Erkek: İsrailde hiç ahlak yokken nasıl?
15:22
[Woman: Be careful!]
285
922890
2110
Kadın: Dikkatli ol!
15:26
[And the real people building peace through non-violence]
286
926440
5490
15:33
[Encounter Point]
287
933025
3084
15:36
Video: (Ambulance siren) [Tel Aviv, Israel 1996]
288
936856
4119
George: Eşim Ayelet aradı ve dedi ki,
15:42
[Tzvika: My wife Ayelet called me and said, ]
289
942014
2449
15:44
["There was a suicide bombing in Tel Aviv."]
290
944487
2793
"Tel Aviv'de intihar bombası patladı."
15:47
[Ayelet: What do you know about the casualties?]
291
947915
2512
Ayelet: Kayıplar hakkında ne biliyorsunuz?
15:50
[Tzvika off-screen: We're looking for three girls.]
292
950451
2820
Üç kızı arıyoruz.
15:53
[We have no information.]
293
953295
1276
George: Hiçbir bilgimiz yok
15:54
[Ayelet: One is wounded here, but we haven't heard from the other three.]
294
954595
4381
Ayelet: Biri burda yaralı, ama diğer üçü hakkında birşey duymadık.
15:59
[Tzvika: I said, "OK, that's Bat-Chen, that's my daughter.]
295
959000
3925
George: "Tamam, bu Bat-Chen, benim kızım." dedim
16:02
[Are you sure she is dead?"]
296
962949
2184
"Öldüğünden emin misiniz?"
16:05
[They said yes.]
297
965157
1154
Evet dediler.
16:06
Video: (Police siren and shouting over megaphone)
298
966335
2302
16:08
[Bethlehem, Occupied Palestinian Territories, 2003]
299
968661
4286
16:15
[George: On that day, at around 6:30]
300
975000
2976
Tzvika: O gün, 6:30 sıralarında
16:18
[I was driving with my wife and daughters to the supermarket.]
301
978000
6917
Eşim ve kızlarımla süpermarkete gidiyorduk.
16:26
[When we got to here ...]
302
986000
4024
buraya ulaştığımızda ..
Yolun kenarına yanaşmış üç İsrail askeri cipini gördük.
16:30
[we saw three Israeli military jeeps parked on the side of the road.]
303
990048
4935
İlk cipi geçtiğimiz sırada ..
16:36
[When we passed by the first jeep ...]
304
996300
2296
16:38
[they opened fire on us.]
305
998620
2942
bize ateş açtılar.
16:41
[And my 12-year-old daughter Christine]
306
1001896
2843
Ve 12 yaşındaki kızım Christine
16:44
[was killed in the shooting.]
307
1004763
2665
açılan ateşte öldürüldü.
16:47
[Bereaved Families Forum, Jerusalem]
308
1007793
4341
16:58
[Tzvika: I'm the headmaster for all parts.]
309
1018774
3068
Tzvika: Bütün bölümlerin başındayım.
17:01
[George: But there is a teacher that is in charge?]
310
1021866
2398
George: Ama görevde başka öğretmen var?
17:04
[Tzvika: Yes, I have assistants.]
311
1024288
1916
Tzvika: Evet, asistanlarım var.
17:06
[I deal with children all the time.]
312
1026228
3025
Ben hep çocuklarla ilgileniyorum.
17:09
[One year after their daughters' deaths both Tzvika and George join the forum]
313
1029277
4988
17:15
[George: At first, I thought it was a strange idea.]
314
1035963
5259
Tzvika: Başta, tuhaf bir fikir diye düşündüm.
Ama sonrada akıllıca düşününce,
17:21
[But after thinking logically about it, ]
315
1041246
2418
17:23
[I didn't find any reason why not to meet them]
316
1043688
5608
Onlarla buluşmamak için hiçbir sebep bulamadım
17:29
[and let them know of our suffering.]
317
1049320
4937
ve bırakayım acımızı bilsinler dedim.
17:34
[Tzvika: There were many things that touched me.]
318
1054774
3444
George: Bana dokunan birçok şey vardı.
17:38
[We see that there are Palestinians who suffered a lot, who lost children,]
319
1058242
5115
Orada, çocuklarını kaybetmiş, çok acı çeken Filistinliler gördük
17:43
[and still believe in the peace process and in reconciliation.]
320
1063381
3595
ve hala barış süreci ve uzlaşmaya inanıyoruz.
17:47
[If we who lost what is most precious can talk to each other,]
321
1067000
3625
Eğer biz, en değerlisini kaybetmiş olanlar, konuşabiliyorsak
17:50
[and look forward to a better future,]
322
1070649
3127
ve daha iyi bir geleceğe bakabiliyorsak
17:53
[then everyone else must do so, too.]
323
1073800
5378
diğer herkes de bunu yapmak zorunda.
18:00
[From South Africa: A Revolution Through Music]
324
1080749
3842
18:05
[Amandla]
325
1085320
2236
18:07
(Music)
326
1087937
1039
18:09
(Video) Man: Song is something that we communicated with people
327
1089000
3468
Erkek: Şarkı bizi insanlarla iletişime geçiren birşey
18:12
who otherwise would not have understood where we're coming from.
328
1092492
4555
aksi taktirde nereden geldiğimiz anlaşılmazdı.
18:17
You could give them a long political speech,
329
1097071
2643
Siz onlara uzun politik bir konuşma yapabilirdiniz
18:19
they would still not understand.
330
1099738
1879
yine de anlayamayabilirlerdi.
18:22
But I tell you, when you finish that song,
331
1102038
2699
Ama size söylüyorum, bu şarkıyı bitirdiğinizde,
18:24
people will be like, "Damn, I know where you niggas are coming from.
332
1104761
3544
insanlar şöyle olacaklar, "Kahretsin, siz zencilerin nereden geldiğini biliyorum.
18:28
I know where you guys are coming from.
333
1108766
2047
Sizin nereden geldiğinizi biliyorum.
18:30
Death unto apartheid!"
334
1110837
1420
Irkçılığa ölüm!"
18:32
Narrator: It's about the liberation struggle.
335
1112989
2309
Sunucu: Bu özgürleşme çırpınışlarıyla ilgili ..
18:36
It's about those children who took to the streets --
336
1116362
3447
Bu sokakları tutan çocuklarla ilgili,
18:39
fighting, screaming, "Free Nelson Mandela!"
337
1119833
3692
dövüşen, "Nelson Mandela'ya Özgürlük!" diye bağıran,
18:44
It's about those unions who put down their tools
338
1124477
4875
aletlerini yere indiren bu birliklerle ilgili
18:49
and demanded freedom.
339
1129376
1979
ve özgürlük talep edenlerle.
18:52
Yes. Yes!
340
1132022
2635
Evet. Evet!
18:54
(Music and singing)
341
1134681
4842
18:59
(Singing) Freedom!
342
1139547
2000
Özgürlük!
19:02
(Applause)
343
1142589
3759
19:06
Jehane Noujaim: I think everybody's had that feeling of sitting in a theater,
344
1146372
3642
Jehane Noujaim: Bence herkes şunu hissetmiştir, bir sinemada oturmuş,
yabancılarla bir karanlık odada, etkileyici bir filmi seyretmiş,
19:10
in a dark room, with other strangers, watching a very powerful film,
345
1150038
4246
19:14
and they felt that feeling of transformation.
346
1154308
2715
o dönüşüm hissini duyumsamıştır.
19:17
And what I'd like to talk about is
347
1157340
2952
Söylemek istediğim şu ki --
bu hissi nasıl kullanabiliriz onun hakkında konuşmak istiyorum
19:20
how can we use that feeling
348
1160316
2660
19:23
to actually create a movement through film?
349
1163000
3358
nasıl film yoluyla bir akım oluştururuz?
19:27
I've been listening to the talks in the conference,
350
1167837
4521
Bir konuşma -- Yani, Bazı konferanslardaki konuşmaları
dinliyordum, ve dün Robert Wright dedi ki
19:32
and Robert Wright said yesterday
351
1172382
2055
19:34
that if we have an appreciation for another person's humanity,
352
1174461
3568
eğer diğer kişinin insanlığının değerini bilirsek,
19:38
then they will have an appreciation for ours.
353
1178053
2532
onlar da bizimkinin değerini bileceklerdir.
19:40
And that's what this is about.
354
1180609
1798
İşte hepsi bununla ilgili.
19:42
It's about connecting people through film,
355
1182431
2545
Film ile insanlar arası bağlantı kurmak,
19:45
getting these independent voices out there.
356
1185000
2741
bağımsız sesleri açığa çıkartmak.
19:48
Now, Josh Rushing actually ended up leaving the military
357
1188400
4784
Aslına bakarsanız Josh Rushing askeriyeden ayrıldı
19:53
and taking a job with Al Jazeera.
358
1193208
2047
ve El Cezire'yle çalışıyor,
19:55
(Laughter)
359
1195279
1293
öyle hissediyor ki -- El Cezire Uluslararası'nda
19:56
So his feeling is that he's at Al Jazeera International
360
1196596
3587
20:00
because he feels like he can actually use media
361
1200207
2769
öyle hissediyor ki medyayı, Doğu ve Batı
20:03
to bridge the gap between East and West.
362
1203000
2407
arasında köprü kurmak için kullanabilir.
20:06
And that's an amazing thing.
363
1206415
1969
Bu inanılmaz birşey.
20:08
But I've been trying to think about ways
364
1208408
2832
Ama ben bu bağımsız seslere güç vermenin
20:11
to give power to these independent voices,
365
1211264
2660
yollarını düşünmeye çalışıyordum,
20:13
to give power to the filmmakers,
366
1213948
1593
yapımcılara kuvvet vermenin,
20:15
to give power to people who are trying to use film for change.
367
1215565
4411
filmi değişim için kullanmaya çalışanlara kuvvet vermenin yollarını.
20:20
And there are incredible organizations
368
1220000
1849
Bunu zaten yapan çok harika
20:21
that are out there doing this already.
369
1221873
2103
organizasyonlar var.
20:24
There's Witness, that you heard from earlier.
370
1224000
2976
Witness var, daha önceden duymuşsunuzdur.
20:27
There's Just Vision, that are working with Palestinians and Israelis
371
1227000
3570
Just Vision var, Filistinliler ve İsraillilerle birlikte
20:30
who are working together for peace, and documenting that process
372
1230594
3332
barış için çalışıyorlar ve bu süreci belgeliyorlar
20:33
and getting interviews out there and using this film
373
1233950
2776
röportajlar yapıyorlar ve bu filmi Kongre'ye götürüp
20:36
to take to Congress to show that it's a powerful tool,
374
1236750
2948
güçlü bir araç olduğunu göstermek için kullanıyorlar,
20:39
to show that this is a woman who's had her daughter killed in an attack,
375
1239722
4539
saldırıda kızı öldürülmüş bir kadını göstermek için kullanıyorlar,
20:44
and she believes that there are peaceful ways to solve this.
376
1244285
3126
ve bu kadın bunu çözmek için barışcıl yolların olduğuna inanıyor.
20:47
There's Working Films and there's Current TV,
377
1247435
3810
Sonra Workin Films ve Current TV var,
20:51
which is an incredible platform for people around the world
378
1251269
3307
öyle bir platform ki dünyanın dört bir yanından insanlar
20:54
to be able to put their --
379
1254600
1248
seslerini duyurma imkanı -- Evet, gerçekten harika.
20:55
(Applause)
380
1255872
1004
20:56
Yeah, it's amazing.
381
1256900
1151
20:58
I've watched it and I'm blown away by it
382
1258075
3427
Seyrettim ve ben sadece --ben çok etkilendim
21:01
and its potential to bring voices from around the world --
383
1261526
3284
dünyanın heryerinden sesleri getirme potansiyelinden,
21:04
independent voices from around the world --
384
1264834
2008
bağımsız sesleri getirme ve gerçekten demokratik,
21:06
and create a truly democratic, global television.
385
1266866
3436
küresel bir televizyon kurma potansiyelinden etkilendim.
21:10
So what can we do to create a platform for these organizations,
386
1270326
3751
Bu organizasyonların platform kurması için ne yapabiliriz?
21:14
to create some momentum,
387
1274101
1875
hareket oluşturmak için,
21:16
to get everybody in the world involved in this movement?
388
1276000
3391
bu harekete dünyadan bütün insanları dahil etmek için.
21:21
I'd like for us to imagine for a second.
389
1281494
3015
Bir saniyeliğine düşünmemizi istiyorum --bir günü hayal edin
21:26
Imagine a day when you have everyone coming together from around the world.
390
1286198
6831
dünyadaki bütün insanların buluştuğu bir günü.
21:33
You have towns and villages and theaters --
391
1293800
6908
Dünyanın hertarafından kentleri, kasabaları, sinemaları bir araya
21:40
all from around the world,
392
1300732
2554
21:43
getting together, and sitting in the dark,
393
1303310
2739
getiriyorsunuz, karanlıkta oturuyorsunuz,
21:46
and sharing a communal experience of watching a film,
394
1306073
4500
bir müşterek film seyretme deneyimi paylaşıyorsunuz,
21:50
or a couple of films, together.
395
1310597
2123
birlikte. Ya da birkaç film.
21:54
Watching a film which maybe highlights a character that is fighting to live,
396
1314000
5482
Yaşamak için, adalet için mücadele eden,
basmakalıp yargılara meydan okuyan,
21:59
or just a character that defies stereotypes,
397
1319506
3174
şaka yapan, şarkı söyleyen bir karaktere
22:02
makes a joke, sings a song.
398
1322704
2069
vurgu yapan bir film izlemek.
22:04
Comedies, documentaries, shorts.
399
1324797
2279
Komedi, belgesel, kısa metraj.
22:07
This amazing power can be used to change people
400
1327100
2679
Bu inanılmaz güç, insanları dönüştürmek,
22:09
and to bond people together; to cross borders,
401
1329803
2824
insanları eklemlemek, sınırları aşmak için
22:12
and have people feel like they're having a communal experience.
402
1332651
3515
topluca bir deneyimi paylaştıklarını hissetmeleri için kullanılabilir.
22:16
So if you imagine this day when all around the world,
403
1336190
2946
Eğer dünyanın heryerinde sinema salonlarını
22:19
you have theaters and places where we project films.
404
1339160
5519
dünya çapında filmleri yansıttığımız mekanları düşlerseniz.
22:24
If you imagine projecting from Times Square
405
1344703
3595
Hayal ederseniz --
Times Meydanı'ndan Kahire'de Tahrir Meydanı'na kadar gösteriyoruz,
22:28
to Tahrir Square in Cairo,
406
1348322
2778
22:31
the same film in Ramallah, the same film in Jerusalem.
407
1351124
3676
aynı filmi Ramallah'ta, aynı filmi Kudüs'te.
22:34
You know, we've been talking to a friend of mine
408
1354824
3300
Bilirsiniz, hatta -- Arkadaşlarımdan biriyle konuşuyordum
22:38
about using the side of the Great Pyramid
409
1358148
2674
Büyük Piramit'in bir yüzünü bile kullanabiliriz.
22:40
and the Great Wall of China.
410
1360846
1659
ve Çin Seddini.
Yine -- hayal edebileceklerinizin sonu yok
22:45
It's endless what you can imagine,
411
1365175
2801
22:48
in terms of where you can project films
412
1368000
2112
nereye filmi yansıtacağız düşünüldüğünde
22:50
and where you can have this communal experience.
413
1370136
2724
ve nerede bu toplu deneyimi yaşayabileceğiniz düşünüldüğünde.
22:52
And I believe that this one day, if we can create it,
414
1372884
3092
Ve ben inanıyorum ki bu tek günde, eğer onu yapabilirsek,
22:56
this one day can create momentum for all of these independent voices.
415
1376000
4351
bu günde bütün bu bağımsız sesler için bir ivme oluşturabiliriz.
23:00
There isn't an organization which is connecting the independent voices
416
1380375
5029
Böyle bir yer yok --
böyle bir organizasyon yok yani bağımsız sesleri
açığa vurmak üzere bir araya getiren bir yer
23:05
of the world to get out there,
417
1385428
1548
23:07
and yet I'm hearing throughout this conference
418
1387000
2180
oysa bu konferans boyunca şunu duyuyorum
23:09
that the biggest challenge in our future
419
1389204
2030
gelecekte en büyük tehlike birbirimizi anlama, karşılıklı
23:11
is understanding the other,
420
1391258
1612
23:12
and having mutual respect for the other and crossing borders.
421
1392894
3933
saygıya sahip olma ve sınırları aşma konusunda [yoksunluğumuzdandır].
23:16
And if film can do that,
422
1396851
1873
Eğer film bunu yapabilirse,
23:18
and if we can get all of these different locations in the world
423
1398748
3178
ve eğer biz dünyayın bu farklı konumlarından filmi izlemek
23:21
to watch these films together --
424
1401950
2604
üzere biraraya gelebilirsek, bu inanılmaz bir gün olurdu.
23:24
this could be an incredible day.
425
1404578
2157
23:27
So we've already made a partnership,
426
1407226
3314
Bunun için, biz hali hazırda bir ortaklık kurduk, TED vasıtasıyla --
23:30
set up through somebody from the TED community,
427
1410564
3889
yani TED topluluğundan birileriyle,
23:34
John Camen, who introduced me to Steven Apkon,
428
1414477
2870
John Camen, beni Jacob Burns
Film Merkezinden Steven Apkon ile tanıştırdı.
23:37
from the Jacob Burns Film Center.
429
1417371
2605
23:40
And we started calling up everybody.
430
1420000
1890
Ve biz herkesi aramaya başladık.
23:41
And in the last week,
431
1421914
1359
Geçen hafta, bize geri yanıt veren çok fazla kişi oldu
23:43
there have been so many people that have responded to us,
432
1423297
3679
23:47
from as close as Palo Alto, to Mongolia and to India.
433
1427000
4976
Palo Alto kadar yakından Moğolistana ve Hindistana kadar.
23:52
There are people that want to be a part of this global day of film;
434
1432000
4556
Bu küresel film gününün bir parçası olmak isteyen çok kişi var,
23:56
to be able to provide a platform for independent voices
435
1436580
3396
bağımsız fikirlere ve özgür filmlere açığa çıkabilecekleri
24:00
and independent films to get out there.
436
1440000
2564
bir platform sağlayabilmek için.
24:04
Now, we've thought about a name for this day,
437
1444183
3663
Şimdi, bu gün için bir isim düşündük
24:07
and I'd like to share this with you.
438
1447870
2459
ve bunu sizinle paylaşmak isterim.
24:10
Now, the most amazing part of this whole process
439
1450353
2261
Bu sürecin en harika kısmı
24:12
has been sharing ideas and wishes,
440
1452638
3328
fikirleri ve dilekleri paylaşmak oldu,
24:15
and so I invite you to give brainstorms onto
441
1455990
2986
ve bende sizi bu günün geleceğe nasıl bir etki bırakacağına
24:19
how does this day echo into the future?
442
1459000
3521
dair beyin fırtınası yapmaya davet ediyorum.
24:22
How do we use technology to make this day echo into the future,
443
1462545
4731
Bu günün geleceğe etkisi olması için teknolojiyi nasıl kullanırız?,
24:27
so that we can build community
444
1467300
1676
toplumu inşa etmek ve internet
24:29
and have these communities working together, through the Internet?
445
1469000
4000
üzerinden bu toplulukları birlikte çalıştırmak için nasıl kullanırız?
24:34
There was a time, many, many years ago,
446
1474151
2539
Bir gün -- bir zamanlar, çok uzun yıllar önce,
24:36
when all of the continents were stuck together.
447
1476714
2286
bütün kıtalar birbirlerine kenetliydi.
24:39
And we call that landmass Pangea.
448
1479925
2945
Bu büyük kara parçasına Pangea dedik.
24:42
So what we'd like to call this day of film is Pangea Cinema Day.
449
1482894
4593
Bu yüzden bu güne Pangea Sinema Günü demek istedik.
24:48
And if you just imagine
450
1488614
1499
Sadece hayal ederseniz
24:50
that all of these people in these towns would be watching,
451
1490137
3483
bu şehirlerdeki bütün insanların izliyor olduğunu,
24:53
then I think that we can actually really make a movement
452
1493644
3989
bence, işte o zaman gerçekten bir hareket oluşturabiliriz
24:57
towards people understanding each other better.
453
1497657
2319
insanların birbirlerini daha iyi anlaması doğrultusunda.
25:00
I know that it's very intangible, touching people's hearts and souls,
454
1500000
3819
Biliyorum insanların kalplerine ve ruhlarına dokunmak tarif edilmez,
25:03
but the only way that I know how to do it,
455
1503843
2033
ancak bunun için tek bildiğim yol,
25:05
the only way that I know how to reach out to somebody's heart and soul
456
1505900
4585
dünya çapında birilerinin kalbine ve ruhuna
uzanmanın bildiğim tek yolu onlara bir film göstermek.
25:10
all across the world, is by showing them a film.
457
1510509
2507
25:13
And I know that there are independent filmmakers and films out there
458
1513040
3361
Ve biliyorum ki bunları gerçekten yapabilecek bağımsız
25:16
that can really make this happen.
459
1516425
2064
yapımcılar ve filmler var.
İşte bu benim dileğim.
25:19
And that's my wish.
460
1519072
1543
Sanırım size tek cümlelik dileğimi vermem bekleniyor,
25:21
I guess I'm supposed to give you my one-sentence wish,
461
1521154
4447
25:25
but we're way out of time.
462
1525625
1778
ama zamanın çok dışına çıktık.
25:28
Chris Anderson: That is an incredible wish.
463
1528000
2320
Chris Anderson: Bu inanılmaz bir dilek.
25:30
Pangea Cinema: The day the world comes together.
464
1530344
2632
Pangea Sinema-- dünyanın bir araya geldiği gün.
25:33
JN: It's more tangible than world peace, and it's certainly more immediate.
465
1533000
3718
JN: dünya barışından çok daha akla yatkın, ve kesinlikle daha yakın.
25:36
But it would be the day that the world comes together through film,
466
1536742
5718
Dünyanın film vasıtasıyla, filmin gücüyle biraraya geldiği
25:42
the power of film.
467
1542484
1151
bir gün olurdu.
25:43
CA: Ladies and gentlemen, Jehane Noujaim.
468
1543659
2341
CA: Bayanlar ve Baylar, Jehane Noujaim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7