How repaying loans with social service transforms communities | Angie Murimirwa

13,989 views ・ 2020-04-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Enis Solakoglu Gözden geçirme: Giray Başbuğ
00:13
Most of you will know
0
13127
2166
Çoğunuz, benim sevgili kıtamın karşılaştığı zorluklar hakkında
00:15
about the challenges faced by my beloved continent, Africa.
1
15317
4571
bilgi sahibisinizdir,
Afrika.
00:20
Too many people are poor.
2
20635
2174
Çok fazla insan fakir.
00:23
Millions of girls don't have access to school.
3
23149
2912
Milyonlarca genç kızın eğitime erişimi yok.
00:26
And there aren't enough jobs for the rapidly growing population.
4
26085
4214
Ve hızla büyüyen nüfus için yeterince iş imkanı yok.
00:31
Every day,
5
31434
1237
Her gün
00:32
33,000 new young people join the search for employment.
6
32695
4700
33.000 yeni genç, iş arayışına katılıyor.
00:37
That's 12 million for three million formal jobs.
7
37419
3657
Bu, 3 milyon resmi iş için 12 milyon anlamına gelir.
00:41
In sub-Saharan Africa,
8
41482
1476
Sahra Altı Afrika'da,
00:42
less than one in four young people are likely to get waged or salaried work.
9
42982
5524
Her 4 gençten birinden daha azının
ücretli veya maaşlı iş bulma ihtimali bulunuyor.
00:49
The chances of making a secure living
10
49022
2357
Fakir kadınlar ve kırsal kadınları için
00:51
are even slimmer for poor and rural young women.
11
51403
3713
güvenli bir yaşam sağlama şansı çok daha düşük.
00:55
They cannot afford an education.
12
55506
2166
Bir eğitime güçleri yetmiyor
00:57
And they do not have the same access to wages, loans or land
13
57696
5047
ve maaş, kredi veya topraklara
erkeklerle eşit erişimleri yok.
01:02
as men.
14
62767
1286
01:04
This leaves entire communities trapped
15
64077
2686
Bu durum, toplumların bütününü
01:06
in a vicious cycle of poverty, inequality and hopelessness.
16
66787
4667
kısır bir yoksulluk, eşitsizlik ve umutsuzluk döngüsüne hapseder.
01:11
But I'm not here to narrate the doom and gloom,
17
71922
3794
Fakat umutsuz bir durum anlatmak için burada değilim.
01:15
because we also know that a youthful population
18
75740
2813
Çünkü biliyoruz ki genç bir nüfus
01:18
presents an opportunity to kick-start economic growth
19
78577
3691
ekonomik büyümeyi başlatmak ve küresel zorlukları çözmek için
01:22
and solve global challenges.
20
82292
2015
aynı zamanda bir fırsat sunuyor.
01:24
And in fact,
21
84331
1151
Hatta,
01:25
there is a growing movement in Africa, of educated young women,
22
85506
5349
Afrika'da büyüyen bir hareket var, eğitimli genç kadınların hareketi.
01:30
who are stepping up and using the power of their network
23
90879
3886
Toplumu kalkındırmak için kendi bağlantılarının gücünü
01:34
and a tool we call social interest
24
94789
2651
ve ''sosyal çıkar'' dediğimiz aracı kullanarak
01:37
to uplift communities.
25
97464
1658
güçlenen bir hareket.
01:39
I'm one of the leaders of the organization behind this movement.
26
99804
4341
Ben, bu hareketin arkasındaki organizasyon liderlerinden biriyim.
01:44
An organization that also supported me through school.
27
104693
3555
Bu, bana okulum boyunca destek veren de bir organizasyon.
01:48
And I have seen social interest multiply the impact of our work.
28
108648
5635
Ve ben, sosyal çıkarın çalışmalarımızın etkisini katladığını gördüm.
01:55
Social interest is a way to pay back interest on a loan
29
115363
4753
Sosyal çıkar, bir kredinin faizini
dolar yerine hizmet yoluyla geri ödemenin bir yoludur.
02:00
through service, rather than dollars.
30
120140
2508
02:02
Sharing time and knowledge through mentoring,
31
122672
2563
Rehberlik yoluyla zaman ve bilgi paylaşımı,
02:05
academic support,
32
125259
1659
akademik destek,
02:06
business training to others in need.
33
126942
2424
ihtiyacı olanlara işletme eğitimi.
02:09
This means the impact of a loan is felt not by one, but by many.
34
129390
5921
Bu, bir kredi etkisinin bir değil birçok kişi tarafından hissedilmesi demektir.
02:16
Through this system,
35
136072
1152
Bu sistem sayesinde,
02:17
we've been able to help and send more and more girls to school,
36
137248
4271
daha fazla kıza yardım edebiliyor ve okula gönderebiliyoruz,
02:21
support them while they are there,
37
141543
2157
eğitimleri boyunca destekleyebiliyoruz,
02:23
help them start businesses
38
143724
1460
iş kurmalarına yardımcı olabiliyoruz
02:25
and ultimately, lead in their communities --
39
145208
3246
ve en sonunda, kendi topluluklarına liderlik etmelerini sağlıyoruz --
02:28
all while providing funding for the next generation.
40
148478
3694
hepsi, gelecek nesil için finansman sağlarken.
02:32
Social interest can be used
41
152657
2333
Sosyal çıkar, ileride sosyal yardımlar ile geri ödenebilecek her türlü organizasyonu
02:35
to supercharge any movement where the benefits can be paid forward.
42
155014
4974
güçlendirmek için kullanılabilir.
02:40
Let me give you an example.
43
160371
1555
Size bir örnek vereyim.
02:41
This is Stumai from rural Tanzania.
44
161950
2945
Bu Tanzanya'nın kırsal kesiminden Stumai.
02:44
She tragically lost her father when she was just three years old.
45
164919
3849
Henüz üç yaşındayken babasını trajik bir şekilde kaybetti.
02:48
Leaving a disabled mother to single-handedly raise her
46
168792
4052
Onun ve 5 kardeşinin bakımları için
02:52
and her five siblings.
47
172868
1637
engelli bir anneyi tek başına bırakarak.
02:54
Once Stumai completed primary school,
48
174529
1945
Stumai ilkokulu tamamladıktan sonra,
02:56
she was about to drop out of school
49
176498
1928
okulu bırakmak
02:58
and become one of the 92 percent of girls in sub-Saharan Africa
50
178450
5278
ve Sahra Altı Afrika'daki kızların,
liseyi asla bitiremeyen %92'sinden biri olmak üzereydi.
03:03
that never finish high school.
51
183752
1904
03:05
Instead, she got lucky.
52
185680
1905
Bunun yerine, şans onu buldu.
03:07
She got support from a nonprofit that paid her fees
53
187609
3309
Okul ücretlerini ödeyen
ve onu okulda tutan bir sivil toplum örgütü tarafından desteklendi.
03:10
and kept her in school.
54
190942
1699
03:12
But upon graduating high school,
55
192665
1912
Ancak liseyi tamamladığında
03:14
she faced a daunting challenge of what's next.
56
194601
3793
sıradaki ürkütücü zorluk ile karşı karşıya kaldı.
03:18
She knew she had to start her own business to survive.
57
198780
3611
Hayatta kalabilmek için kendi işini kurması gerektiğini biliyordu.
03:22
And to help her mother,
58
202415
1430
Ve onu okulda tutabilmek için
03:23
who had tried so hard to keep her in school
59
203869
2982
çocuklarına daha iyi bir ev inşa etme umuduyla sakladığı,
03:26
by selling her only assets,
60
206875
2059
sahip olduğu tek değerli varlığı olan
03:28
a stack of corrugated iron sheets she had been saving
61
208958
3437
dalgalı sac levhaları satarak
binbir zorlukla uğraşmış annesine yardımcı olabilmek için.
03:32
in the hope of building a better home for her children.
62
212419
3136
03:35
Stumai also knew she wouldn’t get a loan from a traditional bank,
63
215974
3841
Stumai ayrıca, geleneksel bir bankadan kredi alamayacağını biliyordu.
03:39
which generally considers young, rural women like her,
64
219839
3476
Onun gibi topraksız veya servetsiz, genç ve kırsal kadınları
03:43
without land or assets, unbankable.
65
223339
3225
genellikle güvenilir kabul etmiyorlardı.
03:47
Through a special group of lending partners,
66
227291
2207
Özel bir kredi grubu ortaklığı yoluyla; sebze, yağ, pirinç, domates, soğan
03:49
she secured 350 dollars to start a food shop,
67
229522
4070
03:53
selling vegetables, oil, rice, tomatoes, onions and beans.
68
233616
4993
ve fasulye satan bir gıda dükkanı açabilmek için
350 dolar kredi aldı.
03:58
Fellow network members helped to train her on basic business skills,
69
238633
3674
Diğer üyeler, ona temel işletme becerileri eğitimi konusunda yardımcı oldu:
04:02
like creating a business plan,
70
242331
2087
bir iş planı oluşturma,
04:04
working out profits, marketing,
71
244442
2508
kâr elde etme, pazarlama,
04:06
keeping business records
72
246974
1317
işletme kayıtları tutma,
04:08
and the value of savings.
73
248315
1667
ve tasarrufları değerlendirme gibi.
04:10
And the business took off.
74
250395
1777
Ve iş başarılı oldu.
04:12
She repaid the original loan within eight months,
75
252482
3515
Sekiz ay içerisinde ana kredi tutarını geri ödedi
04:16
and then borrowed 2,000 dollars
76
256021
2428
ve ardından motosiklet taksi ve kurye işine başlamak için
04:18
to start a motorcycle taxi and courier business.
77
258473
3956
2.000 dolar borç aldı.
04:23
Stumai now owns two motorcycles
78
263180
2810
Stumai artık 2 motosiklete sahip
04:26
and employs two people.
79
266014
2658
ve iki kişiye istihdam sağlıyor.
04:28
And she has been able to purchase land and build a house,
80
268696
3683
Arazi satın alabildi ve kendisine ev inşa edebildi
04:32
and the business continues to grow
81
272403
2031
ve işi gittikçe güçlenerek
04:34
from strength to strength.
82
274458
2203
büyümeye devam ediyor.
04:37
Stumai repaid her interest in social interest.
83
277403
4261
Stumai, faizini de sosyal menfaat ile geri ödedi.
04:42
She paid social interest
84
282173
1682
Faizini, sosyal çıkar için
04:43
by providing mentoring to girls in a local high school.
85
283879
3690
yerel bir lisede, kızlara danışmanlık yaparak geri ödedi.
04:48
She volunteered weekly as a learner guide,
86
288466
3412
Her hafta, öğrenci rehberi olarak gönüllü oldu.
04:51
delivering a life skills and well-being curriculum
87
291902
3096
Hayat becerileri, sağlık ve mutluluk müfredatı sunarak
04:55
that helps children gain the confidence to ask questions,
88
295022
4087
çocukların soru sormaları için gerekli güveni kazanmalarına,
birbirleriyle ilgilenmelerine ve birbirlerini desteklemelerine,
04:59
care for and support each other,
89
299133
1952
sağlık ve beslenme hakkında öğrenmelerine,
05:01
learn about health and nutrition,
90
301109
2230
hedef belirlemelerine ve onlara ulaşmalarına yardımcı oldu.
05:03
set goals and learn how to achieve them.
91
303363
2375
05:06
Stumai says her greatest reward is witnessing the girls she mentors
92
306191
5905
Stumai; en büyük ödülünün, akıl hocalığı yaptığı kızların
kendilerine inanmaya başlamalarına ve başarılı olmalarına
05:12
start to believe in themselves and succeeding.
93
312120
2920
tanıklık etmek olduğunu söylüyor.
05:15
These days, Stumai also trains other learner guides.
94
315530
3134
Bu günlerde, Stumai, ayrıca başka öğrenci rehberleri eğitiyor.
05:19
That's multiplying the number of girls making it through school
95
319109
3960
Bu, okula gitmeyi başarıp
onun gibi hayatını garantileyebilen kızların sayısını katlıyor.
05:23
and into secure livelihoods like she did.
96
323093
2809
05:26
Through her business profits, she has been able to support her siblings,
97
326784
3484
İşinde elde ettiği kazançlar sayesinde;
kardeşlerine, üç yeğeni ile topluluğundaki diğer çocuklara
05:30
three nieces and nephews and other children in her community
98
330292
3341
okula gidebilmeleri için destek olabildi.
05:33
to go to school.
99
333657
1198
05:34
She also regularly supports other network members.
100
334879
3262
Ayrıca diğer topluluk üyelerini de düzenli olarak destekliyor.
05:38
For example,
101
338165
1333
Örnek olarak
05:39
a young woman studying for a diploma in community development.
102
339522
3817
toplum kalkınması üzerine eğitim gören bir genç kadın.
05:43
In the past two years,
103
343911
1611
Son iki yılda,
05:45
Stumai helped her with money for bus fare,
104
345546
3063
Stumai ona yol parası, hijyenik ped, sabun için
05:48
for sanitary pads, for soap
105
348633
2206
maddi yardımda bulundu
05:50
and encouraged her to keep going.
106
350863
2325
ve devam etmesi için teşvik etti.
05:55
Stumai spends 370 dollars a year supporting the education of others.
107
355030
5936
Stumai, başkalarının eğitimini desteklemek için yılda 370 dolar harcıyor.
06:01
That's 17 percent of her gross earnings from her motorcycle business.
108
361831
6262
Bu, motosiklet işletmesinden elde ettiği brüt kazancın %17'si.
06:09
This is the power of social interest.
109
369149
3055
Bu, sosyal menfaatin gücüdür.
06:12
Stumai's example shows that if you help one girl,
110
372688
4968
Stumai örneği şunu göstermekte:
Eğer bir kıza sadece okula gitmesi için değil,
06:17
not only to go to school,
111
377680
1778
06:19
but graduate and start a business,
112
379482
2294
mezun olması ve işini kurması için de yardım ederseniz
06:21
she can in turn make a giant difference
113
381800
3079
başkalarının ve kendi topluluğunun hayatında
06:24
in the lives of others and her community.
114
384903
2798
dev bir fark yaratabilir.
06:28
Had Stumai paid back interest on her loan in dollars,
115
388047
4087
Stumai; kredisinin faizini dolar ile geri ödemiş olsaydı,
06:32
her success might have been felt by her and her immediate family,
116
392158
4199
başarısı kendisi ve yakın ailesi tarafından hissedilmiş olabilirdi.
06:36
but because she paid interest as social interest,
117
396381
3277
Fakat faizini sosyal hizmetler ile geri ödediği için
06:39
the impact was felt by her mentees,
118
399682
3071
etkisi öğrencileri,
yeğenleri, çalışanları
06:42
her nieces, nephews, her employees
119
402777
2611
ve etrafındaki birçok kişi tarafından hissedildi.
06:45
and so many others around her.
120
405412
2404
06:48
Stumai is just one example of many.
121
408190
3307
Stumai, birçoğu içerisinden sadece bir örnek.
06:52
Today, we have 7,000 learner guides like Stumai,
122
412235
4993
Bugün; Malavi'nin, Tanzanya'nın, Zambiya'nın
ve Zimbabve'nin genelinde çalışan
06:57
working across Malawi,
123
417252
1914
06:59
Tanzania, Ghana, Zambia and Zimbabwe.
124
419190
3429
Stumai gibi 7.000 öğrenci rehberimiz bulunuyor.
07:02
And collectively,
125
422643
1579
Ortaklaşa bir şekilde,
07:04
they've helped children do better in school.
126
424246
2797
çocukların okulda daha başarılı olmalarına yardımcı oldular.
07:07
The girls we work with are nearly three times less likely
127
427579
4589
Birlikte çalıştığımız kız öğrencilerin okulu bırakma oranları
neredeyse 3 kat daha az.
07:12
to drop out of school,
128
432192
1333
07:13
because learner guides make home visits when girls fail to attend school
129
433549
3779
Çünkü öğrenci rehberleri, kızlar okula devam edemediğinde
tekrar dönebilmeleri için ev ziyaretleri yapıyor.
07:17
to help them back on track.
130
437352
1713
07:19
They also work with communities and district governments
131
439089
3609
Ayrıca çocukların karşılaştıkları zorlukları çözebilmek için
07:22
to address the challenges children face,
132
442722
3072
topluluklar ve bölgesel kaymakamlıklar ile birlikte çalışıyorlar;
07:25
including preventing or annulling child marriages,
133
445818
3714
çocuk evliliklerinin önlenmesi veya iptal edilmesi,
07:29
connecting children facing hunger or hardship at home
134
449556
3464
evlerinde açlık veya zorluk yaşayan çocukları
yerel destekle bir araya getirmek
07:33
with local support,
135
453044
1428
ve etütler düzenlemek buna dahil.
07:34
or running study groups
136
454496
1230
07:35
so that children who might be lagging behind in their studies
137
455750
3611
Böylece eğitimlerinde geri kalmış olan çocuklar
07:39
can get supporters and catch up.
138
459385
1984
destek alabilir ve arayı kapatabilir.
07:41
They act as trusted sisters, friends and guardians.
139
461750
4770
Güvenilir kız kardeş, arkadaş ve koruyucu kişiler gibi davranırlar.
07:47
So far, nearly 6,300 network members
140
467299
4380
Şimdiye kadar neredeyse 6.300 organizasyon üyesi
07:51
have borrowed close to three million dollars,
141
471703
3167
3 milyon dolara yakın borç aldı,
07:55
with a repayment rate of those loans at consistently above 95 percent.
142
475204
6887
bu kredilerin geri ödenme oranı ise devamlı olarak %95'in üzerinde.
08:03
And our 140,000 members,
143
483196
1994
Ve 140.000 üyemiz,
08:06
they have invested their own resources
144
486466
3198
937.000'den fazla çocuğu ilkokul ve ortaokula gönderebilmek
08:09
to support and send
145
489688
1826
ve destekleyebilmek için
08:11
over 937,000 children to primary and secondary school.
146
491538
5166
kendi kaynaklarını kullanarak yatırım yaptılar.
08:17
Every young woman we work with
147
497744
2103
Birlikte çalıştığımız her genç kadın,
08:19
supports, on average, another three children
148
499871
3333
yakın ailesinin dışında,
ortalama 3 çocuğu daha
08:23
outside of her immediate family
149
503228
2421
okula gidebilmesi için destekliyor.
08:25
to go to school.
150
505673
1206
08:26
All without additional money from us.
151
506903
3245
Hepsi, bizden ek kaynak olmadan.
08:30
We are building a powerful force.
152
510911
3553
Güçlü bir kuvvet oluşturuyoruz.
08:34
Gaining ever greater momentum
153
514488
2539
Okula gitmesi, başarıya ulaşması, liderlik etmesi
08:37
as we open the door for more and more girls
154
517051
3366
ve sonrasında binlercesine daha destek olabilmesi için
08:40
to go to school,
155
520441
1165
gitgide daha fazla kız çocuğuna kapımızı açtıkça
08:41
succeed, lead and in turn, support thousands more.
156
521630
3963
daha da büyük bir ivme kazanıyoruz.
08:46
This system,
157
526408
1163
Bu sistem,
08:47
supporting those once excluded to transform their lives
158
527595
3781
bir zamanlar, hayatlarını değiştirmek konusunda dışlanan
ve sonra diğerleri için ayaklananları desteklerken,
08:51
and then step up for others,
159
531400
1865
08:53
can work for more than girls' education.
160
533289
2667
kızların eğitiminden daha fazlası için kullanılabilir.
08:56
Of course, you need to get your money back if you lend it.
161
536548
3556
Tabii ki borç verirseniz paranızı geri almanız gerekir.
09:00
But instead of demanding interest in dollars,
162
540548
3793
Fakat faizi dolar ile talep etmek yerine
09:04
can you consider using social interest instead?
163
544365
2711
sosyal menfaat kullanmayı düşünebilir misiniz?
09:07
For example,
164
547874
1865
Örneğin,
09:09
could young people
165
549763
1825
genç bireyler
09:11
pass on the skills they learned in training colleges?
166
551612
3277
eğitim kolejlerinde öğrendikleri becerileri aktarabilir mi?
09:15
Like Michelle,
167
555517
1671
Kırsal Zimbabve'de
09:17
who teaches brickmaking in rural Zimbabwe.
168
557212
2603
tuğla yapımını öğreten Michelle gibi.
09:20
Or Louisa,
169
560173
1150
Veya Malavi'de
09:21
who is training others on climate-smart agriculture
170
561347
3079
diğerlerini akıllı tarım konusunda eğiten
09:24
in Malawi.
171
564450
1280
Louisa gibi.
09:25
Or Fatima in Ghana,
172
565754
1666
Veya Gana'da
09:27
who is training women to help deliver babies
173
567444
2802
hamile kadınların hastaneye zamanında gidemeyecekleri yerlerde
09:30
where expectant mothers
174
570270
1770
kadınları doğum hakkında eğiten
09:32
might not be able to make it to the local hospital on time.
175
572064
3343
Fatima gibi.
09:36
When I was growing up,
176
576338
1501
Ben büyürken
09:37
an elder in my village in rural Zimbabwe
177
577863
3111
kırsal Zimbabve'de köyümde bir büyüğüm
09:40
once described the challenges I faced in going to school.
178
580998
3396
bir keresinde okula giderken karşılaştığım zorlukları anlattı.
09:44
She said,
179
584815
1150
Dedi ki,
09:47
"Those who harvest many pumpkins
180
587521
3037
''Çok bal kabağı hasat edenlerin
09:50
often do not have the clay pots to cook them in."
181
590582
3806
genellikle onları pişirmek için kil kapları yoktur.''
09:54
(Laughter)
182
594971
1487
(Gülüşme)
09:56
What she meant was that,
183
596482
2175
Anlatmak istediği şey,
09:58
although I got the best possible results in my exams
184
598681
6588
ne kadar
sınavlarımda mümkün olan en iyi sonuçları alsam da
10:05
when I finished elementary school,
185
605293
2252
ilkokulu bitirdiğim zaman
10:07
my talent was of no value
186
607569
2468
eğitimime devam edebilmem için ailemin yeterli maddi gücü yoksa
10:10
if my family could not afford to pay for me to continue my education.
187
610061
4993
yeteneğimin hiçbir değeri yoktu.
10:15
Well, with this system,
188
615412
2071
Bu sistem ile
10:17
we are not just providing pots,
189
617507
2222
sadece çanak temin etmiyoruz,
10:19
or making a single meal out of the pumpkins.
190
619753
3651
veya bal kabağından tek bir öğün pişirmiyoruz.
10:23
After all,
191
623428
1530
Sonuç olarak,
10:24
there are hundreds of seeds in a single pumpkin.
192
624982
2952
bir bal kabağında yüzlerce tohum bulunuyor.
10:27
We are saving the seeds,
193
627958
1929
Tohumları koruyoruz,
10:29
planting them
194
629911
1165
onları ekiyoruz
10:31
and nurturing every one of them.
195
631100
2067
ve her birini yetiştiriyoruz.
10:34
And the result?
196
634308
1571
Ve sonuç?
10:36
A virtuous cycle of prosperity,
197
636482
4064
Genç kadınların liderliğinde,
verimli bir başarı,
10:40
equality and hope,
198
640570
2293
eşitlik ve umut döngüsü.
10:42
led by young women.
199
642887
1706
10:44
Because together,
200
644617
1420
Çünkü birlikte,
10:46
we are shaking up the world.
201
646061
2715
biz dünyayı değiştiriyoruz.
10:48
Pamoja tunaweza --
202
648800
1849
Pamoja tunaweza --
10:50
that's Swahili for my network motto: "Together we can!"
203
650673
3310
Svahili dilinde organizasyonumun sloganı: ''Birlikte başarabiliriz!''
10:54
Thank you.
204
654387
1152
Teşekkürler.
10:55
(Applause)
205
655563
6659
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7