The architectural wonder of impermanent cities | Rahul Mehrotra

83,721 views ・ 2019-08-29

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Samil Yalcin Gözden geçirme: Sara Ozturk
00:13
On this planet today,
0
13042
2517
Bugün gezegenimizde
00:15
there are about 50 cities that are larger than five million people.
1
15583
5768
beş milyondan fazla insanın yaşadığı yaklaşık 50 tane şehir var.
00:21
I'm going to share with you the story of one such city,
2
21375
2684
Sizlerle bu şehirlerden birinin hikayesini paylaşacağım,
00:24
a city of seven million people,
3
24083
2393
yedi milyon insanın yaşadığı bir şehir
00:26
but a city that's a temporary megacity, an ephemeral megacity.
4
26500
5059
fakat geçici olarak kısa süreliğine mega şehir olan bir şehir.
00:31
This is a city that is built for a Hindu religious festival
5
31583
5060
Bu, her 12 yılda bir düzenlenen
00:36
called Kumbh Mela,
6
36667
1726
Kumb Mela adlı Hindu festivali için yapılmış bir şehir.
00:38
which occurs every 12 years, in smaller editions every four years,
7
38417
4434
Daha küçük versiyonları 4 yılda bir
00:42
and takes place at the confluence
8
42875
2768
Hindistan'daki Yamuna ve Ganj nehirlerinin birleştiği yerde yapılıyor.
00:45
of the Ganges and the Yamuna rivers in India.
9
45667
3934
00:49
And for this festival,
10
49625
2393
Bu festival için yaklaşık 100 milyon insan toplanıyor.
00:52
about 100 million people congregate.
11
52042
5017
00:57
The reason so many people congregate here,
12
57083
2143
Bu kadar çok insanın toplanmasının nedeni,
00:59
is the Hindus believe that during the festival,
13
59250
4059
Hindu inanışına göre, her 12 yıllık döngüde yapılan festival esnasında
01:03
the cycle every 12 years,
14
63333
1476
bu iki büyük nehrin birleştiği yerde banyo yaparsanız
01:04
if you bathe at the confluence of these two great rivers
15
64833
4143
01:09
you are freed from rebirth.
16
69000
2268
yeniden doğacağınıza inanılması.
01:11
It's a really compelling idea,
17
71292
1642
Dünyevi yaşamdan özgürleşiyor olmanız
01:12
you are liberated from life as we know it.
18
72958
2601
gerçekten çok ilginç bir düşünce.
01:15
And this is what attracts these millions.
19
75583
3768
Milyonları etkileyen işte bu.
01:19
And an entire megacity is built to house them.
20
79375
3643
Onlara ev sahipliği yapsın diye mega şehir inşa edildi.
01:23
Seven million people live there for the 55 days,
21
83042
3017
7 milyon insan 55 gün orada süreyle yaşayabiliyor
01:26
and the other 100 million visit.
22
86083
3268
100 milyon kişi de orayı ziyaret edebiliyor.
01:29
These are images from the same spot
23
89375
2101
Bunlar, şehrin ortaya çıkması için geçen
01:31
that we took over the 10 weeks
24
91500
2518
10 haftalık süre zarfında çekilen aynı noktanın fotoğrafları.
01:34
that it takes for the city to emerge.
25
94042
3059
01:37
After the monsoon,
26
97125
1684
Musondan sonra,
01:38
as the waters of these rivers begin to recede
27
98833
3310
bu nehirlerin suları çekilmeye başlar,
01:42
and the sand banks expose themselves,
28
102167
2642
kum tepeleri ortaya çıkar ve şehir arazisi sınırları içine girer.
01:44
it becomes the terrain for the city.
29
104833
3060
01:47
And by the 15th of January,
30
107917
1642
Ocak ayının 15'ine kadar,
01:49
starting 15th of October to 15th of January,
31
109583
2851
Ekim ayının 15'inden Ocak'ın 15'ine kadar,
01:52
in these weeks an entire city emerges.
32
112458
3351
tüm şehir ortaya çıkmış olur.
01:55
A city that houses seven million people.
33
115833
3500
7 milyon insana ev sahipliği yapan bir şehir.
02:00
What is fascinating is this city
34
120208
3435
Ne kadar da büyüleyici bir şehir
02:03
actually has all the characteristics of a real megacity:
35
123667
4559
aslında gerçek bir mega şehrin tüm karakteristiklerine sahip:
02:08
a grid is employed to lay the city out.
36
128250
2643
kafes şeklinde şehir düzeni mevcut.
02:10
The urban system is a grid
37
130917
2059
Şehir düzeni kafes örgü şeklinde olup
02:13
and every street on this city
38
133000
3018
şehrin tüm sokakları ponton köprü üzerinden
02:16
goes across the river on a pontoon bridge.
39
136042
3059
nehrin karşısına geçebiliyor.
02:19
Incredibly resilient,
40
139125
1518
İnanılmaz derecede dayanıklı, çünkü mevsim normalleri dışında
02:20
because if there's an unseasonal downpour or if the river changes course,
41
140667
5059
yağan yağmurda ya da nehir yön değiştirdiğinde
02:25
the urban system stays intact,
42
145750
1809
şehir düzeni bozulmadan kalabiliyor.
02:27
the city adjusts itself to this terrain which can be volatile.
43
147583
4500
Şehir yapısı oluşan yeni araziye uyum sağlıyor.
02:33
It also replicates all forms of physical, as well as social, infrastructure.
44
153792
5976
Şehir, sosyal altyapı gibi tüm fiziksel formları da üretmiş;
02:39
Water supply, sewage, electricity,
45
159792
2892
su temini, kanalizasyon, elektrik,
02:42
there are 1,400 CCTV cameras that are used for security
46
162708
5393
kurulu büyük bir istasyon tarafından güvenlik için kullanılan
02:48
by an entire station that is set up.
47
168125
3851
1400 adet CCTV kamera da bulunmakta.
02:52
But also social infrastructure,
48
172000
2434
Aynı zamanda sosyal altyapı olarak,
02:54
like clinics, hospitals,
49
174458
2685
gerçek bir mega şehirde olması gerektiği gibi,
02:57
all sorts of community services,
50
177167
2226
klinik ve hastane benzeri
02:59
that make this function like any real megacity would do.
51
179417
4476
her türlü toplum hizmeti veren servisler bulunmakta.
03:03
10,500 sweepers are employed by the city.
52
183917
6101
Şehirde 10.500 adet süpürücü işe alınmış.
03:10
It has a governance system, a Mela Adhikari,
53
190042
2351
Şehrin bir yönetim sistemi var;
03:12
or the commissioner of the festival,
54
192417
2101
Mela Adhikari ya da festival komiseri,
03:14
that ensures that land is allocated,
55
194542
2392
arazilerin kişilere tahsisini sağlayan tüm bunlar için sistemler var.
03:16
there are systems for all of this,
56
196958
1643
03:18
that the system of the city, the mobility, all works efficiently.
57
198625
4375
Şehrin sistemi, hareket kabiliyeti hepsi verimli bir şekilde çalışıyor.
03:23
You know, it was the cleanest and the most efficient Indian city
58
203833
5101
Benim yaşadığım şehir, Hint şehirlerinin en temizi ve en verimlisiydi.
03:28
I've lived in.
59
208958
1268
03:30
(Laughter)
60
210250
2375
(Gülüşmeler)
03:33
And that's what it looks like in comparison to Manhattan,
61
213583
2851
Manhattan ile karşılaştırıldığında böyle görünüyor.
03:36
30 square kilometers,
62
216458
2018
Şehrin yüz ölçümü 30 kilometrekare.
03:38
that's the scale of the city.
63
218500
2934
03:41
And this is not an informal city or a pop-up city.
64
221458
3976
Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.
03:45
This is a formal city, this is a state enterprise,
65
225458
3351
Bu resmi bir şehir, eyalet girişimi ve bunu hükümet kuruyor.
03:48
the government sets this up.
66
228833
2518
03:51
In today's world of neoliberalism and capitalism,
67
231375
3518
Günümüz neoliberalizm ve kapitalizminde
03:54
where the state has devolved itself complete responsibility
68
234917
3976
devletin şehir yapma ve tasarlama konusundaki
03:58
from making and designing cities,
69
238917
2767
tüm sorumluklarını devrettiği bir zamanda
04:01
this is an incredible case.
70
241708
1310
bu inanılmaz bir durum.
04:03
It's a deliberate, intentional city, a formal city.
71
243042
3500
Bu resmi bir şehir, bilerek ve istenerek yapılmış bir şehir.
04:07
And it's a city that sits on the ground very lightly.
72
247708
4060
Bu şehir zemine çok nazikçe oturtulmuş.
04:11
It sits on the banks of these rivers.
73
251792
2851
Şehir, nehirlerin havzasına konuşlanmış,
04:14
And it leaves very little mark.
74
254667
2976
arkada en ufak iz bırakmıyor.
04:17
There are no foundations;
75
257667
1767
Temel atmak yok,
04:19
fabric is used to build this entire city.
76
259458
3084
tüm şehri kurmak için kumaş kullanılmış.
04:23
What's also quite incredible
77
263458
3351
Oldukça inanılmaz olan şey şu,
04:26
is that there are five materials that are used to build this settlement
78
266833
4601
7 milyon kişilik bu yerleşkeyi kurmak için beş tane materyal kullanılmış:
04:31
for seven million people:
79
271458
1934
04:33
eight-foot tall bamboo, string or rope,
80
273416
3102
2,4 metrelik bambu, ip ya da halat
04:36
nails or screw and a skinning material.
81
276542
2601
çivi ya da vida ve kaplama malzemesi.
04:39
Could be corrugated metal, a fabric or plastic.
82
279167
3726
Bu malzeme oluklu metal, kumaş ya da plastik olabilir.
04:42
And these materials come together and aggregate.
83
282917
3642
Bu materyaller bir araya geliyor ve bütünü oluşturuyor.
04:46
It's like a kit of parts.
84
286583
1768
Aynı parçalardan oluşan bir set gibi.
04:48
And it's used all the way from a small tent,
85
288375
3559
Tüm yol boyunca 5-6 kişiye ya da bir aileye
04:51
which might house five or six people, or a family,
86
291958
3018
ev sahipliği yapan küçük çadırlar
04:55
to temples that can house 500, sometimes 1,000 people.
87
295000
3851
500 kişiyi hatta bazen 1000 kişiyi alabilen tapınaklar bulunuyor.
04:58
And this kit of parts, and this imagination of the city,
88
298875
3768
Bu parçaların seti, şehrin bu hayal gücü,
05:02
allows it to be disassembled.
89
302667
3142
demonte edilebilir olmasına olanak sağlıyor.
05:05
And so at the end of the festival, within a week,
90
305833
2601
Festivalin sonundaki son bir hafta içinde tüm şehir demonte ediliyor.
05:08
the entire city is disassembled.
91
308458
2143
05:10
These are again images from the same spot.
92
310625
2559
Bu fotoğraflar aynı noktaya ait.
05:13
And the terrain is offered back to the river,
93
313208
2768
Arazi geri nehirlere bırakılıyor,
05:16
as with the monsoon the water swells again.
94
316000
3059
musonla birlikte sular yine kabarıyor.
05:19
And it's this sort of imagination as a kit of parts
95
319083
2518
Bu, sökülebilen ve kullanılan tüm materyallerin geri kazanımını sağlayan
05:21
that allows this disassembly
96
321625
1726
05:23
and the reabsorption of all this material.
97
323375
2476
parçalar bütününün bir çeşit hayal gücü.
05:25
So the electricity poles go to little villages in the hinterland,
98
325875
3934
Yani elektrik direkleri iç bölgedeki küçük köylere gidiyor,
05:29
the pontoon bridges are used in small towns,
99
329833
2435
ponton köprüler küçük şehirlerde kullanılıyor,
05:32
the material is all reabsorbed.
100
332292
2351
tüm materyaller doğaya geri dönüyor.
05:34
Fascinating, it's amazing.
101
334667
1958
Büyüleyici, inanılmaz bir şey.
05:37
Now, you may embrace these Hindu beliefs or not.
102
337875
3851
Bu Hindu inançlarını kabul edersiniz ya da etmezsiniz
05:41
But you know, this is a stunning example,
103
341750
2601
fakat şunu bilmelisiniz ki bu çarpıcı bir örnek
05:44
and it's worthy of reflection.
104
344375
2226
ve bu düşünmeye değer.
05:46
Here, human beings spend an enormous amount of energy and imagination
105
346625
6059
Burada insanlar şehrin tersine döneceğini bilerek,
05:52
knowing that the city is going to reverse,
106
352708
2226
şehirin söküleceğini bilerek,
05:54
it's going to be disassembled,
107
354958
1643
yok olacağını ve kısa ömürlü bir mega şehir olduğunu bilerek
05:56
it's going to disappear,
108
356625
2184
05:58
it's the ephemeral megacity.
109
358833
2375
muazzam bir hayal gücü ve enerji harcıyor.
06:02
And it has profound lessons to teach us.
110
362375
2601
Bize çok anlamlı dersler veriyor.
06:05
Lessons about how to touch the ground lightly,
111
365000
2851
Doğaya nasıl nazikçe dokunulacağına dair,
06:07
about reversibility,
112
367875
2476
geri dönüşüm ve ayrıştırma hakkındaki dersler.
06:10
about disassembly.
113
370375
1500
06:12
Rather amazing.
114
372958
1250
Oldukça şaşırtıcı.
06:16
And you know, we are, as humans, obsessed with permanence.
115
376042
3892
Bilirsiniz, bizler insan olarak kalıcılığa takıntılıyız.
06:19
We resist change.
116
379958
2125
Değişime direniriz.
06:23
It's an impulse that we all have.
117
383042
2351
Bu hepimizde olan bir dürtü.
06:25
And we resist change in spite of the fact
118
385417
2851
Değişim belki de hayatımızdaki
06:28
that change is perhaps the only constant in our lives.
119
388292
3559
tek sabit olmasına rağmen değişime direniz.
06:31
Everything has an expiry date,
120
391875
2268
Her şeyin bir son kullanma tarihi var,
06:34
including Spaceship Earth, our planet.
121
394167
3208
gezegenimiz olan Uzay Gemisi-Dünya dahil.
06:38
So what can we learn from these sorts of settlements?
122
398500
3809
Peki bu tür yerleşim yerlerinden ne öğrenebiliriz?
06:42
Burning Man, of course much smaller,
123
402333
2351
Burning Man festivali tabii ki çok daha küçük ama geri dönüştürebilir.
06:44
but reversible.
124
404708
2060
06:46
Or the thousands of markets for transaction,
125
406792
2976
Ya da dünyanın her yerinde görülen
06:49
that appear around the globe
126
409792
2392
park alanlarının hafta sonunda canlı ve sürekli devam eden bir döngüde olduğu
06:52
in Asia, Latin America, Africa, this one in Mexico,
127
412208
3435
ve yaklaşık 50.000 satıcının bulunduğu
06:55
where the parking lots are animated on the weekends, about 50,000 vendors,
128
415667
4601
Asya'da, Latin Amerika'da, Afrika'da, Meksika'daki alışveriş marketleri.
07:00
but on a temporal cycle.
129
420292
1666
07:02
The farmer's market in the Americas:
130
422792
2642
Mesela Amerika'daki çiftçi pazarı,
07:05
it's an amazing phenomenon, creates new chemistries,
131
425458
4018
örneğin otoparklar gibi kullanılmayan
veya en iyi şekilde kullanılmayan yerler için
07:09
extends the margin of space
132
429500
2184
07:11
that is unused or not used optimally, like parking lots, for example.
133
431708
3959
yeni kimyalar yaratan ve boşluk payını genişleten inanılmaz bir olay.
07:17
In my own city of Mumbai,
134
437292
1476
Benim şehrimde, mimar ve plancı olarak çalıştığım Mumbai'de
07:18
where I practice as an architect and a planner,
135
438792
3101
07:21
I see this in the everyday landscape.
136
441917
2601
günlük olarak bu manzarayı görüyorum.
07:24
I call this the Kinetic City.
137
444542
1934
Kinetik Şehir diyorum buna.
07:26
It twitches like a live organism; it's not static.
138
446500
3226
Canlı bir organ gibi hareket ediyor, sabit değil.
07:29
It changes every day,
139
449750
1809
Her gün değişiyor,
07:31
on sometimes predictable cycles.
140
451583
2601
bazen tahmin edilebilir döngülerde.
07:34
About six million people
141
454208
1643
Yaklaşık 6 milyon kişi böyle geçici yerleşim yerlerinde,
07:35
live in these kinds of temporary settlements.
142
455875
3476
07:39
Like -- unfortunately, like refugee camps,
143
459375
3143
ne yazık ki mülteci kampları, Mumbai'nin kenar mahalleleri,
07:42
the slums of Mumbai, the favelas of Latin America.
144
462542
3517
Latin Amerika'nın favelalarında gibi yerlerde yaşıyor.
07:46
Here, the temporary is becoming the new permanent.
145
466083
3726
Burada, geçicilik yeni kalıcılık oluyor.
07:49
Here, urbanism is not about grand vision,
146
469833
4310
Burada şehircilik büyük vizyonla alakalı değil,
sadece ayarlayabilmekle alakalı.
07:54
it's about grand adjustment.
147
474167
2458
07:57
On the street in Mumbai, during the Ganesh festival,
148
477625
4434
Ganesh festivali süresince Mumbai'de bir sokaktaki değişim bu.
08:02
a transformation.
149
482083
1518
08:03
A community hall is created for 10 days.
150
483625
3101
10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,
08:06
Bollywood films are shown,
151
486750
1976
Bollywood filmleri gösterilir,
08:08
thousands congregate for dinners and celebration.
152
488750
3309
kutlama ve akşam yemeği için binlerce insan toplanır.
08:12
It's made out of paper-mache and plaster of Paris.
153
492083
3060
Salon, kağıt hamurundan ve Paris alçısından yapılır.
08:15
Designed to be disassembled,
154
495167
1976
Demonte edilebilecek şekilde dizayn edilmiştir.
08:17
and in 10 days, overnight, it disappears,
155
497167
3017
10 gün içinde bir gecede kaybolur,
08:20
and the street goes back to anonymity.
156
500208
2726
sokak eski haline döner.
08:22
Or our wonderful open spaces, we call them maidans.
157
502958
3685
Ya da meydan dediğimiz bizim harika açık alanlarımıza döner.
08:26
And it's used for this incredibly nuanced and complicated,
158
506667
4601
Bu meydanlar inanılmaz derecede narin ve karmaşık,
08:31
fascinating Indian game, called cricket,
159
511292
2892
büyüleyici bir Hint oyunu olan kriket oynamak için kullanılır
08:34
which, I believe, the British invented.
160
514208
1893
ki bence bu İngilizlerin icat ettiği bir oyun.
08:36
(Laughter)
161
516125
1143
(Gülüşmeler)
08:37
And in the evenings,
162
517292
2767
Akşamüstü kriket sahasının etrafını düğünler sarar.
08:40
a wedding wraps around the cricket pitch --
163
520083
2018
Dikkat edin, kriket sahasına dokunulmaz, saha kutsal alandır.
08:42
Notice, the cricket pitch is not touched, it's sacred ground.
164
522125
2857
08:45
(Laughter)
165
525006
1345
(Gülüşmeler)
08:46
But here, the club members and the wedding party
166
526375
3518
Fakat burada kulüp üyeleri ve düğün partisine katılanlar
08:49
partake in tea through a common kitchen.
167
529917
2641
ortak bir mutfaktan çay içebilir.
08:52
And at midnight, it's disassembled,
168
532582
2936
Gece yarısı her şey kaldırılır ve alan şehre geri bırakılır.
08:55
and the space offered back to the city.
169
535542
3017
08:58
Here, urbanism is an elastic condition.
170
538583
2584
Burada, şehircilik esnek bir durumdur.
09:02
And so, if we reflect about these questions,
171
542583
3268
Eğer bu sorular hakkında düşünürsek
09:05
I mean, I think many come to mind.
172
545875
2518
demek istediğim çok fazla seçenek aklıma geliyor.
09:08
But an important one is,
173
548417
2476
Ama önemli bir noktaya değineyim;
09:10
are we really, in our cities,
174
550917
1726
bizler, kendi şehirlerimizde, şehircilik konusundaki hayal gücümüzde
09:12
in our imagination about urbanism,
175
552667
2726
09:15
making permanent solutions for temporary problems?
176
555417
4517
geçici sorunlar için kalıcı çözümler üretiyor muyuz?
09:19
Are we locking resources into paradigms
177
559958
2976
Bizler, kaynaklarımızı, önümüzdeki 10 yıl için
09:22
that we don't even know will be relevant in a decade?
178
562958
3476
geçerli olacağını dahi bilmediğimiz paradigmalara mı kilitliyoruz?
09:26
This becomes, I think,
179
566458
1268
Bana kalırsa, bu araştırmadan ilginç bir soru ortaya çıkıyor.
09:27
an interesting question that arises from this research.
180
567750
3601
09:31
I mean, look at the abandoned shopping malls in North America,
181
571375
3184
Demek istediğim Kuzey Amerika banliyösündeki
09:34
suburban North America.
182
574583
1435
terk edilmiş alışveriş merkezlerine bakın.
09:36
Retail experts have predicted that in the next decade,
183
576042
4101
Perakande uzmanlarının tahminine göre önümüzdeki on yılda
09:40
of the 2,000 malls that exist today,
184
580167
2851
bugün var olan 2.000 alışveriş merkezinin
yüzde 50'si kapatılacak.
09:43
50 percent will be abandoned.
185
583042
2267
09:45
Massive amount of material, capturing resources,
186
585333
4768
Doğal kaynaklardan elde edilen muazzam miktarda malzeme,
yakında yok olacak.
09:50
that will not be relevant soon.
187
590125
2417
09:53
Or the Olympic stadiums.
188
593292
1851
Olimpiyat stadyumlarını düşünelim.
09:55
Around the globe, cities build these
189
595167
2642
Dünya genelinde, muazzam kaynaklarla
09:57
under great contestation with massive resources,
190
597833
3185
büyük bir mücadele içerisinde, şehirler buraların etrafına inşa ediliyor,
10:01
but after the games go,
191
601042
1976
oyunlar bittikten sonra,
şehrin doğal yaşantısının içine de çekilemiyor.
10:03
they can't often get absorbed into the city.
192
603042
2434
10:05
Couldn't these be nomadic structures, deflatable,
193
605500
3434
Bu yapılar taşınılabilir ya da şişirilebilir olamaz mı?
10:08
we have the technology for that,
194
608958
1810
Bunun için yeterli teknolojiye sahibiz,
10:10
that get gifted to smaller towns around the world or in those countries,
195
610792
4351
gelecek Olimpiyatlar için dünya çapında veya bu ülkelerde daha küçük kasabalara
taşınabilen ya da depolanabilen yapılar hediye edilemez mi?
10:15
or are stored and moved for the next Olympics?
196
615167
4809
Yığınla kaynak verimsiz kullanılıyor.
10:20
A massive, inefficient use of resources.
197
620000
3833
10:24
Like the circus.
198
624667
1309
Sirkler mesela.
10:26
I mean, we could imagine it like the circus,
199
626000
2101
Demek istediğim, sirkleri bir düşünün,
şehirlerde çadır kuran bu harika kurum,
10:28
this wonderful institution that used to camp in cities,
200
628125
2851
10:31
set up this lovely kind of visual dialogue with the static city.
201
631000
4893
şehrin durgunluğuyla hoş bir görsel diyalog kuruyor.
10:35
And within it, the amazement.
202
635917
2684
Şaşkınlık verici bir durum.
10:38
Children of different ethnic groups become suddenly aware of each other,
203
638625
4934
Farklı etnik gruplardaki çocuklar birbirilerinin farkına varıyor,
10:43
people of color become aware of others,
204
643583
2143
beyaz olmayan insanlar başkalarının farkına varıyor,
10:45
income groups and cultures and ethnicities
205
645750
3143
gelir grupları, kültürler ve etnik kökenler
10:48
all come together around the amazement of the ring with animals and performers.
206
648917
5476
hepsi sirk çalışanlarının ve hayvanların olduğu bir gösteride bir araya geliyor.
10:54
New chemistries are created, people become aware of things,
207
654417
3267
Yeni kimyalar yaratılır, insanların farkındalığı artar
10:57
and this moves on to the next town.
208
657708
3060
ve bu bir sonraki şehre taşınır.
11:00
Or nature, the fluxes of nature, climate change,
209
660792
3559
Doğayla, doğanın değişimiyle, iklim değişikliğiyle
11:04
how do we deal with this, can we be more accommodating?
210
664375
3559
nasıl başa çıkacağız? Doğayla daha uyumlu olabilir miyiz?
11:07
Can we create softer urban systems?
211
667958
2643
Daha yumuşak kentsel sistemler yapabilir miyiz?
11:10
Or are we going to challenge nature continuously
212
670625
2601
Yoksa zaten başarısız olarak sürdürdüğümüz
11:13
with heavy infrastructure,
213
673250
1601
ağır altyapı sistemlerimizle doğayla durmadan
11:14
which we are already doing, unsuccessfully?
214
674875
2792
mücadele mi edeceğiz?
11:18
Now, I'm not arguing
215
678625
1476
Şu an şehirlerimizi bir sirk gibi inşa etmemiz gerektiğini söylemiyorum.
11:20
that we've got to make our cities like a circus,
216
680125
2434
11:22
I'm not arguing that cities must be completely temporary.
217
682583
3435
Şehirlerin tamamen geçici olması gerektiğini söylemiyorum.
11:26
I'm only making a plea
218
686042
1601
Sadece savunma yapıyorum,
11:27
that we need to make a shift in our imagination about cities,
219
687667
3017
şehirler konusundaki hayallerimizde değişiklik yapmalıyız,
11:30
where we need to reserve more space
220
690708
3018
zamansal ölçekte kullanmak üzere
11:33
for uses on a temporal scale.
221
693750
2934
kendimize daha fazla yer ayırmalıyız.
11:36
Where we need to use our resources efficiently,
222
696708
3101
Gezegenimizin son kullanma tarihini uzatmak için
11:39
to extend the expiry date of our planet.
223
699833
2810
kaynaklarımızı daha verimli kullanmaya ihtiyacımız var.
11:42
We need to change planning urban design cultures,
224
702667
3101
Demonte edilebilir, geri dönüştürülebilir ve uzun süreli olması için
11:45
to think of the temporal, the reversible,
225
705792
2809
kentsel tasarım kültürü planlarımızı değiştirmemiz gerekiyor.
11:48
the disassembleable.
226
708625
1809
11:50
And that can be tremendous
227
710458
2143
Tüm bunlar hayatımızda olursa
11:52
in terms of the effect it might have on our lives.
228
712625
3458
etki açısından muazzam olabilir.
11:56
I often think back to the Kumbh Mela
229
716917
2934
Bazen çalıştığım ve öğrencilerimle ziyaret ettiğim
11:59
that I visited with my students and I studied,
230
719875
2143
Kumbh Mela'yı tekrar düşünüyorum
12:02
and this was a moment where the city had been disassembled.
231
722042
4184
ve o an, şehrin sökülmüş olduğu bir andı.
12:06
A week after the festival was over.
232
726250
1851
Festivalden bir hafta sonra yok olmuştu.
12:08
There was no mark.
233
728125
1268
Hiçbir iz kalmamıştı.
12:09
The terrain was waiting to be covered over by the water,
234
729417
4059
Arazi yok olmak için nehir sularıyla kaplanmayı bekliyordu.
12:13
to be consumed.
235
733500
1268
12:14
And I went to thank a high priestess
236
734792
2767
Teşekkür etmek için
bize ve öğrencilerime araştırma konusunda ve bu süreçte yardımcı olan
12:17
who had helped us and my students through our research
237
737583
3643
12:21
and facilitated us through this process.
238
741250
3601
baş rahibenin yanına gittim.
12:24
And I went to her with great enthusiasm,
239
744875
2268
Büyük bir hayranlıkla baş rahibenin yanına gittiğimde
12:27
and I told her about how much we had learned
240
747167
2101
altyapı, şehir, şehrin verimliliği, şehrin mimarisi
12:29
about infrastructure, the city, the efficiency of the city,
241
749292
3601
ve şehirde kullanılan 5 tane malzeme hakkında
12:32
the architecture, the five materials that made the city.
242
752917
3101
ne kadar çok şey öğrendiğimizi söyledim.
12:36
She looked really amused, she was smiling.
243
756042
2642
Çok memnun görünüyordu ve gülümsüyordu.
12:38
In any case, she leaned forward
244
758708
2810
Öne doğru eğildi, elini başıma koydu ve beni kutsadı.
12:41
and put her hand on my head to bless me.
245
761542
3351
12:44
And she whispered in my ear, she said,
246
764917
3601
Kulağıma fısıldayarak
12:48
"Feel blessed that the Mother Ganges
247
768542
3059
"Ganj Ana sizi kutsasın
12:51
allowed you all to sit in her lap for a few days."
248
771625
4667
kucağında bir kaç güzel gün geçirmenizi dilerim" dedi.
12:57
I've often thought about this,
249
777375
2309
Ne dediğini sık sık düşündüm
12:59
and of course, I understood what she said.
250
779708
2893
ve tabii ki ne dediğini anladım.
13:02
She said, cities, people, architecture will come and go,
251
782625
3851
Şehirler, insanlar, mimari gelip geçer
13:06
but the planet is here to stay.
252
786500
2042
ama dünya hep var olacak, dedi.
13:09
Touch it lightly, leave a minimal mark.
253
789625
3976
Nazikçe dokun, geride olabildiğince iz bırakma.
13:13
And I think that's an important lesson for us as citizens and architects.
254
793625
4434
Şehirde yaşan insanlar ve mimarlar olarak bu bizim için çok önemli bir ders.
13:18
And I think it was this experience
255
798083
2601
Bence bu deneyim,
13:20
that made me believe that impermanence is bigger than permanence
256
800708
6351
geçiciliğin, kalıcılıktan ve bizden, hepimizden
çok daha büyük ve önemli olduğuna beni inandırdı.
13:27
and bigger than us all.
257
807083
1268
13:28
Thank you for listening.
258
808375
1518
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
13:29
(Applause)
259
809917
6083
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7