Bruce Feiler: The council of dads

Bruce Feiler: Babalar meclisi

32,234 views ・ 2011-01-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Senel Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
My story actually began when I was four years old
0
15330
3000
Benim hikayem aslında ben daha dört yaşındayken
00:18
and my family moved to a new neighborhood
1
18330
2000
ailem doğduğum yer olan Georgia eyaletinin Savanah şehrinde
00:20
in our hometown of Savannah, Georgia.
2
20330
2000
yeni bir semte taşındığında başladı.
00:22
And this was the 1960s
3
22330
2000
Yıllardan 1960,
00:24
when actually all the streets in this neighborhood
4
24330
2000
mahalledeki bütün sokakların
00:26
were named after Confederate war generals.
5
26330
3000
ismini savaş generallerinden aldığı zamanlar.
00:29
We lived on Robert E. Lee Boulevard.
6
29330
2000
Biz Robert E. Lee bulvarında oturduk.
00:31
And when I was five,
7
31330
2000
Ve ben beş yaşındayken,
00:33
my parents gave me an orange Schwinn Sting-Ray bicycle.
8
33330
3000
ailem bana portakal rengi "Schwinn Stingray" marka bir bisiklet aldı.
00:36
It had a swooping banana seat and those ape hanger handlebars
9
36330
3000
Bisikletimin kendine has muza benzeyen selesi ve
00:39
that made the rider look like an orangutan.
10
39330
3000
sürücüsünü orangutan gibi gösteren maymun-askısı(Ape hanger) tipi gidonu vardı.
00:42
That's why they were called ape hangers.
11
42330
2000
Zaten maymun-askısı denmesinin sebebide buydu.
00:44
They were actually modeled on hotrod motorcycles of the 1960s,
12
44330
3000
Bu bisikletler için 1960'lı yılların modifiye edilmiş(hotrod) motorsikletleri model alınmıştı,
00:47
which I'm sure my mom didn't know.
13
47330
2000
tabi bundan annemin haberi olmadığından eminim.
00:49
And one day I was exploring this cul-de-sac
14
49330
3000
Bir gün birkaç sokak ötede saklı,
00:52
hidden away a few streets away.
15
52330
2000
çıkmaz sokağı keşfediyordum.
00:54
And I came back,
16
54330
2000
Geri geldim,
00:56
and I wanted to turn around and get back to that street more quickly,
17
56330
2000
ve tekar dönüp o çıkmaz sokağa daha hızlı girmek istedim,
00:58
so I decided to turn around in this big street
18
58330
3000
o yüzden mahallemizi ikiye bölen
01:01
that intersected our neighborhood,
19
61330
2000
o büyük caddeden gitmek istedim,
01:03
and wham! I was hit by a passing sedan.
20
63330
3000
ve güm! Yoldan geçen bir araba bana çarpmıştı.
01:06
My mangled body flew in one direction,
21
66330
2000
Ezilmiş vücudum bir yana,
01:08
my mangled bike flew in the other.
22
68330
3000
parçalanmış bisikletim başka bir yana savruldu.
01:11
And I lay on the pavement stretching over that yellow line,
23
71330
3000
Ben sarı çizgi boyunca uzanan asfaltta uzandım,
01:14
and one of my neighbors came running over.
24
74330
2000
ve komşulardan bir tanesi koşarak geldi.
01:16
"Andy, Andy, how are you doing?" she said, using the name of my older brother.
25
76330
3000
Abimin ismiyle bana : "Andy, Andy, nasılsın?" diye sordu.
01:19
(Laughter)
26
79330
2000
(Kahkahalar)
01:21
"I'm Bruce," I said, and promptly passed out.
27
81330
3000
"Benim adım Bruce!" dedim ve hemen arkasından bayıldım.
01:24
I broke my left femur that day --
28
84330
2000
O gün sol uyluk kemiğimi kırmıştım --
01:26
it's the largest bone in your body --
29
86330
2000
Vücuttaki en büyük kemiktir --
01:28
and spent the next two months in a body cast
30
88330
3000
ve sonraki iki ayı çenemden ayak parmaklarıma
01:31
that went from my chin to the tip of my toe
31
91330
2000
ve sağ dizime kadar uzanan,
01:33
to my right knee,
32
93330
2000
sağ dizimden
01:35
and a steel bar went from my right knee
33
95330
2000
sol topuğuma giden çelik bir çubuktan oluşan
01:37
to my left ankle.
34
97330
2000
alçılar içinde geçirdim.
01:39
And for the next 38 years,
35
99330
2000
Ve sonraki 38 yıl,
01:41
that accident was the only medically interesting thing
36
101330
2000
bu kaza başıma gelen
01:43
that ever happened to me.
37
103330
3000
tek ilginç tıbbi deneyimdi.
01:46
In fact, I made a living by walking.
38
106330
2000
Aslında, hayatımı yürüyerek kazandım.
01:48
I traveled around the world, entered different cultures,
39
108330
2000
Dünya'yı dolaştım, farklı kültürlere girdim,
01:50
wrote a series of books about my travels,
40
110330
2000
gezilerim hakkında bir seri kitap yazdım,
01:52
including "Walking the Bible."
41
112330
2000
"Walking the Bible" dahil olmak üzere.
01:54
I hosted a television show by that name
42
114330
2000
PBS'te aynı isimde bir televizyon programını
01:56
on PBS.
43
116330
2000
sundum.
01:58
I was, for all the world, the "walking guy."
44
118330
3000
Ben, tüm Dünya için, yürüyen adamdım.
02:01
Until, in May 2008,
45
121330
3000
Mayıs 2008'e kadar,
02:04
a routine visit to my doctor
46
124330
2000
rutin bir doktor ziyareti,
02:06
and a routine blood test
47
126330
2000
rutin bir kan testi
02:08
produced evidence in the form of an alkaline phosphatase number
48
128330
3000
alkalin fosfataz sayısı kemiklerimle ilgili bir sorun olabileceğini
02:11
that something might be wrong with my bones.
49
131330
3000
belirten bulgular ortaya koydu.
02:15
And my doctor, on a whim, sent me to get a full-body bone scan,
50
135330
3000
Ve doktorum beni hemen tüm vücudu kapsayan bir kemik taramasına gönderdi.
02:18
which showed that there was some growth in my left leg.
51
138330
3000
Sol bacağımda biraz büyüme saptandı.
02:21
That sent me to an X-ray, then to an MRI.
52
141330
3000
Sonra X-Ray'e ordan da MRI gittim.
02:24
And one afternoon, I got a call from my doctor.
53
144330
3000
Ve bir öğleden sonra doktorum beni aradı.
02:28
"The tumor in your leg
54
148330
2000
"Sol bacağındaki tümör
02:30
is not consistent with a benign tumor."
55
150330
2000
iyi huylu bir tümöre benzemiyor"
02:32
I stopped walking,
56
152330
2000
Yürümeyi bıraktım.
02:34
and it took my mind a second to convert that double negative
57
154330
3000
Ve bir saniye içinde aklım çifte negatifi
02:37
into a much more horrifying negative.
58
157330
2000
çok daha korkutucu bir negatife çevirdi.
02:39
I have cancer.
59
159330
2000
Kanserim.
02:41
And to think that the tumor was in the same bone,
60
161330
3000
Ve tümörün aynı kemikte olduğunu düşünmek,
02:44
in the same place in my body
61
164330
2000
vücudumdaki aynı yerde,
02:46
as the accident 38 years earlier --
62
166330
3000
38 yıl önceki kazada olduğu gibi.
02:49
it seemed like too much of a coincidence.
63
169330
3000
Bu rastlantıdan öte bir şey gibi göründü bana.
02:52
So that afternoon, I went back to my house,
64
172330
2000
O öğleden sonra eve döndüm,
02:54
and my three year-old identical twin daughters, Eden and Tybee Feiler,
65
174330
3000
ve üç yaşındaki tek yumurta ikizi kızlarım Eden ve Tybee Feiler
02:57
came running to meet me.
66
177330
2000
koşarak beni karşılamaya geldi.
02:59
They'd just turned three,
67
179330
2000
Henüz yeni üç yaşına girmişlerdi,
03:01
and they were into all things pink and purple.
68
181330
2000
pembe ve mor renkteki herşeye bayılıyorlardı.
03:03
In fact, we called them Pinkalicious and Purplicious --
69
183330
3000
Aslında onlara Pembeli (Pinkalicious) ve Morlu (Purplicious) derdik --
03:06
although I must say, our favorite nickname
70
186330
2000
ama şunu söylemeliyimki, favori takma adımız
03:08
occurred on their birthday, April 15th.
71
188330
2000
doğum günlerinde aklımıza geldi, Nisan 15.
03:10
When they were born at 6:14 and 6:46
72
190330
3000
Nisan 15, 2005,
03:13
on April 15, 2005,
73
193330
3000
saat 6:14 ve 6:46 da doğduklarında,
03:16
our otherwise grim, humorless doctor looked at his watch,
74
196330
2000
başka zaman sert ve ciddi olan doktorumuz saatine baktı
03:18
and was like, "Hmm, April 15th -- tax day.
75
198330
3000
ve şöyle dedi, "Hmm, Nisan 15 -- Vergi günü (Tax Day).
03:21
Early filer and late filer."
76
201330
3000
Erken vergi beyan eden (early filer) ve geç vergi beyan eden (late filer)."
03:24
(Laughter)
77
204330
4000
(Kahkahalar)
03:29
The next day I came to see him. I was like, "Doctor, that was a really good joke."
78
209330
3000
Bir sonraki gün doktoru görmeye gittim. "Doktor, bu gerçekten iyi bir şakaydı" dedim.
03:32
And he was like, "You're the writer, kid."
79
212330
2000
Doktor: "Yazar olan sensin çocuk" dedi.
03:34
Anyway -- so they had just turned three,
80
214330
2000
Henüz üç yaşlarına basmışlardı;
03:36
and they came and they were doing this dance they had just made up
81
216330
2000
bana doğru geldiler ve yeni uydurdukları dansı yapmaya başladılar.
03:38
where they were twirling faster and faster until they tumbled to the ground,
82
218330
3000
Dünya'daki tüm mutlulukla yere düşene kadar
03:41
laughing with all the glee in the world.
83
221330
3000
hızla etraflarında döndüler.
03:44
I crumbled.
84
224330
2000
Yıkılmıştım.
03:46
I kept imagining all the walks I might not take with them,
85
226330
3000
Onlarla yapamayacağım yürüyüşleri hayal ettim,
03:49
the art projects I might not mess up,
86
229330
2000
mahvedemeyeceğim sanat projelerini,
03:51
the boyfriends I might not scowl at,
87
231330
2000
somurtamayacağım erkek arkadaşlarını,
03:53
the aisles I might not walk down.
88
233330
3000
kürsüye yürürken eşlik edemeyeceğim evlilik törenlerini.
03:56
Would they wonder who I was, I thought.
89
236330
2000
Kim olduğumu merak ederlermi diye düşündüm.
03:58
Would they yearn for my approval,
90
238330
2000
Benim takdir etmemi isterlermiydi,
04:00
my love, my voice?
91
240330
3000
benim sevgimi, benim sesimi?
04:03
A few days later, I woke with an idea
92
243330
2000
Birkaç gün sonra, onlara bu sesi nasıl verebileceğimle ilgili
04:05
of how I might give them that voice.
93
245330
2000
bir fikirle uyandım.
04:07
I would reach out to six men
94
247330
2000
Hayatımın her parçasından
04:09
from all parts of my life
95
249330
2000
altı erkeğe ulaşıp,
04:11
and ask them to be present
96
251330
2000
onlardan kızlarım büyürken
04:13
in the passages of my daughters' lives.
97
253330
3000
onların yanlarında olmalarını isteyecektim.
04:16
"I believe my girls will have plenty of opportunities in their lives,"
98
256330
2000
"Inanıyorumki kızlarım hayatlarında bir çok fırsata sahip olacaklar"
04:18
I wrote these men.
99
258330
2000
diye yazdım onlara.
04:20
"They'll have loving families and welcoming homes,
100
260330
2000
"Onları seven bir aileleri ve sıcak bir yuvaları olacak,
04:22
but they may not have me.
101
262330
2000
ama ben onlarla olamayabilirim.
04:24
They may not have their dad.
102
264330
2000
Babaları yanlarında olamayabilir.
04:26
Will you help be their dad?"
103
266330
2000
Onlara babaları olarak yardımcı olabilir misiniz?"
04:28
And I said to myself
104
268330
2000
Kendi kendime düşünüp
04:30
I would call this group of men "the Council of Dads."
105
270330
3000
bu bir grup erkeğe babalar meclisi adını verdim.
04:34
Now as soon as I had this idea,
106
274330
2000
Bu fikir aklıma gelir gelmez,
04:36
I decided I wouldn't tell my wife. Okay.
107
276330
3000
karıma bundan bahsetmemeye karar verdim.
04:39
She's a very upbeat,
108
279330
2000
Karım cok neşeli,
04:41
naturally excited person.
109
281330
2000
doğasında heyecanlı birisi.
04:43
There's this idea in this culture -- I don't have to tell you --
110
283330
3000
Kültürümüzde şöyle bir düşünce var -- Size söylememe gerek yok --
04:46
that you sort of "happy" your way through a problem.
111
286330
2000
bir şekilde problemlerimizden mutluluğa ulaşmalıyız.
04:48
We should focus on the positive.
112
288330
2000
Positif olana odaklanmalıyız.
04:50
My wife, as I said, she grew up outside of Boston.
113
290330
2000
Karım, dediğim gibi, Boston yakınlarında büyüdü.
04:52
She's got a big smile. She's got a big personality.
114
292330
2000
Büyük bir gülümsemesi var. Büyük bir kişiliği var.
04:54
She's got big hair --
115
294330
2000
Büyük saçları var.
04:56
although, she told me recently, I can't say she has big hair,
116
296330
3000
Aslında bana onun büyük saçları olduğunu söylememi tembih etti.
04:59
because if I say she has big hair,
117
299330
2000
Çünkü onun büyük saçi olduğunu söylersem,
05:01
people will think she's from Texas.
118
301330
2000
insanlar onun Teksas'tan olduğunu düşünecekler.
05:03
And it's apparently okay to marry a boy from Georgia,
119
303330
2000
Ve belliki Georgia'lı bir erkekle evlenmek normal,
05:05
but not to have hair from Texas.
120
305330
3000
ancak Teksaslı bir saç kesimine sahip olmak değil.
05:08
And actually, in her defense, if she were here right now,
121
308330
2000
Ve aslında, onu savunmak açısından, eğer burda olsaydı,
05:10
she would point out that, when we got married in Georgia,
122
310330
3000
Georgia'da evlendiğimiz zaman
05:13
there were three questions
123
313330
2000
evlilik cüzdanındaki
05:15
on the marriage certificate license,
124
315330
2000
üç sorudan birini hatırlatırdı.
05:17
the third of which was, "Are you related?"
125
317330
3000
Bu soru : "Akraba mısınız?" idi.
05:20
(Laughter)
126
320330
3000
(Kahkahalar)
05:23
I said, "Look, in Georgia at least we want to know.
127
323330
2000
Ben de dedim ki : "Bak, en azından Georgia'da biz bunu bilmek istiyoruz.
05:25
In Arkansas they don't even ask."
128
325330
3000
Arkansas'ta hiç birşey sormuyorlar"
05:28
What I didn't tell her is, if she said, "Yes," you could jump.
129
328330
2000
Ama ona eğer "Evet" derse sıçrayabileceğini söylemedim.
05:30
You don't need the 30-day waiting period.
130
330330
2000
30 günlük bekleme süresine ihtiyacın yok.
05:32
Because you don't need the get-to-know-you session at that point.
131
332330
3000
Çünkü bu noktada birbirini tanıma devresine ihtiyacin yok.
05:35
So I wasn't going to tell her about this idea,
132
335330
2000
O yüzden ona bu fikirden bahsetmeyecektim,
05:37
but the next day I couldn't control myself, I told her.
133
337330
2000
ama bir gün sonra kendimi kontrol edemeyip ona söyledim.
05:39
And she loved the idea,
134
339330
2000
Ve fikri beğendi,
05:41
but she quickly started rejecting my nominees.
135
341330
3000
fakat hemen benim adaylarımı reddetmeye başladı.
05:45
She was like, "Well, I love him, but I would never ask him for advice."
136
345330
3000
Yorumu şöyleydi : "Evet onu severim ama ona hiçbir zaman fikrini sormazdım."
05:48
So it turned out that starting a council of dads
137
348330
2000
Sonuçta babalar meclisini başlatmanın
05:50
was a very efficient way to find out
138
350330
2000
karımın arakadaşlarım hakkında gerçekten ne düşündüğünü öğrenmek için
05:52
what my wife really thought of my friends.
139
352330
2000
iyi bir yöntem olduğu ortaya çıktı.
05:54
(Laughter)
140
354330
2000
(Kahkahalar)
05:56
So we decided that we needed a set of rules,
141
356330
2000
Sonuçta bazı kurallara ihtiyacımız olduğuna karar verdik,
05:58
and we came up with a number.
142
358330
2000
ve bir liste hazırladık
06:00
And the first one was no family, only friends.
143
360330
2000
İlk kural : aile yok, sadece arkadaşlar.
06:02
We thought our family would already be there.
144
362330
2000
Ailemizin zaten onların yanında olacağını düşündük.
06:04
Second, men only.
145
364330
2000
İkinci kural : sadece erkekler.
06:06
We were trying to fill the dad-space in the girls' lives.
146
366330
2000
Kızların hayatındaki babanın eksikliğini doldurmaya çalışıyorduk.
06:08
And then third, sort of a dad for every side.
147
368330
3000
Ve üçüncüsü : her farklı karakter özelliği için bir baba.
06:11
We kind of went through my personality
148
371330
2000
Benim kişiliğimi incelemeye başladık
06:13
and tried to get a dad who represented each different thing.
149
373330
2000
ve her farklı özelliğimi temsil edecek bir baba bulmaya çalıştık.
06:15
So what happened was I wrote a letter to each of these men.
150
375330
2000
Sonuçta bu adamlardan her birine bir mektup yazdım.
06:17
And rather than send it,
151
377330
2000
Ve mektupları göndermek yerine,
06:19
I decided to read it to them in person.
152
379330
3000
mektupları sahiplerine kendim okumaya karar verdim.
06:22
Linda, my wife, joked that it was like having six different marriage proposals.
153
382330
3000
Karım Linda bunun 6 farklı evlilik teklifi almaya benzediği şakasını yaptı.
06:25
I sort of friend-married each of these guys.
154
385330
3000
Bir şekilde bu adamlardan her biriyle arkadaş evliliği yapmıştım.
06:28
And the first of these guys was Jeff Schumlin.
155
388330
2000
Bu adamlardan ilki Jeff Schumlin'di.
06:30
Now Jeff led this trip I took to Europe
156
390330
2000
Jeff 1980'de liseden mezun olduğum zaman
06:32
when I graduated from high school in the early 1980s.
157
392330
3000
Avrupa'ya çıktığım yolculuğa rehberlik etmişti.
06:35
And on that first day we were in this youth hostel in a castle.
158
395330
3000
İlk günümüzde bir kalenin içindeki öğrenci yurdunda kalmıştık.
06:38
And I snuck out behind,
159
398330
2000
Ve ben gizlice arkadan çıktım.
06:40
and there was a moat, a fence and a field of cows.
160
400330
3000
Orda bir hendek, bir çit ve ineklerle dolu bir alan vardı.
06:43
And Jeff came up beside me and said,
161
403330
2000
Jeff yanıma geldi ve şöyle dedi:
06:45
"So, have you ever been cow tipping?"
162
405330
2000
"Daha önce hiç inek devirmeyi denemişmiydin?"
06:47
I was like, "Cow tipping?
163
407330
2000
"İnek devirmek?" diye sordum.
06:49
He was like, "Yeah. Cows sleep standing up.
164
409330
2000
"Evet. İnekler ayakta uyurlar."
06:51
So if you approach them from behind, down wind,
165
411330
3000
"Eğer onlara rüzgara karşı arakadan yaklaşırsan,
06:54
you can push them over and they go thud in the mud."
166
414330
2000
onları biraz iteklersin ve pat diye çamura yuvarlanırlar.
06:56
So before I had a chance to determine whether this was right or not,
167
416330
3000
Bunun doğru olup olmadığını öğrenme şansını bulmadan önce,
06:59
we had jumped the moat, we had climbed the fence,
168
419330
2000
hendeğin üstünden atladık, çitleri tırmandık,
07:01
we were tiptoeing through the dung
169
421330
2000
parmaklarımızın ucunda gübrenin içinden geçtik
07:03
and approaching some poor, dozing cow.
170
423330
3000
ve uyuklayan zavallı bir ineğe yaklaştık.
07:07
So a few weeks after my diagnosis,
171
427330
2000
Teşhisten birkaç hafta sonra,
07:09
we went up to Vermont,
172
429330
2000
Vermont'a gittik,
07:11
and I decided to put Jeff as the first person in the Council of Dads.
173
431330
3000
ve Jeff'i babalar meclisine katılacak ilk kişi olarak seçtim.
07:14
And we went to this apple orchard, and I read him this letter.
174
434330
3000
Birlikte bir elma bahçesine gittik ve ben ona yazdığım mektubu okudum.
07:17
"Will you help be their dad?"
175
437330
2000
"Onlara bir baba olmaya yardımcı olacak mısın?"
07:19
And I got to the end -- he was crying and I was crying --
176
439330
2000
Ve ben sonuna geldiğimde -- hem o hem ben ağlıyorduk --
07:21
and then he looked at me, and he said, "Yes."
177
441330
2000
bana baktı ve "Evet." dedi.
07:23
I was like, "Yes?"
178
443330
2000
Ben şaşırarak, "Evet?" diye tekrarladım.
07:25
I kind of had forgotten there was a question at the heart of my letter.
179
445330
2000
Mektubumun özünde bir soru olduğunu unutmuştum.
07:27
And frankly, although I keep getting asked this,
180
447330
2000
Açıkçası, bu soruyu herkese sormama rağmen,
07:29
it never occurred to me that anybody would turn me down
181
449330
2000
bu koşullar altında birinin beni geri çevireceği
07:31
under the circumstances.
182
451330
3000
hiç aklıma gelmedi.
07:34
And then I asked him a question, which I ended up asking to all the dads
183
454330
3000
Ona, daha sonra diğer baba adaylarınada soracağım bir soru sordum
07:37
and ended up really encouraging me to write this story down in a book.
184
457330
3000
ve sonunda bu hikayeyi bir kitaba yazma cesaretini buldum kendimde.
07:40
And that was, "What's the one piece of advice
185
460330
2000
Sorduğum soru şuydu : "Kızlarıma vereceğin bir nasihat
07:42
you would give to my girls?"
186
462330
2000
ne olurdu?"
07:44
And Jeff's advice was,
187
464330
2000
Jeff'in nasihatı şuydu :
07:46
"Be a traveller, not a tourist.
188
466330
2000
"Bir gezgin ol, turist değil.
07:48
Get off the bus. Seek out what's different.
189
468330
3000
Otobüsten in ve farklı şeylerin peşine düş.
07:51
Approach the cow."
190
471330
2000
İneğe doğru yaklaş."
07:53
"So it's 10 years from now," I said,
191
473330
2000
"Bundan 10 yıl sonra", dedim,
07:55
"and my daughters are about to take their first trip abroad, and I'm not here.
192
475330
3000
"kızlarım ilk yurtdışı yolculuklarına çıkmak üzereler ve ben yokum.
07:58
What would you tell them?"
193
478330
2000
Onlara ne söylerdin?"
08:00
He said, "I would approach this journey
194
480330
2000
"Ben bu yolculuğa
08:02
as a young child might approach a mud puddle.
195
482330
2000
bir çocuğun çamurlu bir su birikintisine yaklaştığı gibi yaklaşırdım.
08:04
You can bend over and look at your reflection in the mirror
196
484330
3000
Eğilir ve sudaki yansımana bakabilirsin,
08:07
and maybe run your finger and make a small ripple,
197
487330
3000
parmağını suya sokup küçük dalgalar yapabilirsin,
08:10
or you can jump in and thrash around
198
490330
2000
yada içine atlayıp üstünü başını batırabilirsin
08:12
and see what it feels like, what it smells like."
199
492330
3000
ve nasıl koktuğunu ve nasıl bir duygu olduğunu görürsün."
08:15
And as he talked he had that glint in his eye
200
495330
2000
Ve o konuşmaya devam ederken ilk defa Hollanda'da gördüğüm
08:17
that I first saw back in Holland --
201
497330
2000
ışıltıyı gördüm gözünde,
08:19
the glint that says, "Let's go cow tipping,"
202
499330
2000
"Hadi inek devirmeye gidelim" diyen ışıltı,
08:21
even though we never did tip the cow,
203
501330
3000
hiçbir zaman ineği devirmiş olmasak da,
08:24
even though no one tips the cow,
204
504330
2000
hiçkimse ineği devirmese de,
08:26
even though cows don't sleep standing up.
205
506330
3000
hatta inekler ayakta uyumasa da.
08:30
He said, "I want to see you back here girls, at the end of this experience,
206
510330
3000
Ve şöyle devam etti : "Sizi yaşadığınız maceradan sonra burda görmek istiyorum,
08:33
covered in mud."
207
513330
2000
çamura bulanmış bir şekilde."
08:38
Two weeks after my diagnosis, a biopsy confirmed
208
518330
2000
Hastalığımın teşhisinden iki hafta sonra yapılan biopsi
08:40
I had a seven-inch osteosarcoma
209
520330
2000
sol uyluk kemiğimde 18 cm osteosarkoma
08:42
in my left femur.
210
522330
2000
olduğunu söylüyordu.
08:44
Six hundred Americans a year get an osteosarcoma.
211
524330
3000
Her yıl 600 Amerikalı için böyle bir teşhis konuyor.
08:47
Eighty-five percent are under 21.
212
527330
2000
Bunlardan yüzde 85'i 21 yaşının altında.
08:49
Only a hundred adults a year
213
529330
2000
Her yıl sadece yüz yetişkin
08:51
get one of these diseases.
214
531330
2000
bu hastalıkla karşı karşıya kalıyor.
08:53
Twenty years ago, doctors would have cut off my leg and hoped,
215
533330
3000
20 yıl önce doktorlar bacağımı keserler ve umut ederlerdi,
08:56
and there was a 15 percent survival rate.
216
536330
3000
yüzde 15 yaşama şansım olurdu.
08:59
And then in the 1980's, they determined
217
539330
2000
1980'lerin ortasında belli kimyasalların bileşiminin
09:01
that one particular cocktail of chemo could be effective,
218
541330
3000
hastalığa karşı etkili olabileceği saptandı.
09:04
and within weeks I had started that regimen.
219
544330
3000
Birkaç hafta içinde bu tedavi yöntemini uygulamaya başlamıştım.
09:07
And since we are in a medical room,
220
547330
2000
Tıbbi bir odanın içinde olduğumuz için,
09:09
I went through four and a half months of chemo.
221
549330
2000
dört buçuk aylık bir kemoterapiden geçtim.
09:11
Actually I had Cisplatin, Doxorubicin
222
551330
2000
Tam olarak Cisplatin, Doxorubicin
09:13
and very high-dose Methotrexate.
223
553330
3000
ve yüksek dozajda Methotrexate aldım.
09:16
And then I had a 15-hour surgery
224
556330
2000
Ve sonunda New York'taki Memorial Sloan-Kettering hastanesinde
09:18
in which my surgeon, Dr. John Healey
225
558330
2000
Dr. John Healey'nin yönettiği
09:20
at Memorial Sloan-Kettering Hospital in New York,
226
560330
2000
15 saat süren bir ameliyatta
09:22
took out my left femur
227
562330
2000
sol uyluk kemiğim alındı
09:24
and replaced it with titanium.
228
564330
3000
ve yerine titanyum yerleştirildi.
09:27
And if you did see the Sanjay special,
229
567330
2000
Eğer Sanjay spesyalini gördüyseniz
09:29
you saw these enormous screws
230
569330
2000
leğen kemiğime sıkıştırdıkları
09:31
that they screwed into my pelvis.
231
571330
2000
devasa vidaları da görmüşsünüzdür.
09:33
Then he took my fibula from my calf,
232
573330
3000
Daha sonra baldırımdan kaval kemiğimi aldı,
09:36
cut it out and then relocated it to my thigh,
233
576330
3000
kesti ve kalçama yerleştirdi,
09:39
where it now lives.
234
579330
2000
şimdi olduğu yere.
09:41
And what he actually did was he de-vascularized it from my calf
235
581330
3000
Aslında yaptığı kemiğimi baldırımdan devaskularize edip
09:44
and re-vascularized it in my thigh
236
584330
2000
onu uyluğuma tekrar vaskularize ettikten sonra
09:46
and then connected it
237
586330
2000
kalçamın ve dizimin sağlam
09:48
to the good parts of my knee and my hip.
238
588330
3000
kısmına bağlamaktı.
09:51
And then he took out a third of my quadriceps muscle.
239
591330
3000
Sonra kuadriseps kasımın üçte birini aldı.
09:54
This is a surgery so rare
240
594330
2000
Bu öyle ender bir ameliyat ki
09:56
only two human beings have survived it before me.
241
596330
3000
benden önce sadece iki kişi hayatta kalabildi.
09:59
And my reward for surviving it
242
599330
2000
Ve hayatta kaldığım için benim ödülüm
10:01
was to go back for four more months of chemo.
243
601330
3000
dört ay daha kemoterapiye girmek oldu.
10:04
It was, as we said in my house,
244
604330
2000
Bu, evimde dediğimiz gibi,
10:06
a lost year.
245
606330
2000
kayıp bir yıldı.
10:08
Because in those opening weeks, we all had nightmares.
246
608330
3000
Bu ilk haftalarda hepimiz kabuslar gördük.
10:11
And one night I had a nightmare that I was walking through my house,
247
611330
2000
Bir gece gördüğüm bir kabusta, evimin içinde yürüyordum,
10:13
sat at my desk and saw photographs of someone else's children
248
613330
3000
masama oturdum ve başka birisinin çocuklarının masamda otururlarken
10:16
sitting on my desk.
249
616330
2000
fotoğraflarını gördüm.
10:18
And I remember a particular one night that, when you told that story of --
250
618330
3000
Şu an nerdesiziniz Dr. Nuland bilmiyorum,
10:21
I don't know where you are Dr. Nuland --
251
621330
2000
William Sloane Coffin'in hikayesini anlattığınızda,
10:23
of William Sloane Coffin --
252
623330
2000
bana hiç unutamayacağım o geceyi
10:25
it made me think of it.
253
625330
2000
hatırlattınız.
10:27
Because I was in the hospital after, I think it was my fourth round of chemo
254
627330
3000
Çünkü, sanırım dördüncü tur kemoterapiden sonraydı, hastanedeydim,
10:30
when my numbers went to zero, and I had basically no immune system.
255
630330
3000
tüm ölçüm değerlerinin sıfıra, bağışıklık sistemimin sonuna yaklaştığı zamandı.
10:33
And they put me in an infectious disease ward at the hospital.
256
633330
3000
Beni hastahanedeki bulaşıcı hastalıklar istasyonuna yerleştirdiler.
10:36
And anybody who came to see me had to cover themselves in a mask
257
636330
3000
Beni görmeye gelen herkes bir maske takmak
10:39
and cover all of the extraneous parts of their body.
258
639330
3000
ve vücutlarının heryerini kapatmak zorundaydı.
10:43
And one night I got a call from my mother-in-law
259
643330
2000
Bir gece kayınvalidem aradı,
10:45
that my daughters, at that time three and a half,
260
645330
2000
o zamanlar üç buçuk yaşındaki kızlarım
10:47
were missing me and feeling my absence.
261
647330
3000
beni özlüyorlar, yokluğumu hissediyorlardı.
10:50
And I hung up the phone,
262
650330
2000
Telefonu kapattım,
10:52
and I put my face in my hands,
263
652330
2000
yüzümü ellerimle kapattım,
10:54
and I screamed this silent scream.
264
654330
4000
ve o sessiz çığlığı attım.
10:58
And what you said, Dr. Nuland -- I don't know where you are --
265
658330
2000
Anlattıklarınız Dr. Nuland -- Nerdesiniz bilmiyorum --
11:00
made me think of this today.
266
660330
2000
bana bunları hatırlattı.
11:02
Because the thought that came to my mind
267
662330
2000
Çünkü bu hissettiğim şeyin
11:04
was that the feeling that I had
268
664330
2000
ilkel bir çığlık olduğu
11:06
was like a primal scream.
269
666330
2000
aklıma geldi.
11:08
And what was so striking --
270
668330
2000
Çok çarpıcı olan --
11:10
and one of the messages I want to leave you here with today --
271
670330
3000
ve bu gece size burda bırakmak istediğim mesajlardan birisi --
11:13
is the experience.
272
673330
2000
yaşadığım şu deneyimdi.
11:15
As I became less and less human --
273
675330
3000
Ben yavaş yavaş insan olmaktan çıkarken --
11:18
and at this moment in my life, I was probably 30 pounds less than I am right now.
274
678330
3000
o zamanlar şimdi olduğumdan 15 kg daha zayıftım.
11:21
Of course, I had no hair and no immune system.
275
681330
3000
Tabiki ne saçım nede bir bağışıklık sistemim kalmıştı.
11:24
They were actually putting blood inside my body.
276
684330
3000
Artık kanı vücudumun içine koyuyorlardı.
11:27
At that moment I was less and less human,
277
687330
2000
O zamanlar git gide insan olmaktan çıkıyordum,
11:29
I was also, at the same time,
278
689330
2000
ama aynı zamanda
11:31
maybe the most human I've ever been.
279
691330
3000
şimdiye kadar en çok insan olduğum zamandı.
11:34
And what was so striking about that time
280
694330
3000
Ve bu dönemin en etkileyici yanı
11:37
was, instead of repulsing people,
281
697330
2000
insanları kendimden kaçırmak yerine,
11:39
I was actually proving to be a magnet for people.
282
699330
2000
onları bir mıknatıs gibi kendime çekiyordum.
11:41
People were incredibly drawn.
283
701330
2000
İnsanlara inanılmaz şekilde teshir ediyordum.
11:43
When my wife and I had kids, we thought it would be all-hands-on-deck.
284
703330
3000
Karım ve ben çocuklarımız olduğunda herkesin yardıma koşacağını düşünmüştük.
11:46
Instead, it was everybody running the other way.
285
706330
2000
Ancak kimseyi yanımızda bulamadık.
11:48
And when I had cancer, we thought it'd be everybody running the other way.
286
708330
3000
Ve ben kanser olunca, tamamen yalnız kalacağımızı düşünmüştük.
11:51
Instead, it was all-hands-on-deck.
287
711330
2000
Aksine, herkes yardıma koşuyordu.
11:53
And when people came to me,
288
713330
2000
Ve insanlar bana geldiğinde,
11:55
rather than being incredibly turned off by what they saw --
289
715330
2000
gördükleri şey karşısında can sıkıntısı içinde olmak yerine --
11:57
I was like a living ghost --
290
717330
2000
yaşayan bir hayalet gibiydim --
11:59
they were incredibly moved
291
719330
2000
inanılmaz şekilde kendi hayatlarında neler olup bittiğini anlatmak
12:01
to talk about what was going on in their own lives.
292
721330
3000
için hazırlardı.
12:04
Cancer, I found, is a passport to intimacy.
293
724330
3000
Anladımki kanser insanların özel hayatına girmek için bir pasaport.
12:07
It is an invitation, maybe even a mandate,
294
727330
2000
İnsan hayatının en önemli,
12:09
to enter the most vital arenas of human life,
295
729330
3000
en hassas ve en korkutucu,
12:12
the most sensitive and the most frightening,
296
732330
2000
hiçbir zaman gitmek istemeyeceğimiz,
12:14
the ones that we never want to go to,
297
734330
2000
ve gittiğimizde,
12:16
but when we do go there,
298
736330
2000
akıl almaz şekilde değişeceğimiz
12:18
we feel incredibly transformed when we do.
299
738330
3000
alanlarına giriş için bir davet hatta bir vekil.
12:21
And this also happened to my girls as they began to see,
300
741330
3000
Kızlarım neler olduğunu anlamaya başladıklarında onlara olanda buydu,
12:24
and, we thought, maybe became an ounce more compassionate.
301
744330
3000
onların da bizim hislerimizi paylaştığını düşündük.
12:27
One day, my daughter Tybee,
302
747330
2000
Bir gün kızım Tybee.
12:29
Tybee came to me, and she said, "I have so much love for you in my body, daddy,
303
749330
3000
Tybee bana geldi ve şöyle dedi : "Vücudumda senin için o kadar çok sevgi var ki baba,
12:32
I can't stop giving you hugs and kisses.
304
752330
2000
seni öpmekten ve sana sarılmaktan hiç bıkmıyorum.
12:34
And when I have no more love left, I just drink milk,
305
754330
3000
Ve içimde sevgi kalmayınca, süt içiyorum,
12:37
because that's where love comes from."
306
757330
2000
çünkü o sevginin geldiği yer."
12:39
(Laughter)
307
759330
2000
(Kahkahalar)
12:41
And one night my daughter Eden came to me.
308
761330
2000
Bir gece kızım Eden bana geldi.
12:43
And as I lifted my leg out of bed,
309
763330
2000
Ben sağ bacağımı yataktan çıkartırken,
12:45
she reached for my crutches and handed them to me.
310
765330
3000
o koltuk değneklerimi aldı ve bana uzattı.
12:48
In fact, if I cling to one memory of this year,
311
768330
2000
Eğer o senenin bir hatırasını saklamak isteseydim, bu
12:50
it would be walking down a darkened hallway
312
770330
2000
sünger gibi olmuş beş parmakla
12:52
with five spongy fingers
313
772330
2000
elimin altında tuttuğum desteklerle
12:54
grasping the handle underneath my hand.
314
774330
2000
karanlık bir koridorda yürüdüğüm olurdu.
12:56
I didn't need the crutch anymore,
315
776330
2000
Artık koltuk değneklerine ihtiyacım yoktu,
12:58
I was walking on air.
316
778330
2000
havada yürüyordum.
13:01
And one of the profound things that happened
317
781330
2000
Başıma gelen şeylerden en etkileyici olanı
13:03
was this act of actually connecting to all these people.
318
783330
3000
bütün bu insanlarla oluşan bağdı.
13:06
And it made me think -- and I'll just note for the record --
319
786330
2000
Bu bana - dikkatinizi çekmek istiyorum -
13:08
one word that I've only heard once actually
320
788330
2000
sadece dün yaptığımız Tony Robbins yogasında
13:10
was when we were all doing Tony Robbins yoga yesterday --
321
790330
3000
bir kez duyduğum kelimeyi hatırlattı,
13:13
the one word that has not been mentioned in this seminar actually
322
793330
2000
bütün bir seminer boyunca bir kez bile söylenmeyen
13:15
is the word "friend."
323
795330
2000
arkadaş kelimesini.
13:17
And yet from everything we've been talking about --
324
797330
2000
Şimdiye kadar bahsettiğimiz herşeyden --
13:19
compliance, or addiction, or weight loss --
325
799330
2000
uyum yada bağımlılık yahutta kilo verme --
13:21
we now know that community is important,
326
801330
2000
toplumun ne kadar önemli olduğunu biliyoruz
13:23
and yet it's one thing we don't actually bring in.
327
803330
3000
ve buna rağmen toplum tek dikkate almadığımız şey.
13:26
And there was something incredibly profound
328
806330
2000
En yakın arkadaşlarımla oturup
13:28
about sitting down with my closest friends
329
808330
2000
onlara benim için ne ifade ettiklerini anlatmanın
13:30
and telling them what they meant to me.
330
810330
2000
beni derinden etkileyen bir yanı vardı.
13:32
And one of the things that I learned is that over time,
331
812330
2000
Ögrendiğim şeylerden bir tanesi
13:34
particularly men, who used to be non-communicative,
332
814330
3000
daha öncesinde çok konuşkan olmayanlar, özellikle erkekler,
13:37
are becoming more and more communicative.
333
817330
2000
zamanla daha konuşkan oluyorlar.
13:39
And that particularly happened -- there was one in my life --
334
819330
2000
Ve bu özellikle oldu - hayatımda bir kez oldu -
13:41
is this Council of Dads
335
821330
2000
Linda babalar meclisi hakkında
13:43
that Linda said, what we were talking about,
336
823330
2000
konuştuklarımızın annelerin çocuklarını okula
13:45
it's like what the moms talk about at school drop-off.
337
825330
3000
bırakırken konuştukları şeylere benzediğini söyledi.
13:48
And no one captures this modern manhood to me
338
828330
2000
Hiç kimse David Black'in gözümdeki modern erkek
13:50
more than David Black.
339
830330
2000
imajının yerini alamaz.
13:52
Now David is my literary agent.
340
832330
2000
David benim yazar temsilcim.
13:54
He's about five-foot three and a half on a good day,
341
834330
2000
İyi bir günde 1.59m boyunda,
13:56
standing fully upright in cowboy boots.
342
836330
2000
kovboy çizmeleri içinde ayakta dimdik duran bir adam.
13:58
And on kind of the manly-male front, he answers the phone --
343
838330
3000
Erkeksi bir tavır takınarak telefonu açar --
14:01
I can say this I guess because you've done it here --
344
841330
2000
Sanırım bunu söyleyebilirim çünkü daha önce burda söylenmişti --
14:03
he answers the phone, "Yo, motherfucker."
345
843330
3000
ve telefona cevap verir : "Evet aşağılık herif."
14:06
He gives boring speeches about obscure bottles of wine,
346
846330
3000
Bilinmeyen şarap şişeleri hakkında sıkıcı konuşmalar yapar,
14:09
and on his 50th birthday he bought a convertible sports car --
347
849330
3000
50. yaş gününde üstü açılır spor bir araba aldı.
14:12
although, like a lot of men, he's impatient; he bought it on his 49th.
348
852330
3000
Tabi oda diğer erkekler gibi sabırsız olduğu için arabayı 49. yaş gününde aldı.
14:15
But like a lot of modern men, he hugs, he bakes,
349
855330
3000
Ama birçok modern erkek gibi oda kucaklar, pişirir
14:18
he leaves work early to coach Little League.
350
858330
2000
ve çocuklara beyzbol öğretmek için erken işten çıkar.
14:20
Someone asked me if he cried when I asked him to be in the council of dads.
351
860330
3000
Birisi bana ona babalar meclisine katılmasını sorduğumda ağlayıp ağlamadığını sordu.
14:23
I was like, "David cries when you invite him to take a walk."
352
863330
2000
Şöyle cevapladım : "David onu bir yürüyüşe davet ettiğinde ağlar."
14:25
(Laughter)
353
865330
2000
(Kahkahalar)
14:27
But he's a literary agent,
354
867330
2000
Ama o bir yazar temsilcisi,
14:29
which means he's a broker of dreams in a world where most dreams don't come true.
355
869330
3000
yani .o rüyanın gerçeklemediği bir Dünya'da rüya komisyoncusu.
14:32
And this is what we wanted him to capture --
356
872330
2000
Bu da bizim ondan istediğimiz şeydi,
14:34
what it means to have setbacks and then aspirations.
357
874330
3000
ilk önce yenilgiler almak daha sonra yeni hedefler peşinde olmak nasıl bir şeydi.
14:37
And I said, "What's the most valuable thing you can give to a dreamer?"
358
877330
3000
Ona sordum : "Bir hayalciye verebileceğin en değerli şey nedir?"
14:40
And he said, "A belief in themselves."
359
880330
3000
O cevapladı : "Kendine inanmak."
14:43
"But when I came to see you," I said, "I didn't believe in myself.
360
883330
2000
"Ama ben seni görmeye geldiğimde kendime inanmıyordum" dedim.
14:45
I was at a wall."
361
885330
2000
"Bi duvarın karşısında duruyordum."
14:47
He said, "I don't see the wall," and I'm telling you the same,
362
887330
2000
O : "Ben duvarı görmüyorum" ve bende size aynı şeyi söylüyorum,
14:49
Don't see the wall.
363
889330
2000
duvarı görmeyin.
14:51
You may encounter one from time to time,
364
891330
2000
Arada bir karşına bir duvar çıkabilir,
14:53
but you've got to find a way to get over it, around it, or through it.
365
893330
2000
ama onun üstünden, etrafından yada içinden geçmek için bir yol bulmalısın.
14:55
But whatever you do, don't succumb to it.
366
895330
3000
Ama ne yaparsan yap, teslim olma,
14:58
Don't give in to the wall.
367
898330
2000
duvara boyun eğme.
15:02
My home is not far from the Brooklyn Bridge,
368
902330
3000
Evim Brooklynn köprüsünden çok uzak değil,
15:05
and during the year and a half I was on crutches,
369
905330
2000
ve koltuk değnekleriyle yürüdüğüm bir buçuk sene
15:07
it became a sort of symbol to me.
370
907330
2000
o benim için bir sembol olmuştu.
15:09
So one day near the end of my journey,
371
909330
2000
Yolculuğumun sonuna yaklaştığım günlerden birinde
15:11
I said, "Come on girls, let's take a walk across the Brooklyn Bridge."
372
911330
3000
kızlara dedimki : "Haydi kızlar, sinzinle birlkte Brooklyn Köprüsü'nde bir yürüyüşe çıkalım."
15:14
We set out on crutches.
373
914330
2000
Koltuk değnekleriyle yola koyulduk.
15:16
I was on crutches, my wife was next to me,
374
916330
2000
Ben koltuk değnekleriyleydim, karım yanımdaydı,
15:18
my girls were doing these rockstar poses up ahead.
375
918330
3000
kızlarımsa ilerde pop yıldızı pozları veriyorlardı.
15:21
And because walking was one of the first things I lost,
376
921330
3000
Yürümek kaybettiğim ilk şeylerden biri olduğu için,
15:24
I spent most of that year
377
924330
2000
o senenin çoğunu
15:26
thinking about this most elemental of human acts.
378
926330
2000
insan hareketlerinin en basitini düşünerek geçirdim.
15:28
Walking upright, we are told,
379
928330
2000
İki ayak üstünde yürümenin,
15:30
is the threshold of what made us human.
380
930330
3000
insan olmanın ilk aşaması olduğu söylenir.
15:33
And yet, for the four million years humans have been walking upright,
381
933330
3000
Ve insanların iki ayak üstünde yürüdüğü dört milyon yıldan beri
15:36
the act is essentially unchanged.
382
936330
2000
bu konuda değişen birşey olmadı.
15:38
As my physical therapist likes to say,
383
938330
2000
Fizyoterapistim şunu söylemeyi sever :
15:40
"Every step is a tragedy waiting to happen."
384
940330
3000
"Attığımız her adım gerçekleşmeyi bekleyen bir trajedidir."
15:43
You nearly fall with one leg,
385
943330
2000
Tek ayağının üstünde nerdeyse düşmek üzereyken,
15:45
then you catch yourself with the other.
386
945330
3000
diğer ayağınla kendini tekrar toparlarsın.
15:48
And the biggest consequence of walking on crutches --
387
948330
2000
Koltuk değnekleriyle yürümenin en önemli sonucu olarak --
15:50
as I did for a year and a half --
388
950330
2000
ben bir buçuk yıl yaptım --
15:52
is that you walk slower.
389
952330
2000
daha yavaş yürümeye başlarsın.
15:54
You hurry,
390
954330
2000
Acele edersin.
15:56
you get where you're going, but you get there alone.
391
956330
3000
Gittiğin yere varırsın ama oraya vardığında yalnızsındır.
15:59
You go slow, you get where you're going,
392
959330
2000
Yavaş ilerlersin, gittiğın yere yine varırsın,
16:01
but you get there with this community
393
961330
2000
ama oraya vardığında
16:03
you built along the way.
394
963330
2000
yolculuk boyunca edindiğin arkadaşlar vardır yanında.
16:05
At the risk of admission, I was never nicer
395
965330
2000
Gerçeği itiraf etme riskini göze alarak söylüyorum ki,
16:07
than the year I was on crutches.
396
967330
2000
hiçbir zaman koltuk değneklerini kullandığım yılki kadar iyi bir insan olmamıştım.
16:09
200 years ago,
397
969330
2000
200 yıl önce,
16:11
a new type of pedestrian appeared in Paris.
398
971330
3000
Paris'te yeni bir tip yaya ceşidi ortaya cıktı.
16:14
He was called a "flaneur," one who wanders the arcades.
399
974330
3000
Çarşılarda gezinen bu tiplere flaneur (Aylak) denirdi.
16:17
And it was the custom of those flaneurs
400
977330
3000
Bu insanların zenginliklerini göstermek için
16:20
to show they were men of leisure
401
980330
2000
yanlarında kaplumbağalarla yürüyüp
16:22
by taking turtles for walks
402
982330
2000
kendilerini onların hızına uydurmak gibi
16:24
and letting the reptile set the pace.
403
984330
3000
bir gelenekleri vardı.
16:27
And I just love this ode to slow moving.
404
987330
2000
Yavaç yürümeye verilen bu değeri seviyorum ben.
16:29
And it's become my own motto for my girls.
405
989330
3000
Ve bu benim kızlarım için sloganım olmuştu.
16:32
Take a walk with a turtle.
406
992330
2000
Bir kaplumbağayla yürüyüşe çık.
16:34
Behold the world in pause.
407
994330
3000
Bir mola ver ve Dünya'nın farkına var.
16:37
And this idea of pausing
408
997330
2000
Bu mola verme fikri
16:39
may be the single biggest lesson I took from my journey.
409
999330
3000
belkide kendi yolculuğumda öğrendiğim en büyük ders oldu.
16:42
There's a quote from Moses
410
1002330
2000
Özgürlük çanının bir tarafında
16:44
on the side of the Liberty Bell,
411
1004330
2000
Musa'dan bir alıntı var,
16:46
and it comes from a passage in the book of Leviticus,
412
1006330
3000
bu alıntı Levililer (Tevrat) kitabındaki bir parağrafta geçiyor
16:49
that every seven years you should let the land lay fallow.
413
1009330
3000
ve her yedi yılda bir toprağın nadasa bırakılmas gerektiğini söylüyor.
16:52
And every seven sets of seven years,
414
1012330
2000
Ve birbirini izleyen yedi tane yedi yıllık dönemden sonra
16:54
the land gets an extra year of rest
415
1014330
3000
toprak bir yıl ekstra nadasa bırakılmalıdır;
16:57
during which time all families are reunited
416
1017330
2000
bu dönemde tüm aileler bir araya gelir
16:59
and people surrounded with the ones they love.
417
1019330
3000
ve insanlar sevdikleriyle birliktedir.
17:02
That 50th year is called the jubilee year,
418
1022330
3000
Bu 50. yıla jübile yılı denir
17:05
and it's the origin of that term.
419
1025330
2000
ve jübile kelimesi burdan gelmektedir.
17:07
And though I'm shy of 50,
420
1027330
2000
50 yaşımda olduğumu söylemekten çekinsemde,
17:09
it captures my own experience.
421
1029330
2000
benim yaşadığım deneyimde buydu.
17:11
My lost year was my jubilee year.
422
1031330
3000
Kaybettiğim yıl benim jübile senem olmuştu.
17:14
By laying fallow,
423
1034330
2000
Nadasa bırakarak
17:16
I planted the seeds for a healthier future
424
1036330
2000
daha sağlıklı bir geleceğin tohumlarını ekmiş
17:18
and was reunited with the ones I love.
425
1038330
3000
ve sevdiklerimle tekrar biraraya gelmiştim.
17:21
Come the one year anniversary of my journey,
426
1041330
2000
Yolculuğumun birinci yıl dönümü geldiğinde
17:23
I went to see my surgeon, Dr. John Healey --
427
1043330
2000
doktorum Dr. John Healey'i görmeye gittim.
17:25
and by the way, Healey, great name for a doctor.
428
1045330
3000
Bu arada Healey bir doktor için çok uygun bir isim.
17:29
He's the president of the International Society of Limb Salvage,
429
1049330
3000
Healey, şimdiye kadar duyduğum en düpedüz söylenmiş isme sahip
17:32
which is the least euphemistic term I've ever heard.
430
1052330
3000
uluslararasi Uzuv-kurtarma topluluğunun başkanıdır.
17:35
And I said, "Dr. Healey, if my daughters come to you one day
431
1055330
3000
Dr. Healey'e sordum : "Eğer kızlarım bir gün sana gelirlerse
17:38
and say, 'What should I learn from my daddy's story?'
432
1058330
2000
ve sana, 'Babamın yaşadıklarından ne öğrenmeliyiz?' diye sorarlarsa
17:40
what would you tell them?"
433
1060330
2000
onlara ne cevap verirdin?"
17:42
He said, "I would tell them what I know,
434
1062330
2000
O şöyle dedi : "Onlara bildiklerimi söylerdim,
17:44
and that is everybody dies,
435
1064330
4000
herkes ölür,
17:48
but not everybody lives.
436
1068330
3000
ama herkes yaşamaz.
17:51
I want you to live."
437
1071330
2000
Ben sizin yaşamanızı istiyorum."
17:53
I wrote a letter to my girls
438
1073330
2000
Kızlarıma "Babalar meclisi" kitabımın arkasında da bulunan,
17:55
that appears at the end of my book, "The Council of Dads,"
439
1075330
2000
bir mektup yazdım.
17:57
and I listed these lessons,
440
1077330
2000
Mektubumda bugün burda duyduğunuz
17:59
a few of which you've heard here today:
441
1079330
2000
birkaç dersin listesini yaptım :
18:01
Approach the cow, pack your flipflops,
442
1081330
2000
İneğe yaklaş, terliklerini bavuluna koy,
18:03
don't see the wall,
443
1083330
2000
duvarı görme,
18:05
live the questions,
444
1085330
2000
soruları yaşa,
18:07
harvest miracles.
445
1087330
2000
mucizeler topla.
18:09
As I looked at this list -- to me it was sort of like a psalm book of living --
446
1089330
3000
Bu listeye baktığımda -- benim için yaşayanların Zebur'u gibiydi --
18:12
I realized, we may have done it for our girls,
447
1092330
3000
farkına vardım ki, bunu kızlarımız için yapmış olsakta,
18:15
but it really changed us.
448
1095330
2000
biz de beraberinde çok değişmiştik.
18:17
And that is, the secret of the Council of Dads,
449
1097330
2000
Babalar meclisinin sırrıda buydu,
18:19
is that my wife and I did this
450
1099330
2000
karım ve benim kızlarımıza yardım etmek için
18:21
in an attempt to help our daughters,
451
1101330
3000
yaptıklarımızın hepsi
18:24
but it really changed us.
452
1104330
2000
aslında bizi değiştirmişti.
18:26
So I stand here today
453
1106330
2000
Bugün burda ayakta duruyorum
18:28
as you see now, walking without crutches or a cane.
454
1108330
4000
sizinde gördüğünüz gibi, koltuk değnekleri veya bir baston olmadan yürüyorum.
18:32
And last week I had my 18-month scans.
455
1112330
2000
Geçen hafta 18. ay taramalarımı oldum.
18:34
And as you all know,
456
1114330
2000
Hepinizin bildiği gibi
18:36
anybody with cancer has to get follow-up scans.
457
1116330
2000
kanserli herkes bu kontrol taramalarını yaptırmak zorundadır.
18:38
In my case it's quarterly.
458
1118330
2000
Ben her üç ayda bir yaptırıyorum.
18:40
And all the collective minds in this room, I dare say,
459
1120330
2000
Ve sanırım buradaki hiç kimse
18:42
can never find a solution for scan-xiety.
460
1122330
3000
tarama korkusuna bir çözüm bulamazdı.
18:45
As I was going there, I was wondering, what would I say
461
1125330
2000
Oraya giderken, orada olacaklara göre
18:47
depending on what happened here.
462
1127330
2000
neler söyleyeceğimi düşünüyordum.
18:51
I got good news that day,
463
1131330
2000
O gün iyi haberler aldım
18:53
and I stand here today cancer-free,
464
1133330
2000
ve bugün burda kanserden kurtulmuş olarak duruyorum,
18:55
walking without aid
465
1135330
2000
yardıma ihtiyaç duymadan yürüyorum
18:57
and hobbling forward.
466
1137330
3000
ve sekerek ilerliyorum.
19:00
And I just want to mention briefly in passing -- I'm past my time limit --
467
1140330
3000
Kısaca deyinmek istiyorum -- Bana ayrılan zamanı aştım --
19:03
but I just want to briefly mention in passing
468
1143330
2000
yinede kısaca bahsetmek istiyorum.
19:05
that one of the nice things that can come out of a conference like this
469
1145330
2000
Böyle bir konferanstan ortaya çıkabilecek en iyi şeylerden bir tanesi,
19:07
is, at a similar meeting,
470
1147330
2000
geçen bahar gerçekleşen,
19:09
back in the spring,
471
1149330
2000
benzer bir toplantıda oldu.
19:11
Anne Wojcicki heard about our story
472
1151330
2000
Anne Wojcicki hikayemizi duymuştu
19:13
and very quickly -- in a span of three weeks --
473
1153330
2000
ve çok kısa sürede -- üç hafta içinde --
19:15
put the full resources of 23andMe,
474
1155330
2000
23andMe'nin tüm finansmanını karşıladı
19:17
and we announced an initiative in July
475
1157330
3000
ve temmuzda
19:20
to get to decode the genome
476
1160330
2000
kemik sarkomu olan herkesin
19:22
of anybody, a living person
477
1162330
3000
genom kodunu çözecek
19:25
with a heart tissue, bone sarcoma.
478
1165330
3000
bir girişim başlattık.
19:28
And she told me last night, in the three months since we've done it,
479
1168330
3000
Bana geçen gece, üç ay içinde 300 kişinin
19:31
we've gotten 300 people who've contributed to this program.
480
1171330
3000
bu programa katıldığını söyledi.
19:34
And the epidemiologists here will tell you,
481
1174330
2000
Burdaki Epidemiyoloji uzmanları size
19:36
that's half the number of people who get the disease
482
1176330
2000
bunun Amerika'da bir yıl içinde bu hastalığa yakalananların sayısının
19:38
in one year in the United States.
483
1178330
2000
yarısı olduğunu söyleyecektir.
19:40
So if you go to 23andMe,
484
1180330
2000
Eğer 23andMe'yi
19:42
or if you go to councilofdads.com, you can click on a link.
485
1182330
3000
yada councilofdads.com'u ziyaret ederseniz, orda bir linke tıklayabilirsiniz.
19:45
And we encourage anybody to join this effort.
486
1185330
3000
Herkesi bu girişime destek olmaya davet ediyoruz.
19:48
But I'll just close what I've been talking about
487
1188330
3000
Bu konuyu size bir mesaj bırakarak
19:51
by leaving you with this message:
488
1191330
2000
burada kapatmak istiyorum:
19:53
May you find an excuse to reach out to some long-lost pal,
489
1193330
2000
Uzun zamandır haber almadığın arkadaşına ulaşmak için bir sebep bul,
19:55
or to that college roommate,
490
1195330
2000
ya da üniversitedeki bir oda arkadaşına,
19:57
or to some person you may have turned away from.
491
1197330
2000
yada yüz çevirdiğin birisine.
19:59
May you find a mud puddle to jump in someplace,
492
1199330
3000
İçine atlamak için çamurlu bir su birikintisi bul,
20:02
or find a way to get over, around, or through any wall
493
1202330
2000
yada seninle rüyaların arasında duran her duvarın
20:04
that stands between you and one of your dreams.
494
1204330
3000
üstünden, etrafından yada içinden geçmek için bir yol bul.
20:07
And every now and then,
495
1207330
2000
Ve zaman zaman,
20:09
find a friend, find a turtle,
496
1209330
2000
bir arkadaş bul, bir kaplumbağa bul
20:11
and take a long, slow walk.
497
1211330
3000
ve uzun ve yavaş bir yürüyüşe çık.
20:14
Thank you very much.
498
1214330
3000
Çok teşekkür ederim.
20:17
(Applause)
499
1217330
10000
(Alkışlar)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7