Anand Giridharadas: A tale of two Americas. And the mini-mart where they collided

629,018 views ・ 2015-03-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Emre Karatas Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
"Where are you from?" said the pale, tattooed man.
0
12884
5459
"Nerelisin?" dedi soluk benizli, dövmeli adam.
00:19
"Where are you from?"
1
19583
3520
"Nerelisin?"
00:24
It's September 21, 2001,
2
24453
3040
21 Eylül 2001,
00:28
10 days after the worst attack on America since World War II.
3
28533
5082
II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Amerika'ya yapılan en kötü saldırıdan 10 gün sonra.
00:34
Everyone wonders about the next plane.
4
34715
4225
Herkes sıradaki uçağı merak ediyor.
00:38
People are looking for scapegoats.
5
38940
2742
İnsanlar günah keçileri arayışında.
00:42
The president, the night before, pledges to
6
42762
3728
Başkan, bir gece önce, taahhüt ediyor;
00:46
"bring our enemies to justice or bring justice to our enemies."
7
46490
5254
"Düşmanlarımızı adaletin önüne getireceğiz ya da adaleti onlara."
00:52
And in the Dallas mini-mart,
8
52934
5559
Ve Dallas'ta bir minimarkette,
00:58
a Dallas mini-part surrounded by tire shops and strip joints
9
58493
5773
Dallas'ta lastikçilerle ve striptiz barlarıyla çevrelenmiş bir minimarkette
01:04
a Bangladeshi immigrant works the register.
10
64266
4007
Bangladeşli bir göçmen kasada çalışıyor.
01:08
Back home, Raisuddin Bhuiyan was a big man, an Air Force officer.
11
68273
7042
Geldiği yerde, Raisuddin Bhuiyan büyük bir adamdı, Hava Kuvvetlerinde subaydı.
01:15
But he dreamed of a fresh start in America.
12
75315
3604
Ama, O Amerika'da yepyeni bir başlangıcın hayalini kurdu.
01:18
If he had to work briefly in a mini-mart to save up for I.T. classes
13
78919
5298
BT dersleri ve iki ay sonraki düğünü için para biriktirmesi bir süre minimarkette
01:24
and his wedding in two months, so be it.
14
84217
2588
çalışmayı gerektiriyorsa, çalışacaktır.
01:27
Then, on September 21, that tattooed man enters the mart.
15
87605
5180
Sonra, 21 Eylül'de, o dövmeli adam markete girer.
01:32
He holds a shotgun.
16
92785
2261
Elinde bir pompalı tüfek vardır.
01:36
Raisuddin knows the drill:
17
96496
1663
Raisuddin ne yapılacağını biliyordur;
01:38
puts cash on the counter.
18
98159
2669
Parayı tezgaha koyar.
01:42
This time, the man doesn't touch the money.
19
102058
4461
Bu defa, adam paraya dokunmaz
01:46
"Where are you from?" he asks.
20
106519
4471
"Nerelisin?" diye sorar.
01:50
"Excuse me?" Raisuddin answers.
21
110990
5202
Raisuddin cevaplar; " Özür dilerim?"
01:56
His accent betrays him.
22
116192
4125
Aksanı onu ele verir.
02:00
The tattooed man, a self-styled true American vigilante,
23
120317
5017
Kendince gerçek bir Amerikan halk kahramanı olan bu Dövmeli Adam
02:05
shoots Raisuddin in revenge for 9/11.
24
125334
4749
11 Eylül'ün intikamı için Raisuddin'i vurur.
02:10
Raisuddin feels millions of bees stinging his face.
25
130083
4649
Raisuddin milyonlarca arının yüzünü soktuğunu hisseder
02:15
In fact, dozens of scalding, birdshot pellets puncture his head.
26
135982
6297
Aslında, düzinelerce sıcak fişek saçması kafasını deliyordur.
02:22
Behind the counter, he lays in blood.
27
142279
3580
Tezgahın arkasında, kanlar içinde yere yığılır.
02:25
He cups a hand over his forehead to keep in the brains
28
145859
4491
Uğruna her şeyi riske attığı beynini tutmak için
02:30
on which he'd gambled everything.
29
150350
2778
elini alnına götürür.
02:34
He recites verses from the Koran, begging his God to live.
30
154298
6559
Yaşamak için Tanrı'ya yalvararak Kur'an'dan ayetler okur,
02:40
He senses he is dying.
31
160857
4315
öldüğünü hisseder.
02:45
He didn't die.
32
165172
2518
Ölmedi.
02:47
His right eye left him.
33
167690
3316
Sağ gözü onu terk etti.
02:51
His fiancée left him.
34
171006
3585
Nişanlısı onu terk etti.
02:54
His landlord, the mini-mart owner, kicked him out.
35
174591
4100
Minimarket sahibi onu dışarı attı.
02:58
Soon he was homeless and 60,000 dollars in medical debt,
36
178691
5313
Artık, O ambulans çağırma ücreti de dahil olmak üzere
03:04
including a fee for dialing for an ambulance.
37
184004
4202
60 bin dolar sağlık borcu olan bir evsizdi.
03:09
But Raisuddin lived.
38
189996
2462
Ama Raisuddin yaşadı.
03:12
And years later, he would ask what he could do to repay his God
39
192458
5995
Ve yıllar sonra, O'na verilen bu ikinci şansı hak etmek ve
03:18
and become worthy of this second chance.
40
198453
2759
Tanrıya borcunu ödemek için ne yapabileceğini soracaktır.
03:21
He would come to believe, in fact,
41
201792
2091
Aslında,
03:23
that this chance called for him to give a second chance
42
203883
5728
bu şansın, hiç bir şansı hak etmeyeceğini düşünebileceğimiz bir adama,
03:29
to a man we might think deserved no chance at all.
43
209611
4573
ikinci bir şans vermek için O'na yapılan bir çağrı olduğuna inanmaya başlayacaktı.
03:35
Twelve years ago, I was a fresh graduate seeking my way in the world.
44
215544
6088
On iki yıl önce, dünyada kendi yolumu arayan yeni bir mezundum.
03:41
Born in Ohio to Indian immigrants,
45
221632
2500
Ohio'da Hintli göçmen bir aileye doğdum.
03:44
I settled on the ultimate rebellion against my parents,
46
224132
3267
Ebeveynlerime karşı, onların kurtulmak için çok uğraştığı ülkeye
03:47
moving to the country they had worked so damn hard to get out of.
47
227399
5030
taşınmak için aşırı muhalif bir tutumda bulundum.
03:52
What I thought might be a six-month stint in Mumbai stretched to six years.
48
232429
5591
Mumbai'de altı ay süreceğini düşündüğüm bir iş altı yıla uzamıştı.
03:58
I became a writer and found myself amid a magical story:
49
238020
4645
Bir yazar oldum ve kendimi büyülü bir hikayenin ortasında buldum:
04:02
the awakening of hope across much of the so-called Third World.
50
242665
4517
Sözde Üçüncü Dünya'da umudun uyanışı.
04:07
Six years ago, I returned to America and realized something:
51
247182
5056
Altı yıl önce, Amerika'ya döndüm ve bir şeyi fark ettim:
04:12
The American Dream was thriving,
52
252238
3064
Amerikan Rüyası canlanıyordu,
04:15
but only in India.
53
255302
3523
ama sadece Hindistan'da
04:18
In America, not so much.
54
258825
3445
Amerika'da o kadar da değil.
04:22
In fact, I observed that America was fracturing
55
262270
3823
Aslında, Amerika'nın iki farklı
topluluğa ayrıldığını gözlemledim:
04:26
into two distinct societies:
56
266093
2234
Rüyalar cumhuriyetine ve korkuların cumhuriyetine.
04:28
a republic of dreams and a republic of fears.
57
268327
4639
04:32
And then, I stumbled onto this incredible tale of two lives
58
272966
3351
Ve sonra, bu iki hayatın ve bu Dallas minimarketinde
04:36
and of these two Americas that brutally collided in that Dallas mini-mart.
59
276317
7323
çarpışan iki Amerikanın inanılmaz hikayesiyle karşılaştım.
04:43
I knew at once I wanted to learn more,
60
283640
2401
Daha fazlasını öğrenmek istediğimi,
04:46
and eventually that I would write a book about them,
61
286041
2771
sonunda onlar hakkında bir kitap yazacağımı o anda biliyordum.
04:48
for their story was the story of America's fracturing
62
288812
3882
Onların hikayesi Amerika'nın ayrılışının
04:52
and of how it might be put back together.
63
292694
5586
ve Amerika'nın nasıl bir araya gelebileceğinin hikayesi olduğu için.
04:58
After he was shot, Raisuddin's life grew no easier.
64
298280
3980
Raisuddin'in vurulduktan sonra hayatı daha kolay olmadı.
05:02
The day after admitting him, the hospital discharged him.
65
302260
4700
Girişinden bir gün sonra hastane onu taburcu etti.
05:06
His right eye couldn't see.
66
306960
1978
Sağ gözü göremiyordu.
05:08
He couldn't speak.
67
308938
1608
Konuşamıyordu.
05:10
Metal peppered his face.
68
310546
3119
Metal suratını dağıtmıştı.
05:13
But he had no insurance, so they bounced him.
69
313665
4181
Ama sigortası yoktu böylelikle onu kapının önüne koydular.
05:17
His family in Bangladesh begged him, "Come home."
70
317846
4124
Bangladeş'teki ailesi ona yalvardı: "Evine gel."
05:23
But he told them he had a dream to see about.
71
323070
3158
Ama O, onlara peşinden gideceği bir hayali olduğunu söyledi.
05:27
He found telemarketing work,
72
327148
2551
Telefonla pazarlama işi buldu,
05:29
then he became an Olive Garden waiter,
73
329699
3275
sonra Olive Garden'da garson oldu,
05:32
because where better to get over his fear of white people than the Olive Garden?
74
332974
4120
Beyazlara karşı korkusunu gidermek için oradan daha iyi bir yer olabilir miydi?
05:37
(Laughter)
75
337094
3340
(Gülüşmeler)
05:40
Now, as a devout Muslim, he refused alcohol,
76
340434
4557
Dindar bir müslüman olarak alkolü reddediyordu,
05:44
didn't touch the stuff.
77
344991
2197
ve alkole dokunmadı.
05:47
Then he learned that not selling it would slash his pay.
78
347188
5027
Sonradan öğrendi ki alkol satmamak maaşında kesintiye neden olacaktı.
05:52
So he reasoned, like a budding American pragmatist,
79
352215
3791
Yeni filizlenen bir Amerikan pragmatisti gibi sonradan anladı
05:56
"Well, God wouldn't want me to starve, would he?"
80
356006
4132
"Tanrı benim aç kalmamı istemezdi, ister miydi?"
06:00
And before long, in some months, Raisuddin was that Olive Garden's
81
360138
3268
Ve birkaç ay sonra, Raisuddin Oliver Garden'ın
06:03
highest grossing alcohol pusher.
82
363406
4071
en çok hasılat yapan alkol satıcısıydı.
06:07
He found a man who taught him database administration.
83
367477
3887
O'na veritabanı yönetimi öğreten bir adam buldu.
06:11
He got part-time I.T. gigs.
84
371364
2122
Yarı zamanlı bilişim işleri aldı.
06:13
Eventually, he landed a six-figure job at a blue chip tech company in Dallas.
85
373486
5232
Sonra Dallas'ta iyi bir bilişim şirketinde 6 haneli maaşlı bir işe başladı.
06:20
But as America began to work for Raisuddin,
86
380048
4768
Ama, Amerika'da O'nun için işler yolunda gitmeye başladığında,
06:24
he avoided the classic error of the fortunate:
87
384816
4037
Raisuddin talihli olmanın klasik hatasından kaçındı:
06:28
assuming you're the rule, not the exception.
88
388853
3924
Kendini bir istisna değil de bir kural olarak varsaymak.
06:32
In fact, he observed that many with the fortune of being born American
89
392777
5799
Aslında, göördü ki, Amerikalı doğmak gibi bir şansa sahip olanlar
06:38
were nonetheless trapped in lives that made second chances like his impossible.
90
398576
6722
onunki gibi bir ikinci şansı imkansız kılan hayatlarda tutsak kalmıştı.
06:45
He saw it at the Olive Garden itself,
91
405298
3431
Bunu Olive Garden'da gördü,
06:48
where so many of his colleagues had childhood horror stories
92
408729
3510
birçok iş arkadaşının çocukluk korku hikayelerine,
06:52
of family dysfunction, chaos, addiction, crime.
93
412239
4717
aile sorunlarına, kaosa, bağımlığa ve suça sahip olduğu yerde.
06:56
He'd heard a similar tale about the man who shot him
94
416956
4451
O'nu vuran adamla ilgili benzer bir hikayeyi
07:01
back when he attended his trial.
95
421407
2652
mahkemeye katıldığında da duymuştu.
07:04
The closer Raisuddin got to the America he had coveted from afar,
96
424059
5730
Raisuddin uzaktan imrendiği Amerika'ya yakınlaştıkça
07:09
the more he realized there was another, equally real, America
97
429789
4184
aynı ölçüde gerçek başka bir Amerikanın varlığının farkına daha çok varıyordu,
07:13
that was stingier with second chances.
98
433973
4322
ikinci şans konusunda daha cimri olan.
07:19
The man who shot Raisuddin grew up in that stingier America.
99
439595
6295
Raisuddin'i vuran adam daha cimri Amerika'da büyümüştü.
07:25
From a distance, Mark Stroman was always the spark of parties,
100
445890
5090
Uzaktan bakıldığında, Mark Stroman her daim partileri başlatan adamdı,
07:30
always making girls feel pretty.
101
450980
3563
her daim kızları hoş tutan,
07:34
Always working, no matter what drugs or fights he'd had the night before.
102
454543
4596
bir gece önce ne kadar kavga etse, ne içse de her daim çalışan,
07:39
But he'd always wrestled with demons.
103
459139
4105
ama her daim kötülükle savaşan.
07:43
He entered the world through the three gateways
104
463244
2505
O, dünyaya birçok Amerikalı genci lanetleyen
07:45
that doom so many young American men:
105
465749
2722
üç kapıdan geçerek girmişti:
07:48
bad parents, bad schools, bad prisons.
106
468471
4869
kötü aile, kötü okullar ve kötü hapishaneler.
07:53
His mother told him, regretfully, as a boy
107
473340
3531
O'na bir çocukken annesi üzülerek,
07:56
that she'd been just 50 dollars short of aborting him.
108
476871
5343
O'nun kürtajı için sadece 50 dolarının eksik kaldığını söylemişti.
08:02
Sometimes, that little boy would be at school,
109
482214
5864
Bazen, bu küçük çocuk okulda
08:08
he'd suddenly pull a knife on his fellow classmates.
110
488078
4501
sınıf arkadaşına ansızın bıçak çekerdi.
08:12
Sometimes that same little boy would be at his grandparents',
111
492579
3608
Bazen aynı küçük çocuk büyük anne ve babasında kalırdı ve
08:16
tenderly feeding horses.
112
496187
2747
şefkatle atları beslerdi.
08:18
He was getting arrested before he shaved,
113
498934
2445
Daha traş olmadan önce tutuklanmaya başlamıştı.
08:21
first juvenile, then prison.
114
501379
2426
Önce ıslah evi sonra da cezaevi.
08:23
He became a casual white supremacist
115
503805
3139
Sıradan bir beyaz ırkçı olmuştu
08:26
and, like so many around him, a drug-addled and absent father.
116
506944
5712
ve çevresinde birçokları gibi uyuşturucu sersemi, ilgisiz bir baba haline gelmişti
08:32
And then, before long, he found himself on death row,
117
512656
4908
ve sonra çok geçmeden kendini idam edilmeyi bekler buldu.
08:37
for in his 2001 counter-jihad, he had shot not one mini-mart clerk,
118
517564
6124
Kendisinin 2001 karşı cihadında sadece bir değil, üç minimarket
08:43
but three.
119
523688
1908
çalışanını vurmuştu.
08:45
Only Raisuddin survived.
120
525596
2288
Sadece Raisuddin hayatta kalmıştı.
08:48
Strangely, death row was the first institution
121
528944
4864
Ne tuhaftır ki, idam sırası Stroman'ı iyileştiren
08:53
that left Stroman better.
122
533808
3533
ilk kurumdu.
08:57
His old influences quit him.
123
537341
2228
O'nu etkileyen şeyler O'nu terk etmişti.
08:59
The people entering his life were virtuous and caring:
124
539569
3656
Hayatına giren insanlar iyi ahlaklı ve şefkatliydi:
09:03
pastors, journalists, European pen-pals.
125
543225
4764
rahipler, gazeteciler, Avrupalı mektup arkadaşları.
09:07
They listened to him, prayed with him, helped him question himself.
126
547989
6293
O'nu dinlediler, O'nunla dua ettiler ve kendini sorgulamasında O'na yardım ettiler
09:14
And sent him on a journey of introspection and betterment.
127
554282
5146
ve O'nu iç muhasebe ve iyileşme yolculuğuna yolladılar.
09:19
He finally faced the hatred that had defined his life.
128
559428
4934
Sonunda hayatını tanımlayan nefretle yüzleşti.
09:24
He read Viktor Frankl, the Holocaust survivor
129
564362
2891
Soykırımdan kurtulan Viktor Frankl'ı okudu
09:27
and regretted his swastika tattoos.
130
567253
3380
ve gamalı haç döğmelerinden pişmanlık duydu.
09:30
He found God.
131
570633
2292
Tanrıyı buldu.
09:32
Then one day in 2011, 10 years after his crimes,
132
572925
4227
2011'de bir gün, işlediği suçlardan 10 yıl sonra
09:37
Stroman received news.
133
577152
2439
Stroman bir haber aldı.
09:39
One of the men he'd shot, the survivor, was fighting to save his life.
134
579591
7793
Vurduğu adamlardan biri O'nun hayatı için mücadele ediyordu.
09:47
You see, late in 2009, eight years after that shooting,
135
587384
5789
2009 sonunda, vuruluşundan 8 yıl sonra
09:53
Raisuddin had gone on his own journey, a pilgrimage to Mecca.
136
593173
6023
Raisuddin kendi yolculuğuna çıktı, Mekke'de Hacca gitti.
09:59
Amid its crowds, he felt immense gratitude,
137
599196
4254
Kalabalığın arasında, büyük bir minnet duygusunun yanında
10:03
but also duty.
138
603450
1795
bir görev olduğunu da hissetti.
10:05
He recalled promising God, as he lay dying in 2001,
139
605245
3789
2001'de ölmek üzere yerde yatarken Tanrı'ya bir söz verdiğini hatırladı;
10:09
that if he lived, he would serve humanity all his days.
140
609034
5200
hayatta kalırsa tüm günlerini insanlığa hizmetle geçirecekti.
10:14
Then, he'd gotten busy relaying the bricks of a life.
141
614234
5295
Sonrasında, hayatını inşa etmekle meşgul oldu.
10:19
Now it was time to pay his debts.
142
619529
3383
Ve şimdi zaman, borcunu ödeme zamanıydı.
10:23
And he decided, upon reflection, that his method of payment
143
623982
3890
Bir süre düşündükten sonra, borcunu ifa etme yönteminin
10:27
would be an intervention in the cycle of vengeance
144
627872
3263
İslam Dünyası ve Batı arasındaki hınç döngüsüne
10:31
between the Muslim and Western worlds.
145
631135
2859
bir müdahale olabileceğine karar verdi.
10:33
And how would he intervene?
146
633994
2695
Ve nasıl müdahale edebilirdi?
10:36
By forgiving Stroman publicly in the name of Islam
147
636689
4302
Stroman'ı İslam adına ve
İslam'ın bağışlayıcılığı ile affederek.
10:40
and its doctrine of mercy.
148
640991
1740
10:42
And then suing the state of Texas and its governor Rick Perry
149
642731
6561
Ve sonra Teksas Eyaletini ve Vali Rick Perry'yi dava edip
10:49
to prevent them from executing Stroman,
150
649292
3705
Stroman'ı idam etmelerinin önüne geçerek,
10:52
exactly like most people shot in the face do.
151
652997
3114
tam da suratına kurşun yiyen birçok insanın yaptığı gibi.
10:56
(Laughter)
152
656111
2364
(Gülüşmeler)
10:58
Yet Raisuddin's mercy was inspired not only by faith.
153
658475
7226
Ama Raisuddin'in merhameti sadece inançtan kaynaklanmıyordu.
11:05
A newly minted American citizen, he had come to believe that Stroman
154
665701
6058
Taze bir Amerikan vatandaşı olarak Stroman'ın sadece öldürmekle bitmeyecek
11:11
was the product of a hurting America that couldn't just be lethally injected away.
155
671759
6980
incitici Amerika'nın ürünü olduğuna inandı.
11:18
That insight is what moved me to write my book "The True American."
156
678739
4465
Beni "Gerçek Amerika" kitabımı yazmaya yönlendiren bu anlayıştı.
11:23
This immigrant begging America to be as merciful to a native son
157
683204
4647
Göçmen dilenen Amerika, kendi oğluna
11:27
as it had been to an adopted one.
158
687851
3757
sonradan sahiplendikleri kadar merhamet göstermeliydi.
11:32
In the mini-mart, all those years earlier,
159
692768
2853
O minimarkette, o kadar sene önce
11:35
not just two men, but two Americas collided.
160
695621
4426
sadece iki adam değil, iki Amerika da çarpışmıştı.
11:40
An America that still dreams, still strives,
161
700047
2921
Hâlâ hayaller kuran, hâlâ gayret eden,
11:42
still imagines that tomorrow can build on today,
162
702968
4079
hâlâ yarını hayal eden Amerika bugün gelişebilir
11:47
and an America that has resigned to fate,
163
707047
3099
ve bir Amerika ki kaderine boyun eğmiş,
11:50
buckled under stress and chaos, lowered expectations,
164
710146
3134
kaos ve strese boyun eğmiş, beklentilerini alçaltmış
11:53
an ducked into the oldest of refuges:
165
713280
3138
ve en eski sığınağına çekilmiş:
11:56
the tribal fellowship of one's own narrow kind.
166
716418
3800
kendi dar kalıplarında bir kabile yoldaşlığına.
12:00
And it was Raisuddin, despite being a newcomer,
167
720218
2670
Ve O Raisuddin'di, yeni katılmasına rağmen,
12:02
despite being attacked,
168
722888
1327
saldırıya uğramasına,
12:04
despite being homeless and traumatized,
169
724215
2873
travma geçirmesine ve evsiz olmasına rağmen
12:07
who belonged to that republic of dreams
170
727088
3404
rüyalar cumhuriyetine O ait olmuştu,
12:10
and Stroman who belonged to that other wounded country,
171
730492
4611
ve diğer yaralı ülkeye mensup olan ise Stroman'dı,
12:15
despite being born with the privilege of a native white man.
172
735103
5315
yerli beyaz adam olarak doğmuş olma ayrıcalığına rağmen.
12:20
I realized these men's stories formed an urgent parable about America.
173
740418
6286
İki adamın hikayesinden Amerika hakkında ibret alınacak bir öyküyü fark ettim.
12:26
The country I am so proud to call my own
174
746704
4019
Benim demekten gurur duyduğum ülke
12:30
wasn't living through a generalized decline
175
750723
3866
genel bir kötüye gidiş içinde değildi
12:34
as seen in Spain or Greece, where prospects were dimming for everyone.
176
754589
7094
geleceğin herkes için karardığı İspanya veya Yunanistan'da olduğu gibi.
12:41
America is simultaneously the most and the least successful country
177
761683
4997
Amerika endüstrileşmiş ülkeler içinde aynı anda hem
12:46
in the industrialized world.
178
766680
2347
en başarılı hem de en başarısız ülkedir.
12:49
Launching the world's best companies,
179
769027
2544
Dünyanın en iyi şirketlerini kurarken
12:51
even as record numbers of children go hungry.
180
771571
3399
ayrıca rekor sayıda çocuk aç geziyor.
12:54
Seeing life-expectancy drop for large groups,
181
774970
4155
Büyük grupların yaşam beklentisinin düştüğü,
12:59
even as it polishes the world's best hospitals.
182
779125
3706
dünyanın en iyi hastanelerinin parlatıldığı.
13:02
America today is a sprightly young body,
183
782831
4303
Bugün hayat dolu bir genç bünye olan Amerika
13:07
hit by one of those strokes that sucks the life from one side,
184
787134
5818
bir tarafın hayatını berbat ederken endişe verici bir şekilde diğerlerinin
13:12
while leaving the other worryingly perfect.
185
792952
3488
hayatını mükemmel hale getiren bir darbe aldı.
13:17
On July 20, 2011, right after a sobbing Raisuddin
186
797430
6626
20 Temmuz 2011'de Raisuddin hıçkırıklar içinde
13:24
testified in defense of Stroman's life,
187
804056
2299
Stroman'ın hayatı için ifade verirken
13:26
Stroman was killed by lethal injection by the state he so loved.
188
806355
6324
Stroman çok sevdiği ülkesince ölüm iğnesiyle öldürüldü.
13:32
Hours earlier, when Raisuddin still thought he could still save Stroman,
189
812679
4553
Saatler önce, Raisuddin hâlâ Stroman'ı kurtaracağını düşünürken,
13:37
the two men got to speak for the second time ever.
190
817232
2968
iki adam ikinci defa konuşmak durumunda kaldı.
13:40
Here is an excerpt from their phone call.
191
820200
3392
Telefon görüşmelerinden bir bölüm.
13:43
Raisuddin: "Mark, you should know that I am praying for God,
192
823592
5858
Raisuddin: "Mark, en şefkatli ve merhametli Tanrı'ya
13:49
the most compassionate and gracious.
193
829450
3043
dua ettiğimi bilmelisin.
13:52
I forgive you and I do not hate you.
194
832493
2468
Seni affettim ve senden nefret etmiyorum.
13:54
I never hated you."
195
834961
2991
Senden hiç nefret etmedim."
13:57
Stroman: "You are a remarkable person.
196
837952
4444
Stroman: "Sen çok müstesna bir insansın.
14:02
Thank you from my heart.
197
842396
2117
Sana kalpten teşekkür ederim.
14:04
I love you, bro."
198
844513
2887
Seni seviyorum, kardeş."
14:07
Even more amazingly, after the execution,
199
847400
3918
Daha inanılmazı, infazdan sonra,
14:11
Raisuddin reached out to Stroman's eldest daughter, Amber,
200
851318
4212
Raisuddin Stroman'ın en büyük kızı
14:15
an ex-convinct and an addict.
201
855530
2743
eski bir mahkum ve bağımlı olan Amber'a ulaştı
14:18
and offered his help.
202
858273
1787
ve yardım teklif etti.
14:20
"You may have lost a father," he told her,
203
860060
2998
O'na: "Babanı kaybetmiş olabilirsin,
14:23
"but you've gained an uncle."
204
863058
3542
ama bir amca kazandın." dedi.
14:26
He wanted her, too, to have a second chance.
205
866600
5883
O'nun da bir ikinci şansı olmasını istedi.
14:32
If human history were a parade,
206
872483
5135
Şayet insalık tarihi bir yürüyüş olsaydı,
14:37
America's float would be a neon shrine to second chances.
207
877618
6707
Amerika'nın geçişi ikinci şanslar için bir neondan mabet olurdu.
14:44
But America, generous with second chances to the children of other lands,
208
884325
5700
Ama, başka toprakların çocuklarına ikinci şanslar için cömert Amerika,
14:50
today grows miserly with first chances to the children of its own.
209
890025
6216
günümüzde kendi çocuklarına ilk şanslar için pinti davranıyor.
14:56
America still dazzles at allowing anybody to become an American.
210
896241
4927
Amerika hâlâ Amerikalı olabilmesi için herkese göz kırpıyor.
15:01
But it is losing its luster at allowing every American to become a somebody.
211
901168
6643
Ama, her Amerikalının bir birey olaması açısından cazibesini yitiriyor.
15:07
Over the last decade, seven million foreigners gained American citizenship.
212
907811
4772
Geçen on yılda, 7 milyon yabancı Amerikan vatandaşlığına hak kazandı.
15:12
Remarkable.
213
912583
2024
Dikkate değer.
15:14
In the meanwhile, how many Americans gained a place in the middle class?
214
914607
5305
Bu arada, kaç Amerikalı orta sınıfta yer buldu?
15:19
Actually, the net influx was negative.
215
919912
3770
Aslında, net olarak negatif.
15:23
Go back further, and it's even more striking:
216
923682
2299
Daha geriye gidin, sonuç daha da dikkat çekici:
15:25
Since the 60s, the middle class has shrunk by 20 percent,
217
925981
5231
60'lardan beri, orta sınıf %20 küçülmüş,
15:31
mainly because of the people tumbling out of it.
218
931212
3352
ana sebep insanların orta sınıftan düşüşü.
15:34
And my reporting around the country tells me the problem is grimmer
219
934564
3662
Ve ülke çapında benim gözlemlediğim sorunun
15:38
than simple inequality.
220
938226
2413
sadece eşitsizlikten daha korkunç olduğu.
15:40
What I observe is a pair of secessions from the unifying center of American life.
221
940639
5935
Amerikan yaşamının birleştirici merkezinden bir dizi kopuş gözlemliyorum.
15:46
An affluent secession of up, up and away,
222
946574
3528
Yukarı doğru varlıklı bir yarılma, yukarı ve uzağa
15:50
into elite enclaves of the educated and into a global matrix
223
950102
3432
eğitimlilerin elit yerleşimlerine, iş, para ve bağlantıların
15:53
of work, money and connections,
224
953534
2783
küresel zeminine doğru
15:56
and an impoverished secession of down and out
225
956317
4098
ve aşağıya doğru fakirleşen bir ayrılma, aşağıya ve dışarıya doğru
16:00
into disconnected, dead-end lives
226
960415
2744
bağlantısız, çıkmaz hayatlara
16:03
that the fortunate scarcely see.
227
963159
4024
talihli insanların nadiren gördüğü.
16:07
And don't console yourself that you are the 99 percent.
228
967183
5285
Ve %99'un içinde olduğunuzla kendinizi avutmayın.
16:13
If you live near a Whole Foods,
229
973918
4586
Whole Foods'a yakın yaşıyorsanız,
16:18
if no one in your family serves in the military,
230
978504
3663
ailenizden kimse orduda görevli değilse,
16:22
if you're paid by the year, not the hour,
231
982167
5219
maaşınız saatlik değil de yıllık ise,
16:27
if most people you know finished college,
232
987386
3397
tanıdığınız bir çok insan üniversite mezunu ise,
16:30
if no one you know uses meth,
233
990783
2322
tanıdığınız kimse metamfetamin kullanmıyorsa,
16:33
if you married once and remain married,
234
993105
2180
bir kere evlenmiş ve evliliğiniz sürüyorsa,
16:35
if you're not one of 65 million Americans with a criminal record --
235
995285
4342
suç kaydı olan 65 milyon Amerikalıdan biri değilseniz,
16:39
if any or all of these things describe you,
236
999627
3782
bunlardan biri veya hepsi sizi tanımlıyorsa,
o zaman şu olasılıkları kabul edin; gerçekte
16:43
then accept the possibility that actually,
237
1003409
2867
16:46
you may not know what's going on
238
1006276
2423
ne olup bittiğini bilmiyor
16:48
and you may be part of the problem.
239
1008699
5889
ve sorunun bir parçası olabilirsiniz.
16:54
Other generations had to build a fresh society after slavery,
240
1014588
5988
Diğer nesiller kölelikten sonra yeni bir toplum inşa etmek,
17:00
pull through a depression, defeat fascism,
241
1020576
4264
depresyondan kurtulmak, faşizmi defetmek,
17:04
freedom-ride in Mississippi.
242
1024840
2729
Mississippi'de özgürlük yürüşü yapmak zorunda kalmıştı.
17:07
The moral challenge of my generation, I believe,
243
1027569
2527
Bence benim neslimin ahlaki olarak başa çıkması gereken
17:10
is to reacquaint these two Americas,
244
1030096
3117
bu iki Amerikayı tekrar tanıştırmak,
17:13
to choose union over secession once again.
245
1033213
5179
bir kez daha ayrışma yerine birleşmeyi seçmektir.
17:18
This ins't a problem we can tax or tax-cut away.
246
1038392
3945
Bu öyle vergi koyarak veya kaldırarak çözeceğimiz bir mesele değil.
17:22
It won't be solved by tweeting harder, building slicker apps,
247
1042337
4190
Daha çok tweet atarak, daha hoş uygulamalar yaparak
17:26
or starting one more artisanal coffee roasting service.
248
1046527
4438
veya bir tane daha el yapımı kahveci açarak çözülmeyecek.
17:30
It is a moral challenge that begs each of us in the flourishing America
249
1050965
6267
Bu, gelişen Amerika'da hepimizden rica edilen ahlaki bir mücadele,
17:37
to take on the wilting America as our own,
250
1057232
4095
solan Amerika'yı sahiplenmemiz için.
17:41
as Raisuddin tried to do.
251
1061327
3015
Raisuddin'in yapmayı denediği gibi.
17:44
Like him, we can make pilgrimages.
252
1064342
2581
O'nun yaptığı gibi zorlu yolculuklara çıkabiliriz.
17:46
And there, in Baltimore and Oregon and Appalachia,
253
1066923
3523
Ve oralarda, Baltimore'da, Oregon'da ve Appalachia'da
17:50
find new purpose, as he did.
254
1070446
2492
O'nun bulduğu gibi yeni amaçlar bulabiliriz.
17:52
We can immerse ourselves in that other country,
255
1072938
3259
Söz konusu diğer ülkenin içine dalabilir
17:56
bear witness to its hopes and sorrows,
256
1076197
3777
umutları ve acılarıyla cesaretle yüzleşebilir
17:59
and, like Raisuddin, ask what we can do.
257
1079974
6855
ve Raisuddin'in yaptığı gibi neler yapabileceğimizi sorabiliriz.
18:06
What can you do?
258
1086829
3126
Ne yapabilirsin?
18:09
What can you do?
259
1089955
1751
Ne yapabilirsin?
18:11
What can we do?
260
1091706
1973
Ne yapabiliriz?
18:13
How might we build a more merciful country?
261
1093679
5047
Nasıl daha merhametli bir ülke inşa edebiliriz?
18:18
We, the greatest inventors in the world,
262
1098726
4207
Dünya'daki en büyük mucitleri olan bizler
18:22
can invent solutions to the problems of that America, not only our own.
263
1102933
5015
sadece kendimizinkilere değil, Amerikanın sorunlarına da çözüm bulabiliriz.
18:27
We, the writers and the journalists, can cover that America's stories,
264
1107948
3402
Bizler, yazarlar ve gazeteciler, Amerika'nın hikayelerini yazabiliriz,
18:31
instead of shutting down bureaus in its midst.
265
1111350
3596
tam ortasındaki büroları kapatmak yerine.
18:34
We can finance that America's ideas,
266
1114946
3244
Bizler Amerika'nın fikirlerini mali açıdan destekleyebiliriz
18:38
instead of ideas from New York and San Francisco.
267
1118190
3215
New York ve San Francisco'nun fikirlerinin yerine.
18:41
We can put our stethoscopes to its backs,
268
1121405
2845
Steteskoplarımızı sırtlarına koyabiliriz,
18:44
teach there, go to court there, make there, live there, pray there.
269
1124250
6225
öğretebilir, mahkemelere gidebilir, orada yaşayabilir, dua edebiliriz.
18:50
This, I believe, is the calling of a generation.
270
1130475
4797
İnanıyorum ki bu bir neslin görevi.
18:55
An America whose two halves learn again
271
1135272
3486
Her iki yarısının tekrar
18:58
to stride, to plow, to forge, to dare together.
272
1138758
5646
uzun adımlarla yürüme, toparlanma, bir araya gelme cüretini gösteren bir Amerika.
19:06
A republic of chances, rewoven, renewed,
273
1146374
5725
Yenilenen, yeniden dokunan Şanslar Cumhuriyeti
19:12
begins with us.
274
1152099
3678
bizimle başlar.
19:15
Thank you.
275
1155777
1839
Teşekkürler.
19:17
(Applause)
276
1157616
4947
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7