Jedidah Isler: The Untapped Genius That Could Change Science for the Better | TED

66,347 views ・ 2016-01-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Şeker Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:13
Great things happen at intersections.
0
13359
3417
Müthiş şeyler kesişim noktalarında olur.
00:16
In fact, I would argue that some of the most interesting things
1
16800
3216
Aslında, insan deneyimlerindeki
00:20
of the human experience occur at the intersections,
2
20039
3777
en enteresan şeyler kesişimlerde,
00:23
in the liminal space,
3
23840
1656
eşikte meydana gelir.
00:25
where by liminal I mean the space in-between.
4
25520
4056
Bu eşik ile kastettiğim yer; aradaki boşluktur.
00:29
There's freedom in that in-between,
5
29600
2696
Bu aradaki boşluk özgürlüktür,
00:32
freedom to create from the indefiniteness of not-quite-here, not-quite-there,
6
32320
5776
ne o tarafta olma, ne de bu tarafta olmanın
sonsuzluğunu yaratmak için özgürlük;
00:38
a new self-definition.
7
38120
3216
yeni bir öz tanım.
00:41
Some of the great intersections of the world come to mind,
8
41360
3015
Dünyanın akla gelen mükemmel kesişimleri;
00:44
like the Arc de Triomphe in Paris,
9
44400
2216
Paris'teki Zafer Takı
00:46
or Times Square in New York City,
10
46640
2456
veya New York'taki Times meydanı,
00:49
both bustling with the excitement of a seemingly endless stream of people.
11
49120
5936
her ikisi de insanların heyecanlı, sonsuz akışı ile hareketlenmiş.
00:55
Other intersections,
12
55080
1496
Diğer kesişimler,
00:56
like the Edmund Pettus Bridge in Selma, Alabama,
13
56600
2856
Alabama, Selma'daki Edmund Pettus Köprüsü
00:59
or Canfield Drive and Copper Creek Court in Ferguson, Missouri, also come to mind
14
59480
5696
veya Missouri, Ferguson'daki Canfield Drive ve Copper Creek Court gibi yerler akla gelir.
01:05
because of the tremendous energy at the intersection of human beings,
15
65200
4936
Çünkü buralarda insanlığın kesişimindeki muhteşem enerji,
01:10
ideologies and the ongoing struggle for justice.
16
70160
4936
ideolojiler ve adalet için süregelen bir çaba vardır.
01:15
Beyond the physical landscape of our planet,
17
75120
2336
Gezegenimizin fiziksel görüntüsünün ardında,
01:17
some of the most famous celestial images are of intersections.
18
77480
4016
bazı çok ünlü göksel imgeler kesişimlerdir.
01:21
Stars are born at the messy intersection of gas and dust,
19
81520
4376
Yıldızlar, gazın ve toz bulutunun kesişmesinden doğmuş,
01:25
instigated by gravity's irrevocable pull.
20
85920
3496
yerçekiminin geri dönülemez çekimi ile başlamıştır.
01:29
Stars die by this same intersection, this time flung outward
21
89440
4336
Yıldızlar, aynı kesişim ile yok olmuşlar, bu sefer ise,
01:33
in a violent collision of smaller atoms,
22
93800
2376
daha küçük atomların şiddetli çarpışması ile dışa doğru fırlamışlardır;
01:36
intersecting and efficiently fusing into altogether new and heavier things.
23
96200
5720
yeni ve daha ağır şeyler bir araya gelip kesişerek ve etkili bir biçimde kaynaşarak.
01:42
We can all think of intersections that have special meaning to us.
24
102840
4896
Hepimiz, kesişimleri bize ayrı bir anlam kattığı şekliyle düşünebiliriz.
01:47
To be intersectional, then,
25
107760
1816
Kesişimsel olmak, o halde
01:49
is to occupy a position at an intersection.
26
109600
3800
kesişimdeki bir yeri işgal etmek demektir.
01:54
I've lived the entirety of my life in the in-between,
27
114600
4376
Ben hayatım tümünü, bu iki arada;
01:59
in the liminal space between dreams and reality,
28
119000
4256
hayaller ve gerçek,
02:03
race and gender,
29
123280
2296
ırk ve cinsiyet,
02:05
poverty and plenty,
30
125600
2016
yoksulluk ve bolluk,
02:07
science and society.
31
127640
3056
bilim ve toplum arasındaki eşikte yaşadım.
02:10
I am both black and a woman.
32
130720
2936
Ben hem siyahiyim hem bir kadınım.
02:13
Like the birth of stars in the heavenlies,
33
133680
2336
Eşsizlik içinde yıldızların doğduğu gibi,
02:16
this robust combination of knowing results in a shining example
34
136040
4496
bilmenin bu güçlü bileşimi, kimliklerin patlayıcı birleşmesinin
02:20
of the explosive fusion of identities.
35
140560
3496
parıldayan bir örneği ile neticelendi.
02:24
I am also an astrophysicist.
36
144080
3096
Ben aynı zamanda bir astrofizikçiyim.
02:27
I study blazars, supermassive, hyperactive black holes
37
147200
5056
Ben blazerlar, devasa galaksilerin merkezine oturan
02:32
that sit at the centers of massive galaxies
38
152280
2656
ve kara deliklerin yanındaki jetleri
02:34
and shoot out jets nearby those black holes
39
154960
2856
-bizim de hala bütünüyle anlamaya çalıştığımız bir süreçte-
02:37
at speeds approaching the speed of light
40
157840
2736
ışık hızına yaklaşan bir hızda dışarı iten süper kütleli,
02:40
in a process we are still trying to completely understand.
41
160600
3640
aşırı etkin kara delikler üzerine çalışıyorum.
02:45
I have dreamed of becoming an astrophysicist
42
165600
3096
12 yaşımdan beri
bir astrofizikçi olmayı hayal ettim.
02:48
since I was 12 years old.
43
168720
2456
02:51
I had no idea that at that time,
44
171200
2376
O zamanlar bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
02:53
according to Dr. Jamie Alexander's archive of African-American women in physics,
45
173600
5696
Dr. Jamie Alexander'ın fizik alanındaki Afro-Amerikalı kadınlar arşivine göre,
02:59
only 18 black women in the United States had ever earned a PhD
46
179320
4336
Birleşik Devletler'de sadece 18 siyahi kadın,
03:03
in a physics-related discipline,
47
183680
1976
fizik ile bağlantılı bir alanda
03:05
and that the first black woman to graduate with a PhD in an astronomy-related field
48
185680
4656
doktora derecesi elde etmiş
ve antronomi alanı ile bağlantılı bir alanda
03:10
did so just one year before my birth.
49
190360
3640
doktora derecesi elde eden ilk siyahi kadının mezuniyeti
benim doğumumdan bir yıl önceye denk geliyor.
03:14
As I journeyed along my path,
50
194880
1816
Yolumda ilerledikçe
03:16
I encountered the best and worst of life at an intersection:
51
196720
4856
kesişim noktasında hayatın
en iyi ve en kötü kısımları ile karşılaştım:
03:21
the tremendous opportunity to self-define,
52
201600
2816
kendini tanımlamak için muazzam fırsatlar,
03:24
the collision of expectation and experience,
53
204440
3536
beklentinin ve tecrübenin bir araya gelmesi,
03:28
the exhilaration of victorious breakthroughs
54
208000
2736
çığır açan galibiyetlerin neşesi
03:30
and, sometimes,
55
210760
1696
ve bazen de
03:32
the explosive pain of regeneration.
56
212480
3040
yenilenmenin getirdiği acı.
03:36
I began my college experience just after my family had fallen apart.
57
216360
5736
Üniversite hayatıma tam da ailemin ayrıldığı dönemde başladım.
03:42
Our financial situation disintegrated
58
222120
2616
Babamın evi terk etmesinden hemen sonra
03:44
just after my father's departure from our lives.
59
224760
3416
Finansal durumumuz parçalanmıştı.
03:48
This thrust my mother, my sister and I
60
228200
2896
Bu zorluk, annemi, kız kardeşimi ve beni
03:51
out of the relative comfort of middle-class life
61
231120
2976
orta sınıf yaşamın getirdiği nisbi rahatlığın dışına itti
03:54
and into the almost constant struggle to make ends meet.
62
234120
4376
ve bizi iki yakamızı bir araya getirme adına
sürekli bir çaba içine soktu.
03:58
Thus, I was one of roughly 60 percent of women of color
63
238520
3816
Böylece ben, eğitimsel amaçlarını gerçekleştirmek için
büyük finansal sıkıntılarla karşı karşıya
04:02
who find finances to be a major barrier to their educational goals.
64
242360
4856
kalan siyahi kadınların yüzde 60'ından birisi oldum.
04:07
Thankfully, Norfolk State University provided me with full funding,
65
247240
3616
Şükür ki Norfolk Devlet Üniversitesi bana bir fon sağladı
04:10
and I was able to achieve my bachelor's in physics.
66
250880
3936
ve fizik lisans eğitimimi tamamlayabildim.
04:14
After graduation, and despite knowing that I wanted a PhD in astrophysics,
67
254840
5016
Mezuniyetten sonra ve astrofizik alanında doktora yapmak istediğimi bilmeme rağmen
04:19
I fell through the cracks.
68
259880
2176
boşluğa düştüm.
04:22
It was a poster that saved my dream,
69
262080
3096
Hayallerimi kurtaran şey bir posterdi
04:25
and some really incredible people and programs.
70
265200
3776
ve bazı mükemmel insanlar ve programlar.
04:29
The American Physical Society had this beautiful poster
71
269000
3616
Amerikan Fizik Birliğinin şöyle güzel bir posteri vardı;
04:32
encouraging students of color to become physicists.
72
272640
3696
her renkten öğrencileri fizikçi olmaya teşvik eden bir poster.
04:36
It was striking to me because it featured a young black girl,
73
276360
3496
Bu benim için çarpıcıydı, çünkü posterde genç, siyahi bir kız vardı,
04:39
probably around 12 years old,
74
279880
1776
muhtemelen 12 yaşlarında,
04:41
looking studiously at some physics equations.
75
281680
3040
titizce bazı fizik denklemlerine bakıyordu.
04:46
I remember thinking
76
286200
2176
İlk defa
04:48
I was looking directly back at the little girl
77
288400
2696
bu hayali kuran o küçük kıza
04:51
who first dared to dream this dream.
78
291120
2816
baktığımı hatırladım.
04:53
I immediately wrote to the Society
79
293960
1936
Hemen Birliğe yazdım
04:55
and requested my personal copy of the poster,
80
295920
3896
ve kendim için bir tane istedim.
04:59
which to this day still hangs in my office.
81
299840
3376
Bu zamana kadar ofisimde asılıdır.
05:03
I described to them in the email my educational path,
82
303240
2856
Onlara, eğitim hayatımı
05:06
and my desire to find myself again in pursuit of the PhD.
83
306120
4896
ve doktora yapma isteğimi bir e-mail ile anlattım
05:11
They directed me to the Fisk-Vanderbilt University Bridge Program,
84
311040
3736
Beni, Fisk-Vanderbild Üniversiteleri arasındaki geçiş programına yönlendirdiler;
05:14
itself an intersection of the master's and PhD degrees
85
314800
3776
bu program da iki üniversitedeki, yüksek lisans ile doktora programları arasında
05:18
at two institutions.
86
318600
1680
bir kesişim noktasıydı.
05:21
After two years out of school, they accepted me into the program,
87
321560
3496
Mezun olmamdan iki yıl sonra, beni programlarına kabul ettiler
05:25
and I found myself again on the path to the PhD.
88
325080
4416
ve ben kendimi tekrardan doktora eğitimi sürecinde buldum.
05:29
After receiving my master's at Fisk,
89
329520
2456
Fisk Üniversitesinde yüksek lisans eğitimimi tamamladıktan sonra,
05:32
I went on to Yale to complete my PhD.
90
332000
3336
doktoramı yapmak için Yale'e gittim.
05:35
Once I was physically occupying the space that would ultimately give way
91
335360
4136
En sonunda çocukluk hayallarimin kapıldığı
05:39
to my childhood aspirations,
92
339520
1976
fiziki boşluğu dolduruyordum;
05:41
I anticipated a smooth glide to the PhD.
93
341520
3176
doktora eğitimine pürüzsüz bir kayış gerçekleştirdim.
05:44
(Laughter)
94
344720
1976
(Gülüşmeler)
05:46
It became immediately apparent
95
346720
2056
O anda farkkettim ki
05:48
that not everyone was thrilled to have that degree of liminality
96
348800
4016
herkes kendi eşiğine sahip olmak için
05:52
in their space.
97
352840
1616
heyacanlı değildi.
05:54
I was ostracized by many of my classmates,
98
354480
3056
Sınıf arkadaşlarımın birçoğu tarafından dışlanmıştım;
05:57
one of whom went so far as to invite me to "do what I really came here to do"
99
357560
5336
bir tanesi çok ileri çok ileri gidip tüm bulaşıkları temizlemem için
06:02
as he pushed all the dirty dishes from our meal in front of me to clean up.
100
362920
4440
önüme iterek; "buraya gerçekten ne yapmaya geldiğimi" sordu.
06:08
I wish that were an isolated occurrence,
101
368560
2896
Bu durumun istisnai bir durum olmasını dilerdim,
06:11
but for many women of color
102
371480
1736
ancak bu, bilimde, teknolojide, mühendislikte ve matematikte
06:13
in science, technology, engineering, and mathematics, or STEM,
103
373240
5816
ya da kısaca STEM, beyaz olmayan birçok kadının
06:19
this is something they have long endured.
104
379080
2576
uzun süredir karşılaştığı bir durum.
06:21
One hundred percent of the 60 women of color
105
381680
3136
UC Hastings'de çalışan Joan C. Williams tarafından,
06:24
interviewed in a recent study by Joan C. Williams at UC Hastings
106
384840
4336
yakın tarihli bir çalışmada beyaz olmayan kadınların 60'nın yüzde yüzü ile mülakat yapıldı
06:29
reported facing racialized gender bias,
107
389200
3376
ve temizlik işçileri hakkında yanılma dahil,
06:32
including being mistaken for the janitorial staff.
108
392600
3720
ırk ayırımcılığı olan cinsiyet yanlılığı ile karşılaşıldığı rapor edildi.
06:37
This mistaken identity was not reported
109
397280
2896
Yanılınılan kimlikler, bu çalışma için mülakata katılan
06:40
by any of the white women interviewed for this study,
110
400200
2536
beyaz kadınların hiçbirisi tarafından bildirilmedi.
06:42
which comprised 557 women in total.
111
402760
3600
Bu kadınlar toplamda 557 kişiden oluşuyordu.
06:47
While there is nothing inherently wrong with a janitorial position,
112
407560
4056
Her ne kadar temizlik işleri ile, doğal olarak, bir sorun olmasa da,
06:51
and in fact my forefathers and foremothers were able to attend college
113
411640
3416
ve benim büyüklerim üniversiteye gidebilseler de,
06:55
because many of their parents worked these jobs,
114
415080
2856
ailemdeki birçok kişi bu işlerde çalıştığı için
06:57
it was a clear attempt to put me in my place.
115
417960
3800
beni böyle bir konuma yerleştirmek bariz bir şeydi.
07:02
While there was certainly the acute pain of the encounter,
116
422840
3216
Böyle şiddetli bir problem ile yüzyüze gelmek varken,
07:06
the real issue is that my appearance
117
426080
2576
asıl mevzu, görünüşümün
07:08
can tell anyone anything about my ability.
118
428680
4536
benim yeteneklerim hakkında birşeyler barındırabiliyor olması.
07:13
Beyond that, though, it underscores
119
433240
2336
Bunun da ötesinde,
07:15
that the women of color in STEM do not experience the same set of barriers
120
435600
5976
STEM'deki beyaz olmayan kadınlar,
diğer kadınları ile ya da diğer insanlar ile aynı sıkıntıları yaşamıyorlar.
07:21
that just women or just people of color face.
121
441600
4096
07:25
That's why today I want to highlight women of color in STEM,
122
445720
3856
Bu yüzden, bugün ben, merhametsizce ve pişmanlık duymaksızın
07:29
who are inexorably, unapologetically
123
449600
2896
kimliklerinin parçalanmaz bütünlüğü ile yaşayan;
07:32
living as the inseparable sum of identities.
124
452520
3800
STEM'deki kadınlara dikkat çekmek istiyorum.
07:37
STEM itself is an intersectional term,
125
457600
2976
STEM'in kendisi bir kesişim noktası terimi;
07:40
such that its true richness cannot be appreciated
126
460600
3256
onun gerçek zenginliği,
07:43
without considering the liminal space between disciplines.
127
463880
3856
disiplinlerarası boşluklar dikkate alınmaksızın anlaşılamaz.
07:47
Science, the pursuit of understanding the physical world
128
467760
2776
Kimya, fizik ve biyoloji aracılığıyla
07:50
by way of chemistry, physics, biology,
129
470560
3096
fiziksel dünyanın anlaşılması gayreti olan bilim;
07:53
cannot be accomplished in the absence of mathematics.
130
473680
3776
matematiğin yokluğunda başarıya ulaşamaz.
07:57
Engineering requires the application of basic science and math
131
477480
4056
Mühendislik, yaşanmış tecrübelere
temel bilim ve matematiğin uygulanmasını gerektirir.
08:01
to the lived experience.
132
481560
2016
08:03
Technology sits firmly on the foundation of math,
133
483600
3696
Teknoloji, matematik, mühendislik
08:07
engineering and science.
134
487320
2336
ve bilim temeline oturur.
08:09
Math itself serves the critical role of Rosetta Stone,
135
489680
4016
Matematik kendi başına, dünyanın fiziksel kurallarını çözerek ve şifreleyerek,
08:13
decoding and encoding the physical principles of the world.
136
493720
4736
Rosetta Stona'un kritik rolüne hizmet eder.
08:18
STEM is utterly incomplete without each individual piece.
137
498480
4936
STEM her bir parça olmaksızın, tek kelime ile eksik kalacaktır.
08:23
This is to say nothing of the enrichment that is realized
138
503440
3376
STEM diğer disiplinlerle bir araya geldiğinde,
08:26
when STEM is combined with other disciplines.
139
506840
3616
onun, ortaya çıkan zenginliği hakkına bir şey söylemeye gerek yoktur.
08:30
The purpose for this talk is twofold:
140
510480
2576
Bu konuşmanın amacı iki kısımdır;
08:33
first, to say directly to every black, Latina, indigenous, First Nation
141
513080
5736
birincisi; ırkın ve cinsiyetin kutsanmış eşiğinde kendine yer edinen
her bir siyahi, latin, yerel, kızılderili
08:38
or any other woman or girl
142
518840
2016
08:40
who finds herself resting at the blessed intersection
143
520880
3216
ve diğer kadınlara ve kızlara,
08:44
of race and gender,
144
524120
2015
istedikleri her şey olalabileceklerini söylemek.
08:46
that you can be anything you want to be.
145
526159
2961
08:50
My personal hope is that you'll become an astrophysicist,
146
530159
3496
Benim kişisel arzum, bir astrofizikçi olmanız
08:53
but beyond that, anything you want.
147
533679
3057
ancak bunun ötesinde istediğiniz her şey.
08:56
Do not think for one minute
148
536760
3056
Kendiniz olduğunuz için
08:59
that because you are who you are,
149
539840
2256
hayal ettiğiniz şeyleri yapamayacağınızı
09:02
you cannot be who you imagine yourself to be.
150
542120
3536
bir dakika bile düşünmeyin
09:05
Hold fast to those dreams
151
545680
2456
O hayallerinize sıkı sarılın
09:08
and let them carry you into a world you can't even imagine.
152
548160
3680
ve sizin bile hayal edemeyeceğiniz yerlere sizi götürmesine izin verin.
09:12
Secondly, among the most pressing issues of our time,
153
552640
3736
İkinci olarak, zamanımızın en aceleci meseleleri arasındaki şeylerin bir çoğu,
09:16
most now find their intersection with STEM.
154
556400
3616
şimdilerde STEM ile kesişen noktolarda bulunuyorlar.
09:20
We have as a global society solved
155
560040
2016
Biz evrensel bir toplum olarak,
09:22
most of the single-faceted issues of our time.
156
562080
3696
zamanımızın tek yanlı meselelerininin çoğunu çözmüş bulunuyoruz.
09:25
Those that remain require a thorough investigation
157
565800
3456
Geriye, yarının çoklu çözümlerini yaratmak için
09:29
of the liminal space between disciplines
158
569280
2776
disiplinler arası boşluğu dolduracak araştırmaları gerektirenler kaldı.
09:32
to create the multifaceted solutions of tomorrow.
159
572080
4416
09:36
Who better to solve these liminal problems
160
576520
3096
Kim bu boşlukları,
09:39
than those who have faced their whole lives at the intersections.
161
579640
4336
hayatlarını bu eşiklerde geçiren kimselerden daha iyi çözebilir.
09:44
We as thought leaders and decision makers
162
584000
2936
Biz, liderler ve karar verici kabul edilen kişiler olarak,
09:46
must push past the first steps of diversity
163
586960
3416
çeşitliliğin ilk aşamasını geçip
09:50
and into the richer and more robust territory
164
590400
3296
daha zengin ve daha kapsayıcı
09:53
of full inclusion and equal opportunity.
165
593720
4016
ve eşit imkanları barındıran sağlam bölgelere doğru devam etmeliyiz.
09:57
One of my favorite examples of liminal excellence
166
597760
3056
Bu eşikte yer alan ve benim en favorilerim arasındaki kişi;
10:00
comes from the late Dr. Claudia Alexander,
167
600840
2856
10 yıl süren göğüs kanseri sonunda,
10:03
a black woman plasma physicist,
168
603720
1736
geçen Temmuz'da vefat eden, siyahi bir kadın olan
10:05
who passed away this past July after a 10-year bout with breast cancer.
169
605480
5056
plasma fizikçisi merhum Dr. Claudia Alexander'dır.
10:10
She was a NASA project scientist who spearheaded the NASA side
170
610560
4096
Rosetta görevinin NASA ayağına liderlik eden,
10:14
of the Rosetta mission,
171
614680
1456
NASA'daki projelerde çalışan bilim insanı idi.
10:16
which became famous this year for landing a rover on a comet,
172
616160
4456
Bu yıl, bir kuyrukluyıldıza bir gezginci indirmesiyle
10:20
and the 1.5 billion dollar Galileo mission to Jupiter,
173
620640
4496
ve 1.5 milyar dolarlık Jupiter'e yapılan Galileo görevi ile,
10:25
two high-profile scientific victories
174
625160
2976
NASA, Birleşik Devletler
ve dünya için yaptığı çok büyük iki bilimsel zafer ile tanınır hale geldi
10:28
for NASA, the United States and the world.
175
628160
4096
10:32
Dr. Alexander said it this way:
176
632280
2696
Dr. Alexander bunu şu şekilde söyledi:
10:35
"I'm used to walking between two cultures.
177
635000
2696
"İki kültür arasında yürümeye alışkınım.
10:37
For me, it's among the purposes of my life
178
637720
3136
Benim için hayatımın amaçlarından birisi;
10:40
to take us from states of ignorance to states of understanding
179
640880
3616
bizi cahillikten alıp, her gün yapamayacağımız
10:44
with bold exploration that you can't do every day."
180
644520
4376
cesur bir keşifle bir kavrayış durumuna taşımak."
10:48
This shows exactly the power of a liminal person.
181
648920
3776
İşte bu tam da eşikte yaşayan bir insanın gücünü gösteriyor.
10:52
She had the technical ability to spearhead
182
652720
2376
O, zamanımızın en iddialı uzay görevlerinden bazılarına
10:55
some of the most ambitious space missions of our time,
183
655120
3096
liderlik edebilecek teknik bir yeteneğe sahipti.
10:58
and she perfectly understood her place
184
658240
3336
O da kendisinin kendisi olduğu bir yerde
11:01
of being exactly who she was in any place she was.
185
661600
3640
tamamen kimliğinin var olduğu yeri çok iyi bir şekilde kavramıştı.
11:06
Jessica Matthews, inventor of the SOCCKET line of sports products,
186
666240
3616
Onlarla oynadıkça yenilenebilir enerji üreten futbol topları gibi
11:09
like soccer balls, that generate renewable energy as you play with them,
187
669880
3976
spor ürünleri üreten SOCCKET'in mucidi Jessica Matthews
11:13
said it this way:
188
673880
1856
şöyle söyledi:
11:15
"A major part of invention isn't just creating things,
189
675760
3456
"İcadın büyük bir bölümü, sadece bir şeylerin yapılması değildir,
11:19
it's understanding people
190
679240
1816
insanları anlamaktır
11:21
and understanding the systems that make this world."
191
681080
3240
ve bu dünyayı oluşturan sistemleri anlamaktır."
11:25
The reason I tell my story
192
685320
1816
Kendi hikayemi
11:27
and the story of Dr. Alexander and Jessica Matthews
193
687160
3056
ve Dr. Alexander ve Jessica Matthews'ün hikayesini anlatmamın sebebi,
11:30
is because they are fundamentally intersectional stories,
194
690240
3856
onların temelde kesişim noktaları barındıran hikayeler olmasıdır;
11:34
the stories of lives lived at the nexus of race, gender and innovation.
195
694120
6000
ırk, cinsiyet ve yeniliğin kesiştiği bir noktada yaşanmış hikayeler olmasıdır.
11:40
Despite implicit and explicit questions of my right to be in an elite space,
196
700760
5616
Elit bir konumda olma hakkımın getirdiği dahili ve harici sorgulamalara karşın,
11:46
I'm proud to report that when I graduated,
197
706400
2576
mezun olduğumda, Yale'in 312 yıllık tarihinde
11:49
I was the first black woman to earn a PhD in astrophysics
198
709000
3456
astrofizik alanında doktora derecesi elde eden
11:52
in Yale's then 312-year history.
199
712480
3096
ilk siyahi kadın olduğumu söylemekten dolayı gurur duyuyorum.
11:55
(Applause)
200
715600
5896
(Alkışlar)
12:01
I am now part of a small but growing cadre of women of color in STEM
201
721520
5416
Ben şimdilerde, STEM içinde yer alan beyaz olmayan, küçük, ancak gelişen bir kadronun bir parçasıyım.
12:06
who are poised to bring new perspectives and new ideas to life
202
726960
4016
O kişiler, zamanımızın en acele meselelerinde:
12:11
on the most pressing issues of our time:
203
731000
2776
eğitimdeki eşitsizlikler, polis şiddeti,
12:13
things like educational inequities,
204
733800
2176
HIV/AİDS, küresel ısınma, genetik düzeltme,
12:16
police brutality, HIV/AIDS, climate change, genetic editing,
205
736000
5976
yapay zeka ve Mars'ın keşfi gibi alanlardaki meselelerde yeni
bakış açıları ve yeni fikirler getirecek şekilde dengelenmişlerdir.
12:22
artificial intelligence and Mars exploration.
206
742000
3376
12:25
This is to say nothing of the things we haven't even thought of yet.
207
745400
4296
İşte bu, henüz bizim bile düşünmediğimiz şeylerde hiçbir şey söylememektir.
12:29
Women of color in STEM occupy some of the toughest
208
749720
3496
STEM'deki beyaz olmayan kadınlar, günümüzün en zor
12:33
and most exciting sociotechnological issues of our time.
209
753240
4776
ve en heyecan verici sosyo-teknolojik meselelerinden bazılarında bulunmaktadırlar.
12:38
Thus, we are uniquely positioned
210
758040
2336
Böylece biz, eşsiz bir şekilde,
12:40
to contribute to and drive these conversations
211
760400
3416
yaşanmışlığın daha geniş çeşitliliğini içine alan bu hareketlere destek vermek
12:43
in ways that are more inclusive of a wider variety of lived experience.
212
763840
5136
ve bunları yönlendirmek için yerimizi almış bulunuyoruz.
12:49
This outlook can be expanded to the many intersectional people
213
769000
3576
Bu bakış açısı, kesişimde yer alan, olumlu ya da olumsuz tecrübe edinen,
12:52
whose experiences, positive and negative,
214
772600
3056
hatta kaynakları itibariyle en iyi olan homojen grupların bile üstesinden gelecek şekilde
12:55
enrich the conversations in ways that outmatch
215
775680
3056
söz konusu hareketleri güçlendirecek bir çok insana ulaşabilir.
12:58
even the best-resourced homogenous groups.
216
778760
3080
13:02
This is not a request born out of a desire to fit in.
217
782880
3896
Bu, bir şeyleri yerine oturtma hevesinden doğmuş bir istek değildir.
13:06
It's a reminder that we cannot get to the best possible outcomes
218
786800
4496
Bu; işbirliğin,
eşiktekilerin, farklı yaşam sürenlerin,
13:11
for the totality of humanity
219
791320
2176
gözle görünür biçimde tecrübe edenlerin
13:13
without precisely this collaboration,
220
793520
2456
13:16
this bringing together of the liminal,
221
796000
2536
ve tamamen farklı bir biçimde etkilenmiş kişileri bir araya getirmeksizin
13:18
the differently lived, distinctly experienced
222
798560
3496
insanlığın bütünü için
en muhtemel çıkış noktalarına erişemeyeceğimizin bir hatırlatmasıdır.
13:22
and disparately impacted.
223
802080
2536
13:24
Simply put, we cannot be the most excellent expression
224
804640
4016
Basitçe söylemek gerekirse, biz,
tüm insanlık bir araya getirilmeksizin
13:28
of our collective genius
225
808680
1776
13:30
without the full measure of humanity brought to bear.
226
810480
3496
kollektif dehamızın en mükemmel dışavurumu olamayız.
13:34
Thank you.
227
814000
1216
Teşekkür ederim.
13:35
(Applause)
228
815240
5880
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7