The secret society of the Great Dismal Swamp - Dan Sayers

Çeviri: Ceren Calici Gözden geçirme: Gözde Alpçetin

Straddling Virginia and North Carolina is an area that was once described as the

Virginia ve Kuzey Carolina arasında kalan bölge bir zamanlar şöyle betimleniyordu:

“most repulsive of American possessions.”

“Amerika’ya ait en itici yer”

By 1728, it was known as the Great Dismal Swamp.

1728′e kadar bu bölge,

Büyük Kasvetli Bataklık olarak biliniyordu.

But while many deemed it uninhabitable,

Birçok kişi bu alanı “yaşanmaz” olarak tarif etse de

recent findings suggest that a hidden society persisted in the Swamp

son bulgular, gizli bir topluluğun 1800′lerin ortalarına kadar

until the mid-1800′s.

Bataklık’ta varlığını sürdürdüğünü gösteriyor.

So, who lived there? And what happened to them?

O zaman, burada kimler yaşadı ve onlara ne oldu?

İnsanlar Batalık’ta yaşayan bir topluluğun varlığından

People long suspected that communities had settled in the Swamp,

uzun zamandır şüpheleniyordu

but the historical record was spotty.

ama bu konudaki tarihî kayıtlar eksikti.

It wasn’t until 2003 that the first systematic archaeological foray

2003 yılında ilk sistematik arkeolojik çalışma nihayet başladı.

finally launched.

But, despite having been extensively drained over the years,

Yıllar içinde büyük ölçüde kurutulmuş olsa da

the wetland still presented many practical challenges.

sulak alan hâlâ birçok zorluk çıkarıyordu.

Researchers had to penetrate thorny thickets,

Araştırmacılar; dikenli çalılıkların içine dalmak,

wade through waters studded with sinkholes,

subatanlar ile dolu sularda yürümek

and braved the threats of dangerous animals.

ve tehlikeli hayvanlarla başa çıkmak zorunda kaldılar.

After several months, they finally found islands in the Swamp’s interior.

Birkaç ay sonra, nihayet Bataklık’ın içinde adalar buldular.

These formations quickly revealed traces of centuries-old secrets.

Bu oluşumlar yüzlerce yıllık sırların izlerini gözler önüne seriyordu.

Archeologists found buried markings that appear to have been left

Arkeologlar, yükseltilmiş kütüklerden yapılmış kulübelere,

by raised log cabins, fire pits, and basins

ateş çukurlarına ve içme suyu toplamada kullanılmış olabilecek

that may have collected drinking water.

havzalara dair izler buldular.

Bir çit olarak tanımlanabilecek eserler belirlediler.

They identified what seems to have been a palisade wall

and excavated more than 3,000 artifacts,

3000′den fazla insan yapımı eser ortaya çıkarıldı

including weaponry, stone tools, and fragments of ceramic pipes and vessels.

ki bunlar arasında silahlar, taş aletler ve seramik boru ve kap parçaları da vardı.

These discoveries, combined with previous findings,

Bu keşifler, daha önceki buluntularla birleştirilerek

helped tell a story that reaches far back in time.

çok daha önceki zamanlara ait bilgilere ulaşılmasına katkı sağladı.

Indigenous American people began regularly inhabiting or visiting the area

Yerli Amerikalılar, bu bölgeye yerleşmeye ya da burayı ziyaret etmeye

around 11,000 BCE, before it was even a swampland.

M.Ö. 11.000 dolaylarında, henüz bataklık hâline gelmeden önce başlamışlardı.

A second era of occupation began much later.

Bölgedeki ikinci işgal dönemi ise çok daha sonralara denk geliyor.

In the early 1600′s, more Indigenous people came seeking refuge

1600′lerin başında, daha fazla Yerli kolonizasyon nedeniyle bu bölgeye sığındı.

from colonization.

And later that century, it seems that Maroons—

O yüzyılın sonlarında, görünen o ki Maroonlar—

or people escaping from slavery— began entering the area.

diğer bir deyişle kölelikten kaçan insanlar bu bölgeye gelmeye başladı.

In fact, the team’s findings support the theory

Gerçekten de ekibin buldukları, Büyük Kasvetli Bataklık’ın

that the Great Dismal Swamp was home to the largest Maroon settlement

tüm Kuzey Amerika’daki en geniş Maroon yerleşiminin

in all of North America.

merkezi olduğu teorisini destekliyor.

Because their success and survival depended on staying hidden

Başarılarının ve hayatta kalmalarının

dış dünyadan gizli kalmalarına bağlı olması nedeniyle

from the outside world,

these Swamp communities were largely self-sufficient.

Bataklık toplulukları büyük oranda kendi kendilerini idare ediyorlardı.

Based on primary sources,

Tarihçiler, birincil kaynaklara dayanarak

historians believe that people cultivated grains and created homes, furniture,

insanların tahıl ektiklerini ve ev, mobilya, müzik aletleri ve daha fazlasını

musical instruments, and more from the Swamp’s available resources.

Bataklık’ın kaynaklarını kullanarak yarattıklarını düşünüyorlar.

These organic materials had probably already decomposed

Bu organik materyaller büyük olasılıkla

arkeologlar bu alana çalışma yapmaya geldiklerinde

by the time archaeologists came to investigate.

çoktan doğaya karışmışlardı.

Ancak araştırmacılar, seramikleri ve eski Yerliler tarafından yapılan

But researchers were able to find more durable objects,

like ceramic and stone items that were likely left by ancient Indigenous people

ama daha sonraki topluluklar tarafından yeniden kullanılan ve değiştirilen

then reused and modified by others later on.

taş aletler gibi daha dayanıklı nesneleri bulabildiler.

Around the turn of the 19th century, It seems the relationship

Görünen o ki 19. yüzyılın başlarında,

Bataklık toplumu ile dış dünya arasındaki ilişki değişti.

between the Swamp’s community and the outside world changed.

Lumber and manufacturing companies began encroaching on the Swamp’s interior.

Kereste ve imalat şirketleri Bataklık’ın iç kesimlerine ilerlemeye başladılar.

They brought thousands of free and enslaved workers to live in the Swamp

Binlerce özgür ve köleleştirilmiş işçi, yaşamak üzere Bataklık’a getirildi

and made them harvest wood, excavate canals, and drain fields.

ve odun kesme, kanal açma ve alanları kurutma gibi işlerde çalıştırıldı.

Certain findings suggest that the Swamp’s hidden communities

Bazı bulgular, Bataklık’ın gizli topluluklarının bu süre zarfında

might have switched to a more defensive mode during this period.

savunma durumunda olduğunu gösteriyor.

But researchers also observed more mass-produced objects from this time,

Araştırmacılar ayrıca bu andan sonra seri üretilen ürünlerin

indicating that trading was taking place.

ticaretinin yapıldığını da gözlemliyor.

Researchers think that the secret Swamp communities dispersed

Gizli Bataklık topluluklarının, Amerikan Sivil Savaşı sırasında ya da sonrasında,

during or soon after the American Civil War,

Amerika Birleşik Devletleri’nde köleliğin sona erdirilmesiyle

by the end of which slavery was abolished in the United States.

dağıldığı düşünülüyor.

Some people may have stayed in the Swamp until they passed away

Bazı kişiler, ölene kadar Bataklık’ta kalmış

or left to settle elsewhere.

ya da başka bir yere yerleşmek üzere buradan ayrılmış olabilir.

Most of what we know about these hidden communities has come to light

Bu gizli topluluklarla ilgili bildiklerimizin çoğu,

after archeologists excavated sections of a single island.

arkeologların sadece tek bir adanın bölümlerini kazmalarıyla ortaya çıktı.

However, there may have been hundreds of habitable islands

Ancak zamanla Bataklık’ın içinde ilerledikçe

dotting the Swamp’s interior at the time.

yüzlerce yaşanabilir ada bulunabilir.

Between 1600 and 1860, many people lived in these hidden settlements.

1600 ile 1860 arasında, bu gizli yerleşim yerlerinde yüzlerce insan yaşadı.

Some probably lived their entire lives within the Swamp

Bunlardan bazıları büyük olasılıkla tüm yaşamlarını Bataklık’ta geçirdi

and never saw a white person or experienced racial persecution

ve asla beyaz bir insan görmedi ya da Amerikan toplumundaki

in broader American society.

ırksal ayrımcılığı deneyimlemedi.

Generations of Black Maroons and Indigenous Americans

Siyah Maroonlar ve Yerli Amerikalılar, nesiller boyunca

resisted slavery and colonization by creating an independent society

Büyük Kasvetli Bataklık’ın kalbinde bağımsız bir topluluk yaratarak

in the heart of the Great Dismal Swamp.

köleliğe ve kolonizasyona direndi.

They fostered a refuge in what might seem like the unlikeliest of places—

Onlar, dışarıdan en ihtimal dışı gibi görünen

but one that was more hospitable than what lay outside.

ama en konuksever yerlerden birine sığındılar.

Today, this area offers a partial record of that secret, self-reliant world,

Bugün bu alan, hayatta kalmak için hayal edilen ve inşa edilen o gizli,

imagined and built for survival and the preservation of freedom.

bağımsız dünyanın ve özgürlüğün korunmasının kısmi kaydını sunuyor.