Let's talk about sex - John Bohannon and Black Label Movement

Seksten bahsedelim - John Bohannon ve Black Label Movement

Transcriber: Andrea McDonough Reviewer: Bedirhan Cinar

Çeviri: Diba Szamosi Gözden geçirme: Meric Aydonat

Let's talk about the facts of life.

Hayatın gerçeklerinden bahsedelim.

You remember that conversation you had when you were a kid

Güvendiğiniz bir büyüğünüzle ya da ailenizle

about sex

seks ya da

or drugs

uyuşturucu hakkında

with your parents or some trusted adult?

yaptığınız o konuşmayı hatırlıyor musunuz?

Probably not

Heralde hayır

because it's a myth.

çünkü bu bir efsane.

You don't talk to kids about that stuff.

Çocuklarla böyle şeyler konuşulmaz ki.

It's just so embarrassing.

Çok utanç verici.

And, hey, maybe that's OK.

Ve, hey, belki de böylesi iyidir.

We've been outsourcing the facts of life for decades.

Yıllardır hayatın gerçeklerini başka kaynaklardan öğrendik.

We spend billions of dollars on it.

Bunun için milyarlarca dolar harcandı.

So, why talk to kids when you can just turn on the TV?

Yani, sadece televizyonu açmak yeterliyken neden konuşasın?

I learned about drugs from an egg and a frying pan:

Uyuşturucularla ilgili tüm bildiğimi bir yumurta ve tava ile öğrendim:

"This is drugs,

"Bu uyuşturucu

and this is your brain on drugs.

ve bu da uyuşturucunun beynine yapacakları.

Pssssssss.

Pssssss.

Any questions?"

Başka soru?"

Yeah, actually, I did.

Ah, aslında vardı.

But it's not about questions.

Ama mesele sorular değildi.

It's about data.

Bilgilerdi.

In the 1980's when I was growing up,

1980lerde büyürken,

those data were terrifying parents:

bu bilgiler aileleri korkutuyordu:

1% of high school seniors had try heroin,

Okulda gençlerin %1'i eroini dener,

12% hallucinogens,

%12'si halisünojenleri,

12% tranquilizers,

%12'si sakinleştiricileri,

17% cocaine,

%17'si kokaini,

26% stimulants,

%26'sı uyarıcıları

and over 50% of us had tried marijuana.

ve %50'sinden çoğu marihuanayı dener.

It was an epidemic!

Bu bir salgın olmalı!

At least, that's what they told us.

En azından bize söyledikleri buydu.

And marijuana was the gateway drug, leading to all the harder stuff.

Ve marihuana, uyuşturucuya aılan bir kapıydı, bütün o korkunç maddelere.

Of course, 92% of us were drinking alcohol,

Tabi ki %92'miz alkol alıyorduk

and that was killing more of us than all drugs combined.

ve bu bizi, diğer tüm uyuşturuculardan daha çok öldürüyordu.

But, nevermind, it's legal.

Ama, boş versenize, yasaldı.

So we declared war on drugs!

Ve böylece uyuşturucuya savaş açtık!

Nancy Reagan was our general.

Nancy Reagan generalimizdi.

All drugs will kill you, so just say, "No!"

Tüm uyuşturucular sizi öldürür, bu yüzden sadece "Hayır!" deyin.

Just say, "No!" to pot.

Esrara sadece "Hayır!"

Just say, "No!" to cocaine.

Kokaine sadece "Hayır!"

Just say, "No!" to everything.

Her şeye sadece "Hayır!"

So simple!

Bu kadar basit!

If you want to save kids,

Çocukları kurtarmak için

you have to scare the hell out of them!

onların ödünü koparmalısınız!

And we spent ridiculous amounts of money doing that.

Ve bunu yapmak için inanılmaz paralar harcadık.

Soon that war on drugs spread to become a war on sex.

Ve uyuşturucuyla olan bu savaş, sonradan sekse karşı da verildi.

We were pushing abstinence on kids to fight AIDS.

AIDS'le savaşmak için gençleri yoksun bırakıyorduk.

And when all the data finally came home,

Ve sonra, tüm bilgi eve geldiğinde,

guess what:

ne oldu bilin:

completely ineffective.

hiçbir işe yaramadı.

We love big solutions to big problems, don't we?

Büyük sorunlara büyük çözümler bulmayı seviyoruz, değil mi?

What if the facts of life don't work that way?

Peki ya hayatın gerçekleri böyle işlemiyorsa?

What if the experience of having that conversation can't be mass-produced?

Ya o konuşmanın etkisi, çoklu yapıldığında azalıyorsa?

What if it can't be scaled up?

Ya bireyselleştirilmesi gerekiyorsa?

Well, that would be very frustrating for everyone in this industry, wouldn't it?

Bu işe kendini adayanlar için çok fena olurdu değil mi?

And, many of them are really trying to help.

Ve onların çoğu da yardım etmeye çalışıyor.

Who, then?

Kim yani?

Us.

Biz.

We have to talk to kids.

Bizler çocuklarımızla konuşmalıyız.

Openly and honestly.

Açıkça ve dürüstçe.

But are we ready to be honest?

Peki dürüst olmaya hazır mıyız?

I don't think so.

Hiç sanmam.

We mythologize childhood.

Çocukluğu efsaneleştiriyoruz.

Mine was in Stone Mountain, Georgia,

Benimki Georgia, Stone Mountain'da

a completely typical 1980's American suburb.

tipik bir 1980 Amerikan çocukluğuydu.

For the parents, a wholesome paradise of bridge parties and tennis games.

Aileler için briç partileri ve tenis maçları ile bir cennetti.

For us kids, we were all working on a secret research project,

Biz çocuklar ise, gizli bir araştırma projesi üzerine çalışıyorduk

and our laboratory was in the woods after school,

ve laboratuvarımız okul sonrası ağaçlık yerler,

under the covers during sleep-overs,

gece kalmalarında örtü altları,

really, any opportunity we could take

gerçekten de kıyafetlerimizi soyup

to peel off our clothes and investigate.

keşfe çıkabileceğimiz heryerdi.

What were these things,

Tam olarak neydi,

bodies?

vücutlarımız?

What do they do?

Ne işe yararlardı?

We had to figure them out

Anlamaya çalışıyorduk

and that's childhood.

ve çocukluğumuz böyle geçti.

It's not just fun and games,

Sadece oyunlar ve eğlenceyle değil,

it's actually a Manhattan project of nakedness.

Manhattan çıplaklık projesiyle geçti.

And then you walk into your first class in middle school,

Ortaokulda ilk dersinize girdiğinizde,

and the bomb goes off.

bomba patlardı.

You are not just a body any more.

Artık sadece bir vücut değildiniz.

Oh no, now you are grotesque.

Ah hayır, artık acayip bi hale geldiniz.

That's when the suffering really starts.

İşte büyük çileniz o zaman başlar.

So, yeah, talk to kids.

Yani, evet, çocuklarınızla konuşun.

But if you are not honest about your own experiences first,

Ancak ilk başta kendi deneyimleriniz ile ilgili dürüst olmazsanız,

everything you say smells like bullshit.

söylediğiniz herşey sadece saçmalık kokar.

Don't worry, you can practice

Endişelenmeyin, önceden pratik yapabilirsiniz,

and you should start by talking to the one kid you definitely know:

çok iyi tanıdığınız bir çocukla başlayın mesela:

you.

kendinizle.

What kind of kid were you?

Nasıl bir çocuktunuz?

What troubled you?

Sizi sıkan neydi?

For me, it was age 13.

Benim için, 13 yaşımdı.

That was the worst year.

En berbat yılımdı.

I was obsessively curious about sex

Takıntılı bir şekilde seksi merak ediyordum

and also deeply ashamed by it.

ve deli gibi utanıyordum.

It wasn't my only problem, of course, not by a long shot,

Tek sorunum bu değildi, tabii ki, uzun menzilde değil,

but it was the beginning of a downward spiral.

ama herşeyi başlatan ilk sorun buydu.

And my bad luck was to hit bottom

Ve kötü şansım Pink Floyd'dan

while watching "The Wall" by Pink Floyd,

"The Wall"u izlerken dibe vurmuştu.

which is a bad idea for a miserable 13-year old high on weed.

Kafayı çekmiş 13 yaşında çaresiz bir çocuk için kötü bir fikirdi.

So, that night, for whatever reason,

Sonra o gece, her nedense,

it seemed like good idea to shave off my eyebrows,

kaşlarımı traş etmek iyi bir fikirmiş gibi geldi

and then try to kill myself by swallowing all the pills in the bathroom,

ve ardından banyodaki tüm ilaçları içerek kendimi öldürmeyi denedim.

which was not at all fatal,

Ölmedim,

but everyone noticed the eyebrows.

ama herkes kaşlarımı farketti.

And that made middle school extra fun.

Ve ortaokul yıllarımı öncesinden de eğlenceli kıldı.

So, what was your low point?

Peki, sizin en kötü anınız neydi?

And if you could build a time machine to travel back and talk to that kid,

Ve bir zaman makinesi bulup o çocukla konuşabilseniz,

what would you say to yourself?

kendinize ne derdiniz?

For me, it was easy.

Benim diyeceğim gayet basit.

All I really needed was someone to reassure me

O zamanlar tüm ihtiyacım, birinin bana gelip de

that somehow I was a normal part of the universe.

normal olduğumu söylemesiydi.

But I didn't feel like I could talk to anyone.

Ama o zamanlar kimseyle konuşamıyordum.

And yet weirdly, I fully expected a time traveler

Ve daha da tuhafı, hep bir zaman yolcusunun

to materialize at any time

ortaya çıkmasını bekledim,

because I was a geek.

çünkü tam bir inektim.

I didn't know if it would be my unborn son

Belki de gelecek olan henüz doğmamış oğlum ya da

or a T-101 cyborg.

bir T-101 sayborgdu.

But either one would be awesome!

Ama her halükarda muhteşem olurdu!

Hey, it's me, yourself from the future, in the year 2012.

Hey, benim, 2012 yılından, gelecekten, oğlun.

I have crucial information for you, but not about the future, about the past,

Sana söyleyeceklerim önemli: ama gelecekle ilgili değil, geçmişle ilgili.

a billion years in the past, when this planet was covered with nothing but cells

Bu gezegenin henüz sadece savaşan, yiyen ve bölünen hücrelerle

and all they did was fight, eat, and divide;

dolu olduğu milyarlarca yıl öncesiyle ilgili:

fight, eat, and divide.

savaşan, yiyen ve bölünen.

Except for one.

Biri hariç.

And that's your ancestor.

Ve bu senin atandı.

This cell enslaved other ones,

Bu hücre diğerlerini ele geçirdi,

but master and slave became one.

ama sahip ve köle birleşti.

And then those cells invented sex,

Ve sonra o hücreler seksi keşfetti.

and then they invented the first bodies

Sonra, ilk vücutları buldular,

with each cell doing a different job,

her hücresi farklı işler yapıyordu:

some smelling,

bazıları koku almaya,

some moving,

bazıları hareket etmeye,

some eating.

bazıları yemeye yarıyordu.

And the job of sex went to a special cell called the gamete.

Ve seks işi gamet adı verilen özel bir hücreye gitti.

And those bodies became giant.

Ve bu vücutlar devlere dönüştü.

The distance to the next body was vast so they had to swim.

Bir sonraki vücut o kadar uzaktı ki, ona gitmek için yüzmek gerekiyordu.

Most would be lost and die so they were mass-produced.

Yüzenlerin çoğu yolunu şaşıracak ve ölecekti bu nedenle çok sayıda üretildiler.

Soon the oceans were a non-stop riot of sex and death

Sonra okyanuslarda hiç durmayan seks ve ölüm ayaklanmaları oldu,

until 500 million years ago, when the first beast crawled onto land.

500 milyon yıl önce toprakta emekleyen ilk yaratık ortaya çıkana kadar.

Land is hard

Vücutlar ağır olduğu için

because bodies are heavy.

toprak serttir.

And the sun kills gametes.

Ve güneş gametleri öldürür.

To keep them safe,

Onları korumak için

so deep inside of a body,

vücudunun çok derinlerinde

the mother builds a tiny ocean.

bir okyanus yaratıldı.

Outside are events of unimaginable violence.

Dışarıda inanılmaz şiddet olayları var.

Whole new forms of life are being created

Yepyeni hayat formları, sonunda ölmek için

only to be wiped away.

yaratılıyorlar.

Millions of years are flashing by.

Milyonlarca yıl hızla geçiyor.

But in here, it's always the same.

Ama içinde, her şey aynı kalıyor.

Peace.

Huzur.

Just peace.

Sadece huzur.

Maybe we will never know why,

Belki de nedenini asla bilemeyeceğiz,

but of all the possible bodies that have appeared on this planet,

ama bu gezegende ortaya çıkan canlıların ötesinde

it was this one,

sadece bu

bilaterally symmetric,

simetrik,

warm-blooded,

sıcak-kanlı,

bigger than a mouse,

fareden büyük,

smaller than a horse,

attan küçük,

2 legs, 10 toes,

2 bacaklı, 10 ayak parmaklı,

no tail,

kuyruksuz,

big brain,

büyük beyinli,

language,

lisanı,

technology,

teknolojisi

and civilization

rising and falling for thousands of years.

ve medeniyeti olan bu tür

binlerce yıl boyunca yükseldi.

And here you are,

Ve işte buradasın,

a 13-year old human

13 yaşında bir insan,

perplexed and embarrassed about sex.

seks konusunda utanan ve şaşıran bir insan.

That's what I came here to tell you:

İşte sana bunu söylemeye geldim:

we don't know why sex evolved nor why it persists.

seksin neden ortaya çıktığını ve hala var olduğunu bilmiyoruz.

Why don't we just clone ourselves like all life did a billion years ago?

Neden milyonlarca yıl önce yaptığımız gibi klonlanarak çoğalmıyoruz?

It's so much more efficient.

Daha kolay olurdu.

We would all have babies, no mates.

Eşlerimiz olmadan bebeklerimiz olurdu.

It could be that children who are genetically different from each other are protected from disease.

Nedeni, genetik olarak birbirlerinden farklı olan çocukların hastalıktan korunması olabilir.

And that is still our best guess.

Ve en iyi tahminimiz bu.

So be comforted to know that even in the distant future,

Bu yüzden, rahatla biraz, uzak gelecekte,

in the year 2012,

2012 yılında bile,

we still don't know what sex is for.

seksin neden var olduğunu bilmiyoruz.

It is perplexing.

Kafa karıştırıcı.

You shouldn't be embarrassed by it.

Ama bundan utanmamalısın.

Sex is a beautiful puzzle.

Seks güzel bir bulmaca.

And without it, you simply would not be here.

Ve onsuz, bugün burada olamazdın.

By the way,

Bu arada,

be nice to your little sister.

küçük kardeşine iyi davran.

She's your best friend. You'll see.

En iyi arkadaşın o, göreceksin.