Buffalo buffalo buffalo: One-word sentences and how they work - Emma Bryce

Çeviri: Can Boysan Gözden geçirme: Gözde Zülal Solak

You may think you know the words that sit plainly in black on your page,

Sayfanızda siyah halleriyle öylece duran sözcükleri tanıdığınızı düşünebilirsiniz

but don't be fooled.

ama buna kanmayın.

Some words are capable of taking on different guises,

Bazı sözcükler farklı kılıklara bürünebilirler,

masquerading as nouns, verbs and adjectives

isim kılığına, fiil kılığına ya da sıfat kılığına girebilirler,

that alter their meanings entirely.

bu da sözcüklerin anlamlarını tamamen değiştirir.

This seeming superpower is called lexical ambiguity.

Görünüşte süper güç olan bu duruma sözcüksel belirsizlik deniyor.

It can turn words and sentences into mazes that mess with our minds.

Bu durum, sözcükleri ve cümleleri

kafamızı karıştıran labirentlere dönüştürebilir.

For example, consider the following:

Örneğin, aşağıdakileri düşünün:

Buffalo buffalo Buffalo buffalo buffalo buffalo Buffalo buffalo.

Bufalo bufalo Bufalo bufalo bufalo bufalo Bufalo bufalo,

That may sound like nonsense,

bu saçmalık gibi gelebilir

but it's actually a grammatically correct sentence.

ama aslında dilbilgisel açıdan doğru bir cümle.

How? Well, Buffalo is proper noun, a noun, and a verb.

Nasıl mı? Peki, Bufalo özel bir isim, bir isim ve bir fiil.

It refers to an animal also known as a bison,

Bufalo ayrıca, bizon olarak da bilinen bir hayvanı ifade eder,

an American city,

bir Amerikan şehridir,

and it can also mean to bully.

ayrıca zorba anlamına da gelebilir.

These different interpretations create a sequence of words

Mevcut haliyle bu farklı yorumlar,

that is grammatically correct as it stands,

neler olup bittiğini ortaya çıkarmak için

örtük birkaç sözcük öbeği ve noktalama işareti eklenmesine yardımcı olsa da,

though it helps to add in a few implied phrases

and punctuation marks to reveal what's really going on.

dilbilgisel açıdan doğru olan bir kelime dizisi oluşturur.

Buffalo buffalo are bison from the city of Buffalo,

Bufalo bufalo, Bufalo şehrindeki bizonlardır

and this sentence has three groups of them.

ve bu cümle üç gruba sahiptir.

Group A, which is bullied by Group B, bullies Group C.

B grubunun zorbalık ettiği A grubu, C grubuna da zorbalık ediyor.

In other words, bison from Buffalo that other bison from Buffalo bully

Bufalodan olan bizon, öteki bizondan olan zorba bufalodur,

also bully bison from Buffalo.

ayrıca, bufalodan olan zorba bizondur.

If you let each buffalo perform its role, the meaning becomes apparent.

Her bufalonun görevini yerine getirmesini sağlarsanız anlam açığa çıkar.

What if the bunch of bullying buffalo decides to cross the ocean?

Ya zorbalık eden bir avuç bufalo okyanusu geçmeye karar verirse?

Not just on any ship,

Bunu sadece bir geminin üzerinde yapmazlar,

but a ship-shipping ship shipping shipping-ships?

gemi taşıyan bir geminin, gemileri taşıyan gemiyi taşıması ile yaparlar.

That sentence sounds just as outrageous, but there's logic to the babble.

Bu cümle acayip gibi geliyor

ama bu karmaşık konuşmada mantık var.

Ship can mean a vessel and to transport.

Gemi, taşıt aracı ve taşıma anlamlarına gelebilir.

When we sub in those meanings, a clearer picture emerges.

Bu anlamların yerini değiştirdiğimizde, daha açık bir resim ortaya çıkar.

Here we have a huge ship-carrying vessel

İşte gemi taşıyan devasa bir gemi,

transporting ships that themselves are designed to carry goods across the sea.

bu gemi, denizaşırı mallar taşımak için tasarlanmış gemilerin kendisini taşıyor.

A ship-shipping ship, shipping shipping-ships.

Gemi taşıyan bir geminin, gemileri taşıyan gemiyi taşıması.

How about some entertainment on board this unusual vessel

İtişip kakışan bufaloyu dengelemek için

to offset the scuffling buffalo?

bu sıra dışı gemide biraz eğlenceye ne dersiniz?

Consider the can-can.

Can-can dansını düşünün.

Can-can can-can can can can can can-can.

Can-can can-can can can can can can-can.

Here, the word can comes in many guises.

Burada, yardımcı fiil "can" farklı anlamlara geliyor.

There's can-can, the flamboyant dance,

Can-can, gösterişli bir dans türü,

can, that means able to,

"can", yapabilmek anlamına geliyor

and can, figuratively meaning to outperform.

ve "can", mecazen daha iyisini yapmak anlamına geliyor.

By sticking in a comma and including the implied meanings,

Virgül koyarak ve örtük anlamları içine alarak

this sentence becomes clearer.

cümle daha açık bir hale geliyor.

Can-can dances that can-can dances are able to outperform,

Can-can danslarının daha iyisini yapabilen can-can dansları

can also outperform other can-can dances.

başka can-can danslarını da daha iyi yapabilirler.

You wouldn't necessarily use any of these sentences in a conversation.

Bu cümlelerin herhangi birini muhakkak bir konuşmada kullanmazsınız.

They're just too ridiculous.

Çünkü çok saçmalar.

Yet they serve as an extreme example

Fakat günlük dilin nasıl karmaşık olabileceği hususunda

on just how tangled everyday language can be.

olağanüstü örnekler olarak görünüyorlar.

Lexical ambiguities sail into our speech and writing all the time,

Sözcüksel belirsizlikler, her nerede olursa olsun,

spreading confusion and misunderstanding wherever they can-can.

karmaşıklık ve yanlış anlaşılmalar saçarak

konuşmamızın ve yazımızın içine daima karışıyor.