The fight for the right to vote in the United States - Nicki Beaman Griffin

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Can Boysan

When the next general election rolls around,

Bir sonraki genel seçim geldiğinde

who will be eligible to show up at the polls

kim seçim bürolarına gelmeye

and vote for the President of the United States?

ve ABD başkanı için oy vermeye uygun olacak?

It's really pretty simple.

Gerçekten çok basit.

If you are at least 18 years old,

En az 18 yaşındaysanız,

a citizen of the U.S.,

ABD vatandaşıysanız

and a resident of a state,

ve bir eyaletin sakiniyseniz

you can vote,

oy verebilirsiniz;

assuming, that is, you are not a felon.

tabii suçlu olmadığınızı varsayarsak.

Seems about right.

Her şey doğru gibi gözüküyor.

After all, the United States prides itself

Sonuçta Amerika Birleşik Devletleri demokratik olmakla

on being a democracy,

ya da nihai otoritenin ulusun vatandaşlarında olduğu

or a government in which the ultimate authority

lies with the citizens of the nation.

bir devlet olmakla övünüyor.

But it was not always this way.

Ancak her zaman böyle değildi.

In 1789, George Washington won

1789'da George Washington, seçmen kurulunu oyların %100'üyle kazandı

the electoral college with 100% of the vote,

but whose vote was it?

ama kimin oylarıyla kazandı?

Probably not yours.

Muhtemelen sizinkiyle değil.

Only 6% of the entire United States population

Tüm Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun sadece %6'sı oy verebiliyordu.

was allowed to vote at all.

Voting was a right

that only white, male property owners

Oy vermek; sadece beyazların, erkek mülk sahiplerinin sahip olduğu bir haktı.

were allowed to exercise.

By the 1820s and 1830s,

1820'lere ve 1830'lara kadar,

the American population was booming

Amerika nüfusu, doğu yakasından batı sınırına doğru yükseliyordu.

from the east coast into the western frontier.

Frontier farmers were resilient,

Sınır çiftçileri dirençli ve özerktiler

self-reliant,

and mostly ineligible to vote

ve çoğunlukla oy vermeye uygun değillerdi

because they did not own land.

çünkü arazi sahibi değillerdi.

As these new areas of the nation became states,

Ulusun bu yeni bölgeleri eyalet oldukça

they typically left out

genellikle mülk koşulundan dolayı hariç tutuldular.

the property requirement for voting.

Leaders such as Andrew Jackson,

ABD'nin sıradan bir kişi olan ilk başkanı Andrew Jackson gibi liderler,

the United State's first common man President,

promoted what he called universal suffrage.

onun genel oy hakkı dediği şeyi desteklediler.

Of course, by universal suffrage,

Tabii ki genel oy hakkıyla Jackson aslında

Jackson really meant universal white, male suffrage.

beyazların ve erkeklerin sahip olduğu bir oy hakkından bahsediyordu.

All he emphasized was getting rid

Tüm vurguladığı, oy vermek için mülk koşulunun kaldırılmasıydı,

of the property requirement for voting,

not expanding the vote beyond white men.

oy hakkını beyaz erkeklerin ötesine genişletmek değildi.

By the 1850s, about 55% of the adult population

1850'lere kadar yetişkin nüfusun yaklaşık olarak %55'i

was eligible to vote in the U.S.,

ABD'de oy vermeye uygundu;

much better than 6%,

%6'dan daha iyiydi

but far from everybody.

ama herkesten çok uzaktı.

Then, in 1861,

Daha sonrasında, 1861'de Amerikan İç Savaşı

the American Civil War began

largely over the issue of slavery

büyük ölçüde kölelik sorunu ve eyaletlerin hakları yüzünden başladı.

and states' rights in the United States.

When it was all over,

Her şey bittiğinde,

the U.S. ratified the 15th Amendment,

Amerika Birleşik Devletleri, insanların oy verme hakkının

which promised that a person's right to vote

ırka, renge, daha önce bir köle olması durumuna dayanarak

could not be denied

based on race,

color,

reddedilemeyeceğini temin eden On beşinci Değişikliği onayladı.

or previous condition as a slave.

This meant that black men,

Bu, yakın bir zamanda ABD vatandaşı olması kabul edilen

newly affirmed as citizens of the U.S.,

siyahi erkeklerin şimdi oy verebileceği anlamına geliyordu.

would now be allowed to vote.

Of course, laws are far from reality.

Tabii ki kanunlar gerçeklerden çok uzaktı.

Despite the promise of the 15th Amendment,

On beşinci Değişikliğin sözüne rağmen,

intimidation kept African-Americans

göz korkutmalar Afrikalı Amerikalıları oy verme haklarından alıkoydu.

from exercising their voting rights.

States passed laws that limited

Eyaletler Afrikalı Amerikalıların oy verme hakkını sınırlayan yasalar geçirdiler,

the rights of African-Americans to vote,

including things like literacy tests,

bunlar arasında okuryazarlık sınavı ve oy kullanma vergisi gibi şeyler vardı,

which were rigged

so that not even literate African-Americans

ki okuryazar Afrikalı Amerikalıların bile sınavı geçmemesi için hile yapılmıştı.

were allowed to pass,

and poll taxes.

So, despite the 15th Amendment,

Dolayısıyla On beşinci Değişikliğe rağmen,

by 1892, only about 6% of black men

1892'ye kadar Mississippi'deki siyahi erkeklerin yaklaşık olarak sadece %6'sı

in Mississippi were registered to vote.

oy vermek üzere kayıtlıydı.

By 1960, it was only 1%.

1960'a kadar ise bu oran sadece %1 idi.

And, of course, women were still totally out

Tabii ki kadınlar hâlâ ulusal oy verme tablosundan hariç tutuluyordu.

of the national voting picture.

It wasn't until 1920

Kadınlara oy hakkı hareketinin

that the women's suffrage movement

30 yıllık savaşını kazanması ise 1920'lere kadar mümkün değildi

won their 30-year battle,

ve en sonunda On dokuzuncu Değişiklik kadınlara oy verme hakkını verdi,

and the 19th Amendment finally gave women the vote,

well, white women.

yani beyaz kadınlara bu hak verildi.

The restrictions on African-Americans,

Afrikalı Amerikalılar üzerindeki kısıtlamalar devam etti,

including African-American women,

buna Afrikalı Amerikalı kadınlar da dahildi.

remained.

After World War II,

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra,

many Americans began to question

birçok Amerikalı, ABD demokrasisini sorgulamaya başladı.

the state of U.S. democracy.

How could a nation that fought

Yurt dışında özgürlük ve insan hakları için savaşan bir ulus

for freedom and human rights abroad

come home and deny suffrage based on race?

nasıl olur da eve gelir ve ırka dayalı oy hakkını reddedebilir?

The modern civil rights movement

Modern sivil haklar hareketi, akıllardaki bu sorularla 1940'larda başladı.

began in the 1940s with those questions in mind.

After years of sacrifice,

Yıllar süren fedakarlık, katliam ve acıdan sonra,

bloodshed,

and pain,

the United States passed

Amerika Birleşik Devletleri 1965 Oy Hakları Yasasını geçirdi;

the Voting Rights Act of 1965,

finally eliminating restrictions

en sonunda okuryazarlık sınavı gibi kısıtlamaları ortadan kaldırdı

such as literacy tests

and protecting the voting rights

ve On beşinci Değişiklikte söz verilen oy verme hakkını korudu.

promised under the 15th Amendment to the Constitution.

Now, any citizen over the age of 21 could vote.

Günümüzde 21 yaşın üzerindeki her vatandaş oy verebilir.

All seemed well

Her şey iyi gidiyordu

until the United States went to war.

ta ki Amerika Birleşik Devletleri savaşa girene kadar.

When the Vietnam War called up all men

Vietnam Savaşı, 18 yaş üzerindeki

ve zorunluk askerlik yapacak tüm erkekleri çağırdığında

age 18 and over for the draft,

many wondered whether it was fair

birçok kişi, oy veremeyecek tüm erkekleri

to send men who couldn't vote to war.

savaşa göndermenin adil olup olmadığını düşündü.

In 1971, the 26th Amendment to the Constitution

1971'deki Yirmi Altıncı Değişiklik,

made all citizens 18 and older

18 yaş üstü tüm vatandaşları oy vermeye uygun kıldı

eligible to vote,

the last major expansion of voting rights

ve ABD'de oy verme konusunda yapılan son büyük gelişme bu oldu.

in the United States.

Today, the pool of eligible voters in the U.S.

Günümüzde ABD'deki oy kullanma hakkına sahip seçmen havuzu,

is far broader and more inclusive

ABD tarihinde hiç olmadığı kadar çok geniş ve kapsamlı.

than ever before in U.S. history.

But, of course, it's not perfect.

Ama tabii ki mükemmel değil.

There are still active efforts

Hâlâ bazı grupları oy vermeden menetmeye çalışan aktif girişimler mevcut

to suppress some groups from voting,

and only about 60% of those who can vote do.

ve oy verebilenlerin ise sadece yaklaşık olarak %60'ı oy veriyor.

Now that you know all the hard work

Oy verme hakkını güvenceye almak için yapılan

that went into securing the right to vote,

onca sıkı çalışmayı bildiğinize göre,

what do you think?

ne düşünüyorsunuz?

Do enough citizens have the right to vote now?

Yeteri kadar vatandaşın oy verme hakkı var mı?

And among those who can vote,

Oy verebilecek kişiler arasından

why don't more of them do it?

neden daha fazlası oy vermiyor?