The myth of Jason, Medea, and the Golden Fleece - Iseult Gillespie

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Gözde Alpçetin

In the center of Colchis in an enchanted garden,

Kolhis'in bağrında, büyülü bir bahçenin içerisinde

the hide of a mystical flying ram hung from the tallest oak,

mistik bir uçan koçun postu en uzun meşe ağacından sallanıyor

guarded by a dragon who never slept.

ve hiç uyumayan bir ejderha tarafından korunuyordu.

Jason would have to tread carefully to pry it from King Aeetes’ clutches

Jason, onu Kral Aietes'in pençelerinden almak için dikkatli adımlar atmalı

and win back his promised throne.

ve vadedilen tahtını geri kazanmalıydı.

But diplomacy was hardly one of the Argonauts’ strengths.

Ancak diplomasi, Argonatların pek de güçlü bir yanı değildi.

Jason would have to navigate this difficult task alone.

Jason, bu zorlu görevi tek başına gerçekleştirmek zorundaydı

Or so he thought.

ya da o öyle sanıyordu.

Leaving most of his bedraggled crew to rest,

Çoğunluğu bitap düşmüş tayfasını dinlenmeye bırakarak

Jason made for the palace with some of his more even-tempered men.

Jason daha soğukkanlı adamlarıyla saraya doğru yola çıktı.

His first instinct was to simply ask the king for his prized possession.

İlk içgüdüsü, basitçe kraldan kendine ait olanı istemek oldu.

But Aeetes was enraged at the hero’s presumption.

Ancak Aietes kahramanın haddini aşmasına öfkelendi.

If this outsider wanted his treasure,

Eğer bu yabancı hazinesini istiyorsa

he would have to prove his worth by facing three perilous tasks.

buna değer olduğunu kanıtlamak için üç tehlikeli görevle yüzleşmeliydi.

The trials would begin the following day, and Jason was dismissed to prepare.

İmtihanlar bir sonraki gün başlayacaktı, Jason da hazırlanması için gönderildi.

But another member of the royal family was also plotting something.

Ancak kraliyet ailesinin başka bir üyesi de bir şeyler planlıyordu.

Thanks to the encouragement of Jason’s guardians on Mount Olympus,

Jason'un Olimpos Dağı'ndaki koruyucularının teşviği sayesinde

Medea, princess of Colchis and priestess of the witch goddess Hecate,

Kolhis'in prensesi ve cadı tanrıça Hekate'nin rahibesi Medea,

had fallen in love with the challenger.

kahramana aşık olmuştu.

She intended to protect her beloved from her father’s tricks — at any cost.

Sevgilisini babasının tuzaklarından ne olursa olsun korumakta kararlıydı.

After a sleepless night, Jason somberly marched to the castle—

Uykusuz bir geceden sonra, Jason karamsar bir şekilde kaleye gitti

but was intercepted.

ancak yolu kesildi.

The princess armed him with strange vials and trinkets,

Prenses, onu sonsuz bağlılık yemini karşılığında

in exchange for a promise of eternal devotion.

ilginç şişeler ve süslerle silahlandırdı.

As they whispered and planned their victory,

Fısıldaşıp zaferlerini planlarken

both hero and princess fell deeply under each other’s spell.

hem kahraman hem de prenses birbirlerinin büyüsüne kapıldılar.

Unaware of his daughter’s scheming,

Kızının dolaplarından bihaber,

the king confidently led Jason to face his first task.

kral kendiden emin bir şekilde Jason'u ilk görevine götürdü.

The hero was brought to a huge field of oxen

Kahraman, öküzlerle dolu büyük bir alana getirildi,

that lay between him and the fleece,

post ve onun arasında kalan bir alan

and told that he had to plough the land around the crowds of oxen.

ve toprağı öküz sürüsünün etrafından sürmesi gerektiği söylendi.

A simple task— or so Jason thought.

Basit bir görevdi ya da Jason öyle düşündü.

But Medea had concocted a fire-proof ointment,

Ama Medea ona ateşe karşı dayanıklı bir merhem hazırlamıştı

and so he plowed the flickering fields unscathed.

böylelikle titrek toprağı yara almadan sürdü.

For the second task,

İkinci görevinde,

he was given a box of serpent’s teeth to plant into the scorched earth.

yanık toprağa ekmesi için bir kutu iblis dişi verildi.

As soon as Jason scattered them, each seed sprouted into a bloodthirsty warrior.

Jason'un dişleri toprağa serpmesiyle

her tohum kana susamış bir savaşçıya dönüştü.

They burst up around him, barricading his way forward,

Önüne barikat kurarak Jason'un etrafını sardılar

but Medea had prepared him for this task as well.

ama Medea, onu bu görev için de hazırlamıştı.

Hurling a heavy stone she had given him into their midst,

Medea'nın verdiği ağır taşı ortalarına fırlattı,

the fighters turned on themselves as they scrabbled for it,

savaşçılar taşı eşelemek için içlerine kapandılar

letting him slip by the fray.

ve Jason'un savaştan kaçmasına izin verdiler.

For the third task,

Üçüncü görevde,

Jason was finally face to face with the guardian of the Fleece.

Jason sonunda post'un koruyucusuyla karşı karşıyaydı.

Dodging sharp claws and singeing breath,

Keskin pençelerinden ve alev saçan nefesinden kaçarak

Jason scrambled up the tree and sprinkled a sweet-smelling concoction

Jason ağaca tırmandı ve ejderhanın üstüne hoş kokulu bir karışım serpti.

over the dragon.

As the strains of Medea’s incantations reached its ears

Medea'nın büyülü melodisi kulaklarına ulaştıkça

and the potion settled in its eyes, the dragon sank into a deep sleep.

ve iksir gözlerine yerleştikçe ejderha derin bir uykuya daldı.

Elated, Jason climbed to the top of the tallest oak,

Jason mutlu bir şekilde uzun meşe ağacının tepesine tırmandı

where he slipped the gleaming fleece off its branch.

ve parıltılı postu ağacın dalından çıkardı.

When the king saw the hero sprinting away—

Kral, kahramanın sadece postla değil

not only with the fleece, but his daughter in tow—

aynı zamanda kızıyla birlikte koşarak uzaklaştığını gördüğünde

he realized he had been betrayed.

ihanete uğramış olduğunu fark etti.

Furious, he sent an army led by his son Absyrtus

Çok öfkelenerek haksız armağanı ve iş birlikçi kızını eve getirmesi için

to bring the ill-gotten prize and his conniving daughter home.

oğlu Absyrtus önderliğindeki ordusunu gönderdi.

But all the players in this tale had underestimated the viciousness

Ama bu masaldaki bütün kahramanlar

bu gözden düşen âşıkların ahlaksızlığını hafife almışlardı.

of these disgraced lovers.

To the horror of the Gods, Jason ran his sword through Absyrtus in cold blood.

Jason, Tanrıları dehşete düşürerek kılıcını acımasızca Absyrtus'a savurdu.

Medea then helped him scatter pieces of the body along the shore,

Medea, Argonotlar kaçarken kederli babasının dikkatini dağıtarak

distracting her grieving father while the Argonauts escaped.

cesedin parçalarını kıyıya savurmasında Jason'a yardım etti.

As Colchis and their pursuers grew smaller on the horizon,

Kolhis ve takipçileri ufukta giderek küçüldükçe

a solemn silence fell aboard the Argo.

Argo'yu kutsal bir sessizlik kapladı.

Jason could now return to Thessaly victorious—

Artık Jason Thessaly'e zafer kazanmış bir şekilde dönebilirdi

but his terrible act had tarnished his crew’s honor,

ama korkunç davranışı tayfasının onurunu lekelemişti

and turned the Gods against them.

ve Tanrıların ona cephe almasına sebep oldu.

Buffeted by hostile winds,

Düşman rüzgarlar tarafından harap olan sefil tayfa

the wretched crew washed up on the island of Circe the sorceress.

büyücü kadının bulunduğu Circe adasında karaya vurdu.

Medea begged her aunt to absolve them of wrongdoing—

Medea, teyzesine günahlarını affetmesi için yalvardı

but bloody deeds are not so easily forgotten,

ama uğruna kan dökülen zaferler kolaylıkla unutulmuyor

and fallen heroes not so rapidly redeemed.

ve günahkâr kahramanlar hızlıca aklanamıyordu.