The Naked Truth: British Bathing Habits - English Like A Native Podcast

Hello and welcome to The English Like A Native Podcast, the

Merhaba , İngilizce öğrenenler için tasarlanmış İngiliz İngilizcesi podcast'i

British English podcast that's designed for learners of English.

The English Like A Native Podcast'e hoş geldiniz

In this episode, 'A Very British Life' episode, we are going to be looking

. Bu bölümde 'A Very British Life' bölümünde

at our relationship with the bath.

banyo ile olan ilişkimize bakacağız

Right, rubber ducks at the ready.

. Tamam, lastik ördekler hazır.

Let's talk about bathing.

Banyo hakkında konuşalım.

In the UK, we love to take a bath.

Birleşik Krallık'ta banyo yapmayı severiz.

However, that might be set to change, because I read a newspaper headline

Ancak bu durum değişebilir, çünkü

recently that said the cost of taking a bath is set to soar by 90%.

geçenlerde bir gazete manşetinde banyo yapmanın maliyetinin %90 artacağını söyleyen bir manşet okudum.

Oh, we all know that energy costs are going through the roof at the moment.

Şu anda enerji maliyetlerinin tavan yaptığını hepimiz biliyoruz.

Now, those are two nice phrases, aren't they?

Şimdi, bunlar iki güzel cümle, değil mi?

Well, depends.

Duruma göre değişir.

Depends on the context, but set to soar by, and then a percentage.

Bağlama göre değişir, ancak artmaya ayarlı ve ardından bir yüzde.

This means that something, a price or a percentage is due

Bu, bir şeyin, bir fiyatın veya bir yüzdenin çok yüksek olması

to, or about to go really high.

nedeniyle veya çok yüksek olmak üzere olduğu

So the cost, percentage of taking a bath is set to soar.

anlamına gelir . Yani banyo yapmanın maliyeti, yüzdesi hızla yükselecek.

Prices of energy are going through the roof.

Enerji fiyatları tavan yapıyor.

That means they're becoming eye wateringly expensive.

Bu, gözleri sulandıracak kadar pahalı hale geldikleri anlamına gelir.

If something is eye watering, then it's so painful, it makes your eyes water.

Bir şey göz sulandırıyorsa, o zaman çok acı vericidir, gözlerinizi sulandırır.

And energy bills are quite eye watering at the moment.

Ve enerji faturaları şu anda oldukça göz sulandırıyor.

So if the cost of taking a bath is set to soar by 90%, then many of us may be

Dolayısıyla, banyo yapmanın maliyeti %90 artacaksa, o zaman çoğumuz

avoiding a bath and heading straight for a very quick, lukewarm shower.

banyo yapmaktan kaçınıyor ve doğruca çok hızlı, ılık bir duşa yöneliyor olabiliriz.

Oh, I do like the word lukewarm.

Oh, ılık kelimesini seviyorum.

Lukewarm is kind of that place between cold and warm.

Ilık, soğuk ve ılık arasındaki bir yerdir.

So it's not warm, like comfortably warm, and it's not cold.

Yani rahat sıcak gibi sıcak değil ve soğuk değil.

Brr, it's lukewarm.

Brr, ılık.

It's kind of in the middle.

Bir nevi ortada.

I don't really like a lukewarm bath nor a lukewarm shower.

Ilık bir banyoyu veya ılık bir duşu gerçekten sevmiyorum.

I like it really hot.

Gerçekten sıcak seviyorum.

How about you?

Peki ya sen?

I like my skin to turn red, but actually I have been taking cold showers

Cildimin kızarmasını severim ama aslında son zamanlarda soğuk duş alıyorum

recently because it's very good for you to have a cold shower apparently.

çünkü görünüşe göre soğuk duş almak size çok iyi geliyor.

But I wouldn't like a cold bath that might not be as pleasant.

Ama o kadar hoş olmayabilecek soğuk bir banyodan hoşlanmazdım.

Anyway, what I found particularly interesting about this article that was

Her neyse, Metro gazetesinde yer alan bu makale hakkında özellikle ilginç bulduğum şey

in the Metro newspaper, it's not a paper I tend to read very often, but the Metro

, çok sık okuduğum bir gazete değil, Metro

is a paper that's offered for free.

ücretsiz olarak sunulan bir gazete.

If you are travelling, on the trains or on the tube, you can always

Trenlerde veya metroda seyahat ediyorsanız, her zaman

pick up a free Metro newspaper.

ücretsiz bir Metro gazetesi alabilirsiniz.

And so, in this newspaper article in the Metro, I saw a word that

Ve Metro'daki bu gazete makalesinde,

I never realised could be used as a verb, and it's the word luxury.

fiil olarak kullanılabileceğini asla fark etmediğim bir kelime gördüm ve bu kelime lüks.

It said that people were luxuriating or people might not be

İnsanların banyodan zevk aldıklarını ya da

luxuriating in the bath as often.

banyoda eskisi kadar zevk almayabileceklerini söylüyordu.

I've never seen the word luxuriate.

Lüks kelimesini hiç görmedim.

Luxuriate.

lüks.

So to luxuriate is to enjoy the luxury of something.

Yani lüks bir şeyin lüksünün tadını çıkarmaktır.

So if you are lounging in the bath, maybe you've got some nice scents.

Yani banyoda uzanıyorsanız, belki de hoş kokularınız vardır.

Maybe you put something nice in the bath that smells nice, so you've

Belki banyoya güzel kokan güzel bir şey koyarsınız, böylece

got some nice scents going on and you've got some candles burning

hoş kokular yayılır ve bazı mumlar yanar

and maybe some music playing.

ve belki biraz müzik çalar.

You might have a nice glass of wine and maybe you're sharing a bath with

Güzel bir kadeh şarap içmiş olabilirsiniz ve belki de özel biriyle aynı banyoyu paylaşıyor

someone special and having a lovely time.

ve güzel vakit geçiriyorsunuzdur.

You might consider that luxury.

Bunu lüks olarak düşünebilirsiniz.

So you are luxuriating.

Yani zevk alıyorsun.

Luxuriating.

Zevk verici.

It's very interesting.

Bu çok ilginç.

I actually thought that the newspaper had made the word up, but

Aslında bu kelimeyi gazetenin uydurduğunu düşünmüştüm ama

I looked it up in the dictionary and sure enough, there it was.

sözlüğe baktım ve gerçekten de oradaydı.

So I've learned a new word, which is very exciting.

Bu yüzden çok heyecan verici yeni bir kelime öğrendim.

Now the article goes on to explain that filling a bath will cost an annual

Şimdi makale, bir banyoyu doldurmanın

average, that's a yearly average, of £1,023 in 2023, up from £542.88 last year.

geçen yılki 542,88 sterlinden 2023'te yıllık ortalamaya, yani yıllık ortalamaya, 1.023 sterline mal olacağını açıklamaya devam ediyor.

Which is a big difference.

Bu büyük bir fark.

So maybe we are going to start taking less baths and showers, 'cause

Bu yüzden belki daha az banyo ve duş almaya başlayacağız, çünkü

currently it's quite common for us to take a bath or shower daily.

şu anda her gün banyo yapmak veya duş almak bizim için oldukça yaygın.

Sometimes, I would take two showers in a day if I've been out doing some

Bazen, akşamları biraz egzersiz

exercise in the evening or something.

yapıyorsam, günde iki duş alırdım .

Really just depends on how dirty I feel.

Gerçekten ne kadar kirli hissettiğime bağlı.

How often do you bath or shower in your country?

Ülkenizde ne sıklıkla yıkanır veya duş alırsınız?

I'm going to let you in on a little secret.

Sana küçük bir sır vereceğim.

I don't know why I'm whispering, but I am now offering premium content or rather

Neden fısıldadığımı bilmiyorum ama şimdi

bonus material for anyone who becomes an English Like a Native Plus member.

English Like a Native Plus üyesi olan herkese premium içerik veya daha doğrusu bonus materyal sunuyorum.

So if you love listening to my voice on this podcast and you'd like

Yani bu podcast'te sesimi dinlemeyi seviyorsanız ve

more, then you can get exclusive content by becoming a Plus member.

daha fazlasını istiyorsanız, Plus üyesi olarak özel içeriklere sahip olabilirsiniz.

So I'll put the link in the description if you're interested.

Bu yüzden, ilgilenirseniz bağlantıyı açıklamaya koyacağım.

Okay.

Back to the bath.

Tamam aşkım.

Banyoya geri dön.

Let's look at some bath vocabulary.

Biraz banyo sözlüğüne bakalım.

I'm sure you all know the basics.

Eminim hepiniz temelleri biliyorsunuzdur.

Obviously we have the bath.

Açıkçası banyomuz var.

In America they call this a tub more often, I believe, perhaps even a bath tub.

Amerika'da buna daha çok küvet diyorlar, inanıyorum, hatta belki bir küvet.

But in the UK it's pretty standard for us to simply say bath.

Ancak Birleşik Krallık'ta bizim için sadece banyo demek oldukça standarttır.

Bath with that tricky th where you stick your tongue between your teeth for bath.

Banyo yapmak için dilini dişlerinin arasına soktuğun o hileli şeyle banyo yap.

But depending on where you are in the UK or who you are speaking to, you might

Ancak Birleşik Krallık'ta nerede olduğunuza veya kiminle konuştuğunuza bağlı olarak

hear that pronunciation slightly change.

bu telaffuzun biraz değiştiğini duyabilirsiniz.

So in the north of England, they'd actually change the vowel sound.

Yani İngiltere'nin kuzeyinde sesli harfleri gerçekten değiştireceklerdi.

They'd say bath, bath.

Banyo, banyo derlerdi.

And in the south we'd have a longer vowel, bath, bath.

Ve güneyde daha uzun bir sesli harfimiz olurdu, banyo, banyo.

And in some regions they'll also change the th to an f.

Ve bazı bölgelerde ayrıca th'yi f olarak değiştirirler.

So you'd have baf, baf.

Yani baf alırsın, baf.

Or if it's somewhere in the north baf, baf having a baf.

Ya da kuzeyde bir yerdeyse baf, baf'ın bir baf'ı var.

Now when it comes to preparing the bath, we are likely to use the verb run.

Şimdi banyoyu hazırlamaya gelince, koşmak fiilini kullanmamız muhtemeldir.

I'm going to run a bath.

Ben banyo yapacağım.

I'm just running a bath.

Sadece banyo yapıyorum.

Would you like me to run your bath for you?

Senin için banyonu yapmamı ister misin?

This is a very, very common way to talk about preparing the bath.

Bu, banyo hazırlamaktan bahsetmenin çok ama çok yaygın bir yoludur.

There's an old-fashioned verb that I still sometimes see written, and in

Hala bazen yazılı olarak gördüğüm eski moda bir fiil var ve aslında

fact, I saw it written in an article today, but I've never heard anyone in

bugün bir makalede yazıldığını gördüm, ancak günlük konuşmada bu fiili kullanan

day-to-day conversation using this verb, and the verb is draw, to draw a bath.

birini hiç duymadım ve fiil çiziyor, banyo çizmek için.

I think it's such an unusual verb, but it is from the past, so it is archaic.

Bence çok sıra dışı bir fiil ama geçmişten geldiği için arkaik.

So don't be surprised if you see it written, but don't use it.

O yüzden yazılı görürseniz şaşırmayın ama kullanmayın.

Use run instead.

Bunun yerine çalıştır'ı kullanın.

So you run a bath.

Demek banyo yapıyorsun.

We actually run the taps, we turn them on, allowing the water to run into the bath.

Aslında muslukları çalıştırıyoruz, açıyoruz, suyun banyoya akmasına izin veriyoruz.

We're running the bath.

Banyoyu çalıştırıyoruz.

We're filling the bath with water, and then once the bath is full, or to

Küveti suyla dolduruyoruz ve sonra banyo dolduğunda veya

a level that you are happy with, you turn the taps off and then you take

memnun olduğunuz bir seviyeye gelince, muslukları kapatıyorsunuz ve sonra siz banyo yapıyor

or have a bath, so I'm going to take a bath, or I'm going to have a bath.

veya banyo yapıyorsunuz, ben de banyo yapacağım. , yoksa banyo yapacağım.

Now, when we talk about getting into the bath, sometimes we say, I'm

Şimdi, banyoya girmekten bahsettiğimizde, bazen,

just going to jump into the bath.

sadece banyoya atlayacağım deriz.

I often say to my partner, I'm just gonna jump into the bath for a few minutes.

Partnerime sık sık birkaç dakikalığına banyoya atlayacağım derim.

I don't literally mean I'm going to be jumping into the bath.

Kelimenin tam anlamıyla banyoya atlayacağımı kastetmiyorum.

I mean, that would be quite an energetic way to enter the bath.

Demek istediğim, bu banyoya girmek için oldukça enerjik bir yol olurdu.

But we say this when we mean we're going to do something quickly.

Ama bunu hızlı bir şekilde bir şeyler yapacağımızı kastettiğimiz zaman söylüyoruz.

So I'm just going to jump into the shower.

O yüzden hemen duşa gireceğim.

I'm just gonna jump into the bath, meaning I'm going to get in there

Hemen banyoya atlayacağım, yani hemen oraya gireceğim

quickly and spend a short period of time doing that thing, showering or bathing.

ve kısa bir süre o şeyi yaparak, duş alarak veya banyo yaparak geçireceğim.

And we use the word bathing as the verb, meaning to spend time lying in the bath.

Banyo yapmak kelimesini de banyoda yatarak vakit geçirmek anlamında fiil olarak kullanırız. Ama güneşte

But we can also use bathing when we're talking about lying

uzanmaktan bahsederken banyo yapmayı da kullanabiliriz

in the sun, we're sunbathing.

, güneşleniyoruz.

I don't often hear people saying, I was bathing last night, but meaning

İnsanların, "Dün gece banyo yapıyordum, ama onlar banyoda yatıyorlardı," dediğini sık sık duymuyorum,

they were lying in the bath, because often when we are lying in the

çünkü genellikle banyoda uzanırken

bath, we would use the verb, soak.

, ıslanma fiilini kullanırdık.

I was soaking in the bath last night.

Dün gece banyoda sırılsıklam olmuştum.

I was enjoying some time soaking in the bath.

Banyoda sırılsıklam bir süre eğleniyordum.

Or I was having a soak.

Ya da ıslanıyordum.

I was having a soak in the bath.

Banyoda ıslanıyordum.

And we really do treat bathing as a luxury, as something that we do to

Banyo yapmayı gerçekten de bir lüks, çok stresli bir günün ardından gevşemek için yaptığımız bir şey olarak görüyoruz

unwind after a very stressful day.

.

We use lots of products, which I'll come to later, to try and

Gevşememize yardımcı olacak bu lüks hissini yaratmamıza yardımcı olmak için

help us to create this luxurious feeling to help us to unwind.

daha sonra geleceğim birçok ürün kullanıyoruz .

Now, in our bath, we actually have a mixer tap, but originally we had two

Şimdi, banyomuzda aslında bir mikser musluğumuz var ama başlangıçta iki

separate taps, and this is not unusual.

ayrı musluğumuz vardı ve bu alışılmadık bir durum değil.

In the UK, it's very common for there to be a bathtub in every household.

Birleşik Krallık'ta her evde bir küvet olması çok yaygındır.

If there isn't a bath, then it is noticeable.

Banyo yoksa fark edilir.

When we were searching for our home, we looked at lots of different

Evimizi ararken birçok farklı

houses and there was one house that was quite a large house.

eve baktık ve oldukça büyük bir ev vardı.

It was three bedrooms, but it didn't have a bath in the bathroom, and that

Üç yatak odasıydı ama banyosunda küvet yoktu ve

was the only reason that we decided against that particular house because

o eve karşı karar vermemizin tek nedeni buydu çünkü

it didn't have a bath in it, which is unusual for a family home, and I think

içinde bir aile evi için alışılmadık bir şekilde içinde banyo yoktu ve Bence

particularly in larger houses that are, you know, meant for families.

özellikle aileler için olan daha büyük evlerde.

Then not having a bath is strange because, you know, you bathe the kids, right?

O zaman banyo yapmamak garip çünkü biliyorsun, çocukları sen yıkıyorsun, değil mi?

That's kind of part of the bedtime routine is to have a bath or

Bu, yatma vakti rutininin bir nevi banyo yapmaktır ya da

you need to throw them in a bath when they've covered themselves

kendilerini boya, yiyecek ya da başka şeylerle

in paint or food or other stuff.

kapladıklarında onları banyoya atmanız gerekir .

So, you know, not having a bath in a house is noticeable.

Yani, bilirsiniz, bir evde banyo yapmamak fark edilir.

And so in a bath it would not be unusual for there to be two taps.

Ve böylece bir banyoda iki musluğun olması alışılmadık bir durum olmayacaktır.

The same with our sinks.

Lavabolarımızda da aynı şey var.

There're often two taps, and people sometimes say, why in the UK do they

Genellikle iki musluk vardır ve insanlar bazen Birleşik Krallık'ta neden

have two taps, one for hot, one for cold?

biri sıcak, biri soğuk olmak üzere iki muslukları olduğunu sorarlar.

Why not just have one tap and just mix the water together, which is becoming

Neden sadece bir musluğa sahip değilsiniz ve burada daha popüler hale gelen suyu karıştırarak

more popular here, to have a mixer tap.

bir mikser musluğuna sahip olmuyorsunuz?

A mixer tap, where you just have one handle and you adjust the

Tek bir tutamacın olduğu ve sıcaklığı

temperature with the one tap handle.

tek musluk koluyla ayarladığınız bir mikser musluğu.

But originally, and I'm quoting here, a BBC article, originally it was tradition

Ama başlangıçta, bir BBC makalesinden alıntı yapıyorum, başlangıçta

that dates back to a time when hot and cold water were kept separate to prevent

çapraz bağlantı yoluyla kirlenmeyi önlemek için sıcak ve soğuk suyun ayrı tutulduğu bir zamana kadar uzanan bir gelenekti.

contamination through cross connection.

Bir ana kaynaktan soğuk su geliyordu ve içilebilirdi.

Cold water came from a main's supply, and it was fit for drinking.

O yüzden soğuk su içmek iyi geliyordu.

So cold water was good to drink.

Bununla birlikte, sıcak su,

Hot water, however, would be serviced by a local storage

genellikle çatı katında bulunan

system, often situated in the loft.

yerel bir depolama sistemi tarafından sağlanır

Now, the loft is a room that's in the roof of a home or a building.

. Çatı katı, bir evin veya binanın çatısında bulunan bir odadır.

So we have a storage tank, a hot water tank up in our loft.

Çatı katımızda bir depolama tankımız, bir sıcak su tankımız var.

Although I assume that the hot water is okay, that if I happened to drink

Sıcak suyun iyi olduğunu varsaysam da, sıcak su musluğundan biraz sıcak su içersem

some of the hot water from the hot water tap, it wouldn't kill me.

, bu beni öldürmez.

But yes, that's the idea, is that they were concerned about contamination

Ama evet, fikir bu, kirlenme konusunda endişeleri vardı

and so they kept those two taps separate, hot and cold, separate.

ve bu yüzden bu iki musluğu ayrı tuttular, sıcak ve soğuk, ayrı.

We now have a lovely mixer tap in our bath, but just weeks after having

Artık banyomuzda çok güzel bir bataryamız var ama

that fitted, we allowed Jacob, my eldest son, who at the time was only

onu taktırdıktan sadece haftalar sonra, o zamanlar sadece

about one and a half, two years old.

bir buçuk yaşında olan en büyük oğlum Jacob'a iki yaşında olmasına izin verdik.

We allowed him to sit in the bath with his collection of stones.

Taş koleksiyonuyla banyoda oturmasına izin verdik.

He had a small obsession with collecting large pebbles, big round stones, and he

Büyük çakıl taşları, büyük yuvarlak taşlar toplama konusunda küçük bir takıntısı vardı ve

was very attached to these particular stones, these particular pebbles.

bu özel taşlara, bu belirli çakıl taşlarına çok bağlıydı.

And so we let him take them into the bath with him to play with.

Biz de oynaması için onları banyoya götürmesine izin verdik.

And guess what happened while we weren't looking?

Bilin bakalım biz bakmıyorken ne oldu?

I heard a little whinge.

Küçük bir sızlanma duydum.

Mummy.

Mumya.

Mummy, gone, gone.

Anne, gitti, gitti.

What's wrong, Jacob?

Sorun ne Jacob?

What's gone?

Ne gitti?

Stone gone.

Taş gitti.

Stone gone.

Taş gitti.

Well, it can't be very far.

Pekala, çok uzak olamaz.

So I'm looking around in the bubbly water trying to find this stone.

Bu yüzden bu taşı bulmaya çalışırken kabarcıklı suda etrafa bakıyorum.

And it wasn't in the bath, was it?

Ve banyoda değildi, değil mi?

No, it was up the tap.

Hayır, musluğun üstündeydi.

He'd shoved it into the tap and it was lodged.

Onu musluğa itmişti ve yerleşmişti.

It still is lodged.

Hala yatırılıyor.

We were never able to remove this stone from our tap.

Bu taşı musluğumuzdan bir türlü çıkaramadık.

So now trying to get a full flow of water out of this tap is just impossible.

Yani şimdi bu musluktan tam bir su akışı almaya çalışmak imkansız.

So we have a dribble of water that comes out when we turn on our lovely tap.

Güzel musluğumuzu açtığımızda akan bir damla suyumuz var.

It's very frustrating.

Bu çok sinir bozucu.

It's not the only frustrating thing actually.

Aslında sinir bozucu olan tek şey bu değil.

We got the plumbing wrong.

Tesisatı yanlış yaptık.

And where it says cold water, on one side, is actually hot water and the

Ve bir tarafta soğuk su yazan yerde aslında sıcak su ve

handle that says hot water is cold water.

sıcak su yazan kulp soğuk sudur.

So we mixed up the water, which is another frustration, but never mind.

Biz de suyu karıştırdık ki bu da başka bir hüsran ama boşverin.

So, yes, lovely Jacob sticking his pebble into our taps is something

Yani, evet, tatlı Jacob'ın musluğumuza çakıl taşlarını sokması,

we'll have to explain when we ever try and sell the house to somebody else.

evi bir başkasına satmaya kalktığımızda açıklamamız gereken bir şey.

This is the lovely bathroom.

Bu güzel banyo.

You'll notice the lovely mixer tap that we've installed for you,

Sizin için kurduğumuz,

which comes fitted with its own pebble to give you a nice dribble

musluğu açtığınızda size güzel bir su damlası vermek için kendi çakıl taşıyla birlikte gelen

of water when you turn on the taps.

sevimli batarya musluğunu fark edeceksiniz.

Oh dear.

Ah hayatım.

Okay, so some facts about bathing.

Tamam, banyo hakkında bazı gerçekler.

So I found that in the early 1900s, it was popular for British people

Böylece, 1900'lerin başında İngilizler arasında

to take a cold water bath just once a week, which was believed to be

sağlık ve esenlik için faydalı olduğuna inanılan haftada sadece bir kez soğuk su banyosu yapmanın

beneficial for health and wellbeing.

popüler olduğunu öğrendim.

So that's really interesting.

Bu gerçekten ilginç.

I'm curious to know when and why that stopped.

Bunun ne zaman ve neden durduğunu merak ediyorum.

Although in lots of very posh gyms and spas, there's always like a

Pek çok lüks spor salonu ve kaplıcada her zaman soğuk bir dalma havuzu vardır

cold plunge pool, which is normally just a teeny tiny little tank of

, bu normalde içinde ayakta durabilecek kadar büyük,

water that's big enough to stand in.

ufacık, küçücük bir su deposudur.

That's freezing cold water, and there'll be like a bowl of ice next

daha da soğuk hale getirmek için yanına da

to it as well to make it even colder.

buz koyun .

And you plunge into this freezing cold water.

Ve bu dondurucu soğuk suya dalıyorsunuz.

You know, it is been proven to be very good for your health.

Biliyorsunuz, sağlığınız için çok iyi olduğu kanıtlanmıştır.

Now, I did go into a plunge pool recently.

Şimdi, geçenlerde bir dalma havuzuna girdim.

We went to Centre Parcs.

Center Parcs'a gittik.

And at Centre Parcs, the one that we go to, they have a cold plunge pool outside

Ve gittiğimiz Center Parcs'ta,

in their outdoor swimming pool area.

açık yüzme havuzu alanlarında soğuk bir dalma havuzu var.

And you can see people daring each other to go and jump into this plunge pool.

Ve bu dalma havuzuna atlamak için birbirlerini cesaretlendiren insanları görebilirsiniz.

Can you stand the cold?

Soğuğa dayanabilir misin?

And I did it.

Ve yaptım.

Because I know how good it is for you.

Çünkü senin için ne kadar iyi olduğunu biliyorum.

So I jumped in and I think I spent about 10 seconds in there before

Ben de atladım ve sanırım orada yaklaşık 10 saniye geçirdim

I was like, no, I need to get out.

, sonra hayır, çıkmam gerek.

And then I jumped back out.

Sonra tekrar dışarı fırladım.

My partner, the next day I dared him to do it and he only managed to jump in for

Ortağım, ertesi gün onu yapmaya cüret ettim ve sadece bir saniyeliğine atlamayı başardı

a second and he was straight back out again 'cause he couldn't stand the cold.

ve soğuğa dayanamadığı için hemen tekrar dışarı çıktı.

So I was the winner of that challenge.

Yani bu mücadelenin galibi ben oldum.

These days I do try and take a cold shower if I'm feeling well,

Bu günlerde kendimi iyi hissediyorsam soğuk bir duş almaya çalışıyorum,

I will often try to make my shower cold at the end of my washing.

genellikle yıkamamın sonunda duşumu soğuk yapmaya çalışacağım.

So when I've finished washing my hair or washing my body or doing

Bu yüzden saçımı yıkamayı, vücudumu yıkamayı veya yapmam gereken her şeyi yapmayı bitirdiğimde

whatever it is I need to do, then I will turn the shower down to cold.

, duşu soğuğa çevireceğim.

But depending on where I'm showering, like at home for

Ama nerede duş aldığıma bağlı olarak, örneğin evde

example, I can make it quite cold.

, oldukça soğuk yapabilirim.

But, I often shower at the gym after I've done some exercise.

Ancak, biraz egzersiz yaptıktan sonra spor salonunda sık sık duş alıyorum.

And I can't always get it very cold there.

Ve orayı her zaman çok soğuyamıyorum.

It's strange.

Bu garip.

So sometimes I just end up with a lukewarm shower at the end, which as I've said

Bu yüzden bazen sonunda ılık bir duş alıyorum, ki

before, I'm not a fan of lukewarm.

daha önce de söylediğim gibi, ben ılık bir duş hayranı değilim.

It doesn't really do anything.

Gerçekten hiçbir şey yapmıyor.

Alright, next fact, it was once common for members of the same

Pekala, sıradaki gerçek, bir zamanlar aynı

family to share bath water.

ailenin üyelerinin banyo suyunu paylaşması

Of course, you know, this saves your water bills from getting too

yaygındı . Tabii ki bu, su faturalarınızın çok yükselmesini

high and your heating bills 'cause you have to pay to heat the water.

ve suyu ısıtmak için para ödemeniz gerektiği için ısınma faturalarınızın artmasını önler.

So this is understandable and in fact, I used to share bath water

Yani bu anlaşılabilir bir şey ve aslında ben küçükken ailemle

with my family when I was younger and actually these days I still, you know,

banyo suyunu paylaşırdım ve aslında bu günlerde hala

I will run a bath for my children.

çocuklarım için banyo yapacağım.

I'll jump in the bath first, and then the children come and jump in with me after

Önce ben banyoya gireceğim, sonra çocuklar gelip benimle birlikte

I've had about 60 seconds to myself.

60 saniye kadar kendime atlayacaklar.

Then they jump in and then I leave them to it, and so they're sharing

Sonra içeri atlıyorlar ve sonra onları baş başa bırakıyorum ve böylece banyo suyunu paylaşıyorlar

the bath water and previously they'd shared it with me, but as a

ve daha önce benimle paylaşıyorlardı ama

child, this is something I did too.

bu benim de çocukken yaptığım bir şeydi.

I was the eldest of seven children, so I was lucky that I was first in the bath,

Yedi çocuğun en büyüğüydüm, bu yüzden şanslıydım çünkü önce ben banyoya giriyordum,

and then after me, all the boys would jump in and my sister would jump in too.

sonra benden sonra bütün erkekler ve kız kardeşim de giriyordu.

You know, all different combinations of who's in with who.

Bilirsiniz, kimin kiminle birlikte olduğunun tüm farklı kombinasyonları.

But I dread to think how disgusting that water must have been by the last person.

Ama o suyun son kişi tarafından ne kadar iğrenç olduğunu düşünmeye korkuyorum.

But yeah, you just do what you can, don't you?

Ama evet, elinden geleni yapıyorsun, değil mi?

Have you ever shared a bath?

Hiç aynı banyoyu paylaştınız mı?

I mean, sometimes it's romantic, right?

Demek istediğim, bazen romantik, değil mi?

They always show it in the films.

Bunu hep filmlerde gösterirler.

A loved up couple sharing a, a warm bubble bath.

Sıcak bir köpük banyosunu paylaşan sevilen bir çift.

Anyway, moving on.

Her neyse, devam ediyor.

Next fact.

Sonraki gerçek.

In the 17th century, British people would add herbs, oils, and fragrances to

17. yüzyılda İngilizler,

the bath water to make it smell nicer.

banyo suyunun daha güzel kokması için bitkiler, yağlar ve güzel kokular katarlardı.

This just makes me think of when I was younger and I would spend a lot

Bu bana daha genç olduğum ve gözetimsiz olarak banyoda

of time, unattended in the bath.

çok zaman geçirdiğim zamanları düşündürüyor

So I must have been about, you know, 10 years old.

. Yani, yaklaşık 10 yaşında olmalıyım.

One of my favourite things to do was to make a concoction to make

En sevdiğim şeylerden biri de anneme özel bir parfüm

a special perfume for my mum.

yapmak için karışım yapmaktı .

So I'd mix all the different lotions and potions that I could find around

Bu yüzden banyoda bulabildiğim tüm farklı losyonları ve iksirleri

the bathroom with the bath water and throw some bubbles in there

banyo suyuyla karıştırıp içine biraz köpük atıp

and shake it all up and say, mum, I've made you a special perfume.

hepsini çalkalar ve anne, sana özel bir parfüm yaptım derdim.

It was probably horrible.

Muhtemelen korkunçtu.

But yeah, we love to add things to our bath.

Ama evet, banyomuza bir şeyler eklemeyi seviyoruz.

So the new thing at the moment is, I say new, it's been around for a

Yani şu anda yeni olan şey, yeni diyorum, uzun zamandır var

long time, but bath bombs, I often receive bath bombs in like gift boxes.

ama banyo bombaları, genellikle banyo bombalarını hediye kutuları gibi alırım.

If there's like, a hamper or a box of beauty goodies, then it

Bir sepet veya bir kutu güzellik ürünü varsa, o zaman

will often include a bath bomb.

genellikle bir banyo bombası içerecektir.

And this is like a ball of I don't know, like salt and soap stuff, and you put

Ve bu, bilmediğim bir top gibi, tuz ve sabun gibi şeyler ve

it in the bath and it kind of explodes.

onu banyoya koyarsınız ve bir nevi patlar.

It fizzes.

Fışkırıyor.

It's effervescent, is that the right word?

Bu efervesan, doğru kelime bu mu?

It starts to fizz and react and break up in the water.

Suda köpürmeye ve reaksiyona girip parçalanmaya başlar.

Some of them are very colourful and so, you can get all sorts

Bazıları çok renkli ve bu nedenle

of different types of bath bombs that do some wonderful things.

harika şeyler yapan her türden farklı türde banyo bombası alabilirsiniz.

Yeah.

And you introduce them to the water and they do all these wonderful

Evet. Ve onları suyla tanıştırıyorsunuz ve tüm bu harika

things and they make your bath smell like a perfume shop and create lots

şeyleri yapıyorlar ve banyonuzu parfüm dükkanı gibi koktuyorlar ve

of different colours in your bath.

banyonuzda birçok farklı renk yaratıyorlar.

I'm not a big fan of these things because I have very sensitive skin and

Bu şeylerin büyük bir hayranı değilim çünkü çok hassas bir cildim var ve

I find that they always bring me out in a rash or some sort of reaction.

beni her zaman kızarıklık veya bir tür reaksiyonla ortaya çıkardıklarını görüyorum.

But bath bombs are very popular and bath salts.

Ancak banyo bombaları ve banyo tuzları çok popülerdir.

Now I do like a bit of bath salt.

Şimdi biraz banyo tuzunu seviyorum.

My son has eczema, so we tend to just use like dead sea salt now,

Oğlumun egzaması var, bu yüzden artık suda sadece saf tuz olan

which is just pure salt in the water.

ölü deniz tuzu kullanma eğilimindeyiz

Or I would sometimes use Radox.

. Ya da bazen Radox kullanırdım.

It's quite a popular brand that's been going for a long time in the UK.

İngiltere'de uzun süredir devam eden oldukça popüler bir marka.

Bit of Radox to soak your muscles.

Kaslarınızı ıslatmak için biraz Radox.

And you might also find things like bath scrubs as well in many bathrooms, which

Ayrıca birçok banyoda, cildinizi ovmak için kullandığınız banyo keseleri gibi şeyler de bulabilirsiniz

you use to kind of scrub on your skin.

.

It like exfoliates your skin.

Cildinizi peeling gibi yapar.

Just basically takes your skin off and rejuvenates you.

Sadece temelde cildinizi alır ve sizi gençleştirir.

But again, I don't really use these things because my sensitive skin doesn't like

Ama yine de, bu şeyleri gerçekten kullanmıyorum çünkü hassas cildim

them very much, but it's all meant to make your bathing experience more luxurious.

onlardan pek hoşlanmıyor, ama hepsi banyo deneyiminizi daha lüks hale getirmek için.

So next fact is during the Victorian era, it was popular for British people to take

Bir sonraki gerçek şu ki, Viktorya döneminde İngilizler arasında

a sponge bath instead of a full bath.

tam bir banyo yerine süngerle banyo yapmak popülerdi .

Now, this is interesting because I would often take a sponge bath when

Şimdi, bu ilginç çünkü gençken sık sık sünger banyosu yapardım

I was younger, and I still talk about having a sponge bath today.

ve bugün hala sünger banyosu yapmaktan bahsediyorum.

So sometimes as a busy mum, I don't get an opportunity to have

Bu yüzden bazen meşgul bir anne olarak gün içinde duş veya banyo

a shower or a bath in a day.

yapma fırsatım olmuyor .

I wake up and my kids, they're running late.

Uyanıyorum ve çocuklarım geç kalıyorlar.

I need to get them ready.

Onları hazırlamam gerekiyor.

I don't have time to look after myself.

Kendime bakacak zamanım yok.

So I will have a sponge bath or a flannel bath.

Bu yüzden sünger banyosu veya pazen banyosu yapacağım.

A flannel being a piece of cloth that you use for cleaning

Flanel , kendinizi, yüzünüzü veya vücudunuzu

yourself, your face or your body.

temizlemek için kullandığınız bir bez parçasıdır

So I'll just fill the sink with hot water, bit of soap, use a flannel

. Bu yüzden lavaboyu sıcak su ve biraz sabunla dolduracağım, bir pazen kullanacağım

and wash my body with the flannel.

ve vücudumu pazenle yıkayacağım.

I'll sometimes do the same with the boys, but we don't share flannels.

Bazen erkeklerle aynı şeyi yapacağım ama pazenleri paylaşmıyoruz.

We all have our own flannel.

Hepimizin kendi pazenimiz var.

And this again, it saves time and it saves water and energy of course.

Bu da yine zaman kazandırıyor ve tabii ki su ve enerji tasarrufu sağlıyor.

In the 19th century, some British people used to walk out of their house

19. yüzyılda bazı İngilizler evlerinden çıkıp

and take a bath in a nearby river.

yakındaki bir nehirde yıkanırdı.

Now, these days I'm always a little bit nervous about going anywhere near the

Şimdi, bu günlerde nehrin yakınına gitme konusunda her zaman biraz gerginim

river because there's been so much talk about the waste and the sewage that

çünkü farklı şirketlerin nehirlere pompaladığı, nehri kirlettikleri

different companies are pumping into the rivers, they're polluting the river.

atık ve kanalizasyon hakkında çok fazla konuşma yapıldı .

So I wouldn't feel safe bathing in the river.

Bu yüzden nehirde yüzerken kendimi güvende hissetmiyordum.

I probably would come out dirtier than I was before I went in.

Muhtemelen içeri girmeden önceki halimden daha kirli çıkardım.

But it's completely understandable having a bath in a river,

Ama nehirde banyo yapmak tamamen anlaşılır bir şey,

you know, it makes sense.

bilirsiniz, mantıklı.

Then you're not using any of your own water that you're

O zaman borulardan parasını ödediğiniz

paying for out of the pipes.

kendi suyunuzu kullanmıyorsunuz demektir

You're not having to worry about heating it or anything.

. Onu ısıtmak veya başka bir şey hakkında endişelenmenize gerek yok.

So it makes sense.

Yani mantıklı.

And I know in other countries, this is the done thing, the typical thing to do.

Ve diğer ülkelerde yapılan şeyin bu olduğunu biliyorum, yapılacak tipik şey bu.

You do what you can.

elinden geleni yaparsın

But like I said, my nearest river is the River Thames and it's

Ama dediğim gibi, en yakın nehrim Thames Nehri ve pis

filthy, so I wouldn't recommend bathing in the River Thames.

, bu yüzden Thames Nehri'nde yıkanmayı tavsiye etmem.

You might get sick.

Hasta olabilirsin.

In fact, there was lots of reports of polio being found in the rivers

Aslında, son zamanlarda nehirlerde

or in the sewage system recently, so all the children locally, my

veya kanalizasyon sisteminde çocuk felci bulunduğuna dair birçok rapor vardı, bu nedenle yerel olarak tüm çocuklar, benim

children too, had to be vaccinated again or have boosters for polio.

çocuklarım da yeniden aşılanmak veya çocuk felci için güçlendirici ilaçlar almak zorunda kaldılar.

These days, my experience of bathing is, like I said, very short-lived.

Bu aralar banyo deneyimim dediğim gibi çok kısa sürüyor.

I tend to get about 60 seconds of a hot bath before my children

Çocuklarım anne, anne, diye koşmadan

run in saying, mummy, mummy.

önce yaklaşık 60 saniye sıcak bir banyo yapma eğilimindeyim

And they start stripping their clothes off and they wanna jump in, but I

. Ve kıyafetlerini çıkarmaya başlarlar ve atlamak isterler ama gitmem gerek,

have to go, no, stop, it's too hot.

hayır, dur, hava çok sıcak.

You'll scald yourself.

Kendini yakacaksın.

To scald yourself is to burn your skin.

Kendini haşlamak, tenini yakmaktır.

Then I have to fill the bath with cold water and make it

Sonra küveti soğuk suyla doldurup

lukewarm for the children.

çocuklar için ılık hale

But previously, before my children were born, I used to love a long

getirmeliyim . Ama daha önce, çocuklarım doğmadan önce, uzun bir

lounge, a long soak in the bath, and I actually have a bath pillow.

dinlenmeyi, uzun süre banyo yapmayı severdim

I really was so excited when I bought myself a bath pillow, which is like a

ve aslında bir banyo yastığım var. Kendime yastık gibi,

pillow, which is waterproof and it has suckers on it, and you can stick it to the

su geçirmez, vantuzlu, küvetin arkasına yapıştırıp başınızı yaslayabileceğiniz bir

back of the bath and rest your head on it.

banyo yastığı aldığımda gerçekten çok heyecanlandım

And I bought myself one of these bath tables, so it has extendable sides, so

. Ve kendime bu banyo masalarından birini aldım, bu yüzden uzatılabilir kenarları var, böylece

you can lean it on the edges of the bath.

onu küvetin kenarlarına yaslayabilirsiniz.

And then it has a piece that lifts up and you can rest a book on it, or a phone or

Ve sonra yukarı kaldıran bir parçası var ve banyo yaparken bir şeyler izlemek veya bir şeyler okumak istiyorsanız

an iPad or something, if you want to watch something or read something while bathing.

üzerine bir kitap veya bir telefon veya bir iPad veya başka bir şey koyabilirsiniz

And it has a little holder for a glass, and you can have a little,

. Ve bir bardak için küçük bir tutacağı var ve biraz,

you know, plate for, I don't know, chocolates or something.

bilirsin, tabak alabilirsin, bilmiyorum, çikolata falan.

So you can have a glass of wine and some chocolates and a book.

Böylece bir kadeh şarap, biraz çikolata ve bir kitap alabilirsin.

And then some candles.

Ve sonra birkaç mum.

Gone are those days when I could enjoy that kind of bath time, but

Bu tür banyo zamanlarının tadını çıkarabildiğim günler geride kaldı, ama

I used to really love spending a lot of time in the bath.

banyoda çok zaman geçirmeyi gerçekten çok severdim.

The problem is when you spend a long time in the bath, you

Sorun şu ki, banyoda uzun süre kaldığınızda

get quite wrinkly, don't you?

oldukça kırışıyorsunuz, değil mi?

Your skin becomes very prune-like.

Cildiniz çok kuru erik gibi olur.

Prune is like a dried fruit that's very wrinkly, but very

Erik kuru bir meyve gibidir, çok kırışıktır ama

good for your digestive system.

sindirim sisteminiz için çok iyidir.

It helps to keep you regular, helps you go to the loo often.

Düzenli kalmanıza yardımcı olur, sık sık tuvalete gitmenize yardımcı olur.

Anyway.

Her neyse.

If you spend a long time in the bath, your hands and your feet become very

Banyoda uzun süre kalırsanız, elleriniz ve ayaklarınız

prune-like, where you might say, I look like a prune, or my skin's like a prune.

erik gibi olur, ben erik gibi görünüyorum veya cildim erik gibi diyebilirsiniz.

Okay, I'm going to pull the plug on this particular podcast.

Tamam, bu özel podcast'in fişini çekeceğim.

Do you see what I did there?

Orada ne yaptığımı görüyor musun?

I made a pun, to pull the plug.

Fişi çekmek için bir kelime oyunu yaptım.

Obviously, if you finish your bath, you pull the plug out of the bath

Açıkçası, banyonuzu bitirirseniz, suyun akmasını sağlamak için

to allow the water to drain away.

banyonun fişini çekersiniz .

Well, now I'm going to pull the plug on the podcast.

Pekala, şimdi podcast'in fişini çekeceğim.

If you pull the plug on something other than a bath, it means that you end it.

Banyodan başka bir şeyin fişini çekerseniz, bitirmişsiniz demektir.

You stop it from happening.

Bunun olmasını engelleyeceksin.

So if you want to hear more about bathing, I'm going to be discussing a

Banyo hakkında daha fazla şey duymak istiyorsanız,

little bit more in a premium episode.

birinci sınıf bir bölümde biraz daha

So if you'd like to partake, listen to, enjoy that premium episode,

tartışacağım . Bu nedenle, bu premium bölüme katılmak, dinlemek, keyfini çıkarmak istiyorsanız,

then think about becoming a English Like a Native Plus member.

English Like a Native Plus üyesi olmayı düşünün.

Until next time, thank you for listening.

Bir dahaki sefere kadar, dinlediğiniz için teşekkürler.

Take care and goodbye.

Kendine iyi bak ve hoşçakal.