Make a GREAT First Impression in English!

Does your mind ever go blank when you're asked to introduce yourself in English?

Kendinizi İngilizce olarak tanıtmanız istendiğinde aklınız hiç boşalır mı?

You're not alone.

Yalnız değilsin.

Here's the surprising truth.

İşte şaşırtıcı gerçek.

Less is often more.

Daha az sıklıkla daha fazladır.

But simply saying your name isn't enough.

Ancak sadece adınızı söylemek yeterli değildir.

Don't worry.

Merak etme.

By the end of this video, you'll know exactly how to introduce

Bu videonun sonunda, resmi veya resmi olmayan bir ortamda

yourself confidently in just three sentences whether you're

kendinizi yalnızca üç cümleyle nasıl güvenle

in a formal or informal setting.

tanıtacağınızı tam olarak öğreneceksiniz .

And everything I'm teaching here today can be found inside the self-introduction

Ve bugün burada öğrettiğim her şeyi,

Cheat Sheet that you can download for free when you join my ESL newsletter.

ESL haber bültenime katıldığınızda ücretsiz olarak indirebileceğiniz, kendini tanıtma amaçlı Hile Sayfasında bulabilirsiniz.

Link is in the description.

Link açıklama kısmındadır.

Let's get started.

Hadi başlayalım.

Formal introductions.

Resmi tanıtımlar.

All right, let's start with formal introductions.

Pekala, resmi tanıtımlarla başlayalım.

These are perfect for situations like job interviews, business meetings, or

Bunlar iş görüşmeleri, iş toplantıları veya kendinizi resmi bir kişiyle tanıştırmak

introducing yourself to someone official.

gibi durumlar için mükemmeldir .

Formal introductions are all about making a good impression

Resmi tanıtımların amacı iyi bir izlenim bırakmak

and sounding professional.

ve profesyonel görünmektir.

In a formal setting, start with a polite greeting.

Resmi bir ortamda kibar bir selamlamayla başlayın.

You can say, 'Good morning', 'Good afternoon', or 'Good evening'.

'Günaydın', 'İyi günler' veya 'İyi akşamlar' diyebilirsiniz.

Or even a simple 'Hello' can work here.

Veya basit bir 'Merhaba' bile burada işe yarayabilir.

Keep it simple, clear and polite.

Basit, açık ve kibar olun.

Next, you can introduce your name.

Daha sonra adınızı tanıtabilirsiniz.

You can say, 'My name is,' or 'I am...' For example, "Good

'Benim adım' veya 'Ben...' diyebilirsiniz. Örneğin, "Günaydın

morning, my name is Anna Tyrie."

, benim adım Anna Tyrie."

You can mention where you're from and where you live.

Nereden geldiğinizi ve nerede yaşadığınızı belirtebilirsiniz.

For example, 'I am from (country)' and 'I currently live in (city).' Or, 'I am

Örneğin, '(ülkeden) geliyorum' ve 'Şu anda (şehirde) yaşıyorum.' Veya, 'Aslen (ülkeden) geliyorum

originally from (country) but I moved to (city, country) five years ago.

ama beş yıl önce (şehre, ülkeye) taşındım.

Or 'I come from (city) in (country), but I have been living in (city,

Veya '(Şehirden) (ülkeden) geliyorum ama üç yıldır

country) for three years.'

(şehirde, ülkede) yaşıyorum .'

It's always great to get the present perfect in where you can.

Şimdiki zamanı mümkün olan her yerde mükemmel hale getirmek her zaman harikadır.

Here are some examples.

İşte bazı örnekler.

"I am from Brazil, and I currently live in London."

"Ben Brezilyalıyım ve şu anda Londra'da yaşıyorum."

"I am originally from Italy, and I currently live in London."

"Aslen İtalyalıyım ve şu anda Londra'da yaşıyorum."

"I come from Cadiz in Spain, but I've been living in New York for three years.

"İspanya Cadiz'den geliyorum ama üç yıldır New York'ta yaşıyorum.

But you may also be living where you grew up.

Ama siz de büyüdüğünüz yerde yaşıyor olabilirsiniz.

In which case you can say, 'I am living in my hometown of (city) in (country).

Bu durumda 'Memleketim (şehir)'de yaşıyorum diyebilirsiniz . (ülkede)

Or you could say, 'I was born and raised in (city, country), and this

Veya '(Şehirde, ülkede) doğdum ve büyüdüm ve şu anda yaşadığım yer

is where I am currently living.

burası' diyebilirsiniz

For example, "I am living in my hometown of Istanbul in Turkey."

. Örneğin, "Türkiye'de memleketim İstanbul'da yaşıyorum.

"I was born and raised in Casablanca, Morocco, and this

" Fas'ın Kazablanka şehrinde doğdum ve büyüdüm ve şu

is where I am currently living."

anda burada yaşıyorum."

Now it's time to mention your education.

Şimdi eğitiminizden bahsetmenin zamanı geldi.

There are lots of ways you can talk about your education.

Eğitiminiz hakkında konuşmanın birçok yolu var.

Pick the one that you feel more comfortable saying.

Söylerken daha rahat hissettiğinizi seçin.

If you have already finished your studies, you can say, 'I have a

Eğer Öğreniminizi zaten bitirdiyseniz, 'Derecem var

degree in (then add your field of study) from (then add the university).

(sonra çalışma alanınızı ekleyin) (sonra üniversiteyi ekleyin)'

Or 'I graduated with a degree in (field of study), from (university).

Veya '(Öğrenim alanı)'ndan (üniversite) dereceyle mezun oldum diyebilirsiniz. )

For example, "I have a degree in computer science from the University of Sao Paulo."

Örneğin, "Sao Paulo Üniversitesi'nden bilgisayar bilimi diplomam var."

"I graduated with a degree in languages from the Sorbonne in Paris."

"Paris'teki Sorbonne'dan diller diplomasıyla mezun oldum."

"I have a Master's degree in psychology focusing on mental health counselling."

"Ruh sağlığı danışmanlığına odaklanan psikoloji alanında yüksek lisans derecem var. "

"I have a Doctorate in education and teaching specialising in

"Eğitim ve öğretim alanında, erken çocukluk eğitiminde

early childhood education."

uzmanlaşmış bir doktoram var

If you are still studying, then the formal way of saying this is,

." Eğer hâlâ okuyorsanız, bunu söylemenin resmi yolu şudur:

'I am currently pursuing a (name the degree) in (field of study).

'Şu anda (çalışma alanında) bir (dereceyi belirtin) peşindeyim.

Or, 'I am in my (and then the year of study that you're in, first, second,

Veya, 'Ben benim (ve sizin de içinde bulunduğunuz eğitim yılındayım,

third, fourth perhaps).' 'I am in my (year of, and then field of study degree).'

belki de birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü)' 'Ben (yıl ve ardından eğitim alanım)'dayım.'

'I plan to be doing a (type of degree) once I finish my undergraduate degree.'

'Lisans eğitimimi bitirdikten sonra bir (derece türü) yapmayı planlıyorum.'

So, for example, "I am pursuing a degree in law."

Örneğin, "Hukuk diplomasına devam ediyorum."

"I am in my first year of a medical degree."

"Tıp diplomamın ilk yılındayım." "

"I plan on doing a Master's degree (or you could say postgraduate

Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra yüksek lisans (veya yüksek lisans, doktora veya doktora da

degree, or doctorate, or PhD) once I finish my undergraduate degree."

diyebilirsiniz) yapmayı planlıyorum ."

"I am currently pursuing a degree in law, focusing on international law.

"Şu anda uluslararası hukuka odaklanarak hukuk alanında eğitim alıyorum.

I plan on doing a PhD once I finish my undergraduate degree."

Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra doktora yapmayı planlıyorum."

Notice, with 'doctorate' or 'PhD', we don't say 'degree' after that.

Dikkat edin, 'doktora' veya 'doktora'dan sonra 'derece' demiyoruz.

We just say, 'I'm doing a doctorate in (whatever field of study).

Biz sadece 'Ben (hangi alanda olursa olsun) doktora yapıyorum' diyoruz.

Or 'I'm doing a PhD in (field of study)'.

Veya '(Çalışma alanı) alanında doktora yapıyorum'.

Next, let's talk about your work.

Sonra, işiniz hakkında konuşalım.

What do you do for a living, Anna?

Geçimini sağlamak için ne yapıyorsun, Anna?

This is an extremely common question, so it's really important to be

Bu son derece yaygın bir sorudur, bu nedenle

able to confidently and clearly explain what you do for a living.

geçiminizi sağlamak için ne yaptığınızı kendinizden emin ve net bir şekilde açıklayabilmeniz

A more formal way of saying this is, 'I work as a (and then you add in the job)'.

gerçekten önemlidir . Bunu söylemenin daha resmi bir yolu şudur: 'Ben bir çalışan olarak çalışıyorum (ve sonra siz işi eklersiniz)'.

Or, 'I am currently employed as a (then job title) at (and then

Veya, 'Şu anda (ve sonra çalıştığınız şirkette)

the company that you work at).

(o zaman iş unvanı) olarak çalışıyorum

You could say, 'I work in the (then industry sector) as a

. 'Ben (o zaman sanayi sektöründe) bir kişi olarak çalışıyorum

(and then add your job title).

(ve sonra iş unvanınızı ekleyin)

Or if you manage a team or a Department you could say, 'I manage' or 'I lead

diyebilirsiniz . Veya bir ekibi veya Departmanı yönetiyorsanız, 'Ben yönetiyorum' veya 'Ben

the (whatever department) at (and then the company) handling (and then you tell

(hangi departman olursa olsun) idareye (ve sonra şirkete) liderlik ediyorum (ve sonra

them your tasks or responsibilities).'

onlara görevlerinizi veya sorumluluklarınızı anlatırsınız)

For example, "I work as a software developer in a tech company."

diyebilirsiniz .' Örneğin, "Bir teknoloji şirketinde yazılım geliştiricisi olarak çalışıyorum."

"I am currently employed as a financial analyst at Lloyds Bank."

"Şu anda Lloyds Bank'ta finansal analist olarak çalışıyorum."

"I work in the healthcare sector as a data scientist analysing medical records."

"Sağlık sektöründe tıbbi kayıtları analiz eden bir veri bilimcisi olarak çalışıyorum."

"I manage the HR department, focusing on employee satisfaction."

"İK departmanını çalışan memnuniyetine odaklanarak yönetiyorum."

"I lead the research and development department at Pharmatech focusing on

"Pharmatech'in

creating new treatments for cancer."

kanser için yeni tedaviler yaratmaya odaklanan araştırma ve geliştirme departmanına liderlik ediyorum."

If the conversation allows you can add a small professional touch by

Konuşma izin veriyorsa , bir hobi veya ilgi alanınızdan bahsederek

mentioning a hobby or interest.

küçük bir profesyonel dokunuş ekleyebilirsiniz

'In my free time I enjoy (hobby).' 'Outside of work, one of my main passions

. 'Boş zamanlarımda eğleniyorum (hobi).' 'İş dışında en büyük tutkularımdan biri

is (hobby), which I've been doing for five years.' Example, "In my free

(hobi) ki bunu beş yıldır yapıyorum.' Örnek: "Boş zamanlarımda

time, I enjoy reading business books."

iş kitapları okumaktan hoşlanırım."

"Outside of work, one of my main passions is surfing, which

"İş dışında en büyük tutkularımdan biri sörf yapmaktır ve bunu

I've been doing for five years."

beş yıldır yapıyorum."

Sometimes the situation calls for you to tell your audience

Bazen durum sizi dinleyicilerinize

a fun fact about yourself.

kendinizle ilgili eğlenceli bir gerçeği anlatmanızı gerektirir.

It can be really hard to think of something on the spot.

Bir şeyi yerinde düşünmek gerçekten zor olabilir.

So, it's always better to be prepared for this type of question.

Dolayısıyla bu tür sorulara hazırlıklı olmak her zaman daha iyidir.

Basically, they want you to share something unique or

Temel olarak kendinizle ilgili benzersiz veya ilginç bir şeyi paylaşmanızı istiyorlar

interesting about yourself.

.

Here's an example.

İşte bir örnek.

"One fun fact about me is that I've visited over 15 countries."

"Benim hakkımda eğlenceli bir gerçek, 15'ten fazla ülkeyi ziyaret etmiş olmamdır."

Now, let's put all of these phrases together in one short introduction.

Şimdi tüm bu cümleleri kısa bir girişte bir araya getirelim.

"Good afternoon, my name is Anna.

"İyi günler, adım Anna.

I am from the UK and I currently live in London.

Birleşik Krallık'lıyım ve şu anda Londra'da yaşıyorum.

I have a degree in computer science from the University of Sao Paulo.

Sao Paulo Üniversitesi'nden bilgisayar bilimleri diplomam var.

I work as a software developer in a tech company.

Bir teknoloji şirketinde yazılım geliştiricisi olarak çalışıyorum.

In my free time, I enjoy hiking and one fun fact about me is that

Boş zamanlarımda , Yürüyüş yapmaktan hoşlanıyorum ve benim hakkımda eğlenceli bir gerçek de,

I have seven pets including a snake, non-venomous of course."

aralarında zehirli olmayan bir yılanın da bulunduğu yedi evcil hayvanım var."

Here's another one.

İşte bir tane daha.

"Good morning.

"Günaydın.

I'm Paula and I come from Paris, France, but I have been living

Ben Paula ve Paris, Fransa'dan geliyorum, ancak

in Amsterdam for three years.

üç yıldır Amsterdam'da yaşıyorum

I graduated with a degree in languages from the Sorbonne in Paris.

. Paris'teki Sorbonne'dan diller bölümünden mezun oldum.

And I'm currently working in the IT industry as a project manager.

Ve şu anda bilişim sektöründe çalışıyorum . Proje yöneticisi olarak

Outside of work, my main passion is singing.

iş dışında asıl tutkum

I sing in a church choir two times a week."

haftada iki kez kilise korosunda şarkı söylemektir."

See how structured and professional that sounds.

Bunun kulağa ne kadar yapılandırılmış ve profesyonel geldiğini görün.

Keep it clear and confident.

Açık ve kendinden emin olun.

Now it's your turn.

Şimdi sıra sende.

I'm going to give you the structure and you fill in the blanks.

Ben sana yapıyı vereceğim, sen de boşlukları dolduracaksın.

Next, we will move on to informal introductions which

Daha sonra, çok daha rahat olan

are a lot more relaxed.

resmi olmayan tanıtımlara geçeceğiz

If you're enjoying this lesson, please let me know by hitting

. Bu dersten keyif alıyorsanız lütfen

the like button and be sure to subscribe for more English lessons.

beğen tuşuna basarak bana bildirin ve daha fazla İngilizce dersi için abone olmayı unutmayın.

Informal introductions.

Gayri resmi tanıtımlar.

In an informal setting like at a party, in a class, or when meeting new friends,

Bir partide, sınıfta veya yeni arkadaşlarla tanışırken olduğu gibi resmi olmayan bir ortamda

you can be more relaxed and casual.

daha rahat ve rahat olabilirsiniz.

You don't need to follow a strict structure and it's more about

Katı bir yapıyı takip etmenize gerek yok ve bu daha çok

being friendly and approachable.

arkadaş canlısı ve yaklaşılabilir olmakla ilgilidir.

So, instead of a formal 'Good morning' or ''Good afternoon'.

Yani, resmi bir 'Günaydın' veya 'İyi günler' yerine.

You can say, 'Hi.' 'Hey.' 'What's up?'

'Merhaba' diyebilirsiniz. 'Hey.' 'Naber?'

Keep it casual and friendly.

Rahat ve arkadaşça davranın.

Introduce your name in a relaxed way.

İsminizi rahat bir şekilde tanıtın.

'I'm.' 'My name's, but you can call me.'

'Ben.' 'Adım ama beni arayabilirsin.'

For example, "Hi.

Örneğin, "Merhaba.

I'm Elizabeth.

Ben Elizabeth.

But you can call me Beth."

Ama bana Beth diyebilirsin."

When you're in a more casual setting, you can say where you're from like this.

Daha rahat bir ortamdayken nereli olduğunuzu bu şekilde söyleyebilirsiniz.

'I'm originally from (country), but now I live in (city).

'Aslen (ülkeden) geliyorum ama şimdi (şehirde) yaşıyorum.

Or I'm from (city).

Veya ben (şehir)liyim.

For example, "I'm originally from Spain, but now I live in London."

Örneğin, "Aslen İspanyalıyım ama şimdi Londra'da yaşıyorum."

In an informal setting, keep your education brief and simple.

Resmi olmayan bir ortamda eğitiminizi kısa ve basit tutun.

You could say, 'I studied (field of study) at university'.

'Üniversitede (çalışma alanı) okudum' diyebilirsiniz.

Or 'I just finished my degree in (field of study)'.

Veya '(Çalışma alanı) alanında diplomamı yeni bitirdim'.

For example, "I studied graphic design at the University of Sao Paulo."

Örneğin, "Sao Paulo Üniversitesi'nde grafik tasarım okudum."

"I just finished my degree in marketing and communication."

"Pazarlama ve iletişim alanında diplomamı yeni bitirdim."

Now you don't have to be too formal when talking about your job or studies.

Artık işiniz veya çalışmalarınız hakkında konuşurken çok resmi olmanıza gerek yok.

Simply say, 'I work as a (and then your job title), and it's really fun.' Or

Basitçe şunu söyleyin: 'Ben (ve sonra sizin iş unvanınız) olarak çalışıyorum ve bu gerçekten eğlenceli.' Veya

you could say, 'I'm a student and I'm studying (and then your subject)'.

'Ben bir öğrenciyim ve çalışıyorum (ve sonra sizin konunuz)' diyebilirsiniz.

For example, "I'm a graphic designer and I love working with creative brands."

Örneğin, "Ben bir grafik tasarımcıyım ve yaratıcı markalarla çalışmayı seviyorum."

Now, this is a great chance to connect with people by

Şimdi bu, keyif aldığınız şeyler hakkında konuşarak

talking about what you enjoy.

insanlarla bağlantı kurmak için harika bir fırsat

'In my free time, I love (hobby)'.

. 'Boş zamanlarımda (hobi) seviyorum'.

'I'm really into (hobby)'.

'Gerçekten (hobiyle) ilgileniyorum'.

For example, "I'm really into photography and hiking on weekends."

Örneğin, "Hafta sonları fotoğraf çekmeyi ve yürüyüş yapmayı gerçekten seviyorum."

"In my free time, I love playing online video games."

"Boş zamanlarımda çevrimiçi video oyunları oynamayı seviyorum."

Everyone loves an interesting or funny fact.

Herkes ilginç veya komik bir gerçeği sever.

It's a great conversation starter.

Harika bir sohbet başlatıcıdır.

You could say, "Fun fact about me.

"Benim hakkımda eğlenceli bir gerçek.

I can play the guitar."

Gitar çalabiliyorum" diyebilirsiniz .

Here's another example.

İşte başka bir örnek.

"One fun fact about me.

"Hakkımda eğlenceli bir gerçek.

I have a dog named Samson who can do five tricks."

Beş numara yapabilen Samson adında bir köpeğim var."

Now, let's see a full example for our informal introduction.

Şimdi resmi olmayan tanıtımımız için tam bir örnek görelim.

"Hey, I'm Laura.

"Merhaba, ben Laura.

I'm originally from Italy, but now I live in Dublin.

Aslen İtalyalıyım ama şimdi Dublin'de yaşıyorum.

I studied graphic design at the University of Rome.

Roma Üniversitesi'nde grafik tasarım okudum.

I'm a graphic designer and I love working with creative brands.

Ben bir grafik tasarımcıyım ve yaratıcı markalarla çalışmayı seviyorum.

I'm really into photography and in my free time on the weekends, I love

Gerçekten Fotoğrafçılıkla ilgileniyorum ve hafta sonları boş zamanlarımda

taking my camera and going hiking in the mountains near where I live.

fotoğraf makinemi alıp yaşadığım yerin yakınındaki dağlarda yürüyüşe çıkmayı seviyorum.

And one fun fact about me, I have a dog named Samson who can do five tricks."

Hakkımda eğlenceli bir gerçek de, Samson adında beş numara yapabilen bir köpeğim var."

It's much more relaxed, but still fun and interesting.

Çok daha rahat ama yine de eğlenceli ve ilginç.

The key in informal settings is to show your personality.

Gayri resmi ortamlarda anahtar, kişiliğinizi göstermektir.

Now it's your turn.

Şimdi sıra sende.

I'm going to give you the structure and you fill in the blanks.

Ben sana yapıyı vereceğim, sen de boşlukları dolduracaksın. Şimdi

Now make sure you have the self-introduction Cheat Sheet that will

, tanıtımlarınızı yazmanıza ve ardından bunları yüksek sesle söylemenize yardımcı

help you to write down your introductions and then practice saying them out loud.

olacak kendi kendini tanıtma Hile Kağıdına sahip olduğunuzdan emin olun .

You can even share your work in the comments below.

Hatta çalışmalarınızı aşağıdaki yorumlarda paylaşabilirsiniz.

I look forward to reading them.

Onları okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.