UK vs US Food - Dinner Traditions, Meals, and Etiquette

İngiltere vs ABD Yemekleri - Akşam Yemeği Geleneksel Yemekler ve Görgü Kuralları

Hello, everyone, and welcome to English like a  native with me, Anna, and a very special guest,  

Herkese merhaba ve ben, Anna ve çok özel bir konuğumuzla anadilim gibi İngilizce'ye hoş geldiniz, Lindsey'i 200 milyondan fazla indirilmiş olan

you might recognize Lindsey on the famous award  winning “All Ears English Podcast”, which has had  

ünlü ödüllü “All Ears English Podcast”te tanıyabilirsiniz ki bu delice. Merhaba Lindsey. Bugün bize katıldığınız için teşekkür ederiz.

over 200 million downloads, which is insane.  Hello, Lindsey. Thank you for joining us today.

Hey, Anna, beni programa aldığın için teşekkürler. Burada olduğum için heyecanlıyım.

Hey, Anna, thanks for having me on  the show. I'm excited to be here. 

Kanalınızda kahvaltı, Kahvaltının nasıl değiştiği ve

Well, we've just had a really interesting  conversation over on your channel about  

Birleşik Krallık'ta kahvaltı ile Amerika'da kahvaltı

breakfast and how Breakfast has changed and  some of the differences between breakfast in  

arasındaki bazı farklar hakkında gerçekten ilginç bir sohbet gerçekleştirdik

the UK and breakfast in America. So now we're going to talk about dinner. 

. Şimdi akşam yemeği hakkında konuşacağız.

So, I want to start off by talking  about dinner etiquette. Now,  

Bu yüzden, akşam yemeği görgü kuralları hakkında konuşarak başlamak istiyorum. Şimdi,

there's quite a few rules that stick in my  head about things you should and shouldn't do.  

yapmanız ve yapmamanız gereken şeyler hakkında kafama takılan birkaç kural var.

What the first thing that springs to mind  when you think about dinner etiquette,

Akşam yemeği görgü kurallarını düşündüğünüzde akla ilk gelen şey, aklıma

The first thing that comes to my mind is elbows,  so ‘no elbows on the table’, right. That was for  

ilk gelen dirsekler, yani 'masada dirsek yok', doğru. Bu

some reason, that was a really common thing that  we were saying around the house, ‘no elbows on  

nedense evin etrafında çok yaygın bir şeydi, '

the table’. And even now today, when I'm chatting  at the end of a dinner, I try not to do it. After  

masada dirsek yok' diyorduk. Ve bugün bile, bir yemeğin sonunda sohbet ederken bunu yapmamaya çalışıyorum. Akşam

dinner has been cleared even. It's tempting, but  I try not to do it. So ‘no elbows on the table’.

yemeğinden sonra bile temizlendi. Cazip ama yapmamaya çalışıyorum. Yani 'masada dirsek yok'.

It’s so funny, isn't it? That's the first  thing that was on my list as well. So, I'm  

Çok komik, değil mi? Benim de listemde olan ilk şey buydu. Bu yüzden,

quite surprised you brought that one up first. Interesting. 

ilk önce bunu açmana oldukça şaşırdım. İlginç.

But I can understand if as  children, you're kind of sat there,  

Ama çocukken orada oturup

looking at your board, it could look rude, right? Right? Because I feel the same. I always think oh,  

tahtanıza bakıyorsanız, bu kaba görünebilir, anlayabiliyorum, değil mi? Doğru? Çünkü ben de aynı şeyi hissediyorum. Her zaman ah,

I shouldn't do it. Because I always  have my mom's voice in the back of  

yapmamalıyım diye düşünüyorum. Çünkü annemin sesi hep

my head saying don't do that. But I  don't know why I don't really get it.

kafamın arkasında bunu yapma diyen var. Ama neden gerçekten anlamadığımı bilmiyorum.

Same. Because I personally, especially when the  meal is clear. And maybe you've had dessert,  

Aynı. Çünkü ben şahsen, özellikle yemek açıkken. Ve belki tatlı

there's a little dessert plate on the table.  I feel like I can engage more in conversation  

yediniz, masada küçük bir tatlı tabağı var. Böyle bir sohbete daha fazla katılabileceğimi hissediyorum

like this, right? And so, I've always got  that narrative going in my head too Anna  

, değil mi? Bu yüzden, tıpkı senin gibi Anna benim de kafamda hep o anlatıyı kurdum

just like you. ‘Get your elbows off.’ But then I feel like I sit back  

. Dirseklerinizi çekin. Ama sonra çok fazla oturduğumu hissediyorum

too much. Do you feel that way?  I'm disengaged at that point.

. Böyle hissediyor musun? O noktada ayrılıyorum.

Yeah. Yeah. And but I guess that's also brings me on to  

Evet. Evet. Ve sanırım bu beni

another one which is ‘not to slouch’ at the table.  Yes. Able, especially if it's a, you know, a  

masada 'kambur durmamak' olan bir başka konuya da getiriyor. Evet. Able, özellikle, bilirsin,

really posh restaurant or you’re dining with your  grandparents or someone special in the family.  

gerçekten lüks bir restoransa ya da büyükannen ve büyükbabanla ya da aileden özel biriyle yemek yiyorsun.

Thing was an absolute no, no. And I think it's  the same thing isn't it's the idea of disengaging.  

Şey kesinlikle hayırdı, hayır. Ve bence bu aynı şey, ayrılma fikri değil.

You want to seem engaged and like you're  enjoying the meal and the company was yes.

Nişanlı görünmek ve yemeğin tadını çıkarıyormuş gibi görünmek istiyorsun ve şirket evet dedi.

Yes, I love it. And another one that, of  course is really important to remember,  

Evet bayılırım. Ve elbette hatırlamamız gerçekten önemli olan bir diğer şey,

especially as we get involved in the conversation,  this is more involved with food on the table is  

özellikle biz sohbete dahil olurken, bu daha çok masadaki yemekle ilgili

‘don't double dip’. Oh, yes! 

'çift daldırma'. Oh evet!

When you have a chip or you're going for  the dip, or guacamole is really common  

Bir çipiniz olduğunda ya da daldırma için gidiyorsanız ya da

in the US if you're having Mexican food,  ‘don't dip twice’, right? Obviously very  

Meksika yemeği yiyorsanız ABD'de guacamole gerçekten yaygındır, 'iki kez daldırmayın', değil mi? Açıkçası çok

rude. But it's easy to kind of forget if  we get involved with the conversation. So

kaba. Ama sohbete dahil olursak unutmak çok kolay. Yani

Yeah, especially since the whole COVID  pandemic, I felt more uncomfortable  

evet, özellikle tüm COVID salgınından beri, şimdi daha rahatsız hissettim

now. Even with buffets anything that's  kind of left out or where there's food  

. Büfelerde bile, dışarıda bırakılan herhangi bir şey veya orada yiyecek

where there was you would all put your hands  into pick. And I think this heightened sense of  

varsa, hepiniz elinizi uzatırdınız. Ve bence bu artan

hygiene. Yeah, has definitely started to impact  my enjoyment of that kind of dining experience.

hijyen duygusu. Evet, kesinlikle bu tür bir yemek deneyiminden aldığım keyfi etkilemeye başladı.

Sadly, yeah, I think hopefully, you know,  

Ne yazık ki, evet, umarım, bilirsin,

things will come back and we'll start to enjoy  things again. But things have changed a lot.

her şey geri gelecek ve yeniden keyif almaya başlayacağız. Ama işler çok değişti.

Absolutely. But ‘never double dip’. Never. Okay,  okay, so another one that I remember from being a  

Kesinlikle. Ama 'asla çift daldırma'. Hiçbir zaman. Tamam, tamam, çocukken hatırladığım başka bir tane daha

child, but I can't remember the exact phrase  I was always told not to sing at the table.  

ama masada şarkı söylememem söylenen her zaman söylenen cümleyi tam olarak hatırlayamıyorum.

I've always been a musical person. I love singing.  And as a youngster and a young adult, even I'd  

Ben her zaman müzikal bir insan oldum. Ben şarkı söylemeyi severim. Ve bir genç ve genç bir yetişkin olarak, ben bile

sing all the time, a sign of happiness I imagined.  But I would be told off if I sang at the table.  

her zaman şarkı söylerdim, hayal ettiğim bir mutluluk işareti. Ama masada şarkı söylersem azarlanırdım.

They'd say something along the lines of ‘singing  at your meals, trouble at your heels’. Something  

'Yemeklerinde şarkı söyle, topuklarında bela' gibi bir şey söylerlerdi. Bunun

like that. In the north, we have all these  sayings to remind people of behavior. And,  

gibi bir şey. Kuzeyde, insanlara davranışları hatırlatmak için tüm bu sözlere sahibiz. Ve

and yeah, something along those  lines was ‘not to sing at the table’.

evet, bu satırlar boyunca bir şey 'masada şarkı söylememek' idi.

Wow, that one I've never heard before. I guess  it goes to the idea of you know, they don't want  

Vay, bu daha önce hiç duymadığım biri. Sanırım bu, çocukların dikkatlerinin dağılmasını istemiyorlar

kids to be distracted and maybe like finding a  friend at the next table and just distracting  

ve belki de yan masada bir arkadaş bulup

the adults. Right? That makes sense. Yeah, I love  it. Another thing I would say is ‘never comment  

yetişkinlerin dikkatini dağıtmak gibi bir düşünceye gidiyor. Doğru? Bu mantıklı. Evet, seviyorum. Söyleyeceğim başka bir şey de '

on someone else's food in a negative way’. This  is interesting. So, this is beyond just physical  

başkasının yemeği hakkında asla olumsuz bir şekilde yorum yapma'. Bu ilginç. Yani, bu sadece fiziksel

table manners. But you know, people who do this  and it drives me nuts. I'm a kind of vegetarian  

sofra adabının ötesindedir. Ama biliyorsun, bunu yapan insanlar beni deli ediyor. Ben bir tür vejetaryen

leaning. And sometimes I order things that  your typical meat eater might think looks  

eğilimliyim. Bazen de tipik et yiyicinizin

weird. And I've had people Look, I get my take  my foot on the table, and someone might say, Oh,  

tuhaf görünebileceğini düşünebileceği şeyler sipariş ediyorum. Bakın, ayağımı masaya koyuyorum ve birileri diyebilir ki, Oh, kimse yemek üzereyken

no one wants to hear that about  what they're about to eat.

bunu duymak istemiyor.

So yeah. One that I find quite interesting. And I'm  

Yani evet. Oldukça ilginç bulduğum biri. Ve

keen to know if this is the same in the States,  if there's a selection on a plate of something,  

bunun Amerika'da da aynı olup olmadığını, bir tabakta bir şey varsa,

whether it's little spring rolls or olives or  something. There's a number of them, ‘you should  

küçük börekler mi yoksa zeytin mi yoksa başka bir şey mi olduğunu bilmek istiyorum. Bir sürü var, '

never take the last one without checking that  everyone's happy for you to take the last one’.  

sonuncuyu almaktan herkesin sizin için mutlu olduğunu kontrol etmeden asla sonuncuyu almamalısınız'.

And the reason I find this interesting is because  if someone speaks up and is brave enough to say,  

Ve bunu ilginç bulmamın nedeni, eğer biri konuşursa ve

“Does anyone mind if Have the last one”. You're  never going to say, “No, sorry, I want to eat it.”  

"Sonuncusu olsa kimsenin umurunda değil mi" diyecek kadar cesursa. Asla “Hayır, üzgünüm, yemek istiyorum” demeyeceksin.

So, I don't know why we asked the question. But we  do. And everyone of course, as of course, have it,  

Bu yüzden soruyu neden sorduğumuzu bilmiyorum. Ama yapıyoruz. Ve elbette herkes, elbette,

take it. But you if you take it without  asking, then it could be deemed as rude.

al, al. Ama sormadan alırsanız, kaba olarak kabul edilebilir.

This is always a thing. Anytime I'm  dining in a group, there's always one  

Bu her zaman olan bir şeydir. Ne zaman bir grupta yemek yesem, orada her zaman bir

last piece of something there. And there's always  a dialogue going on in everyone's mind guaranteed,  

şeyin son bir parçası olur. Ve her zaman herkesin kafasında garantili bir diyalog vardır,

you know, should I take it? What should I do?  Should I ask? I think it doesn't make sense to ask  

bilirsiniz, almalı mıyım? Ne yapmalıyım? Sormalı mıyım? Bence sormak mantıklı değil

because it's, you know, we're social beings,  we evolved to socialize, to stay alive,  

çünkü biz sosyal varlıklarız, sosyalleşmek, hayatta kalmak,

protect ourselves. So that's still very hardwired  in our mind, we have to have harmony in the group.  

kendimizi korumak için evrimleştik. Yani bu hala zihnimizde çok sıkı, grup içinde uyum sağlamak zorundayız.

And I think that's what's going through  our mind when we think about that. Yeah,  

Ve bence bunu düşündüğümüzde aklımızdan geçen şey bu. Evet,

of course, you could take it no one's gonna  say ‘No’, but I think we still want to ask,  

tabii ki kabul edebilirsin, kimse 'hayır' demeyecek ama bence yine de sormak istiyoruz,

it's sort of something we have to do. Yeah, showing respect, isn't it? Actually. 

bu yapmamız gereken bir şey. Evet, saygı gösteriyorsun, değil mi? Aslında.

Yeah, sure. You're right. You're right.

Evet tabi. Haklısın. Haklısın.

What about ‘hats’? What about hats? 

Peki ya 'şapkalar'? Peki ya şapkalar?

Is it ok not to wear a hat at the table?

Masada şapka takmamak doğru mu?

You know that's a good question. I don't wear  a lot of hats. So, I don't pay attention to  

Bunun iyi bir soru olduğunu biliyorsun. Çok şapka takmam. O yüzden buna

that too much. But I would assume it's polite to  take your hat off. If you go into a restaurant,  

çok dikkat etmiyorum . Ama şapkanı çıkarmanın kibarlık olduğunu düşünürdüm. Bir restorana gidersen,

I think that would be good manners. Especially  for a man if it's a woman wearing kind of a  

bence bu iyi bir görgü kuralı olur. Özellikle bir erkek için

more fashionable hat that goes with the hair,  goes with the look, that's probably okay. I  

, saçla, görünümle uyumlu, daha modaya uygun bir şapka takan bir kadınsa , bu muhtemelen sorun değil. Sanırım

think it was just if you're thinking about like a  typical baseball cap, which I think guys probably  

tipik bir beyzbol şapkası gibi düşünürseniz, bence erkekler muhtemelen

were more in the US than in the UK is my guess.  Maybe think they should probably take that off.

Birleşik Krallık'tan daha çok ABD'deydi. Belki de muhtemelen bunu çıkarmaları gerektiğini düşünürler.

Yeah, it's tricky, isn't it? My partner has  very curly hair. That's like crazy. And if he  

Evet, zor, değil mi? Eşimin çok kıvırcık saçları var. Bu deli gibi. Ve eğer onu

doesn't wash it and style it, it's a, you know,  it's a mess. And he feels he feels embarrassed  

yıkayıp şekillendirmezse, bu bir, bilirsin, bu bir karmaşa. Ve bundan utandığını hissediyor

about it. So, he wears a cap all the time,  unless he started his hair specifically,  

. Bu yüzden, her zaman bir şapka takıyor, özellikle saçına başlamadıysa,

I haven't really asked him about it.  But for him, it must be quite a dilemma.  

ona gerçekten sormadım. Ama onun için bu tam bir ikilem olmalı.

If he's going anywhere to eat, because  you know, he'll have to take it off. And  

Bildiğin için yemek için bir yere gidiyorsa, onu çıkarmak zorunda kalacak. Ve

once you've put your hat on, you're  going to have hat hair when they do.

bir kez şapkanızı taktığınızda, onlar taktığında şapka kıllarınız olacak.

Right, right, right. That's a good point. That  could be a dilemma for sure. So interesting.

Doğru, doğru, doğru. İyi bir noktaya değindin. Bu kesinlikle bir ikilem olabilir. Çok ilginç.

In terms of sitting typical  house, if we're going to  

Tipik bir evde oturma açısından, eğer

someone else's home, then it's expected. ‘The  host will tell you where you should sit’.

başka birinin evine gideceksek, o zaman beklenir. 'Ev sahibi size nereye oturmanız gerektiğini söyleyecektir'.

Yes, I think it just depends on whose home you're  going to. And how formal that dinner party is,  

Evet, bence sadece kimin evine gideceğine bağlı. Ve o akşam yemeği partisi ne kadar resmi,

right? If we're talking about a formal dinner  party, sometimes the guest will have taken the  

değil mi? Resmi bir akşam yemeği partisinden bahsediyorsak, bazen misafir

time to think through like a wedding. Where are  people sitting? Who are they sitting next to?  

bir düğün gibi düşünmek için zaman ayırmış olacaktır. İnsanlar nerede oturuyor? Kimin yanında oturuyorlar?

And what do we want in terms of connection  and conversation? But honestly, I'd say most  

Ve bağlantı ve konuşma açısından ne istiyoruz? Ama dürüst olmak gerekirse, çoğu zaman söyleyebilirim

of the time, if it's just a backyard barbecue,  or just kind of at a normal dinner party, most  

, eğer bu sadece bir arka bahçe barbeküsüyse ya da sadece normal bir akşam yemeği partisindeyse, çoğu

hosts probably don't think about it. But you could  wait like I would wait to sit down and observe.

ev sahibi muhtemelen bunu düşünmez. Ama benim oturup gözlemlemek için beklediğim gibi bekleyebilirsin.

If you’re not sure always asking I think is fine.  I tend to say it doesn't. Can we sit anywhere?  

Her zaman sorduğundan emin değilseniz, bence sorun değil. Ben öyle olmadığını söyleme eğilimindeyim. Herhangi bir yere oturabilir miyiz?

Does it matter where I sit? Yeah! 

Nerede oturduğumun önemi var mı? Evet!

I know for me as a mum with a  one-year-old and a three-year-old,  

Bir yaşında ve üç yaşında bir çocuğu olan bir anne olarak biliyorum,

it's really important that I separate  them, but I sit close to both of them so  

onları ayırmam gerçekten önemli, ama ikisine de yakın oturuyorum, böylece

that I can, you know, manage the  chaos. That is our meal time.

kaosu yönetebiliyorum. Bu bizim yemek saatimiz.

So let me move us on to a little quiz. There are  

O halde bizi küçük bir teste taşımama izin verin. Her

dishes I'm sure in every country that have names  that don't clearly indicate what the dish is. So,  

ülkede, yemeğin ne olduğunu açıkça göstermeyen adlara sahip yemekler olduğuna eminim. Bu yüzden,

I thought it would be fun for us to exchange  some typical dishes with unusual names and  

alışılmadık isimlerle bazı tipik yemekleri değiş tokuş etmenin ve diğer kişinin o yemeğin gerçekte ne olduğunu tahmin edip edemeyeceğini görmenin

see if the other person can guess what that dish  actually is. I'm going to kick things off with...

eğlenceli olacağını düşündüm . Şununla başlayacağım...

Okay. A ‘Yorkshire pudding’.  

Tamam. Bir 'Yorkshire pudingi'.

Any idea of what a Yorkshire pudding is?

Yorkshire pudinginin ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?

I have a feeling this is some kind of a like a more of a meat-based pie.

Bunun daha çok et bazlı bir turta gibi olduğunu hissediyorum.

This is a side to a meat-based dish for sure you'd  have it with meats. You'd never have it alone. 

Bu, et bazlı bir yemeğin yanında mutlaka etle birlikte yersiniz. Asla tek başına sahip olamazsın.

Got it. Got it. But it's You're right. It's not sweet. 

Anladım. Anladım. Ama haklısın. Tatlı değil.

It's not it's the same thing A Yorkshire pudding is made from.. 

Yorkshire pudinginin yapıldığı şeyle aynı şey değil..

It's kind of like a pastry it's  made from egg and flour and milk,  

Yumurta, un ve sütten yapılan bir hamur işi gibidir

and often is like a deep dish and you'll pour  gravy into it. So, you'd have it with like beef,  

ve genellikle derin bir tabak gibidir ve içine sos dökersiniz. Yani,

for example, like a beef dinner on a Sunday  you'd have Yorkshire pudding on the side  

örneğin bir pazar günü sığır eti yemeği gibi, yanında soslu Yorkshire pudingi

with gravy and it holds the gravy and then get  softer and softer and it's really, really yummy.

yersiniz ve sos tutar ve sonra daha yumuşak ve daha yumuşak olur ve gerçekten çok lezzetli olur.

Wow, sounds savory, for sure. Okay, something that's quite  

Vay, kesinlikle lezzetli geliyor. Tamam, oldukça

like closely related. ‘Toad in the hole’. 

yakından ilişkili bir şey. 'Delikte kurbağa'.

I've never heard of that before.  Like, what is that, Anna?

Bunu daha önce hiç duymadım. Bu nedir, Anna?

Okay, so ‘a toad in the hole’ is sausages that  are cooked within a huge Yorkshire pudding. You  

Tamam, 'delikte bir kurbağa' büyük bir Yorkshire pudingi içinde pişirilen sosislerdir. Sosisleri

put the sausages in a big casserole dish  and you pour in the Yorkshire pudding mix  

büyük bir güveç tabağına koyarsınız ve Yorkshire puding karışımını dökersiniz

so that the sausages are literally cooked into  the Yorkshire pudding, and they look like they're  

, böylece sosisler kelimenin tam anlamıyla Yorkshire pudingine pişirilir ve pişirildiğinde Yorkshire pudingi

like swimming in a sea of Yorkshire pudding when  it's cooked. And I guess that's why it's called  

denizinde yüzüyormuş gibi görünürler. Ve sanırım bu yüzden

toad in the hole because they're in a hole and it  looks like little toads popping up out of water. 

deliğe kurbağa deniyor çünkü bir delikteler ve sudan fırlayan küçük kurbağalara benziyorlar.

Interesting. Yeah. 

İlginç. Evet.

So, a lot of meat-based dish. It sounds like  meat is very traditional. In the past. It was a 

Yani ete dayalı bir çok yemek. Etin çok geleneksel olduğu anlaşılıyor. Geçmişte. Bu

It was a treat. It was something that you'd  have, you know, a couple of days a week,  

bir zevkti. Haftada birkaç gün, kesinlikle hafta sonları sahip olabileceğiniz bir şeydi,

definitely the weekends whereas now,  unfortunately, we've gone kind of too far with  

oysa şimdi maalesef bu konuda biraz fazla ileri gittik

it. And I think it's the same in many countries.  Meat can feature in almost every meal of every day  

. Ve bence birçok ülkede aynı. Et her gün hemen hemen her öğünde yer alabilir

and we’re eating too much. Right. Yes. 

ve biz çok fazla yiyoruz. Doğru. Evet.

And it's not good for our health. It's not good  for the environment. So, it's not good for the  

Ve sağlığımız için iyi değil. Çevre için iyi değil. Yani,

animals of course. So, Yeah. Absolutely. 

elbette hayvanlar için iyi değil . Yani evet. Kesinlikle.

Okay. Do you want to throw some meals at me? Sure.

Peki. Bana yemek fırlatmak ister misin? Emin.

This is something I ate a lot as a kid. 

Bu çocukken çok yediğim bir şey.

Ambrosia. Do you know what that is?

Çok lezzetli yemek. Bunun ne olduğunu biliyor musun?

Ambrosia. Yes. So, this is, 

Çok lezzetli yemek. Evet. Yani, bu,

this is something like a custard kind of pudding. 

bu muhallebi türü bir puding gibi bir şey.

Yeah, it is kind of a Yeah, I would say pudding is  

Evet, bir çeşit Evet, pudingin

the best way to describe it. Do you know  what's in it? Any idea or the flavours?

onu tanımlamanın en iyi yolu olduğunu söyleyebilirim. İçinde ne olduğunu biliyor musun? Herhangi bir fikir veya tatlar?

I’m guessing like a vanilla or  milk, creamy milk or something? 

Sanırım vanilya ya da süt, kremalı süt ya da başka bir şey?

It's canned sweet fruit mini marshmallows,  shredded coconut and sour cream or Cool Whip. 

Konserve tatlı meyve mini marshmallow, rendelenmiş hindistan cevizi ve ekşi krema veya Cool Whip.

This is something that I used to  have a lot as a kid during barbecue. 

Bu, çocukken barbekü sırasında çokça sahip olduğum bir şey.

So it's commonly as a side on a plate with  a burger or a hot dog and then coleslaw. And  

Bu yüzden genellikle bir tabakta hamburger ya da sosisli sandviç ve ardından lahana salatası olarak kullanılır. Ve

then it might be a dessert that goes along with  a barbecue at least that's how I ate it as a kid.

sonra barbeküye eşlik eden bir tatlı olabilir en azından ben çocukken böyle yerdim.

Yeah, I'm really interested  now to give that a try. It's  

Evet, şimdi bunu denemekle gerçekten ilgileniyorum. Pek

not quite like I imagined. I was thinking  more like a We had like a tapi.. tapioca or

hayal ettiğim gibi değil. Daha çok bir tapi vardı gibi düşünüyordum.. tapyoka ya da

Yeah. It's not quite that liquidy. Okay. 

Evet. O kadar likit değil. Peki.

And it's a little thicker than that. Like you can  actually scoop it out and put it on that plate. 

Ve bundan biraz daha kalın. Sanki gerçekten alıp o tabağa koyabilirsin.

Okay. I haven't had it in years.  

Peki. Yıllardır almadım.

And honestly, the thing about the about the US dining culture is that  

Ve dürüst olmak gerekirse, ABD yemek kültürüyle ilgili olan şey, her

things are so regional. Right? So now I'm in  Denver, no one would eat ambrosia in Colorado. 

şeyin çok bölgesel olmasıdır. Doğru? Şimdi Denver'dayım, Colorado'da kimse ambrosia yemez.

Right! But in the Northeast and the Midwest,  

Doğru! Ancak Kuzeydoğu ve Ortabatı'da

they use a lot of sour cream or kind of white  foods. Okay, so it's very regional indifference.  

çok fazla ekşi krema veya beyaz yiyecekler kullanırlar. Tamam, bu çok bölgesel bir kayıtsızlık.

I think anyone out here almost wouldn't even  know what it is. That's the interesting part.

Bence buradaki herhangi biri neredeyse bunun ne olduğunu bile bilmiyor. İşin ilginç yanı bu.

We have something similar in this  country. And considering how small  

Bu ülkede buna benzer bir şey var. Ve ne kadar küçük

we are. It always fascinates me. As a kid growing up. I loved  

olduğumuzu düşünürsek. Beni her zaman büyüler. Büyüyen bir çocuk olarak. Etli ve patatesli börekleri ve börekleri severdim

meat and potato pasties and  the pasties, you know, like a  

, bilirsiniz,

savory pastry and it's just this pocket and they'd  have stuff it with meat and potatoes and onion and  

lezzetli bir hamur işi gibi ve sadece bu cep ve et, patates ve soğanla doldururlardı ve

it was delicious. And this was a really nice  snack or lunch. You might have it for lunch. 

lezzetliydi. Ve bu gerçekten güzel bir atıştırmalık ya da öğle yemeğiydi. Öğle yemeğinde yiyebilirsin.

Yeah. In the South, they  

Evet. Güneyde

don't have meat and potato anything so there's not  meat and potato pies or meat and potato pasties. 

et ve patatesli hiçbir şey yok, bu yüzden etli ve patatesli turtalar ya da etli ve patatesli börekler yok.

You asked for one even in like a store  that like a chain like Greg's were in  

Greg'in dükkânının kuzeyindeki Greg'inki gibi bir zincir gibi

the North of Greg's store would serve meat  and pasties. Down here they don't do it. 

et ve hamur işleri sunan bir mağazada bile bir tane istediniz. Aşağıda bunu yapmıyorlar.

Like No 

Hayır Kesinlikle Evet

Surely Yeah 

Gibi Elbette

Surely you should introduce it to the  southerners because it's one of the best things.

onu güneylilere tanıtmalısın çünkü bu en iyi şeylerden biri.

If people eat a little bit less meat  because it is so heavy right potatoes  

İnsanlar çok ağır olduğu için biraz daha az et yerse, doğru patates

meat so heavy and is it's I guess  it's a little bit warmer there or?

eti çok ağır ve sanırım orası biraz daha sıcak mı?

Well, yeah. When the weather's warmer, and we  certainly have warmer weather in the summers  

İyi evet. Havalar daha sıcakken ve bu günlerde yazları kesinlikle daha sıcak havalarımız var

these days, but I think I  think there's still a lot 

, ama bence burada hala

a lot of people who are happy to  eat meat and heavy meals over here. 

et ve ağır yemek yemekten mutlu olan birçok insan var.

Yeah, sure! I think it's actually  

Evet tabi! Aslında

something that needs addressing in our country.  We're dealing with more and more obesity  

ülkemizde ele alınması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum . Çocuklarımızda giderek daha fazla obezite ile uğraşıyoruz,

in our children trying to address this at kind  of like school level with, you know, educating  

bunu bir tür okul düzeyinde çözmeye çalışıyoruz, bilirsiniz,

people about food and how to cook and I think the  biggest problem is the price of food, healthy food  

insanları yemek ve nasıl pişirecekleri konusunda eğitmek ve bence en büyük sorun gıda fiyatları, sağlıklı gıda

costs a fortune and unhealthy food and sugary  processed food is really cheap. Absolutely.

maliyetleri . bir servet ve sağlıksız yiyecekler ve şekerli işlenmiş yiyecekler gerçekten ucuz. Kesinlikle.

In the US. We talk a lot about  the concept of a ‘food desert’. 

ABD'de. Bir 'yemek çölü' kavramı hakkında çok konuşuyoruz.

Unfortunately, low-income neighbourhoods that  don't have access even to a grocery store where  

Ne yazık ki, taze ürünler alabileceğiniz bir markete bile erişimi olmayan düşük gelirli mahalleler

you could get fresh produce. So, they end  up having to just eat at fast food places  

. Böylece, sadece fast food yerlerinde veya bodegalarda

or bodegas and it just perpetuates the problem of  bad health and it's so sad. We have a lot of food  

yemek zorunda kalıyorlar ve bu sadece kötü sağlık sorununu devam ettiriyor ve bu çok üzücü.

like in a place like I'm thinking of like parts of  Manhattan, Upper Manhattan, more low-income areas,  

Manhattan'ın bazı kısımlarını, Yukarı Manhattan'ı, daha düşük gelirli bölgeleri düşündüğüm gibi bir yerde olduğu gibi bir sürü yemeğimiz var

just total food deserts. Crazy. 

, sadece toplam yemek çölleri. Deli.

So from food desert, I'm going  to bring you another one. 

Yani yemek çölünden, sana bir tane daha getireceğim.

Okay, I'm ready! A Ploughman's Lunch. 

Tamam, hazırım! Bir Plowman'ın Öğle Yemeği.

Oh, I Well, I mean, this feels I  

Oh, I Şey, yani, bu

can imagine who ate it, right? Someone out in the  fields working the fields and therefore I would 

onu kimin yediğini hayal edebiliyorum, değil mi? Tarlalarda birileri tarlalarda çalışıyor ve bu nedenle

I would also guess it might have meat  in it again, but not much some meat  

içinde yine et olabileceğini tahmin ediyorum, ancak

to keep going. I don't know Anna what is it? The Ploughman's Lunch is a cheese based meal 

devam edecek pek fazla et yok. Anna'nın ne olduğunu bilmiyorum? Ploughman's Lunch peynir bazlı bir yemek

Cheese? Yeah, it would normally come out on a board  

mi? Evet, normalde bir tahtada çıkar

and there'd be a big chunk of cheese and then  it's pickle you have to have pickle on there some  

ve büyük bir peynir parçası olurdu ve sonra turşu, orada bir

form of pickle and bread a big wedge of bread. So,  you're right it's something that the workers could  

çeşit turşu ve büyük bir dilim ekmek ekmek zorundasın. Yani haklısın, işçilerin

just grab. It's lots of protein, fats and carbs to  keep them going and then some of them will have an  

kapabileceği bir şey. Onları devam ettirmek için bir sürü protein, yağ ve karbonhidrat var ve sonra bazılarının

option to add an egg in there. So a boiled egg,  hard-boiled egg and maybe some ham and maybe a  

oraya yumurta ekleme seçeneği olacak. Yani haşlanmış yumurta, haşlanmış yumurta ve belki biraz jambon ve belki

couple of grapes or something else on the side but  yeah, typically a cheese bread and pickle dish. 

birkaç üzüm ya da yanında başka bir şey ama evet, tipik olarak bir peynirli ekmek ve turşu yemeği.

Okay, so it keeps people going in the middle of  the day and the heat right out in the fields.  

Tamam, bu yüzden insanların gün ortasında gitmesini ve tarlalardaki sıcaklığın dışarı çıkmasını sağlıyor.

I love it. I love it. Nice. What about a Welsh Rarebit? 

Bayıldım. Bayıldım. Güzel. Galli Rarebit'e ne dersiniz?

Welsh Rabbit? Did you say... or? 

Peynirli kızarmış ekmek? mi dedin... yoksa?

‘Rarebit’ not ‘rabbit’ sounds  a bit like ‘rabbit’. Rarebit. 

'Tavşan' değil 'rarebit' kulağa biraz 'tavşan' gibi geliyor. Nadir bit.

No idea. 

Fikrim yok.

It's basically like a runny cheese on toast. So, it's a very, very basic dish. Very yummy. 

Temelde tost üzerine akan peynir gibi. Yani, çok, çok temel bir yemek. Çok lezzetli.

Sounds great. So, I mean, we have really  one of the most common dishes here is  

Kulağa harika geliyor. Demek istediğim, burada gerçekten en yaygın yemeklerden biri

‘grilled cheese’. We love grilled cheese.  So that sounds somewhat similar to that. 

'ızgara peynir'. Izgara peyniri seviyoruz. Yani biraz buna benziyor.

How would you eat grilled cheese? So, I like to eat it with tomato soup. 

Izgara peyniri nasıl yersiniz? O yüzden domates çorbasıyla yemeyi seviyorum.

All right. Grilled cheese and  

Tamam. Izgara peynir ve

tomato soup and I like to pile like multiple  kinds of cheese on there. Oh, it’s so good.

domates çorbası ve üzerine çok çeşitli peynirler gibi yığmayı seviyorum. Bu çok iyi.

So, would you do is put the  cheese in the soup on the top? 

Peki, peyniri en üste çorbaya mı koyacaksınız?

No. You could dip your sandwich probably not  in like fancy companies probably that’s not  

Hayır. Sandviçinizi muhtemelen süslü şirketlere daldıramazsınız, muhtemelen bu

the best table manners in public  but at home, you could do it. Yeah,  

toplumdaki en iyi sofra adabı değildir ama evde yapabilirsiniz. Evet,

just a cup of tomato soup and then a sandwich.  Like a, you know, the grilled cheese sandwich. 

sadece bir fincan domates çorbası ve sonra bir sandviç. Bildiğin ızgara peynirli sandviç gibi.

Ah, okay so it’s already sandwich. Like  a ‘cheese toastie’ we would call it. 

Ah, tamam o zaman zaten sandviç. Bir 'peynirli tost' gibi biz buna derdik.

Yeah, and just on the side. So, tomato soup  on the side. Very, very common meal in the US. 

Evet ve sadece yan tarafta. Yani yanında domates çorbası. ABD'de çok, çok yaygın bir yemek.

Can I ask you one more? Sure, yeah. 

Sana bir tane daha sorabilir miyim? Tabii, evet.

Do we have time for one more? All right. So, I have a feeling  

Bir tane daha için zamanımız var mı? Tamam. Yani,

you're not gonna know this one. Fluffernutter sandwich. 

bunu bilmeyeceksin gibi bir his var içimde. Fluffernutter sandviçi.

Fluffernutter sandwich.

Fluffernutter sandviçi.

Yeah. Or just a fluffernutter?

Evet. Yoksa sadece bir fluffernutter mı?

I'm going to assume that it's maybe peanut butter. 

Fıstık ezmesi olabileceğini varsayacağım.

Oh, yeah. And candy floss or something. 

Ah evet. Ve şeker ipi ya da başka bir şey.

Candy floss? Oh, so you say cotton candy, don't you over there? 

Pamuk şeker? Oh, yani pamuk şeker diyorsun, orada değil mi?

Oh, cotton candy. Interesting. No,  no, it's no. Oh, gosh, that would be  

Ah, pamuk şeker. İlginç. Hayır, hayır, hayır. Tanrım, bu

weird. But this is this is weird, too. So, this is basically a peanut  

garip olurdu. Ama bu da tuhaf. Yani, bu temelde bir fıstık

butter and fluff sandwich. Do you know what fluff is? 

ezmesi ve kabartmalı sandviç. Kabartmanın ne olduğunu biliyor musun?

No. It's a like kind of  

Hayır. Bu bir tür

liquid marshmallow is basically what it is. Right. 

sıvı hatmi, temelde neyse odur. Doğru.

It's a can of liquid marshmallow  fluff. And so kids would have it  

Bir kutu sıvı hatmi tüyü. Ve böylece çocuklar

at school. This is something kids would  eat for lunch. So, it's not a fancy dinner. 

okulda alacaktı. Bu, çocukların öğle yemeğinde yiyeceği bir şey. Yani, süslü bir akşam yemeği değil.

A sandwich with peanut butter and then fluff.  And that's and then between two pieces of very  

Fıstık ezmeli bir sandviç ve sonra kabartmak. Ve bu ve sonra iki parça arasında

bad for you white bread. That's kind of that  was a typical lunch that kids would have when  

sizin için çok kötü beyaz ekmek. Bu , 80'lerde ben çocukken çocukların yediği tipik bir öğle

I was a kid in the 80s. Right. Okay. 

yemeğiydi. Doğru. Peki.

So, fluffernutter. Yeah. Yeah. I mean, it sounds similar  

Yani, fluffernutter. Evet. Evet. Yani fıstık ezmesine benziyor

to peanut butter and we say peanut butter and jam  on toast. I think you say peanut butter jelly. 

ve fıstık ezmesi ve tost üzerine reçel diyoruz. Sanırım fıstık ezmeli jöle diyorsun.

Yes. I'm gonna throw one at you as the last one on this  

Evet. Bu küçük sınavda sonuncusu olarak sana bir tane atacağım

little this little quiz. And it's a.. don't blush. Spotted dick.

. Ve bu bir.. kızarma. Benekli çük.

Oh, yeah, I know this one because I had a My best friend growing up was actually British.  

Oh, evet, bunu biliyorum çünkü bir en iyi arkadaşım büyürken aslında İngiliz'di.

Now. This is a kind of a dessert. I know that. Yeah. 

Şimdi. Bu bir çeşit tatlıdır. Bunu biliyorum. Evet.

And is it like kind of a  vanilla based cakey type thing? 

Ve vanilya bazlı cakey tipi bir şey gibi mi?

Yeah, that's right. Well, it's a sponge  cake. So, it's a white sponge cake. 

Evet bu doğru. Pekala, bu bir sünger kek. Yani, beyaz bir sünger kek.

Yes. Steamed. 

Evet. Buğulanmış.

Okay. And a 

Peki. Ve bir

Yes. The spotted part of it  

Evet. Benekli kısmı

is little raisins. Little raisins. Yeah. 

küçük kuru üzümdür. Küçük kuru üzüm. Evet.

Yeah. It’s okay. That one I did know. So.

Evet. Sorun değil. Tanıdığım biri. Yani.

Okay, so with that, I'm gonna move on to  traditional foods and meals or traditional  

Tamam, bununla birlikte, tipik bir Amerikan evinde bulabileceğiniz

meals you'd find in a typical American  household. So, if I'm coming to America,  

geleneksel yiyeceklere ve yemeklere veya geleneksel yemeklere geçeceğim . Yani, eğer Amerika'ya geliyorsam,

great film “Coming to America”, if I'm  coming to America, and I'm going to hang  

harika film “Coming to America”, eğer Amerika'ya geliyorsam ve

out with some families and have dinner at  their home. What can I expect to be served?

bazı ailelerle takılacağım ve evlerinde akşam yemeği yiyeceğim. Neye hizmet edilmesini bekleyebilirim?

It's tough to answer this question. 

Bu soruya cevap vermek zor.

This is very regional. That’s  what I'm trying to say, Anna. 

Bu çok bölgesel. Söylemeye çalıştığım bu, Anna.

So, our country is so huge. We have a  lot of international influence coming  

Yani ülkemiz çok büyük. Farklı bölgelere gelen çok sayıda uluslararası etkimiz var .

into different regions. So, it's really hard to  

Yani, herhangi bir geleneksel bir veya iki veya üç öğün yemek olduğunu söylemek gerçekten zor

say that there is any traditional one meal  or or two or three meals but I would say 

ama tarihsel olarak söyleyebilirim ki

historically, like the meat and  potatoes, a steak and potatoes,  

, et ve patates, bir biftek ve patates gibi

with maybe a salad has been historically  a traditional Midwestern meal, I guess. 

, belki bir salata ile birlikte tarihsel olarak geleneksel bir Ortabatı yemeği olmuştur, ben. tahmin etmek.

And then other things that are on the menu  that are traditional, of course our, you know,  

Ve sonra menüde geleneksel olan diğer şeyler, tabii ki bizim, bilirsiniz,

burgers and you know, Americans have expanded into  all sorts of different burgers the blue burger you  

burgerlerimiz ve bilirsiniz, Amerikalılar her çeşit farklı burgere genişlediler

see in the menu, which is the burger with blue  cheese, you know, all sorts of bacon burger. 

, menüde gördüğünüz mavi burger, mavi peynirli burger , bilirsin, her çeşit domuz pastırması burgeri.

You'll see all sorts of different putting an egg on the top. 

Üstüne bir yumurta koyarak her türlü farklı şeyi göreceksiniz.

Hotdogs those are very typical. Meatloaf is another thing. I don't  

Çok tipik olan sosisli sandviçler. Köfte başka bir şey. Bilmiyorum

know do you guys do meatloaf in the UK? It makes me shudder a little bit. My  

, siz çocuklar İngiltere'de köfte yapıyor musunuz? Bu beni biraz titretiyor. Annem

mum made a meatloaf when I was a kid. I  used to feed to the dog under the table. 

ben çocukken köfte yapardı. Masanın altındaki köpeğe yem verirdim.

Yeah. Me too, I can't really remember what it was.

Evet. Ben de, tam olarak ne olduğunu hatırlayamıyorum.

Yeah, this is really this is more something I  would eat as a kid in the 80s too. I don't know  

Evet, bu gerçekten 80'lerde çocukken daha çok yiyeceğim bir şey. Bunun geleneksel olarak evde çocuklarla birlikte servis edilip edilmediğini bilmiyorum

if this is traditionally served in the  household with kids anymore but it is  

ama

ground beef with eggs, bread  crumbs just kind of shaped into a  

yumurtalı kıyma, ekmek kırıntıları sadece bir

loaf and then right and sometimes it has  ground pork or sausage but it really is so  

somun şeklinde ve sonra doğru ve bazen domuz eti veya sosis var ama gerçekten çok

hard to say what is typical American other  than your baseball and your barbecue foods.

zor beyzbol ve barbekü yiyecekleriniz dışında tipik bir Amerikan olduğunu söylemek için.

Yeah. It's kind of the same in the UK really, you know,  

Evet. İngiltere'de de durum aynı aslında, bilirsiniz,

we've got such variety these days but I think if  you came to my house then you possibly be offered  

bu aralar çok çeşit var ama sanırım evime geldiyseniz, muhtemelen

fajitas is what I usually offer to guests when  they come over. Because they're really easy and  

misafirlere geldiklerinde fajita ikram ediliyordur. Çünkü gerçekten çok kolay ve

very tasty. So, fajitas and lasagna is another one  that we love but like you said it's like that meat  

çok lezzetliler. Yani fajita ve lazanya sevdiğimiz bir diğer yemek ama dediğin gibi

and veg kind of thing with a salad on the side. Stew is another one we'd like to do our stews  

yanında salata olan et ve sebze gibi bir şey. Güveç, burada yapmak istediğimiz bir diğer yemektir ve özellikle

over here and you know stews  can be very tasty especially  

soğuk aylarda çok lezzetli olabilen yahniler

in the colder months are really hearty meal. And then we have our very traditional  

gerçekten doyurucu bir yemektir. Sonra da çok geleneksel

dish which is fish and chips. Okay, yeah that is definitely

yemeğimiz balık ve patates kızartması var. Tamam, evet kesinlikle öyle

And we have fish and chip shops which is  like, like battered fish which is done in  

Ve balık ve chip dükkanlarımız var, tıpkı

deep fried in oil and then your thick  chunky chips which are our hot potato chips,  

yağda kızartılmış hırpalanmış balık ve sonra bizim sıcak patates cipsi olan kalın tıknaz cipsleriniz,

not the kind of crunchy what we call  crisps so hot potato chips and fish,  

cips dediğimiz türden gevrek değil çok sıcak patates cipsi ve balık,

but we have fish and chips in the home as well. We'd buy breaded fish perhaps or fish fingers  

ama evde de balık ve cips var. Belki çocuklara panelenmiş balık ya da parmak balık alırdık

for the kids and we might do sweet potato fries,  but it's still a form of that traditional dish.

ve tatlı patates kızartması yapardık ama yine de o geleneksel yemeğin bir şekli.

I love that. Yeah, the fish and chips.  That's the most typical thing that I  

Bunu sevdim. Evet, balık ve patates kızartması. Pek

think a lot of people will go to  try to eat when they visit London.

çok insanın Londra'yı ziyaret ettiğinde yemek yemeye gideceğini düşündüğüm

Also, with fish and chips – mushy peas on  the side which is a really wet, mushy pea. 

en tipik şey bu . Ayrıca, balık ve patates kızartması ile - gerçekten ıslak, duygusal bir bezelye olan tarafta duygusal bezelye. Peki. Hafta sonları çok ama çok tipik olan bir rosto yemeğinin yanı sıra

Okay. The only other one I've mentioned  

bahsettiğim diğer tek şey

besides a roast dinner which is very, very typical  at weekends is the cottage or shepherd's pie which  

, yine bir et ve patates karışımı olan yazlık veya çoban böreğidir ve yazlık mı yoksa çoban mı

again is a meat and potato concoction and if it's  cottage or shepherd's will depend on the type of  

, kullanılan etin türüne bağlı olacaktır ve

meat that’s used and the mashed potato on the top  with some carrots and onions and things inside  

üstüne biraz havuç ve soğan ile patates püresi ve

the mix. But yeah, those are very traditional  English dishes. And I'm feeling a bit hungry now. 

karışımın içindeki şeyler. Ama evet, bunlar çok geleneksel İngiliz yemekleri. Ve şimdi biraz aç hissediyorum.

Yeah. Are you feeling hungry now?  

Evet. Şimdi aç hissediyor musun?

I know. Talking about food can be challenging. I  guess one. One other thing I'll throw out is pizza  

Biliyorum. Yemek hakkında konuşmak zor olabilir. Sanırım bir. Bir diğer atacağım şey

in the US is obviously really popular. But as I  said, it depends on the region. So, in New York,  

ise ABD'de pizzanın çok popüler olduğu. Ama dediğim gibi bölgeye göre değişir. Yani, New York'ta,

they like the thin crust that you can kind of fold  and take to go through the city and in Chicago,  

şehri dolaşmak için katlayıp götürebileceğiniz ince kabuğu seviyorlar ve Chicago'da

it's the more deep-dish style and then there's  a there's a Detroit style California style. So.

bu daha derin yemek tarzı ve sonra bir Detroit tarzı California tarzı var. Yani.

Do you call a pizza a pie? So yes, you can. 

Pizzaya turta mı diyorsun? Yani evet, yapabilirsin.

My dad used to say like, “Oh, I  got the pizza pie”. So, you can. 

Babam, "Ah, pizza pastasını aldım" derdi. Böylece yapabilirsiniz.

Yeah, you may say that, but not much. We don't  

Evet, öyle diyebilirsin ama çok değil. Bunu

we don't use that often, right?  Just say ‘a pizza’. Get a pizza.

çok sık kullanmıyoruz, değil mi? Sadece 'pizza' deyin. Bir pizza al.

If I said to you, “Do you want  

Sana “ Akşam yemeği için turta

pie for dinner”? What do you think? Oh, no. No, I would think apple pie.

ister misin” dersem? Ne düşünüyorsun? Oh hayır. Hayır, elmalı turta düşünürdüm.

So, you would think of a sweet pie. Yeah, you can’t say just pie in the  

Yani, tatlı bir turta düşünürdünüz. Evet, Amerikan kültüründe kafa karıştırıcı olacak bir

American culture that would be confusing.  That would. Yeah, I would think it's dessert.

turta diyemezsiniz . Bu olur. Evet, tatlı olduğunu düşünürdüm.

Okay. That’s interesting. For us, pie  is savory, you'd have a steak pie. 

Peki. Bu bizim için ilginç, turta lezzetli, biftek turtanız olurdu.

Interesting. Or chicken pie, a vegetable pie. We do have  

İlginç. Veya tavuklu turta, sebzeli turta. Elmalı turta meyvesi bu tür şeyler

apple pies fruit wise that kind of thing. But  you'd have to say that it was a sweet pie, too. 

var . Ama bunun da tatlı bir turta olduğunu söylemelisin.

I see. I see. Yeah, context, would be key, I guess. 

Anlıyorum. Anlıyorum. Evet, bağlam, sanırım anahtar olurdu.

Yeah, there can be a lot of  misunderstandings for sure. 

Evet, kesinlikle birçok yanlış anlaşılma olabilir.

Absolutely. Lindsay, it's been a  

Kesinlikle. Lindsay,

pleasure again talking to you. Just want to remind  my viewers that we had a great conversation about  

seninle tekrar konuşmak bir zevkti. İzleyicilerime "All Ears English" kanalınızda kahvaltı

breakfast over on your channel “All Ears English”.  I'll put a link in the description below for my  

hakkında harika bir sohbet yaptığımızı hatırlatmak istiyorum . İzleyicilerimin gidip kanalınıza göz atmaları için

viewers to go and check out your channel. And if  you guys haven't heard “All Ears English Podcast”,  

aşağıdaki açıklamaya bir bağlantı koyacağım . Ve eğer “All Ears English Podcast”i duymadıysanız,

then please do go and check it out.  Lindsey, where can we find your podcast?

lütfen gidin ve kontrol edin. Lindsey, podcast'ini nerede bulabiliriz?

All right, well, guys, we are on  YouTube as well. So, you could start  

Pekala beyler, biz de YouTube'dayız. Böylece, YouTube'da bulunduğunuz yerden

where you are on YouTube. You can type in  “All Ears English”. And you will find us. 

başlayabilirsiniz . “All Ears English” yazabilirsiniz. Ve bizi bulacaksınız.

If you are a podcast listener. You can also open  up any app that you use, whether it's Spotify  

Eğer bir podcast dinleyicisiyseniz. Ayrıca Spotify veya Apple podcast'leri olsun, kullandığın herhangi bir uygulamayı açıp

or Apple podcasts and search for “All Ears  English Podcast” and just look for the yellow  

“All Ears English Podcast”i aratıp sarıyı ara

and you will find us. Fantastic. Fantastic. 

ve bizi bulacaksın. Harika. Harika.

Thank you so much again for being here. And guys, if you've enjoyed this conversation,  

Burada olduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim. Ve arkadaşlar, bu sohbeti beğendiyseniz,

please add to it by telling us in the comments  what your traditional dishes and if you've tried  

lütfen geleneksel yemeklerinizin neler olduğunu ve bugün bahsettiğimiz şeylerden herhangi birini

any of the things that we've talked about today. Until next time, take care everyone.  

denediyseniz, yorumlarda bize anlatarak ekleyin . Bir dahaki sefere kadar, herkese iyi bakın.

Bye! Bye!

Hoşçakal! Hoşçakal!