Stunning buildings made from raw, imperfect materials | Débora Mesa Molina

115,432 views ・ 2019-01-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Seda Tozar Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
Architecture is a profession with many rules,
0
12840
3160
Mimarlık birçok kuralı olan bir meslek;
00:16
some written, some not,
1
16040
2400
bazısı yazılı, bazısı yazılı olmayan,
00:18
some relevant and others not.
2
18480
2800
bazısı alakalı ve diğerleri alakasız.
00:21
As architects, we're constantly gravitating
3
21320
2720
Mimarlar olarak sürekli
00:24
between following these rules by the book
4
24080
4080
bu kuralları kitabına göre takip etmeyle
00:28
or making a space for imagination --
5
28200
2360
hayal gücüne, deney yapmaya alan açma
00:30
for experimentation.
6
30600
2280
arasındaki çekime kapılıyoruz.
00:32
This is a difficult balance.
7
32920
1520
Bu zor bir denge.
00:34
Especially through architecture,
8
34480
1560
Özellikle mimari aracılığıyla
00:36
you're trying to challenge preconceptions and push boundaries and innovate,
9
36080
4800
yerleşmiş fikirlere meydan okumaya, sınırları zorlamaya
ve yenilik yapmaya çalışıyorsun,
00:40
even if just using what we have around and we overlook all the time.
10
40920
4760
sadece etrafımızda olanları kullanıyor olsak da ve hep gözden kaçırırız.
00:45
And this is what I've been doing along with my team,
11
45720
2440
Takımımla yaptığım da buydu,
00:48
Ensamble Studio,
12
48200
1240
Ensamble Studio
00:49
and from our very early works
13
49480
2080
ve günün katı koşullarında gerçekleşmiş
00:51
that happened in strict historic contexts,
14
51600
2760
çok erken işlerimizden biri,
00:54
like the city of Santiago de Compostela.
15
54400
2640
Santiago de Compostela şehri gibi.
00:57
Here we built the General Society of Authors and Editors,
16
57080
4480
Burada yazar ve editörler genel topluluğunu inşa ettik;
01:01
a cultural building.
17
61600
1960
kültürel bir bina.
01:03
And on top of all the regulations,
18
63600
1800
Tüm yönetmeliklerin üstüne
01:05
we had to use stone by code
19
65440
3000
taşları kuralına göre kullanmak zorundaydık
01:08
and our experience was limited,
20
68480
2040
ve deneyimimiz kısıtlıydı
01:10
but we had incredible references to learn from,
21
70560
3320
ama kendisinden öğrenilecek inanılmaz referanslarımız vardı,
01:13
some coming from the city itself
22
73920
2480
bazıları şehrin kendisinden
01:16
or from nearby landscapes
23
76440
2600
ya da yakınlarındaki arazilerden
01:19
or other remote places
24
79080
1520
ya da mimarlar olarak eğitimimizi etkilemiş
01:20
that had impacted our education as architects,
25
80640
2720
başka uzak yerlerden gelen.
01:23
and maybe you recognize here.
26
83400
1560
Belki burayı bilirsiniz.
01:25
But somehow the finished products that industry made available
27
85960
4600
Ama her nasılsa
biz mimarların binasında kullanması için sanayinin sağladığı bitmiş ürünler
01:30
for us as architects to use in our buildings
28
90600
3840
01:34
seemed to have lost their soul.
29
94480
1480
ruhunu kaybetmiş gözüktü.
01:36
And so we decided to go to the nearby quarries
30
96640
3480
Biz de yakınlardaki taş ocaklarına gitmeye karar verdik,
01:40
to better understand the process that transforms a mountain
31
100160
3840
bir dağın, üreticiden satın aldığın kusursuz kare bir çiniye
01:44
into a perfectly square tile that you buy from a supplier.
32
104040
3760
dönüştüğü süreci daha iyi anlamak için.
01:47
And we were taken by the monumental scale of the material
33
107840
3760
Malzemenin devasa ölçeğine ve onu çekip çıkartmak için
01:51
and the actions to extract it.
34
111640
2080
gereken çalışmaya bayılmıştık.
01:54
And looking carefully,
35
114560
1200
Dikkatlice bakarak
01:55
we noticed hundreds of irregular blocks piling up everywhere.
36
115800
3520
her yerde yüzlerce yamuk bloğun yığılı olduğunu fark ettik.
01:59
They are the leftovers of an extraction sequence:
37
119360
2400
Onlar bir ihraç dizisinin artakalanları;
02:01
the ugly parts that nobody wants.
38
121800
2120
kimsenin istemediği çirkin parçalar.
02:04
But we wanted them.
39
124680
1520
Ama biz onları istedik.
02:06
We were inspired.
40
126240
1760
Esinlenmiştik.
02:08
And it was a win-win situation
41
128040
1600
Kırılmaya terk edilmiş
02:09
where we could get this residual material of great quality,
42
129680
4800
bu çok iyi kalite kalıntı malzemeyi
çok düşük bir maliyete alabildiğimiz
02:14
doomed to be crushed,
43
134520
1240
02:15
at a very low cost.
44
135800
1400
çift taraflı bir kazanç durumuydu.
02:17
Now, we had to convince our clients that this was a good idea;
45
137920
4040
Sıra, müşterilerimizi bunun iyi bir fikir olduğuna inandırmamız gerektiğindeydi.
02:22
but foremost, we had to come up with a design process
46
142000
3640
Ama başta, bu gelişigüzel şekilli taşları yeniden kullanmak için
02:25
to reuse these randomly shaped rocks,
47
145680
2360
bir tasarım süreciyle çıkagelmemiz gerekiyordu
02:28
and we had not done this before.
48
148080
1680
ve bunu daha önce yapmamıştık.
02:30
Today everything would be much easier
49
150600
2000
Bugün her şey daha kolay olurdu
02:32
because we would go to the quarry
50
152640
1920
çünkü üç boyutlu tarayıcı donanımlı akıllı telefonlarımızla
02:34
with our smartphones equipped with 3-D scanners
51
154600
3440
taş ocağına gider,
02:38
and we would document each rock,
52
158080
2320
dijital bir modele dönüşecek her taşı belgeleyip
02:40
turn that into a digital model --
53
160440
2200
02:42
highly engineer the whole process.
54
162680
2200
tüm sürecin detaylı planını yapardık.
02:44
But more than a decade ago,
55
164920
1640
Ama on yılı aşkın sene öncesinde
02:46
we had to embrace uncertainty
56
166600
2280
belirsizliği kucaklamak,
02:48
and put on our boots, roll up our sleeves
57
168920
3120
botlarımızı giyip kollarımızı sıvamak
02:52
and move to the quarry for a hands-on experience.
58
172080
2760
ve pratik bir deneyim için taş ocağına gitmek zorundaydık.
02:56
And we also had to become the contractors
59
176080
2560
Aynı zamanda müheahhit olmamız gerekiyordu.
02:58
because we failed at finding somebody willing to share the risk with us.
60
178680
4880
Çünkü bizimle riski paylaşmaya gönüllü birini bulmakta başarısız olduk.
03:05
Now, luckily, we convinced the quarry team to help us build a few prototypes
61
185880
5160
Neyse ki taş ocağı takımını, bazı teknik detayları çözmek için
03:11
to resolve some of the technical details.
62
191080
2600
birkaç prototip yapmamıza yardım etmeye ikna ettik.
03:13
And we agreed on a few mock-ups,
63
193720
2840
Birkaç model üzerine anlaştık
03:16
but we got excited,
64
196600
1480
ama heycanlanmıştık
03:18
and one stone led to another
65
198120
2240
ve bir taş diğerini izledi
03:20
until we succeeded to build
66
200400
1840
ta ki biz, tamamı taş ocağının biçimsiz materyalinden dönüştürülmüş,
03:22
an 18-meter-long by eight-meter-high structure
67
202280
4120
18 metre uzunluğuna sekiz metre yüksekliğinde bir yapı
03:27
that recycled all the amorphous material of the quarry,
68
207720
3240
inşa etmeyi başarana kadar,
03:31
just supported by gravity --
69
211000
1720
ne harç ne bağlantı olmadan sadece yerçekimi ile desteklenmiş.
03:32
no mortar and no ties.
70
212760
2240
03:36
And once built and tested,
71
216160
2120
Bir kere yapılıp test edildikten sonra
03:38
moving it to the final site in the city center
72
218320
3400
şehir merkezindeki şantiyeye taşımak
03:41
to unite it with the rest of the building
73
221760
2480
ve binanın geri kalanıyla birleştirmek
03:44
was a piece of cake,
74
224280
1320
çocuk oyuncağıydı.
03:45
because by having isolated uncertainty
75
225640
3120
Çünkü belirsizliği ortadan kaldırdığımızda
03:48
and managed risk in the controlled environment of the quarry,
76
228800
3720
ve taş ocağının kontrollü çevresinde riski kontrol altına aldığımızda
03:52
we were able to complete the whole building in time
77
232560
2520
alışılagelmemiş araç ve metotları kullanmamıza rağmen
03:55
and on budget,
78
235120
1200
tüm binayı zamanında ve bütçe dahilinde bitirebildik.
03:56
even if using nonconventional means and methods.
79
236360
3680
04:00
And I still get goosebumps
80
240080
1520
Ne zaman bu endüstriyel görünüm dev parçaların
04:01
when I see this big chunk of the industrial landscape
81
241640
3480
şehirde, bir binada
04:05
in the city,
82
245160
1440
ziyaretçiler ve komşular tarafından
04:06
in a building,
83
246640
1320
deneyimlendiğini görsem
04:08
experienced by the visitors and the neighbors.
84
248000
3720
hâlâ tüylerim diken diken olur.
04:12
This building gave us quite a few headaches,
85
252880
3440
Bu bina fazlasıyla başımızı ağrıttı,
04:16
and so it could have well been an exception in our work,
86
256360
4120
bu yüzden işimizde bir istisna olabilirdi
04:20
but instead it started to inform a modus operandi
87
260520
4280
ama yerine, her projenin, limitlerinin bir an önce
04:24
where every project becomes this opportunity
88
264840
2360
yeniden düşünülmesi gerektiğine inandığımız
04:27
to test the limits of a discipline we believe has to be urgently reimagined.
89
267240
4880
bir disiplini test etme fırsatına dönüştüğü
bir çalışma biçimi hakkında bilgi vermeye başladı.
04:32
So what you see here are four homes
90
272760
1920
Burada gördüğünüz bizim tasarladığımız,
04:34
that we have designed, built and inhabited.
91
274720
3560
inşa edip oturduğumuz dört ev.
04:39
Four manifestos where we are using the small scale
92
279400
3320
Kendimize büyük soruyu sormak için
04:42
to ask ourselves big questions.
93
282760
2400
küçük ölçek kullandığımız dört bildirge.
04:45
And we are trying to discover the architectures
94
285800
2400
Oldukça sıradan malzeme ve teknolojilerin uygulamasından
04:48
that result from unconventional applications of pretty mundane materials
95
288240
5160
alışılmadık sonuçlar alan mimarları keşfetmeye çalışıyoruz,
04:53
and technologies,
96
293440
1480
04:54
like concrete in different forms in the top row,
97
294960
3240
üst sıradaki değişik formlarda olan beton
04:58
or steel and foam in the bottom row.
98
298240
3000
ya da alt sıradaki çelik ve köpük gibi.
05:01
Take, for instance, these precast concrete beams.
99
301280
2160
Alın mesela, bu öndökümlü betonarme kirişler.
05:03
You have probably seen them
100
303480
1760
Onları muhtemelen gördünüz,
05:05
building bridges, highways, water channels --
101
305280
3600
-yapı köprüleri, otoyollar, su kanalları-
05:08
we found them on one of our visits to a precast concrete factory.
102
308920
3520
onları bir öndökümlü beton fabrikasına yaptığımız ziyaretlerden birinde bulduk.
05:13
And they might not seem especially homey or beautiful,
103
313960
3960
Bilhassa ev için veya güzel gözükmüyor olabilirler
05:17
but we decided to use them to build our first house.
104
317960
4080
ama biz ilk evimizi inşa etmek için onları kullanmaya karar verdik.
05:22
And this was an incredible moment
105
322080
1960
Bu inanılmaz bir andı
05:24
because we got to be architects as always,
106
324080
3400
çünkü her zamanki gibi mimarlar olmamız gerekiyordu,
05:27
builders once more
107
327520
1280
bir kere daha ustalar
05:28
and, for the first time, we could be our own clients.
108
328840
3320
ve ilk defa kendi kendimizin müşterisi olabildik.
05:33
So, here we are trying to figure out how we can take these huge catalogue beams
109
333560
5400
İşte burada nasıl her biri yaklaşık 20 tonluk bu dev katalog kirişleri alıp
05:39
of about 20 tons each
110
339000
2200
bir avlu alanının etrafına
05:41
and stack them progressively around a courtyard space ...
111
341240
5080
kademe kademe yükleyebileceğimizi çözmeye çalışıyoruz...
05:46
the heart of the house.
112
346360
1920
...Evin kalbi.
05:49
And due to the dimensions and their material quality,
113
349400
3720
Boyut ve malzemenin kalitesi sayesinde
05:53
these big parts are the structure that carry the loads to the ground,
114
353160
4360
bu büyük parçalar yükleri zemine taşıyan binanın yapısı.
05:57
but they are much more than that.
115
357560
2000
Ama onlar bunun çok daha fazlası.
05:59
They are the swimming pool;
116
359600
1920
Onlar yüzme havuzu,
06:01
they are the walls that divide interior from exterior;
117
361560
3880
içle dışı birbirinden ayıran duvarlar,
06:05
they are the windows that frame the views;
118
365480
2680
manzarayı çerçeveleyen pencereler,
06:08
they are the finishes;
119
368200
1400
binanın süsü;
06:09
they are the very spirit of this house.
120
369640
2160
onlar bu evin ruhunun ta kendisi.
06:12
A house that is for us a laboratory
121
372640
2440
Bize göre, standart olan öğeleri standart olmayan yollarla
06:15
where we are testing how we can use standard elements in nonstandard ways.
122
375120
5840
nasıl kullanabileceğimizi test ettiğimiz bir laboratuvar olan ev.
06:21
And we are observing that the results are intriguing.
123
381000
3960
Sonuçların şaşırtıcı olduğunu gözlemliyoruz.
Prefabrikasyonun kutuları yığmaktan çok daha fazlası olduğunu
06:25
And we are learning by doing
124
385000
1360
06:26
that prefabrication can be much more than stacking boxes
125
386400
4040
veya ağır parçaların boş ve şeffaf olabileceğini
06:30
or that heavy parts can be airy and transparent.
126
390480
3360
uygulayarak öğreniyoruz.
06:35
And on top of designing and building this house,
127
395200
2880
Bu evi tasarlama ve inşa etmenin üstüne
06:38
we get invaluable feedback,
128
398120
1320
ailemiz ve arkadaşlarımızla paylaşarak
06:39
sharing it with our family and our friends
129
399480
3080
paha biçilemez geri bildirim alıyoruz,
06:42
because this is our life
130
402600
1880
çünkü bu hayatımız
06:44
and our work in progress.
131
404520
1640
ve yapımı süren işimiz.
06:47
The lessons that we learn here get translated into other projects
132
407600
4880
Burada aldığımız dersler başka projelere,
başka programlara ve hatta başka ölçeklere
06:52
and other programs
133
412520
1960
06:54
and other scales as well,
134
414520
2080
tercüme ediliyor
06:57
and they inspire new work.
135
417800
2080
ve yeni işlere ilham veriyorlar.
06:59
Here again we are looking at very standard products:
136
419920
3120
Burada yeniden çok standart ürünlere bakıyoruz,
07:03
galvanized steel studs that can be easily cut and screwed,
137
423080
3760
-kolayca kesilip vidalanan galvanizli çelik direkler,
07:06
insulating foams, cement boards --
138
426880
3280
yalıtkan köpükler, çimento levhalar-
07:10
all materials that you can find hidden in partition walls
139
430200
3600
hepsi, bölme duvarları içinde gizli bulabileceğiniz
07:13
and that we are exposing;
140
433840
1920
ve bizim açığa çıkardığımız malzemeler.
07:15
and we are using them to build a very lightweight construction system
141
435800
3720
Biz onları, hemen herkes tarafından inşa edilebilecek
07:19
that can be built almost by anyone.
142
439560
2200
çok hafif bir konstrüksiyon sistemi yapmak için kullanıyoruz.
07:23
And we are doing it ourselves with our hands in our shop,
143
443400
2680
Bunu atölyemizde kendi ellerimizle kendi başımıza yapıyoruz
07:26
and we are architects. We're not professional builders
144
446120
3160
ve bizler mimarız. Profesyonel ustalar değiliz
07:29
but we want to make sure it's possible.
145
449320
2280
ama bunun mümkün olduğuna emin olmak istiyoruz.
07:31
And it's so nice that Antón can move it with his hands
146
451640
3440
Antón'un elleriyle taşıyabilmesi çok güzel
07:35
and Javier can put it in a container,
147
455120
2600
ve Javier konteynıra koyabilir
07:37
and we can ship it
148
457760
1560
ve biz nakliye edebiliriz,
07:39
like you would ship your belongings if you were moving abroad ...
149
459360
3200
aynı, yurtdışına taşınıyor olsaydın eşyalarını nakledeceğindeki gibi
07:42
which is what we did five years ago.
150
462600
1840
ki beş sene önce yaptığımız da buydu.
07:44
We moved our gravity center from Madrid
151
464480
1920
Ağırlık merkezimizi ve beton kirişli evi
07:46
and the house of the concrete beams to Brookline.
152
466440
2960
Madrid'den Brookline'e taşıdık.
07:50
And we found the ugly duckling of a very nice neighborhood:
153
470080
5120
Çok güzel bir mahallenin çirkin ördek yavrusunu bulduk;
07:55
a one-story garage and the only thing we could afford.
154
475240
2840
tek katlı bir garaj, karşılayabildiğimiz tek şey.
07:59
But it was OK because we wanted to transform it into a swan,
155
479640
3520
Ama sorun değildi çünkü onu bir kuğuya dönüştürmek istedik,
08:03
installing on top our just-delivered kit of parts,
156
483200
4640
üstüne, yeni teslim edilmiş monte edilecek parçaları kurarak
08:07
once more becoming the scientists and the guinea pigs.
157
487880
4280
bir kez daha bilim adamı ve kobay fareleri olduk.
08:14
So this is a house that uses some of the cheapest
158
494040
2520
Bu, en ucuz
ve markette bulabileceğiniz en normal malzemeleri kullanan,
08:16
and most normal materials that you can find in the market
159
496600
3600
08:20
that applies the ubiquitous four-by-eight modulation
160
500240
2920
inşaat endüstrisini yönlendirmiş
hazır dörde sekiz modülasyonunu uygulayan bir ev.
08:23
that governs the construction industry.
161
503200
3360
08:26
And yet a different organization of the spaces
162
506600
3480
Yine de farklı bir alan düzenlemesi
08:30
and a different assembly of the parts
163
510120
2360
ve bölgelerin farklı kurulumu
08:32
is able to transform an economically built home
164
512520
3480
ekonomik olarak yapılmış bir evi
08:36
into a luxurious space.
165
516040
2400
lüks bir alana çevirebiliyor.
08:40
And now, we're dreaming and we're actively working with developers,
166
520040
4720
Artık hayal ediyoruz ve aktif olarak
08:44
with builders,
167
524799
1201
imarcılar, ustalar, bölge halklarıyla çalışıyoruz,
08:46
with communities
168
526039
1640
08:47
to try to make this a reality for many more homes
169
527720
3520
bunu, daha birçok ev ve aile adına
08:51
and many more families.
170
531280
1440
gerçeğe dönüştürebilmek için.
08:54
And you see, the world around us is an infinite source of inspiration
171
534720
5200
Nesnelerin yüzeyinin altına bakacak kadar meraklı olursak
08:59
if we are curious enough to see beneath the surface of things.
172
539960
4240
etrafımızdaki dünyanın sonsuz bir ilham kaynağı olduğunu görüyoruz.
09:04
Now I'm going to take you to the other side of the moon:
173
544240
2640
Şimdi sizi ayın öteki yüzüne götüreceğim;
09:06
to the sublime landscape of Montana,
174
546920
2240
Montana'nın görkemli manzarasına,
09:10
where a few years ago we joined Cathy and Peter Halstead
175
550280
3080
birkaç yıl önce Cathy ve Peter Halstead'in 10.000 akrelik çalışan çiftlik bir arazide
09:13
to imagine Tippet Rise Art Center on a 10,000-acre working ranch.
176
553400
5440
Tippet Rise Sanat Merkezini tasarlamak için bize katıldığı yere.
09:20
And when we first visited the site,
177
560160
1680
Alanı ilk ziyaret ettiğimizde
09:21
we realized that all we knew about what an art center is
178
561880
4320
bir sanat merkezi hakkında tüm bildiklerimizin
09:26
was absolutely pointless for that client,
179
566240
3160
bu müşteri, bu topluluk, bu arazi için
09:29
for that community, for that landscape.
180
569440
2360
kesinlikle manasız olduğunu fark ettik.
09:32
The kind of white-box museum type had no fit here.
181
572960
4360
Beyaz kutu müze tipinin burada yeri yoktu.
09:37
So we decided to explode the center into a constellation of fragments,
182
577360
5480
Biz de merkezi patlatıp yıldız takımı kümelerine,
09:42
of spaces spread across the vast territory
183
582880
3680
ziyaretçileri bu muhteşem yerin vahşiliğine daldıracak
09:46
that would immerse the visitors into the wilderness of this amazing place.
184
586600
5000
uçsuz bölge üzerine dağılmış alanlar kümesine ayırmaya karar verdik.
09:52
So back in the office, we are thinking through making,
185
592960
2840
Ofisteyken yapımı üzerine düşünüyorduk,
09:55
using the land both as support and as material,
186
595840
3280
toprağı hem destek hem materyal olarak kullanıyor,
09:59
learning from its geological processes of sedimentation, erosion,
187
599160
3880
sedimentasyon, erozyon,
parçalanma, kristalleşme, patlamanın
10:03
fragmentation, crystallization --
188
603080
2280
jeolojik süreçlerinden öğreniyorduk,
10:05
explosion --
189
605400
1840
10:07
to discover architectures that are born from the land,
190
607280
4480
topraktan doğmuş yapıları,
arazinin içgüdüsel uzamı olan yapıları keşfetmek için,
10:11
that are visceral extensions of the landscape,
191
611800
3320
10:16
like this bridge that crosses Murphy Canyon.
192
616360
3000
aynı Murphy Kanyonunu geçen bu köprü gibi.
10:20
Or this fountain.
193
620440
1200
Ya da bu çeşme.
10:22
Like this space topping a hill ...
194
622840
2320
Bir tepeyi süsleyen bu alan gibi...
10:26
or this theatre that brings to us the space of the mountains
195
626720
4520
...ya da dağların uzaklığını ve sesini bize getiren
10:31
and its sound.
196
631280
1320
bu tiyatro gibi.
10:33
And in order to realize this idea,
197
633720
1760
Bu fikri gerçekleştirebilmek adına
10:35
construction cannot be perfectly planned.
198
635520
2880
inşaat kusursuzca planlanamaz.
10:38
We need to embrace the drastic weather and the local craft.
199
638440
3720
Zorlayıcı hava ve yerel aletleri benimsememiz gerekiyor.
10:42
We need to control just those aspects that are critical,
200
642200
3640
Sadece, o kritik olan açıları kontrol etmemiz gerekiyor,
10:45
like the structural, the thermal,
201
645880
1720
yapısal, termik,
10:47
the acoustical properties embedded in the form.
202
647640
3160
formla bütünleşmiş akustik özellikler gibi.
10:50
But otherwise, improvisation is welcome and is provoked.
203
650840
4120
Ama bunun dışında doğaçlama hoş karşılanmakta ve teşvik edilmekte.
10:55
And the moment of construction is still a moment of design
204
655000
2720
İnşaat süreci hala bir tasarım süreci
10:57
and a moment of celebration
205
657760
1360
ve bir kutlama anı,
10:59
where different hands, hearts, minds come together to perform a final dance.
206
659160
5880
farklı el, gönül, akılların son bir dans sergilemek için bir araya geldikleri.
11:06
And the result then cannot be anticipated.
207
666160
3320
Bu sebepten sonuç öngörülemez.
11:10
It comes as a surprise.
208
670160
1680
Bir sürpriz olarak gelir.
11:13
And we unwrap architecture like you would unwrap a birthday gift.
209
673040
4560
Biz mimarinin ambalajını,
aynı bir doğum günü hediyesini açarmışsın gibi açıyoruz.
11:18
Architecture isn't uncovered:
210
678560
2360
Mimari açık değildir,
11:20
it's discovered.
211
680960
1320
açığa çıkarılmıştır.
11:23
It's extracted from the guts of the earth to build a shelter,
212
683240
4520
Sığınak yapmak adına toprağın içinden çıkarılmış
11:27
one of the most basic human needs.
213
687800
2600
en temel insan ihtiyaçlarından biri.
11:32
Architecture, art, landscape,
214
692080
2960
Mimari, sanat, peyzaj,
11:35
archaeology, geology -- all made one.
215
695080
2720
arkeoloji, jeoloji, hepsi bir oldu.
11:40
And by using the resources at our disposal in radical ways,
216
700040
3720
Kaynakları, kendi emrimizde radikal yollarla kullanarak,
11:43
by making a space for experimentation,
217
703800
2680
deney yapmaya alan açarak
11:46
we are able to bring to light architectures that find the beauty latent
218
706520
5680
bizi çevreleyen ham ve hatalı şeylerdeki saklı güzelliği bulan
11:52
in the raw and imperfect things that surround us,
219
712240
3000
ve onları yücelten yapıları
11:56
that elevate them
220
716280
1880
gün yüzüne çıkarabiliyoruz
11:58
and let them speak their own language.
221
718200
2960
ve kendi dillerini konuşmalarına izin veriyoruz.
12:02
Thank you.
222
722760
1200
Teşekkürler.
12:04
(Applause)
223
724000
3280
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7