Everything around you can become a computer | Ivan Poupyrev

133,861 views ・ 2019-05-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Aslı Lidya Çıtak Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
Computers have become truly incredible.
0
12996
2718
Bilgisayarlar inanılmaz bir hâle gelmiş durumda.
00:16
We are walking around with supercomputers in our pocket.
1
16523
2941
Ceplerimizde süper bilgisayarlar ile dolaşıyoruz.
00:19
How amazing is that?
2
19488
2154
Ne kadar şaşırtıcı değil mi?
00:21
So it is disappointing
3
21666
1985
Bilgisayar kullanma şeklimizin
00:23
that the way we use computers, the way we interact with them,
4
23675
3389
ve onlarla etkileşime girmemizin
00:27
hasn't really changed in the last 50 years.
5
27088
3036
son 50 yıldır değişmemesi hayal kırıklığına uğratıyor.
00:30
We still use a mouse and keyboards. We're clicking on screens and buttons.
6
30521
3784
Hâlâ fare ve klavyeleri kullanıyoruz. Ekranlara ve butonlara dokunuyoruz.
00:34
Mobile phones are the same.
7
34329
2173
Cep telefonları da aynı şekilde.
00:36
We're just using fingers instead of a mouse.
8
36526
2844
Tek fark fare yerine parmaklarımızı kullanıyoruz.
00:39
So is that it?
9
39980
1637
Hepsi bu kadar mı?
00:41
Is that what the future looks like?
10
41641
1805
Gelecek buna mı benziyor?
00:43
We're going to be stuck in the screens
11
43470
2045
Yüzümüzü ekranlardan ayırmayıp
00:45
with our faces not seeing the world around us?
12
45539
3125
çevremizde neler olduğunu göremeyecek miyiz?
00:49
That's not the future I imagine, or the future I'm attracted to.
13
49260
3759
Hayal ettiğim ya da ilgimi çeken gelecek bu değil.
00:53
What I've been always interested in is things,
14
53043
2833
Her zaman ilgilendiğim şeyler,
00:55
physical things we use every day, like things on this table
15
55900
3134
her gün kullandığımız fiziksel şeyler,
tıpkı masadaki bu ailenin dikkat etmediği eşyalar gibi.
00:59
that the family doesn't pay attention to.
16
59058
2476
01:01
Things tell our story. They tell who we are.
17
61558
2135
Hikâyemizi ve benliğimizi anlatıyorlar.
01:03
They tell a lot about us.
18
63717
1598
Hakkımızda çok şey anlatıyorlar.
01:05
Let me give you an example.
19
65938
1802
Bir örnek vermeme izin verin.
01:08
These are photographs of things a person touched during 24 hours.
20
68075
5008
Bunlar bir insanın 24 saat boyunca dokunduğu eşyaların fotoğrafları.
01:13
What can you tell about him?
21
73107
1838
Onun hakkında ne yorum yapabilirsiniz?
01:15
He loves his motorcycle. Right?
22
75266
1999
Motorsikletini seviyor. Değil mi?
01:17
The biggest thing in his picture.
23
77289
2085
Fotoğrafında en ön planda olan eşya.
01:19
What can you tell about this girl?
24
79398
1620
Bu kız hakkında ne söyleyebilirsiniz?
01:21
She spends all her time on the beach.
25
81774
1778
Tüm vaktini plajda harcıyor.
01:23
There's a surfboard.
26
83576
1413
Bir sörf tahtası var.
01:25
She lives by the sea.
27
85013
1586
Deniz kenarında yaşıyor.
01:27
What can you tell about this guy?
28
87333
2170
Bu adam hakkında ne söyleyebilirsiniz?
01:29
He's a chef.
29
89527
1478
Bir aşçı.
01:31
Look at all the ingredients he touched during the day,
30
91029
2701
Gün boyunca yemek hazırlarken
01:33
while he was preparing the food,
31
93754
1589
dokunduğu tüm malzemelere bakın.
01:35
and the computer is a tiny part of his life,
32
95367
3043
Hayatının küçük bir parçası olan bilgisayarı
01:38
this sad thing in the corner.
33
98434
2108
köşede duran şu üzgün eşya.
01:41
So if we are using things all the time,
34
101804
2913
Tüm bu eşyaları sürekli kullanıyorsak
01:44
and this is a big part of our lives,
35
104741
2095
ve bunlar hayatımızın büyük bir parçasıysa
01:46
can things become the way for us to interact with our digital life?
36
106860
4603
eşyalar bizim dijital hayatla etkileşime girmemiz için bir yol olabilir mi?
01:52
Can the world become your interface?
37
112795
2634
Dünya, arayüzünüz olabilir mi?
01:56
That was my idea.
38
116709
1346
Benim fikrim buydu.
01:58
I've been working for 20 years on it.
39
118079
2669
Bunun üzerinde 20 yıldır çalışıyorum.
02:00
My idea is that in order to interact in digital life,
40
120772
2985
Benim fikrim, dijital yaşam ile etkileşime girmek için
02:03
you don't need to have screens and keyboards and mouses.
41
123781
4752
ekranlara, klavyelere ve farelere ihtiyacınız olmadığı yönünde.
02:08
You can interact with your digital life
42
128557
2182
Her gün kullandığınız eşyalar sayesinde
02:10
just by using the things you use every day.
43
130763
2738
dijital hayatınız ile etkileşime girebilirsiniz.
02:14
And to realize this idea, I need to solve three big challenges.
44
134057
3174
Bu fikri gerçekleştirmek için üç büyük zorluğu çözmem gerekiyor.
02:17
Let me tell you about them.
45
137879
1328
Size onlardan bahsedeyim.
02:20
The first one, obviously: Is it even possible?
46
140510
4044
İlk olarak açıkça: Bu mümkün mü?
02:24
How can you take an everyday thing you use every day
47
144578
3834
Nasıl olur da her gün kullandığınız eşyaları alıp
02:28
and turn it into a computer interface?
48
148436
2332
onları bilgisayar arayüzlerine dönüştürebilirsiniz?
02:31
Now I was inspired by the book "Hackers."
49
151570
2018
''Hackers'' adlı kitaptan esinlendim.
02:33
I read it when I was a teenager,
50
153612
1657
Bunu henüz gençken okumuştum
02:35
and one of the essential ideas of this book
51
155293
4014
ve bu kitaptaki başlıca fikirlerden biri
02:39
is that you can change the purpose of things
52
159331
3255
eşyaların amacını yeni teknolojilerin icadıyla değiştirebileceğiniz
02:42
by inventing new technology and then hacking into things
53
162610
3285
ve sonra eşyaları hack'leyerek
02:45
and changing them.
54
165919
1218
onları değiştirebileceğimiz.
02:47
So I've been thinking what kind of technology I can invent
55
167161
4174
Ne tür bir teknoloji icat edebileceğimi düşünüyordum,
02:51
so that I can hack into things you use every day
56
171359
3976
bu teknoloji her gün kullandığınız eşyaları hackleyip
onları interaktif hâle getirmeliydi.
02:55
and make them interactive.
57
175359
1373
02:57
So when I was working on this thing, I invented this sensor
58
177763
2763
Bu şey üzerine çalışırken bu sensörü icat ettim,
03:00
which injects structured electric fields into objects
59
180550
2928
eşyalara yapılandıırılmış elektrik alanlarını aktarıyor
03:03
and turns them into gesture interfaces.
60
183502
1920
ve onları hareket arayüzeylerine döndürüyor.
03:05
So this doorknob, unmodified, can become a gesture sensor.
61
185446
3535
Böylece bu değiştirilmemiş kapı tokmağı bir hareket sensörü olabilir.
03:09
It can know how you're touching it. It can feel how you're touching it.
62
189005
3334
Ona nasıl dokunduğunuzu anlayabilir, ona nasıl dokunduğunuzu hissedebilir.
03:12
It makes a circle, or can I grasp.
63
192363
2194
Bir daire çizebilir ya da kavrayabilirim.
03:15
And this doorknob isn't modified.
64
195377
1604
Bu kapı tokmağı değiştirilmemiş.
03:17
There's nothing special about doorknobs.
65
197005
1956
Kapı tokmaklarına dair özel bir şey yok.
03:18
Anything can become interactive.
66
198985
1674
Her şey interaktif olabilir.
03:20
What about plants?
67
200683
1500
Peki ya bitkiler?
03:22
So plants are interesting, because with plants,
68
202948
2229
Bitkiler ilginç çünkü bitkiler...
03:25
they can know where you're touching.
69
205201
1716
nereye dokunduğunuzu bilirler.
03:26
You can see the line moving up and down on the image.
70
206941
2554
Çizginin aşağı yukarı hareket ettiğini görüyorsunuz.
03:29
And that can turn into a musical interface.
71
209519
2160
Bu bir müzikal arayüze dönüştürülebilir.
03:31
(Musical tones)
72
211703
3728
(Müzik tonları)
03:36
Now, we do have also practical applications:
73
216515
3278
Şimdi, bir de pratik uygulamalarımız var:
03:39
a calendar plant for those who are obsessed about practicality.
74
219817
4533
Pratikliğe takıntılı olanlar için bir bitki takvimimiz var.
03:44
(Laughter)
75
224374
1181
(Kahkahalar)
03:48
We can give things a personality.
76
228114
3238
Eşyalara bir kişilik verebiliriz.
03:51
(Low notes changing in pitch)
77
231376
1793
(Düşük notalar perde değiştiriyor)
03:53
So in this particular example,
78
233193
2746
Bu önemli örnekte
03:55
the orchid can communicate to you
79
235963
3070
orkide sizinle görüntü ve ses aracılığıyla
03:59
through images and sounds.
80
239057
3230
iletişime geçiyor.
04:02
It doesn't like to be touched, so it's created these electric images
81
242311
3261
Dokunulmaktan hoşlanmıyor,
bu yüzden size elektriksel görüntüler yaratarak ses çıkarıyor.
04:05
that are hissing at you.
82
245596
3222
04:08
This plant, for example,
83
248842
1991
Örneğin bu bitki...
04:10
is more robust, it's a snake plant,
84
250857
2748
daha güçlü bir bitki; bu bir paşa kılıcı.
04:13
and it likes playing with you. It engages you.
85
253629
2143
Sizinle oynamayı seviyor. Size bağlanıyor.
04:16
So every thing can be different,
86
256146
1823
Her şey farklı olabilir,
04:17
and every thing can represent what it feels.
87
257993
3444
her şey ne hissettiğini sergileyebilir.
04:22
So everything can be hacked, all the things, including your body.
88
262849
4043
Her şey hacklenebilir, sahiden her şey, vücudunuz da buna dahil.
04:26
In this example, we hacked your body
89
266916
2255
Bu örnekte ise vücudunuzu hackledik,
04:29
so you can measure how you're folding your hands
90
269195
2679
böylece ellerinizi nasıl katladığınızı ölçebilirsiniz
04:31
and then using your hand gestures to control something else,
91
271898
2853
ve el hareketleriniz ile başka şeyleri kontrol edebilirsiniz.
04:34
so if you don't want to listen to some music thousands of times,
92
274775
3052
Eğer aynı müziği binlerce kez dinlemek istemezseniz
04:37
you simply can cover your ears to turn it off.
93
277851
2773
kolayca kulaklarınızı kapatıp müziği kapatabilirsiniz.
04:40
So everything can be hacked, and research is important,
94
280978
2937
Her şey hacklenebilir ve bu araştırma çok önemli
04:43
but the second challenge we have
95
283939
2078
fakat karşılaştığımız ikinci zorluk
04:46
is how can we go from R and D, and prototypes, to real products?
96
286041
4850
ARGE'den ve prototiplerden nasıl gerçek ürünlere geçeceğimizdi.
04:50
How can we make real things that are also interfaces?
97
290915
3945
Arayüzler hâlindeki şeyleri nasıl gerçek ürünler yapacağız?
04:56
And you may ask yourself, who would do this?
98
296138
2508
Kendinize sorabilirsiniz, bunları kim yapacak?
04:58
Silicon Valley?
99
298670
1282
Silikon Vadisi mi?
04:59
Is it through Shenzhen?
100
299976
1534
Shenzhen mi?
05:01
Now the challenge there is that the world of things is huge.
101
301534
3719
Şimdi zorlandığımız ise eşyaların dünyası devasa.
05:05
Every year, the apparel industry produces 150 billion garments.
102
305757
4054
Her yıl giyim endüstrisi 150 milyar giysi üretmekte.
05:10
In comparison, the technology industry only makes 1.4 billion phones.
103
310597
5342
Karşılaştırıldığında teknoloji endüstrisi yalnızca 1,4 milyon telefon üretiyor.
05:15
The world of things is much bigger than the world of technology.
104
315963
4163
Eşyaların dünyası, teknoloji dünyasından çok daha büyük.
05:20
The technology world cannot change the world of things.
105
320150
3491
Teknoloji dünyası, eşyalar dünyasını değiştiremez.
05:23
Instead, we need to create technology which changes makers of things,
106
323665
5295
Aslında biz eşyaları üretenleri değiştirecek bir teknoloji yaratmalıyız;
05:28
people who make your chairs and clothes and everything else,
107
328984
2811
sandalye ve kıyafetlerinizi hatta her tür ürünü yapanların
05:31
into makers of smart things,
108
331819
2017
akıllı eşyalar üreten insanlar olmalarını sağlamalıyız.
05:33
enable them to do that.
109
333860
1544
05:37
So to test this challenge, we came up with a very simple idea and challenge:
110
337207
4922
Bu zorluğu test etmek için çok basit bir fikir ve iddiamız var:
05:42
Can a tailor make a wearable?
111
342611
3357
Bir terzi giyilebilir yapabilir mi?
05:46
Now we don't want to take a tailor
112
346603
1745
Şimdi biz bir terziyi alıp
05:48
and turn the tailor into an electrical engineer.
113
348372
2345
onu bir elektrik mühendisi yapmak istemiyoruz.
05:51
We still want to have some tailors around.
114
351182
2151
Hâlâ çevrede terziler olmasını istiyoruz.
05:54
But what we would like to do is create technology
115
354214
2341
Yapmak istediğimiz şey bakan, hisseden
05:56
which looks, feels and behaves like a raw material used by the tailor
116
356579
5877
ve onların kıyafetlerini dikmek için terzi tarafından kullanılıp işlenmiş
06:02
to make their clothes.
117
362480
2535
bir malzeme gibi davranan teknoloji üretmek.
06:06
For example, a touch panel made for a tailor would look like this,
118
366791
4144
Örneğin bir terzi için yapılan dokunmatik paneli şöyle görünür,
06:10
made out of textiles, so you can cut it with scissors and sew it in.
119
370959
3759
tekstilden yapılmış bu yüzden onu makasla kesip dikebilirsiniz.
06:15
At the same time, it has to retain the performance.
120
375618
2382
Aynı zamanda, performansı korumak zorundadır.
06:18
The way to make this textile touch panel
121
378024
2656
Bu tekstil dokunmatik paneli yapmanın yolu,
06:20
also requires a very different approach than for making consumer electronics.
122
380704
3667
tüketici elektronikleri yapmaktan daha farklı bir yaklaşım gerektiriyor.
06:24
In our case, we have to go to the mountains of Tokyo
123
384395
2730
Bizim durumumuzda, Tokyo'nun dağlarına gitmemiz gerek;
06:28
to a small factory which was making kimono garments for generations.
124
388109
3230
nesiller boyunca giysi üreten küçük bir fabrikaya.
06:31
We worked with my collaborators,
125
391799
2468
İş birliği yaptığım çalışma arkadaşlarımız
06:34
who were not engineers.
126
394291
1772
mühendis değillerdi.
06:36
It was an artisan who knows how to make things
127
396806
3378
Bir şeyleri yapmayı bilen bir esnaf
06:40
and an artist who knows how to make things beautiful.
128
400208
3258
ve aynı zamanda eşyaları güzelleştirebilen bir sanatçıydı.
06:44
Working with them, we created one of the best yarns in the world,
129
404121
4921
Onlarla çalışarak dünyanın en iyilerinden biri olan ipliklerden ürettik,
06:49
which consists of thin metallic alloys
130
409066
2442
iplikler polyester elyaf ve pamuk liflerle örtülü
06:51
wrapped around with polyester fibers and cotton fibers.
131
411532
3232
metalik alaşımlar içeriyor.
06:54
These yarns were made in the same machines
132
414788
2461
Bu iplikler nesiller boyu kimono için iplik üreten makinelerle
06:57
which were making yarns for kimonos for generations.
133
417273
3332
makineler ile aynı makinede üretildi.
07:01
We then took these yarns and gave them to the factory,
134
421374
2579
Sonrasında bu iplikleri aldık
ve onları kumaş üreten bir fabrikaya verdik.
07:03
which is making textiles,
135
423977
1888
07:05
and we wove our smart textile using regular machines
136
425889
3421
Biz akıllı hem de çeşitli renk ve materyalleri olan kumaşlarımızı
07:09
in a variety of colors and materials,
137
429334
1881
sıradan makineler ile üretiyoruz,
07:11
and we gave those textiles to a tailor
138
431239
3106
bu kumaşları Londra'da Savile Row'da
07:14
in Savile Row in London.
139
434369
2020
bir terziye verdik.
07:17
So tailors are traditionalists, particularly in Savile Row.
140
437959
2978
Terziler gelenekçidirler, özellikle Savile Row'da bulunanlar.
07:20
They don't use computers.
141
440961
1349
Bilgisayar kullanmazlar.
07:23
They don't use machines.
142
443093
2703
Makine kullanmazlar.
07:25
They use hands and they cut.
143
445820
1739
Ellerini kullanırlar ve keserler.
07:27
They fit their products on the human body,
144
447583
2103
Ürünleri insan vücuduna uydururlar,
07:29
not on 3-D avatars.
145
449710
1562
3D avatarlara değil.
07:33
Technology is not a part of their vocabulary,
146
453084
2183
Teknoloji onların kelime hazinesinde bulunmaz
07:35
but they are modern people.
147
455291
1873
ama modern insanlardır.
07:37
They know how to use technology.
148
457188
2095
Teknolojiyi nasıl kullanacaklarını bilirler.
07:39
So if technology can be formed and shaped
149
459307
2286
Eğer teknoloji şekillenip bir forma girebilseydi,
07:41
like a button, like a textile, like something they can use,
150
461617
3373
bir düğme, kumaş ya da kullanabilecekleri bir şey gibi,
07:45
they absolutely can make a wearable,
151
465014
2540
onu kesinlikle giyilebilir yaparlardı,
07:47
a garment which can place a phone call.
152
467578
2968
arama yapabilen bir giysi.
07:50
(Phone rings)
153
470967
1547
(Telefon çalar)
07:53
So now we've proven that you can actually make a wearable,
154
473489
2874
Şimdi kanıtlıyoruz ki giyilebilir bir şey yapabiliriz
07:56
not by an electronic company, but by a tailor.
155
476387
4507
ancak bir elektronik şirketi değil bir terzi sayesinde.
08:00
We worked and collaborated with Levi's,
156
480918
2832
Uğraştık ve Levi's ile iş birliği yaptık,
08:03
our partners and our neighbors,
157
483774
2982
ortaklarımız ve komşularımız ile
08:06
to make a real product,
158
486780
1673
gerçek bir ürün yapmak için
08:08
and this product is this jacket I'm wearing right now.
159
488477
2806
bu ürün bir ceket ve onu şu anda giyiyorum.
08:12
You can buy it. It's on sale.
160
492381
2087
Satın alabilirsiniz. Şu an satışta.
08:14
It was made in the same factories which make all their products,
161
494492
4239
Tüm ürünlerini ürettikleri bir fabrikada üretildi
08:18
and you have noticed
162
498755
1294
ve fark ettiniz ki
08:20
I've been controlling my presentation from the sleeve of the jacket.
163
500073
3821
tüm sunumumu ceketimin kolundan kontrol ediyordum.
08:23
I go like this, it goes forward. Like this, it goes backward.
164
503918
3146
Böyle gidiyorum ve o ileri alıyor. Böyle gidince ise geri alıyor.
08:28
And of course, I can do more things.
165
508905
1745
Elbette daha çok şey yapabiliyor.
08:30
It's not just to control a presentation.
166
510674
1905
Bir sunumu kontrol etmekten daha fazlasını yapıyor.
08:32
I can now control my navigation, control my music,
167
512603
3246
Navigasyonu, müziğimi kontrol ediyorum,
08:35
but most importantly, it stays a jacket, it stays a thing,
168
515873
3997
en önemlisi beni harika gösteren
08:39
which makes me look great.
169
519894
2599
bir ceket, bir eşya olarak kalması.
08:42
(Laughter)
170
522517
2021
(Kahkahalar)
08:44
(Applause)
171
524562
4539
(Alkışlar)
08:49
And that's the most important thing.
172
529125
2476
En önemli olan da bu zaten.
08:51
(Laughter)
173
531625
3261
(Kahkahalar)
08:55
So OK, we proved we can turn things into interfaces.
174
535425
2907
Evet, şunu kanıtladık ki eşyaları arayüzlere çevirebiliyoruz.
08:58
We proved that these things can be made by makers of things
175
538356
3999
Bu ürünlerin ise teknoloji şirketleri tarafından
09:02
and not by technology companies.
176
542379
1596
yapılmadığını kanıtladık.
09:03
I look awesome. Are we done?
177
543999
2039
Muhteşem görünüyorum. Tamam mıyız?
09:06
(Laughter)
178
546062
1230
(Kahkahalar)
09:07
Not yet.
179
547316
1158
Henüz değil.
09:08
The third challenge:
180
548498
1533
Üçüncü zorluk:
09:10
How can we scale?
181
550055
2170
Ne kadar ölçeklendirebiliriz?
09:12
How can we go from one product to many products?
182
552249
3225
Nasıl bir üründen daha fazla ürüne yol alabiliriz?
09:15
And that's what we're working on right now.
183
555498
2014
Bu ise şu an çalışmakta olduğumuz konu.
09:17
Let me tell you how we're going to do this.
184
557536
2095
Size nasıl uğraştığımızı anlatayım.
09:19
First of all, I want to make myself clear --
185
559655
2063
Öncelikle, açık olmak gerekirse
09:21
I am not talking about the Internet of Things.
186
561742
2657
Nesnelerin İnterneti'nden bahsetmiyorum.
09:24
I'm not talking about creating another gadget
187
564423
3429
Sıkılıp çekmecenizin arkasına fırlatacağınız,
09:27
you get bored with and throw in the back of your drawer
188
567876
2888
sonra da unutacağınız bir zımbırtıdan bahsetmiyorum.
09:30
and forget about.
189
570788
1151
09:31
I am talking about the foundational, important principle which guides my work:
190
571963
4420
Ben sadece işimi yönlendiren temel ilkelerden bahsediyorum.
09:36
"Technology has to make existing things better."
191
576693
4039
''Teknoloji her şeyin daha iyi bir şekilde var olmasını sağlamalıdır.''
09:41
It makes them better by connecting them to your digital life
192
581299
4790
Onları sizin dijital hayatınıza bağlayarak daha iyi olmalarını sağlar
09:46
and adds new usefulness and new functionality
193
586113
4050
ve aynı amacı koruyarak
09:50
while remaining the same original purpose,
194
590187
2469
yeni işlev ve kullanışlılık sağlar,
09:52
not changing it.
195
592680
1182
yani değiştirmeden.
09:54
This jacket I am wearing can control my mobile phone and presentation,
196
594824
4369
Şu an giyiyor olduğum ceket akıllı telefonumu ve sunumumu kontrol ediyor
10:00
but it still remains a jacket.
197
600084
1476
ancak bu hâlâ bir ceket.
10:02
That means that once we start making all things interactive and connected,
198
602828
5113
Bu da demek ki bir kere bir şeyleri interaktif ve bağlantılı hâle getirince
10:07
every thing would have its own set of actuators, displays and sensors
199
607965
4118
her şeyin o amaca özel işletici, ekran ve sensörleri olabilir.
10:12
specific for those things.
200
612107
2083
10:14
A pair of running shoes does not need to have a touch sensor.
201
614214
2859
Bir çift koşu ayakkabısı dokunma sensörüne ihtiyaç duymaz.
10:17
Why would it have one?
202
617097
1824
Peki neden dokunma sensörü vardır?
10:18
If you have a sensor,
203
618945
1333
Bir sensörünüz varsa
10:20
it should measure your running performance
204
620302
2055
koşu performansını ya da diz tesirini
10:22
or knee impact,
205
622381
1151
bir çift ayakkabı olma özelliğini koruyarak ölçebilir.
10:23
while remaining a great pair of shoes.
206
623556
2089
10:26
Makers of things will have to start thinking
207
626309
3055
Eşyaları yapan kişiler hangi tür dijital işlevi
10:29
what kind of digital functionality they have to offer to their consumers.
208
629388
4755
tüketicilerine önereceklerini düşünmeye başlayacaklar.
10:35
They will have to become service providers,
209
635002
2895
Hizmet sunucusu olmak zorunda kalacaklar
10:38
or they may become irrelevant.
210
638755
1516
ya da belki ilgisiz kalacaklar.
10:41
We will have to provide and create a service ecosystem
211
641262
3501
Bir hizmet ekosistemi kanıtlayıp yaratmak durumunda olacaklar,
10:44
just like we've done for mobile phones,
212
644787
2134
bizim akıllı telefonlara yaptığımız gibi.
10:46
where you have apps and services and everything else,
213
646945
2476
Uygulama ve servisler gibi şeyler bulunan yerlerde
10:49
and sometimes, you're still making a phone call.
214
649445
2317
hala telefon görüşmesi yapabiliyorsunuz.
10:52
Now to make this ecosystem possible, we have to avoid fragmentation.
215
652081
4356
Bu ekosistemi gerçekleştirebilmek için parçalamadan uzaklaşmak zorundasınız.
10:56
We have to avoid different interfaces for different people for different things.
216
656461
3858
Farklı insan ve eşyalar için farklı arayüzler oluşturmaktan uzak durmalıyız.
11:00
We have to create uniform user experience
217
660343
2087
Bizim tek tip kullanıcı deneyimi yaratmamız gerekli
11:02
and, for that reason, we have to create a single computing platform
218
662454
4378
ve bu sebeple tüm bunları kapsayan
11:06
which powers all those things.
219
666856
1921
tek bir bilişim platformu yaratmalıyız.
11:08
What is the platform going to be?
220
668801
1880
Bu platform ne olacak peki?
11:10
And I think the answer is obvious:
221
670705
1712
Bana kalırsa cevap açık:
11:12
it's a cloud, cloud computing.
222
672441
2877
Bu bir bulut, bulut bilişimi.
11:15
Now you cannot connect things directly to the cloud, obviously.
223
675342
3100
Aslında eşyaları direkt olarak bulut ile bağdaştıramıyorsunuz.
11:18
So you have to develop a small device which can be plugged into all the things
224
678466
5430
Bu yüzden eşyaya takılabilen küçük bir cihaz geliştirmelisiniz
11:23
and make them connected to the cloud
225
683920
1716
ve bu cihaz eşyaları buluta bağlayıp
11:25
to unlock their potential and add new functionality.
226
685660
3639
potansiyelini kilitleyip yeni bir işlev ekleyebilmeli.
11:29
So let me show, for the first time, the real device which we've built.
227
689323
3790
Sizlere ürettiğimiz ve ilk defa gösterecek olduğum cihazı sunuyorum.
11:33
We are showing this for the first time.
228
693137
2555
Bunu ilk defa gösteriyoruz.
11:35
That's what it looks like,
229
695716
1316
Böyle görünüyor,
11:38
and it's a small device
230
698223
1150
eşyaları bağlayıp
11:39
which will be connected to things we want to make smart
231
699397
4152
akıllı ve interaktif hâle getirebilen
11:43
and connected and interactive.
232
703573
1434
küçük bir cihaz.
11:45
How is it going to work?
233
705031
1151
Nasıl mı çalışıyor?
11:46
So on the back, you have a few electrodes.
234
706206
4088
Arkasında birkaç elektrot var.
11:50
So when you plug them into different things,
235
710318
3000
Onları başka şeylere takınca
11:53
like here,
236
713342
1653
burada olduğu gibi
11:55
the device will recognize where you're plugging them
237
715019
2771
bu cihaz taktığınız diğer cihazı tanıyor
11:57
and then reconfigure itself to enable specific functionality
238
717814
3977
ve kendisini özel işlevler için yeniden yapılandırıyor,
12:01
for this particular thing.
239
721815
2180
özellikle bu şey için.
12:04
We would like to give this device to makers of things,
240
724019
2556
Bu cihazı eşya ve mobilya üreten kişilere verirsek
12:06
the people who make your clothing and furniture,
241
726599
2327
böylece bunu bir fermuar
12:08
so they can use it just like they use a button or a zipper.
242
728950
3974
ya da buton olarak kullanabilirler.
12:13
And what they're going to make with them is up to them.
243
733239
2572
Aslında ne yapacakları kendilerine kalmış.
12:15
We don't want to dictate the use cases.
244
735835
1898
Kullanım şekillerini dikte etmek istemiyoruz.
12:17
We would like to let people who make those things --
245
737757
3125
Bu cihazı sanatçı ve tasarımcı,
12:20
artists and designers, brands and craftsmen --
246
740906
3341
marka ve esnaflara hayal edip
12:24
to imagine and create this new world
247
744271
3198
yeni ve bağlantılı bir dünya kurmaları için bırakıyoruz
12:27
where things are connected
248
747493
1896
12:29
and have all this new, exciting digital functionality.
249
749413
2711
ve de bu heyecanlı ve yeni dijital işlevi kullanmaları için.
12:32
We don't need keyboards and screens and mouses to interact with your computer.
250
752148
5171
Bilgisayarla etkileşime geçmek için fare ve ekrana ihtiyacımız yok.
12:37
So I've been working on this idea for 20 years,
251
757886
2555
Bu fikir üzerinde 20 yıldır çalışıyordum,
12:40
and now it's taking shape,
252
760465
1643
şu an şekilleniyor
12:42
and as it's taking shape, what we are realizing
253
762132
2824
ve o şekil aldıkça fark ettiğimiz şey
12:44
is that I always thought I was working on computer interfaces,
254
764980
2921
her zaman bilgisayar arayüzleri üzerinde çalışıyor olduğum,
12:47
I always thought of myself as an interaction designer,
255
767925
2524
kendimi her zaman etkileşim tasarımcısı olarak düşünüyorken
12:50
but I'm realizing that I'm not building interfaces.
256
770473
3738
fark ettim ki ben arayüzler hazırlamıyorum.
12:54
What I realized is that me and my team,
257
774235
3004
Ben ve ekibim,
12:58
we're building a new kind of computer,
258
778861
2299
bizler yeni bir tür bilgisayar üretiyoruz,
13:01
an ambient computer.
259
781184
1695
çevreye bağlı bir bilgisayar.
13:02
Thank you.
260
782903
1151
Teşekkür ederim.
13:04
(Applause)
261
784078
6255
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7