What Ping-Pong Taught Me About Life | Pico Iyer | TED

74,507 views ・ 2019-09-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: esma şahin Gözden geçirme: Nevaz Mescioğlu
00:13
Every other night in Japan,
0
13409
2942
Japonya'da iki günde bir
00:16
I step out of my apartment,
1
16375
2027
dairemden çıkıp
00:18
I climb up a hill for 15 minutes,
2
18426
3504
15 dakika bir tepeye tırmanırım
00:21
and then I head into my local health club,
3
21954
3650
ve sonra bir stüdyoda kurulmuş üç pinpon masası olan
00:25
where three ping-pong tables are set up in a studio.
4
25628
4526
sağlık kulübüme giderim.
00:30
And space is limited,
5
30178
1975
Yer kısıtlı,
00:32
so at every table,
6
32177
1712
bu yüzden her masada
00:33
one pair of players practices forehands,
7
33913
2930
bir çift oyuncu elin iç taraf vuruşu egzersizi yaparken
00:36
another practices backhands,
8
36867
2293
diğeri dış taraf vuruşu egzersizi yapar
00:39
and every now and then, the balls collide in midair
9
39184
3588
ve arada bir toplar havada çarpışır
00:42
and everybody says, "Wow!"
10
42796
2079
ve herkes "Vay be!" der.
00:46
Then, choosing lots, we select partners and play doubles.
11
46067
5450
Daha sonra, takımları seçerken eşlerimizi seçer ve çift oynarız.
00:51
But I honestly couldn't tell you who's won,
12
51891
2889
Ama dürüstçe size kimin kazandığını söyleyemem
00:54
because we change partners every five minutes.
13
54804
3729
çünkü her beş dakikada bir eş değiştiririz.
00:59
And everybody is trying really hard
14
59097
3485
Herkes puan kazanmak için
01:02
to win points,
15
62606
1437
gerçekten çok çabalar
01:04
but nobody is keeping track of who is winning games.
16
64067
4110
ama kimse kimlerin oyunları kazandığını takip etmez.
01:08
And after an hour or so of furious exertion,
17
68992
4237
Bir saat kadar öfkeli bir çabadan sonra,
01:13
I can honestly tell you
18
73253
1650
içtenlikle söyleyebilirim ki
01:14
that not knowing who has won
19
74927
2913
kimin kazandığını bilmemek
01:17
feels like the ultimate victory.
20
77864
2825
nihai bir zafer gibi hissettiriyor.
01:21
In Japan, it's been said,
21
81800
1914
Japonya'da denir ki
01:23
they've created a competitive spirit without competition.
22
83738
4579
rekabet etmeden rekabetçi bir ruh yaratıldı.
01:30
Now, all of you know that geopolitics is best followed by watching ping-pong.
23
90178
6334
Şimdi, hepiniz biliyorsunuz ki jeopolitik en iyi pinpon izlenerek takip ediliyor.
01:37
(Laughter)
24
97281
1497
(Gülüşmeler)
01:38
The two strongest powers in the world were fiercest enemies
25
98802
4881
Dünyadaki en güçlü iki güç, en ateşli düşmandılar.
01:43
until, in 1972, an American ping-pong team
26
103707
4684
Ancak 1972'de Amerikan pinpon takımının
01:48
was allowed to visit Communist China.
27
108415
3022
Komünist Çin'i ziyaret etmesine izin verilinceye kadar.
01:52
And as soon as the former adversaries
28
112191
2515
Eski rakipler,
01:54
were gathered around some small green tables,
29
114730
3985
küçük yeşil masaların etrafında bir araya gelir gelmez
01:58
each of them could claim a victory,
30
118739
2605
her biri zafer iddia etti
02:01
and the whole world could breathe more easily.
31
121368
2880
ve tüm dünya daha kolay nefes alabildi.
02:05
China's leader, Mao Zedong,
32
125320
2281
Çin'in lideri Mao Zedong,
02:07
wrote a whole manual on ping-pong,
33
127625
3338
pinpon üzerine tam bir kılavuz yazdı
02:10
and he called the sport "a spiritual nuclear weapon."
34
130987
4206
ve bu sporu "manevi bir nükleer silah" olarak adlandırdı.
ABD Masa Tenisi Birliği'nin
02:16
And it's been said that the only honorary lifelong member
35
136078
3910
tek fahri hayat boyu üyesi olduğu söylenen
02:20
of the US Table Tennis Association
36
140012
2800
o zamanki başkan Richard Nixon,
02:22
is the then-President Richard Nixon,
37
142836
2849
masa tenisi diplomasisiyle
02:25
who helped to engineer this win-win situation
38
145709
3713
bu kazan-kazan durumunun oluşturulmasına yardım etti.
02:29
through ping-pong diplomacy.
39
149446
2405
02:33
But long before that,
40
153318
1453
Fakat bundan çok önce,
02:34
really, the history of the modern world
41
154795
2603
modern dünyanın tarihi
02:37
was best told through the bouncing white ball.
42
157422
4160
zıplayan beyaz topla en iyi şekilde anlatılıyordu.
02:42
"Ping-pong" sounds like a cousin of "sing-song,"
43
162461
3680
"Pinpon" "sing-song" gibi, Doğu'ya ait bir şeyler gibi geliyor
02:46
like something Eastern,
44
166165
2098
02:48
but actually, it's believed that it was invented by high-class Brits
45
168287
5216
ama aslında, Viktorya döneminde, akşam yemeğinden sonra
02:53
during Victorian times,
46
173527
1770
kitapların çeperleri üstüne şarap mantarları vurmaya başlayan
02:55
who started hitting wine corks over walls of books after dinner.
47
175321
5070
üst sınıf İngilizler tarafından
bulunduğuna inanılıyor.
03:00
(Laughter)
48
180415
1049
(Gülüşmeler)
03:01
No exaggeration.
49
181488
1182
Abartmıyorum.
03:02
(Laughter)
50
182694
1070
(Gülüşmeler)
03:03
And by the end of World War I,
51
183788
1962
Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar
03:05
the sport was dominated by players from the former Austro-Hungarian Empire:
52
185774
5697
spora eski Avusturya-Macaristan İmparatorluğu oyuncuları hükmetti.
03:11
eight out of nine early world championships
53
191495
3036
İlk dünya şampiyonalarından dokuzundan sekizi
03:14
were claimed by Hungary.
54
194555
1685
Macarlar tarafından alındı.
03:16
And Eastern Europeans grew so adept
55
196844
2858
Neredeyse tüm sporu durma noktasına getiren
03:19
at hitting back everything that was hit at them
56
199726
3349
Doğu Avrupalılar onlara atılan her şeyi geri atma konusunda çok uzmanlaştı.
03:23
that they almost brought the whole sport to a standstill.
57
203099
3507
03:27
In one championship match in Prague in 1936,
58
207266
4612
1936'da Prag'da bir şampiyona maçında
03:31
the first point is said to have lasted two hours and 12 minutes.
59
211902
5736
ilk sayının iki saat on iki dakika sürdüğü söyleniyor.
03:37
The first point!
60
217662
1250
İlk sayı!
03:38
Longer than a "Mad Max" movie.
61
218936
2749
"Çılgın Max" filminden daha uzun.
03:41
And according to one of the players, the umpire had to retire with a sore neck
62
221709
6012
Oyunculardan birine göre hakem, sayı sonuçlanmadan boyun tutulmasıyla
03:47
before the point was concluded.
63
227745
2039
emekli olmak zorunda kaldı.
03:49
(Laughter)
64
229808
1017
(Kahkahalar)
03:50
That player started hitting the ball back with his left hand
65
230849
3864
O oyuncu topu sol eliyle karşılamaya
03:54
and dictating chess moves between shots.
66
234737
2794
ve atışlar arasında satranç hamleleri dikte etmeye başladı.
03:57
(Laughter)
67
237555
1025
(Gülüşmeler)
03:58
Many in the audience started, of course, filing out,
68
238604
3286
Seyircilerin çoğu, tek sayı belki on iki bin atış sürdüğünden dolayı
04:01
as that single point lasted maybe 12,000 strokes.
69
241914
4789
tabii ki çıkmaya başladı.
04:06
And an emergency meeting of the International Table Tennis Association
70
246727
5056
Uluslararası Masa Tenisi Birliği hemen oracıkta bir acil durum toplantısı
04:11
had to be held then and there,
71
251807
2678
düzenlemek zorunda kaldı
04:14
and soon the rules were changed
72
254509
2155
ve kısa süre içinde kurallar değiştirildi,
04:16
so that no game could last longer than 20 minutes.
73
256688
3825
böylece hiçbir oyun 20 dakikadan daha fazla sürmedi.
04:20
(Laughter)
74
260537
1785
(Gülüşmeler)
04:22
Sixteen years later, Japan entered the picture,
75
262970
3415
16 yıl sonra, Japonya oyuna girdi,
04:26
when a little-known watchmaker called Hiroji Satoh
76
266409
4389
Hiroji Satoh diye az tanınan bir saatçi
04:30
showed up at the world championships in Bombay in 1952.
77
270822
5126
Bombay'da 1952'de dünya şampiyonalarında boy gösterdi.
04:36
And Satoh was not very big, he wasn't highly rated,
78
276647
4270
Satoh, gözlük takan
04:40
he was wearing spectacles,
79
280941
2412
çok önemli ve değerli olmayan biriydi
04:43
but he was armed with a paddle that was not pimpled,
80
283377
4842
ama diğer pütürlü raketlerin aksine
04:48
as other paddles were,
81
288243
1700
kalın delikli kauçukla kaplanmış
04:49
but covered by a thick spongy rubber foam.
82
289967
4015
pütürsüz bir raketle silahlanmıştı.
04:54
And thanks to this silencing secret weapon,
83
294853
4252
Bu susturucu gizli silah sayesinde
04:59
the little-known Satoh won a gold medal.
84
299129
3285
az tanınan Satoh altın madalya kazandı.
05:02
One million people came out into the streets of Tokyo
85
302954
4120
Tokyo sokaklarına onun dönüşünü karşılamak için
05:07
to greet him upon his return,
86
307098
2409
bir milyon insan çıktı.
05:09
and really, Japan's postwar resurgence was set into motion.
87
309531
4753
Gerçekten Japonya'nın savaş sonrası dirilişi harekete geçti.
05:16
What I learned, though, at my regular games in Japan,
88
316072
5158
Buna rağmen Japonya'da düzenli oyunlardan öğrendiğim şey,
05:21
is more what could be called the inner sport of global domination,
89
321254
6063
küresel hâkimiyetin manevi sporu denebilecek bir şey,
05:27
sometimes known as life.
90
327341
2238
bu bazen hayat olarak da biliniyor.
05:30
We never play singles in our club,
91
330850
3142
Kulüpte asla tekli oynamayız,
05:34
only doubles,
92
334016
1347
sadece eşli oynarız.
05:35
and because, as I say, we change partners every five minutes,
93
335387
4552
Söylediğim gibi beş dakikada bir eşlerimizi değiştirdiğimiz için
05:39
if you do happen to lose, you're very likely to win
94
339963
3652
eğer kaybederseniz altı dakika sonra kazanma ihtimaliniz çok yüksek.
05:43
six minutes later.
95
343639
1301
05:45
We also play best-of-two sets,
96
345789
2952
Aynı zamanda iki setin en iyileri oynarız,
05:48
so often, there's no loser at all.
97
348765
2833
bu yüzden genellikle hiç kaybeden olmaz.
05:52
Ping-pong diplomacy.
98
352026
2248
Masa tenisi diplomasisi.
05:54
And I always remember that as a boy growing up in England,
99
354298
3293
İngiltere'de büyümüş bir çocuk olarak
05:57
I was taught that the point of a game was to win.
100
357615
3420
oyunun asıl olayının kazanmak olduğunun öğretildiğini hep hatırlarım.
06:02
But in Japan, I'm encouraged to believe that, really, the point of a game
101
362067
5356
Ancak Japonya'da, asıl oyunun olayının çevrendeki insanlara mümkün olduğu kadar
06:07
is to make as many people as possible around you feel that they are winners.
102
367447
5716
galip olduklarını hissettirmek olduğuna inanmaya teşvik edildim.
06:13
So you're not careening up and down as an individual might,
103
373187
3345
Bu yüzden bireysel olarak kazanmak ve kaybetmekten etkilenmiyorsun
06:16
but you're part of a regular, steady chorus.
104
376556
3638
ancak muntazam ve istikrarlı bir koronun parçasısın.
06:21
The most skillful players in our club
105
381306
3952
Kulübümüzdeki en yetenekli oyuncular
06:25
deploy their skills to turn a 9-1 lead for their team
106
385282
4555
yeteneklerini herkesin yoğun bir şekilde katıldığı 9-1'lik oyunu
06:29
into a 9-9 game in which everybody is intensely involved.
107
389861
5076
9-9'luk bir oyuna dönüştürmek için öncülük etmede kullanıyorlar.
06:34
And my friend who hits these high, looping lobs
108
394961
4501
Topları yükseğe atan arkadaşım,
06:39
that smaller players flail at and miss --
109
399486
3957
havaya atılan toplar daha başarısız oyuncular tarafından karşılanamıyor--
06:43
well, he wins a lot of points, but I think he's thought of as a loser.
110
403467
4136
pekâlâ, birçok sayı alıyor ama bence o bir mağlup gibi düşünülüyor.
06:48
In Japan, a game of ping-pong is really like an act of love.
111
408641
5599
Japonya'da, pinpon oyunu gerçek bir sevgi eylemi gibidir.
06:54
You're learning how to play with somebody,
112
414264
2342
Birine karşı oynamak yerine
06:56
rather than against her.
113
416630
1887
onunla beraber nasıl oynayacağınızı öğreniyorsunuz.
06:59
And I'll confess,
114
419343
1150
İtiraf etmek gerekirse
07:00
at first, this seemed to me to take all the fun out of the sport.
115
420517
4794
başta bu durum oyunun tüm eğlencesini kaçırmış gibi gelmişti.
07:05
I couldn't exult after a tremendous upset victory against our strongest players,
116
425335
5222
Altı dakika sonra, yeni bir partnerle yeniden kaybettiğimden dolayı
en güçlü oyuncumuza karşı alınmış beklenmedik büyük bir zafer sonrasında
07:10
because six minutes later, with a new partner,
117
430581
2491
07:13
I was falling behind again.
118
433096
1770
çok fazla sevinemedim.
07:15
On the other hand, I never felt disconsolate.
119
435914
3780
Diğer bir yandan, hiçbir zaman çok üzgün de hissetmedim.
07:20
And when I flew away from Japan and started playing singles again
120
440476
4185
Japonya'dan geri dönüp İngiliz ezelî rakiplerimle
07:24
with my English archrival,
121
444685
3102
tekli oynamaya başladığımda
07:27
I noticed that after every defeat, I was really brokenhearted.
122
447811
5055
her yenilgiden sonra gerçekten kalbimin kırıldığını fark ettim.
07:33
But after every victory, I couldn't sleep either,
123
453953
3271
Ancak her zaferden sonra da uyuyamıyordum
07:37
because I knew there was only one way to go,
124
457248
2423
çünkü gitmek için yalnızca bir yol olduğunu biliyordum,
07:39
and that was down.
125
459695
1791
o da yenilmekti.
07:43
Now, if I were trying to do business in Japan,
126
463398
3746
Şimdi, eğer Japonya'da bir iş yapmaya çalışıyor olsaydım
07:47
this would lead to endless frustration.
127
467168
2801
bu sonsuz bir hayal kırıklığı olurdu.
07:51
In Japan, unlike elsewhere,
128
471136
2175
Japonya'da diğer yerlerin aksine
07:53
if the score is still level after four hours,
129
473335
3476
eğer dört saat sonra skor hâlen eşitse
07:56
a baseball game ends in a tie,
130
476835
3642
beyzbol oyunu beraberlikle sonuçlanır,
08:00
and because the league standings are based on winning percentage,
131
480501
4644
bu yüzden lig sıralamaları kazanma yüzdelerine dayandırılır,
08:05
a team with quite a few ties can finish ahead
132
485169
3309
birçok beraberliği olan takım
08:08
of a team with more victories.
133
488502
2262
daha fazla zaferi olan takımın önünde bitirebilir.
08:12
One of the first times an American was ever brought over to Japan
134
492000
3833
İlk kez bir Amerikan vatandaşı, Bobby Valentine, 1995'te
08:15
to lead a professional Japanese baseball team,
135
495857
3507
profesyonel Japon beyzbol takımının başına Japonya'ya getirildi,
08:19
Bobby Valentine, in 1995,
136
499388
2694
gerçekten vasat bu takımı aldı,
08:22
he took this really mediocre squad,
137
502106
2603
onlara şaşırtıcı bir şekilde
08:24
he lead them to a stunning second-place finish,
138
504733
3311
ikinci sırada bitirmelerine öncülük etti
08:28
and he was instantly fired.
139
508068
2458
ve o aniden kovuldu.
08:30
Why?
140
510550
1151
Neden?
08:31
"Well," said the team spokesman,
141
511725
2181
Takım sözcüsü "Evet, kazanmayı çok vurguladığından dolayı." dedi.
08:33
"because of his emphasis on winning."
142
513930
2660
08:37
(Laughter)
143
517185
1008
(Gülüşmeler)
08:38
Official Japan can feel quite a lot like that point
144
518217
3271
Japon takımı tam da
08:41
that was said to last two hours and 12 minutes,
145
521512
3739
iki saat on iki dakika sürdüğü söylenen o maçtaki gibi hissedebilir,
08:45
and playing not to lose
146
525275
2258
ayrıca kaybetmemek adına oynamak
08:47
can take all the imagination, the daring, the excitement, out of things.
147
527557
5365
birçok şeyin yanında, hayal gücünü, cesareti ve heyecanı alıp götürebilir.
08:54
At the same time, playing ping-pong in Japan
148
534444
3803
Aynı zamanda, Japonya'da pinpon oynama
08:58
reminds me why choirs regularly enjoy more fun
149
538271
5079
bana koroların solistlerden
09:03
than soloists.
150
543374
1595
neden daha çok eğlendiğini anımsatır.
09:05
In a choir, your only job is to play your small part perfectly,
151
545866
5754
Bir koroda tek göreviniz size ait küçük kısmı mükemmel bir şekilde çalmaktır,
09:11
to hit your notes with feeling,
152
551644
2763
notalarına duyguyla basmaktır
09:14
and by so doing, to help to create a beautiful harmony
153
554431
4104
ve bunu yaparak güzel bir ahengin oluşmasına yardım etmek
09:18
that's much greater than the sum of its parts.
154
558559
3284
o kısmın tamamından daha harikadır.
09:23
Yes, every choir does need a conductor,
155
563190
2963
Evet, her koro bir şefe ihtiyaç duyar.
09:26
but I think a choir releases you from a child's simple sense of either-ors.
156
566177
6698
Ama bence bir koro basit bir çocuk ikileminden kurtarır.
09:33
You come to see that the opposite of winning isn't losing --
157
573858
3706
Kazanmanın aksinin kaybetme olmadığını anlarsınız--
09:38
it's failing to see the larger picture.
158
578440
2862
kazanmanın aksi, daha büyük resmi görmede sorun yaşamaktır.
09:43
As my life goes on,
159
583753
2944
Hayatım devam edip giderken
09:46
I'm really startled to see that no event
160
586721
4136
açığa çıktıktan yıllar sonra
09:50
can properly be assessed for years after it has unfolded.
161
590881
4960
hiçbir olayın tam olarak açıklanamaması beni şaşırtıyor.
09:57
I once lost everything I owned in the world,
162
597282
3764
Bir keresinde kontrol edilemeyen bir yangında
10:01
every last thing, in a wildfire.
163
601070
2920
dünyada sahip olduğum her şeyimi kaybettim, son şeye kadar.
10:05
But in time, I came to see that it was that seeming loss
164
605275
4618
Ama zamanla, görünüşte kayıp gibi gelen şey
10:09
that allowed me to live on the earth more gently,
165
609917
3935
hayatı daha nazikçe yaşamamı,
10:13
to write without notes,
166
613876
2430
notsuz yazmayı
10:16
and actually, to move to Japan
167
616330
2629
ve aslında pinpon masası olarak bilinen
10:18
and the inner health club known as the ping-pong table.
168
618983
3190
manevi sağlık kulübüne ve Japonya'ya gitmemi sağladı.
10:23
Conversely, I once stumbled into the perfect job,
169
623427
4571
Aksine, bir keresinde mükemmel bir işte tökezledim
10:28
and I came to see that seeming happiness
170
628022
3032
ve gerçek sevincin yolunda durabilen
10:31
can stand in the way of true joy
171
631078
3126
mutluluk görünümünün sefaletin yaptığından
10:34
even more than misery does.
172
634228
2167
çok daha fazlasını yapabildiğini anladım.
10:37
Playing doubles in Japan really relieves me of all my anxiety,
173
637825
5373
Japonya'da ikili oynama gerçekten benim tüm gerginliğimi alıyor
10:43
and at the end of an evening,
174
643222
1612
ve akşamın sonunda,
10:44
I notice everybody is filing out in a more or less equal state of delight.
175
644858
6363
herkesin aşağı yukarı aynı hazla ayrıldığını fark ediyorum.
10:52
I'm reminded every night
176
652497
2180
İlerlememenin, gerilemekle aynı şey olmadığını,
10:54
that not getting ahead isn't the same thing as falling behind
177
654701
5800
hayat dolu olmamanın ölü olmakla aynı şey olmadığını
11:00
any more than not being lively is the same thing as being dead.
178
660525
4350
her gece kendime hatırlatırım.
11:06
And I've come to understand why it is
179
666216
2436
Neden Çin üniversitelerinin
11:08
that Chinese universities are said to offer degrees in ping-pong,
180
668676
5571
pinponda lisans teklif ettiklerini
11:14
and why researchers have found that ping-pong
181
674271
2960
ve araştırmacıların pinponun hafif zekâ bozuklukları
11:17
can actually help a little with mild mental disorders
182
677255
3785
ve otizme bile gerçekten biraz yardımı olabildiğini anlıyorum.
11:21
and even autism.
183
681064
1595
11:24
But as I watch the 2020 Olympics in Tokyo,
184
684205
4690
Fakat Tokyo'da 2020 Olimpiyatlarını izlerken
11:28
I'm going to be keenly aware
185
688919
2620
uzun bir süre kimin kazanıp kimin kaybettiğini
11:31
that it won't be possible to tell who's won or who's lost
186
691563
4214
söylemenin mümkün olmayacağını
11:35
for a very long time.
187
695801
2158
çok iyi biliyorum.
11:39
You remember that point I mentioned
188
699650
2330
İki saat on iki dakika sürdüğü söylenen
11:42
that was said to last for two hours and 12 minutes?
189
702004
2884
daha önce bahsettiğim sayıyı hatırlıyorsunuz, değil mi?
11:45
Well, one of the players from that game ended up, six years later,
190
705689
4745
Peki, bu oyundaki oyunculardan biri
11:50
in the concentration camps of Auschwitz and Dachau.
191
710458
4118
altı yıl sonra, Auschwitz and Dachau'nın toplama kampındaydı.
11:55
But he walked out alive.
192
715944
1880
Ama oradan canlı olarak çıktı.
11:59
Why?
193
719145
1410
Neden?
12:00
Simply because a guard in the gas chamber
194
720579
3130
Sırf gaz halkasındaki nöbetçi
12:03
recognized him from his ping-pong playing days.
195
723733
3163
onu pinpon oynadığı günlerinden hatırladığı için.
12:08
Had he been the winner of that epic match?
196
728326
3071
O destansı maçın kazananı mıydı?
12:11
It hardly mattered.
197
731421
1318
Önemli değildi.
12:12
As you recall, many people had filed out before even the first point was concluded.
198
732763
5800
Hatırladığınız üzere birçok insan ilk sayı sonuçlanmadan oradan ayrılmıştı.
12:19
The only thing that saved him
199
739437
2505
Onu kurtaran tek şey,
12:21
was the fact that he took part.
200
741966
2121
maçın parçası olduğu gerçeğiydi.
12:25
The best way to win any game,
201
745464
2369
Herhangi bir oyunu kazanmanın en iyi yolu,
12:27
Japan tells me every other night,
202
747857
2794
Japonların bana her iki gecede bir söylediği şey:
12:30
is never, never to think about the score.
203
750675
5195
asla ve asla skoru düşünmemek.
12:37
Thank you.
204
757365
1151
Teşekkürler.
12:38
(Applause)
205
758540
3446
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7