What a world without prisons could look like | Deanna Van Buren

174,963 views ・ 2018-04-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Dr. Özgür Özdilsiz Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
A lot of people call me a "justice architect."
0
12825
4809
Pek çok insan beni adalet mimarı diye adlandırıyor.
00:18
But I don't design prisons.
1
18865
1937
Ama ben cezaevleri tasarlamıyorum.
00:21
I don't design jails.
2
21786
1675
Hapishaneler tasarlamıyorum.
00:23
I don't design detention centers, and I don't even design courthouses.
3
23960
4098
Nezarethaneler ve mahkemeler de tasarlamıyorum.
00:28
All the same, I get a call every week,
4
28872
3927
Buna rağmen hep aynı şey oluyor. Her hafta bir çağrı alıyorum;
00:32
saying, "OK, but you design better prisons, right?
5
32823
4349
"Tamam, ama siz daha iyi hapishaneler tasarlamıyor musunuz?" diye
00:37
You know, like those pretty ones they're building in Europe."
6
37196
2920
soruyorlar."Hani şu Avrupa'da inşa ettikleri şirin şeyler gibi."
00:40
And I always pause.
7
40450
1738
O an hep duraksıyorum
00:43
And I invite them,
8
43466
1398
ve onları davet ediyorum
00:45
and I invite you today,
9
45586
1575
ve bugün de sizi davet ediyorum;
00:47
to imagine a world without prisons.
10
47617
2333
hapishanelerin olmadığı bir dünya hayal etmeye.
00:51
What does that justice feel and look like?
11
51101
3301
Adalet nasıl hissettiriyor ve neye benziyor ?
00:55
What do we need to build to get there?
12
55751
2335
Adalete ulaşmak için ne inşa etmeliyiz?
00:59
I'd like to show you some ideas today of things that we're building.
13
59673
3722
Bugün sizle, inşa ettiklerimize dair bazı fikirleri paylaşacağım.
01:03
And I'm going to start with an early prototype.
14
63419
2952
Ve erken bir prototiple başlayacağım.
01:06
This I built when I was five.
15
66395
2158
Bunu beş yaşımdayken inşa etmiştim.
01:08
I call it "the healing hut."
16
68577
1814
Buna "iyileştiren kulübe" diyorum.
01:11
And I built it after I got sent home from school
17
71212
3107
Bunu başka bir çocuğun yüzüne yumruk attığım için
01:14
for punching this kid in the face because he called me the N-word.
18
74343
3670
okuldan eve gönderildiğimde inşa ettim. Çocuk bana "zenci" demişti
01:18
OK, he deserved it.
19
78037
1267
ve yumruğu hak etmişti.
01:20
It happened a lot, though,
20
80427
1840
Yine de bu sıkça olan bir şeydi çünkü ailem,
01:22
because my family had desegregated a white community in rural Virginia.
21
82291
4816
ırk ayrımına son vermek için Virginia kırsalında beyaz bir toplulukta yaşıyordu.
01:28
And I was really scared.
22
88093
2340
Gerçekten ürkmüştüm.
01:30
I was afraid.
23
90893
1176
Korkmuştum.
01:32
I was angry.
24
92498
1150
Kızgındım.
01:34
And so I would run into the forest, and I would build these little huts.
25
94325
3419
Koşarak ormana dalıyor ve bu küçük kulübeleri inşa ediyordum.
01:37
They were made out of twigs and leaves and blankets I had taken from my mom.
26
97768
4326
Dallar, yapraklar ve annemden aldığım battaniyelerle inşa ediyordum.
01:42
And as the light would stream into my refuge,
27
102776
3318
Güneş ışınları sığınağıma doldukça,
01:47
I would feel at peace.
28
107284
1466
kendimi huzurlu hissediyordum.
01:51
Despite my efforts to comfort myself,
29
111006
2498
Kendimi tüm rahatlatma çabalarıma karşın,
01:53
I still left my community as soon as I could,
30
113528
3089
olabilecek en kısa zamanda içinde bulunduğum topluluğu terk ederek
01:56
and I went to architecture school
31
116641
2023
mimarlık okuluna başladım.
01:58
and then into a professional career designing shopping centers,
32
118688
3670
Ve daha sonra alışveriş merkezleri,
varlıklı aileler için evler ve ofis binaları
02:02
homes for the wealthy
33
122382
1401
02:03
and office buildings,
34
123807
1532
tasarladığım profesyonel bir kariyere başladım.
02:06
until I stepped into a prison for the first time.
35
126454
3203
Ta ki bir hapishaneden içeri adımımı ilk kez atana kadar.
02:10
It was the Chester State Correctional Institution in Pennsylvania.
36
130193
4048
Davet edildiğim yer Pensilvanya'daki Chester Eyalet Islah Evi'ydi.
02:14
And my friend, she invited me there
37
134265
2066
Beni oraya davet eden arkadaşım,
02:16
to work with some of her incarcerated students
38
136355
2159
mahkum öğrencilerden bazılarıyla çalışmamı
02:18
and teach them about the positive power of design.
39
138538
3399
ve onlara tasarımın pozitif gücünü anlatmamı istedi.
02:22
The irony is so obvious, right?
40
142704
2068
Çelişki ne kadar açık değil mi?
02:24
As I approached this concrete building, these tiny little windows,
41
144796
3456
Beton binaya yaklaştım. O ince küçük pencereler,
02:28
barbed wire, high walls, observation towers,
42
148276
3483
dikenli teller, yüksek duvarlar, gözetleme kuleleri
02:32
and on the inside, these cold, hard spaces,
43
152149
3872
ve içeride soğuk, sert alanlar,
02:36
little light or air,
44
156450
1850
çok az miktarda ışık veya hava,
02:38
the guards are screaming, the doors are clanking,
45
158324
2856
bağıran gardiyanlar, kapanan kapıların metal sesi,
02:41
there's a wall of cells filled with so many black and brown bodies.
46
161204
5257
hücrelerden oluşan bir duvar ve içlerinde pek çok siyah ve kahverengi beden.
02:47
And I realized that what I was seeing
47
167257
2857
O an fark ettim ki
02:50
was the end result of our racist policies that had caused mass incarceration.
48
170138
4737
gördüğüm şeyler ırkçı polislerimizin neden olduğu büyük çaplı mahkumiyetlerdi.
02:55
But as an architect, what I was seeing
49
175641
2674
Ama bir mimar olarak gördüğüm şey ise,
02:58
was how a prison is the worst building type we could have created
50
178339
3833
hapishanenin; bir insanın diğerine verdiği zararı gösterecek şekilde
03:02
to address the harm that we're doing to one another.
51
182196
2548
tasarlanabilecek en kötü bina tipi olduğuydu.
03:06
I thought, "Well, could I design an alternative to this,
52
186085
2633
Şöyle düşündüm:"Pekâlâ buna alternatif olabilecek ne tasarlayabilirim?
03:08
other than building a prettier prison?"
53
188742
2001
Daha şirin bir hapishane mi?"
03:10
It didn't feel good to me; it still doesn't feel good.
54
190767
2696
Bu düşünce, o zaman da şimdi hâlâ olduğu gibi bana iyi hissettirmedi.
03:14
But back then, I just didn't know what to do.
55
194395
2563
O an ne yapacağımı bilmiyordum.
03:17
What do we build instead of this?
56
197315
1792
Gördüğümün yerine ne inşa edebilirdim?
03:20
And then I heard about restorative justice.
57
200348
2933
Daha sonra düzeltici adalet kavramını duydum.
03:23
I felt at peace again,
58
203840
2126
Tekrar huzurlu hissettim.
03:26
because here was an alternative system
59
206632
2826
Çünkü bir suç meydana geldiğinde, bunu ilişkilerde bir çatlak
03:29
that says when a crime is committed, it is a breach of relationship,
60
209482
4681
olarak gören alternatif bir sistem vardı.
03:34
that the needs of those who have been harmed
61
214680
2381
İlişkide zarar görenlerin ihtiyaçları
03:37
must be addressed first;
62
217085
1880
öncelikli olarak dikkate alınmalı,
03:39
that those who have committed the offense
63
219657
2587
ve suçlamalarda bulunanlar
03:42
have an obligation to make amends.
64
222268
2356
iyileştirici adımlar atmak zorundaydılar.
03:45
And what they are are really intense dialogues,
65
225085
2403
Gerçekten yoğun diyaloglarla tüm etkilenen
03:47
where all stakeholders come together to find a way to repair the breach.
66
227512
5227
paydaşlar bir araya gelerek ilişkideki çatlağı onaracak bir yol bulmalıydılar.
03:53
Early data shows that restorative justice builds empathy;
67
233695
3357
Erken veriler, düzeltici adaletin empati oluşturduğunu,
03:57
that it reduces violent reoffending by up to 75 percent;
68
237560
3980
bunun da tekrar şiddet eylemine başvurmayı % 75 oranında azalttığını,
04:02
that it eases PTSD in survivors of the most severe violence.
69
242020
4480
aşırı şiddete maruz kalanlarda PTSD (travma sonrası stres bozukluğu) ile
04:06
And because of these reasons,
70
246877
1929
mücadeleyi kolaylaştırdığını ve tüm bu nedenlerden dolayı,
04:08
we see prosecutors and judges and district attorneys
71
248830
2826
bazı savcılar, hakimler ve bölge savcılarının
04:11
starting to divert cases out of court and into restorative justice
72
251680
3572
davaları mahkeme dışında düzeltici adalete yönlendirdiklerini görüyoruz.
04:15
so that some people never touch the system altogether.
73
255276
3380
Böylece bazı suçlular sisteme bir daha hiç girmiyorlar.
04:19
And so I thought, "Well, damn -- why aren't we designing for this system?"
74
259141
3572
"Pekâlâ o zaman neden böyle bir sistemi tasarlamıyorlar?" diye düşündüm.
04:22
(Applause)
75
262737
1262
(Alkışlar)
04:24
Instead of building prisons,
76
264023
2499
Hapishaneler inşa etmek yerine,
04:26
we should be building spaces to amplify restorative justice.
77
266546
3448
düzeltici adaleti güçlendirici alanlar oluşturmalıyız.
04:30
And so I started in schools,
78
270870
2278
Ve okullardan başladım,
04:33
because suspensions and expulsions
79
273791
3238
çünkü okuldan uzaklaştırma ve atılma
04:37
have been fueling the pathway to prison for decades.
80
277053
3287
onlarca yıldır hapse giden yolun ilk adımları olmuş.
04:40
And many school districts -- probably some of your own --
81
280953
2887
Ve belki sizlerinki de dâhil olmak üzere pek çok bölge okulu
04:43
are turning to restorative justice as an alternative.
82
283864
3006
bir alternatif olarak düzeltici adalete yöneliyor.
04:48
So, my first project -- I just turned this dirty little storage room
83
288125
3476
İlk projem; lisede depo alanı olarak kullanılan
04:51
into a peacemaking room for a program in a high school
84
291625
3754
çok kirli bir odayı huzurlu bir odaya dönüştürmek oldu.
04:55
in my hometown of Oakland.
85
295403
1800
Bu oda, benim büyüdüğüm Oakland'da.
04:57
And after we were done, the director said
86
297860
3198
Bittiğinde, lisenin müdürü
05:01
that the circles she was holding in this space
87
301082
2588
bu odada oluşan diyalog dairelerinin
05:03
were more powerful in bringing the community together
88
303694
2999
okuldaki kavgalardan ve toplumdaki silahlı şiddet olaylarından
05:06
after fighting at school and gun violence in the community,
89
306717
3571
sonra insanları bir araya getirmek için çok güçlendirici olduğunu söyledi.
05:10
and that students and teachers started to come here
90
310673
3063
Öğrenciler ve öğretmenler burayı sadece
05:13
just because they saw it as a space of refuge.
91
313760
2667
bir sığınak olarak gördükleri için gelmeye başladılar.
05:17
So what was happening is that the space was amplifying the effects of the process.
92
317434
5411
Yeni yapılan mekânın kendisi sürecin daha da etkili işlemesine neden oldu.
05:24
OK, then I did something that architects always do, y'all.
93
324290
4402
Daha sonra mimarların hep yaptığı bir şeyi yaptım.
05:29
I was like, I'm going to build something massive now, right?
94
329323
3548
Şimdi daha büyük bir şey inşa etmeliydim, tamam mı?
05:32
I'm going to build the world's first restorative justice center all by myself.
95
332895
4784
Dünyanın ilk düzeltici adalet merkezini tek başıma inşa edecektim.
05:38
And it's going to be a beautiful figure on the skyline,
96
338173
3015
Ve o, gökyüzünde çok güzel bir figür olacaktı,
05:41
like a beacon in the night.
97
341212
1825
tıpkı bir gece parlayan bir işaret fişeği gibi.
05:43
Thousands of people will come here instead of going to court.
98
343061
3873
Binlerce insan mahkeme yerine buraya geleceklerdi.
05:46
I will single-handedly end mass incarceration
99
346958
2746
Tek başıma kitlelerin mahkum edilmesini bitirecektim
05:49
and win lots of design awards.
100
349728
2227
ve pek çok tasarım ödülü alacaktım.
05:51
(Laughter)
101
351979
2773
(Kahkaha)
05:54
And then I checked myself --
102
354776
1553
Daha sonra kendime geldim.
05:56
(Laughter)
103
356353
1462
(Gülüşmeler)
05:57
because here's the deal:
104
357839
1427
Çünkü tablo şuydu:
06:00
we are incarcerating more of our citizens per capita
105
360014
3509
Dünyadaki tüm ülkelerden daha fazla olacak şekilde
06:03
than any country in the world.
106
363547
1609
kişi başına düşen mahkum sayısına sahiptik.
06:05
And the fastest-growing population there are black women.
107
365180
3278
Mahkumlar arasında en hızlı büyüyen nüfus ise siyahi kadınlar.
06:08
Ninety-five percent of all these folks are coming home.
108
368966
3635
Bu kişilerin % 95'i eve dönüyor.
06:13
And most of them are survivors of severe sexual, physical and emotional abuse.
109
373530
6401
Ve çoğu cinsel, fiziksel veya duygusal istismarın kurbanı oluyor.
06:20
They have literally been on both sides of the harm.
110
380323
2547
Tam anlamıyla iki tarafta da hasar görmüş durumdalar.
06:23
So I thought, uh, maybe I should ask them
111
383577
2373
Sonra düşündüm, belki de onlara sormalıydım:
06:25
what we should build instead of prisons.
112
385974
2238
Hapishaneler yerine ne inşa edelim?
06:29
So I returned with a restorative justice expert,
113
389317
4198
Düzeltici adalette uzman bir kişiye ulaştım
06:33
and we started to run the country's first design studios
114
393539
3104
ve mahkum olmuş kadınlarla erkekleri de dâhil ederek
06:36
with incarcerated men and women
115
396667
1870
düzeltici adalet ve tasarımın birleştiği
06:38
around the intersection of restorative justice and design.
116
398561
3046
ülkenin ilk düzeltici adalet alanlarını dizayn ettik.
06:42
And it was transformative for me.
117
402069
1580
Benim için gerçekten dönüşüm geçirten bir deneyimdi.
06:43
I saw all these people behind walls in a totally different way.
118
403673
4407
Duvarların arkasındaki kişileri tamamen farklı bir şekilde görüyordum.
06:48
These were souls deeply committed to their personal transformation
119
408998
3786
Bu kişiler ruhlarını kendi kişisel dönüşümlerine adamış
06:52
and being accountable.
120
412808
1466
ve güvenilir kişiler olmaya çalışıyorlardı.
06:54
They were creative, they were visionary.
121
414602
2734
Yaratıcı ve vizyonerlerdi.
06:58
Danny is one of those souls.
122
418490
1953
Danny, bu ruha sahip kişilerden biri.
07:01
He's been incarcerated at San Quentin for 27 years
123
421039
4832
San Quentin'de 27 yıla mahkum olmuş
07:05
for taking a life at the age of 21.
124
425895
2662
çünkü 21 yaşındayken birini öldürmüş.
07:09
From the very beginning,
125
429474
1619
En başından itibaren,
07:11
he's been focused on being accountable for that act
126
431117
2968
bu hareket için güvenilir olmaya ve parmaklıkların
07:14
and doing his best to make amends from behind bars.
127
434109
2850
arkasından elinden gelen en iyi katkıyı vermeye odaklandı.
07:18
He brought that work into a design for a community center
128
438458
5921
Çabasını, barış ve iyilik hâli sağlayacak
07:24
for reconciliation and wellness.
129
444403
2133
bir toplum merkezi tasarımı için harcadı.
07:27
It was a beautiful design, right?
130
447449
1676
Güzel bir tasarım, değil mi?
07:29
So it's this green campus filled with these circular structures
131
449149
3428
Tasarımı kurban ve suçlunun diyalog kurduğu dairesel yapılar
07:32
for victim and offender dialogue.
132
452601
1857
içeren yeşil bir kampüs alanı.
07:35
And when he presented the project to me,
133
455149
2515
Projeyi bana ilk sunduğunda,
07:37
he started crying.
134
457688
1427
ağlamaya başladı.
07:40
He said, "After being in the brutality of San Quentin for so long,
135
460133
5439
Dedi ki "San Quentin'in acımasız ortamında o kadar uzun süre kaldıktan sonra,
07:45
we don't think reconciliation will happen.
136
465596
2624
uzlaşının tekrar mümkün olmadığını düşünüyordum."
07:49
This design is for a place that fulfills the promise of restorative justice.
137
469611
4221
"Bu tasarım düzeltici bir adaletin mümkün olabileceği bir yere dair umut veriyor."
07:55
And it feels closer now."
138
475331
1600
"Ve şimdi buna daha yakın hissediyorum."
07:58
I know for a fact
139
478720
2936
Şu bir gerçek ki;
08:01
that just the visualization of spaces for restorative justice and healing
140
481680
4270
düzeltici adalet ve iyileşme için alanları görsel kılmak
08:05
are transformative.
141
485974
1159
başlıbaşına dönüşümü sağlıyor.
08:07
I've seen it in our workshops over and over again.
142
487157
2523
Yaptığımız çalıştaylarda defalarca bunu gördüm.
08:09
But I think we know that just visualizing these spaces is not enough.
143
489704
3754
Ama sadece bu alanları görselleştirmenin yetmediğini,
08:13
We have to build them.
144
493482
1671
onları inşa etmenin gerektiğini biliyorum.
08:16
And so I started to look for justice innovators.
145
496188
3267
Ve adalet yenilikçilerini aramaya başladım.
08:20
They are not easy to find.
146
500131
2139
Onlar bulunması kolay kişiler değil.
08:22
But I found one.
147
502732
1206
Ama bir tanesini buldum.
08:24
I found the Center for Court Innovation.
148
504544
2303
Yenilikçi Mahkeme Merkezi'ni keşfettim.
08:27
They were bringing Native American peacemaking practices
149
507641
2953
Bu merkez doğal Amerikan barıştırma (arabuluculuk) yöntemlerini
08:30
into a non-Native community
150
510618
1753
doğuştan Amerikan olmayanlarla tanıştırıyor.
08:32
for the very first time in the United States.
151
512395
2603
Bu, Birleşik Devletler'de ilk kez yapılıyor.
08:35
And I approached them, and I said,
152
515022
2039
Onlara yaklaştım ve şöyle dedim:
08:37
"OK, well, as you set up your process,
153
517085
2960
"Tamam, siz sürecinizi başlatırken ben de onlarla
08:40
could I work with the community to design a peacemaking center?"
154
520069
3794
bir barış merkezi tasarlamak için çalışabilir miyim?"
08:45
And they said yes.
155
525179
1827
Ve evet dediler.
08:47
Thank God, because I had no backup to these guys.
156
527030
3333
Tanrıya şükür, çünkü bu merkez dışında ikinci olarak gidebileceğim kimse yoktu.
08:51
And so, in the Near Westside of Syracuse, New York,
157
531466
3698
Ve New York, Syracuse Near Westside'da
08:55
we started to run design workshops with the community
158
535188
3691
tasarım çalıştayları başlattık.
08:58
to both locate and reenvision an old drug house
159
538903
3301
Eskiden, uyuşturucu kullanma mekânı olan bir evi
09:02
to be a peacemaking center.
160
542228
1867
bir barış merkezine dönüştürmeye başladık.
09:04
The Near Westside Peacemaking Project is complete.
161
544537
3215
Near Westside Barış Merkezi projesi tamamlandı.
09:07
And they are already running over 80 circles a year,
162
547776
2444
Ve yılda hemen hemen 80 çember buluşması gerçekleşiyor.
09:10
with a very interesting outcome,
163
550244
2181
Merkezin çok ilginç bir çıktısı,
09:12
and that it is the space itself
164
552449
1669
sadece fiziksel mekân bile
09:14
that's convincing people to engage in peacemaking
165
554142
2405
çoğu insanı hayatlarında ilk kez
09:16
for the very first time in their lives.
166
556571
2023
barış için katkı vermeye ikna ediyor.
09:19
Isabel and her daughter are some of those community members.
167
559807
3111
Isabel ve kızı bu topluluğun bir parçası.
09:22
And they had been referred to peacemaking
168
562942
2667
Merkeze yönlendirilme nedenleri;
09:25
to heal their relationship after a history of family abuse,
169
565633
3650
aile içi istismar, cinsel istismar gibi hem aile içi
09:29
sexual abuse
170
569307
1359
hem de toplumla olan
09:30
and other issues that they'd been having in their own family
171
570690
2826
sorunlarının yarattığı aile içi iletişim
09:33
and the community.
172
573540
1226
sorunlarının çözümü.
09:35
And, you know, Isabel didn't want to do peacemaking.
173
575133
2627
Ve biliyor musunuz Isabel bu sürece dâhil olmak istemedi.
09:37
She was like, "This is just like going to court.
174
577784
2285
Tepkileri: "Tıpkı mahkemeye gitmek gibi"
09:40
What is this peacemaking stuff?"
175
580093
1563
"Bu barıştırma işi ne?" şeklindeydi.
09:41
But when she showed up,
176
581680
2096
Ama merkeze geldiğinde,
09:43
she was stressed, she was anxious.
177
583800
2269
stresli ve gergindi.
09:46
But when she got in, she kind of looked around,
178
586093
2588
Ama içeriye girdiğinde etrafa şöyle bir bakındı ve
09:48
and she settled in.
179
588705
1348
sakinleşerek oturdu.
09:50
And she turned to the coordinator and said,
180
590639
2137
Ve koordinatöre dönerek :
09:53
"I feel comfortable here -- at ease.
181
593446
2880
"Burada zorlanmadan rahat hissediyorum.
09:57
It's homey."
182
597410
1170
Evi andırıyor." dedi.
10:00
Isabel and her daughter made a decision that day
183
600720
2247
Isabel ve kızı o gün;
10:02
to engage and complete the peacemaking process.
184
602991
2792
barış merkezi sürecinin adanmış birer parçası olmaya karar verdiler.
10:05
And today, their relationship is transformed;
185
605807
3008
Ve bugün ilişkileri bir dönüşüm geçiriyor.
10:08
they're doing really well and they're healing.
186
608839
2199
Gerçekten çok iyi gidiyorlar ve iyileşiyorlar.
10:12
So after this project, I didn't go into a thing
187
612955
2375
Bu projeden sonra, şu eski fikrimden vazgeçtim:
10:15
where I'm going to make a huge peacemaking center.
188
615354
2347
"Büyük bir barış merkezi inşa etmek."
10:17
I did want to have peacemaking centers in every community.
189
617725
4297
Onun yerine her topluluk için bir barış merkezi inşa etmek istiyordum.
10:22
But then a new idea emerged.
190
622847
1979
Fakat aklımda yeni bir düşünce oluştu.
10:25
I was doing a workshop in Santa Rita Jail in California,
191
625744
4453
California Santa Rita Hapishanesi'nde bir çalıştaydaydım,
10:30
and one of our incarcerated designers, Doug, said,
192
630221
3745
tasarımda görevli mahkumlardan biri olan Doug:
10:33
"Yeah, you know, repairing the harm, getting back on my feet, healing --
193
633990
3421
"Evet, biliyorsun, bu hasarı iyileştirmek, ayaklarımın üstünde durabilmek, iyileşmek
10:37
really important.
194
637435
1316
10:38
But the reality is, Deanna, when I get home,
195
638775
2444
gerçekten önemli.
Ama gerçek şu ki Deanna, eve döndüğümde
10:41
I don't have anywhere to go.
196
641243
2421
gidecek hiçbir yerim yok.
10:43
I have no job -- who's going to hire me?
197
643688
2230
Bir işim yok - kim beni işe alır?
10:45
I'm just going to end up back here."
198
645942
1744
Ben sonunda tekrar buraya geri döneceğim."dedi.
10:47
And you know what, he's right,
199
647710
1700
Ve biliyor musunuz, haklıydı.
10:49
because 60 to 75 percent of those returning to their communities
200
649434
4222
Çünkü topluma geri dönen mahkumların % 60 ila 75'i
10:53
will be unemployed a year after their release.
201
653680
3238
hapisten çıkmalarının ardından 1 yıl boyunca iş bulamayacaklar.
10:57
We also know, if you can't meet your basic economic needs,
202
657315
3627
Ve biliyoruz ki, eğer temel ekonomik ihtiyaçlarınızı karşılayamazsanız,
11:00
you're going to commit crime --
203
660966
1497
suç işleyeceksiniz.
11:02
any of us would do that.
204
662487
1356
Çoğumuz öyle yapardık.
11:05
So instead of building prisons,
205
665173
3666
Bu yüzden hapishaneler inşa etmek yerine,
11:08
what we could build are spaces for job training and entrepreneurship.
206
668863
4611
girişimcilik, meslek edindirme merkezleri inşa etmeliyiz.
11:13
These are spaces for what we call "restorative economics."
207
673498
3157
Bu yerlere "dönüştürücü ekonomi" alanları diyoruz.
11:17
Located in East Oakland, California,
208
677387
2865
California, East Oakland'a kurulmuş olan
11:20
"Restore Oakland" will be the country’s first center
209
680276
2770
"Dönüştüren Oakland" ülkenin
11:23
for restorative justice and restorative economics.
210
683070
2594
ilk dönüştüren adalet ve ekonomi merkezi olacak.
11:25
(Applause)
211
685688
6040
(Alkışlar)
11:31
So here's what we're going to do.
212
691752
1603
Peki o zaman ne yapacağımızı söyleyeyim.
11:33
We're going to gut this building and turn it into three things.
213
693379
3206
Bu yeri ele alıp üç şeye dönüştüreceğiz:
11:36
First, a restaurant called "Colors,"
214
696609
2278
Birincisi: "Renkler" adında bir restoran;
11:38
that will break the racial divide in the restaurant industry
215
698911
2849
ırksal ayrımcılığı restoran endüstrisinde ortadan kaldıracak,
11:41
by training low-wage restaurant workers
216
701784
2000
düşük ücretli restoran çalışanlarını eğiterek yaşayabilecekleri
11:43
to get living-wage jobs in fine dining.
217
703808
1944
11:45
It does not matter if you have a criminal record or not.
218
705776
2674
ücret elde edebilecekleri iş imkanlarına sahip olmalarını sağlayacak
11:48
On the second floor, we have bright, open, airy spaces
219
708839
3675
Herhangi bir suç kaydınız olup olmadığı bir şey ifade etmeyecek.
İkinci katta; aydınlık, açık, havadar alanlarımız olacak.
11:52
to support a constellation of activist organizations
220
712538
3167
Bu alan toplum kuruluşlarının buluşma yeri olacak.
11:55
to amplify their cry of "Healthcare Not Handcuffs,"
221
715729
3435
"Kelepçe değil sağlık hizmeti" ve "Bir insan hakkı olarak barınma",
11:59
and "Housing as a human right."
222
719188
1590
gibi talepleri dile getirecekler.
12:01
And third, the county's first dedicated space for restorative justice,
223
721276
5492
Ve üçüncüsü, ülkenin ilk adanmış düzeltici adalet merkezi;
12:06
filled with nature, color, texture and spaces of refuge
224
726792
3587
doğal, renkli bir dokuya sahip sığınma alanları.
12:10
to support the dialogues here.
225
730403
1928
Burada diyaloglar desteklenecek.
12:12
This project breaks ground in just two months.
226
732804
2634
Bu proje iki ay içinde hayata geçiyor.
12:15
And we have plans to replicate it
227
735820
1602
Ve bunu çoğaltmak için planlarımız var;
12:17
in Washington D.C., Detroit, New York and New Orleans.
228
737446
3516
Washington'da, Detroit'te, New York'ta ve New Orleans'ta.
12:20
(Applause)
229
740986
5438
(Alkışlar)
12:30
So you've seen two things we can build instead of prisons.
230
750609
3071
Gördüğünüz gibi hapishaneler yerine iki şey inşa edebiliriz.
12:33
And look, the price point is better.
231
753704
2524
Ve bakın maliyet olarak da avantajlı.
12:36
For one jail, we can build 30 restorative justice centers.
232
756252
4600
Bir hapishane yerine 30 tane düzeltici adalet merkezi inşa edebiliriz.
12:40
(Applause)
233
760876
1480
(Alkışlar)
12:42
That is a better use of your tax dollars.
234
762380
2586
Bu ödediğiniz vergiler için de daha iyi.
12:45
So I want to build all of these.
235
765982
2133
Evet, bunların hepsini inşa etmek istiyorum.
12:48
But building buildings is a really heavy lift.
236
768712
2419
Ama bunları inşa etmek ağır bir yük.
12:51
It takes time.
237
771155
1150
Zaman alıyor.
12:53
And what was happening in the communities that I was serving
238
773188
2873
Ve ne oluyor biliyor musunuz? Hizmet verdiğim topluluklar,
12:56
is we were losing people every week to gun violence and mass incarceration.
239
776085
4733
her hafta silahlı şiddete ve mahkumiyetlere bağlı insan kaybediyorlar.
13:01
We needed to serve more people and faster and keep them out of the system.
240
781521
4203
Bu döngüden uzak tutmak için; daha çok kişiye hızlı hizmet götürmemiz gerekiyor.
13:06
And a new idea emerged from the community,
241
786720
2587
Ve bu noktada topluluktan yeni bir fikir çıktı.
13:09
one that was a lot lighter on its feet.
242
789331
2600
Daha basit kendi ayakları üzerinde duran bir fikir.
13:12
Instead of building prisons, we could build villages on wheels.
243
792918
3925
Hapishaneler inşa etmek yerine, tekerlekli köyler inşa edebiliriz.
13:18
It's called the Pop-Up Resource Village,
244
798640
2579
Hareketli Kaynak Köyleri.
13:21
and it brings an entire constellation of resources
245
801243
2873
Tüm kaynakları bir araya toplayan
13:24
to isolated communities in the greater San Francisco area,
246
804140
3207
San Francisco'nun daha geniş bölgesindeki izole topluluklara ulaşan,
13:27
including mobile medical, social services and pop-up shops.
247
807371
3595
mobil tıbbi, sosyal servisler ile dükkânlar içeren bir köy.
13:32
And so what we're doing now
248
812022
1356
Ve şimdi yaptığımız şey,
13:33
is we're building this whole village with the community,
249
813402
2762
bu köyü tüm destek verenlerle inşa ediyoruz.
13:36
starting with transforming municipal buses into classrooms on wheels
250
816188
4865
Belediyeye ait otobüsleri tekerlekli sınıflara dönüştürüyoruz.
13:41
that bring GED and high school education across turf lines.
251
821077
3905
Genel Yetenek Sınavı ve lise eğitimine yönelik dersler veriyoruz.
13:45
(Applause)
252
825006
1151
(Alkışlar)
13:46
We will serve thousands of more students with this.
253
826181
2893
Bununla binlerce öğrenciye ulaşacağız.
13:49
We're creating mobile spaces of refuge
254
829581
2211
Mobil sığınaklar yaratarak
13:51
for women released from jail in the middle of the night,
255
831816
2643
gecenin bir yarısı hapisten tahliye olan ve en kırılgan anında olan kadınlara
13:54
at their most vulnerable.
256
834483
1317
yaşam alanı sağlıyoruz.
13:56
Next summer, the village will launch, and it pops up every single week,
257
836246
3863
Gelecek yaz köy hayata geçiyor ve her hafta bir başka
14:00
expanding to more and more communities as it goes.
258
840133
3211
topluluğa giderek daha da genişliyor.
14:04
So look out for it.
259
844077
1278
Onu bekleyin.
14:05
(Applause)
260
845379
5008
(Alkışlar)
14:10
So what do we build instead of prisons?
261
850411
2766
O zaman hapishaneler yerine ne inşa edelim?
14:13
We've looked at three things:
262
853807
1532
Üç şeye baktık:
14:15
peacemaking centers,
263
855363
1420
barış merkezleri,
14:16
centers for restorative justice and restorative economics
264
856807
3405
düzeltici adalet ve ekonomi merkezleri
14:20
and pop-up villages.
265
860236
1333
ve hareketli köyler.
14:23
But I'm telling you, I have a list a mile long.
266
863038
3396
Ama size söylüyorum, elimde bir mil uzunluğunda bir liste var.
14:27
This is customized housing for youth transitioning out of foster care.
267
867403
3587
Koruyucu aileden sonra geçiş döneminde gençler için barındırma projesi,
14:31
These are reentry centers for women to reunite with their children.
268
871014
3277
kadınların ayrıldıkları çocukları ile bir araya gelecekleri birleşme merkezleri,
14:34
These are spaces for survivors of violence.
269
874315
2934
şiddet mağdurları için alanlar,
14:37
These are spaces that address the root causes
270
877807
3127
çoğu mahkumiyetlerin kökündeki nedenlerini
14:40
of mass incarceration.
271
880958
1611
hedefleyen alanlar.
14:42
And not a single one of them is a jail or a prison.
272
882593
3904
Tek bir tanesi bile nezarethane veya hapishane değil.
14:48
Activist, philosopher, writer Cornel West says
273
888300
4222
Aktivist, filozof ve yazar Cornel West diyor ki;
14:53
that "Justice is what love looks like in public."
274
893363
2571
"Adalet, toplumda sevginin nasıl göründüğüdür".
14:56
So with this in mind, I ask you one more time
275
896871
4420
Bunu aklınızda tutarak sizleri
15:01
to imagine a world without prisons,
276
901315
2698
hapishanelerin olmadığı bir dünya hayal etmeye
15:05
and join me in creating all the things that we could build instead.
277
905038
3674
ve yerine inşa edebileceğimiz şeyleri birlikte oluşturmaya davet ediyorum
15:09
Thank you.
278
909545
1151
Teşekkür ederim.
15:10
(Applause)
279
910720
6893
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7