David Rockwell: Building the Ground Zero viewing platform

David Rockwell Sıfır Noktası'nda yeni inşaata başlıyor

Çeviri: cihad turhan Gözden geçirme: Sancak Gülgen

Kurt Andersen: Like many architects, David is a hog for the limelight

Kurt Andersen: Çoğu mimar gibi David de ilgiyi üzerinde toplamak istiyor

but is sufficiently reticent -- or at least pretends to be --

ama kendisi az konuşur -- ya da en azından öyleymiş gibi davranıyor --

that he asked me to question him rather than speaking.

o yuzden de konuşmak yerine benim sorular sormamı istedi.

In fact what we're going to talk about,

Aslında, hakkında konuşacağımız konuyu,

I think, is in fact a subject that is probably better served

sanırım, bir hitabetten ziyade

by a conversation than an address.

daha uygun olacaktır.

And I guess we have a bit of news clip to precede.

Ve sanırım söyleşinin ilerleyen zamanında bazı haber kesitleri izleyeceğiz.

Dan Rather: Since the September 11th attack on the World Trade Center,

Dan Rather: Dünya Ticaret Merkezine 11 Eylül'de yapılan saldırıdan beri

many people have flocked to downtown New York to see

birçok insan New York şehir merkezine 6.5 hektarlık mezarlığı görmeye

and pay respects at what amounts to the 16-acre burial ground.

ve hürmetlerini göstermek için akın ettiler.

Now, as CBS's Jim Axelrod reports, they're putting the finishing touches

Şimdi, CBS'ten Jim Axelrod'un bildirdiğine göre, insanların gelip

on a new way for people to visit and view the scene.

manzarayı izleyebilecekleri yeni bir yerin son rötuşları yapılıyor.

Jim Axelrod: Forget the Empire State Building or the Statue of Liberty.

Jim Axelrod: Empire State binasını ya da Özgürlük Anıtı'nı unutun --

There's a new place in New York

New York'ta yeni bir yer doğuyor.

where the crowds are thickest -- Ground Zero.

Bu kalabalığın en fazla olduğu yer -- Sıfır Noktası.

Tourist: I've taken my step-daughter here from Indianapolis.

Turist: Üvey kızımı Indianapolis'ten alıp buraya getirdim.

This was -- out of all the tourist sites in New York City --

Bu -- New York şehrinin turistlik yerlerinin haricinde bir yerdi --

this was her number-one pick.

Bu onun en favori seçimiydi.

JA: Thousands now line up on lower Broadway.

Jim Axelrod: Binlerce kişi şimdi Aşağı Broadway'de kuyruk oluşturdu.

Tourist: I've been wanting to come down here since this happened.

Turist: Bu olay olduğundan beri buraya gelmek istiyordum.

JA: Even on the coldest winter days.

J.A: Hatta en soğuk kış günlerinde bile.

To honor and remember.

Onurlandırmak ve hatırlamak için.

Tourist: It's reality, it's us. It happened here.

Bu gerçeklik, bu biziz. Tam burada oldu.

This is ours.

Bu bizden bir parça.

JA: So many, in fact, that seeing has become

J.A: Çok fazla kişi, gerçekten de görülüyor ki

a bit of a problem.

biraz problem oldu.

Tourist: I think that people are very frustrated

Turist: Ama bence herkesin sinirleri gerildi

that they're not able to get closer to see what's going on.

çünkü ne olduğunu görmek için daha da yakınlaşamıyorlar.

JA: But that is about to change.

JA: Ama bu değişmek üzere.

In record time,

Rekor bir zamanda,

a team of architects and construction workers

bir mimar takımı ve inşaat işçileri

designed and built a viewing platform to ease the frustration

bu sorunu çözmek için yeni bir izleme platformu tasarladı ve inşa etti

and bring people closer.

ve insanları birbirine yaklaştırdı.

Man: They'll get an incredible panorama

Çalışan: Muhteşem bir görüş açısına sahip olacaklar

and understand, I think more completely,

ve bence bu yıkım yerinin

the sheer totality of the destruction of the place.

tüm bütünlüğünü anlıyacaklar.

JA: If you think about it, Ground Zero is unlike

JA: Eğer düşünürseniz, Sıfır Noktası Amerika'daki

most any other tourist site in America.

hiçbir turistik yerlere benzemez.

Unlike the Grand Canyon or the Washington Monument,

Büyük Kanyon'dan veya Washington Anıtı'ndan aksine

people come here to see what's no longer there.

insanlar buraya artık burda olmayan birşeyi görmeye geliyor.

David Rockwell: The first experience people will have here

David Rockwell: İnsanların buraya geldiklerinde ilk farkına varacakları şey

when they see this is not as a construction site

gördükleri şey bir inşaat sitesi değil de

but as this incredibly moving burial ground.

muazzam büyüklükte hareket eden mezarlık olacaktır.

JA: The walls are bare by design, so people can fill them

JA: Duvarlar boş bırakıldı, böylece insanlar onları

with their own memorials the way they already have

tüm çevre boyunca kendi anılarını

along the current perimeter.

ile doldurabilecekler.

Tourist: From our hearts, it affected us just as much.

Turist: Bu olay bizi derinden etkiledi.

JA: The ramps are made of simple material --

JA: Ramplar basit bir maddeden yapıldı --

the kind of plywood you see at construction sites --

şantiyede rastlayabileceğiniz bir çeşit kontraplak --

which is really the whole point.

geçekten bütün önemi de bu.

In the face of America's worst destruction

Amerika'nın en büyük yıkımına karşın

people are building again.

insanlar tekrar inşa ediyor.

Jim Axelrod, CBS News, New York.

Jim Axelrod, CBS Haber, New York.

KA: This is not an obvious subject to be in the sensuality segment,

KA: Bu duygusallık içeren belli bir konu değil

but certainly David you are known as -- I know, a phrase you hate --

ama kesinlkle sen -- biliyorum, bu tabiri sevmiyorsun --

an entertainment architect.

bir eğlence mimarısın David.

Your work is highly sensual, even hedonistic.

Oldukça zevk alarak ve hatta hedonik (hazcı) bir şekilde çalışıyorsun.

DR: I like that word.

DR: Bu kelimeyi sevdim.

KA: It's about pleasure -- casinos and hotels and restaurants.

KA: Tamam, bu tamamen zevk ile alakalı -- kumarhaneler, oteller ve restoranlar...

How did the shock that all of us -- and especially all of us in New York --

Peki nasıl hepimizi şaşırtabildin? -- özellikle de New York'lu bizleri--

felt on the 11th of September transmute

11 Eylül acısını nasıl kendi

into your desire to do this thing?

arzularına dönüştürebildin?

DR: Well the truth of the matter is, post-September 11th,

DR: Aslında tüm olay 11 Eylül sonrası

I felt myself in the role originally --

kendimi gerçekten bu rolde hissetmemdi --

first of all as someone who lives in Tribeca

herşeyden önce, Tribeca'da yaşayan biri gibi

and whose neighborhood was devastated,

ve yakın çevresi harap olmuş

and as someone who works less than a mile from there --

ve burdan bir mil uzakta çalışan biri gibi --

that I was in the role of forcing 100 people who work with me

100 insan benimle çalışmaya zorlayan bir rol içindeydim, çünkü

in my firm, to continue to have the same level of enthusiasm

amacım, şu anda var olan yeri yapabilmedeki

about creating the places we had been creating.

coşkuyu aynı seviyede tutabilmekti.

In fact we're finishing a book which is called "Pleasure,"

Esasında, "Hoşnutluk" (Pleasure) adlı ve boşlukta duyusal zevk hakkında

which is about sensual pleasure in spaces.

olan bir kitabı bitirmekteyiz

But I've got to tell you -- it became impossible to do that.

Ama size söylemem gerekir ki -- bunu yapabilmek imkansız oldu.

We were really paralyzed.

Gerçekten de donduk kaldık.

And I found myself the Friday after September 11th --

Kendimi 11 Eylül sonrası Cuma günü

two days afterwards --

-- iki gün sonrası --

literally unable to motivate anyone to do anything.

hiç kimseye hiçbirşey yaptıramayacak bir halde buldum.

We gave the office a few days off.

Ofisi iki gün kapalı bıraktık.

And in discussing this with other architects,

Ve diğer mimarlarla görüşmemiz zamanlarda,

we had seen people saying in the press

basında, insanların kuleleri tekrardan

that they should rebuild the towers as they were --

inşa edilmesi gerektiğini söylediklerini duyduk --

they should rebuild them 50 stories taller.

50 kat daha yüksek inşa edilmesi gerektiğini.

And I thought it was astonishing to speculate,

Ve düşündüm ki, daha taze bir yaranın üzerinde

as if this were a competition,

sanki bir yarış varmış gibi düşünmek

on something that was such a fresh wound.

hayret verici birşey.

And I had a series of discussions --

Bir dizi görüşmede bulundum --

first with Rick Scofidio and Liz Diller, who collaborated with us on this,

ilki bu konuda bizle iş birliğinde bulunan Rick Scofidio ve Liz Diller'di

and several other people --

ve birkaç kişi daha vardı --

and really felt like we had to find relevance in doing something.

ve biz bunla alakalı birşeyler yapmamız gerektiğini hissettik.

And that as people who create places, the ultimate way to help

Ve bu insanların yeni yerler meydana getirmesi, nihai yardım şeklimiz

wasn't to pontificate or to make up scenarios,

ahkam kesme veya senaryolar uydurma değildi

but to help right now.

yalnızca hemen yardım etmekti.

So we tried to come up with a way,

Bu yüzden bir grup olarak

as a group, to have a kind of design SWAT team.

bir çeşit SWAT takımı gibi bir forma geldik.

And that was the mission that we came up with.

Ve işte bu bizim üstesinden geleceğimiz bir görevdi.

KA: Were you conscious of suddenly --

KA: Aniden isteklerini karşılıyor olabileceğinin --

as a designer whose work is all about fulfilling wants --

bir tasarımcı olarak eylemlerin istediğini elde etme olduğu gibi --

suddenly fulfilling needs?

bilincinde miydin?

DR: Well what I was aware of was,

Aslında bakarsanız, ne olduğumun farkındaydım,

there was this overwhelming need to act now.

karşımızda başarılması zor bir iş vardı.

And we were asked to participate in a few projects before this.

Bundan önce birkaç projeye katılmam için teklifler geldi.

There was a school, PS 234, that had been evacuated down at Ground Zero.

PS 234 diye bir okul vardı, Sıfır Noktasının alt tarafındaydı ve tahliye edilmişti

They moved to an abandoned school.

Okulu bırakıp gittiler

We took about 20 or 30 architects and designers and artists,

20 - 30 kadar mimar ve sanatçıyı topladık

and over four days -- it was like this urban barn-raising --

ve dört günden fazla zamanda -- sanki şehirde ahır yapar gibi --

to renovate it, and everyone wanted to help.

onu yenilemek için herkes yardımcı olmak istedi.

It was just extraordinary.

Bu gerçekten sıradışıydı.

Tom Otterness contributed, Maira Kalman contributed

Tom Otterness, Maria Kalman katkıda bulundu

and it became this cathartic experience for us.

ve bu, bizim için psikoterapik bir deneyim oldu.

KA: And that was done, effectively,

KA: Ve bu yapıldı, verimli şekilde, üç haftada --

by October 8 or something?

sekiz Kasım veya yakın bir zamanda mı?

DR: Yeah.

DR: Evet.

KA: Obviously, what you faced in trying to do something

KA: Anlaşılıyor ki, bu kadar önemli

as substantial as this project -- and this is only one of four

bir projeyi yapmak için -- ki sadece dördünüzden biri,

that you've designed to surround the site --

sen tüm siteyi tasarladın --

you must have run up against the incredibly byzantine,

sizler oldukça karışık birşeye karşı hamle yaptınız,

entrenched bureaucracy and powers that be

peki kökleşmiş bürokrasiyi ve güçleri barındıran New York politikasında

in New York real estate and New York politics.

ve mülkiyetinde nelerle karşılaştınız?

DR: Well, it's a funny thing.

DR: Bu komik bir olaydı.

We finished PS 234, and had dinner with a small group.

PS 234'ü bitirdik ve küçük bir grup olarak akşam yemeğine gittik.

I was actually asked to be a committee chair on an AIA committee to rebuild.

Aslında bana tekrar inşa etmem için AIA birliğinin başkanı olmam teklif edildi.

And I sat in on several meetings.

Birkaç toplantıya katıldım.

And there were the most circuitous grand plans

Orda uzun dönem altyapıyı ve şehrin tekrardan inşasını

that had to do with long-term infrastructure and rebuilding the entire city.

gerektiren en karmaşık büyük planlar vardı.

And the fact is that there were immediate wounds and needs that needed to be filled,

Ve gerçek şu ki, taze yaralarımız vardı ve onları kapatmamız gerkiyordu

and there was talk about inclusion and wanting it to be an inclusive process.

ve bir konuşma vardı, bu işe dahil olma ve bu süreci isteme ile ilgili.

And it wasn't an inclusive group.

Ve bu geniş kapsamlı bir grup değildi.

So we said, what is --

Bu yüzden, biz de dedik ki, ne --

KA: It was not an inclusive group?

KA: Bu geniş kapsamlı olmayan bir grup muydu?

DR: It was not an inclusive group.

DR: Çok içerikli bir grup değildi.

It was predominantly a white, rich, corporate group

Çoğunlukla beyaz, zengin, tüzel bir gruptu

that was not representative of the city.

şehri uygun temsil etmiyordu.

KA: Shocking.

KA: Şaşırtıcı!

DR: Yeah, surprising.

DR: Evet, şaşırtıcı.

So Rick and Liz and Kevin and I came up with the idea.

Böylece, Rick, Liz ve Kevin be ben ortak bir fikirde buluştuk.

The city actually approached us.

Esasında şehir bize yaklaştı.

We first approached the city about Pier 94.

Öncelikle şehirdeki girişimimiz İskele 94 ile oldu.

We saw how PS 234 worked.

PS 234'te bunun nasıl çalıştığını gördük.

The families -- the victims of the families --

Aileler -- ailenin kurbanları --

were going to this pier that was incredibly dehumanizing.

robot gibi bu iskeleye gidip geliyorlardı.

KA: On the Hudson River?

KA: Hudson Nehri üzerinde olan mı?

DR: Yeah. And the city actually -- through Tim Zagat initially,

DR: Evet. Ve şehir gerçekten -- önce Tim Zagat,

and then through Christyne Nicholas, then we got to Giuliani --

sonra Christyne Nicholas ve de Giuliani vasıtasıyla --

said, "You know we don't want to do anything with Pier 94 right now,

dedi ki, şimdilik İskele 94'e birşey yapmayı istemiyoruz,

but we have an observation platform for the families down at Ground Zero

ama aileler için Sıfır Noktasının aşağısında bir izleme platformu var

that we'd like to be a more dignified experience for the families,

bu aileler için daha da değerli bir deneyim olacaktır

and a way to protect it from the weather."

ve onları kötü hava koşullarından koruyacaktır.

So I went down there with Rick and Liz and Kevin,

Bu yüzden, oraya Rick, Liz ve Kevin'in yanına gittim

and I've got to say, it was the most moving experience of my life.

ve söylemem gerekir ki, hayatımın en hareketli deneyimi idi.

It was devastating to see the simple plywood platform with a rail around it,

Raylı basit bir kontraplağı görmek etkileyiciydi

where the families of the victims had left notes to them.

orda mağdur olanların aileleri notlar bırakıyordu.

And there was no mediation between us and the experience.

Biz ve deneyimimiz arasında hiç derin bir düşünce yoktu.

There was no filter.

Hiçbir filtre yoktu.

And I remembered on September 11th, on 14th Street,

Ve 11 Eylülde 14. caddeyi hatırladım

the roof of our building -- we can see the World Trade Towers prominently --

binanın çatısını -- ki biz ordan rahatça Dünya Ticaret Kulelerini görürdük --

and I saw the first building collapse from a conference room

ve konferans odasından binanın yıkılışını gördüm

on the eighth floor on a TV that we had set up.

sekizince kata kurduğumuz televizyonda.

And then everyone was up on the roof, so I ran up there.

Herkes çatıya çıkmıştı, hemen ben de çıktım.

And it was amazing how much harder it was

Gerçek televizyonda görünen şeyin ne kadar gerçek olduğuna

to believe in real life than it was on TV.

zorla inanmak hayret vericiydi.

There was something about the comfort of the filter

Bu filtrenin rahatlığı ile ilgili birşey vardı

and how much information was between us and the experience.

ve, sen de bizler ile tecrübe arasında ne kadar bilgi saklıdır bilirsin.

So seeing this in a very simple,

Bu yüzden bunu çok basit,

dignified way was a very powerful experience.

şerefli bir şekilde anlamak güçlü bir tecrübedir.

So we went back to the city and said

Bundan dolayı, şehre geri gidip dedik ki,

we're not particularly interested in the upgrade of this as a VIP platform,

bizler bunu hususi olarak seçkin insanlar için bir platform tasarlama

but we've spent some time down there.

düşüncesinde değiliz ama burda bunun için belli bir zaman harcadık.

At the same time the city had this need.

Ve aynı zamanda bu şehrin de buna ihtiyacı vardı.

They were looking for a solution

Burdan başka gidecek yeri olmayan

to deal with 30 or 40 thousand people a day

günlük 30 veya 40 bin kişi bu probleme

who were going down there, that had nowhere to go.

çözüm bulmak için uğraşıyorlardı.

And there was no way to deal with the traffic around the site.

Ve trafiğe çözüm bulmamız için hiçbir yolumuz yoktu.

So dealing with it is just an immediate master plan.

Bu yüzden bu probleme hemen çözüm bulmak ana planımızdı.

There was a way -- there had to be a way --

Bir yöntem vardı -- bir yol olmak zorundaydı --

to get people to move around the site.

böylece insanları siteden uzaklaşırabilmemiz gerek.

KA: But then you've got to figure out a way --

KA: Ama sonra buna bir yol bulmak zorundaydınız --

we will skip over the insanely tedious process of getting permits

izin almamızı gerektiren tüm yorucu işleri ve insanlarla uğraşmamız

and getting everybody on board -- but simply funding this thing.

gereken işleri de atlatacağız -- sadece mali kaynak sağlayacağız.

It looks like a fairly simple thing,

Bu, siz de bilirsiniz, oldukça adil bir şeydir.

but this was a half a million dollar project?

Ama bu yarım milyon dolarlık bir proje değil mi?

DR: Well, we knew that if it wasn't privately funded,

DR: Aslında, farkındaydık ki eğer kişisel olarak fon sağlanmasaydı

it wasn't going to happen.

asla başaramayacaktık.

And we also, frankly, knew that if it didn't happen

Ve açıkça söylemek gerek ki, Giuliani yönetimi sonuna kadar

by the end of the Giuliani administration,

başaramamış olsaydık

then everyone who we were dealing with at the DOT

ulaşım birimi ile ilgilenen herkes

and the Police Department and all of the --

ve polislerin hepsi --

we were meeting with 20 or 30 people with the city at a time,

bir kerede toplam 20 - 30 kişi ile görüşüyorduk.

and it was set up by the Office of Emergency Management.

Ve bunlar Acil Durum Yönetim Bürosu tarafından ayarlanıyordu.

This incredible act on their part, because they really wanted this,

Bizi gerçekten istediklerinden onların bize olan inanılmaz katkısı

and they sensed that this needed to happen.

ve bu ihtiyacı hissetmeleri sayesinde gerçekleştirdik.

KA: And there was therefore this ticking clock,

KA: Bu yüzden mi zamanla yarışıyordunuz?

because Giuliani was obviously out three months after that.

Çünkü Giuliani bundan üç ay sonra mı kaybetmişti?

DR: Yeah. So the first thing we had to do was find a way to get this --

DR: Evet. İlk yapmamız gereken bu işi bitirmekmek için bir yol bulmaktı

we had to work with the families of the victims,

şehrin her yerinden kazazedelerin aileleri ile çalışmamız gerekti

through the city, to make sure that they knew this was happening.

böylece bu işi yapabilceğimizden emin olurduk.

Because this didn't want to be a surprise.

Çünkü bu bir sürpriz değildi.

And we also had to be as under the radar screen as we could be in New York,

New York'ta çalıştığımız için de işimizi sessiz sedasız yapmalıydık

because the key was not raising a lot of objection

çünkü anahtar nokta şikayetleri düşük tutmaktı

and sort of working as quietly as possible.

ve yaptığımız işi sessizce bitirmekti.

We came up with the idea of setting up a foundation,

Bu yüzden bir kuruluş kurmaya karar verdik

mainly because when we found a contractor who would build this,

çünkü bir müteahite bu inşaatı yapmasını isteseydik

he would not agree to do this, even if we would pay him the money.

parasını ödesek bile bazı konularda fikir ayrılığına düşecektik.

There needed to be a foundation in place.

Tabi bu kuruluş için bir yere ihtiyacımız vardı.

So we came up with a foundation, and actually what happened was

Sonunda bir kuruluşumuz oldu, ve aslında olan şey

one major developer in New York --

New York'ta büyük bir şehir planlamasıydı.

KA: Who shall remain nameless, I guess?

KA: Sanırım, bu kişinin ismi gizli mi tutuldu?

DR: Yeah. His initials are JS, and he owns Rockefeller Center,

DR: Evet. Kısaltması JS olan bu kişi Rockefeller Merkezi'nin sahibi

if that helps anyone -- volunteered to help.

birine yararı olacaksa -- bize yardımda gönüllü oldu.

And we met with him.

Ben de bu kişiyle tanıştım.

The prices from the contractors were between five to 700,000 dollars.

Mütahitlerden gelen para 5 bin ila 7 bin dolar arasındaydı.

And Atlantic-Heydt, who's the largest scaffolding contractor in the country,

Bir ülkenin en büyük inşaat iskelesine sahip olan şirket, Atlantic-Heydt

volunteered to do it at cost.

ne pahasına olursa olsun yardımcı oldu.

So this developer said, "You know what, we'll underwrite the entire expense."

Bu müteahhit bize dedi ki "Biliyor musun, bizler tüm masrafları sigortalıyoruz"

And we said, "That's incredible!"

Biz de "Bu inanlımaz" dedik.

And I think this was the 21st,

Sanırım o zaman ayın 21'iydi

and we knew this had to be built and up by the 28th.

ve 28'ine kadar bitirmemiz gerektiğini biliyorduk.

And we had to start construction the next day.

Ertesi gün inşaata başlamamız gerekiyordu.

We had a meeting that evening with his contractor of choice,

O akşam müteahhit seçimi ile bir bir görüşme yaptık,

and the contractor showed up with the drawings of the platform

ve müteahhit bize platformun bizim çizdiğimizin

about half the size that we had drawn it.

yaklaşık yarısı kadarlık bir plan gösterdi.

KA: Sort of like the Spinal Tap scene where you get

KA: Bana göre bu Spinal Tap grubunun

the tiny little Stonehenge, I guess?

Stonehenge sahnesini hatırlattı, öyle değil mi?

(Laughter)

(Kahkahalar)

DR: In fact, it was as if this was going to be window-washing scaffolding.

DR: Gerçekte, bu sanki pencere temizlede kullanılan iskele gibi birşeydi.

There was no sense of the fact that this is next to Saint Paul --

Bu yerin gerçek olduğuna dair bir hissimiz yoktu -- Saint Paul bitişiğinde --

that this is really a place that needs to be kind of dignified,

orası gerçekten değerli düşünülmesi ve

and a place to reflect and remember.

hatırlanması gereken bir yer.

And I've got to say that we spent a lot of time

Ve söylemem gerekir ki montaj sırasında

in putting this together, watching the crowds that gathered at Saint Paul --

Saint Paul'un hemen sağında kalabalık izlerken montaj yapmak

which is just to the right -- and moving around the site.

ve sitede gidip gelmek çok zaman aldı

And I live down there, so we spent a lot of time looking at the need.

Orada bulunduğumda, lazım olandan çok daha fazla zaman geçirdik.

And I think people were amazed at two things --

Bence insanlar iki şeyden etkilendi --

I think they were amazed at the destruction,

Tahminimce harabeye hayran kaldılar,

but I think there was a sense of disbelief

ama çok şaşırtıcı bulduğum şey

about the heroics of New Yorkers that I found very moving.

New York'luların kahramanlara inanmamalarıydı.

Just the sort of everyday heroics of New Yorkers.

Sıradan New York sakinlerinin kahramanca eylemlere.

So we were in this meeting and the contractor literally said,

Bu konuşma esnasında, müteahit tam olarak şöyle dedi,

"I'm going to lock the door, because this developer

"Şimdi kapıyı kitliyeceğim çünkü karşınızdaki müteahit

will not agree to have you leave till you've signed off on this."

siz bu sözleşmeyi imzalayana kadar sizinle aynı fikirde olmayacak."

And we said, "Well, this is half the size,

Biz de dedik ki, "İyi de, bu daha planın yarısı,

it doesn't have any of the design features

hep beraber kararlaştırdığımız çoğu tasarımı

that have been agreed upon by everyone -- everyone in the city.

içermiyor bile -- bunu şehirdeki herkesle kararlaştırdık.

We'd have to go back to the beginning to do this."

En başa dönüp de ordan başlamamız gerekecek."

And I convinced him that we should leave the room

Ve sonunda odadan ayrılıken, onu tasarladığım planı

with the agreement to build it as designed.

uygulatmak için ikna etmiş olarak ayrıldım.

The next day I got an email from the developer

Bir sonraki gün ondan bir e-posta aldım.

saying that he was withdrawing all funding.

Tüm fonu geri çekeceğini söylüyordu.

So we didn't know what to do,

Ne yapacağımız bilemedik,

but we decided to cast a very wide net.

ama büyük geniş bir ağ attık.

We emailed out letters to as many people as we could --

Ulaşabildiğimiz herkese mektup gönderdik

several people in the audience here -- who were very helpful.

-- hatta bazıları şu an burda -- bize çok yardımları dokundu.

KA: There was no thought of abandoning ship at that point?

KA: Peki o zaman hiç havlu atmayı düşünmedin mi?

DR: No. In fact I told the contractor to go ahead.

DR: Hayır. Hatta müteahite devam etmesini söyledim.

He had already ordered materials based on my go-ahead.

Zaten o çoktan malzemelerin siparişini vermişti bile.

We knew that one way or another this was going to happen.

Öyle ya da böyle, bu olacak birşeydi.

And we just felt it had to happen.

Yani biz bunun olması gerektiğini hissetmiştik.

KA: You were funding it yourself and with contributions and this foundation.

KA: Kendi kendine, ardından da yardımlar ve bu kuruluş ile fon buluyorsun.

Richard, I think very correctly,

Bence en doğru olanı, Richard'ın

made the point at the beginning --

başlangıç noktasında, henüz

before all the chair designers came out --

sandalye tasarımcıları seçilmeden önce

about the history of chair designers imposing aesthetic solutions

boyle genel, sıradan, evrensel bir oturma problemi

on this kind of universal, banal, common problem of sitting.

hakkında bir çözüm ortaya sunmasıydı.

It seems to me with this,

Bunla birlikte bana sanki bunun tam tersi

that it was the opposite of that.

bir durum söz konusuymuş gibi geldi.

This was an unprecedented, singular design problem.

Çünkü bu eşi görülmemiş tekil bir tasarım sorunuydu.

DR: Well here's the issue:

DR: Evet, konu şu.

we knew that this was not in the sense of --

Bu konu ile ilgili biz de biliyorduk ki

we think about the site, and think about the need for a memorial.

sitenin bir anıt olarak bilinmemesi gerektiyordu.

It was important that this not be categorized as a memorial.

Bunun bir anıt olarak bilinmemesi önemli bir olaydı.

That this was a place for people to reflect, to remember --

Burası insanların gelip düşüneceği, olanları hatırlayacağı

a kind of quiet place.

bir bakıma huzur yeri olmasını isteniyordu.

So it led us to using design solutions

Bu da bizi yeni bir tasarım yapmaya yönlendirdi.

that created as few filters between the viewer --

Tasarım, bahsettiğimiz platformdaki izleyici kitlesi ile

as we said about the families' platform -- and the experience as possible.

yaşanan olaylar arasında bir olabildiğince küçük bir engel olmamalı.

It's all incredibly humble material.

Olabildiğince mütevazi bir şey.

It's scaffolding and plywood.

Bir inşaat iskelesi bir de kontraplak.

And it allows -- by sort of the procession of the movement,

Böylece Saint Paul'un aşağısından yukarısına kadar

up by Saint Paul's and down the other side --

gidebilecek bir mekanizmada.

it gives you about 300 feet to go up 13 feet from the ground

Bu da yerden 4 metre yükeslebilmesi için 91 metre mesafe yapıyor

to where you get the 360 degree view.

böylece 360 derecelik bir görüşünüz oluyor.

But the design was driven by a need to be quick, cheap, safe, respectful, flexible.

Ama tasarım hızlı, ucuz, güvenilir, farklı, esnek olma özelliklerini taşımalı.

One of the other things is this is designed to be moveable.

Diğer bir ihtiyaç da hareket edebilen bir sistem olması.

Because when we looked at the four platforms around the site,

Çünkü, diğer 4 platforma baktığımızda

one of which is an upgrade of the families' platform,

ki bunlardan birisi aileler için olan platformun geliştirilmiş hali

we knew that these had to be moveable

bunların hareket etmesi gerektiğini biliyorduk

to respond to changing conditions,

bu sayede değişen şartlara

and the changing definition of what Ground Zero is.

ve değişen "Sıfır Noktası" tanımına uyum sağlayabilecektir.

KA: Your work -- I mean, we've talked about this before --

KA: Senin işin -- yani, bunu daha önce de konuştuk --

a lot of your work, I think, is informed by your belief in, or your focus on

bence işlerinin pek çoğunda inandığın, odaklandığın şey

the temporariness of all things and the evanescence of things,

herşeyin gelip geçici olması ve ilerde yok olması.

and a kind of "Eat, drink, and be merry, for tomorrow we die,"

Bir bakıma "Ye, iç, eğlen, bugün varsın yarın yoksun"

sort of sense of existence.

tarzında bir varlık hissi bu.

This is clearly not a work for the ages.

Tabi ki asırlardır bu böyle yürümüyor.

You know, a couple of years this thing isn't going to be here.

Sen de bilirsin, birkaç yıl sonra bu şey orda olmayacak.

Did that require, as an architect,

Bir mimar olarak, bu sana ne yaptığına

a new way of thinking about what you were doing?

dair yeni bir bakış açısı kazandırıyor mu?

To think of it as this purely temporary installation?

Yani bu şeyin geçici bir yapı olduğu fikri.

DR: No, I don't think so.

DR: Hayır, pek sanmıyorum.

I think this is, obviously, substantially different

Görünüşe göre, bence bu şey doğası gereği

from anything we'd ever thought about doing before, just by the nature of it.

önceden düşündüğümüz herşeyden çok farklı düşünce.

Where it overlaps with thoughts about our work in general is,

Bizim fikirlerimizle en büyük ölçüde örtüşen şey

number one -- the notion of collaboration as a sort of way to get things done.

işlerimizi bitirebilmemiz için işbirliği içinde olmamız gerektiği bilincidir.

And Kevin Kennon, Rick Scofidio, Liz Diller

Kevin Kennon, Rick Scofidio, Liz Diller

and all the people within the city --

ve şehirdeki diğer insanlar --

Norman Lear, who I spoke to four hours before our deadline for funding,

maddi yardım için dört saat görüştüğüm Norman Lear,

offered to give us a bridge loan to help us get through it.

bu işi başarabilmek için bize köprü olmuş kişlerdir.

So the notion of collaboration --

Bu yüzden de birliktelik fikri --

I think this reinforces how important that is.

bence bunun ne denli önemli olduğunu pekiştiriyor.

And in terms of the temporary nature of it,

Yaptığımızın geçici olması özelliğinden dolayı,

our goal was not to create something

amacımız ortaya koyduğumuz yapının

that would be there longer than it needed to be.

gerektiğinden fazla ayakta tutmak değildir.

I think what we were most interested in was promoting a kind of dialogue

Bence, en çok ilgilendiğimiz şey, bizi şehirde olan şeyler hakkında

that we felt may not have been happening enough in this city,

sanki hiçbirşey olmamış gibi hissetme

about what's really happening there.

düşüncesine sevkediyor.

And a day or two before it opened was Giuliani's farewell address,

Bir iki gün önce Giuliani'nin veda mekanında

where he proposed the idea of all of Ground Zero being a memorial.

kendisi bize Sıfır Noktasının bir anıt olması teklifinde bulundu,

Which was very controversial, but it resonated with a lot of people.

ki bu tartışmaya yol açtı ama birçok kişi bunu tepkiyle karşıladı.

And I think regardless of what the position is about how

Bence bu kutsal yerin bulunduğu yer neresi olursa olsun,

this sacred piece of land is to be used,

nasıl kullanılırsa kullanılsın

having it come out of actually seeing it in a real encounter,

bunun bir rastlantı olduğu anlayışının ortaya çıkması

I think makes it a more powerful dialogue.

daha güçlü bir diyaloğa olanak sağladı diye düşünüyorum.

And that's what we were interested in.

Zaten bizim ilgilendiğimiz yer de burası.

So that, very much, is in the realm of things

Bu da bizim daha önceden ilgilendiğimiz

I've been interested in before.

nesnelerin bulunduğu bir kırallık hükmünde.

KA: It seems to me, among other things, a lovely piece of civic infrastructure.

KA: Bana öyle göründü ki, diğerlerinden farklı olarak bu yer sivil bir altyapı.

It enables that conversation to get serious.

Bu da yapılan görüşmelere ciddilik katıyor.

And six months after the fact --

Olaydan altı ay sonra --

and only a few months away from the site being cleaned --

site temizlendikten sadece birkaç ay sonra --

we are very quickly, now, getting to the point

siteye nelerin gitmesi gitmesi gerektiği

where those conversations about what should go there are getting serious.

hakkındaki konuşmalar şu an gittikçe ciddileşmeye başlıyor.

Do you have -- having been as physically involved in the site

Proje esnasında, sitede fiziksel olarak bulunduğun zamanda

as you have been doing this project -- have any ideas about

ne yapılmalı ya da ne yapılmamalı hakkında

what should or shouldn't be done?

herhangi bir fikrin var mıydı?

DR: Well, I think one thing that shouldn't be done is evaluate --

DR: Aslında, yapılmaması gereken bir şey hakkında düşündüm.

I think right now the discussion is a very closed discussion on the master plan.

Sanırım şu an bu konuşma ana plana dair görüşmemize çok yaklaştı.

The Protetch Gallery recently had a show on ideas for buildings,

Protetch Galerisi yakın zamanda binalar hakkında fikirler sundu,

which had some sort of inventive ideas of buildings.

ki bunlar bina hakkında bazı özgün fikirlerdi.

KA: But it had some really terrible ideas.

KA: Ama bazı berbat fikirleri de var.

DR: And it also felt a little bit like a kind of competition of ideas,

DR: Evet, bazıları fikir yarışı izlenimi uyandırıyordu.

where I think the focus of ideas should be on master planning and uses.

Bence fikirlerin odağı ana plan üzerinde ve uygulamaları üzerinde olmalı.

And I think there should be a broader -- which there's starting to be --

Ve bence, konu nerden başlamak gerektiği üzerinde yoğunlaşmalı.

the dialogue is really opening up to,

Bu diyalog sitenin gerçekten

what does this site really want to be?

ne olması gerektiğine doğru yöneliyor.

And I truly believe until the issue of memorial is sorted out,

Ve gerçekten inanıyorum ki, bu anıt meselesi çözülene kadar

that it's going to be very hard to have an intelligent discussion.

aklı başında bir konuşma olması zor bir hal alacak.

There's a few discussions right now that I think are very positive,

Batı otobanının yoğunluğun azaltma ve yolu diğer tarafa bağlama

about depressing the West Side Highway and connecting this over,

gibi olumlu gördüğüm birkaç düşünce mevcut

so that there's one uninterrupted piece of land.

böylece bu yer ülkenin bağlantısı kopmayan yeri olacaktır.

KA: Well, I think that's interesting.

KA: Bence enteresan bir fikir.

And it gets to another issue that was probably inappropriate

Ve bu bizi altı ay önce konuşmanın uygun olmadığı

to discuss six months ago, but perhaps isn't now,

fakat şu an uygun olabilecek bir konuya getiriyor.

which is, not many of us love the World Trade Center as a piece of architecture,

Bu şehre katkılarından ve büyük bir plaza olmasından dolayı

as what it had done to this city and that huge plaza.

çoğumuz Dünya Ticaret Merkezini mimari bir yapı olarak sevdik.

Is this an opportunity, is the silver lining --

Şehrin geleneksel dokusunu

a silver lining, here -- to rebuild

acaba yeniden inşa etmek

some more traditional city grid, or not?

bir fırsat ya da bir ümit ışığı olabilir mi?

DR: I think there's a real opportunity to engage

DR: Bence niçin şehirlerde yaşadığımız tartışmasına

in a discussion of why we live in cities.

giriş yapmak bir fırsat olacaktır.

And why do we live in places where such dissimilar people

Birbirinden bu kadar farklı insanın aynı yerde

collide up against us each day?

birbirine karışıp yaşamasının nedeni nedir?

I don't think it has much to do with 50 or 60 or 70 or 80 thousand new office spaces,

50, 60, 70, 80 bin yeni ofis yerinin yerlerinin açılması -- sayısı her ne ise --

regardless of what the number is.

konuyla hiç bir alakası olduğunu sanmıyorum.

So yeah, I think there is a chance to re-look at how we think about cities.

Evet, bence şehirlere tekrardan göz atmak için bir fırsatımız olacak.

And in fact, there's a proposal on the table now for building number seven.

Ama gerçek şu ki, masada yedi numarali bina ile ilgili bir teklif var.

KA: Which was the building just north of the Towers?

KA: Kulelerin hemen kuzeyindeki bina mı?

DR: Right, which the towers fell into.

DR: Evet, kulelerin üzerine düştüğü bina.

And the reason that's been held up is essentially by community outrage

Hemen ortadan kaldırılmasının temel sebebi ise

that they're not re-opening the street

şehrin geri kalanının bağlamak için caddeleri

to connect that back to the rest of the city.

kullanıma sokamayan komütenin öfkesiydi.

I think a public dialogue -- I think, you know,

Bu yüzden de halka açık bir ortamda

I'd like to see an international competition,

uluslar arası bir yarışma ve yararlı fikirler için

and a call for ideas for uses.

bir tür görüşme görebilmeyi isterim.

KA: Whether it's arts, whether it's housing,

KA: Sanatla ilgili mi, konut konusunda mı

whether it's what amount of shopping?

yoksa alışveriş konusunda mı?

DR: Right. And we're looking for other things.

DR: Evet. Ve biz başka şeyler için de bakıyoruz

This small foundation we put together is looking for other ways to help.

Bizi bir arada tutan bu küçük organizasyon başka konularda da yardım bekliyor.

Including taking a small piece adjacent to the site

Bu konuya, sitenin yakınında evi bulunan bulunan

and inviting 10 architects who currently don't have a voice

ve şu an burda bulunmayan 10 mimarı davet edip

in New York to do artist housing.

ev sahipliği yapabilecek birisi de dahil.

And find other ways to encourage the discussion

Ve de bu konuşmayı yekparelikten

to be against sort of monolithic, single solutions,

tek çözümlü olmaktan kurtaracak

and more about a multiplicity of things.

ve çeşitlilik sağlayacak yollardan yardım edebilecek.

KA: Before we end, I know you have a piece of digital video

KA: Bitirmeden önce, platformun üzerindeki deneyimle

of the experience of being on this platform?

ilgili bir videon var, biliyorum.

DR: John Kamen -- who's here, actually -- put together

DR: Kendisi burda olan, John Kamen platformun çalışmasını

a two and a half minute piece that shows the platform in use.

gösteren iki buçuk dakikalık bir video düzenledi.

So I thought that would be good to end with.

Düşündüm ki bu güzel bir bitiş olur.

DR: We're looking from Fulton Street, west.

DR: Şu an batıya, Fulton Caddesine bakıyoruz.

One of the tricky issues we had with the Giuliani administration

Giuliani yönetimi ile birlikte unuttuğum zor konulardan biri de

was I had forgotten how anti-graffiti he was.

ne kadar graffiti karşıtı olduğuydu.

And essentially our structure was designed to be written on.

Ve temelde, bizim yapımız üzerine yazılsın diye tasarlandı.

KA: As you say, it's not a memorial.

KA: Söylediğin gibi, bu bir anıt deği.

But were you conscious of memorials? The Vietnam Memorial?

Ama anıtların bilincindesin değil mi? Mesela Vietnam Anıtı.

Those kinds of forms?

Bu tür formda olanların?

DR: We certainly did as much research as we could,

DR: Kesinlikle bu konuda çok çalışma yaptık,

and we were conscious of other memorials.

ve tabiki de diğer anıtların da bilincindeyim.

And also the complexity and length of time they really take to do.

Ve de onları yapmanın çok zaman tükettiğinin, karmaşık olduğunun.

It's 350 people on the committee for Oklahoma City,

Oklahoma şehri için komitede 350 kişi mevcut.

which is why we thought of this as a sort of ad-hoc, spontaneous solution

Bu yüzden de bunun bir defaya mahsus, anlık bir çözüm olduğunu

that expanded on Union Square

sendika meydanına kadar genişlediğini

and the places that were ad-hoc memorials in the city already.

ve şehirde zaten var olan özel amaçlara yönelik anıtları düşündük.

The scaffolding you can see built up over the street is de-mountable.

Görmüş olduğunuz cadde üzerindeki iskeleler kolayca çıkarılabilir.

What's interesting now is the nature of the site has totally changed,

Şimdi enteresan olan şey ise sitenin tüm doğasının değişmiş olması,

so that what you're aware of

bu yüzden de farkında olduğunuz şey

is not just the destruction of the buildings in Ground Zero,

sadece Sıfır Noktası'nın harabesi değil

but all of the buildings around it --

etrafı saran tüm binalar

and the scars on the building around it, which are enormous.

ve de etrafındaki binaların almış oldukları devasa yaralar.

This shows Saint Paul's on the left.

Solda Saint Paul's görünüyor.

KA: I just want to thank you on behalf of New Yorkers

KA: Burdan New York'lular adına bu şeyi

for making this happen and getting this done.

gerçekleştirdikleri için teşekkür etmek istiyorum.

But the kind of virtually instantaneous nature of its erection,

Ama inşaasının doğası itibariyle, varlığı

and its being there,

ve orda bulunması,

almost before you could believe

inançınızdan hemen önce

that a response of this magnitude could be accomplished,

bu büyüklükte bir karşılığa ulaşabilmesi

is part of its extraordinary --

bence onun olağanüstü --

I don't know if beauty is the word --

güzellik denir mi bilmem --

but presence.

ama mevcudiyetinin bir parçasıdır.

DR: It was an honor to do.

DR: Bunu başarmak bir onurdu.

And we were thrilled to be able to show it here.

Ve bunu burada sunarken büyük heyecan duyduk.