Paula Scher: Great design is serious (not solemn)

Paula Scher gets serious

203,453 views ・ 2009-01-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ramazan Şen Gözden geçirme: Berfin Nur Şahin
00:16
My work is play.
0
16160
2000
Benim işim oyun.
00:18
And I play when I design.
1
18160
2000
Ben tasarlarken oynarım.
00:20
I even looked it up in the dictionary, to make sure
2
20160
2000
Gerçekten yaptığım şeyden ve oyunun
00:22
that I actually do that,
3
22160
2000
tanımından emin olmak için
00:24
and the definition of play,
4
24160
2000
sözlüğe bile baktım.
00:26
number one, was engaging in a childlike
5
26160
2000
Birincisi, çocuksu bir aktivite
00:28
activity or endeavor,
6
28160
2000
veya uğraşta bulunmak.
00:30
and number two was gambling.
7
30160
3000
İkincisi ise kumar.
00:33
And I realize I do both
8
33160
2000
Tasarım yaparken,
00:35
when I'm designing.
9
35160
2000
her ikisini de yaptığımı fark ettim.
00:37
I'm both a kid and I'm gambling all the time.
10
37160
3000
Hem bir çocuğum, hem de kumar oynuyorum.
00:40
And I think that if you're not,
11
40160
2000
Eğer tasarımcıysanız
00:42
there's probably something inherently wrong
12
42160
2000
ve böyle olmadığınızı düşünüyorsanız,
00:44
with the structure or the situation you're in,
13
44160
2000
muhtemelen içinde bulunduğunuz
00:46
if you're a designer.
14
46160
2000
durumla ilgili bir sorun var.
00:48
But the serious part is what threw me,
15
48160
2000
Ancak, ciddi kısmı kafamı karıştırdı
00:50
and I couldn't quite get a handle
16
50160
4000
ve tam olarak anlayamadım,
00:54
on it until I remembered an essay.
17
54160
3000
ta ki okuduğum bir denemeyi hatırlayana kadar.
00:57
And it's an essay I read 30 years ago.
18
57160
3000
30 yıl önce okuduğum bir makale.
01:00
It was written by Russell Baker,
19
60160
2000
Eskiden New York Times'da "Observer"
01:02
who used to write an "Observer" column in the New York Times.
20
62160
3000
bölümünü yazan Russell Baker'in yazdığı bir makaleydi.
01:05
He's a wonderful humorist. And I'm going to read you
21
65160
2000
Muhteşem bir mizah yazarı.
01:07
this essay,
22
67160
2000
Şimdi size bu makaleyi okuyacağım
01:09
or an excerpt from it
23
69160
2000
ya da ondan bir alıntı,
01:11
because it really hit home for me.
24
71160
3000
çünkü gerçekten de beni can evimden vurdu.
01:14
Here is a letter of friendly advice.
25
74160
3000
Arkadaşça bir tavsiye yazısı.
01:17
Be serious, it says.
26
77160
2000
Diyor ki, ciddi ol.
01:19
What it means, of course, is, be solemn.
27
79160
2000
Anlamı, tabii ki de resmi ol.
01:22
Being solemn is easy.
28
82160
2000
Resmi olmak kolaydır.
01:24
Being serious is hard.
29
84160
3000
Ciddi olmak zordur.
01:27
Children almost always begin by being serious,
30
87160
2000
Çocuklar neredeyse her zaman ciddi olarak başlar,
01:29
which is what makes them so entertaining
31
89160
2000
yetişkinlerle kıyaslandığında onları
01:31
when compared with adults as a class.
32
91160
3000
bu kadar eğlenceli yapan da budur.
Yetişkinler genellikle resmidir.
01:34
Adults, on the whole, are solemn.
33
94160
2000
01:36
In politics, the rare candidate who is serious,
34
96160
3000
Siyasette, Adlai Stevenson gibi
01:39
like Adlai Stevenson,
35
99160
2000
nadir bulunan ciddi adaylar,
01:41
is easily overwhelmed by one who is solemn, like Eisenhower.
36
101160
3000
Eisenhower gibi resmi kişiler tarafından kolayca alt edilebilir.
01:44
That's because it is hard for most people
37
104160
2000
Çünkü, çoğu insan için
01:46
to recognize seriousness, which is rare,
38
106160
3000
nadir bulunan ciddiyeti kabul etmek zorken,
01:49
but more comfortable to endorse solemnity,
39
109160
2000
yaygın olan resmiyeti kabullenmek
01:51
which is commonplace.
40
111160
2000
kolaydır.
01:54
Jogging, which is commonplace,
41
114160
2000
Koşunun, sizin için iyi olduğu
01:56
and widely accepted as good for you, is solemn.
42
116160
3000
herkes tarafından kabul edilir, yani resmidir.
01:59
Poker is serious.
43
119160
2000
Poker ise ciddidir.
02:01
Washington, D.C. is solemn.
44
121160
3000
Washington resmidir.
02:04
New York is serious.
45
124160
2000
New York ciddidir.
02:06
Going to educational conferences to tell you anything
46
126160
2000
Gelecekle ilgili bir şeyler söylemek için
02:08
about the future is solemn.
47
128160
3000
eğitici konferanslara gelmek resmidir.
02:11
Taking a long walk by yourself,
48
131160
2000
Tek başına uzun bir yürüyüş yaparken,
02:13
during which you devise a foolproof scheme for robbing Tiffany's,
49
133160
3000
"Tiffany's"i soymak için kusursuz bir plan hazırlamak ise,
02:16
is serious.
50
136160
2000
ciddidir.
(Gülüşmeler)
02:18
(Laughter)
51
138160
1000
02:19
Now, when I apply Russell Baker's definition
52
139160
2000
Şimdi, Russell Baker'ın ciddilik tanımını
02:21
of solemnity or seriousness to design,
53
141160
2000
tasarıma uyguladığımda,
02:23
it doesn't necessarily make any particular point about quality.
54
143160
3000
kalite hakkında önemli bir şey göstermiyor.
02:26
Solemn design is often important and very effective design.
55
146160
3000
Resmi tasarım genellikle önemli ve etkili tasarımdır.
02:29
Solemn design is also socially correct,
56
149160
3000
Resmi tasarım ayrıca toplumca kabul görür
02:32
and is accepted by appropriate audiences.
57
152160
2000
ve uygun kitleler tarafından kabul edilir.
02:34
It's what right-thinking designers
58
154160
3000
Akılcı düşünen tasarımcılardır
02:37
and all the clients are striving for.
59
157160
2000
ve tüm müşterilerin istediği şeydir.
02:39
Serious design, serious play,
60
159160
2000
Ciddi tasarım, ciddi oyun ise
02:41
is something else.
61
161160
2000
ise başka bir şeydir.
02:43
For one thing, it often happens
62
163160
2000
Bir kere, genellikle
02:45
spontaneously, intuitively,
63
165160
3000
anlık, içgüdüsel
kazara ya da tesadüfidir.
02:48
accidentally or incidentally.
64
168160
2000
Bazen saflık, küstahlık veya bencillik,
02:50
It can be achieved out of innocence, or arrogance,
65
170160
2000
02:52
or out of selfishness, sometimes out of carelessness.
66
172160
3000
bazense dikkatsizlikten ortaya çıkabilir.
02:55
But mostly, it's achieved through all those kind of crazy
67
175160
4000
Ama çoğunlukla insan davranışının saçma
02:59
parts of human behavior that
68
179160
2000
veya hiç mantıklı olmayan
03:01
don't really make any sense.
69
181160
2000
bir parçasından ortaya çıkar.
03:03
Serious design is imperfect.
70
183160
2000
Ciddi tasarım kusurludur.
03:05
It's filled with the kind of craft laws that come from something being
71
185160
2000
Kendi türünün tek örneği olmasının
03:07
the first of its kind.
72
187160
2000
getirdiği kusurlarla doludur.
03:09
Serious design is also -- often -- quite unsuccessful
73
189160
3000
Ayrıca, resmi bakış açısından değerlendirildiğinde,
03:12
from the solemn point of view.
74
192160
2000
ciddi tasarım oldukça başarısızdır.
03:14
That's because the art of serious play
75
194160
2000
Çünkü ciddi oyun sanatı mükemmellik değil,
03:16
is about invention, change, rebellion -- not perfection.
76
196160
3000
icat, değişim ve yaratıcılıkla alakalıdır.
03:19
Perfection happens during solemn play.
77
199160
4000
Mükemmellik, resmi oyun sırasında olur.
03:23
Now, I always saw design careers
78
203160
2000
Ben tasarım kariyerlerini
03:25
like surreal staircases.
79
205160
3000
hayali merdivenler olarak gördüm.
03:28
If you look at the staircase, you'll see
80
208160
3000
Merdivene bakarsanız, göreceksiniz ki
03:31
that in your 20s the risers are very high
81
211160
3000
20'li yaşlarda basamaklar oldukça
03:34
and the steps are very short,
82
214160
3000
yüksek ve kısadır.
03:37
and you make huge discoveries.
83
217160
2000
Dolayısıyla birçok yeni şey keşfedersiniz.
03:39
You sort of leap up very quickly in your youth.
84
219160
3000
Yani gençken çok hızlı aşama kat edersiniz.
03:42
That's because you don't know anything and you have a lot to learn,
85
222160
2000
Hiçbir şey bilmiyorsunuz ve öğrenecek çok şeyiniz var,
03:44
and so that anything you do is a learning experience
86
224160
3000
bu yüzden yaptığınız her şey bir öğrenme deneyimdir
03:47
and you're just jumping right up there.
87
227160
2000
ve hemen oraya atlarsınız.
Yaşlandıkça basamaklar kısalır
03:49
As you get older, the risers get shallower
88
229160
2000
03:51
and the steps get wider,
89
231160
2000
ve adımlar genişler.
03:53
and you start moving along at a slower pace
90
233160
3000
Ve daha az keşif yaptığınız için
03:56
because you're making fewer discoveries.
91
236160
2000
daha yavaş tempoda ilerlersiniz.
03:58
And as you get older and more decrepit,
92
238160
2000
Daha da yaşlanıp yıprandığınızda,
04:00
you sort of inch along on this
93
240160
2000
oldukça sıkıcı ve uzun bu merdivende
04:02
sort of depressing, long staircase,
94
242160
2000
ağır aksak ilerlersiniz,
04:04
leading you into oblivion.
95
244160
2000
ve kayıtsız kalmaya başlarsınız.
04:06
(Laughter)
96
246160
2000
(Gülüşmeler)
04:08
I find it's actually getting really hard to be serious.
97
248160
4000
Ciddi olmanın gittikçe zorlaştığını düşünüyorum.
04:13
I'm hired to be solemn, but I find more and more
98
253160
3000
Resmi olmak için işe alındım ama fark ediyorum ki,
04:16
that I'm solemn when I don't have to be.
99
256160
2000
zorunda olmadığım zamanlarda bile resmiyim.
04:18
And in my 35 years of working experience,
100
258160
3000
35 yıllık çalışma deneyimimde,
04:21
I think I was really serious four times.
101
261160
3000
sanırım 4 kez gerçekten de ciddiydim.
04:24
And I'm going to show them to you now,
102
264160
2000
Şimdi size o anları göstermek istiyorum,
04:26
because they came out of very specific conditions.
103
266160
3000
çünkü çok özel anlarda ortaya çıktılar.
04:29
It's great to be a kid.
104
269160
2000
Çocuk olmak harikadır.
04:31
Now, when I was in my early 20s,
105
271160
3000
20'li yaşlarımdayken,
kayıt işinde çalıştım, CBS Records için albüm kapakları tasarlıyordum,
04:34
I worked in the record business, designing record covers for CBS Records,
106
274160
3000
harika bir işim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
04:37
and I had no idea what a great job I had.
107
277160
2000
04:39
I thought everybody had a job like that.
108
279160
3000
Herkesin böyle bir işi var zannediyordum.
04:42
And what --
109
282160
2000
Ve --
04:44
the way I looked at design and the way I looked at the world was,
110
284160
3000
Tasarıma ve dünyaya bakış açım sadece
04:47
what was going on around me
111
287160
2000
etrafımda dönen şeylerden ibaretti
04:49
and the things that came at the time I walked into design
112
289160
2000
ve tasarım piyasasında gördüğüm her şey
04:51
were the enemy.
113
291160
2000
benim için bir düşmandı.
04:53
I really, really, really hated
114
293160
2000
Gerçekten ve gerçekten de Helvetica
04:55
the typeface Helvetica.
115
295160
2000
yazı tipinden nefret ediyordum.
04:57
I thought the typeface Helvetica
116
297160
3000
Bana göre Helvetica,
05:00
was the cleanest, most boring, most fascistic,
117
300160
3000
en temiz, en sıkıcı, en faşist,
05:03
really repressive typeface,
118
303160
3000
en baskıcı yazı tipiydi
ve Helvetica ile ilgili tasarlanmış her şeyden nefret ettim.
05:06
and I hated everything that was designed in Helvetica.
119
306160
2000
05:08
And when I was in
120
308160
2000
Ben üniversitedeyken,
05:10
my college days,
121
310160
2000
bu tarz tasarımlar
05:12
this was the sort of design
122
312160
2000
popüler ve modaydı.
05:14
that was fashionable and popular.
123
314160
2000
Bu modaya uygun ve popüler.
05:16
This is actually quite a lovely book jacket by Rudy de Harak,
124
316160
3000
Bu aslında Rudy Harak'ın tasarladığı çok hoş bir kitap kapağı,
05:19
but I just hated it, because it was designed with Helvetica,
125
319160
3000
ama nefret ettim çünkü Helvetica ile tasarlanmıştı
05:22
and I made parodies about it.
126
322160
2000
ve bu konuda parodiler hazırladım.
05:24
I just thought it was, you know, completely boring.
127
324160
3000
Bilirsiniz, bana göre sadece sıkıcıydı.
05:27
(Laughter)
128
327160
2000
(Kahkahalar)
05:29
So -- so, my goal in life
129
329160
2000
Yani hayattaki amacım,
05:31
was to do stuff that wasn't made out of Helvetica.
130
331160
4000
Helvetica ile tasarlanmamış şeyler tasarlamaktı.
05:35
And to do stuff that wasn't made out of Helvetica
131
335160
2000
Helvetica kullanmadan bir şeyler tasarlamak
05:37
was actually kind of hard because you had to find it.
132
337160
3000
oldukça zordu, çünkü yeni bir şeyler bulmak zorundaydınız.
05:40
And there weren't a lot of books about the history of design
133
340160
3000
70'lerde tasarım tarihiyle ilgili çok fazla kitap yoktu.
05:43
in the early 70s. There weren't --
134
343160
2000
-- Tasarım ile ilgili yayınlar
05:45
there wasn't a plethora of design publishing.
135
345160
2000
şimdiki gibi bol değildi.
05:47
You actually had to go to antique stores. You had to go to Europe.
136
347160
2000
Bulmak için antikacılara veya Avrupa'ya gitmeniz lazımdı.
05:49
You had to go places and find the stuff.
137
349160
3000
Materyale ulaşmak için bir yerlere gitmek zorundaydınız. --
05:52
And what I responded to was, you know,
138
352160
2000
Benim cevabım da
05:54
Art Nouveau, or deco,
139
354160
3000
Art Nouveau veya deco
05:57
or Victorian typography,
140
357160
2000
veya Victorian yazı tipi
05:59
or things that were just completely not Helvetica.
141
359160
4000
veya tamamen Helvetica'yla alakasız şeyler oldu.
06:03
And I taught myself design this way,
142
363160
3000
Bu şekilde kendi başıma tasarımı öğrendim.
06:06
and this was sort of my early years,
143
366160
2000
Tasarımda ilk yıllarımdı
06:08
and I used these things
144
368160
2000
ve bu şeyleri kendi tasarımlarımda
06:10
in really goofy ways
145
370160
2000
ve albüm kapaklarında
06:12
on record covers and in my design.
146
372160
2000
gerçekten saçma şekillerde kullandım.
06:14
I wasn't educated. I just sort of
147
374160
2000
Tasarım eğitimim yoktu.
06:16
put these things together.
148
376160
2000
Sadece bir şeyleri bir araya getiriyordum.
06:18
I mixed up Victorian designs with pop,
149
378160
2000
Victorian tasarımları pop ile karıştırdım
06:20
and I mixed up Art Nouveau with something else.
150
380160
3000
ve Art Nouveau'yu başka bir şeyle karıştırdım.
06:23
And I made these very lush,
151
383160
2000
Bu çok cafcaflı
06:25
very elaborate record covers,
152
385160
3000
ve çok süslü albüm kapaklarını tasarladım.
06:28
not because I was being a post-modernist or a historicist --
153
388160
3000
Bir ileri (post) modernist veya tarihselci olduğum için değildi --
06:31
because I didn't know what those things were.
154
391160
2000
bu şeylerin ne olduğunu bile bilmiyordum.
06:33
I just hated Helvetica.
155
393160
2000
Sadece Helvetica'dan nefret ediyordum.
06:35
(Laughter)
156
395160
1000
(Gülüşmeler)
06:36
And that kind of passion
157
396160
2000
Bu tür bir tutkuyla
06:39
drove me into very serious play,
158
399160
2000
kendimi çok ciddi bir oyunun içinde buldum.
06:41
a kind of play I could never do now
159
401160
3000
Şu an çok şey bildiğim için asla
06:44
because I'm too well-educated.
160
404160
2000
oynayamayacağım bir oyun türü.
06:46
And there's something wonderful about
161
406160
3000
Bu türden bir genç olmanın harika yanları var.
06:49
that form of youth,
162
409160
2000
06:51
where you can let yourself
163
411160
3000
Kendinize büyümek ve oynamak için
06:54
grow and play, and be
164
414160
2000
izin verebiliyor
06:56
really a brat, and then accomplish things.
165
416160
3000
ve çocuk olup bir şeyler başarıyorsunuz.
06:59
By the end of the '70s, actually,
166
419160
2000
70'lerin sonunda, tasarımlarım
07:01
the stuff became known.
167
421160
2000
çok tanınır oldu.
07:03
I mean, these covers appeared all over the world,
168
423160
2000
Demek istediğim, bu kapaklar tüm dünyada görüldü,
07:05
and they started winning awards,
169
425160
2000
ödüller kazanmaya başladı
07:07
and people knew them.
170
427160
2000
ve insanlar onları tanıyordu.
07:09
And I was suddenly a post-modernist,
171
429160
3000
Birdenbire bir ileri (post) modernist oldum
07:12
and I began a career as -- in my own business.
172
432160
3000
ve kendi işletmemi kurarak bir kariyere başladım.
07:15
And first I was praised for it, then criticized for it,
173
435160
3000
Önce takdir edildim sonra eleştirildim
07:18
but the fact of the matter was, I had become solemn.
174
438160
3000
ama en önemlisi şu ki; resmi oldum.
07:21
I didn't do what I think
175
441160
2000
14 yıldır yaptığım şeyin,
07:23
was a piece of serious work again for about 14 years.
176
443160
4000
ciddi bir iş olduğunu 14 yıl anlayamadım.
07:27
I spent most of the '80s being quite solemn,
177
447160
2000
80'lerin çoğunu bu tarz tasarımlar yaparak
07:29
turning out these sorts of designs
178
449160
2000
ve oldukça resmi olarak geçirdim,
07:31
that I was expected to do
179
451160
2000
çünkü benden beklenen buydu
07:33
because that's who I was,
180
453160
2000
ve ben buydum.
07:35
and I was living in this cycle of going from serious to solemn
181
455160
3000
Yani sürekli ciddilikten, resmi, sıkıcı, ölü bulunduğum
07:38
to hackneyed to dead, and getting rediscovered all over again.
182
458160
3000
ve yeniden keşfedildiğim bir döngü içinde dönüp duruyordum.
07:43
So, here was the second condition
183
463160
2000
Tam o sırada gerçekleştirdğimi düşündüğüm
07:45
for which I think I accomplished some serious play.
184
465160
5000
bazı ciddi oyunlar için ikinci durum ortaya çıktı.
07:50
There's a Paul Newman movie
185
470160
2000
Paul Newman'ın "The Verdict" (Karar) adında
07:52
that I love called "The Verdict."
186
472160
2000
çok sevdiğim bir filmi var.
07:54
I don't know how many of you have seen it, but it's a beaut.
187
474160
3000
Kaçınız izledi bilmiyorum ama gerçekten çok iyi bir film.
07:57
And in the movie, he plays
188
477160
2000
Filmde,
07:59
a down-and-out lawyer
189
479160
2000
kaza avukatlığı yapan
08:01
who's become an ambulance chaser.
190
481160
2000
çok talihsiz bir avukatı oynuyor.
08:03
And he's taken on --
191
483160
2000
Kolay bir anlaşma gibi
08:05
he's given, actually -- a malpractice suit to handle
192
485160
3000
yolsuzluk davasını işlemek için aldı
08:08
that's sort of an easy deal,
193
488160
2000
-- aslında verildi --
08:10
and in the midst of trying to connect the deal,
194
490160
2000
Anlaşmayı bağlamaya çalışmanın ortasında,
08:12
he starts to empathize
195
492160
2000
müşterisiyle empati kurar
08:14
and identify with his client,
196
494160
2000
ve müşterisiyle özdeşleşmeye başlar.
08:16
and he regains his morality and purpose,
197
496160
3000
Ahlak ve amacına tekrar kavuşur
08:19
and he goes on to win the case.
198
499160
2000
ve davayı kazanmak için devam eder.
08:21
And in the depth of despair,
199
501160
3000
Umutsuzluğun derinliğinde,
08:24
in the midst of the movie, when it looks like he can't pull this thing off,
200
504160
4000
filmin ortasında, bu şeyi yapamaz gibi göründüğünde,
08:28
and he needs this case,
201
508160
2000
bu durumda ihtiyacı var,
08:30
he needs to win this case so badly.
202
510160
2000
bu davayı kazanmaya çok kötü ihtiyacı var.
08:32
There's a shot of Paul Newman alone,
203
512160
3000
Paul Newman'ın ofisinde yalnızken,
08:35
in his office, saying,
204
515160
3000
söylediği bir replik var.
08:38
"This is the case. There are no other cases.
205
518160
3000
"Dava bu. Başka davalar yok.
08:41
This is the case. There are no other cases."
206
521160
3000
Dava bu. Başka davalar yok."
08:44
And in that moment of
207
524160
2000
İşte o anki
08:46
desire and focus,
208
526160
2000
arzu ve konsantrasyonla
08:48
he can win.
209
528160
2000
kazanabilir.
08:50
And that is a wonderful
210
530160
2000
İşte bu, ciddi oyun
08:52
position to be in to create some serious play.
211
532160
4000
oluşturmak için harika bir durum.
08:56
And I had that moment in 1994
212
536160
3000
1994'te tanıştığım tiyatro yönetmeni
08:59
when I met a theater director
213
539160
2000
George Wolfe,
09:01
named George Wolfe,
214
541160
2000
New York Shakespeare festivali için
09:03
who was going to have me design
215
543160
2000
-- şimdiki adıyla Halk Tiyatrosu --
09:05
an identity for the New York Shakespeare Festival,
216
545160
3000
bir kimlik tasarlamaya geldiğinde,
09:08
then known,
217
548160
2000
kendimi aynen
09:10
and then became the Public Theater.
218
550160
2000
böyle bir ciddi oyunun içinde buldum.
09:12
And I began getting immersed
219
552160
2000
Kendimi bu projeye
09:14
in this project
220
554160
2000
daha önce
09:16
in a way I never was before.
221
556160
2000
hiç olmadığım kadar adadım.
09:18
This is what theater advertising looked like at that time.
222
558160
3000
O zamanlar tiyatro reklamları böyleydi.
09:21
This is what was in the newspapers and in the New York Times.
223
561160
3000
Bunları New York Times'da ve gazetelerde görebilirdiniz.
09:24
So, this is sort of a comment on the time.
224
564160
3000
Bu bir yorum şekliydi.
09:27
And the Public Theater actually had much better advertising than this.
225
567160
3000
Halk Tiyatrosu reklamları bundan çok çok daha iyiydi.
09:30
They had no logo and no identity,
226
570160
2000
Logo veya kimlikleri yoktu
09:32
but they had these very iconic posters
227
572160
3000
ama Paul Davis tarafından tasarlanmış
09:35
painted by Paul Davis.
228
575160
2000
çok ikonik posterleri vardı.
09:37
And George Wolf had taken over from another director
229
577160
3000
George Wolf tiyatronun başına yeni geçmişti
09:40
and he wanted to change the theater,
230
580160
2000
ve tiyatroyu değiştirmek istiyordu.
09:42
and he wanted to make it urban and loud
231
582160
2000
Tiyatronun daha çekici, kentsel ve
09:44
and a place that was inclusive.
232
584160
3000
kapsamlı bir yer olmasını istiyordu.
09:47
So, drawing on my love of typography,
233
587160
3000
Tipografi tutkuma güvenerek,
09:50
I immersed myself into this project.
234
590160
3000
kendimi bu projeye adadım.
09:53
And what was different about it was the totality of it,
235
593160
4000
Bu projenin diğerlerinden farkı bütünlüğüydü.
Tiyatronun görsel sesi olmuştum çünkü
09:57
was that I really became the voice, the visual voice, of a place
236
597160
4000
10:01
in a way I had never done before,
237
601160
2000
daha önce hiç yapmadığım bir şekilde,
10:03
where every aspect --
238
603160
2000
-- en küçük afişinden
10:05
the smallest ad, the ticket, whatever it was --
239
605160
2000
oyun biletlerine kadar --
10:07
was designed by me.
240
607160
2000
her yönüyle ben tasarlıyordum.
10:09
There was no format.
241
609160
2000
Herhangi bir format yoktu.
10:11
There was no in-house department that these things were pushed to.
242
611160
3000
Tiyatro içinde beni bir şeylere zorlayan bir bölüm yoktu.
10:14
I literally for three years made everything --
243
614160
2000
Kelimenin tam anlamıyla, üç yıl boyunca
10:16
every scrap of paper, everything online,
244
616160
3000
bu tiyatronun yaptığı her şeyi ben tasarladım.
10:19
that this theater did.
245
619160
2000
- her kâğıt parçasını ve internetteki her şeyi -
10:21
And it was the only job,
246
621160
2000
Başka bir iş yapıyor olsam bile,
10:23
even though I was doing other jobs.
247
623160
2000
bu iş benim için tek işti.
10:25
I lived and breathed it in a way I haven't
248
625160
2000
Bir müşterimle hiç olmadığım kadar
10:27
with a client since.
249
627160
2000
yakın olmuştum.
10:29
It enabled me to really express myself and grow.
250
629160
4000
Bu yakınlık kendimi ifade etmeme ve gelişmeme olanak sağladı.
10:33
And I think that you know
251
633160
2000
Biliyorsunuz, böyle anlar çok nadirdir
10:35
when you're going to be given this position,
252
635160
2000
ama böyle bir pozisyonda çalıştığınızda,
10:37
and it's rare, but when you get it and you have this opportunity,
253
637160
4000
gerçekten elde ettiğinizde ve fırsat bulduğunuzda,
10:41
it's the moment of serious play.
254
641160
2000
ciddi oyun oynamanın tam zamanıdır.
10:43
I did these things, and I still do them.
255
643160
3000
Bu posterleri yaptım ve hâlâ da yapıyorum.
10:46
I still work for the Public Theater.
256
646160
2000
Halk Tiyatrosu'yla hâlâ çalışıyorum.
10:48
I'm on their board, and
257
648160
2000
Onların kurulundayım
ve hâlâ onlarla bağlantıdayım.
10:50
I still am involved with it.
258
650160
3000
10:53
The high point of the Public Theater, I think, was in 1996,
259
653160
3000
Sanırım Halk Tiyatrosu'nun en popüler olduğu dönem,
10:56
two years after I designed it,
260
656160
2000
ben tasarladıktan iki yıl meşhur olan
10:58
which was the "Bring in 'da Noise, Bring in 'da Funk" campaign
261
658160
3000
"Bring in 'da Noise, Bring in 'da Funk" projesiydi
11:01
that was all over New York.
262
661160
2000
ve New York'un her yerinde yapıldı.
11:03
But something happened to it, and what happened to it was,
263
663160
3000
Ama sonra bir şey oldu ve bu posterler birdenbire
11:06
it became very popular.
264
666160
2000
çok popüler oldu.
11:08
And that is a kiss of death for something serious
265
668160
3000
Bu ciddi bir şeyin bir ölüm öpücüğüdür,
11:11
because it makes it solemn.
266
671160
3000
çünkü onu resmi yapar.
11:14
And what happened was
267
674160
2000
Olan şuydu:
11:16
that New York City, to a degree,
268
676160
2000
New York şehri bir derece
11:18
ate my identity
269
678160
3000
benim kimliğimi yedi,
11:21
because people began to copy it.
270
681160
3000
çünkü insanlar bunu kopyalamaya başladı.
11:24
Here's an ad in the New York Times
271
684160
2000
İşte New York Times'ta "Mind Games" (Akıl Oyunları) adlı
11:26
somebody did for a play called "Mind Games."
272
686160
3000
oyun için yayınlanan bir reklam.
11:30
Then "Chicago" came out, used similar graphics,
273
690160
3000
Daha sonra "Chicago" aynı grafikleri kullandı
11:33
and the Public Theater's identity was just totally eaten and taken away,
274
693160
3000
ve Halk Tiyatrosu'nun kimliği tamamen sömürülmüştü.
11:36
which meant I had to change it.
275
696160
3000
Yani bunu değiştirmem gerekiyordu.
11:39
So, I changed it so that every season was different,
276
699160
3000
Bu yüzden kimliği her sezon değiştirmeye başladım
11:42
and I continued to do these posters,
277
702160
2000
ve bu posterleri yapmaya devam ettim
11:44
but they never had the seriousness
278
704160
2000
ama hiç bir zaman tiyatronun ilk kimliği
11:46
of the first identity
279
706160
2000
kadar ciddi olmadılar
11:48
because they were too individual, and they didn't have that heft
280
708160
3000
çünkü ilk posterler çok bireyseldi ve
11:51
of everything being the same thing.
281
711160
3000
aynı olan şeylerin ağırlığı onlarda yoktu.
11:54
Now -- and I think since the Public Theater,
282
714160
3000
Sanırım, Halk Tiyatrosu'ndan sonra
11:57
I must have done more than a dozen
283
717160
2000
büyük kurumlar için yaptığım
11:59
cultural identities for major institutions,
284
719160
3000
düzinelerce kültürel kimlikten
12:02
and I don't think I ever -- I ever
285
722160
2000
hiçbiri ama hiçbiri
12:04
grasped that seriousness again --
286
724160
2000
o ciddiyeti tekrar yakalayamadı.
12:06
I do them for very big, important institutions
287
726160
2000
New York'taki çok büyük kurumlar için
12:08
in New York City.
288
728160
2000
tasarlıyorum.
12:10
The institutions are solemn,
289
730160
2000
Kurumlar resmidir,
12:13
and so is the design.
290
733160
2000
dolayısıyla tasarımlar da.
12:15
They're better crafted than the Public Theater was,
291
735160
2000
Halk Tiyatrosu'ndan daha büyük kurumlardı
12:17
and they spend more money on them, but I think
292
737160
2000
ve bu iş için daha fazla para harcadılar
12:19
that that moment comes and goes.
293
739160
2000
ama galiba o an geçip gidiyor.
12:22
The best way to accomplish serious design --
294
742160
2000
Ciddi tasarım yapmanın en iyi yolu
12:24
which I think we all have the opportunity to do --
295
744160
3000
-- bana göre hepimizin bunu yapmaya fırsatı var --
12:27
is to be totally and completely unqualified for the job.
296
747160
4000
bir iş için tamamen ve kesinlikle niteliksiz olmak.
12:31
That doesn't happen very often,
297
751160
2000
Bu çok sık olmaz
12:33
but it happened to me in the year 2000,
298
753160
2000
ama benim başıma 2000 yılında geldi.
12:35
when for some reason or another,
299
755160
2000
Bir sebepten ötürü,
12:37
a whole pile of different architects
300
757160
2000
bir sürü farklı mimar bana
12:39
started to ask me to design
301
759160
2000
kendileriyle beraber tiyatroların
12:41
the insides of theaters with them,
302
761160
2000
içini tasarlama işini sormaya başladı
12:43
where I would take environmental graphics and work them into buildings.
303
763160
3000
ve çevredeki grafikleri alıp binanın içine uygulamamı istedi.
12:46
I'd never done this kind of work before.
304
766160
2000
Böyle bir iş daha önce hiç yapmamıştım.
12:48
I didn't know how to read an architectural plan,
305
768160
3000
Mimari plan okumayı bilmiyordum,
12:51
I didn't know what they were talking about,
306
771160
2000
ne konuştukları hakkında bir fikrim yoktu
12:53
and I really couldn't handle the fact that a job --
307
773160
2000
ve bir işin -- yalnızca bir işin --
12:55
a single job -- could go on for four years
308
775160
2000
4 yıl sürebileceği fikrine ısınamamıştım,
12:57
because I was used to immediacy in graphic design,
309
777160
3000
çünkü grafik tasarımda doğrudanlığa alışmıştım
13:00
and that kind of attention to detail
310
780160
2000
ve detaylara bu kadar dikkat etmek
13:02
was really bad for somebody like me, with ADD.
311
782160
3000
benim gibi dikkat bozukluğu olan birisi için çok kötüydü.
13:05
So, it was a rough -- it was a rough go,
312
785160
3000
Yani çok zor bir karardı
ama birden grafik tasarımını
13:08
but I fell in love with this process
313
788160
3000
13:11
of actually integrating graphics into architecture
314
791160
3000
mimariyle birleştirme sürecine âşık oldum,
13:14
because I didn't know what I was doing.
315
794160
3000
çünkü ne yaptığım hakkında bir fikrim yoktu.
13:17
I said, "Why can't the signage be on the floor?"
316
797160
2000
"Neden tabelalar yerde olmasın ki?" dedim.
13:19
New Yorkers look at their feet.
317
799160
2000
New Yorklular hep ayaklarına bakar.
13:21
And then I found that actors and actresses
318
801160
2000
Sonra bu aktörler ve aktrisler
13:23
actually take their cues from the floor,
319
803160
2000
aslında repliklerini yerden alır.
13:25
so it turned out that these sorts of sign systems
320
805160
3000
Bu yüzden bu tür işaret sistemleri ortaya çıktı
13:28
began to make sense.
321
808160
2000
ve anlam kazanmaya başladı.
13:30
They integrated with the building in really peculiar ways.
322
810160
3000
Binalarla gerçekten tuhaf biçimlerde entegre edildiler.
13:33
They ran around corners,
323
813160
2000
Köşeler etrafında döndüler,
13:35
they went up sides of buildings,
324
815160
3000
binaların yanlarına asıldılar
13:38
and they melded into the architecture.
325
818160
2000
ve mimarinin içine karıştılar.
13:40
This is Symphony Space on 90th Street and Broadway,
326
820160
3000
Burası 90'ıncı cadde ve Broadway'deki "Symphony Space,"
13:43
and the type is interwoven into the stainless steel
327
823160
3000
yazı paslanmaz çelik ile birleştirildi
13:46
and backlit with fiber optics.
328
826160
4000
ve fiber optik ile aydınlatıldı.
13:50
And the architect, Jim Polshek,
329
830160
2000
Mimar Jim Polshek,
13:52
essentially gave me a canvas
330
832160
2000
üzerinde tipografiyla oynamam için
13:54
to play typography out on.
331
834160
2000
bana bir tuval verdi.
13:56
And it was serious play.
332
836160
2000
Bu ciddi bir oyundu.
13:58
This is the children's museum in Pittsburgh, Pennsylvania,
333
838160
3000
Burası Pittsburgh, Pennsylvania'da
14:01
made out of completely inexpensive materials.
334
841160
3000
tamamen ucuz malzemelerden yapılmış bir çocuk müzesi.
14:04
Extruded typography that's backlit with neon.
335
844160
3000
Neon ile arkadan aydınlatılmış preslenmiş baskı.
14:07
Things I never did before, built before.
336
847160
2000
Daha önce hiç yapmadığım şeylerdi.
14:09
I just thought they'd be kind of fun to do.
337
849160
2000
Sadece eğlenceli olacağını düşündüm.
14:11
Donors' walls made out of Lucite.
338
851160
2000
Donor'un lusitten yapılmış duvarları.
14:14
And then, inexpensive signage.
339
854160
3000
Ve bu da ucuz bir tabela.
14:17
(Laughter)
340
857160
6000
(Kahkahalar)
14:23
I think my favorite of these
341
863160
2000
Benim için en güzeli ise,
14:25
was this little job in Newark, New Jersey.
342
865160
2000
New Jersey, Newark'taki bu küçük iş oldu.
14:27
It's a performing arts school.
343
867160
3000
Bir gösteri sanatları okulu.
14:30
This is the building that -- they had no money,
344
870160
3000
Binanın görünüşünü değiştirmek istiyorlardı
14:33
and they had to recast it, and they said,
345
873160
2000
ama hiç paraları yoktu ve dediler ki:
14:35
if we give you 100,000 dollars, what can you do with it?
346
875160
3000
"Sana 100.000 dolar verirsek, bununla ne yapabilirsin?"
14:38
And I did a little Photoshop job on it, and I said,
347
878160
2000
Photoshop ile bina üzerinde oynadım
14:40
Well, I think we can paint it.
348
880160
2000
ve "Bence boyayabiliriz" dedim.
14:42
And we did. And it was play.
349
882160
4000
Yaptık da. Bu bir oyundu.
14:46
And there's the building. Everything was painted --
350
886160
3000
İşte binanın şimdiki hâli. Her şey boyanmış --
14:49
typography over the whole damn thing,
351
889160
2000
havalandırma kanallarının üstü de dâhil
14:51
including the air conditioning ducts.
352
891160
2000
her yerde baskı var.
14:53
I hired guys who paint flats
353
893160
2000
Binanın boyama işleri için
14:55
fixed on the sides of garages
354
895160
3000
normalde duvar boyayan
14:58
to do the painting on the building, and they loved it.
355
898160
2000
adamları tuttum ve iş çok hoşlarına gitti.
15:00
They got into it -- they took the job incredibly seriously.
356
900160
2000
Gerçekten de inanılmaz bir iş çıkardılar.
15:02
They used to climb up on the building and call me
357
902160
2000
Binalara tırmanır ve beni arayıp
15:04
and tell me that they had to correct my typography --
358
904160
3000
baskımı düzeltmek zorunda olduklarını da söylerlerdi --
15:07
that my spacing was wrong, and they moved it,
359
907160
2000
kelime aralığı yanlıştı ve düzelttiler
15:09
and they did wonderful things with it.
360
909160
2000
ve gerçekten muhteşem bir iş çıkardılar.
15:11
They were pretty serious, too. It was quite wonderful.
361
911160
3000
Onlar da çok ciddiydi ve bu oldukça harika bir şeydi.
15:14
By the time I did Bloomberg's headquarters
362
914160
3000
O sıralarda, Bloomberg'in merkez binası için
15:17
my work had begun to become accepted.
363
917160
4000
işler yaptım ve yaptıklarım çok tuttu.
15:21
People wanted it in big, expensive places.
364
921160
3000
İnsanlar büyük, pahalı yerler için istemeye başladılar.
15:24
And that began to make it solemn.
365
924160
2000
Bu iş tekrar resmi olmaya başladı.
15:26
Bloomberg was all about numbers,
366
926160
2000
Bloomberg tamamen numaralardan ibaretti
15:28
and we did big numbers through the space
367
928160
3000
ve biz her yere ortağım Lisa Strausfeld
15:31
and the numbers were projected on a spectacular LED
368
931160
3000
tarafından programlanmış LED aydınlatmalı
15:34
that my partner, Lisa Strausfeld, programmed.
369
934160
3000
dev rakamlar yerleştirdik.
15:37
But it became the end
370
937160
2000
Ama bu,
15:39
of the seriousness of the play,
371
939160
3000
oyun ciddiyetinin sonu oldu
15:42
and it started to, once again, become solemn.
372
942160
3000
ve yine resmi olmaya başladı.
15:45
This is a current project
373
945160
2000
Bu, aptal olmam gereken
15:47
in Pittsburgh, Pennsylvania,
374
947160
2000
Pennsylvania, Pittsburgh'da
15:49
where I got to be goofy.
375
949160
2000
şu anki bir proje.
15:51
I was invited to design
376
951160
2000
Kuzey tarafı olarak adlandırılan
15:53
a logo for this neighborhood, called the North Side,
377
953160
3000
mahalle için bir logo tasarımına davet edilmiştim
15:56
and I thought it was silly for a neighborhood to have a logo.
378
956160
3000
ve bir mahallenin logosu olmasının aptalca olduğunu düşündüm.
15:59
I think that's rather creepy, actually. Why would a neighborhood have a logo?
379
959160
3000
Aslında oldukça ürkütücü. Bir mahallenin neden bir logosu olmalıydı?
16:02
A neighborhood has a thing -- it's got a landmark, it's got a place,
380
962160
2000
Bir mahallede -- bir kent simgesi var, bir meydan var,
16:04
it's got a restaurant. It doesn't have a logo. I mean, what would that be?
381
964160
3000
bir restoran var. Bir logo yok. Yani, ne olacaktı?
16:07
So I had to actually give a presentation
382
967160
3000
Aslında bir şehir meclisi
16:10
to a city council
383
970160
2000
ve mahalle seçmenlerine
16:12
and neighborhood constituents,
384
972160
2000
bir sunum vermek zorunda kaldım.
16:14
and I went to Pittsburgh and I said,
385
974160
3000
Pittsburgh'a gittim ve dedim ki,
16:17
"You know, really what you have here
386
977160
2000
"Biliyor musunuz, burada gerçekten
16:19
are all these underpasses
387
979160
2000
şehrin merkezinden
16:21
that separate the neighborhood from the center of town.
388
981160
3000
mahalleyi ayıran alt geçitleriniz var.
16:24
Why don't you celebrate them, and make the underpasses landmarks?"
389
984160
3000
Neden kutlamıyor ve alt geçitleri kent simgesi yapmıyorsunuz?"
16:27
So I began doing this crazy presentation
390
987160
3000
Bu tesislerin çılgın sunumunu
16:30
of these installations --
391
990160
2000
-- potansiyel tesisler --
16:32
potential installations -- on
392
992160
3000
bu alt geçit köprüleri üzerinden
16:35
these underpass bridges,
393
995160
2000
yapmaya başladım
16:37
and stood up in front of the city council --
394
997160
2000
ve şehir meclisi önünde savundum --
16:39
and was a little bit scared,
395
999160
2000
İtiraf etmeliyim
16:41
I have to admit.
396
1001160
2000
birazcık da korktum.
16:43
But I was so utterly unqualified for this project,
397
1003160
4000
Ama bu proje için tamamen niteliksiz,
16:47
and so utterly ridiculous,
398
1007160
2000
tamamen saçma,
16:49
and ignored the brief so desperately
399
1009160
4000
umutsuz ve özetle aldırmazdım.
16:53
that I think they just embraced it with wholeheartedness,
400
1013160
3000
Sadece içtenlikle kucakladılar,
16:56
just completely because it was so goofy to begin with.
401
1016160
4000
tamamen başlamak için çok şapşal olduğumdan sanırım.
17:00
And this is the bridge they're actually
402
1020160
2000
Köprü bu ve aslında biz konuşurken
17:02
painting up and preparing as we speak.
403
1022160
3000
boyanıyor ve hazırlanıyor.
17:05
It will change every six months, and it will become an art installation
404
1025160
3000
Her altı ayda bir değişecek ve Pittsburgh'un kuzey tarafında
17:08
in the North Side of Pittsburgh,
405
1028160
2000
bir sanat eseri olacak
17:10
and it will probably become a landmark in the area.
406
1030160
3000
ve muhtemelen bölgede bir kent simgesi olacak.
17:13
John Hockenberry told you a bit about
407
1033160
3000
John Hockenberry sizinle
17:16
my travail with Citibank,
408
1036160
2000
Citibank sancım hakkında biraz konuştu,
17:18
that is now a 10-year relationship, and I still work with them.
409
1038160
4000
şu an 10 yıllık bir ilişki ve hâlâ onlarla çalışıyorum.
17:22
And I actually am amused by them and like them,
410
1042160
3000
Aslında onlardan memnunum ve onları severim
17:25
and think that as a very, very, very, very, very big corporation
411
1045160
3000
ve çok, çok, çok büyük bir şirket olduklarını düşünüyorum.
17:28
they actually keep their graphics very nice.
412
1048160
3000
Aslında grafikleri çok hoş duruyor.
17:31
I drew the logo for Citibank
413
1051160
2000
İlk toplantıda bir peçeteye
17:33
on a napkin in the first meeting.
414
1053160
3000
Citibank için logo çizdim.
17:36
That was the play part of the job.
415
1056160
2000
Oyun işin bir parçasıydı.
17:38
And then I spent a year
416
1058160
2000
Bir yıl boyunca
17:40
going to long, tedious,
417
1060160
2000
uzun, yorucu,
17:42
boring meetings,
418
1062160
2000
sıkıcı toplantılara katılarak
17:44
trying to sell this logo through
419
1064160
2000
bu logoyu büyük bir şirkete
17:46
to a huge corporation
420
1066160
2000
gözyaşlarıyla
17:48
to the point of tears.
421
1068160
2000
satmaya çalıştım.
Bu yılın sonunda delireceğim zannettim.
17:50
I thought I was going to go crazy at the end of this year.
422
1070160
2000
17:52
We made idiotic presentations
423
1072160
2000
Citi logosunun nasıl anlamlı olduğunu
17:54
showing how the Citi logo made sense,
424
1074160
2000
ve nasıl şemsiyeden üretildiğini gösteren
17:56
and how it was really derived from an umbrella,
425
1076160
2000
aptalca sunumlar yaptık
17:58
and we made animations of these things,
426
1078160
2000
ve bunların animasyonlarını yaptık
18:00
and we came back and forth and back and forth and back and forth.
427
1080160
3000
ve bir ileri bir geri geldik.
18:03
And it was worth it, because they bought this thing,
428
1083160
3000
Ve buna değdi, çünkü satın aldılar
18:06
and it played out on such a grand scale,
429
1086160
2000
ve çok büyük bir ölçekte kullanıldı
18:08
and it's so internationally recognizable,
430
1088160
4000
ve uluslararası tanınan bir şeydi
ama benim için gerçekten çok iç karartıcı bir yıl oldu.
18:12
but for me it was actually a very, very depressing year.
431
1092160
4000
18:16
As a matter of fact, they actually never bought onto the logo
432
1096160
2000
Aslına bakarsanız, Fallon'un çok iyiymiş gibi gösterdiği
18:18
until Fallon put it on
433
1098160
2000
"Zengin yaşamak" kampanyasına kadar,
18:20
its very good "Live Richly" campaign,
434
1100160
2000
hiç logo almadılar
18:22
and then everybody accepted it all over the world.
435
1102160
4000
ve sonra herkes dünyanın her yerinde kabul etti.
18:26
So during this time I needed
436
1106160
2000
Bu süre zarfında,
18:28
some kind of counterbalance
437
1108160
2000
bu uzun ve aptalca toplantılara
18:30
for this crazy, crazy existence
438
1110160
2000
gitmenin bu delice varoluşu için
18:32
of going to these long, idiotic meetings.
439
1112160
2000
bir tür dengeye ihtiyacım vardı.
18:34
And I was up in my country house,
440
1114160
2000
Kır evimdeydim
18:36
and for some reason, I began painting
441
1116160
2000
ve bazı nedenlerden dolayı resim başladı.
18:38
these very big, very involved,
442
1118160
3000
Çok büyük, çok karmaşık,
18:41
laborious, complicated
443
1121160
3000
zahmetli, çetrefilli
18:44
maps of the entire world,
444
1124160
2000
tüm dünya haritaları.
18:46
and listing every place on the planet, and putting them in,
445
1126160
3000
Gezegenin her yerini listeleyerek, onları koyarak,
18:49
and misspelling them, and putting things in the wrong spot,
446
1129160
2000
yazım yanlışlarıyla, yanlış yerler koyarak,
18:51
and completely controlling the information,
447
1131160
2000
tamamen bilgileri kontrol ederek,
18:53
and going totally and completely nuts with it.
448
1133160
3000
tüme giderek ve tamamen delice.
18:56
They would take me about six months initially,
449
1136160
3000
Başlangıçta yaklaşık altı ay beni alacaktı
18:59
but then I started getting faster at it.
450
1139160
2000
ama sonra daha hızlı olmaya başladım.
19:01
Here's the United States.
451
1141160
2000
İşte Birleşik Devletler.
19:03
Every single city of the United States is on here.
452
1143160
2000
Birleşik Devletler'in her bir şehri burada.
19:05
And it hung for about eight months
453
1145160
2000
Yaklaşık sekiz ay boyunca Cooper Hewitt'de
19:07
at the Cooper-Hewitt, and people walked up to it,
454
1147160
3000
asılı durdu ve insanlar buna doğru yürüdü
19:10
and they would point to a part of the map
455
1150160
2000
ve haritanın bir parçasını işaret ediyor
19:12
and they'd say, "Oh, I've been here."
456
1152160
2000
ve diyorlardı ki, "Ah, ben buradaydım."
19:14
And, of course, they couldn't have been because it's in the wrong spot.
457
1154160
3000
Tabii ki olamazlardı çünkü yanlış noktaydı.
19:17
(Laughter)
458
1157160
1000
(Kahkahalar)
19:18
But what I liked about it was,
459
1158160
2000
Ama bununla ilgili sevdiğim şey,
19:20
I was controlling my own idiotic information,
460
1160160
3000
kendi aptalca bilgilerimi kontrol ediyordum,
19:23
and I was creating my own palette of information,
461
1163160
3000
kendi bilgimin paletini oluşturuyordum
19:26
and I was totally and completely
462
1166160
2000
ve de tamamen ve kesinlikle
19:28
at play.
463
1168160
2000
oyundaydım.
19:30
One of my favorites was
464
1170160
2000
En beğendiklerimden biri,
19:32
this painting I did of Florida after the 2000 election
465
1172160
3000
2000'de Florida seçimlerinden sonra yaptığım,
19:35
that has the election results rolling around in the water.
466
1175160
4000
seçim sonuçlarının suyun etrafında yuvarlandığı bu resim.
19:39
I keep that for evidence.
467
1179160
2000
Bunu kanıt için saklarım.
19:41
(Laughter)
468
1181160
1000
(Kahkahalar)
19:42
Somebody
469
1182160
2000
Birisi,
19:44
was up at my house and saw the paintings
470
1184160
2000
evime kadar geldi ve resimleri gördü
19:46
and recommended them to a gallery,
471
1186160
2000
ve bir galeri için öneride bulundu.
19:48
and I had a first show
472
1188160
2000
Yaklaşık iki buçuk yıl önce,
19:50
about two-and-a-half years ago, and I showed these paintings
473
1190160
3000
ilk gösterisi yapıldı ve şu an size gösterdiğim
19:53
that I'm showing you now.
474
1193160
3000
bu resimleri sergiledim.
19:56
And then a funny thing happened -- they sold.
475
1196160
3000
Sonra komik bir şey oldu -- sattılar.
19:59
And they sold quickly,
476
1199160
3000
Hızlı bir şekilde sattılar
20:02
and became rather popular.
477
1202160
3000
ve oldukça popüler oldu.
20:05
We started making prints from them.
478
1205160
2000
Onlardan baskı yapmaya başladık.
20:07
This is Manhattan, one from the series.
479
1207160
4000
Bu, Manhattan, serilerden biri.
20:11
This is a print from the United States which we did in red, white and blue.
480
1211160
3000
Birleşik Devletler'den yaptığımız kırmızı, beyaz ve mavi bir baskı.
20:14
We began doing these big silkscreen prints,
481
1214160
3000
Büyük serigrafi baskıları yapmaya başladık
20:17
and they started selling, too.
482
1217160
2000
ve satmaya da başladılar.
20:19
So, the gallery wanted me to have another show
483
1219160
2000
Bu yüzden galeri iki yıl içinde
20:21
in two years,
484
1221160
2000
başka bir gösteri almamı istedi.
20:23
which meant that I really
485
1223160
3000
Bunun anlamı, gerçekten de
20:26
had to paint these paintings
486
1226160
2000
daha önce yaptıklarımdan
20:28
much faster
487
1228160
2000
daha hızlı
20:30
than I had ever done them. And I --
488
1230160
2000
boyamak zorundaydım.
20:32
they started to become more political, and I picked areas
489
1232160
3000
Daha politik olmaya başladılar
20:35
that sort of were in the news
490
1235160
2000
ve haberlerin bir parçası olan
20:37
or that I had some feeling about,
491
1237160
2000
veya hakkında hissetiğim alanları seçtim
20:39
and I began doing these things.
492
1239160
2000
ve bu şeyleri yapmaya başladım.
20:41
And then this funny thing happened.
493
1241160
2000
Sonra komik bir şey oldu.
20:43
I found that I was no longer at play.
494
1243160
3000
Artık oyunda olmadığımı öğrendim.
20:46
I was actually in this solemn landscape
495
1246160
3000
Aslında bir gösteri için
20:49
of fulfilling an expectation
496
1249160
2000
tatmin edici bir beklentinin
20:51
for a show,
497
1251160
2000
resmi manzarasındaydım,
20:53
which is not where I started with these things.
498
1253160
2000
bunlarla başladığım yerde değil.
20:55
So, while they became successful,
499
1255160
3000
Başarılı olduklarında,
20:58
I know how to make them,
500
1258160
2000
onları nasıl yapacağımı biliyorum,
21:00
so I'm not a neophyte,
501
1260160
2000
yani bir acemi değilim
21:02
and they're no longer serious --
502
1262160
2000
ve artık ciddiler --
21:04
they have become solemn.
503
1264160
3000
resmi olmak zorundalar.
21:07
And that's a terrifying factor --
504
1267160
2000
Bu korkutucu bir faktördür --
21:10
when you start something and it turns that way --
505
1270160
2000
bir şeylere başlarken ortaya çıkar --
21:12
because it means that all that's left for you
506
1272160
3000
çünkü geriye dönüp bir sonraki şeyi
21:15
is to go back and to find out
507
1275160
2000
öğrenmek için her şey size kaldı demektir.
21:17
what the next thing is that you can push,
508
1277160
3000
Zorlanabilirsiniz,
21:20
that you can invent, that you can be ignorant about,
509
1280160
3000
keşfedebilirsiniz, hakkında bilgisiz olabilirsiniz,
21:23
that you can be arrogant about,
510
1283160
2000
kendini beğenmiş olabilirsiniz,
21:25
that you can fail with,
511
1285160
2000
başarısız olabilirsiniz
21:27
and that you can be a fool with.
512
1287160
2000
ve bir aptal olabilirsiniz.
21:29
Because in the end, that's how you grow,
513
1289160
3000
Sonuçta, nasıl büyüyorsun
21:32
and that's all that matters.
514
1292160
2000
ve önemli olan da bu.
21:34
So, I'm plugging along here --
515
1294160
2000
Buradan takip ediyorum --
21:36
(Laughter)
516
1296160
3000
(Kahkahalar)
21:39
and I'm just going to have to blow up the staircase.
517
1299160
2000
ve sadece merdiveni uçurmak zorunda kalacağım.
21:41
Thank you very much.
518
1301160
3000
Çok teşekkür ederim.

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7