Steven Strogatz: How things in nature tend to sync up

Steven Strogatz 'Sync'i anlatıyor (Sync = Senkronizasyon / eşzamanlı hareket etme)

235,471 views

2008-12-23 ・ TED


New videos

Steven Strogatz: How things in nature tend to sync up

Steven Strogatz 'Sync'i anlatıyor (Sync = Senkronizasyon / eşzamanlı hareket etme)

235,471 views ・ 2008-12-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: tuba yilmaz Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:19
I was trying to think, how is sync connected to happiness,
0
19330
2000
Sync'in mutlulukla nasıl ilintili olabileğini düşünüyordum,
00:21
and it occurred to me that for some reason we take pleasure in synchronizing.
1
21330
7000
ve nedense senkronize hareket etmek hoşumuza gider...
00:28
We like to dance together, we like singing together.
2
28330
3000
Birlikte dans etmekten, şarkı söylemekten hoşlanırız.
00:31
And so, if you'll put up with this, I would like to enlist your help
3
31330
5000
İzin verirseniz şimdi sizin yardımınızla
00:36
with a first experiment today. The experiment is --
4
36330
4000
küçük bir deney yapmak isterim. Deney -
00:40
and I notice, by the way, that when you applauded,
5
40330
3000
bu arada farkettim ki beni alkışlarken
00:43
that you did it in a typical North American way,
6
43330
2000
Kuzey Amerika üslubuyla yaptınız bunu
00:45
that is, you were raucous and incoherent.
7
45330
4000
yani, alkışınız gürültülüydü, darmadağınızktı
00:49
You were not organized. It didn't even occur to you to clap in unison.
8
49330
5000
organize değildi. Hep birlikte aynı anda alkış tutmak aklınızdan bile geçmedi.
00:54
Do you think you could do it? I would like to see if this audience would --
9
54330
4000
Ne dersiniz - bunu yapabilir misiniz? Bu seyirci kitlesi bunu yapabilir mi acaba?
00:58
no, you haven't practiced, as far as I know --
10
58330
2000
hayır, bildiğim kadarıyla bunu hiç pratik etmemişsinizdir.
01:00
can you get it together to clap in sync?
11
60330
3000
Alışlarınızı senkronize edebilir misiniz acaba?
01:04
(Clapping)
12
64330
9000
(Alkış)
01:14
Whoa! Now, that's what we call emergent behavior.
13
74330
2000
Müthiş! İşte buna kendi kendini örgütleyen davranış denir.
01:16
(Laughter)
14
76330
2000
(Gülüşmeler)
01:18
So I didn't expect that, but -- I mean, I expected you could synchronize.
15
78330
4000
Bunu beklemiyordu. Daha doğrusu eşzamanlı alkışlayabileceğinizi bekliyordum
01:22
It didn't occur to me you'd increase your frequency.
16
82330
3000
ancak aynı zamanda frekansınızı da artıracağınızı beklemiyordum.
01:25
It's interesting.
17
85330
2000
Çok ilginç.
01:27
(Laughter)
18
87330
3000
(Gülüşmeler)
01:30
So what do we make of that? First of all, we know that you're all brilliant.
19
90330
4000
Peki, nasıl bir çıkarımda bulunmalıyız? Birincisi, hepinizin dahi olduğunuzu biliyoruz.
01:34
This is a room full of intelligent people, highly sensitive.
20
94330
4000
Burada bir salon dolusu son derece zeki ve duyarlı insan var.
01:38
Some trained musicians out there.
21
98330
3000
Bazılarınızın müzik eğitimi de vardır.
01:41
Is that what enabled you to synchronize?
22
101330
2000
Senkron olmanızı sağlayan şey neydi?
01:43
So to put the question a little more seriously,
23
103330
3000
Aynı soruyu biraz daha ciddi soralım:
01:46
let's ask ourselves what are the minimum requirements for what you just did,
24
106330
4000
Az evvel yaptıklarınızın asgarı şartları neydi,
01:50
for spontaneous synchronization.
25
110330
3000
Yani spontan senkronizasyon için?
01:53
Do you need, for instance, to be as smart as you are?
26
113330
4000
Örneğin, sizin kadar zeki olmak gerekir mi?
01:57
Do you even need a brain at all just to synchronize?
27
117330
7000
Hatta, bir beyine sahip olmak şart mı?
02:04
Do you need to be alive? I mean, that's a spooky thought, right?
28
124330
5000
Canlı olmak zorunda mısınız? Gerçekten de tuhaf bir düşünce, değil mi?
02:09
Inanimate objects that might spontaneously synchronize themselves.
29
129330
5000
Cansız nesnelerin kendiliğinden eşzamanlı hareket etmesi yani...
02:14
It's real. In fact, I'll try to explain today that sync is maybe one of,
30
134330
7000
Sync gerçek bir olgu. Birazdan senkronizasyonun tüm doğadaki en yaygın eğilimlerden biri,
02:21
if not one of the most, perhaps the most pervasive drive in all of nature.
31
141330
4000
hatta, belki de en yaygın eğilim olduğunu anlatacağım sizlere birazdan.
02:25
It extends from the subatomic scale to the farthest reaches of the cosmos.
32
145330
6000
Atomaltı ölçülerden evrenin en uzak bölgelerine kadar uzanan bir eğilim...
02:31
It's a deep tendency toward order in nature
33
151330
4000
Doğada düzene yönelik çok derin bir eğilim mevcut,
02:35
that opposes what we've all been taught about entropy.
34
155330
3000
ki bu da bugüne kadar entropy hakkında bize öğretilen herşeyin aksini iddia etmektir
02:38
I mean, I'm not saying the law of entropy is wrong -- it's not.
35
158330
3000
Entropi yasasının yanlış olduğunu iddia etmiyorum - ki değil.
02:41
But there is a countervailing force in the universe --
36
161330
2000
Ancak, bir karşıt gücün olduğunu savunuyorum evrende,
02:43
the tendency towards spontaneous order. And so that's our theme.
37
163330
5000
spontan, yani kendi kendine düzene girme eğilimi. İşte konumuz bu.
02:48
Now, to get into that, let me begin with what might have occurred to you immediately
38
168330
4000
Konuya başlarken sizin de doğada senkronize hareket denildiğinde
02:52
when you hear that we're talking about synchrony in nature,
39
172330
4000
ilk aklınıza gelecek olan örneklerden başlayalım,
02:56
which is the glorious example of birds that flock together,
40
176330
6000
hep birlikte uçan kuşların sunduğu muhteşem görüntü,
03:02
or fish swimming in organized schools.
41
182330
4000
veya birlikte hareket eden balık sürüleri.
03:06
So these are not particularly intelligent creatures,
42
186330
4000
Kaldı ki bunlar üstün zekalı yaratıklar olmadığını biliyoruz.
03:10
and yet, as we'll see, they exhibit beautiful ballets.
43
190330
3000
Ancak birazdan göreceğimiz gibi bu yaratıklar olağanüstü güzellikte bir bale sunabiliyorlar bizlere.
03:15
This is from a BBC show called "Predators,"
44
195330
2000
"Predators" (Yırtıcı Hayvanlar) isimli BBC programının görüntülerine bakıyoruz,
03:17
and what we're looking at here are examples of synchrony that have to do with defense.
45
197330
5000
ve burada senkron hareketler savunma ile ilgili.
03:23
When you're small and vulnerable, like these starlings,
46
203330
3000
Buradaki sığırcıklar gibi küçük ve savunmasız bir canlıysanız, saldırganların aklını karıştırmak için sürü halinde hareket etmeniz faydalıdır.
03:26
or like the fish, it helps to swarm to avoid predators, to confuse predators.
47
206330
7000
Balıklar için de durum aynı, sürü halinde yüzmek saldırganlara karşı iyi bir taktik.
03:35
Let me be quiet for a second because this is so gorgeous.
48
215330
3000
Biraz sessiz kalayım, b harika görüntüleri izleyelim birlikte.
03:53
For a long time, biologists were puzzled by this behavior,
49
233330
3000
Uzun bir süre biyologlar bu davranışı açıklayamıyorlardı,
03:56
wondering how it could be possible.
50
236330
2000
nasıl olabileceğini merak ediyorlardı.
03:59
We're so used to choreography giving rise to synchrony.
51
239330
3000
Eşzamanlı hareketlerin oluşabilmesi için bir koreografinin olması gerektiği düşüncesi vardı.
04:03
These creatures are not choreographed.
52
243330
2000
Ancak kimse bu yaratıkların nasıl hareket etmesi gerektiğini söylemiyor.
04:05
They're choreographing themselves.
53
245330
2000
Onlar kendi kendilerine koreografi yaratıyorlar.
04:09
And only today is science starting to figure out how it works.
54
249330
3000
Bunun nasıl meydana gelebileceğini de bilim ancak çözmeye başladı.
04:13
I'll show you a computer model made by Iain Couzin, a researcher at Oxford,
55
253330
6000
Oxford'ta araştırmacı olan Ian Kuzan tarafından yaratılmış bir bilgisayar modeli
04:19
that shows how swarms work.
56
259330
2000
bu davranışın nasıl çalıştığını gösteriyor.
04:21
There are just three simple rules.
57
261330
2000
Sadece üç basit kural var.
04:24
First, all the individuals are only aware of their nearest neighbors.
58
264330
4000
Birincisi, her birey sadece en yakın komşularının farkında olacak.
04:29
Second, all the individuals have a tendency to line up.
59
269330
3000
İkincisi, tüm bireylerin sıraya girme eğilimi olacak.
04:33
And third, they're all attracted to each other,
60
273330
3000
Ve üçüncüsü, tüm bireyler diğerlerini cezbediyor olacak ancak
04:36
but they try to keep a small distance apart.
61
276330
2000
bunu yaparken belirli bir mesafede kalmaya çalışıyor olacaklar.
04:39
And when you build those three rules in,
62
279330
3000
Bu üç kuralı uyguladığımızda
04:42
automatically you start to see swarms
63
282330
2000
birden bire bilrikte hareket eden sürüler görmeye başlıyoruz.
04:44
that look very much like fish schools or bird flocks.
64
284330
3000
Tıpkı kuş veya balık sürüleri gibi görünen sürüler bunlar.
04:48
Now, fish like to stay close together, about a body length apart.
65
288330
4000
Balıklar birbirlerine oldukça yakın kalmayı tercih ederler.
04:52
Birds try to stay about three or four body lengths apart.
66
292330
3000
Kuşlar ise, üç-dört beden uzunluğu kadar mesafede olmayı tercih ederler.
04:55
But except for that difference, the rules are the same for both.
67
295330
3000
Bunun dışında her ikisi için de kurallar aynıdır.
05:04
Now, all this changes when a predator enters the scene.
68
304330
3000
Ancak sahneye bir avcının gelmesiyle bu tablo değişir.
05:09
There's a fourth rule: when a predator's coming, get out of the way.
69
309330
5000
Bu durumda dördüncü bir kural devreye girer: avcıdan kaç
05:23
Here on the model you see the predator attacking.
70
323330
3000
Modelde avcının sürüye saldıldırğında nelerin olduğunu görüyoruz.
05:28
The prey move out in random directions,
71
328330
2000
Saldırı altında sürünen fertleri rastgele yönlere kaçıyor,
05:30
and then the rule of attraction brings them back together again,
72
330330
3000
ancak birbirlerini cezbetme kuralı sayesinde tekrar biraraya geliyorlar.
05:33
so there's this constant splitting and reforming.
73
333330
3000
Dolayısıyla süreklü olarak birbirlerinden ayrılan ve tekrar biraraya gelen bir tablo oluşuyor.
05:37
And you see that in nature.
74
337330
2000
Doğada gördüğümüz de bunun aynısı.
05:47
Keep in mind that, although it looks as if each individual is acting to cooperate,
75
347330
6000
Unutmayınız ki, burda bireyler birbiriyle eşgüdümlü olarak hareket ediyor gibi görünse de
05:53
what's really going on is a kind of selfish Darwinian behavior.
76
353330
4000
aslında herbiri Darwin teorisine uygun bencilce hareket ediyor.
05:57
Each is scattering away at random to try to save its scales or feathers.
77
357330
4000
Her biri kendi tüylü veya pullu bendenini korumak için rastgele bir şekilde saldırgandan kaçıyor.
06:03
That is, out of the desire to save itself,
78
363330
3000
Yani, sadece kendi canını koruma güdüsüyle hareket etse de
06:06
each creature is following these rules,
79
366330
3000
herkesin aynı kurallara uyması
06:09
and that leads to something that's safe for all of them.
80
369330
2000
topluluk için faydalı bir durum yaratıyor.
06:11
Even though it looks like they're thinking as a group, they're not.
81
371330
3000
Bir grup olarak, eşgüdümlü bir şekilde hareket ediyorlar gibi görünseler de aslında etmiyorlar.
06:32
You might wonder what exactly is the advantage to being in a swarm,
82
392330
3000
Peki, bir sürünün parçası olmanın ne gibi avantajları var diye düşünebilirsiniz.
06:35
so you can think of several.
83
395330
2000
Bir kaç nedeni var.
06:37
As I say, if you're in a swarm, your odds of being the unlucky one
84
397330
4000
Büyük bir sürünün parçasıysanız, yakalanma şansınız
06:41
are reduced as compared to a small group.
85
401330
3000
küçük bir grubun üyesi olmanızla kıyasla daha küçük.
06:45
There are many eyes to spot danger.
86
405330
3000
Tehlikeyi görebilecek çok sayıda göz var.
06:48
And you'll see in the example with the starlings, with the birds,
87
408330
7000
Ve sizde sigircik kuslarinin, kuslarin, orneginde farkedeceksiniz
06:55
when this peregrine hawk is about to attack them,
88
415330
2000
yabani sahin suruye saldirmak uzereyken,
06:57
that actually waves of panic can propagate,
89
417330
3000
aslinda panik dalgasinin yayildigini,
07:00
sending messages over great distances.
90
420330
3000
uzak mesafelere mesaj gonderdigini.
07:03
You'll see -- let's see, it's coming up possibly at the very end -- maybe not.
91
423330
8000
Goruceksiniz -- evet, geliyor muhtemelen en sonda -- belkide gelmiyor.
07:12
Information can be sent over half a kilometer away
92
432330
3000
Bilgi yarim kilometre oteye gonderilebilir.
07:15
in a very short time through this mechanism.
93
435330
3000
cok kisa zamanda bu mekanizma araciligiyla.
07:20
Yes, it's happening here.
94
440330
2000
Evet, burada oluyor.
07:22
See if you can see those waves propagating through the swarm.
95
442330
3000
Surude dalgalarin yayildigini gorup goremediginize bakin.
07:26
It's beautiful. The birds are, we sort of understand, we think,
96
446330
4000
Cok guzel. Kuslar, biz anlayabiliyoruz,
07:30
from that computer model, what's going on.
97
450330
2000
bilgisayar modellemesinden, bizce neler olup bittigini (anlayabiliyoruz).
07:32
As I say, it's just those three simple rules,
98
452330
2000
Benim soyledigim gibi, sadece uc basit kural,
07:34
plus the one about watch out for predators.
99
454330
2000
arti yirticilara karsi dikkatli olmak.
07:36
There doesn't seem to be anything mystical about this.
100
456330
3000
Bunun gizemli herhangi bir yani yok gibi gorunuyor.
07:39
We don't, however, really understand at a mathematical level.
101
459330
3000
Fakat biz bunu matematiksel bir seviyede anlamis degiliz.
07:42
I'm a mathematician. We would like to be able to understand better.
102
462330
4000
Ben makematikciyim. Biz bunu daha iyi anlamak istiyoruz.
07:46
I mean, I showed you a computer model, but a computer is not understanding.
103
466330
3000
Demek istiyorumki, size bir bilgisayar modeli gosterdim, fakat bilgisayar modeli bunu anladigimiz anlamina gelmiyor.
07:49
A computer is, in a way, just another experiment.
104
469330
3000
Bilgisayar bir nevi sadece birbaska deney.
07:52
We would really like to have a deeper insight into how this works
105
472330
3000
Bunun nasil yurudugune dair daha derinlemesine bir ongorumuz olsun istiyoruz
07:55
and to understand, you know, exactly where this organization comes from.
106
475330
5000
ve anlamak, bilirsiniz, tam olarak bu organizasonun nedereden geldigi.
08:00
How do the rules give rise to the patterns?
107
480330
2000
Kurallar boyle bir davranisi nasil ortayacikariyor?
08:02
There is one case that we have begun to understand better,
108
482330
3000
Daha iyi anlamaya basladigimiz bir ornek var,
08:05
and it's the case of fireflies.
109
485330
3000
ve bu ornek atesbocekleri.
08:08
If you see fireflies in North America,
110
488330
2000
Kuzey Amerikada atesboceklerini gozlemlerseniz,
08:10
like so many North American sorts of things,
111
490330
2000
Kuzey Amerikanin bircok seyi gibi,
08:12
they tend to be independent operators. They ignore each other.
112
492330
4000
onlar bagimsiz olmaya meyilli operatorler. Birbirlerini gozardi ediyorlar.
08:16
They each do their own thing, flashing on and off,
113
496330
2000
Herbiri kendi aleminde, yanip sonuyorlar,
08:18
paying no attention to their neighbors.
114
498330
2000
komsularini dikkate almiyorlar.
08:20
But in Southeast Asia -- places like Thailand or Malaysia or Borneo --
115
500330
5000
Fakat Asyanin Kuzeydogusunda -- Tayland ya da Malezya ya da Borneo gibi yerlerde --
08:25
there's a beautiful cooperative behavior that occurs among male fireflies.
116
505330
5000
erkek atesboceklerinde guzel isbirlikci bir davranis goruluyor.
08:30
You can see it every night along the river banks.
117
510330
3000
Hergece irmak kiyilarinda bunu gorebilirsiniz.
08:33
The trees, mangrove trees, are filled with fireflies communicating with light.
118
513330
5000
Agaclar, mangrov agaclari, isikla haberlesen atesbocekleriyle dolu.
08:38
Specifically, it's male fireflies who are all flashing in perfect time together,
119
518330
5000
Ozellikle, erkek atesbocekleri hepberaber mukemmel zamanlama ile yaniyorlar,
08:43
in perfect synchrony, to reinforce a message to the females.
120
523330
4000
mekemmel senkronizasyon icinde, disilere pekistilmis bir mesaj iletmek icin.
08:47
And the message, as you can imagine, is "Come hither. Mate with me."
121
527330
4000
Ve mesaj, sizin tahmin edebileceginiz gibi, "Buraya gel. Benimle ciftles."
08:52
(Music)
122
532330
6000
(Muzik)
08:59
In a second I'm going to show you a slow motion of a single firefly
123
539330
4000
Birkac saniye icinde size tek bir atesboceginin agir cekimini gosterecegim
09:03
so that you can get a sense. This is a single frame.
124
543330
3000
boylece bununla ilgili bir fikriniz olur. Bu tek bir kare.
09:06
Then on, and then off -- a 30th of a second, there.
125
546330
5000
Sonra yaniyor, ve sonra sonuyor -- saniyenin 30 da birinde, orada.
09:11
And then watch this whole river bank, and watch how precise the synchrony is.
126
551330
4000
Ve sonra butun irmak kiyisini izleyin, ve senkronizasyonun ne kadar dakik oldugunu izleyin.
09:18
On, more on and then off.
127
558330
3000
Yaniyor, biraz daha yaniyor ve sonra sonuyor.
09:27
The combined light from these beetles -- these are actually tiny beetles --
128
567330
3000
Bu boceklerden gelen toplam isik -- bunlar aslinda cok kucuk bocekler --
09:30
is so bright that fishermen out at sea can use them
129
570330
3000
cok parlak ki denizdeki bir balikci bunu
09:33
as navigating beacons to find their way back to their home rivers. It's stunning.
130
573330
4000
kendi irmaklarina geri donmek icin yol gosterici fenerler olarak kullanabilirler. Bu cok carpici.
09:37
For a long time it was not believed
131
577330
2000
Uzun sure buna inanilmadi
09:39
when the first Western travelers, like Sir Francis Drake,
132
579330
3000
ilk Batili gezginler , Sor Francis Drake gibi,
09:42
went to Thailand and came back with tales of this unbelievable spectacle.
133
582330
4000
Taylanda gittiklerinde ve geriye bu inanilmaz manzaranin hikayesi ile donduklerinde (inanilmadi).
09:46
No one believed them.
134
586330
2000
Kimse onlara inanmadi.
09:48
We don't see anything like this in Europe or in the West.
135
588330
3000
Avrupada ya da Batida biz buna benzer birsey gormuyoruz.
09:51
And for a long time, even after it was documented,
136
591330
3000
Ve uzun sure, Belgelendikten sonra dahi,
09:54
it was thought to be some kind of optical illusion.
137
594330
2000
bir cesit optik iluzyon oldugu dusunuldu.
09:56
Scientific papers were published saying it was twitching eyelids
138
596330
3000
Bunun goz seyirmesi oldugunu idda eden bilimsel makaleler yayinlandi
09:59
that explained it, or, you know, a human being's tendency
139
599330
4000
bunu aciklamisti, ya da, bilirsiniz, insanlarin (egilimleri)
10:03
to see patterns where there are none.
140
603330
2000
duzen olmadigi halde onu gormeye olan egilimleri.
10:05
But I hope you've convinced yourself now, with this nighttime video,
141
605330
3000
Fakat umarim simdi ikna olmussunuzdur, bu gece videosu ile beraber,
10:08
that they really were very well synchronized.
142
608330
3000
cok iyi bir sekilde senkronize olduklarina dair.
10:11
Okay, well, the issue then is, do we need to be alive
143
611330
3000
Evet, peki, simkdi mesele (canli olmamiz mi gerekiyor)
10:14
to see this kind of spontaneous order,
144
614330
2000
plansiz bir duzen gostermek icin canli olmakmi gerekiyor,
10:16
and I've already hinted that the answer is no.
145
616330
3000
ve isaret ettigim gibi cevap hayir.
10:21
Well, you don't have to be a whole creature.
146
621330
2000
Evet, butunuyle yaratik olmaniz gerekmiyor.
10:23
You can even be just a single cell.
147
623330
2000
Sadece tek bir hucre bile olabilirsiniz.
10:25
Like, take, for instance, your pacemaker cells in your heart right now.
148
625330
3000
Mesela, su anda kalbilinizdeki kalp pili hucrelerini ele alin.
10:28
They're keeping you alive.
149
628330
2000
Onlar sizi hayatta tutuyor.
10:30
Every beat of your heart depends on this crucial region, the sinoatrial node,
150
630330
5000
Kalbinizin her atisi bu kritik bolgeye bagli, sinoatrial dugum,
10:35
which has about 10,000 independent cells that would each beep,
151
635330
4000
10,000 tane bagimsiz hucresinden herbiri atiyor,
10:39
have an electrical rhythm -- a voltage up and down --
152
639330
3000
bir elektriksel ritimleri var -- voltaj yukseliyor ve dusuyor --
10:42
to send a signal to the ventricles to pump.
153
642330
3000
odaciklara kan pompalamalari icin bir sinyal gondermek icin.
10:45
Now, your pacemaker is not a single cell.
154
645330
3000
Simdi, ksizin kalp piliniz tek bir hucre degil.
10:48
It's this democracy of 10,000 cells that all have to fire in unison
155
648330
3000
Bu 10,000 tane hucrenin demokrasisi, uyumlu bir sekilde calismasi
10:51
for the pacemaker to work correctly.
156
651330
2000
kalp pilinin dogru calismasi icin.
10:54
I don't want to give you the idea that synchrony is always a good idea.
157
654330
3000
Size senkronizasyonun herzaman iyi bir fikir oldugunu asilamak istemiyorum.
10:57
If you have epilepsy, there is an instance of billions of brain cells, or at least millions,
158
657330
5000
Eger epilepsi hastasiylsaniz, bilyonlarca ya da en azindan milyonlarca beyin hucresinin
11:02
discharging in pathological concert.
159
662330
3000
anormal bir sekilde desarj olmasi sozkonusu.
11:06
So this tendency towards order is not always a good thing.
160
666330
3000
Yani duzene olan egilim herzaman iyi bir sey degil.
11:10
You don't have to be alive. You don't have to be even a single cell.
161
670330
3000
Canli (hayatta) olmak zorunda degilsiniz. Hatta tek bir hucre olmak zorunda bile degilsiniz.
11:13
If you look, for instance, at how lasers work,
162
673330
3000
Mesela lazerlerin nasil calistigini gozlemlerseniz
11:16
that would be a case of atomic synchrony.
163
676330
3000
bunun atomik bir senkronizasyon oldugunu gorursunuz.
11:19
In a laser, what makes laser light so different from the light above my head here
164
679330
4000
Bir lazerde, lazeri yukaridaki isiktan farkli kilan sey,
11:23
is that this light is incoherent --
165
683330
2000
buradaki isigin tutarsiz olusu --
11:25
many different colors and different frequencies,
166
685330
3000
bircok farkli renk ve farkli frekanslar,
11:28
sort of like the way you clapped initially --
167
688330
3000
ilkbasta sizin alkislamaniz gibi --
11:31
but if you were a laser, it would be rhythmic applause.
168
691330
3000
fakat eger bir lazer olsaydiniz, alkislariniz ritmik olurdu.
11:34
It would be all atoms pulsating in unison,
169
694330
2000
Uyumlu bir sekilde titresen atomlar olurdu,
11:36
emitting light of one color, one frequency.
170
696330
3000
tek bir renkte isik cikaran, tek frekansta.
11:40
Now comes the very risky part of my talk,
171
700330
3000
Simdi konusmanin riskli kismi geliyor,
11:43
which is to demonstrate that inanimate things can synchronize.
172
703330
4000
cansiz seylerin senkronize olabildigini gostermek icin.
11:47
Hold your breath for me.
173
707330
2000
Benim icin nefesinizi tutun.
11:49
What I have here are two empty water bottles.
174
709330
4000
Burada iki adet bos su sisem var.
11:56
This is not Keith Barry doing a magic trick.
175
716330
2000
Bu Keith Barrynin hokus pokus yapmasi degil.
11:58
This is a klutz just playing with some water bottles.
176
718330
5000
Bu su siseleriyle oynayan bir sakar kimse.
12:03
I have some metronomes here.
177
723330
2000
Burada birkac metronomum var.
12:08
Can you hear that?
178
728330
2000
Duyabiliyor musunuz?
12:12
All right, so, I've got a metronome,
179
732330
2000
Evet, yani, bir metronomum var,
12:14
and it's the world's smallest metronome, the -- well, I shouldn't advertise.
180
734330
4000
ve dunyanin en kucuk metronomu, sey, bunun relamini yapmamaliyim.
12:18
Anyway, so this is the world's smallest metronome.
181
738330
3000
Herneyse, yani bu dunyanin en kucuk metronomu.
12:21
I've set it on the fastest setting, and I'm going to now take
182
741330
3000
Onu en hizli olucak sekilde ayarladim, ve simdi
12:24
another one set to the same setting.
183
744330
2000
bir tane daha ayni sekilde ayarlayacagim.
12:28
We can try this first. If I just put them on the table together,
184
748330
3000
Bunu ilk once test edebiliriz. Eger bunlari masanin uzerine beraber koyarsam,
12:33
there's no reason for them to synchronize, and they probably won't.
185
753330
3000
Senkronize olmalari icin hic bir neden yok, ve muhtemelen olmayacaklar.
12:42
Maybe you'd better listen to them. I'll stand here.
186
762330
2000
Belkide onlarini dinlemelisiniz. Ben surada duracagim.
12:49
What I'm hoping is that they might just drift apart
187
769330
2000
Ben ikisinin ayrilmasini umit ediyorum
12:51
because their frequencies aren't perfectly the same.
188
771330
2000
cunku frekanslari tamamen ayni degil.
13:01
Right? They did.
189
781330
2000
Evet? Oyle oldu.
13:03
They were in sync for a while, but then they drifted apart.
190
783330
2000
Bir sureligine senkronize oldular, fakat sonra ayrildilar.
13:07
And the reason is that they're not able to communicate.
191
787330
2000
Ve bunun nedeni haberlesememeleri.
13:09
Now, you might think that's a bizarre idea.
192
789330
2000
Simdi bunun tuhaf bir fikir oldugunu dusunebilirsiniz.
13:11
How can metronomes communicate?
193
791330
2000
Nasil olurda metronomlar haberlesebilir?
13:14
Well, they can communicate through mechanical forces.
194
794330
3000
Evet, mekanik gucler araciligiyla haberlesebilirler.
13:17
So I'm going to give them a chance to do that.
195
797330
2000
Yani ben onlara bunu yapabilme sansi ni taniyacagim.
13:19
I also want to wind this one up a bit. How can they communicate?
196
799330
3000
Bunu biraz kurcalamak istiyorum. Nasil haberlesiyorlar?
13:22
I'm going to put them on a movable platform,
197
802330
2000
Onlari hareketli bir platforma koyacagim,
13:24
which is the "Guide to Graduate Study at Cornell." Okay? So here it is.
198
804330
9000
ki platform 'Cornell Universitesindeki Lisans Ustu Egitim Kilavuzu.' Tamam, iste basliyoruz
13:33
Let's see if we can get this to work.
199
813330
2000
Bakalim bunu calistirabilecekmiyiz.
13:37
My wife pointed out to me that it will work better if I put both on at the same time
200
817330
4000
Benim esime gore eger ikisini ayni anda koyarsam daha iyi calisacak.
13:41
because otherwise the whole thing will tip over.
201
821330
2000
Cunku aksitakdirde hersey terscevrilir.
13:43
All right. So there we go. Let's see. OK, I'm not trying to cheat --
202
823330
7000
Peki. Basliyoruz, gorelim. Tamam, kadirmaya calismiyorum --
13:50
let me start them out of sync. No, hard to even do that.
203
830330
5000
bunlari senkronize olmamis bir sekilde baslatayim. Hayir, bunu yapmak bile zor.
14:08
(Applause)
204
848330
4000
(Alkis)
14:12
All right. So before any one goes out of sync, I'll just put those right there.
205
852330
5000
Evet. Herhangibiri senkronize olmayi birakmadan once, bunlari hemen suraya koyayim.
14:17
(Laughter)
206
857330
1000
(Gulusmeler)
14:18
Now, that might seem a bit whimsical,
207
858330
2000
Simdi, bu biraz tuhaf gorunebilir,
14:20
but this pervasiveness of this tendency towards spontaneous order
208
860330
5000
fakat spontane duzene olan egilimin yayginliginin
14:25
sometimes has unexpected consequences.
209
865330
4000
bazen beklenmedik sonuclari olabilir.
14:29
And a clear case of that,
210
869330
2000
Ve bunun acik bir ornegi,
14:31
was something that happened in London in the year 2000.
211
871330
3000
2000 yilinda Londrada olan birsey.
14:34
The Millennium Bridge was supposed to be the pride of London --
212
874330
3000
Milenyum Koprusu Londranin gruru olmaliydi --
14:37
a beautiful new footbridge erected across the Thames,
213
877330
4000
guzel bir yaya koprusu Thames nehri uzerine insa edildi,
14:41
first river crossing in over 100 years in London.
214
881330
4000
100 yildan fazla bir zaman icerisinde yapilan ilk nehir gecidi.
14:45
There was a big competition for the design of this bridge,
215
885330
3000
Bu koprunun dizayni icin buyuk bir yarisma vardi,
14:48
and the winning proposal was submitted by an unusual team --
216
888330
4000
ve kazanan proje alisilagelmedik bir grup tarafindan gonderilmisti --
14:52
in the TED spirit, actually -- of an architect --
217
892330
3000
TED ruhu icinde, aslinda -- bir mimar --
14:55
perhaps the greatest architect in the United Kingdom, Lord Norman Foster --
218
895330
4000
belkide Birlesik Kralliktaki en iyi mimar, Lord Norman Foster --
14:59
working with an artist, a sculptor, Sir Anthony Caro,
219
899330
5000
takimda bir sanatci, bir heykeltras, Sir Anthony Caro,
15:04
and an engineering firm, Ove Arup.
220
904330
4000
ve bir muhendislik firmasi, Ove Arup.
15:08
And together they submitted a design based on Lord Foster's vision,
221
908330
5000
Ve hepberaber Lord Fosterin goruslerine dayanan bir dizayn gonderdiler,
15:13
which was -- he remembered as a kid reading Flash Gordon comic books,
222
913330
4000
ki -- Lord Nelson bu dizayni cocukken okudugu Flash Gordon cigi romanindan hatirlamis,
15:17
and he said that when Flash Gordon would come to an abyss,
223
917330
3000
ve Lord Nelsonun soyledigine gore Flash Gordon bir ucuruma geldigi zaman,
15:20
he would shoot what today would be a kind of a light saber.
224
920330
3000
bugunki bir cesit isin kilicini cekerdi.
15:23
He would shoot his light saber across the abyss, making a blade of light,
225
923330
4000
Bunu ucurum boyunca savurur ve bir isik huzmesi yapardi,
15:27
and then scamper across on this blade of light.
226
927330
2000
ve bu isik huzmesinin uzerinden hizlica kacardi.
15:29
He said, "That's the vision I want to give to London.
227
929330
2000
Soyle dedi, 'Londraya vermek iztedigim vizyon bu.
15:31
I want a blade of light across the Thames."
228
931330
3000
Thamesin uzerinde bir isik huzmesi istiyorum. "
15:35
So they built the blade of light,
229
935330
2000
Boylece bu isik huzmesini insa ettiler,
15:37
and it's a very thin ribbon of steel, the world's --
230
937330
6000
ve bu cok ince celik bit kordon, Dunyanin --
15:43
probably the flattest and thinnest suspension bridge there is,
231
943330
3000
belkide en duz ve ince asma koprusu,
15:46
with cables that are out on the side.
232
946330
3000
kablolari kenarlarda.
15:49
You're used to suspension bridges with big droopy cables on the top.
233
949330
3000
Asma koprulerin yukaridan dusen buyuk kablolarinin olmasina alisiksiniz.
15:52
These cables were on the side of the bridge,
234
952330
3000
Bu kablolar koprunun kenarlarinda,
15:55
like if you took a rubber band and stretched it taut across the Thames --
235
955330
4000
lastik bandi alirsanizve
15:59
that's what's holding up this bridge.
236
959330
2000
kopruyun tutan bu mekanizma.
16:01
Now, everyone was very excited to try it out.
237
961330
2000
Simdi, herkes denemek icin cok heyecanli.
16:03
On opening day, thousands of Londoners came out, and something happened.
238
963330
5000
Acilis gununde, binlerce Londrali geldi, ve birsey oldu.
16:08
And within two days the bridge was closed to the public.
239
968330
4000
Ve iki gun icinde kopru halka kapatildi.
16:12
So I want to first show you some interviews with people
240
972330
5000
Size yapilan bazi roportajlari gostermek istiyorum
16:17
who were on the bridge on opening day, who will describe what happened.
241
977330
3000
bu roportajlar acilis gununde koprunun uzerinde olan ve olayi aciklayacak kisilerle yapildi.
16:20
Man: It really started moving sideways and slightly up and down,
242
980330
5000
Adam: Biryandan obur yana ve biraz yukari assagi hareket etmeye basladi,
16:25
rather like being on the boat.
243
985330
3000
botun uzerindeymis gibi.
16:28
Woman: Yeah, it felt unstable, and it was very windy,
244
988330
3000
Kadin: Evet, sabit degilmis gibi hissettirdi, ve cok ruzgarliydi,
16:31
and I remember it had lots of flags up and down the sides, so you could definitely --
245
991330
4000
ve kenarlarinda bircok bayrak oldugunu hatirliyorum, yani kesinlikle ---
16:35
there was something going on sideways, it felt, maybe.
246
995330
3000
yan taraflarda birseyler oluyordu, belkide.
16:38
Interviewer: Not up and down? Boy: No.
247
998330
2000
Muhabir: Yukari ve Assagi degil mi? Cocuk: Hayir.
16:40
Interviewer: And not forwards and backwards? Boy: No.
248
1000330
2000
Muhabir: Ve arkaya one degil mi ? Cocuk: Hayir.
16:42
Interviewer: Just sideways. About how much was it moving, do you think?
249
1002330
3000
Muhabir: Sadece yanlara. Sana kalirsa nekadar hareket ediyordu?
16:45
Boy: It was about --
250
1005330
2000
Cocuk: Su kadar --
16:47
Interviewer: I mean, that much, or this much?
251
1007330
2000
Muhabir: Yani, bu kadar mi, yoksa bu kadar mi?
16:49
Boy: About the second one.
252
1009330
2000
Cocuk: Ikincisi kadar.
16:51
Interviewer: This much? Boy: Yeah.
253
1011330
2000
Muhabir: Bu kadar mi? Cocuk: Evet.
16:53
Man: It was at least six, six to eight inches, I would have thought.
254
1013330
3000
Adam: En assagi alti, alti ya da yedi inc, bana kalirsa.
16:56
Interviewer: Right, so, at least this much? Man: Oh, yes.
255
1016330
2000
Muhabir: Evet, yani, en azindan bu kadar? Adam: Oh, evet.
16:58
Woman: I remember wanting to get off.
256
1018330
2000
Kadin: Ben cikmak istedigimi hatirliyorum.
17:00
Interviewer: Oh, did you? Woman: Yeah. It felt odd.
257
1020330
2000
Muhabir: Oh, Oyle mi? Kadin: Evet, Tuhaf bir histi.
17:02
Interviewer: So it was enough to be scary? Woman: Yeah, but I thought that was just me.
258
1022330
6000
Muhabir: Yani korkutucu olmak icin yeterliydi? Kadin: Evet, fakat ben sadece kendimin boyle oldugunu dusundum.
17:08
Interviewer: Ah! Now, tell me why you had to do this?
259
1028330
3000
Muhabir: Ah! Simdi, bunu bana neden yapmak zorunda kaldigini anlat?
17:11
Boy: We had to do this because, to keep in balance
260
1031330
2000
Cocuk: Bunu yapmak zorundaydik, dengeyi korumak icin
17:13
because if you didn't keep your balance,
261
1033330
2000
cunku dengeyi korumazsan,
17:15
then you would just fall over about, like, to the left or right, about 45 degrees.
262
1035330
6000
saga ya da sola 45 derece kadar duserdin.
17:21
Interviewer: So just show me how you walk normally. Right.
263
1041330
4000
Muhabir: Normalde bana nasil yurudugunu goster. Evet.
17:26
And then show me what it was like when the bridge started to go. Right.
264
1046330
5000
Ve simdi kopru gitmeye basladiginda nasil oldugnu goster. Evet.
17:31
So you had to deliberately push your feet out sideways and --
265
1051330
4000
Yani bilerek ayaklarinizi kenarlarlara dogru ittiniz ve --
17:35
oh, and short steps?
266
1055330
2000
oh, ve kucuk adimlar?
17:37
Man: That's right. And it seemed obvious to me
267
1057330
3000
Adam: Dogru. Ve bence
17:40
that it was probably the number of people on it.
268
1060330
3000
koprudeki insanlarin sayisiyla alakaliydi.
17:44
Interviewer: Were they deliberately walking in step, or anything like that?
269
1064330
4000
Muhabir: Herkes bilerek mi adim ile yuruyordu, ya da onun gibi birsey?
17:48
Man: No, they just had to conform to the movement of the bridge.
270
1068330
4000
Adam: Hayir, sadece koprunun hareketine uyum saglamak zorundalardi.
17:52
Steven Strogatz: All right, so that already gives you a hint of what happened.
271
1072330
3000
Steven Strogatz: Evet , bu size neler olduguna dair bir ipucu veriyor.
17:55
Think of the bridge as being like this platform.
272
1075330
4000
Kopruyu bu platform gibi dusunun.
17:59
Think of the people as being like metronomes.
273
1079330
3000
Insanlaridametronomlar gibi.
18:02
Now, you might not be used to thinking of yourself as a metronome,
274
1082330
3000
Simdi, kendinizi bir metronom olarak dusunmeye alisik olamayabilirsiniz,
18:05
but after all, we do walk like -- I mean, we oscillate back and forth as we walk.
275
1085330
4000
fakat yinede, yurumemiz -- yani, yururken one ve arkaya osile ediyoruz.
18:09
And especially if we start to walk like those people did, right?
276
1089330
3000
Ve ozellikle o insanlar gibi yurumeye baslarsak, degilmi?
18:12
They all showed this strange sort of skating gait
277
1092330
4000
Herbiri tuhaf bir paten kayma seklinde yuruyuz sekli gosterdi
18:16
that they adopted once the bridge started to move.
278
1096330
3000
kopru hareket etmeye basladiginda adapte olduklari.
18:19
And so let me show you now the footage of the bridge.
279
1099330
3000
Ve simdi size koprunun bir goruntusunu gostereyim.
18:22
But also, after you see the bridge on opening day, you'll see an interesting clip
280
1102330
4000
Fakat bunun yaninda, kopruyu acilis gununde gordukten sonra, enteresan bir klip
18:26
of work done by a bridge engineer at Cambridge named Allan McRobie,
281
1106330
5000
Cambridgede Alan McRobie adinda bir kopru muhendisi tarafindan yapilan bir isi izleyeceksiniz,
18:31
who figured out what happened on the bridge,
282
1111330
2000
kopruye neler oldugunu anlamis,
18:33
and who built a bridge simulator to explain exactly what the problem was.
283
1113330
4000
ve olanlari anlatmak icin bir kopru simulatoru yapmis.
18:37
It was a kind of unintended positive feedback loop
284
1117330
4000
Bir cesit pozitif geribesleme dongusu
18:41
between the way the people walked and the way the bridge began to move,
285
1121330
3000
insanlarim yurume sekli ve koprunun hareketi arasinda,
18:44
that engineers knew nothing about.
286
1124330
2000
ve muhendisler bununla ilgili hicbirsey bilmiyordu.
18:46
Actually, I think the first person you'll see
287
1126330
2000
Aslinda, bana kalirsa goreceginiz ilk kisi
18:48
is the young engineer who was put in charge of this project. Okay.
288
1128330
4000
bu projeyi yoneten genc muhendis. Tamam.
18:53
(Video) Interviewer: Did anyone get hurt? Engineer: No.
289
1133330
2000
(Video) Muhabir: Can kaybi oldu mu? Muhendis: Hayir.
18:55
Interviewer: Right. So it was quite small -- Engineer: Yes. Interviewer: -- but real?
290
1135330
3000
Muhabir: Evet. Yani oldukca kucuktu. -- Muhendis: Evet. Muhabir: -- fakat gercekti?
18:58
Engineer: Absolutely. Interviewer: You thought, "Oh, bother."
291
1138330
3000
Muhendis: Kesinlikle. Muhabir: "Olacak sey degil" diye mi dusundunuz.
19:01
Engineer: I felt I was disappointed about it.
292
1141330
3000
Muhendis: Duskirikligina ugradigimi hissetim.
19:04
We'd spent a lot of time designing this bridge, and we'd analyzed it,
293
1144330
4000
Bu kopruyu dizayn etmek icin uzun zaman harcadik, ve analiz ettik,
19:08
we'd checked it to codes -- to heavier loads than the codes --
294
1148330
3000
en ince ayrintisina kadar kontrol ettik -- agir yukler koyup sonrasinda detaylarini- -
19:11
and here it was doing something that we didn't know about.
295
1151330
3000
ve ben burada daha once bilmedigimiz bir seyi yapiyordum.
19:14
Interviewer: You didn't expect. Engineer: Exactly.
296
1154330
2000
Muhabir: Bunu beklemiyordunuz. Muhendis: Kesinlikle.
19:16
Narrator: The most dramatic and shocking footage
297
1156330
3000
Sunucu: Dramatik ve sok edici goruntu
19:19
shows whole sections of the crowd -- hundreds of people --
298
1159330
3000
gosteriyorki -- yuzlerce insan -- kalabaligin butun kismi
19:22
apparently rocking from side to side in unison,
299
1162330
2000
gorunuste biryandan obur yana hepberaber sallaniyor,
19:24
not only with each other, but with the bridge.
300
1164330
3000
sadece birbirleri ile degil, ayni zamanda kopruyle.
19:27
This synchronized movement seemed to be driving the bridge.
301
1167330
4000
Bu senkronize hareket kopruyu hareket ettiriyor.
19:31
But how could the crowd become synchronized?
302
1171330
3000
Fakat nasil kalabalik senkronize oldu?
19:34
Was there something special about the Millennium Bridge that caused this effect?
303
1174330
4000
Milenyum Koprunun bir ozelligi mi buna neden oldu?
19:38
This was to be the focus of the investigation.
304
1178330
4000
Bu arastirmanin odak noktasiydi.
19:42
Interviewer: Well, at last the simulated bridge is finished, and I can make it wobble.
305
1182330
6000
Muhabir: Evet, sonunda temsili kopru bitti, ve ben onu sallayabiliyorum.
19:49
Now, Allan, this is all your fault, isn't it? Allan McRobie: Yes.
306
1189330
4000
Simdi, Allan, bunlar hep senin sucun degil mi? Alan Mcrobie: Evet.
19:53
Interviewer: You designed this, yes, this simulated bridge,
307
1193330
2000
Muhabir: Bunu sen dizayn ettin, evet, bu temsili kopruyu,
19:55
and this, you reckon, mimics the action of the real bridge?
308
1195330
3000
ve bu, sana gore, gercek koprunun hareketini taklit ediyor?
19:58
AM: It captures a lot of the physics, yes.
309
1198330
2000
AM: Fiziksel ozelliklerini iceriyor, evet.
20:00
Interviewer: Right. So if we get on it, we should be able to wobble it, yes?
310
1200330
3000
Muhabir: Evet. Yani uzerine cikarsak, onu sallayabiliriz, oyle mi?
20:06
Allan McRobie is a bridge engineer from Cambridge who wrote to me,
311
1206330
3000
Alan Mcrobie Cambridge den bana yazaqn bir kopru muhendisi,
20:09
suggesting that a bridge simulator ought to wobble
312
1209330
3000
kopru simulatorunun sallanmasi gerektigini oneren
20:12
in the same way as the real bridge --
313
1212330
2000
tipki gercek kopru gibi --
20:14
provided we hung it on pendulums of exactly the right length.
314
1214330
2000
sarkaclardan dogru uzunluklarda taktigimiz surece.
20:16
AM: This one's only a couple of tons, so it's fairly easy to get going.
315
1216330
3000
AM: Bu sadece birkac ton, dolayisiyla bunu sallandirmak kolay.
20:19
Just by walking. Interviewer: Well, it's certainly going now.
316
1219330
3000
Sadece yuruyerek MuhabirL Evet, su anda kesinlikle hareket ediyor.
20:22
AM: It doesn't have to be a real dangle. Just walk. It starts to go.
317
1222330
3000
AM: Gercek bir sallanti olmak zorunda degil. Sadece yuru. O gitmeye baslayacak.
20:25
Interviewer: It's actually quite difficult to walk.
318
1225330
3000
Muhabir: Aslinda yurumek oldukca zor.
20:28
You have to be careful where you put your feet down, don't you,
319
1228330
3000
Ayagini bastigin yere dikkat etmen gerekiyor, degil mi?
20:31
because if you get it wrong, it just throws you off your feet.
320
1231330
3000
Cunku eger yanlis basarsan, seni dusurecektir.
20:34
AM: It certainly affects the way you walk, yes. You can't walk normally on it.
321
1234330
4000
AM: Kesinlikle yurume seklinizi etkiliyor, evet. Uzerinde normal bir sekilde yuruyemezsiniz.
20:39
Interviewer: No. If you try and put one foot in front of another,
322
1239330
2000
Muhabir: Hayir. Eger bir ayagi oburunun onune koymayi denerseniz,
20:41
it's moving your feet away from under you. AM: Yes.
323
1241330
3000
ayaginizi govdenizden uzaga dogru hareket ettiriyor. AM: Evet.
20:44
Interviewer: So you've got to put your feet out sideways.
324
1244330
2000
Muhabir: Yani ayaklarinizi yanlara dogru koymak zorundasiniz.
20:47
So already, the simulator is making me walk in exactly the same way
325
1247330
3000
Yani simdiden, simulator beni ayni sekilde yurumek zorunda birakiyor
20:50
as our witnesses walked on the real bridge.
326
1250330
2000
tipki sahitlerin gercek koprude yurudukleri gibi.
20:52
AM: ... ice-skating gait. There isn't all this sort of snake way of walking.
327
1252330
3000
AM: ... buz pateni yurume sekli. Her zaman boyle bir yurume sekli olmak zorunda degil.
20:55
Interviewer: For a more convincing experiment,
328
1255330
2000
Muhabir: Daha ikna edici bir deney icin,
20:57
I wanted my own opening-day crowd, the sound check team.
329
1257330
3000
ben kendi acilis gunu jkalabaligimi istiyorum, ses kontrol ekibi.
21:00
Their instructions: just walk normally.
330
1260330
3000
Talimatlari: sadece normal bir sekilde yuruyun
21:12
It's really intriguing because none of these people is trying to drive it.
331
1272330
4000
Gercekten sasirtici cunku bu insanlardan hicbiri kopruyu sallandirmaya calismiyor.
21:16
They're all having some difficulty walking.
332
1276330
2000
Herkes yurumekte zorlaniyor.
21:19
And the only way you can walk comfortably is by getting in step.
333
1279330
3000
Ve rahatca yuruyebilmenin tek yolu adimi taklit etmek.
21:22
But then, of course, everyone is driving the bridge.
334
1282330
3000
Fakat sonra, tabiki, herkes kopruyu sallandiriyor.
21:27
You can't help it. You're actually forced by the movement of the bridge to get into step,
335
1287330
5000
Onune gecemiyorsunuz. Aslinda koprunun hareketi sizi adimi taklit etmeye zorluyor.
21:32
and therefore to drive it to move further.
336
1292330
2000
ve bu nedenle kopruyu ileriye dogru hareket ettirmeye.
21:38
SS: All right, well, with that from the Ministry of Silly Walks,
337
1298330
4000
SS: Peki, tamam, Aptalca Yurume Bakanligindan sonra,
21:42
maybe I'd better end. I see I've gone over.
338
1302330
3000
belkide konusmayi bitirmeliyim. Goruyorumki sureyi asmisim.
21:45
But I hope that you'll go outside and see the world in a new way,
339
1305330
3000
Ama umuyorumki disariya cikacaksiniz ve dunyayi baska bir gozle goreceksiniz,
21:48
to see all the amazing synchrony around us. Thank you.
340
1308330
3000
cevremizdeki inanilmaz senkronizasyonu goreceksiniz. Tesekkurler.
21:51
(Applause)
341
1311330
2000
(Alkislar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7