The power to think ahead in a reckless age | Bina Venkataraman

111,317 views ・ 2019-09-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Fatih Yegin Gözden geçirme: Can Boysan
00:13
So in the winter of 2012,
0
13111
2532
2012 yılının kışında,
00:15
I went to visit my grandmother's house
1
15667
2017
anneannemin Hindistan'ın güneyindeki evini
00:17
in South India,
2
17708
1643
ziyarete gittim.
00:19
a place, by the way,
3
19375
1309
Bu arada, oradaki sivrisinekler
00:20
where the mosquitos have a special taste for the blood of the American-born.
4
20708
3685
Amerika'da doğanların kanlarına bayılırlar.
00:24
(Laughter)
5
24417
1101
(Gülüşmeler)
00:25
No joke.
6
25542
1250
Şaka değil.
00:27
When I was there, I got an unexpected gift.
7
27375
3333
Oradayken beklenmedik bir hediye aldım.
00:31
It was this antique instrument
8
31583
2518
İşte bu antik müzik aleti.
00:34
made more than a century ago,
9
34125
1934
Bir asırdan daha önce yapılmış,
00:36
hand-carved from a rare wood,
10
36083
2643
nadir bir ahşaptan elle oyulmuş,
00:38
inlaid with pearls
11
38750
1351
incilerle ve düzinelerce metal telle bezenmiş.
00:40
and with dozens of metal strings.
12
40125
2333
00:43
It's a family heirloom,
13
43958
2101
O bir aile yadigârı.
00:46
a link between my past,
14
46083
2101
Geçmişimle,
00:48
the country where my parents were born,
15
48208
2226
ebeveynlerimin doğduğu ülkeyle,
00:50
and the future,
16
50458
1601
gelecekte onu götüreceğim bilinmeyen yerlerle bir bağlantı.
00:52
the unknown places I'll take it.
17
52083
1709
00:55
I didn't actually realize it at the time I got it,
18
55125
2934
Aslında ilk aldığımda,
ileride işim için güçlü bir örnek olacağını bilmiyordum.
00:58
but it would later become a powerful metaphor for my work.
19
58083
4042
01:02
We all know the saying,
20
62917
1767
Hepimiz şu deyişi biliyoruz:
01:04
"There's no time like the present."
21
64708
2334
"Bugünün işini yarına bırakma."
01:08
But nowadays, it can feel like there's no time but the present.
22
68167
3833
Ama bu günlerde odaklanmadığımız tek şey bugün.
Acil ve geçici olan şeyler,
01:13
What's immediate and ephemeral seems to dominate our lives,
23
73000
4726
01:17
our economy and our politics.
24
77750
2500
hayatımızı, ekonomimizi ve politikamızı ele geçirmiş görünüyor.
01:21
It's so easy to get caught up in the number of steps we took today
25
81821
4451
Bugün en yeni gelişmelerini ya da prestijli birinin
01:26
or the latest tweet from a high-profile figure.
26
86297
2809
son attığı tweetleri takip etmek çok kolay.
01:30
It's easy for businesses to get caught up in making immediate profits
27
90518
4738
İşletmeler için de modaya ayak uydurup kısa zamanda kâr etmek
01:35
and neglect what's good for future invention.
28
95914
2500
ve gelecek için iyi olan icatları göz ardı etmek çok kolay.
01:40
And it's far too easy for governments to stand by
29
100247
3666
Devletler için de, balıkçıları ve tarım arazilerini
01:44
while fisheries and farmland are depleted
30
104294
2642
gelecek nesilleri beslemeleri için korumak yerine,
01:47
instead of conserved to feed future generations.
31
107532
2865
yok olmalarını öylece durup izlemek çok kolay.
01:52
I have a feeling that, at this rate,
32
112428
2000
Bana öyle geliyor ki, böyle giderse
01:54
it's going to be hard for our generation to be remembered as good ancestors.
33
114649
4865
gelecek nesiller için iyi atalar olarak hatırlanmak zor görünüyor.
02:00
If you think about it, our species evolved to think ahead,
34
120777
4060
Eğer düşünecek olursanız, türümüz bir adım sonrasını düşünmek,
02:04
to chart the stars,
35
124861
2184
yıldızları haritalamak,
ölümden sonrasını düşünmek,
02:07
dream of the afterlife,
36
127069
2143
hasat için tohum ekmek, kısacası beynini kullanmak için yaratıldı.
02:09
sow seeds for later harvest.
37
129236
2041
02:12
Some scientists call this superpower that we have "mental time travel,"
38
132569
5018
Bazı bilim insanları elimizdeki bu süper güce "zihinsel zaman yolculuğu" diyor,
02:17
and it's responsible for pretty much everything we call human civilization,
39
137611
4267
ki bu güç, çiftçilikten internete ve Magna Carta'ya kadar
02:21
from farming to the Magna Carta
40
141902
2560
medeniyet olarak adlandırdığımız her şeyin ortaya çıkmasından sorumlu.
02:24
to the internet --
41
144486
1684
02:26
all first conjured in the minds of humans.
42
146194
2583
Hepsi ilk olarak insanların akıllarında tasavvur edildi.
02:30
But let's get real:
43
150361
1267
Ama gerçekçi olalım,
02:31
if we look around us today,
44
151652
2601
bugün çevremize bakınca
02:34
we don't exactly seem to be using this superpower quite enough,
45
154277
4125
bu süper gücü yeterince kullanmadığımızı görüyoruz.
02:40
and that begs the question: Why not?
46
160069
2167
Bu da şu soruyu doğuruyor: Neden?
02:44
What's wrong is how our communities, businesses and institutions are designed.
47
164569
5226
Sorun, topluluklarımızın, işletmelerimizin ve enstitülerimizin yapısı.
02:49
They're designed in a way that's impairing our foresight.
48
169819
3125
Öngörü gücümüzü azaltan bir yapıya sahipler.
02:54
I want to talk to you about the three key mistakes
49
174444
2601
Sizlere, yaptığımızı düşündüğüm üç kritik hatadan bahsetmek istiyorum.
02:57
that I think we're making.
50
177069
1333
02:59
The first mistake is what we measure.
51
179569
2208
İlk hata, neyi ölçtüğümüz.
03:03
When we look at the quarterly profits of a company
52
183569
3393
Bir firmanın üç aylık gelirlerine
03:06
or its near-term stock price,
53
186986
2517
veya kısa dönem hisse senetlerine bakmak,
03:09
that's often not a great measure
54
189527
1768
pazar payının artıp artmayacağını
03:11
of whether that company is going to grow its market share
55
191319
2726
ya da uzun vadede daha üretken olup olmayacağını
anlamak için genellikle iyi bir yol değil.
03:14
or be inventive in the long run.
56
194069
2268
03:16
When we glue ourselves to the test scores that kids bring back from school,
57
196361
5101
Çocukların okul notlarına odaklanmamız,
03:21
that's not necessarily what's great for those kids' learning
58
201486
2976
merakları ve öğrenme kabiliyetleri için uzun vadede uygun değil.
03:24
and curiosity in the long run.
59
204486
1958
03:27
We're not measuring what really matters in the future.
60
207402
2625
Gelecek için önemli olan şeyleri ölçmüyoruz.
03:31
The second mistake we're making that impairs our foresight
61
211861
3059
Öngörümüzü azaltan ikinci hatamızsa
03:34
is what we reward.
62
214944
1583
neyi ödüllendirdiğimiz.
03:37
When we celebrate a political leader or a business leader
63
217652
3143
Çözdüğü bir keşmekeşten veya yaptığı bir konuşmadan dolayı
03:40
for the disaster she just cleaned up
64
220819
3226
önemli bir iş insanını ya da siyasi bir figürü
tebrik edip alkışladığımızda,
03:44
or the announcement she just made,
65
224069
2518
03:46
we're not motivating that leader
66
226611
1559
o kişiyi böyle problemlerin daha en başından
03:48
to invest in preventing those disasters in the first place,
67
228194
3976
ortaya çıkmaması için yatırım yapmaya teşvik etmiş olmuyoruz
03:52
or to put down payments on the future by protecting communities from floods
68
232194
4684
ya da insanları sellerden koruması,
haksızlıkları engellemesi
03:56
or fighting inequality
69
236902
1768
ya da eğitimi desteklemesi için ortaya para koymasını teşvik etmiyoruz.
03:58
or investing in research and education.
70
238694
2500
04:02
The third mistake that impairs our foresight
71
242861
3976
Öngörümüzü azaltan
üçüncü hatamız
04:06
is what we fail to imagine.
72
246861
1916
neyi hayal edemediğimiz.
04:10
Now, when we do think about the future,
73
250402
1893
Geleceği düşündüğümüzde
kahve falları veya algoritmalar fark etmeksizin
04:12
we tend to focus on predicting exactly what's next,
74
252319
2768
04:15
whether we're using horoscopes or algorithms to do that.
75
255111
3250
neyin kesinlikle olabileceğine odaklanma eğilimindeyiz.
04:19
But we spend a lot less time imagining all the possibilities the future holds.
76
259569
5042
Ama geleceğin barındırdığı olasılıkları neredeyse hiç hesaba katmıyoruz.
04:26
When the Ebola outbreak emerged in 2014 in West Africa,
77
266319
4976
2014'te Batı Afrika'da Ebola salgını başladığında,
04:31
public health officials around the world had early warning signs
78
271319
3643
çeşitli ülkelerdeki doktorların ellerinde
erken bulgular ve salgının nasıl yayılabileceğini gösteren
04:34
and predictive tools
79
274986
2226
04:37
that showed how that outbreak might spread,
80
277236
3017
simülasyon araçları vardı.
04:40
but they failed to fathom that it would,
81
280277
3935
Fakat yayılacağını akıl edemediler.
04:44
and they failed to act in time to intervene,
82
284236
2142
Zamanında müdahale de edemeyince
04:46
and the epidemic grew to kill more than 11,000 people.
83
286402
2959
salgın kontrolden çıkarak 11 binden fazla kişiyi öldürdü.
04:50
When people with lots of resources and good forecasts
84
290611
3309
Pek çok kaynağa ve iyi bir meteoroloji tahminine sahip insanlar
04:53
don't prepare for deadly hurricanes,
85
293944
2809
ölümcül fırtınalara hazırlanmadığında,
04:56
they're often failing to imagine how dangerous they can be.
86
296777
4167
onların ne kadar
ölümcül olabileceğini kavrayamıyorlar.
05:03
Now, none of these mistakes that I've described,
87
303152
2351
Sözünü ettiğim
bu hatalardan hiçbiri --
05:05
as dismal as they might sound,
88
305527
2351
05:07
are inevitable.
89
307902
1934
ki kulağa basit gelebilir -- kaçınılmazdı.
05:09
In fact, they're all avoidable.
90
309860
2000
Lâkin hepsi önlenebilirdi.
05:13
What we need to make better decisions about the future
91
313402
2560
Geleceğe dönük daha iyi kararlar alabilmek için
05:15
are tools that can aid our foresight,
92
315986
1809
öngörümüzü yönlendirecek,
05:17
tools that can help us think ahead.
93
317819
2351
ileriyi düşünmede yardımcı olacak araçlar bize gerekli.
05:20
Think of these as something like the telescopes
94
320194
2434
Bu araçları, geçmişte kaptanların gökyüzüne bakmak için
05:22
that ship captains of yore used when they scanned the horizon.
95
322652
4143
kullandıkları teleskoplar gibi düşünün.
05:26
Only instead of for looking across distance and the ocean,
96
326819
4351
Yalnız bu araçlar gökyüzüne ve karaya bakmaktan ziyade,
05:31
these tools are for looking across time to the future.
97
331194
3250
zaman çizelgesinde ileriye bakmak için var.
05:35
I want to share with you a few of the tools
98
335986
2059
Araştırmamı yaparken bulduğum
ve bize öngörüde yardımcı olacağını düşündüğüm
05:38
that I've found in my research
99
338069
2018
bazı araçları sizinle paylaşmak istiyorum.
05:40
that I think can help us with foresight.
100
340111
1958
05:43
The first tool I want to share with you
101
343736
2101
Sizinle paylaşmak istediğim ilk araç,
05:45
I think of as making the long game pay now.
102
345861
3559
uzun vadeli hedeflerin sonucunu hemen almak olarak düşündüğüm bir şey.
05:49
This is Wes Jackson, a farmer I spent some time with in Kansas.
103
349444
3976
Bu kişi Wes Jackson, Kansas'tayken zaman geçirdiğim bir çiftçi.
05:53
And Jackson knows
104
353444
1434
Jackson, bugün dünyada yetişen çoğu bitkinin
05:54
that the way that most crops are grown around the world today
105
354902
3810
05:58
is stripping the earth of the fertile topsoil
106
358736
2767
gelecek nesilleri beslememiz için gereken
üst katmanlardaki besince zengin toprağı emdiğini biliyor.
06:01
we need to feed future generations.
107
361527
2000
06:04
He got together with a group of scientists,
108
364569
2309
Bir grup bilim insanıyla bir araya geldi
06:06
and they bred perennial grain crops which have deep roots
109
366902
4143
ve derin kökleriyle bir çiftliğin, üst katmanlarındaki topraklarını
yere sabitleyerek erozyonu önleyip gelecek nesilleri koruyan
06:11
that anchor the fertile topsoil of a farm,
110
371069
2351
06:13
preventing erosion and protecting future harvests.
111
373444
2667
çok yıllık bitkiler yetiştirdiler.
06:17
But they also knew
112
377277
1643
Ama aynı zamanda çiftçilerin, bu bitkileri kısa vadede yetiştirebilmeleri için
06:18
that in order to get farmers to grow these crops in the short run,
113
378944
3934
yıllık hasatlarını arttırmaları gerektiğini
06:22
they needed to boost the annual yields of the crops
114
382902
2893
ve elde edilen tahılları mısır gevreği ve bira yapmak için
06:25
and find companies willing to make cereal and beer using the grains
115
385819
4393
kullanmak isteyecek firmalar
bulmaları gerektiğini biliyorlardı.
06:30
so that farmers could reap profits today by doing what's good for tomorrow.
116
390236
4083
Böylece çiftçiler gelecek için iyi olanı yaparak kâr edeceklerdi.
06:35
And this is a tried-and-true strategy.
117
395402
2060
Bu, denenip kanıtlanmış bir yöntem.
06:37
In fact, it was used by George Washington Carver
118
397486
2809
Hatta George Washington Carver tarafından
06:40
in the South of the United States after the Civil War
119
400319
3476
20. yüzyılın başlarında iç savaştan sonra ABD'nin güneyinde kullanıldı.
06:43
in the early 20th century.
120
403819
2018
06:45
A lot of people have probably heard of Carver's 300 uses for the peanut,
121
405861
5101
Muhtemelen çoğu insan Carver'ın
"300 uses for the peanut" çalışmasını duymuştur.
06:50
the products and recipes that he came up with
122
410986
2851
Fıstığa ün kazandıran
06:53
that made the peanut so popular.
123
413861
1708
kendi bulduğu ürünler ve tarifler.
06:56
But not everyone knows why Carver did that.
124
416402
2667
Ama Carver'ın bunu neden yaptığını herkes bilmez.
06:59
He was trying to help poor Alabama sharecroppers
125
419986
2767
Alabama'daki fakir ortakçılara yardım etmeye çalışıyordu
07:02
whose cotton yields were declining,
126
422777
2226
çünkü pamuklarının verimi düşüyordu.
Bu sebeple, tarlalara fıstık ekmenin
07:05
and he knew that planting peanuts in their fields
127
425027
2601
07:07
would replenish those soils
128
427652
1351
topraktaki kaynakları yenileyeceğini
07:09
so that their cotton yields would be better a few years later.
129
429027
3018
ve gelecek yıllarda pamuğun verimini arttıracağını
ama aynı zamanda kendileri için de kârlı olması gerektiğini biliyordu.
07:12
But he also knew it needed to be lucrative for them in the short run.
130
432069
3239
07:16
Alright, so let's talk about another tool for foresight.
131
436277
2792
Pekâlâ, öngörü için başka bir araçtan daha bahsedelim.
07:19
This one I like to think of as keeping the memory of the past alive
132
439944
4226
Bu seferkini, bize geleceği tasavvur etmede yardımcı olması için
anılarımızı canlı tutmak olarak görüyorum.
07:24
to help us imagine the future.
133
444194
2083
2011'de, ardından Tohoku depreminin yaşandığı
07:27
So I went to Fukushima, Japan
134
447069
2059
07:29
on the sixth anniversary of the nuclear reactor disaster there
135
449152
3101
nükleer reaktör kazasının altıncı yıldönümünde
07:32
that followed the Tohoku earthquake and tsunami of 2011.
136
452277
3959
Japonya, Fukuşima'ya gittim.
07:37
When I was there, I learned about the Onagawa Nuclear Power Station,
137
457319
4393
Oradayken, Onagawa nükleer santralinden de haberim oldu.
07:41
which was even closer to the epicenter of that earthquake
138
461736
2809
Depremin merkez üssüne,
kötü şöhretli Fukuşima Daichii nükleer santralinden bile daha yakınmış.
07:44
than the infamous Fukushima Daiichi that we all know about.
139
464569
2875
07:48
In Onagawa, people in the city actually fled to the nuclear power plant
140
468319
5059
Onagava halkı nükleer santrali bir sığınak olarak kullanmış.
07:53
as a place of refuge.
141
473402
1976
07:55
It was that safe.
142
475402
1851
Yani o derece güvenliymiş.
07:57
It was spared by the tsunamis.
143
477277
1750
Tsunamilerden korunmuş.
Bütün bunları bir mühendis öngörmüş.
08:00
It was the foresight of just one engineer,
144
480111
2517
08:02
Yanosuke Hirai,
145
482652
1976
Yanosuke Hirai.
08:04
that made that happen.
146
484652
1250
O vesile olmuş.
08:06
In the 1960s, he fought to build that power plant
147
486986
3767
1960'larda
nükleer santralin
08:10
farther back from the coast
148
490777
1685
kıyıdan daha uzakta,
08:12
at higher elevation and with a higher sea wall.
149
492486
2791
yerden daha yüksekte ve daha büyük bariyerli yapılması için savaşmış.
08:16
He knew the story of his hometown shrine,
150
496402
3643
O, memleketindeki tapınağın hikâyesini biliyordu.
Ki o tapınak 869 yılında, bir tsunamiden sonra su altında kalmış.
08:20
which had flooded in the year 869 after a tsunami.
151
500069
3625
08:24
It was his knowledge of history that allowed him to imagine
152
504694
3768
Onun bu tarih bilgisi,
diğerlerinin göremediğini hayal etmesini sağlamış.
08:28
what others could not.
153
508486
1500
08:31
OK, one more tool of foresight.
154
511986
1875
Tamam, bir araç daha.
08:34
This one I think of as creating shared heirlooms.
155
514777
4018
Bu aracı, ortak hatıralar olarak düşünüyorum.
08:38
These are lobster fishermen on the Pacific coast of Mexico,
156
518819
2851
Bu kişiler Meksika'nın Pasifik kıyılarındaki ıstakoz avcıları.
08:41
and they're the ones who taught me this.
157
521694
2434
Bana bunu onlar öğretti.
08:44
They have protected their lobster harvest there
158
524152
2726
Neredeyse bir asırdır,
08:46
for nearly a century,
159
526902
2143
oradaki ıstakozları koruyorlar.
08:49
and they've done that by treating it as a shared resource
160
529069
3434
Bunu çocuklarına ve torunlarına bırakacakları
08:52
that they're passing on to their collected children and grandchildren.
161
532527
3393
ortak bir kaynak olarak gördükleri için başardılar.
08:55
They carefully measure what they catch
162
535944
2393
Ne yakaladıkları konusunda titizler.
08:58
so that they're not taking the breeding lobster out of the ocean.
163
538361
3083
Bu yüzden, yavrulayan ıstakozları yakalamıyorlar.
09:02
Across North America, there are more than 30 fisheries
164
542569
2934
Kuzey Amerika boyunca buna benzer şeyler yapan
09:05
that are doing something vaguely similar to this.
165
545527
3018
hemen hemen 30'dan fazla balıkçı var.
09:08
They're creating long-term stakes in the fisheries known as catch shares
166
548569
4559
"Catch share" olarak bilinen uzun zamanlı birikimler yapıyorlar.
09:13
which get fishermen to be motivated
167
553152
2226
Bu da balıkçıları
okyanustan günlük alabildiklerini almaları için değil de
09:15
not just in taking whatever they can from the ocean today
168
555402
3643
sürekliliği sağlamaları için teşvik ediyor.
09:19
but in its long-term survival.
169
559069
2083
Sizinle paylaşmak istediğim
09:23
Now there are many, many more tools of foresight
170
563027
2685
09:25
I would love to share with you,
171
565736
1516
daha bir sürü araç var
ve bu örnekler şu gibi her tür yerden geliyor:
09:27
and they come from all kinds of places:
172
567276
1894
09:29
investment firms that look beyond near-term stock prices,
173
569194
3393
Kısa dönem hisse senetlerinin ötesine bakan yatırım şirketleri
09:32
states that have freed their elections
174
572611
1976
ya da seçimlerini kampanya sermayedarlarının
09:34
from the immediate interests of campaign financiers.
175
574611
2958
direkt ilgisinden kurtarmış eyaletler.
09:39
And we're going to need to marshal as many of these tools as we can
176
579111
3934
Kullanabildiğimiz kadar aracı kullanmalıyız ki,
09:43
if we want to rethink what we measure,
177
583069
2434
neyi ölçtüğümüzü yeniden düşünelim,
09:45
change what we reward
178
585527
1935
neyi ödüllendirdiğimizi değiştirelim
09:47
and be brave enough to imagine what lies ahead.
179
587486
2791
ve gelecekteki olasılıkları öğrenmek için cesur olabilelim.
09:52
Not all this is going to be easy, as you can imagine.
180
592402
3709
Tahmin edebileceğiniz gibi bunların hiçbiri kolay değil.
09:57
Some of these tools we can pick up in our own lives,
181
597111
3267
Bazılarını kendi hayatlarımızda,
10:00
some we're going to need to do in businesses or in communities,
182
600402
4209
bazılarını firmalarda veya topluluklarda
10:05
and some we need to do as a society.
183
605319
2333
bazılarınıysa bir toplum olarak kullanmalıyız.
10:09
The future is worth this effort.
184
609569
2292
Gelecek buna değer.
10:15
My own inspiration to keep up this effort is the instrument I shared with you.
185
615194
4559
Bunu yapmamdaki ilham kaynağım, size gösterdiğim çalgı.
10:19
It's called a dilruba,
186
619777
1500
Adı Dilruba,
büyük dedem için özel olarak yapılmış.
10:22
and it was custom-made for my great-grandfather.
187
622027
3685
10:25
He was a well-known music and art critic in India
188
625736
2767
Büyük dedem, 20. yüzyılın başlarında
Hindistan'da tanınmış bir müzik ve sanat eleştirmeniydi.
10:28
in the early 20th century.
189
628527
1542
10:32
My great-grandfather had the foresight to protect this instrument
190
632319
4208
Büyük dedem bu çalgıyı korumayı öngörmüştü.
10:37
at a time when my great-grandmother was pawning off all their belongings,
191
637736
4142
Hem de büyük anneannemin,
bütün eşyalarını dışarıya attığı bir zamanda bunu yapmıştı.
10:41
but that's another story.
192
641902
1250
Ama bu başka bir hikâye.
10:45
He protected it by giving it to the next generation,
193
645652
3018
Onu bir sonraki nesile vererek korudu.
10:48
by giving it to my grandmother,
194
648694
1684
Büyükanneme verdi
10:50
and she gave it to me.
195
650402
2000
ve o da, bana verdi.
10:54
When I first heard the sound of this instrument,
196
654777
2893
Bu çalgının sesini ilk duyduğumda
10:57
it haunted me.
197
657694
1250
beni büyüledi.
10:59
It felt like hearing a wanderer in the Himalayan fog.
198
659944
3958
Himalaya sisindeki bir göçebenin sesini duymuş gibi hissettim.
11:05
It felt like hearing a voice from the past.
199
665361
2500
Geçmişten gelen bir yankıyı duymuş gibi hissettim.
11:08
(Music)
200
668986
3791
(Dilruba)
11:44
(Music ends)
201
704902
1250
(Müzik biter)
Dilruba'yı çalan benim arkadaşım, Simran Singh'di.
11:49
That's my friend Simran Singh playing the dilruba.
202
709069
3000
Ben çaldığımda bir yerlerde bir kedi ölüyormuş gibi ses çıkıyor,
11:53
When I play it, it sounds like a cat's dying somewhere,
203
713027
3226
11:56
so you're welcome.
204
716277
1268
yani rica ederim.
11:57
(Laughter)
205
717569
2643
(Gülüşmeler)
12:00
This instrument is in my home today,
206
720236
2976
Bugün evimde duruyor
12:03
but it doesn't actually belong to me.
207
723236
2041
ama aslında bana ait değil.
12:06
It's my role to shepherd it in time,
208
726777
2500
Benim görevim onu gelecek nesillere bırakmak
12:10
and that feels more meaningful to me than just owning it for today.
209
730444
3417
ve bu bana, ona sadece bugün sahip olmaktan daha anlamlı geliyor.
12:15
This instrument positions me as both a descendant and an ancestor.
210
735986
5625
Bu çalgıyla hem bir varis hem de bir ata oluyorum.
12:23
It makes me feel part of a story bigger than my own.
211
743236
3291
Bana büyük bir yapbozun parçasıymışım gibi hissettiriyor.
12:28
And this, I believe,
212
748652
1476
Böylelikle inanıyorum ki,
12:30
is the single most powerful way we can reclaim foresight:
213
750152
4042
bu, öngörü kazanabilmenin en güçlü yolu,
12:35
by seeing ourselves as the good ancestors we long to be,
214
755861
3916
yani, kendimizi olmamız gereken iyi atalar olarak görmek.
12:41
ancestors not just to our own children
215
761527
2584
Sadece kendi çocuklarımızın atası değil
12:45
but to all humanity.
216
765569
1875
bütün insanlığın atası olarak görmek.
12:48
Whatever your heirloom is,
217
768944
1917
Aile yadigarınız ne olursa olsun,
12:52
however big or small,
218
772111
2000
küçük ya da büyük olsun,
12:55
protect it
219
775736
1250
onu koruyun.
12:58
and know that its music can resonate for generations.
220
778527
3375
ve onun müziğinin çağlar boyu yankılanabileceğini bilin.
13:02
Thank you.
221
782569
1268
Teşekkürler.
13:03
(Applause)
222
783861
5541
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7