The wonderful world of life in a drop of water | Tom Zimmerman and Simone Bianco

56,771 views ・ 2018-03-29

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Saliha Karatepeli Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
Tom Zimmerman: We'd like to take you on a fantastic journey
0
12889
3341
Tom Zimmerman: Sizi, Kıdemliler olarak adlandırdığımız varlıkları
00:16
to visit the creatures we call the Elders.
1
16254
2650
ziyaret etmek için fantastik bir yolculuğa çıkarmak isteriz.
00:19
We call them the Elders because a half a billion years ago
2
19389
3974
Onlara Kıdemliler diyoruz çünkü yarım milyar yıl önce
00:23
they tripled the amount of oxygen in the air,
3
23387
2952
havadaki oksijen miktarını 3'e katladılar,
00:26
which led to an explosion of life,
4
26363
2928
bu da yaşam patlamasına sebep oldu,
00:29
which led to all of us.
5
29315
1534
bu patlama da hepimize.
00:31
We call them the Elders, but you probably know them as plankton.
6
31670
3456
Biz Kıdemliler diyoruz ama muhtemelen siz onları plankton olarak biliyorsunuz.
00:35
(Laughter)
7
35631
1046
(Gülüşmeler)
00:36
Now, Simone is a physicist, and I'm an inventor.
8
36701
4310
Simone bir fizikçi bense bir mucitim.
00:41
A couple of years ago,
9
41894
1176
Birkaç sene önce,
00:43
I was giving a talk about an invention I made --
10
43094
2247
bir buluşum hakkında konuşma yapıyordum--
00:45
it was a 3D microscope.
11
45365
1514
3D bir mikroskop.
00:46
And Simone was in the audience.
12
46903
1904
Simone dinleyicilerin arasındaydı.
00:49
He realized that my microscope could solve a big problem he was having.
13
49244
4234
Mikroskobumun, onun büyük bir problemini çözebileceğini fark etti.
00:53
Which was, how to measure the movement of plankton in 3D fast enough
14
53861
4676
Problem, plankton hareketini 3D'de yeterince hızlı nasıl ölçeceğiydi
00:58
so he could mathematically model their sensing and behavior.
15
58561
4067
böylece onların hislerini ve davranışlarını formülleştirebilecekti.
01:03
And I frankly needed an application for my microscope, so ...
16
63665
3742
Doğrusu benim de mikroskobum için bir uygulamaya ihtiyacım vardı...
01:07
(Laughter)
17
67431
1408
(Gülüşmeler)
01:08
It was like peanut butter meets chocolate.
18
68863
2096
Fıstık ezmesinin çikolatayla buluşması gibiydi.
01:10
(Laughter)
19
70983
1412
(Gülüşmeler)
01:12
So we started working together, studying these amazing creatures.
20
72419
3643
Böylece birlikte bu muhteşem varlıkları incelemeye başladık.
01:16
And then we were alarmed to discover something.
21
76489
2802
Ve bir şeyi keşfetmek için can atıyorduk.
01:19
And that's why we're here today.
22
79696
2113
Bugün burada oluşumuzun sebebi de bu.
01:21
And I just want to do something with you.
23
81833
2373
Sizlerle bir şey yapmak istiyorum.
01:24
Now, please, just hold your breath for a second.
24
84230
2936
Lütfen bir dakikalığına nefesinizi tutun.
01:28
Yes, literally hold your breath.
25
88047
1690
Evet, gerçekten tutun.
01:29
This is the world without plankton.
26
89761
3000
Bu planktonsuz bir dünya.
01:33
You see, plankton generate two-thirds of our oxygen using the sun.
27
93161
4153
Bilirsiniz, planktonlar güneşi kullanarak oksijenimizin 3'te 2' sini üretiyor.
01:37
OK, now you can breathe, because they're still here.
28
97875
2461
Tamam, şimdi nefes alabilirsiniz çünkü hâlâ buradalar.
01:41
For now.
29
101145
1150
Şimdilik.
01:43
Simone Bianco: As many of you know,
30
103458
1731
Simone Bianco: Birçoğunuzun bildiği gibi,
01:45
since 1950, the average surface temperature of the earth
31
105223
3005
havaya verdiğimiz karbondioksitten dolayı
01:48
has increased by one degree Centigrade
32
108252
2468
ortalama dünya yüzeyi sıcaklığı 1950'den bu yana
01:50
due to all the carbon dioxide we are pumping into the air.
33
110744
3147
1 santigrat derece arttı.
01:54
Now, while this temperature increase may not seem like a big deal to us,
34
114784
3730
Bu sıcaklık artışı bizim için büyük bir sorun olarak görünmeyebilir
01:58
it is to plankton.
35
118538
1388
ama planktonlar için öyle.
01:59
Indirect measurements have shown that the global phytoplankton population
36
119950
4429
Dolaylı ölçümler fitoplankton nüfusunun 1950 ve 2010 seneleri arasında
02:04
may have decreased by as much as 40 percent between 1950 and 2010
37
124403
5062
iklim değişikliğinden dolayı %40 oranında
02:09
because of climate change.
38
129489
1517
azalmış olabileceğini gösteriyor.
02:11
And you see, this is a problem
39
131030
1656
Gördüğünüz üzere bu, onları yiyen balıkları aç bıraktığından dolayı da
02:12
also because it's starving the fish that eat them.
40
132710
3462
bir problem.
02:16
And about a billion people around the world
41
136196
2318
Dünyada yaklaşık 1 milyar insan
02:18
depend on fish as their primary source of protein from animals.
42
138538
3967
hayvanlardan alınan ana protein kaynağı olarak balıklara bağımlı.
02:23
So you see, this isn't just about breathing.
43
143109
2317
Yani bu sadece nefes almakla ilgili değil.
02:25
No plankton means no fish.
44
145792
2181
Plankton yok demek balık yok demek.
02:27
And that is a lot of food we will need to replace.
45
147997
2461
Ve bu da yerine koymamız gereken çok fazla yemek demek.
02:31
There's something else that is interesting.
46
151117
2214
Enteresan olan başka bir şey daha var.
02:33
The bodies of plankton's ancestors
47
153355
2103
Planktonların atalarının bedenleri
02:35
actually make up a for lot of the carbon we burn today.
48
155482
2895
bugün yaktığımız karbonun çoğunu telafi ediyor.
02:38
Which is kind of ironic, if you ask me.
49
158883
2123
Bu da biraz ironik doğrusu.
02:41
Because the plankton that are here today clean that carbon out of the air.
50
161030
5198
Çünkü planktonlar havadaki karbonu temizliyor.
02:46
But you see, they don't really hold a grudge.
51
166252
2231
Ama kin tuttuklarından değil tabii ki.
02:48
(Laughter)
52
168507
1578
(Gülüşmeler)
02:50
The problem is they cannot keep up
53
170109
2469
Sorun bizim havaya verdiğimiz muazzam miktarda karbonla
02:52
with the tremendous amount of carbon we are dumping into the air.
54
172602
3700
baş edememeleri.
02:57
So what does all of this mean?
55
177093
1667
Bunların hepsi ne anlama geliyor?
02:58
Well, it means that our big carbon footprint
56
178784
2364
Anlamı, koca karbon ayak izimiz
03:01
is crushing the very creatures that sustain us.
57
181172
3274
bizi ayakta tutan varlıkları eziyor.
03:04
And yes, like Tom said,
58
184784
1365
Tom'un da dediği gibi
03:06
killing almost half of the creatures that allow us to breathe
59
186173
2991
nefes almamızı mümkün kılan varlıkların neredeyse yarısını öldürmek
03:09
is a really big deal.
60
189188
1467
büyük mesele.
03:11
So you're probably asking yourself:
61
191307
1984
Muhtemelen kendinize soruyorsunuz:
03:13
Why aren't we doing something about it?
62
193315
2069
Neden bu konuda bir şey yapmıyoruz?
03:16
Our theory is that plankton are tiny,
63
196009
3317
Teorimiz planktonların minik olması
03:19
and it's really, really hard to care about something you cannot see.
64
199350
3238
ve göremediğiniz şeyleri önemsemek gerçekten de çok zor.
03:23
You see, there's a quote I really like in "The Little Prince" that goes,
65
203270
3394
"Küçük Prens"te sevdiğim bir alıntı var:
03:26
"What is essential is invisible to the eye."
66
206688
2524
"Gerekli olan göze görünmezdir."
03:29
We really believe that if more people could come
67
209236
3223
Eğer daha fazla insan planktonlarla yüz-kirpik gelirse,
03:32
face to ... cilia with plankton,
68
212483
4355
birlik olup gezegenimizdeki yaşam için
03:36
there is a greater chance we could all rally together
69
216862
2533
çok önemli olan bu varlıkları
03:39
and save these creatures
70
219419
1175
kurtarma şansımızın
03:40
that are so important to life on our planet.
71
220618
2181
daha büyük olacağına gerçekten inanıyoruz.
03:42
TZ: Exactly, Simone.
72
222823
1532
TZ: Kesinlikle, Simone.
03:44
So to do this,
73
224379
1547
Bunu yapmak için,
03:45
we're going to bring you scuba diving with plankton.
74
225950
4428
size planktonlarla tüplü dalış yaptıracağız.
03:51
But I just need to shrink you by a factor of 1000,
75
231013
3628
Bunun için sizi, saç telinin elim boyutunda olduğu ölçeğe
03:54
to a scale where the diameter of a human hair is as big as my hand.
76
234665
4445
1000 faktör kadar küçültmem gerek.
03:59
And I happen to have invented a machine to do just that.
77
239657
3158
Ve tam da bunu yapacak makineyi icat etmiş bulunmaktayım.
04:03
SB: Anyone here remember "Fantastic Voyage"
78
243292
3317
SB: Buradaki herkes "Esrarengiz Yolculuk"
04:06
or "Innerspace?"
79
246633
1396
ya da "İçimde Biri Var"ı hatırlar.
04:08
Yeah, yeah.
80
248387
1151
Evet, evet.
04:09
Martin Short is one of my all-time favorite actors.
81
249562
3864
Martin Short benim gelmiş geçmiş favori oyuncularımdan.
04:13
And now this -- this is just like that.
82
253450
2778
Şimdi de bu aynen öyle.
04:16
TZ: Indeed, yes.
83
256641
1191
TZ: Hakikaten de öyle.
04:17
When I was a boy, I saw "Fantastic Voyage,"
84
257856
2030
Küçükken "Esrarengiz Yolculuk"u izledim,
04:19
and I really loved how I could travel through the bloodstream
85
259910
3204
kan akışında seyahat etmeyi
ve biyolojinin hücresel boyutta çalışmasını görmeyi gerçekten sevdim.
04:23
and see biology work on a cellular level.
86
263138
2987
04:26
I've always been inspired by science fiction.
87
266149
2333
Bilim kurgudan hep ilham almışımdır.
04:28
As an inventor, I try and turn fantasy into reality.
88
268815
3534
Bir mucit olarak fanteziyi gerçeğe dönüştürmeye çalışıyorum.
04:32
And I once invented this glove
89
272966
2682
Bir keresinde seyahat etmemi ve insanlara sanal dünyayı
04:35
which let me travel and help people like you explore the virtual world.
90
275672
4596
keşfetmesinde yardım etmemi sağlayan eldiveni icat ettim.
04:40
So now I've invented this machine
91
280292
1841
Şimdi de mikroskobik alemi
04:42
to let us explore the microscopic world.
92
282157
2920
keşfetmek için bu makineyi icat ettim.
04:45
It's not virtual, it's real.
93
285101
1960
Sanal değil, gerçek.
04:47
Just really, really tiny.
94
287085
1667
Sadece minicik.
04:49
It's based on the microscope that got Simone's attention.
95
289203
2953
Simone'nin dikkatini çeken mikroskoba dayalı.
04:52
So, here's how it works.
96
292180
1405
Şöyle çalışıyor.
04:54
I have an image sensor
97
294434
1936
Telefonlarınızdaki merceğin arkasındakine benzer
04:56
like the kind in your cell phone, behind the lens.
98
296394
2770
bir görüntü sensörüm var.
04:59
And then I have a little tray of plankton water
99
299188
2468
Ve küçük bir petri kabı dolusu
05:01
like you might find from a river
100
301680
1748
nehirden ya da suyunu asla değiştirmediğim akvaryumumdan
05:03
or my fish tank, which I never change the water on.
101
303452
2435
bulabileceğiniz planktonum var.
05:05
(Laughter)
102
305911
1190
(Gülüşmeler)
Çünkü planktonları severim.
05:07
Because I love plankton.
103
307125
1175
05:08
(Laughter)
104
308324
3524
(Gülüşmeler)
05:11
And underneath I have a light, an LED,
105
311872
3126
Altında da planktonların gölgelerini
05:15
which is going to cast shadows of the plankton on the image sensor.
106
315022
4398
görüntü sensörüne düşürecek LED ışığım var.
05:19
And now this silver thing is an XY plotter,
107
319887
2706
Bu gümüş şey bir veri çizicisi,
05:22
so I can move the image sensor to follow the plankton as they swim.
108
322617
4011
bununla planktonlar yüzerken görüntü sensörüyle takip edebilirim.
05:27
Now comes the fantasy part.
109
327752
2709
Şimdi fantezi kısmına geçiyorum.
05:30
(Laughter)
110
330485
1245
(Gülüşmeler)
05:32
I put a tilt sensor on this helmet
111
332141
3420
Bu başlığa bir eğim sensörü taktım
05:35
so I can control the microscope with my head.
112
335585
3067
böylece mikroskobu kafamla kontrol edebilirim.
05:39
And now let's look at the video from this image sensor.
113
339871
3769
Hadi görüntü sensöründen gelen videoya bakalım.
05:44
These are all plankton.
114
344466
2071
Bunların hepsi plankton.
05:46
This is in that little tray,
115
346561
1921
Bu küçük petri kabında
05:48
and with my head, I can move the microscope.
116
348506
4388
ve kafamla mikroskobu hareket ettirebilirim.
05:53
So now we're ready to go scuba diving with plankton.
117
353212
3079
İşte şimdi planktonlarla tüplü dalış yapmaya hazırız.
05:56
My head will be the navigator,
118
356807
2310
Kafam navigasyonumuz
05:59
and Simone will be our tour guide.
119
359141
1888
Simone ise tur rehberimiz olacak.
06:01
SB: Yes.
120
361053
1151
SB: Evet.
06:02
(Laughter)
121
362228
1001
(Gülüşmeler)
06:03
So welcome all to the wonderful world of life in a drop of water.
122
363253
4451
Hepiniz bir su damlasındaki muhteşem yaşam dünyasına hoş geldiniz.
06:07
Actually, as you can see,
123
367728
1305
Aslında gördüğünüz üzere
06:09
with this instrument, we are not at all limited to a single drop.
124
369057
3729
bu alet sayesinde bir damlayla kısıtlı değiliz.
06:13
Alright, let's find something.
125
373106
1619
Haydi bir şeyler bulalım.
06:15
The little creatures you see in the center of your screen,
126
375178
3142
Ekranınızın ortasında gördüğünüz küçük varlıklara
06:18
they are called rotifer.
127
378344
1492
rotifer deniyor.
06:19
They are the garbage collectors of our waters.
128
379860
2558
Onlar sularımızın çöp toplayıcıları.
06:22
They break down organic matter
129
382442
2056
Organik maddeyi parçalayıp
06:24
and allow it to be reclaimed by the environment.
130
384522
2444
çevre tarafından geri kazanılmasını sağlıyorlar.
06:27
Now, you know, nature is an amazing recycler.
131
387347
3056
Bildiğiniz gibi doğa muhteşem bir geri dönüştürücü.
06:30
Structures are continuously built, they are decomposed and recycled,
132
390427
4523
Yapılar sürekli inşa ediliyor, çözünüyor, geri dönüştürülüyorlar
06:34
and all of that is powered by solar energy.
133
394974
2023
ve bunların hepsi güneş enerjisiyle oluyor.
06:37
But just think.
134
397403
1166
Sadece düşünün.
06:38
Think about what will happen if, you know, our garbage collectors
135
398593
3992
Eğer çöp toplayıcılarımız gelmeyi bırakırsa,
06:42
didn't come anymore, if they disappeared.
136
402609
2430
eğer kaybolurlarsa ne olur?
06:45
Something else? Let's look for something else.
137
405362
2143
Başka bir şey. Başka bir şey düşünelim.
06:47
Oh, look at that.
138
407529
1160
Şu nasıl.
06:48
You see the big ice-cream-cone-shaped things?
139
408713
3389
Dondurma külahı şeklindeki büyük şeyler görüyor musunuz?
06:52
Those are called Stentor, those are amazing creatures.
140
412126
3800
Onların ismi stentor, muhteşem varlıklar.
06:55
You know, they are big, but they are a single cell.
141
415950
2746
Kocamanlar ama tek hücreliler.
06:58
You remember the rotifer we just met?
142
418720
2190
Az önce tanıştığımız rotiferi hatırlıyor musunuz?
07:00
That's about half a millimeter, it's about 1,000 cells --
143
420934
3334
Yaklaşık olarak yarım milimetre, yaklaşık 1000 hücreli--
07:04
it's typically 15 for the brain, 15 for the stomach
144
424292
4103
genelde beyin için 15, mide için 15,
07:08
and you know, about the same for reproduction,
145
428419
2190
üreme için de yaklaşık olarak aynı,
07:10
which is kind of the right mix, if you ask me.
146
430633
2563
bana soracak olursanız doğru karışım.
07:13
(Laughter)
147
433220
1001
(Gülüşmeler)
07:14
But ... right?
148
434245
1847
Öyle değil mi ama?
07:16
TZ: I agree.
149
436116
1163
TZ: Katılıyorum.
07:17
SB: But a Stentor is only a single cell.
150
437303
2250
SB: Ama stentor tek bir hücre.
07:19
And it's able to sense and react to its environment.
151
439577
2691
Buna rağmen çevresini hissedebilir ve tepki verebilir.
07:22
You see, it will swim forward when it's happy;
152
442292
2896
Mutluysa ileri yüzer;
07:25
it will swim backward when it's trying to get away from something
153
445212
3064
bir şeyden uzaklaşmaya çalışıyorsa geri yüzer
07:28
like, you know, a toxic chemical.
154
448300
2022
örneğin zehirli kimyasal gibi.
07:30
With our friends in the Center for Cellular Construction
155
450713
2896
Hücresel Yapı Merkezi'ndeki arkadaşlarla
07:33
and the help of the National Science Foundation,
156
453633
2436
ve Ulusal Bilim Vakfı'nın yardımıyla
07:36
we are using Stentor to sense the presence of contamination in food and water,
157
456093
4548
stentoru yemekteki ve sudaki atıkları tespit etmek için kullanıyoruz
07:40
which I think is really cool.
158
460665
1690
bence bu harika.
07:42
Alright, last one.
159
462379
1404
Evet, sonuncu.
07:43
So the dots that you see there that are, let's say, behind everything,
160
463807
3696
Orada gördüğünüz noktalar, her şeyin arkasındakiler
07:47
they're algae.
161
467527
1185
onlar alg.
07:48
They are the creatures that provide the majority of oxygen in the air.
162
468736
4674
Havadaki oksijenin çoğunluğunu üreten varlıklar.
07:53
They convert solar light and carbon dioxide
163
473434
2929
Güneş ışığını ve karbondioksidi
07:56
into the oxygen that is filling your lungs right now.
164
476387
2801
şu an ciğerlerinizi dolduran oksijene dönüştürüyorlar.
07:59
So you see, we all got algae breath.
165
479212
1929
Yani hepimizin ağzı alg kokuyor.
08:01
TZ: (Exhales)
166
481165
1151
TZ: (Nefes veriyor)
08:02
SB: Yay! (Laughter)
167
482340
1594
SB: Oley! (Gülüşmeler)
08:03
You know, there's something interesting.
168
483958
1913
Enteresan bir şey var.
08:05
About a billion years ago, ancient plants got their photosynthesis capability
169
485895
5039
Yaklaşık bir milyar yıl önce, antik bitkiler fotosentez yeteneklerini
08:10
by incorporating tiny, tiny plankton into their cells.
170
490958
3713
hücrelerine minik planktonlar katarak elde ettiler.
08:14
That's exactly like us putting solar panels on top of our roofs.
171
494695
4493
Bu tam olarak çatılarımızın üstüne güneş panelleri koymamızla aynı.
08:19
So you see, the microscopic world is even more amazing than science fiction.
172
499212
4405
Gördüğünüz gibi mikroskobik alem bilim-kurgudan bile daha muhteşem.
08:23
TZ: Oh, indeed.
173
503641
1158
TZ: Aynen.
08:24
So now you've seen how vital plankton are to our lives
174
504823
3675
Şimdi planktonların yaşamımız için hayati önemini
ve onlara ne kadar çok ihtiyacımız olduğunuz biliyorsunuz.
08:28
and how much we need them.
175
508522
1460
08:30
If we kill the plankton, we will die
176
510418
2810
Eğer planktonu öldürürsek
08:33
of asphyxiation or starvation, take your pick.
177
513252
2968
oksijensizlikten ya da açlıktan öleceğiz, istediğinizi seçin.
08:37
Oh, yes, I know it's sad, yes.
178
517720
1753
Evet biliyorum, bu üzücü.
08:39
(Laughter)
179
519497
1429
(Gülüşmeler)
08:40
In the game of plankton, you win or you die.
180
520950
3912
Plankton oyununda kazanırsın ya da ölürsün.
08:44
(Laughter)
181
524886
2976
(Gülüşmeler)
08:47
Now, what amazes me is, we have known about global warming
182
527886
5382
Beni hayrete düşüren şey küresel ısınmayı
08:53
for over a century.
183
533292
1935
bir asırdan fazladır biliyoruz.
08:55
Ever since the Swedish scientist, Arrhenius,
184
535251
2698
İsviçreli bilimci Arrhenius
08:57
calculated the effect of burning fossil fuel
185
537973
2644
fosil yakıt yakmanın
dünyanın sıcaklığına etkisini hesapladığından beri.
09:00
on the earth's temperature.
186
540641
1634
09:02
We've known about this for a long time, but it's not too late if we act now.
187
542299
4134
Uzun zamandır biliyoruz ama hemen harekete geçersek hâlâ geç değil.
09:07
Yes, yes, I know, I know, our world is based on fossil fuels,
188
547211
4239
Evet biliyorum dünyamız fosil yakıtlar üzerine kurulu
09:11
but we can adjust our society to run on renewable energy from the Sun
189
551474
4571
ama toplumumuzu daha sürdürülebilir ve güvenli bir gelecek yaratmak için
09:16
to create a more sustainable and secure future.
190
556069
2595
güneşten yenilenebilir enerji alması konusunda düzenleyebiliriz
09:19
That's good for the little creatures here, the plankton,
191
559093
2715
Bu, buradaki küçük varlıklar -planktonlar- için iyi
09:21
and that good for us -- here's why.
192
561832
2200
bizim için de iyi, işte sebebi.
09:25
The three greatest concerns of people all around the globe
193
565077
3667
Genellikle dünyanın her yerinde insanların en büyük endişesi
09:28
typically are jobs, violence and health.
194
568768
2904
iş, şiddet ve sağlık.
09:32
A job means food and shelter.
195
572379
1933
İş, yemek ve barınak anlamına geliyor.
09:34
Look at these creatures, they're swimming around,
196
574640
2286
Şu varlıklara bakın, etrafta yüzüp
09:36
they're looking for a place to eat and reproduce.
197
576950
2651
yiyecek ve üreyecek yer arıyorlar.
09:39
If a single cell is programmed to do that,
198
579990
2928
Eğer bir hücre buna programlandıysa
09:42
it's no surprise that 30 trillion cells have the same agenda.
199
582942
3832
30 trilyon hücrenin aynı gündeme sahip olması sürpriz değil.
09:48
Violence.
200
588053
1150
Şiddet.
09:49
Dependence on fossil fuels makes a country vulnerable.
201
589625
4156
Fosil yakıtlara bağımlılık bir ülkeyi savunmasız hâle getiriyor.
09:54
Which leads to conflicts all around the oil resources.
202
594195
5253
Bu da petrol kaynaklarının etrafında çatışmalara sebep oluyor.
10:00
Solar energy, on the other hand, is distributed around the whole globe,
203
600085
3818
Öte yandan güneş enerjisi dünyanın her yerine yayılmış durumda
10:03
and no one can blockade the sun.
204
603927
2645
ve kimse güneşi engelleyemez.
10:06
(Laughter)
205
606596
1370
(Gülüşmeler)
10:07
And then, finally, health.
206
607990
1692
Ve sonuncusu sağlık.
10:10
Fossil fuels are like a global cigarette.
207
610130
3237
Fosil yakıtlar küresel bir sigara gibi.
10:13
And in my opinion, coal is like an unfiltered type.
208
613773
3293
Hele kömür, bana göre filtresiz cinsi.
10:18
Now, just like smoking, the best time to quit is when?
209
618305
4574
Peki tıpkı sigarada olduğu gibi bırakma zamanı ne zaman?
10:22
Audience: Now.
210
622903
1166
Seyirciler: Şimdi.
10:24
TZ: Now! Not when you get lung cancer.
211
624093
1865
TZ: Şimdi! Akciğer kanseri olduğunda değil.
10:26
Now I know if you look around, some people may abandon facts and reason.
212
626513
5534
Baktığınızda bazı insanlar gerçekleri ve mantığı bir kenara bırakabilir.
10:32
Only until suffering --
213
632458
1699
Sadece acı çekmeye başlayana kadar.
10:34
(Laughter)
214
634181
1001
(Gülüşmeler)
10:35
Yes, they will abandon facts and reason.
215
635206
2847
Evet gerçekleri ve mantığı terk ediyorlar.
10:38
But suffering will eventually and inevitably force change.
216
638077
5253
Ama acı onları sonunda ve kaçınılmaz olarak değişime zorlayacaktır.
10:43
But let's instead use our neocortex, our new brain,
217
643354
4365
Onun yerine Kıdemlileri - dünyadaki en yaşlı varlıklardan birini-
10:47
to save the Elders, some of the oldest creatures on the earth.
218
647743
3079
kurtarmak için yeni beynimizi, neokorteksimizi kullanalım.
10:50
And let's apply science to harness the energy
219
650846
3953
Milyonlarca yıldır Kıdemlilerin yaşam kaynağı olan
10:54
that has fueled the Elders for millions of years --
220
654823
3529
enerjiden yararlanmak için bilimi uygulayalım--
güneşten.
10:59
the sun.
221
659649
1383
11:01
Thank you.
222
661056
1158
Teşekkürler.
11:02
(Applause)
223
662238
2849
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7