Kasiva Mutua: How I use the drum to tell my story | TED

Çeviri: Görkem Hasko Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi

"Listen.

"Dinle.

Do you hear that?"

Duyuyor musun?"

my grandmother asked me.

diye sordu büyük annem.

"Listen.

"Dinle.

Listen to what the beetle is saying."

Böceğin dediğini dinle."

I would spend hours and hours listening to the little beetle

Küçük böceğin gübre topunda sürüklenişini dinleyerek

rolling a huge ball of dung,

saatler geçirirdim.

and while at it,

Bunu yaparken de

I heard a variety of environmental sounds.

Çeşitli çevresel sesler duyardım.

With the keenest of ears, I would hear family chatter,

Kulaklarımdaki hevesle ailenin sohbetini,

laughter,

gülüşünü,

the wind howling

rüzgarın ulamasını ve hatta

and even crickets chirping.

cırcır böceğinin cıvıldamasını duyardım.

All these sounds crisscrossed into each other,

Tüm bu sesler birbirleriyle uyumluydu

and I would hear rhythm in between.

ve aralarındaki ritmi de duyardım.

Then I would beat my plate with a spoon and my chest with my tiny hands

Sonra, bongoma kaşıkla göğsümü de minik ellerimle vururak

trying to recreate what I was hearing.

duyduğum şeyi çıkartmaya çalışırdım.

I have been beating the same plates,

Profesyonel bir bongocu

shakers, drums, pans and so much more ever since

ve çalgı sanatçısı olduğumdan beri aynı marakasları, bongoları, perküsyonları

to become a professional drummer

ve daha birçok şeyi

and percussionist.

çalıyorum.

(Applause)

(Alkışlar)

As I grew up, subconsciously,

Büyüdüğümde bilinçaltımda,

I felt a strong urge to hide my newfound hobby.

yeni keşfettiğim hobimi saklama hissi uyandı.

Even without it being said out loud,

Dile getirmesem bile

I knew that somehow it was wrong to do what I was doing.

bir şekilde yaptığım şeyin yanlış olduğunu biliyordum.

In most of the ceremonies,

Birçok törende,

I noticed that most of the women and girls were not in sight,

Kadınların çoğunun göz önünde olmadığını fark ettim.

but when they were,

Fakat oldukları zaman da

I noticed that they would wear their dancing skirts

Dans kıyafetlerini giydiklerini,

and shake their waists off,

bellerini salladıklarını,

singing, clapping, ululating,

şarkı söylediklerini, alkışladıklarını ve uladıklarını,

while the men filled up the rhythm section.

erkeklerin de ritme ayak uydurduğunu fark ettim.

A few years later, I came to understand

Birkaç yıl sonra, gelenek ve göreneğin

what tradition and culture meant,

ne demek olduğunu,

and what was considered taboo

neyin tabu kabul edilip edilmediğini

or otherwise.

anladım.

In the majority of African cultures,

Afrika kültürlerinin çoğunda,

women have been forbidden to play drums and percussion

kadınların bateri ve perküsyon çalması

for a very long time.

uzun süredir yasaktı.

I believe this taboo stems from the psychological and traditional belief

Kadınları kalitesiz gören tabunun psikolojik ve geleneksel inançtan

that the woman is an inferior being.

geldiğine inanıyorum.

I grew up hearing that the place of the woman is in the kitchen

Kadının yerinin mutfak veya diğer oda olduğunu duyarak

or in the other room.

büyüdüm.

Mhm?

Öyle mi?

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Women had been brainwashed and led on for so long

Kurban düşüp buna inanmaya başlayana kadar

until we had fallen victim and actually started believing in this ourselves.

kadınlar uzun süredir beyni yıkanmış, kandırılmışlardı.

This, coupled with the lack of interest to educate women,

Kadınları okutma algısının eksikliğiyle birleşen bu şey,

played a major, major role

bu durumun aklımıza kazınmasında

in etching this into our minds.

büyük rol oynadı.

The sounds of the drum provoke emotion and movement.

Bongo sesleri duygu ve hareketi dürter.

Essentially, the drum is a very sensual instrument.

Esasen, bango çok duygusal bir alettir.

Once at a festival, a man asked me

Festivaldeyken bir adam bana

how I dared put a drum in between my legs.

bacaklarımın arasına nasıl bongo koymaya cesaret ettiğimi sormuşu.

I have been considered loose and dirty for playing an instrument.

Enstrüman çalmak için çok serbest ve kirli sayılırmışım.

I have repeatedly been questioned

Üniversitede eğitimini aldığım

why I would choose to play drums

ve "daha uygun" olduğu belirlenen

instead of practicing journalism,

gazetecilik yapmak yerine,

which I studied for my undergraduate,

niye bongo çalmayı seçtiğim

which has been termed "more decent."

durmadan soruldu.

The sight of a woman playing drums enfeebles her,

Bir kadının bateri çalma fikri onu güçsüzleştirir,

makes her less feminine,

kadınlığını

less desirable,

ve çekiciliğini azaltır.

but all this optimally puts her on a lower social stand.

Bunlar onu düşük toplumdaymış gibi gösterir.

Drumming has essentially represented the strong African heritage,

Afrika geleneğinin birçok yönünde,

and its importance can be seen

Bongo çalmak güçlü Afrika mirasının

in the many aspects of the African tradition.

ve öneminin görülebileceğini yansıttı.

Many communities encompass drumming in their day-to-day activities,

Birçok topluluğun günlük aktivitesinde,

güncel yaptığı şeylerde,

and still do up to date,

from childbirths to initiation ceremonies,

doğumdan kabul törenlerine,

welcoming ceremonies,

karşılama törenlerinde,

marriages and even burials.

evliliklerde ve hatta cenazeler de bile bongo çalmak var.

However, this same drum

Ancak bu aynı bongo

is disappearing very fast from the music scene,

çok hızlı bir şekilde müzikten yok oluyor

and the traditional genre is losing its popularity

ve halk arasında hızlıca

very quickly amongst the people.

geleneksel tür popülerliğini kaybediyor.

Inspired by the need to preserve this culture,

Bu kültürün korunması ihtiyacından esinlenerek

I am teaching the significance and the importance of the drum

baterinin, genç çocuklar ve kızlar için

to young boys, women and girls.

önemini öğretiyorum.

In my journey as a percussion teacher,

Müzik öğretmeni olarak yaptığım gezimde,

I have realized that very many women

birçok kadının bateri çalmayı

actually want to play the drum,

gerçekten istediğini fark ettim,

but at the same time,

bununla birlikte

they fear it.

korkuyorlar da.

Some fear how society will perceive them.

Bazıları toplumun nasıl karşılayacağından korkuyor.

Others fear the physical pain that comes with playing.

Diğerleri de çalarken oluşacak fiziksel acıdan.

Oh yes, it's not that easy.

Ah evet, o kadar kolay değil.

Some, because their spouses don't approve of them,

Çünkü kimisi, eşleri kınayacak diye,

and others generally fear the responsibility

diğerleri de kültür taşıyıcı olma sorumluluğundan

of being a bearer of culture.

genel olarak korkuyor.

I believe, or I think that all these fears

Bu korkuların toplu kadınsal tedbiri

are etched in the collective feminine cautiousness

parçaladığına inanıyorum.

because when we learn of the atrocities that have happened to women,

Çünkü kadınların başına gelen zulümleri

continentally especially,

özellikle de avrupa tarzında olanları duyunca

it serves as a constant reminder

Bize tasarlanan yerin dışına çıkmanın,

that one step out of our designated place

ciddi sonuçlarla son bulabileceğini

may end up in very serious consequences.

hatırlatma görevi görür.

Well, I use my drum to tell my story and my people's stories.

Benim ve halkımın hikâyelerini anlatmak için bongo kullanıyorum.

My roots shaped me and my culture is here to stay with me.

Kökenim beni şekillendirdi ve kültürüm bende kalıcı oldu.

Women can be custodians of culture, too.

Kadınlar kültürün koruyucusu da olabilir.

We are born to bring forth life,

Hayatı beslemek, ileri seviye getirmek için

to nurture it.

dünyaya geliyoruz.

We can definitely preserve our traditions very, very excellently.

Kesinlikle geleneklerimizi en iyi şekilde koruyoruz.

My drum and I,

Bongom ve ben,

we are here to stay.

Kalıcıyız.

(Applause)

(Alkışlar)

We are definitely here to stay.

Kesinlikle kalıcıyız.

If women have led countries,

Kadınlar ülkelere öncülük ettiyse,

women have gone to space,

Uzaya gittiyse,

women have won Grammys,

Grammy ödüllerini kazandılarsa,

then the same, same women can play the drum

öyleyse aynı kadınlar bongoyu,

and play it -- to a five-star rating?

beş yıldız oranında mı çalarlar?

No, to a million-star rating.

Hayır bir milyon yıldız oranında çalarlar.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)

(Çan Sesi)

(Chiming)

(Metallic drumming)

(Metalik Ses)

(Chiming)

(Çan Sesi)

(Rattling)

(Tıkırtı)

(Drumming)

(Davul)

(Applause)

(Alkış)