The anti-CEO playbook | Hamdi Ulukaya

356,197 views ・ 2019-06-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: TED Translators admin
00:14
A cold January day of 2005,
0
14183
3856
2005’te soğuk bir Ocak günü
00:18
I took one of my most important drives of my life.
1
18063
3790
yaşamımın en önemli araba yolculuğunu yaptım.
00:23
I was on this road in upstate New York,
2
23117
3763
New York'un kuzeyinde bir yoldaydım.
00:28
trying to find this old factory.
3
28021
2142
Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.
00:31
The day before, I received a flyer in the mail
4
31601
3340
Ve bir gün önce postada bir broşür bulmuştum:
00:34
that said, "Fully equipped yogurt plant for sale."
5
34965
3360
“Tam teçhizatlı yoğurt fabrikası satılık .”
00:39
I threw it in the garbage can.
6
39315
1582
Çöpe attım gitti.
00:42
And 20 minutes later, I picked it up and called the number.
7
42038
3887
Yirmi dakika sonra, broşürü çöpten alıp numarayı aradım.
00:47
The plant was 85 years old,
8
47351
1743
Fabrika 85 yıllıktı.
00:50
and it was closing.
9
50012
1181
Kapatılmak üzereydi.
00:52
So I decided to go see it.
10
52073
1562
Gidip görmeye karar verdim.
00:55
At this time,
11
55970
1226
O esnada
00:57
I wasn't sure where this road or my life was going.
12
57220
3467
bu yolun veya hayatın beni nereye götüreceğinden emin değildim.
01:02
I owned a small cheese shop
13
62307
2204
Küçük bir peynir dükkânım vardı
01:04
but really hated business.
14
64535
1319
ama işten nefret ediyordum.
01:08
But the hills and the roads and the smells are all familiar.
15
68576
4202
Ancak tepeler, yollar ve burnuma gelen kokular tanıdıktı.
01:14
I grew up in Turkey, in a similar environment,
16
74425
3822
Türkiye’de, buraya benzer bir yerde,
01:18
near the Kurdish mountains.
17
78271
1433
Kürt dağları yakınında büyüdüm.
01:20
My family made cheese and yogurt;
18
80613
1948
Ailem peynir ve yoğurt üretirdi.
01:22
I grew up listening to shepherd's stories.
19
82585
2019
Çoban hikâyeleri dinleyerek büyüdüm.
01:25
We didn't have much,
20
85882
1838
Fazla bir şeyimiz yoktu,
01:27
but we had the moon and the stars, simple food, each other.
21
87744
3936
ama Ay, yıldızlar, sade yiyeceklerimiz ve her şeyden önce ailemiz vardı.
01:33
Eventually, I came to America.
22
93101
2000
Sonunda okumak için Amerika’ya geldim.
01:35
I didn't even know New York had farms.
23
95724
2120
New York’ta çiftlikler olduğunu bile bilmiyordum.
01:39
I made it to upstate, and I never left.
24
99081
2793
Eyaletin kuzeyine bir kez gittim, bir daha da ayrılmadım
01:43
Now I'm lost.
25
103121
1150
…ama kaybolmuştum.
01:46
I passed the road sign that said "Dead end."
26
106641
3828
Bir tabelanın yanından geçtim: “Çıkmaz Sokak.”
01:51
Then soon after,
27
111506
1209
Ve hemen sonra
01:53
there it was:
28
113308
1445
işte oradaydı,
01:54
the factory.
29
114777
1150
fabrika karşıma çıktı.
01:58
The smell hit me first.
30
118642
1912
Kokuyu hemen fark ettim.
02:01
It was a like a milk container left out in the sun.
31
121118
2702
Güneşin altında bırakılmış süt kabı gibi kokuyordu.
02:05
The walls were so thick,
32
125228
1646
Duvarlar çok kalındı,
02:08
paints were peeling, there were cracks everywhere.
33
128061
3016
boyalar soyulmuştu, her yerde çatlaklar vardı.
02:13
The factory was so old, the owners thought it was worthless.
34
133161
3519
Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.
02:18
I thought they left a zero off,
35
138209
3062
Bir sıfırı eksik yazdıklarını sandım.
02:21
I couldn't believe the price.
36
141295
1934
Fiyat o kadar düşüktü ki...
02:25
As I entered in,
37
145569
1873
İçeri girdim.
02:28
I stopped noticing things.
38
148331
3770
Bir anda etrafa bakmayı bıraktım.
02:32
All I could see were the people.
39
152125
2133
Tek gördüğüm insanlardı.
02:35
There were 55 of them.
40
155897
1674
Toplam 55 kişiydiler.
02:38
Just quiet.
41
158976
1150
Çok sessizdi…
02:40
Their only job was to break the plant apart
42
160738
3921
Tek işleri, tesisi parçalara ayırmak
02:44
and close it forever.
43
164683
1400
ve temelli kapatmaktı.
02:47
I was met with a guy named Rich,
44
167875
1980
Rich adında bir kişi beni karşıladı,
02:51
the production manager.
45
171044
1177
üretim müdürü.
02:53
He offered to take me around, show me around.
46
173256
2591
Bana etrafı gezdirip gösterdi.
02:56
He didn't say much,
47
176339
1167
Çok konuşmuyordu
02:57
but around every corner, he would point out some stories.
48
177530
3475
ama her bir noktada anılarını anlatıyordu.
03:02
Rich worked there for 20 years.
49
182268
2079
Rich 20 yıl fabrikada çalışmıştı.
03:04
His father made yogurt before him,
50
184371
2214
Ondan önce babası yoğurt yapıyormuş
03:06
and his grandfather made cream cheese before that.
51
186609
2655
hatta büyükbabası da krem peynir yaparmış.
03:10
You could tell that Rich felt guilty
52
190855
3953
Rich’in kendini suçlu hissettiği belliydi
03:15
that this factory was closing on his watch.
53
195792
3785
çünkü fabrika onun zamanında kapanıyordu.
03:23
What hit me the hardest at that time
54
203768
2754
O an beni en çok etkileyen şey,
03:27
was that this wasn't just an old factory.
55
207442
3129
buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.
03:31
This was a time machine.
56
211173
1600
Burası bir zaman makinesiydi.
03:33
This is where people built lives, they left for wars,
57
213836
4572
İnsanların hayatlarını inşa ettiği, savaşmak için bıraktıkları bir yerdi,
03:38
they bragged about home runs and report cards.
58
218432
2828
beyzboldan ve karnelerden övünerek söz ettikleri bir yer.
03:42
But now, it was closing.
59
222091
1600
Ama artık kapatılıyordu.
03:45
And the company wasn't just giving up on yogurt,
60
225064
3589
Şirket yalnızca yoğurttan değil,
03:49
it was giving up on them.
61
229445
1667
çalışanlarından da vazgeçiyordu.
03:52
As if they were not good enough.
62
232191
1670
Yeterince iyi değillermiş gibi.
03:56
And I was shocked how these people were behaving.
63
236567
3564
Beni en çok etkileyen ise insanların davranışlarını görmek oldu.
04:01
There was no anger, there were no tears.
64
241177
2667
Gözyaşı yoktu. Öfkelenen yoktu.
04:05
Just silence.
65
245059
1439
Sadece sessizlik vardı.
04:06
With grace, they were closing this factory.
66
246522
2933
Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.
04:13
I was so angry
67
253212
1849
Çok sinirlenmiştim.
04:16
that the CEO was far away,
68
256308
2047
CEO orada bile değildi,
04:20
in a tower or somewhere,
69
260522
2294
cam kulesinde bir yerde,
04:22
looking at the spreadsheets
70
262840
2205
önündeki hesap tablolarına bakıyor
04:25
and closing the factory.
71
265069
1510
ve fabrikayı kapatıyordu.
04:28
Spreadsheets are lazy.
72
268060
1468
Hesap tabloları tembeldir.
04:30
They don't tell you about people, they don't tell you about communities.
73
270716
3801
Size insanlar ve topluluklar hakkında hiçbir şey söylemezler.
04:34
But unfortunately,
74
274541
1611
Ne yazık ki
04:36
this is how too many business decisions are made today.
75
276176
3388
günümüzde işle ilgili birçok karar bu şekilde alınıyor.
04:44
I was never the same person after what I saw.
76
284659
3067
Gördüklerimden sonra aynı kişi değildim.
04:48
On my way back home, I called Mario, my lawyer.
77
288318
4555
Eve dönerken avukatım Mario’yu aradım.
04:54
I called Mario, I said, "Mario, I want to buy this place."
78
294454
3452
“Mario, fabrikayı almak istiyorum,” dedim.
04:59
Mario said,
79
299510
1429
Bana şöyle dedi:
05:00
"Hamdi, one of the largest food companies in the world is closing this place,
80
300963
4448
“Hamdi, fabrikayı kapatan, dünyanın en büyük gıda şirketlerinden biri.
05:06
and they're getting out of the yogurt business.
81
306567
2420
Yoğurt işini bırakıyorlar.
05:09
Who the hell are you to make it work?"
82
309011
1923
Sen kim oluyorsun da işi yürütebileceksin?”
05:12
I said, "You're right."
83
312432
1257
“Haklısın,” dedim.
05:14
But the next day, I called him again,
84
314559
1828
Bir sonraki gün tekrar aradım
05:16
and I said, "Mario, really, I really want to buy this place."
85
316411
3142
ve “Mario, gerçekten almak istiyorum,” dedim.
05:19
He said, "Hamdi, you have no money.
86
319577
1699
“Hamdi, paran yok," dedi,
05:21
(Laughter)
87
321300
1023
(Kahkahalar)
05:22
You haven't even paid me in six months."
88
322347
1913
altı aydır benim paramı bile ödemedin.”
05:24
(Laughter)
89
324284
1007
(Kahkahalar)
05:25
Which was true.
90
325315
1159
Söyledikleri doğruydu.
05:26
(Laughter)
91
326498
1150
(Kahkahalar)
05:28
But I got a loan, another loan.
92
328268
2066
Ama bir kredi aldım, ardından bir kredi daha.
05:30
By August 2005, I had the keys for this factory.
93
330831
4284
2005 yılının Ağustos ayında, fabrikanın anahtarları bendeydi.
05:36
The first thing I did was to hire four of the original 55 people.
94
336093
3637
İlk yaptığım iş eski 55 çalışandan dördünü işe almak oldu.
05:40
I had Maria, the office manager.
95
340215
2135
Ofis müdürü Maria,
05:42
I had Frank, the wastewater guy.
96
342374
2642
atık sudan sorumlu Frank,
05:45
I had Mike, the maintenance guy.
97
345040
3077
bakım ve onarımdan sorumlu Mike
05:48
And Rich, who showed me the plant, the production guy.
98
348141
3011
ve bana fabrikayı gezdiren, üretimden sorumlu Rich.
05:51
And we had our first board meeting.
99
351855
1765
İlk yönetim kurulu toplantımızı yaptık.
05:55
Mike says, "Hamdi, what are we going to do now?"
100
355173
2392
Mike şöyle dedi: “Evet Hamdi, şimdi ne yapacağız?”
05:58
They look at me as if I have the magic answer.
101
358133
2360
Elimde sihirli bir değnek varmış gibi bana bakıyorlardı.
06:01
So I said, "Mike,
102
361593
1200
Mike'a dedim ki:
06:03
we're going to go to Ace Hardware store,
103
363974
2512
“Ace yapı marketine gideceğiz
06:07
and we're going to get some paints.
104
367268
1682
ve boya alacağız.
06:09
And we're going to paint the walls outside."
105
369649
2094
Sonra da dışarıdaki duvarları boyayacağız.”
06:13
Mike wasn't impressed.
106
373217
1163
Hiç etkilenmedi.
06:14
He looked at me.
107
374404
1165
Bana öylece baktı.
06:16
He said, "Hamdi, that's fine, we’ll do that,
108
376138
2571
Sonra şöyle dedi: “Bunu yaparız, Hamdi, sorun değil.
06:18
but tell me you have more ideas than that."
109
378733
2022
Ama bundan başka bir fikrin vardır umarım.”
06:20
(Laughter)
110
380779
2616
(Kahkahalar)
06:23
I said, "I do.
111
383419
1150
''Elbette var.'' dedim,
06:25
We'll paint the walls white."
112
385490
1595
''Duvarları beyaza boyayacağız.''
06:27
(Laughter)
113
387109
1150
(Kahkahalar)
06:28
Honest to God, that was the only idea I had.
114
388657
2238
Gerçekten de başka hiçbir fikrim yoktu.
06:30
(Laughter)
115
390919
1634
(Kahkahalar)
06:34
But we painted those walls that summer.
116
394133
2692
Ama o yaz duvarları boyadık.
06:39
I sometimes wonder
117
399318
2372
Bazen düşünüyorum,
06:41
what they would have said to me if I told them,
118
401714
3374
eğer onlara şöyle deseydim ne derlerdi,
06:45
"See these walls we're painting?
119
405112
2200
“Boyadığımız duvarları görüyor musunuz?
06:47
In two years,
120
407938
1754
İki yıl içinde
06:49
we're going to launch a yogurt here
121
409716
1749
Amerikalıların daha önce hiç görmediği ve tatmadığı
06:51
that Americans have never seen and never tasted before.
122
411489
2869
bir yoğurdu piyasaya süreceğiz.
06:54
It will be delicious, it will be natural.
123
414382
2151
Hem doğal hem de leziz olacak.
06:56
And we're going to call it 'Chobani' -- it means 'shepherd' in Turkish."
124
416557
3563
Adına da Türkçe “çoban” kelimesinden gelen Chobani diyeceğiz.
07:02
And if I said,
125
422446
1150
Ya şöyle deseydim:
07:04
"We are going to hire all of the 55 employees back,
126
424446
3579
“Eski 55 çalışanın her birini işe alacağız
07:08
or most of them back.
127
428049
1182
veya çoğunu.
07:09
And then 100 more after, and then 100 more after,
128
429255
2339
Ardından 100 kişi daha. 100 kişi daha.
07:11
and then 1,000 more after that."
129
431618
1603
Sonra 1000 kişi daha.”
07:13
But if I told them, "You see that town over there?
130
433245
2769
Peki ya şunu söyleseydim: “Şuradaki kasabayı görüyorsunuz.
07:16
Every person we hire, 10 more local jobs will be created.
131
436038
3619
İşe aldığımız her kişiye karşılık 10 kişi için iş imkânı ortaya çıkacak.
07:19
The town will come back to life, the trucks will be all over the roads.
132
439681
3515
Kasaba yeniden hayata dönecek, iş makinaları yollarda olacak.
07:23
And the first money we make,
133
443220
1532
Kazandığımız ilk parayla da
07:24
we're going to build one of the best Little League baseball fields
134
444776
3663
kasabada en iyisinden bir beyzbol sahası inşa edeceğiz,
07:28
for our children.
135
448463
1200
çocuklarımız için.
07:30
And five years after that,
136
450323
1735
Beşinci yılımızda da
07:32
we're going to be the number one Greek yogurt brand in the country."
137
452082
3311
Amerika’daki bir numaralı süzme yoğurt markası olacağız.”
07:36
Would they have believed me?
138
456096
1364
Bana inanırlar mıydı?
07:38
Of course not.
139
458556
1150
Tabii ki hayır.
07:41
But that's exactly what happened.
140
461104
2005
Ancak bunların hepsi oldu.
07:43
(Applause)
141
463673
5950
(Alkışlar)
07:50
In painting those walls,
142
470085
2880
O duvarları boyarken
07:52
we got to know each other.
143
472989
1466
birbirimizi tanıdık.
07:55
We believed in each other.
144
475442
1438
Birbirimize inandık.
07:57
And we figured it out together.
145
477633
1760
Her şeyi birlikte çözdük.
08:03
Five years, me and all my colleagues, we never left the factory.
146
483353
4533
İlk beş yıl, ben ve iş arkadaşlarım fabrikadan hiç çıkmadık.
08:08
We worked day and night, through the holidays,
147
488909
3843
Gece gündüz. Tatillerde. Fabrikayı işe yarar hale getirmek için
08:12
to fix that plant.
148
492776
1412
durmadan çalıştık.
08:15
The best part of Chobani for me is this:
149
495601
2800
Chobani’nin en önemli yanı benim için şu oldu:
08:18
the same exact people who were given up on
150
498958
3548
Daha önce kendilerinden vazgeçilen kişiler
08:22
were the ones who built it back 100 times better than before.
151
502530
4327
her şeyi öncekinden 100 kat daha iyi hâle getirdi.
08:28
And they all have a financial stake in the company today.
152
508389
3437
Bugün tamamının şirkette hissesi var.
08:32
(Applause)
153
512579
5214
(Alkışlar)
08:38
And all this time, I kept wondering --
154
518491
2398
Tüm bu süre boyunca, kendi kendime sordum,
08:40
you see, I'm not a businessman, I don't come from that tradition --
155
520913
3237
bakın ben bir iş insanı değilim ve bu gelenekten gelmiyorum –
08:44
I just kept wondering: What is this all about?
156
524174
3580
tüm bunlar ne anlama geliyor?
08:49
Corporate America says it's about profits.
157
529287
2911
Amerikalı şirketlere göre “kâr için.”
08:52
Mainstream business says it's about money.
158
532222
2358
Hâkim iş düşüncesine göre “para için.”
08:54
The CEO playbook says it's about shareholders.
159
534604
2886
CEO oyun kitabına göre ise “hissedarlar.”
08:57
And so much is sacrificed for it -- it's factories, communities, jobs.
160
537514
4722
Bu üçü adına birçok şey feda edildi: çalışanlar, fabrikalar, topluluklar.
09:03
But not by CEOs.
161
543093
1587
Bunları feda eden CEO’lar değil.
09:05
CEOs have their employees suffer for them.
162
545956
2402
CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.
09:09
But yet, the CEOs's pay goes up and up and up.
163
549011
3541
Bu sırada CEO’ların kazançları sürekli olarak artıyor.
09:12
And so many people are left behind.
164
552979
2494
Çok fazla kişi geride bırakılıyor.
09:17
I'm here to tell you:
165
557227
1951
Şunu söylemek için buradayım:
09:19
no more.
166
559202
1162
Artık yeter.
09:20
It's not right, it's never been right.
167
560830
2722
Bu olanlar doğru değil. Hiçbir zaman da olmadı.
09:24
It's time to admit
168
564648
2123
Kabul etmemiz gerekiyor ki
09:26
that the playbook that guided businesses and CEOs for the last 40 years
169
566795
4226
Şirketlere 40 yıldır kılavuzluk yapan
09:31
is broken.
170
571045
1150
CEO kitabı sorunlu.
09:32
(Applause)
171
572625
4378
(Alkışlar)
09:37
It tells you everything about business
172
577027
2936
Kitap, iş dünyasıyla ilgili her şeyi anlatıyor,
09:39
except how to be a noble leader.
173
579987
3117
onurlu bir lider olmak dışında.
09:44
We need a new playbook.
174
584757
2234
Yeni bir oyun kitabına ihtiyacımız var.
09:47
We need a new playbook that sees people again.
175
587015
2582
Tekrar insanlara önem veren
09:50
That sees above and beyond profits.
176
590950
3719
ve kâr dışındaki şeyleri de temsil eden bir kitaba.
09:55
In the movies, they have a name for people who take a different path
177
595540
5039
Filmlerde doğru şeyi yapmak için
farklı bir yol izleyen kişilere verilen bir ad var:
10:00
to do things right.
178
600603
2000
10:02
They call them "antiheroes."
179
602627
1818
Anti kahraman.
10:04
I think we need the same idea in business.
180
604966
2810
İş dünyasında da aynı fikre ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
10:07
We need anti-CEOs, and we need an anti-CEO playbook.
181
607800
3579
Anti CEO’lara ve bir anti CEO kitabına ihtiyacımız var.
10:11
So let me tell you about what this anti-CEO playbook is all about.
182
611403
3826
Size bu anti CEO kitabının ne olduğunu anlatayım.
10:16
An anti-CEO playbook is about gratitude.
183
616712
2690
Anti CEO kitabının temelinde şükran duygusu var.
10:20
Today's business book says:
184
620541
1952
Bugünün işletme kitabı şöyle diyor:
10:22
business exists to maximize profit for the shareholders.
185
622517
3626
Şirketler yalnızca kârı en maksimize etmek ve hissedarları zengin etmek için var.
10:27
I think that's the dumbest idea I've ever heard in my life.
186
627929
2779
Açıkçası bu, şu ana kadar hayatımda duyduğum en aptalca fikir.
10:30
(Laughter)
187
630732
1005
(Kahkahalar)
10:31
In reality, business should take care of their employees first.
188
631761
4467
Gerçekte olması gereken, şirketlerin öncelikle çalışanlarla ilgilenmesi.
10:36
(Applause)
189
636752
5195
(Alkışlar)
10:41
You know, a few years ago,
190
641971
1261
Birkaç yıl önce,
10:43
when we announced that we are giving shares to all our 2,000 employees,
191
643256
4342
2.000 çalışanımızın tamamına hisse vereceğimizi açıkladığımızda
10:47
some people said it's PR, some said it's a gift.
192
647622
4584
kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.
10:52
I said, it's not a gift.
193
652230
1600
Bunun hediye olmadığını söyledim.
10:55
I watched it, I've been part of it.
194
655341
2531
Başından beri bizzat gördüm,
10:57
They earned it with their talent and with their hard work,
195
657896
2727
bunu yetenekleri ve sıkı çalışmalarıyla kazanmışlardı
11:00
and I don't see any other way.
196
660637
1582
ve yapılması gereken buydu.
11:03
The new way of business --
197
663315
1992
Yeni işletme anlayışında,
11:05
it's your employees you take care of first.
198
665331
2451
öncelikle çalışanlarınızla ilgilenmelisiniz.
11:08
Not the profits.
199
668692
1301
kâr hesaplamasıyla değil.
11:12
The new anti-CEO playbook is about community.
200
672144
3772
Anti CEO kitabının temelinde topluluk var.
11:17
Today, the businesses that have it all
201
677359
2926
Zaten her şeye sahip olan şirketler topluluklara soruyor:
11:20
ask communities, "What kind of tax breaks and incentives can you give me?"
202
680309
4287
“Bana ne tür bir vergi muafiyeti ve teşvik vereceksiniz?”
11:26
The reality is, businesses should go to the struggling communities
203
686132
4493
Gerçekte olması gereken, şirketlerin sıkıntı çeken topluluklara
11:30
and ask, "How can I help you?"
204
690649
2166
“Size nasıl yardım edebiliriz?” diye sorması.
11:34
(Applause)
205
694176
3762
(Alkışlar)
11:37
When we wanted to build our second yogurt plant,
206
697962
2999
İkinci bir yoğurt fabrikası inşa etmek istediğimde
11:40
Idaho was on nobody's radar screen.
207
700985
2334
kimse Idaho ile ilgilenmiyordu.
11:43
It was too rural, too far away, didn't have much incentives.
208
703784
3782
Fazla kırsaldı, uzaktı, teşvikler vermiyordu.
11:47
So I went there.
209
707974
1150
Oraya gittim.
11:50
I met with the local people, I met with the farmers.
210
710014
3425
Yerli insanlar ve çiftçilerle tanıştım.
11:53
We shook hands, we broke bread.
211
713463
2261
Birlikte yemek yedik. El sıkıştık.
11:55
I said, "I want to build it right here."
212
715748
2700
Fabrikayı Idaho’ya kurmak istediğimi söyledim.
11:58
I don't need to see financial studies.
213
718472
2041
Finansal araştırma yapmama gerek yoktu.
12:01
And the result --
214
721732
1329
Sonuç ne mi oldu?
12:05
its community is thriving.
215
725236
1944
Oranın halkı büyük gelişme kaydediyor.
12:07
There's new schools that open every year.
216
727204
2056
Her geçen yıl yeni okullar açılıyor.
12:10
New food companies are coming up every year.
217
730101
2809
Her yıl yeni bir gıda firması kuruluyor.
12:14
And they told me,
218
734053
1151
Bazıları bana dedi ki
12:15
"You're not going to find any trained workers here."
219
735228
2452
“Eğitimli işçi bulamazsın.”
12:17
I said, "It's OK, we'll teach them."
220
737704
1913
Ben de, “O zaman öğretiriz,” dedim.
12:19
We partnered with the local community college,
221
739641
2373
Yerel üniversitelerle iş birlikleri yaptık
12:22
and while we were building the plant,
222
742919
1794
ve fabrikayı inşa ederken
12:24
we trained hundreds of hundreds of people for advanced manufacturing.
223
744737
3610
yüzlerce kişiye ileri üretim alanında eğitim verdik.
12:28
And today, our factory is one of the largest yogurt plants in the world.
224
748371
4486
Ve bugün fabrikamız dünyadaki en büyük yoğurt fabrikası oldu.
12:33
(Applause)
225
753540
2912
(Alkışlar)
12:36
The new way of business --
226
756476
1695
Yeni işletme anlayışında
12:39
communities.
227
759148
1343
topluluklar var.
12:40
Go search for communities that you can be part of.
228
760515
2768
Dâhil olabileceğiniz toplulukları arayın,
12:43
Ask for permission.
229
763307
1397
İzinlerini isteyin.
12:45
And be with them, open the walls and succeed together.
230
765338
4461
Onlarla omuz omuza verin, duvarları yıkın ve beraber başarıya ulaşın.
12:52
The anti-CEO playbook is about responsibility.
231
772985
3341
Anti CEO kitabının temelinde sorumluluk var.
12:57
Today's playbook says, the businesses should stay out of politics.
232
777033
3595
Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı.
13:00
The reality is
233
780652
1246
Gerçekte olması gereken,
13:01
businesses, as citizens, must take a side.
234
781922
3161
şirketler vatandaşlar olarak bir taraf seçmeli.
13:06
When we were growing in New York and looking for more people to hire,
235
786728
4149
New York'ta Chobani büyümeye ve insanları işe almaya devam ederken
13:10
I remembered that in Utica, an hour away,
236
790901
4992
bir saatlik mesafedeki Utica’da
13:15
there were refugees from Southeast Asia and Africa,
237
795917
3769
Afrika ve Güneydoğu Asya’dan gelen mülteciler olduğunu hatırladım,
13:19
who were looking for a place to work.
238
799710
2042
iş arıyorlardı.
13:23
"They don't speak English," someone told me.
239
803518
2072
Birisi, “İngilizce bilmiyorlar,” dedi.
13:25
I said, "I don't really, either. Let's get translators."
240
805614
2670
“Ben de pek biliyor sayılmam.” dedim, “O zaman çevirmen alırız.”
13:28
(Laughter)
241
808308
2511
(Kahkahalar)
13:31
"They don't have transportation."
242
811327
1663
“Ulaşım imkânları yok.”
13:33
I said, "Let's get buses, it's not a rocket science."
243
813014
2602
"O zaman otobüs satın alalım, atla deve değil" dedim.
13:36
Today,
244
816506
1150
Tüm bunların sonucunda,
13:39
in one of America's rural areas,
245
819339
2857
Amerika’nın en kırsal bölgelerinden birinde,
13:42
30 percent of the Chobani workforce are immigrants and refugees.
246
822220
3315
Chobani’nin işgücünün %30’u göçmenler ve mültecilerden oluşuyor.
13:45
(Applause) (Cheers)
247
825559
5760
(Alkışlar) (Tezahüratlar)
13:51
And it changed us for better.
248
831343
1733
Bu sayede her şey daha da iyiye gitti.
13:55
The new way of business --
249
835188
1976
Yeni işletme anlayışında,
13:57
it's business, not government, in the best position to make a change
250
837188
4334
hükûmetler yerine şirketlerin fark yaratması daha kolay,
14:01
in today's world:
251
841546
1166
bugünün dünyasında.
14:02
in gun violence, in climate change,
252
842736
3254
Silahlı şiddet, iklim değişikliği,
14:06
in income inequality, in refugees, in race.
253
846014
3703
gelir eşitsizliği, mülteci sorunu, ırkçılık gibi konularda
14:09
It's business that must take a side.
254
849741
2161
şirketler duruşunu seçmeli.
14:12
(Applause)
255
852653
3937
(Alkışlar)
14:16
And lastly, an anti-CEO playbook is about accountability.
256
856614
5487
Son olarak anti CEO kitabının temelinde hesap verebilirlik var.
14:23
Today's playbook says, the CEO reports to the corporate boards.
257
863546
3944
Şu andaki kitaba göre CEO’lar yalnızca yönetim kurullarına sorumludur.
14:28
In my opinion, CEO reports to consumer.
258
868181
3502
Benim düşüncem ise CEO’lar tüketicilere karşı sorumlu olmalı.
14:32
In the first few years of Chobani,
259
872401
1779
Chobani’nin ilk yıllarında,
14:34
the 1-800 number on the cup was my personal number.
260
874204
3480
yoğurt kaplarının üstündeki 800’lü numara benim telefon numaramdı.
14:38
(Laughter)
261
878052
1024
(Kahkahalar)
14:39
When somebody called and wrote, I responded personally.
262
879100
3525
Tüm aramalar doğrudan bana geliyordu. Aramalara ben yanıt veriyordum.
14:42
Sometimes I made changes based on what I heard,
263
882649
3200
Bazen duyduklarım doğrultusunda değişiklikler yapıyordum
14:47
because consumer is in power.
264
887427
2388
çünkü güç tüketicinin elinde.
14:50
That's the reason the business exists.
265
890795
2533
Şirketlerin var olmasının sebebi de bu.
14:55
It's you -- every single one of you is in power to make changes today.
266
895350
5317
Tüketiciler olarak her biriniz bir şeyleri değiştirme gücüne sahipsiniz.
15:01
If you don't like the brand and the companies,
267
901165
2158
Markaları ve şirketleri beğenmiyorsanız,
15:03
what they are doing with their business,
268
903347
1960
işleyişlerinden hoşnut değilseniz
15:05
you can throw them into the garbage can.
269
905331
1952
onları cezalandırabilirsiniz.
15:07
And if you see the ones that are doing it right,
270
907307
2254
Doğru yaptıklarına inanıyorsanız da
15:09
you can reward them.
271
909575
1333
onları ödüllendirebilirsiniz.
15:12
In the end, this is all in our responsibility.
272
912083
3527
Günün sonunda bu sorumlulukların tümü bize ait.
15:15
The new way of business --
273
915956
1309
Yeni işletme anlayışında
15:17
it's the consumer we report to, not to the corporate boards.
274
917289
3087
önemli olan tüketiciler, yönetim kurulları değil.
15:21
You see,
275
921019
1279
Şu var ki...
15:23
if you are right with your people,
276
923160
3169
İnsanlarınıza hak ettiğini,
15:27
if you are right with your community,
277
927276
2683
topluluğunuza hak ettiğini,
15:29
if you are right with your product,
278
929983
2627
ürünlerinize hak ettiğini verirseniz
15:32
you will be more profitable,
279
932634
2309
daha fazla kâr edersiniz.
15:34
you will be more innovative,
280
934967
2032
Daha yenilikçi olursunuz.
15:37
you will have more passionate people working for you
281
937023
2508
Tutkuyla çalışan daha çok çalışanınız
15:39
and a community that supports you.
282
939555
1982
ve sizi destekleyen bir halk olur.
15:41
And that's what the anti-CEO playbook is all about.
283
941561
3082
Anti CEO kitabı işte bu.
15:47
The treasure that I found in that factory --
284
947355
3944
O fabrikada bulduğum hazine --
15:55
dignity of work,
285
955220
2308
iş ahlâkı,
15:57
strength of character,
286
957552
1900
güçlü karakter,
15:59
human spirit --
287
959476
1306
insani değerler --
16:01
is what we need to unleash all across the world.
288
961212
2883
bunları tüm dünyaya yaymaya ihtiyacımız var.
16:07
Brothers and sisters,
289
967088
1485
Kardeşlerim,
16:09
there are people and places all around the world
290
969874
4905
Dünyadaki tüm topluluklarda,
16:16
left out and left behind.
291
976232
1810
dışarıda bırakılan ve geride kalan kişiler ve yerler var.
16:19
But their spirit is still strong.
292
979193
2532
Ancak ruhları hâlâ güçlü.
16:24
They just want another chance,
293
984490
1930
Tek istedikleri bir şans daha,
16:26
they want someone to give them a chance again,
294
986444
3427
onlara bir şans daha verecek kişileri bekliyorlar,
16:29
not to just build it back, but build it better than before.
295
989895
3757
aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar.
16:34
And this is the difference between return on investment
296
994520
4818
Yatırımın getirisi ile
iyilikseverliğin getirisi arasındaki fark bu.
16:39
and return on kindness.
297
999362
1539
16:42
This is the difference between profit
298
1002717
4048
Azami kâr ile
gerçek zenginlik arasındaki fark bu.
16:46
and true wealth.
299
1006789
1256
16:50
And if it can happen
300
1010701
1436
New York’un kuzeyindeki küçük bir kasaba
16:53
in a small town in upstate New York and Idaho,
301
1013034
3488
veya Idaho’da bunlar yapılabiliyorsa
16:56
it can happen in every city and town and village across the world.
302
1016546
4293
dünyadaki her şehirde, kasabada, köyde de yapılabilir.
17:02
This is not the time to build walls,
303
1022395
2428
Zaman duvar inşa etme zamanı değil,
17:04
this is a time to start painting the walls.
304
1024847
2905
zaman duvarları boyama zamanı.
17:07
I leave the colors all up to you.
305
1027776
1825
Renk seçimini size bırakıyorum.
17:09
Thank you so much.
306
1029625
1200
Çok teşekkürler.
17:10
(Applause)
307
1030849
5135
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7