Joel Leon: The beautiful, hard work of co-parenting | TED

130,901 views ・ 2020-03-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eda Nur Şahaner Gözden geçirme: Can Boysan
00:13
My name is Joel,
0
13066
1176
Adım Joel,
00:15
and I'm a co-parent.
1
15231
1936
ben bir ortak ebeveynim.
00:18
So, growing up, I never heard the term "co-parent."
2
18238
2614
Büyürken “ortak ebeveyn” kavramını hiç duymamıştım.
00:20
I heard a lot of other things, though,
3
20876
2811
Ama birçok şey duydum,
00:23
for starters, "absentee father,"
4
23711
3207
başlangıç için “var olan babanın yokluğu”,
00:26
"sperm donor" --
5
26942
2147
“sperm donörü”—
00:29
that's a good one --
6
29113
2165
bu çok iyi—
00:31
"deadbeat dad"
7
31302
1179
“deadbeat dad”
00:32
and, my personal favorite, "baby daddy."
8
32505
2112
ve en sevdiğim "baby daddy."
00:36
"Baby daddy," for those not in the know,
9
36126
2031
Bilmeyenler için baby daddy,
00:38
refers to an individual who helps to conceive a child
10
38181
3188
çocuğun dünyaya gelmesinde yardımcı olan
00:41
but does little else.
11
41393
1612
ama çok az şey yapan kişi demektir.
00:43
Baby daddy is also someone who is not married by law
12
43988
2751
Aynı zamanda, baby daddy o çocuğun annesiyle
00:46
to the mother of said child.
13
46763
1706
hukuki olarak evli olmayan kişidir.
00:49
Growing up, I thought "co-parent" was reserved primarily for white families
14
49800
4502
Büyürken “ortak ebeveyn” kavramının prime time Netflix dramalarında rol alan
beyaz ailelere özgü olduğunu düşünmüştüm.
00:54
that starred in Netflix prime-time dramas.
15
54326
2523
00:56
(Laughter)
16
56873
1725
(Gülüşmeler)
00:59
It still kind of does.
17
59099
2270
Aslında hâlâ biraz öyle.
Ama bu bir ebeveynin rolünü açıklamıyor, değil mi?
01:01
But it wasn't used to explain the role of a parent. Right?
18
61393
3085
01:04
Either you had kids or you didn't,
19
64502
1711
Çocuklarınız olsun ya da olmasın,
01:06
and no one in my social circles or at our dinner table
20
66237
4664
sosyal çevremde ya da yemek masamızda
01:10
was having complex conversations about the role fathers played
21
70925
3464
babaların rolü hakkında
kompleks konuşmalar yapmıyorduk, değil mi?
01:14
in that conversation, right?
22
74413
1421
01:15
A more balanced, open, loving approach to parenting
23
75858
3918
Ebeveynliğe yönelik daha dengeli, açık ve sevgi dolu bir yaklaşım
01:19
was not something we were discussing within our social circles.
24
79800
3617
sosyal çevremizde konuştuğumuz bir şey değildi.
01:23
A majority of the time,
25
83441
2046
Çoğu zaman büyürken tanıdığım babalar
01:25
the fathers I knew of growing up were barely present
26
85511
3443
neredeyse hiç yoktu
01:28
or just completely nonexistent.
27
88978
2293
ya da tamamen yoktu.
01:31
"Co-parent" wasn't a term I heard or saw
28
91295
2928
“Ortak ebeveynlik”, büyüdüğüm yerde, geldiğim yerde duyduğum
01:34
where I grew up, where I came from.
29
94247
2024
ya da gördüğüm bir kavram değildi.
01:37
I come from the hood.
30
97236
1187
Ben mahalleden geliyorum.
01:39
That hood would be Creston Avenue, 188th in the Bronx.
31
99368
2995
Bu mahalle Creston Caddesi, 188, Bronx.
01:43
And for -- one person, that's what's up.
32
103301
3261
Ve bence bu yeterli.
01:46
(Laughter)
33
106586
1392
(Gülüşmeler)
01:48
Appreciate that.
34
108002
2193
Düşünün.
01:51
For a lot of us in that hood,
35
111110
1576
Bu mahalledeki birçoğumuz için
01:52
there was only one person you could already turn to
36
112710
2735
yalnızca bir kişi vardı,
yemek, barınma, sıcaklık, sevgi ve disiplin için:
01:55
for food, shelter, warmth, love, discipline:
37
115469
4636
o da annelerimiz.
02:00
our mothers.
38
120129
1322
02:02
My mother, who I playfully call "Linda T,"
39
122064
2106
“Linda T” diye lakap taktığım annem
02:04
was my first example of real love
40
124194
1576
benim için gerçek sevginin
02:05
and what showing up as a healthy co-parent looked like.
41
125794
2994
ve sağlıklı ortak ebeveynliğin neye benzediğini gösteren ilk örnekti.
02:08
She was a strong, determined single mother,
42
128812
2328
O, güçlü, kararlı ve bekâr bir anneydi,
02:11
a woman who would have benefited greatly from having a secure and stable partner
43
131164
4146
ortak ebeveyn olarak güvenli ve istikrarlı bir eşten
faydalanabilecek bir kadındı.
02:15
as a co-parent.
44
135334
1444
02:17
So I vowed whenever I got married,
45
137136
2725
Söz verdim, evlendiğim zaman
02:19
my boo and I would be together forever.
46
139885
2456
karım ve ben her zaman beraber olacaktık.
02:22
You know? (Laughs)
47
142365
1771
Bildiğiniz gibi. (Gülüşmeler)
02:24
We'd share the same bed and home,
48
144160
2354
Aynı yatağı ve evi paylaşacaktık,
02:26
we'd sleep under the same covers, we'd argue at IKEA -- normal stuff.
49
146538
3510
aynı örtü altında uyuyacaktık ve doğal olarak IKEA’da tartışacaktık.
02:30
(Laughter)
50
150072
1301
(Gülüşmeler)
02:31
My partner would feel seen and loved,
51
151963
1990
Eşimi anlayacaktım, sevecektim
02:33
and our children would grow up in a two-parent household.
52
153977
2879
ve çocuğumuz iki ebeveynli bir evde büyüyecekti.
02:37
However, things rarely ever end up how we plan them.
53
157784
4669
Ama çoğu zaman bir şeyler planladığımız gibi gitmez.
02:43
Our daughter Lilah has never known a household with both of her parents
54
163523
3776
Kızım Lilah ebeveynlerinin aynı çatı altında yaşadığı
bir evde yaşamadı.
02:47
living together under one roof.
55
167323
1811
02:49
Her mother and I were never married.
56
169727
2430
Annesi ve ben evlenmedik.
02:52
We dated on and off for several months before we found out she was pregnant.
57
172181
3649
Hamile olduğunu öğrenene dek aylarca flört ettik.
02:55
Up until then, my mother didn't even know she existed.
58
175854
2590
O zamana kadar annem böyle biri olduğunu bilmiyordu.
02:59
I was ashamed,
59
179504
1550
Utanmıştım,
03:01
I was embarrassed,
60
181078
1156
mahcup olmuştum,
03:02
and, at times, I was suicidal.
61
182258
1980
bazen intihara meylettim.
03:05
I was asking myself, what was I doing? Where was I going wrong?
62
185409
3383
Kendime “ne yaptım ben? Nerede yanlış yaptım?” diyordum.
03:09
I never wanted the stigma or label
63
189753
2569
Şununla damgalanmak ya da etiketlenmek istemiyordum:
03:12
of what some identified as the stereotypical "black father."
64
192346
3518
bazılarının stereotipik “siyah baba” olarak tanımladığı şey.
03:15
So: absentee, confrontational, combative, not present.
65
195888
5471
Dahası, tartışmacı baba, kavgacı baba, saldırgan baba, olmayan baba.
03:22
It took a lot of work, time, energy and effort
66
202319
3930
Ortak ebeveynliğin bizim için paylaşılan bir ev
03:26
for us to finally realize
67
206273
2146
ve evlilik çanları anlamına gelmesi gerekmediğini fark etmemiz için
03:28
that maybe co-parenting for us didn't need to mean a shared household
68
208443
4232
çok çalışma, zaman, enerji ve çaba gerekti.
03:32
and wedding bells,
69
212699
1372
03:34
that maybe, just maybe,
70
214095
2813
Bizim ortak ebeveynler olmamız
03:36
the way we showed up as co-parents
71
216932
1645
yalnızca ilişkimizdeki
03:38
lay not only in the layered nuances of our partnership
72
218601
3852
katmanlı nüanslarda yatmıyor,
03:42
but the capacity within our hearts to tend to a human
73
222477
2913
ayrıca o insanla ilgilenmek için birbirimize yardım ettiğimiz
03:45
that we helped create together.
74
225414
2043
kalbimizdeki kapasitede yatıyor.
03:49
(Applause)
75
229268
2251
(Alkış)
03:54
It would involve love in a nurturing and safe environment
76
234174
3658
Ortak ebeveynlik, biz bu dünyayı terk ettikten çok sonra
03:57
that would feed Lilah long after we both left this earth.
77
237856
5726
Lilah’ı destekleyecek besleyici ve güvenli ortama sevgiyi dâhil ediyor.
04:07
Fast-forward four years,
78
247100
2681
Dört yıl çabuk geçti,
04:09
and Lilah is now in pre-K.
79
249805
3030
Lilah şimdi anaokulunda.
04:12
She loves gummies,
80
252859
1410
Jelibon seviyor
04:14
and she says things like, "My heart is filled with love."
81
254293
3454
ve “Kalbim sevgiyle dolu” gibi şeyler söylüyor.
04:19
She's the most loving, compassionate, empathetic human being I know,
82
259172
3215
O benim tanıdığım en sevecen, en şefkatli, en anlayışlı insan
04:22
and the reason I get to tell you all of this is because
83
262411
2626
ve benim tüm bunları size söyleme sebebim
04:25
she's back in the Bronx with her mother.
84
265061
2102
onun annesiyle Bronx’a dönmesi.
04:27
You see, this is co-parenting,
85
267187
3211
İşte bu ortak ebeveynlik.
04:30
and in an ideal world,
86
270422
1164
İdeal bir dünyada,
04:31
my mother would have had a co-parent, too.
87
271610
2598
annemin de ortak ebeveyni olabilirdi.
04:34
She would have had support,
88
274232
1366
Annemin de kendisine destek olan
04:35
someone to show up and give her a break, a time off.
89
275622
2525
ve ona ara verdiren bir ortak ebeveyni olabilirdi.
04:38
In an ideal world, every parent is a co-parent.
90
278171
2835
İdeal bir dünyada her ebeveyn ortak ebeveyndir.
04:42
In an ideal world, both parents share the weight of the work appropriately.
91
282117
3952
İdeal bir dünyada her ebeveyn iş yükünü uygun olarak paylaşır.
Lilah’ın annesi ile benim bir programımız var.
04:46
Lilah's mother and I have a schedule.
92
286069
1764
04:47
Some days, I leave work and pick Lilah up from school,
93
287833
2535
Bazı günler işten çıkıp Lilah’ı okuldan alıyorum,
04:50
some days I don't.
94
290392
1324
bazı günler yapmıyorum.
04:51
Lilah's mother gets to go rock climbing
95
291740
2327
Lilah’ın annesi kaya tırmanışına gidiyor
04:54
or study for the LSAT,
96
294091
2358
ya da LSAT sınavına çalışıyor
04:56
and I get to stand in a room full of bold, dynamic and powerful women
97
296473
4395
ve ben bir oda dolusu cesur, dinamik ve güçlü kadınla
05:00
and talk about dad stuff.
98
300892
1554
babalık hakkında konuşuyorum.
05:03
(Applause)
99
303949
2902
(Alkış)
05:09
It is work, it is beautifully hard work
100
309294
2318
Çalışmak, sıkı çalışmak,
05:11
dismantling the systems that would have us believe
101
311636
2772
bizi babaların hafta sonunu çocuklarıyla yalnız geçirmek zorunda olduğunda
05:14
a woman's primary role is in the kitchen, tending to all things domestic,
102
314432
3528
kendini perişan ederken, kadınların asıl görevinin mutfak olduğuna
05:17
while the hapless dad fumbles all over himself
103
317984
2692
ve eve ait her şeyle ilgilenmeleri gerektiğine
05:20
whenever he has to spend a weekend alone with the kids.
104
320700
2623
inanmaya zorlayan sistemi yıkan şeydir.
05:24
It is work that needs to happen right now.
105
324304
2494
Şu an olması gereken şey de iş.
05:27
You see, far too often,
106
327211
2079
İki ebeveyn çalıştığında, genellikle bir ebeveynin tipik olarak
05:29
what it seems like is when both parents are working,
107
329314
2501
05:31
one parent is typically tasked with organizing the household
108
331839
2913
ev işlerini düzenlemekle görevlendirildiği görülüyor.
05:34
and keeping the home running.
109
334776
1418
05:36
That person is typically a woman or someone who identifies as such.
110
336218
3311
Bu kişi tipik olarak bir kadın ya da öyle tanımlanan biri.
05:40
Far too often, those who identify as mothers and as women
111
340048
3179
Genellikle, kendilerini anne ve kadın olarak tanımlayanlar,
05:43
have to sacrifice their dreams in order to appease the standard.
112
343251
3719
standartları karşılamak için hayallerini feda ediyor.
05:47
They have to sacrifice their dreams
113
347644
1754
Bu kişiler, anneliğin her şeyden önce gelmesi için
05:49
in order to ensure that motherhood takes precedence over all else.
114
349422
4482
hayallerini feda etmek zorunda kalıyorlar.
05:53
And I'm not here to say that it doesn't, but what I am here to say is,
115
353928
3348
Ben de böyle olmadığını söylemek için burada değilim, söylemek istediğim şu:
05:57
as equal partners and co-parents, it is our duty to ensure
116
357300
4238
eşit partnerler ve ortak ebeveynler olarak bizim görevimiz,
06:01
that our co-parenting partners don't have to put their passions,
117
361562
3135
bencillik yapıp yardımcı olmadığımız için
06:04
their pursuits and their dreams
118
364721
1519
ortak ebeveyn partnerlerimizin
06:06
to the back burner
119
366264
1166
tutkularını ve hayallerini
06:07
just because we're too self-absorbed to show up as allies.
120
367454
2898
ikincil duruma getirmek zorunda kalmamalarını sağlamak.
06:10
(Applause)
121
370376
3230
(Alkış)
06:15
Co-parenting makes the space possible for everybody.
122
375479
2528
Ortak ebeveynlik herkes için alan yaratıyor.
06:18
As a co-parent,
123
378695
1515
Ortak ebeveyn olarak
06:20
the time I've gotten to share and spend with Lilah
124
380234
2331
Lilah ile paylaştığım ve Lilah'a ayırdığım zamanı seviyorum,
06:22
is time I appreciate,
125
382589
1325
06:23
the time that has allowed me to be fully present for my child,
126
383938
4029
bana çocuğumun tamamen yanında olmam için zaman tanıyor
06:27
removing the notion that the emotional labor required to raise a child
127
387991
3357
ve çocuk yetiştirmek için duygusal emeğin gerektiği
ve bunun kadın işi olduğu fikrini ortadan kaldırıyor.
06:31
is a woman's work.
128
391372
1800
06:33
As a co-parent, Lilah and I have built snowmen,
129
393196
2584
Ortak ebeveyn olarak, Lilah ve ben kardan adam yaptık,
06:35
we've played with acorns,
130
395804
1476
palamutlarla oynadık
06:37
we've rapped to the soundtrack of "Moana," I know you have, too.
131
397304
3185
ve “Moana” şarkısıyla rap yaptık, siz de yaptınız biliyorum.
06:40
(Laughter)
132
400513
1302
(Gülüşmeler)
06:41
She's sat with me while I've led workshops at Columbia University,
133
401839
3270
Columbia Üniversitesi’nde çalışmalar yönettiğimde
şiir, hip-hop ve tiyatro arasındaki
06:45
when I talk about the intersections of poetry, hip-hop and theater.
134
405133
3235
kesişimler hakkında konuştuğumda benim yanımdaydı.
06:48
We get to talk about her emotions and her feelings
135
408392
2409
Lilah’ın duygularını konuştuk
06:50
because we have exclusive time together,
136
410825
1947
çünkü özel zamanımız vardı
06:52
and that time is planned time,
137
412796
1467
ve bu zaman yalnızca benim planlarıma göre değil,
06:54
it's organized around not just my schedule but her mother's.
138
414287
3141
annesine göre de planlanmıştı.
06:57
Both of us, as co-parents, have unique parenting styles.
139
417452
3263
Ortak ebeveynler olarak ikimizin ebeveynlik tarzı kendine özgü.
07:01
And we may argue at times,
140
421829
2497
Bazen tartışabiliriz
07:04
but what we can always agree on is how to raise a human --
141
424350
4100
ama daima anlaşabileceğimiz şey nasıl insan yetiştireceğimiz.
07:09
our human.
142
429361
1299
- bizim insanımızı -
07:13
I will never fully understand or comprehend
143
433074
3481
Şunun ne anlama geldiğini asla tam olarak anlayamayacağım:
07:16
what it means to hold a child in my body for 10 months.
144
436579
2970
Çocuğumu 10 ay bedenimde taşımak.
07:20
I will never be able to understand
145
440310
1682
Emzirme denemelerini
07:22
the trials and tribulations of breastfeeding,
146
442016
2157
ve zorluklarını asla anlayamayacağım,
07:24
the work that it takes,
147
444197
1479
bir insan taşımanın
07:25
the emotional, physical, psychological and emotional toll
148
445700
3794
kadın bedeninde yarattığı duygusal, fiziksel
ve psikolojik zorlukları asla anlayamayacağım.
07:29
that carrying a human can have on the female body.
149
449518
2923
07:33
What co-parenting does is say,
150
453507
2421
Ortak ebeveynliğin söylediği şey şudur:
07:35
we can create balance,
151
455952
1285
Denge yaratabiliriz,
07:37
a more balanced home and work life for everyone involved.
152
457261
2895
herkes için daha dengeli bir ev ve iş hayatı yaratabiliriz.
07:40
Co-parenting says that while parenting may involve sacrifices, yes,
153
460180
3565
Ortak ebeveynlik şunu der: Evet, ebeveynlikte fedakârlık vardır
07:43
the weight of that sacrifice is not solely resting on one parent alone.
154
463769
4173
ama bu fedakârlık ortak ebeveynlikte yalnızca tek bir ebeveyne yüklenmez.
07:48
No matter your relational dynamic,
155
468808
1669
İlişki dinamiğiniz nasıl olursa olsun,
07:50
no matter how you identify as a human being --
156
470501
2189
kendinizi nasıl tanımlarsanız tanımlayın
07:52
he, she, they, ze --
157
472714
1375
– erkek, kadın, onlar, “ze”—
07:54
co-parenting says we can create space and equity,
158
474113
3066
ortak ebeveynlik der ki: alan, eşitlik, daha iyi iletişim ve empati yaratabiliriz;
07:58
better communication, empathy, I hear you, I see you,
159
478096
2907
seni duyuyorum, seni anlıyorum,
08:01
how can I show up for you in ways that benefits our family?
160
481027
2839
ailemizin faydası için sana nasıl yardımcı olabilirim?
08:05
My goal:
161
485443
1176
Amacım,
08:07
I want more fathers to embrace co-parenting as a model
162
487881
4195
daha fazla babanın bu ebeveynlik modelini benimsemesi.
08:12
for a better tomorrow, a better today for ourselves,
163
492100
2684
Daha iyi yarınlar için, daha iyi bugünler için,
08:14
for our co-parenting partners, for our families, for our community.
164
494808
3183
ortak ebeveyn partnerlerimiz, ailelerimiz ve toplumumuz için.
Daha fazla babanın, babalık hakkında
08:18
I want more fathers talking about fatherhood openly,
165
498015
2490
08:20
candidly, honestly, lovingly.
166
500529
2203
açıkça, samimi bir şekilde, dürüstçe, şefkatle
08:22
Right?
167
502756
1151
konuşmasını istiyorum.
08:23
I want more people to recognize that black fathers in particular
168
503931
3023
Özellikle siyah babaların hukuk sisteminden,
08:26
are more than the court system, more than child support
169
506978
2614
çocuk desteğinden ve medyanın bizi nasıl gösterdiğinden
08:29
and more than what the media might portray us to be.
170
509616
2451
daha fazlası olduğumuzu bilmelerini istiyorum.
08:32
(Applause)
171
512091
2817
(Alkış)
08:36
Our role as fathers, our role as parents,
172
516843
2111
Baba ve ebeveyn olarak rolümüz
08:38
our value as parents
173
518978
1152
ve ebeveyn olarak değerimiz,
08:40
is not dependent on the zeroes at the ends of our checks
174
520154
2728
çeklerimizin sonundaki sıfırlara değil;
08:42
but the capacity within our hearts to show up for our families,
175
522906
2992
ailelerimiz, sevdiğimiz insanlar ve miniklerimiz için
08:45
for the people we love, for our little ones.
176
525922
2364
kalbimizde gösterdiğimiz kapasiteye bağlı.
08:48
Being a father is not only a responsibility, it's an opportunity.
177
528310
3466
Baba olmak bir sorumluluk değil, bir fırsat.
08:52
This is for Dwain, this is for Kareem "Buc" Drayton, this is for Biggs,
178
532563
3763
Baba olmak; Dwain için, Kareem “Buc” Drayton için, Biggs için,
08:56
this is for Boola, this is for Tyron,
179
536350
2469
Boola için, Tyron için
08:58
this is for all the black fathers who are showing up on a day-to-day basis.
180
538843
3589
ve günlük kapasitesini gösteren tüm siyah babalar için vardır.
09:02
This is for Charles Lorenzo Daniels, my father, who didn't have the language
181
542456
3610
Baba olmak, istemesine rağmen kapasitesini göstermek için
dili ve yöntemleri olmayan babam Charles Lorenzo Daniels için vardır.
09:06
or the tools to show up in the ways that he wanted to.
182
546090
2647
09:10
Thank you.
183
550245
1199
Teşekkürler.
09:11
My name is Joel.
184
551865
1380
Ben Joel.
09:13
Hi Bria, hi West.
185
553269
1895
Merhaba Bria, merhaba West.
09:16
(In Yoruba) Amen.
186
556397
1206
(Yoruba dilinde) Amin.
09:18
(Applause)
187
558014
2837
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7